Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
"Akıl yoluna,, ilkulaşan lyonya olmuştu însanlık tarihinin üç büyük aşamasının iiçuncüsiine akıl yoluna , yer yüzünde ilk kez Anadoluda lyonya ulaşmıştır. Hem de önceki aşamaların kalıntılanndan he men hemen tamamen armmış olarak. Anadolu'nun Hellenistan ve o çağuı dünyasıyla apayrılığı ve haşkalığı işte bundandır. Böylece Ana doiu en insansal bir uygarhğın öncüsü olmuştur. Bu işte Hellenistan ve Hellenizmin hiç payı olmamıştır; •tersine Heller.istanın büyü ve din sşarnasında «etik», «metafızik» ve •mistisizm.de direnmesi, dünyanm gelişmesine en az bin yıl set çekmiştir. Hellenistanlılar da insandılar, estetik bakımdan çok güzel yapıtlar bıraktılar. Insan, gözleri yaş dolarak, insanlığa bu arada da ken dılerine bin yıl süresince yazık edildiğini düşunür. Akıl yolu. Ana doluda kesin olarak bilinemez ama dörtyüz yıl kadar, sonra Bağdat ve Ispanya Araplannda iki yüz yıl kadar ve Avrupada, ondokuzun cu yüzyıldan günümüze kadar, sür dü. Eski Taş Cağının fpaleolitik) müyonlarca yıîmdan beri aklın üstün geldiği süreler, topu topu sekızyüz yılı bulur. Üst tarafı özel çıkarlarca çarçur olmu? gitmiştir. Miletos'un fusiyologları 1. Ö. yedinci yiızyılda madde için «ölmez ve empsihos» yani diri ve canlı dediler. Düş,ünceleri, Isa'dan sonra on sekizinci yuzyılda yaşamıs. olan Lavoisier'nin anlayışmdan «Rien ne se perd, rien ne se cree.sinden çok daha ileridir. Çünkü Lavoisier msd denin diri olduğunu bulamamışü, onca madde kabasaba, ölü bir ağırlıktı. Oysa fusiyologlann canh maddesi yaşayan maddesi uzaktan uzağa maddenin »tomik niteliği ni müjdeler. TARIH ve HELLENİZM ta okunurmuş. Herodotos bu ozanın Likyalı olduğunu yazar (Kitap IV 325''. Anadolu kazıhnca bunlann giz: meydana çıkar. Bunlardan Zagreos, Yakkos, Demeıer. ve Persefon diye amlan birkaç kol «mister» (Giz> ürer Atina'da. Topuna da Orfik diyebilıriz. Bu gizlerin dağılma merkezi, Atina'nın yanı başında E'eusis'de olduğu için, bunlara • Eleusis gizleri. deniliyordu. Bu giz Ier gizli tutulduğu için târikatlara girenlerin hangi asama ve törenler den geçtikleri belli değildir. Hellenizmin mistisizme çok uygun olan havasında, yeni yeni târikatlarla beraber yeni kerametler, mucizeler, efsunlar ve sürü sürü şeytanlıklar ddrt yanı sardı. ANADOLUnun Ama şunu da söylemek gerekt.r ki, Ksenofanes Hellenistanın koyu bir teokrasiye dalrr.asını önle>e gelişmiş değıldi. Pitagoras, İ. Ö. altıncı yuzyılda Sısamda doğdu. Anadoluluydu ve Yozon: HALİKARNAS | Insanlık tarihi üç büyük aşamadan geçer bilmişse de, Hellen kültürünü mistısizm ve metafizikle yozlaşmaktan ahkoyamamıştır. Bunda Pıtagoras'ın etkisı vardır aZten hiç bır şey Hellenistanda orijınal olarak baş!ang;çta Anadolu kültür ve uygarlığır.ın çevresi içmdeydi Önceleri parlak bır matematikçiydi. Son raları bir çeşit Orfızme saparak ölümden sonra ruhun başka bir göv deye geçtiğini savunmaya koyuldu Müritleriyle birlikte Sicılya'ya geçti, orada kanılarını bıçakla ve cın=ıyet!erle elâleme zorla kabul ettirmeğe kaıkıştı. Sicilyadaki oligsrkları savunarak poütikaya da karıştı. Oligarklara karşı bir ayak lanmada muritleri dldürüldü, kendıs:ne de yszık edildi. Afomistler Anadolulu düşünürler maddenin en küçük parçası, «daha fazla aynla maz, ufalanamaz» anlamma gelen «atom» dediler. Onun için onlara •atomist» yâni «atomcular» denilir. Atomistler şunlardır: Ksenofan fKolofon'ludur Batı Anadoluda, Izmir'le Efes arasındadır), Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Leukippos ve Hekateos. Bunlann hepsi Milletosludur Milletos'un örenine (harabesine) günümüzde • Balat» denir. Kentin çoğu topraklar altmdadir. Herakleitos Efes'lidir, örenin kimi yanı kazılmıştır. Demokritos, Trakya'da Abdera şeh rindendir. Ama orası lyonyalılar ta rafından kurulmuştur, kendisi İyon yahdır. Atina'dan çok kaçmırdı, oraya hiç uğramamışür. Anaksagoras, Izmir'de. Urla'nm yanında Klazomenai (Kilizman) lidir. Epikuros Sisam Adasmdandır. Bunlar arasında Ksenofan ile Sisam'lı Pitagoras'tan beraberce söz etmek zorundayız. Ikisi de îyonya'lıdır. ama birbirlerine zıthkları. insanoğlu uy garhğını önemle etkıleyen bir olay olduktan başka, Anadolu Hellenis tan ayrıntısını aydmlatu'. Bu Anadolulu düşünürler, yâni Atom'cular arasında Ksenofanes ile Pitagoras ve Heka'eos ayrı bir yer tutarlar. Onun için önce bu üçünü ele alalım. Büyü, din ve akıl aşamalanndan söz etmiştik. Bu üç dönem doğudan batıya esen bir rüzgârın taşıdığı bulutlar gibi, Anadolu üzerinden Hellenistana yol almış lardır. Ama Anadolu akıl ve bilim sel gerçeğe ya da aşamasma çoktan ulaşmışken, Hellenistan bir büyü YARIN SOKRATES BULMACA. 1 2 3 4 S $ 12345 6789 Persler Hellenistan tıpkı Mısır gibi ölüm sonrası kuruntularıyla bir mezarlığa dönmek ve bir papaz lakımının üstünlüğü «ıltmda ezilmek üzereydi. Tehlike bir Pers işgalinden kat kat korkunçru. Persler hiç de ezici olmayan bir haraç alıyorlardı. Herodotos Perslerin Anadoludan ne kadar vergi aldıklannı bir bir yazar. Ama tyonyanın her yönden gelişmesine Persler hiç engel olmadılar. Hellenistanı. Pers tehlikesinden daha korkunç bir durumdan, bir mezara dönmekten kurtaran tyonyanm düsünürleri ve onlarm başmda da Ksenofanes'dir (1. Ö. 570480>. Hellenistanın büyüsel, dinsel ve geleneksel inançlarma karşı şid detle savaştı. Hellenistan ve İtalya1da yanında günümüzün Anadolu'lu âşıkları gibi. bir lir dıngırda tan yurddaşı olarak kent kent ta ban tepti. «Eğer oküzler ve beyeirler Tanrı pu'.ları yontabileydiler, onlar da tanruarı öküz ve bey gir şeklinde yaparlardu, diyen ndur. Hellenistanın atlet îdealini, ve br yarısta b'rinci çıkana gösterilen aşırı saygıyı delilik sayıyordu. «lnsan aklı öküzlerin ve atların gücüne üstündür» dıyordu. B K ETRUSK APOLLOSUNUN BAŞI ve din karışımında «ve dahi duralar» dıye sonuna dek kalakalmıştır. Anadolu î. Ö. üçbin yıllarında büyü aşamasım asmış ve Homeros'un Olımpos tanrılarıyla alay ettiğine göre, t. Ö. bin, ya da binbeşyüz yıllannda din aşamasından sıy nlmıştır. Bu gerçek lâfla gürültüye getirilemez. Anadolu, Thales zamanında kesin olarak doğa bilgisi aşamasında idi. Thales zamanında Thales'e karşı (Galileo'ya olduğu gibii bir Vatikan çıkmadığma gore. ortam. tam uygar ve ozgür bir ortamdı. Oysa Perikles'in dâvetlisi Anaksagoras (Izmir'li ve Kilizman lıdır) «Ay ve güneş birer tanrı değil, maddesel kütlelerdir> dediği için Atlna'da ölüme mahkum olmustu. Tıpkı Galileo gibi. I Orfeos Anadolunun bin^erce yıllık karanlığında gomü'.ekalan rbüyü» aşa masına «orfık» diyebilıriz. Bu karanlıklar arasında Orfeos adlı bir ozanm koca golgesi belli belirsızdir. Sesini salıverdi miydi, yabani yaratıklar evcilleşiverirlermiş, kurt, kuş. dağ taş ve bütün evren kulak kesilirmiş. Bir de onun buğulu öğ rencısi var, Musaeos adlı. (Platon ondan çok hayranhkia söz eder.) Bır de «Olen adlı bir ozan var ki, Apollon'a soylediği ilâhiler Delos' Ü SOLDAN SAĞA: İ Hİ 11 1 siftah, eski zamanlarda yemei dakl klrlilik. 7 Bir sıfat takısı, ıçkı içerken yenılecek şeylemaraası yerıne kullanılırdı. n satan kışı. 8 YUKARIDAN dŞAĞiy.V. I 2 3 4 5 6 7 8 9 «Kırmızı rerü 1 İlk çağda Akderuz kıyılatekı kolucu» mâ nnda devlet kurmuş denizci btr nasına ıkı söz, mılletin lerdi. 2 Belirti, mateAvnıpanın esasmatikte kuliarulan bir harf. 3 h akar sulannBir hastalığın bir kişiden başkadan. 9 «Peylarına bulaşması jşi. 4 Bir egambere benzer nıir, Pransız parası. 5 «Şaır adururnda» Itardı» karşılığı İki söz. 6 Kriz geçirme ve düşüp bayılma halle OOnKtt OultnataniD ŞÜlğl btr SOZ, ve ri gösterenlerin hastaUğı, bacalar b«ıje<uiııü9 tektt brr edat. 1 Dısi Bond ÖUODESTY / M'OLUE, CCÖKEM, kX)C { TARIM OUAP'IMI... BİU ÇETEMIM EUMPE.M kaJC.TUUjE , AMA, DE ĞÎŞTİG£*£H & 06 25 06.30 06.4S 06.50 07 00 07.05 07 30 07 45 07.50 08.00 08 20 08.40 09 00 09.10 Acılıs ve Turkuler Kov Ovun Kovs avukatı ha\alvı haberkr turküler bueun sızırle Droeram ^ i I; 1 Ağızlardan kulaklara al% çak sesle sbylen'tı gizli dediko İ dular (çoğul). 2 «Benzeri güç bulunur farnilya» arüamına üç İ< soz. 3 İçi çok tanelı yemiş cıny, si (çoğul), notalardaki durak ye'' ri. 4 Tersi «Hind Avrupa ırkı • mensubu» demektir, mermi atan '> İ sü&hlann kısımlanndan biri. 5 = Canı nasıl isterse o tarzda harer 5tet edenlerın yaptıklan işler boy '> le tasvır olunur. 6 «İçinl bayıltıcı madde karıştırılmamış durumda» kaışılıgı bir söz ve bir takı. 7 Koleksiyon yapılan pullar bu halde ise çok değer taşır (ıki sozi. 8 İdam hükmü icra olunurKen bunu çingenelere çek*, tınrler, tersi «dağ kovuğu» dur, erkek elbiselerinde menrlH' veya para konulan yer. 9 Birinci ve DONKC BULMACANIN HALlıEDtLMİS 5EE3J HALLEDtLECEK Yukandaki rakamlı bulmacads sadece 4 tane anahtar (ıpuctı) ve 8 tane »onuç vardır B03 balan U karenin içine 1 den 9 a kadar uygurj birer rakam koyarab ve (oplaraa. çaıpma. çıkartma bölme işaretlerine dikkBt ederek soldar sağa ve vuknndan aşağıya bulmacada gösterileo sonuçlan bulujauz Biraz vaktinizi alır ama, boş vaktinizj boşç» feçirmış olursunuz itt^l 1 Mİİ ' Istediğıniz Istanbul'da Hafif Bu Cıean FRÎEDRİCH DÜRRENMATT. 32 Içıme bırden bır dehşet, bir tiksinti, bir yorgunluk dolmuştu. Ürperdıra. Matthai, «Cânl gelecek» dedi. Gene kendimi kaybederek, «lâf!» diye bağırdım. «Sacmalık bu. Safsata. delilik.» , Sanki beni duymamıştı blle. «Havdı, bıze dönelim» dedi. Nıhayet bu uğursuz yerden aynldığım İçin memnundum. Güneş şimdl iyice alçalmış, gölgeler dev boyunda, geniş vâdi pırıl pırıl altın ışıklar 1 çinde yüzüyordu Üstümüzde sema en sal bir mavi renkteydi. Ama her şeyden nefret getirmiştim. Renkli bır kartpostalın içine hapsedilmiş gibiydira. Sonra şoseye çıktık, sel gibi akan trafik, şık üv sanlann kullandığı spor arabalar. önümüzden güru! gürül akıp geçen hayatın zenginliği. Gültinç. Benzin istasyonurta vardık. Feller benim otomobilin içınde bekliyordu. Daha şimdiden uyuklamaktaydı. Annemarie ise salıncaga oturmuş, o ince sesiyle «Maria oturmuş kaya üstüne» diye şarKi söylüyordu gene. Kapı esiŞinde amele kılıklı b:r adam durmaktaydı. Kenara yaslanmış, sırıtıyordı. GömleŞinta açık duran önünden kıllı göğsü görünuyordu ve dudağına bir sipara yapıştırmıştı. Mattha: ona hiç aldınş etmedi. Dosdoğru oturma odasına gitti ve ben de oeşinden yurüdüm. Matthai masanın üzerine bir üşe konyak kovdu ve bardak bardak üstüne jTivarla.maya başladı. Liesel Heller görünürlerde yoktu. Matthai, «kolay olmıyacak, tasarladığım şevi yapmak» diye fıkir yurüttü. «Ama meydanlık buradan pek uzak sayılmaz. Yoksa burada tnı beklemek daha iyi olur? Ha ne dersin?» Cevat) vermedim. O da benım sessizîiğime hiç a'.dınş etmeden bir aşağı bir vukarı dolaşıp duruyordu «Liesel'le Annemarie'nm durumu öğrenmeleri çok kötü oldu. Ama elbet bir çaresuıe bakanz.» Dışarıdan şosenin gtirultüleri gelıyordu. Ve k'Jçük kızuı o ince, titrek sesi: «Maria oturmuş kaya üstüne...» «Matthai, ben gidiyorum artık» dedim. Yüzüme bile bakrnadan içkisini içmekte devam etti, sonra, «Kâh burada beklerim, kâh ormandaj) dıye karar verdi. «Allahaısmarîadık» diyerek dışan çıkum. Eşikteki adamın ve salmcaktaki küçük kızın Ö niınden geçerek Feller'e seslendim. Feller kestirdıği uykudan sıçnyarak uyandı. Arabayı getiıdi »o kapısmı açtı. »Zürih'e» diye buyruk verdim.. Zurıh'in eski emnıyet âmınyle ben çoktan ZÜrih'e varmıştık ve şimdı bu hıkâyede kaç kere ariı geçen Kroenhalle lokantasmda oturmaktaydık. Saat dörde geliyordu. Kahvelerimizi içmiş. birpr Havana pürosu tellendirmiştik ve sıra liköre gelmişti. Bay M. hikâyesine devam etti. Hikâyenin bundan sonraki kısmınds zavallı Haberler vc hava durumu muzık melodilerl i NIHAL YEĞİNOBAU ssbah Istanbulun sesi Kadınlar icın Pransadan vankılar Garth 09 30 Sabah tıirkiüeri 09 45 Psvano soloları 10 00 Muzık kutusu 10 15 Gciın tanısalım . Kcndimizl tamvahm 1 0 : 5 Sarkıîar 10 40 Arkası vann 11.00 Kısa lıaberler 11.05 Sabah konseri 11.55 Acar orkestrası 12 10 Kuçük ılânlar 12 15 Turküler 12 30 Sarkıîar 12.45 Sarkılar 13.00 Haberler ve Resmi Gazetede buejn Rck'aı programları Sarkıiar F Eee Orkestrası SaruUr Konser saati »ık Vevsel'den devısler Kı^a hpberler Okul rsdvo«ı C n c k bahccsi Beraber 'vııl.:'?r Kısa haberler 'Erk'Ver fss,1 tnoluluSu Pcklânı Droaramları Habcrler \e hava durumu Turküler Kentirnızin sorunları Me?adiden melodive Sarkılar 24 saatın olavları ÎFCİ İsveren iUskiIeri Sarkıîar Havat ve kitaclar Rc'rlâTi Drosranıları Haberler vc nava durumu Radvo Senfori Oıkestrrsı d j ' mVz'k Kr j a rı« İST\NBIX İL R\DYOSU Acılı= ve Droei"?:ıı Si'iıı TCIII K ı r i ' k korser i\ sksamlar Sf>rfor ; k rriizık Hafif muzik Akspm konsrri G p n c l f l c beraber Akdeiız ııikclerinden müzik Şonat saatı İ'alvarca 5?>küar O c e krn^eri Hafif müzik Matthai aktil bir rol oynamıyor artık... Gayet tabil olarak Matthai'yi sık sık gridip görüyordum. Clna' yeti seyj'ar satıcmın işlediğine ve gerlsinin tamamen Matthai'nın hayaliniu mahsulü olduğuna git. side kanaat getiriyordum. Zira aradan aylar, hattj yıl'ar geçtigl halde o tipte bir ctnayet daha işlen memiştt. Her.nej'se. lâfı uzatmaya hacet yok. Zavallt Matthai ruhca, bedence, ahlakça, dejenere oldu îçkiye verdi kendini. Ona yardım etmenin, onu de fistirmenin imkânı yoktu. Liesel'in peşinde koşn<köv erkeklerinin geceleri çaldığı ıslıklar boşa git miyordıı artık. Durum git^ide kötülüyordu. Hattâ polisler ev bir kaç kere bastılar. Onlara durumu oldugu gib anlatmak zorunda kaldım. Ondan sonra görmeme? likten eelmeye başladılar. Böylece olavlar seyrinl Izledl. Sonucu blr kaı saat önce siz de gözlerinizle gördünül. tnsanu gerçekten lçini karartan bir durum. Hele Annemarie'ye çok yazıfe oldu doğrusij Anasmı geride bıraktı bu kız. Ama belki de tslfet evlennin gayretkeşligl oldu. Kızcağız alıp vet); tırme yurtlanna verlestiriyorlardı. O da hsr se ferinde anasına kaçtvordu. tki yı! önce Liesel evi birahane olarak işlet meee başladı. Lisans alabilmek için ne dolapla çevırdigini tann bilir artık. Her neyse... Annemarie'den bundan sonra hiı havır ?elmedi. Annesine... her işte.. yardım etmeg başladı. Ama durumu slz de gördünüz. Üstünd durmaSa hacet yok.. Yalnız öerhalde şimdi kendi kendinize son: yorsunuzdur Polis romanlan hakkında yürüi tügiim tenkitle bu anlattığım hikâyenin arasınd ne bağlantı var diye. Sonra Matthai'ye niçin <'D: hi» dediğimi de marak ediyor olacaksmız. Hal lısınız. Bu anlattığım hikâyede bir «ders» gizli oldı ğunu sizden gızlevecek değilim. Bunun gayet be bat bir ders olduğunu sezmıs olsanız gerek. < kadar berba* kı söyle iyi bir polis romanında vi >a ıvi bır filmde krullanılmasma Imkân yok. ' kadar giilünç, aptal, saçma bir ders kı bu hik! yevı kaleme alacak olsanız pas geçersiniz. Bun rağmen fste Matthai"yi «dahi» smılına sokan şe de bu p(if noktadır Hikâyemizin bu püf nobta; Matthai'yi bize gerçek kişiliğiyle gösterlr H' birimizin söremedigi gerçek taktörlerır.: eörü sezen ve bizim ayağımızı dolaştıran teorılerı dı lip eeçerek ışm özüne vafelaşan bir tnsan.. Ama dikkat edin, tşin özüne «yaklaşan» dlyı rum, yoksa «erisen» deâil. Zira hikâyemizden a! nacak ders. işin püf noktası şudur kı hayat tesı duflerle doludur ve bu tesadüfleri önceder hı saplamanm imkânı yoktuT. Matthai de gerçej görmüş, işin özüne vaklasrmştı ama önceder h( sarjlıvamıyacağı, saçma sapan tesadüfler ayağın dolaştı. (Arltam var) Tiffany TIFFANY JONES UMUTOLMAZ 23 r 0 Gunumuzun eetirdıkleri > p \arısı icm 01 00 Froeram ve kaoanıs. 2" "fl Ca? «aati A NK \ R A Aoıl'S \e rrnjıarn Ko. e haberler Haberler VP hava durumu Sabah rıuzıSı ^nkara'da bucjn Sarkılar Posta kutusu Sabah kor«eri Aı <ası varıs Okı.l radvo^ı: Sarkjlar Melooıden mplcdıve Cocuk bahcesı Balete cae>ı O\un havaları Kıbrıs saatı Zeneer"aen sarkiiar lJ abr'Ier vp Resmî Gazetede buznn Hafif nnvik Cocıık bahce=i Eekl^n Droçranılarl Sarkılar r n :cin sec.ijvlerınıiz Kısa haberler Turkuier Kon^er saati Ces tii muzık Sarkılar ÂIK Yey.fi den turkjler Mı zik dmhvelım Kısa haberler Ince saz İ= dönusii Hnklâm proşramlaıı KaberlPr ve hava durumu A Akkılıc'tP'i turküler Amlarla Ataiurk Sarkılar Sevd'.aıniz sester Uvkııdan önce 2 saatin rl.ivları < "vliva relfb: Klâsık T\ırk maz.ğı Hafif muzik TBMM saati Tı rkuler Haberler ve hava durumu Her hafta bir yorumcu Gece varısına doĞru Kaaanıs rı İ L N Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından thale Sıra Eksiltrneye konan işin Muhammen Gcçici bedeli teminat Tarihi çünü saati No. ceşidi ve miktarı niâzı* Devlet hastahanesl 1 telefon santral tesisi lşi 41.12750 3084.56 B.9.1.,67 cuma 15 00 Bir adet floresans araştırma mikroskopu 26.000. 1950. 8.9.1967 » 15.15 25 adet karanlık saha mikroskopu 75.000. 5000. 85.1967 » 15.30 25 kalem tıbb! malzeme 22.401. 1630 10 8 91967 » 15 45 ve cihaz thalenin ne suretle vapılacağı Kapalı zart Çartnamc bedeli 2.10 k ı ş . 130 3 75 » J bedelst? 1 Yukanda çeşldi, keşif bedel!. muvakkat tenainatı, thale gunil ve saati üe vapılacak ihal8 şekll vazılı işler eksiltmeye çık3nlmıştır. 2 $artnameler Donatım Genel Mü'iürlUğünden temın, îzmir ve îstanbul sağlık MUdürlüklerirıde görülebilir. 3 EHîsiltrne yukanda gösterılen gün ve saatte Bakanlık Donatım Genel Müdürlüğünde toplanacak Satınalma Komısyonunda yapılacaktır. 4 Eksiltmeye girmek sstlyenlenn 2490 savılı kanunun 2. 3 ve 32 nci maddelerınde vszıU şartlar daıresmde ve telefon tesist tşine tştirak edeceklerın avrıca Bavmrtırlık BakanlıSından üç eün PVvelinden alacakları yeterlik bel?elenni de ıhtiva edecek $ekılde (ıazırlıyacakları zarfları eksıltme saatinden bir saat evvel makbuz roukabılinde Komisyon Baskan'ıfına »ermeleri. 5 Postad vâki gecikmelerin kabul edllmiyecefi llân olunur (B.?ın 21346 A K'464/98.^1