24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ağanın, kaymakamı ağına düşürdüğünü ve parsayı mntlaka toplamak niyetinde olduğunu gördüm Seydo'nun bu kere Kaymakam ]a olan samimiyet ve hususiyetınden istıfade ıle Golkurk koyluleraıın tasarruf ve zilyedlıklerı altındakı toprakları onlarm ellerınden almaya tesebbüs ederek 5917 sa>ıh kanuna tevfıkan Kaymakamlığa muracat ettığıne Bakanhktan mtıkâl eden koylulerın şıkâyetlenle muttalı oldum. Bu konuda biraz duralım. makam taraiından yapılmasını arzuluyordu. Kaymakam Doğan Gürbüztürk ise bu sorujturmayı bizzat yapmakta itina ile kacmıyordu. Nitekim köylünün ısrar ve benim rıcalarıma rağmen ıki tali memura tahkikatın yapılmasını havale etti. Köylüler bu tahkıkatla gorevlendirilenlere itimatsızlığını ifade ve protesto makamında soruşturma mahalline gelmedi. Soruşturma tek taraflı yapıldı. Kaymakam sorusturma dosyasına Seydo lehine karar yazılması ısteğini belirten şerhi vererek evrakı kaleme gonderdi. Vaziye tın tahmin ettıklen gıbi aleyhle rınde inkışafını anlıyan koyluler keyfiyetı telle tekrar şikâyet ederek mufetti? talep etti. lhtilâfa konu olan arazinin koylülerın mi yoksa Seydo'nun mu zilyedliğinde olduğunu kendı kaynailanmla tahkik ettım. Aldığım neticeye gdre Seydo ağa haksızdı ve bu arazı hıç bır zaman Seydo'nun zılyedlığme Eeçmemistı. Hatta Seydo ağa ıle kader ortaklığı yapan Viranşehır Belediye Başkanı Suphi ağa' ya dahi, onun farkma bile vara madığı dolayh yollarla ıhtılâfa konu arazının hiç bir zaman Seydo'nun tasarrufuna geçmedığıni ve köylülerin zilyedliğinde bulunduğunu itiraf ettirmıştim. Ama o vicdanını suiıstimal ede rek bu arazılerin Seydo Ağa1 nın olduğuna Kaymakamı inandırmak için telkinlerde bulunmaktan bır an bile geri durmadı. Köylüler iki avukat tutarak Kaymakamlığa müracaat et tıler. Kaymakam isin ciddıyet Kaymakam çekinivor tdare mesleğıne ıntısabımdan berı sıyasî ıktıdar hangı partne ca>alı olursa olsun, o partının mahaÎH teşkılât kademelerınde vazıfe alan şahıslarında bır tem fil jeteneğı bulunmasını, sorum tasıyan ınsanlann ağırlığı ve cturaklıhğı ıle hareket ederek, gerek muhalefette bulunan ve gerekse tarafsız vatandaşlara ornek olacak derecede seviyeh ha reket etmek suretıle Hukumetı kuçuk duşurecek ve dıle getirecek hareket ve davranışlardan kaçınmalarını; sıyasî nufuzlaıır,ı şahsi çıkarlarına âlet etmemelerının gereklilığını Doğana snlatarak, Seydo'nun teşebbusu hakkmda uyanık bulunmasını jma ettım. Ve Seydo ıle ilgıli tahkıkatı bizzat yapmasım istedım. Koyluler de tahkıkatın Sey do'nun tesır ve tahdidine maruz kalabilecek tali memurlar marıfetıle değıl de bizzat Kay kazandığım anlayınca tekrar so ruşturmaya karar verdi; Fakat kendisi isin içıne gene fıılen gırmek ıstemedı, gene dosyayı ıki tali memura havale etti. Ko\lulerm İçişleri Bakanlığına yaptıkları şıkâyetın telgrafı Valılığime gelmce durumu tetkık eUım. Vaziyet yukarıda anlattığım şekil ve safhada idı. Sevdo ile konuşuyoruz Kaymakam Doğan'ı içinde bulunduğu müşkül durumdan kurtarmak için, önce Seydo ağayı buldurup, kendisine hakıkî va zıyeti ızah ıle Kavmakam Doğan'la olan hususıyetı ve uzerınde bulunan partı başkanlığı sıfatı dolayısıle Kaymakamlannı muşkul durumda bırakmamavm, dürüst davranarak hakkı teslim edıp fırsatçılıktan vaz geçmesıni ıhtar ettım. Kaymakamı ağına dusürduğunu ve par sayı mutlaka toplamak karann da olduğunu muşahede ettım. Bu defa da Kaymakam Doğan'ı uyararak ve onu hıç bır suretle rencıde etmemıye çalısarak; kendisine Seydo'nun samımi arkadaşı ve aynı zamanda Partı Başkanı olması dolayısıyle soruşturmanın bizzat tarafından yapılmasını tekrar rıca ile, zıhmlerde bır tereddüt ve şuphe uvanmasma fırsat vermemesi ni, rüşvet olayından sonra kendısı hakkında kazada uyanan müsbet intıbaa golge duşurmemesını soyledım \7e ılâve ettım, «Benim senden ricada bulunmamın maksadı sndur: Gblkürk koylüsünün sıze olan itımadı halen de^am ednor. Se> do'nun tali memnrlan tıimıi sekilde te sırınden endişeliler. Rüsvet olaMiıda gonildüğü gibi istenilen jonden soruşturma dos>ası halırlanması isten değil; maksatlı ^onden sornsturma dosyası ha zırlandıgı takdirde, bu hazırlıyanların kararı mesuliyeti tasımamaları sebebile, sornsturma ile hilâfı sabit oldnğn takdirde, biz bu kanaate vardık. Karar Ka\makama aittir. Bızim ka naatımız Kavraakamı baflamaz. Kendisine tahkik etseydi diverek mesuliyetten sıyrılmaya tali facaklardır.» Avnca netıcede a ınacak kara rnı ısabetıne benim de samımıyetle ınanmam ve kendisının bu karan Seydo ıle olan samimiyet ve hususıyetı sebebile hatıra bınaen aldığı, veya Seydo'nun ıktıdar partisı llçe Başkanı bulun ması dolayısıle, «sijasî tesir ve tazyikin bu karann alınmasına saik oldnğn seklinde bir sıkâ^ete marnz kaldığin takdirde; karann isabetine inanmıs bır âmirin olarak ithamları en sert sekildc reddedebilmeliyim. Se\do'nun siyasi sifatı dolayısıle böyle haksız bir karardan, arazinin tasarruf durumunu gayet iyi bilen vatandasların Seydo'nnn sahsında. mensnp oldnğn partiyi ve onun hükümetinin çe kistirmelerine fırsat venne» dedım. Esefle ifade etmelıyım kı tali memurlarla dahi olsa yapmayı duşünduğü ikınci soruşturma henüz yapılmamışken butun bu ikazlanma cevabı: «Efen dim Seydonun yalan söylemiyecefine inanıvorum» oldu. maya devam ettıler. Burada adet olduğu vechıle taraflann gosterdığı •şahıt ve ehhvukuflar, kendılerır.ı gosteren târaf lehine sahadette bulundu. Ne tarafsız \e ne de resen seçılehilecek bıUrki'i dınlenmedı. Ko\lu avukatlarının ılerı surduğu maddi delıller zabıtlara dercedılmedı. Koyluler akıbetı tahmin etti. Fakat yanlıs bır harekette bu'unarak sankı netıceve muessır olurmuş gıbı traktorlerle, gece ejnduz çah^arak alevhlerine karar çıkmadan ıhtııâfa konu ara^1M nadas yapmışlar. Kavmakam Doğan Gurbüzturk bu konuda kendısı'e vaptığım ve ^ukarıaa naklettığım konusmalaıı aıle dostu ve sır ortağı Seydn ağaya aynen arkletmış Se>do bunun uzerıne bana cephe aldı. Kavmakama sımsıkı sarıldı. Bana karsı ıftıra tertıplerıne teebbus etti Netıce alamadı. Ama hakkettığı cevabı bır mıllet vekıh huzurıle benden sert bır şekılde aldı Bunlartn namussuz ınsanlarla uğrastıkları gorulmemıştır. Hep namuslu msanlara en hassa olduğu noktalardan saldınrlar. Vaktıle kendılennin haksız ıktısaplarına manı olmaya çalışıp bır kısım koylerını ellerınden alarak topraksız vatanda'lara ıca ra veren eskı kavmakam tmam Tekın Alp'a da aynı şekılde satasmışlar iftira etmışlerdır. Bunlar için muhım olan gaynmeşru ıhtisaplannın devamını temindir. Bu yolda her tedbire, her tertibe baş vururlar. tktıdar hangi partiye geçerse bunlar o partıye hemen goç ederler. Tam 22 sene fuzuli isgâllerinde tuttukları 30125 dekar hazıne arazısıni Ceylânpmar Devlet Üretme Çıftlıği ancak bu sene uzun mucadelelerden sonra ellerınden alabıldı. Arazi çıfthğe mahallen ve ıcra marifetile teshm edıldığı halde; arazi uzerındekı mahsulu bıçebılmek ıçın, Tarım Bakanlığı nezdinde yeni ovunlara ve tertıplere teşebbus ettıler. Fakat Bafcanlık oyunlanna gelmedi. Gene durmadılar bu defa mahkemeleri menfaatlerıne temıne alet teşebbuslerine israr]a devam ettiler. Bundan da bir netıce ı=tıhsal edemediler. Ama maalesef Doğan'ı ojuna Tılmoa ÇETİMCR Rize ve Of lehçeleri arasındaki fark... •Bir >udum çay için...» >azılaruıı takip eden okuyucuların gerek telefon. gerekse mektupla bana iletmek lutfunda bulunduklan iltifatkâr sozler her halde bir yazar için kâfi mutluluktur. Tesekkurlerimi sunarım hepsine... Bu arada bana hatulatılan ve açıklamak mecburiyetinde olduğum bir nokta var. Karadenizliler arasındaki konuşmanın lehçe farklan. Bilhassa Rizeli dostlanm israrla istediler buııu... Ben yazılanmda; meselâ «Pincvvum yazmışım... Halbuki, Rizeliler bunu •Bineyrum diye kullamrlarmış. Pineyrum, Of lehçesiymiş. Onlar B leri P seklinde so>lerlermiş... Duyduğum sadece bu \e bunun pihi bir iki nıisal.. Belki daha da boyle lehçe farklan olabilir!.. Ardeşenli, Hopalı. Trabzonln, Surmeneli işcilerle tanışmış, onlarm konuşma dıllerini aynen aktarmışımdır... Esasen ben bn gezim sırasında sadece Rizeyi değil, oraya kadar butun Karadeniz sahillerini dolaştım... Ve Rize'lilerin, Pakay. rum değil, Bakaj rıun. Pineyrum değil, Bineyrum dediklerini duydum. Duzeltmelcri doğrudur.. Ancak, sonu da ilâve etmek zonındayım ki; Rizede çay bahcelerinde çalışanların, yollarda. çarşıda. şurada, bnrada gördüğüın, tanıştığun kimselerin ille de Rizeli olduklannı yazmadım. Onların da kiml Of'dan gelmişti çalışmaya, kiml Sürmeneden.. Ban Rizeli okuyucuların kabul etmedikleri lehçe farkı bundan olabilir!» Istanbuldan bütıin Rizeli okuyuculara sevgilerle... getirip köylülenn zılyedliğindeki arazilerın Seydo'ya teslimme daır karan almaya muvaffak oldular. Koylü avukatlarının dilekçe taleplerile dıle getırdiklen maddi deliller bir kenara itildi. Seydo ağa lehine verilen karar ınfaz için jandarmaya verılmış. Tam o gunlerde Kaymakam Doğan beni ziyarete geldi. Vılâyet makamında konuşuyorduk. Maarif Mudurlüğü emnnde çalışan benzınli ve düşuk tonajlı ıki kamyonun satılıp jerı İkinci soruştıırma tkınci soruşturma gene talî memurlar tarafından yapıldı. Sa dece sorusturma mahalline Kaymakam bır ara uğradı ıse de; Seydonun kulağına soyledığı soz ]er uzerıne arabasına bınip kesıf mahallmden uzaklastı. Vazıfelendırdığı memurlar sorustur ne daha büyük tonajlı ve dizel motorlu kamyonlar alınması kararlastırılmış; Urfa Belediyesl de bu kamyonları 2490 sayılı kanunun 66 maddesine istınaden bedel takdırı suretile kendileri» ne satılması için müraeaat etmışti. YARIN Kaymakam fildr değiştiriyor Dişi Bond MODESTY, BLAISE 06^5 06 !0 06 45 06 55 07 00 07 05 07 30 07 15 07.50 08 40 09.00 09 10 09 W 09.45 10 00 10 15 10 2 i lO^n 1; 00 11 05 11 55 12 10 12 15 12 V) 1' 15 13 00 H 20 I i 10 18 20 14 00 Tiffany* JIFFANY JONES 14 20 1 15 lj40 15 55 1S 10 18 55 1" I J 17 20 17.50 1100 "9 40 II 45 2'ı 00 2C İS 20 *ÎO 20 45 Atıh= Drosram Kuran'ı Kcrım ve Turkce ! acıklaması Saz eserîeri Dmî sohbet Kovc haberler 1 Turkuler Haberler ve hava durumu Istanbul da bucun Kııcıık ilânlar \e hafif muzik Bu sahah sizinle Darvas ve arkadasları Istanbul un sesı Calısan cocuktar Rumba ve ca ca lar Salıh Uveundan turkuler Keman soloları Mu7ik kutüsu Bırlıkte dusunelım Radıie Erten den sarkılar Arkası varın Kısa haberler Sabah konserı Necm Dıvıte.oilu orkestrası , Kucuk ilânlar Nıda Tulekcıden turkuler Saz eserlerı Orhan Senerden sarkılar Haberler Resmı Gazetede busun Hafıf muzlk Reklâm Droeramları Rıza Rit'den sarkılar Damlalar oıkestrası Sarkılar Turkuler Kısa haberler Cocuk bahecsı Halk oıanlanndan deTisler Kısa haberler Kadınlar fasıt topluluîu Reklsm Droeramları Haberler ve fıava drrjrnj Kucuk ilânlar Nurten InnaDtan turKUİer Süor sazetesı Kucuk ortestra Barok muzık Baelama takımı kucuk ilânlar Acık oturum Mefharet yıldırım'dan sarkılar lemeler boyle bir durum lçmde yapıhr. 2 İdrarın içinde bulunan maddelerden, etmfa serpıp savuran. 3 Bir maksada erışılaacaa mek üzere kafada alınmış olan ka rar, tersi uarka taraf» mânasına bır sözdür. 4 Çıtkınldım ve zup pelere boyle de denilır 5 Küçuk kalburdan geçirırken 6 Alfabenln on ikinci harflen fçoğul), Avuç ıçi ortası. 7 Bır hay Ounkt) bolmaeanıo van, şair Abdülhak Hamidin o mıiedıimıs ıdüt len l!k kansı i> çm yazdığı es«nn adı. 8 Tsrıhl deniz kauramanlanmız • dan bir reista adı. 9 Kalabalık meclislerde çam deviren ihtıyatsızların sık sık kırdıklan, buhran. ZI SOLDAN SAĞA: 1 Sekız saat çalışan işçinin aldığı ucretin adı. 2 «Buvük. çaptakı araç» mânasına iki söz. 3 Bır erkek adı, ttf'yada bir akar su ve ovanın adı. 4 Zeytin mah sulu ıle t&nınmış bır kasabamız. 5 Ancak kanşıklık ve kargaşalık olmıyan ulkelerde sağlanabllen değişmez ve duzenll durum. 6 Bır sıfat takısı, bır soru edaü, bır çeşit sporcu sandah. 7 Her hangı bir ışi yaprnaktan çeldnme hareketı (Osmanlıca). 8 Bazı ulkelerde kış mevsimınde de bunun yağdığını goren olrnaz, bdyle elbıseyı eskıcılere satan olmaz. 9 Bazı hayvanlara cnansus ayak demirlerı (çoğul). YUKARIDAN AŞAGlYA: 1 ^ B&Zl SUÇlaT ftftlrl"nfift İnC6 DÜNKt BOUtlACANIN HALLEDlLSÖS ŞEKLl NASIL BALLEDtLECCK Takariıtak) rakamlı boimacada mdece 4 taoe anaiıtat (Ipuca) *e t Cane tonnc rardu 809 kalaa H kareniD içine 1 den » • kadaı ayfiuı biret n k a o korarak n toflama. çmıpma. çıkartma, bölme isarellerioe dikkal ederek •oldaa tata ve ?nkand«D «gaitya bnJmacada losterileo soDaçlan balaaoB. Biraz vaktinizi aüı aaıa, bog vaktinizi bo^a feçtnnia olı 2100 24 saatın ola\lan \e 21 30 21.45 MallCOÇOğlU I konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGUL 22 00 Reklâm Droeramları 22 45 Haberler ve hava dunjm. 21 00 Her zaman istenen Dİâklaı 23 35 Gunun haberlerınden ozetler ?4 10 Kaoanıs 'IST\NBLX IL RADYOSU İS 55 Acılıs ve Droerftm 17 00 Sizın icır . 17 1» Kucuk konser 1R 00 Ivı aksamlar Senfonik muzık 1810 19 00 Turkıveve Hos Geldınlz ksam konseri 20 ! i Genclerle beraber 2 1 0 0 Eıedler \e o/anlar 21 lî Oda muzıĞt 21 45 Hafif muzık 22 00 Gece konsen 2' 00 Caz muzıfci 23 10 Sevilen sesler 24 00 Gece varısı ıctn Proeram ve kaoanıs 01 00 Yuu: Çevireı: FRİEDRİCH DÜRRENMATTi NİHAL YEĞİNOBAU 21 «Bak şuna » Matthaı bır kâğıt çıkararak dıkkatle açtı. Bır çocuğun çızmış olduğu bir resimdı bu. Alt sag koşede, acemi bır yazıyla Gritli Moser diye bir imza vardı. Renklı kalemle çızılmış bır erkek resmi. Adam uzun boyluydu etraiında garıp çimenler gıbı yukselen sıvrı çamlardan daha yuksek gösterılmıştı bojTi. Tam bır çocuk resmivdi. Bir çember, ıki nokta, bir uzun, bir yan çizgi ve adamın kalasıyla yuzu olu*) bıtmiştı. Başında sıyah bir şapka, sırtmda siyah bir kostüm vardı ve beş çubuklu bir halkadan ıbaret olan sağ elınden. yıldız gibi ufak, ufak bırşeyler dokulmekteydi • üzerı kıllı yuvarlakçıkjar. "îu yuvarlak şeyler ağaçlardan da küçüıc duran bır kız çocuğuna doğru düşmekteydl. Resmın tepesınfie gokyuzü sayılabilecek yerde, siyah renklı bır otomobil ve garip boynuzlu bir tuhaf hayvan durmaktaydı. «Gntlı Moser'ın yapmış olduğu bir resim bu. Oktıldan aldım » Doktor «Nevi gostenyor bu resım?» diye sordu ..Kırpı devını'» «O da nesı'» «Gntlı arkadaşına ormanda gorduğu bır devın kendisine kuçuk kirpiler verdiğıni söylemlş. Sonra da bu resmı çızmiş.» «Şımdı sen de dıyorsun kı..» «K:rpı devınm çocuğu oldüren kaatil olması <^yet mumkündur. Gntli Moser belki de kendını oldurecek oıan adamın resmını çızıyordu.» Doktor kızarak «Saçmalama,» dedı «Bu resım temamen hayal mahsulu1 Buna ba; ID da teo< kurmağa kalkma.» «Haval mahsulu olması mümkundur. Beri 'araftan otomooıl sahıcıye benzıyor. Eskl model bır Amenkan arabası olabilir. Devin resmı de baktıkça canlanıyor âdeta » Doktor oi:ıırlenerek, «Devler hayal mahsuludur » diye çıkıştı «Rıca edermı masal soyleme bana.» «Uzun boylu. ıri kıyım bır adam ufak bir çocuğun sozune pek âlâ dev gibi görünebılır » Doktor Matthaı'ye biraz .şaşkınlıkJa bakarak «Kaatılın ır kıvım bir adam olduğunu mu sanıyor9 sun » diye sordu. «Tahminden itıaret tabıı. Ama tahmınlm doğruysp câni eski model, sıyah bır Amerikan arabası ıle dolasıvor demektîr » Doktor Locher gözlüğünü alnına doğru ittl. Resmı aldı ve dıkkatle gözden geçirdi. ><Neden getırdm bunu bana?» diye sordu. «Kaatile aıt tek ipucunun şu resim olduğunu kab'U edersek • Bu ipucunu izlemekten gayri çsrem vok demcktir Ama rontgen fotoğraft gib! bir şey bu benjn için, ne anlam çıkaracağımı büemi A N KAR A 06 25 06 10 06 45 CT 00 0" O.i C7 30 67 ^S 0S (Kl 0S 05 CS'f' 0^ 40 09 00 0° 20 0} "5 0Ç 40 0 00 10 "0 10^5 t; "C 12 00 12 15" 12 25 12 "0 13 00 1T20 1TÎ0 14 (10 14 15 14 35 11 ."5 15.06 lî 15 15 1î 15 55 16 10 16 3(1 1G 55 ı7 00 17 10 17 0 ı° 00 314li 19 45 20 »0 20 15 V>,Tî 20 35 2[ 00 2105 21 50 22 0î 22 25 2i 45 2.1 00 23 45 23 55 24 00 P*U4A İYİP1K Açılıs ve Droeram Kur'anı Kerım Saz eserlerı Kove haberler Guna\dın Haborler \ e hava dunrrıu Sabah muziSİ Ankarada bnrun Bucuk ilânlar Her telden Turkuler eeı.1"1' Cali'an kadından Sabah kon^eıi Kısa haberler Arkası ^arın Okul radvosu Gul Batu'dan «prkılar Melodıden f melodne KonsPr =aa ı Turkuler K bııs saatı Kucuk ilânlar Beraber ve solo sarkılar Haberler \ e Re^rı Gaze^ede bueun Ha^.f muzik Rek'am croaramları Cocnk bahcesı Sarkılar Bueun icın sectıklerimiz Kısa haberler T Encın den turkuler Konser saatı P aklar ara = ında Ovun havaları Sarkılar Cesitli muzik Kısa haberler Yurttan sesler Kcv odası Rtklâiı t>roiraml3n Haberler ve hava d j r ı i ' U Kucuk ilânlar Turkuler Yerlı orkestralar Sarkılar Ceiıtlı muızit orkestran Uvkudan once 24 =aatın olavları Gece konsen Asık Veıselden turkuler TBMM saatı Sarkılar Haberler ve hava durumu Haftanın besteclsi Gece varısına doferu Gunun onemlı haberlerinden oretler Kaoanıs yorum. Bu resmln sırrını çözebılmek İçin senin yardımına ıhtıyacım var » Doktor Locher başını yandan yana salladı Resmı masanın üzerine bırakarak oBoyle bır çocuK resmi bıze kaatil hakkmda hıç bır fıkır \eremez», dedı «Sadece resmi çızen çocuğa daır Dir fıkir verebılmesı mümkündur Gntlı besbellı zekı, uyams, şen bir çocukmuş Çocuklar sadece gorduklerı şeylerı değıl, gorduklerı şeyler karşısıncja duyduklan duyguları da belirtırler, resımlennde Hayalle gerçek birbinne karışır Bovlece bu resndf de bazl sahicı şeyler buluyoruz trj van adam, otomoml, küçük kız Ötekl şeylerse daha çok sembole berutyor • O kirpicıkler, o koca boynuzlu hay\an Bunlfir tamamen bümece ve yazıkkı bılmecenın çozumUnü Gritli berabermde mezara göturmuş Ben Doktorum, medyum değil Bırak şu resmı uzerınde k> fa yorup durmak gıilünç » «tçın kaldırmıyor da ondan » «Vakıt telefı bu » Matthaı, «Sen bır ılım adamısın Locher,» dedi. «Benim teklıf ettıŞım de ılım alanında eskıdenberi kullanılagelmış, denenmış bır nıetodtur Benim tahmınımı sımdılık gerçek olarak kabul et Ve bundan mantıkî sonuçlar çıkarmaga ralış Bakalım ne elde edeceğız? » Locher bur an mufettısı dıkkatle suzdu Sonra gene resmi gözden geçırdı Sonunda «Seyvar satıcı neye benzıjordıı''» diye sordu. «Sılık bır adam» Zekı mıvdı?» «Aptal değildı ama uyuşuk zıhmlıydı » «Bır kere ırza tecavuz vuvdnden hapıs vatmamıs mıydı?» «Ondört yaşmdakl bir Kizı baştan gıkarmıştı » «Kadmlarla başkaca ılgılerı var mıydı''» «Evet kendı sevıyesınde kadınlarla Ha*ıâ koylüler arasmda epey nam salmıştı » Bu meselenın. sonunda Locher'ın mesleki merakını çekmış olduğu bellıvdı «Yazıkki bu Don Juan suçjnu ıtlrat edip feendını asmış.» dedı «Yoksa ben onun cmsî sapık olduguna hiç thtımal vermezdım Nevse. biz şımdi senın vtirüttüğun farazıyeyl ele alalım Resımdekl k:rpi devınin cinavet Işleyen bır cınsi <;apık olması akla yatıyor Uzun boylu. cıısselı olduğu bell!. Çocuklara karşı cınsel suç işle\en adamlar çoğunlukla ilkel tiplerdır A çok ap'al gen zekâlı, ?üz cutça surbüz kımseler Sıdrtet ve zor kullanmava eğılimlen vardır Cınsel vonden kudretsız olduklan ıçın kadınlarda karşı aşağılık '•uvgulan beslerler. Durdu ve birşey keşfetmış gibi öne doğru eğıldı. «Tuhal şey0» 0 «Hangısı » «Resmın üzertadeki tarlh.» (Arkası *ar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear