24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE tKÎ 5 Temmuz 1067 CUMHURÎYET Yüksek Hâkimler Kurulunun yeni dönemi Baha ARIKAN eni dBnem lçln Yflksek HSkimler Knrnln* ns «eçilen hiklmler, îargıtayda düzenlenen bir t8renle yemln etmlş ve yeni vazifelerine başlamıg bnlunmaktadırlar. Bn münasebetle tizerinde ötedenberi Snemle dnrduğumuz bir me seleyi, tekrar kamn oyuna sunmayı faydalı görmekteyiz. Tüksek Hâkimler Knrnln gücünü, Anayasanm 143 ve 144'üncü maddelerinden almaktadır. 143'üncü madde, Tüksek Hâkiraler Kuruluna kimlerin geçileceğini ve seçilme tarzlarını gösteren bir maddedir ki, konumnzla alâkası olmadığı için, üzerinde dnrmaya mahal RÖrmemekteyiz. 144'üncü madde, bn yüksek kurulnn görev ve yetkilerinden söz etmekte, hâkimler camiasının matlak istiklâlinl müeyyide altına almaktadır. Buna göre hâkimlerin bütün özlük islerinde, yani tâyin, terfi. nakil, derece indirmek, yer defiştirmek, meslekten çıkarmak, disiplin cezası vermek gibi memnrluk sıfatına ait bütün islemlerinde karar vermek yetkisi. Yüksek Hâkimler Kurulnna verilmiş hulunmaktadır. Bövlelikle, icra knvvetinin hâkimler üzerinde en küçük bir etkisi dahi kalmamış, hâkimlerin bağımsızlıjft tam mânasiyle teminat altına alınmıstır. Hattâ o kadar ki, Anav nın yürürlüge girmesinden evvele ait zamani rla, bazı haller dolayısiyle bakanlı&ın basvnrdu£u kadro tenkisi hususu dahi Adalet Bakanının elinden alınmıs. Tüksek Hâkimler Kurulnna verilmiştir. Bir kelime ile ifade etmek lâzım gelirse, bn giinkü hâUim statüsüne eöre bâkimin bütün mukadderatı. lcra knvvetinin yani Adalet Bakanının elinden alınmrs Tüksek Hâkimler Kurulnna tevdi olunmnştnr. Gerçi Anayasanın 143'uncü maddesinin son fıkrası Adalet Bakanınm Tüksek Hâkimler Kuroln toplantılarına katılabileceifini ifade etmi» ise de, oy hakkı bulunmadıgını ancak mütalâasını soyleyebileceği hükmünii kabnl etmiş bnlnnmaktadır. Halen mer'i bnlnnan Hâkimler Kannnnna eSre Adalet Bakanınm mahkemeler iizerinde nelaret hakkı vardır. Biz, bn nezaret hakkının, Tüksek Hâkimler Knrnlnna intikal ettirilebilecek bir denetim oldngn revinde sebat etmekteyiz. Bn hususn, yine bn siitnnlarda yayınlanmış yazılarımızla savunmu* oldnğnmnz icin. bnrada bn konnya girecek de£iliz. rnret dolayısiyle kabnl etmiş, hftklm mnkadderatını polltlk ellerden almak raretlyle, »dlj blr mercie vermistir. üksek Hâkimler Knmlonnn, dSrt senellk birinci döneminde, hâkimlerin denetimini hakkıyle yapıp yapamamış oldnğn, üzerinde önemle dnrnlacak bir hnsnstur. Bueünkü realiteye göre, Tüksek Hâkimler Kuruln berhançi bir ihbar üzerine. ihbar edilen meseleye el koymakta, tahkik isini, hakkında ihbar vaki olan hâkimin bulunduğu yargı çevresindeki yüksek dereceli bir hâkime yaptırmakta, sonncnnn bu yüksek dereceli hâkimin vereceği rapora göre düzenlemektedir. Hâkimlerin de birer insan olduklan, onların da beşeri dnygnlarla mücehhez olarak kendi aralarında sempatl ve antipati gibi hallerin vukna gelebilecegl düşünülecek olnrsa. avni çevredeki bir hâkime ait tahkik isini, münhasıran bir derece üstün bnlnnması dolayısiyle, ayni çevredekl difer bir hâkime yaptırılmasındaki mahznr, kendiliJinden anlaşılmıs olur. Kaldı ki bnçiin Tüksek Hâkimler Knrnlnnda bilfiil yapılan denetim işi, yalnız vaki olan ihbar üzerine harekete geçilerek, o iş üzerine eğilmekten ibaret kalmaktadır. Halbnki denetmek, kontrol ve mnrakabe altında bnlnndnrmak umumi ve mutlak bir yetkidir. thbar safhasına geçmeyen nice yolsnz hareketler vardır ki, bnnIarın meydana çıkarılması ancak devamlı bir mnrakabe ile imkân dahiline çirmis olnrlar. Mahkemeye ne kadar is çeldigi, ne kadarının çıktıeı. ne kadarının çıkmadı&ı. çıkmayan işlerde hâkimin taksiri olnp olmadı|ı, kararlann ırünü erününe yazılıp yazılmadıjı, hâkimin mahkemeve devam edip etmediSi, Iüznmsnz taliklere sebebiyet verip vermedigi, is sahiplerine karsı olan mnamele tarzı eibi hnsnslar, denetim mefhumuna firen islemlerdir. Bundan başka hâkimin bizzat kendi sahsını ileilendiren hnsuslar da vardır. Bulundnîn mnhitte hâkimin yarattıfı tesirin menfi olnp olmadıjı, yasayıs tarzı, hâkimlik vakan ile telifi kabil olmayan hareket lerinin bulnnnp bnlnnmadıih eibi husnslar da denetim sörevinin icerisine eirecek niteliklerdir. ütün bnnların Tüksek Hâkimler Knrnlnnun teskilâtı ile düzenlenmesine. denetlenmesine imkân mevcnt defildir. Çünkü Tüksek Hâkimler Knrnln. teskilât kannnuna eöre mnhtelif bölümler halinde çalışmakta, hâkimlerin özliik fslerine eöre avrı ayn isleri, rev nisabına eöre ifa eden çesitli kınmlardan ibaret hnlnnmaktadır. Bn böliimlerden hirkaç kisiyi avırarak ynkarda yazdıeimız denetim islerinin ifası icin mahalline eöndermek, jterek teskilât bakımından ve gerekse kannnen lüznmln olan rey ni^ahı hakımmdan maddeten ihtimal dahilind» de»i!dir. özetlemeve calıstıfımıı bn denetim isleri için, mnntazam blr profram dahilinde ee?ici bir ımrabnn mcvcuc'ivetine lüznm vardır. Binaenalevh ötedenberi savnndntnmnz tibi, Tüksek Hâkimler Knrnln kadrnsu icerisinde, yüksek hâkimlprden mütesekkil. mütemadiven denetleme Isivle meşenl olacak eezicl bir denetim kadrosunnn, tezelden çıkarılması bir zarnret halini almıstır. Bn defa knrnlnn haşkanlıjına geçilmiş bnlnnan sayın Rahmi Erçil, Aıfkar» Cnmbnriyet savcılıîı ve bakanlık cez» Işleti nmuro ımudüriüeü «rihi vazifelerde bnlnnmn?, ya/dıSımı» bnsnslan bizzat eörmüs. Içinde yaaamış bir zattır. Onnn da bfzim fikrimizde oldnfnna yflpbe etmemekteyiz. Esasen Tüksek HSkimler Knrnln nezdinde, yüksek hâkimierden knrnln bir denetim orsanının mevcndiveti icin, Tüksek HSUimler Knrnln Bakanlıea müracaatta bulnnmus idi. Bn hnsnsnn hlr kannnla eercek!estirilecc£i volnnda sözler isitildi ise de. fiiliyatta blr neticesi çıkmamıs hnlnnmaktadır. Bnyle bir denetim knrnlnnun Anayasaya mnhalefetini düsünmeve de mahal voktur. Çünkü Anavasa denetimi icra oreanının elinden alarak yüksek dereceli hâkimlere vermis, hn denetimin ne suretle vapılacaihnı ayrı bir kanun mevznn olarak k"*ınl etmistir. •"• ** 3 tlniversilelerarası "' " "irı'M*j"niiMÎÎâîırmwiÜM diriş iııııiliiiııliin maddeler hâlinde şartlara bajlayan yazının »ahibi Lüleburgaz KEPÎRTEPE öğretmen okulundan ağabeyimiz şimdi Gazi Eğitim Enstitüsü asistanlarından sayın Mehmet Adem Solak'tan nedense ses çıkmadı. Geçen yıl başlayan çalısmalarımız bu yıl yine devam edecek, Mallıca ve çevresine faydalı olmağa çalışacağız. Gelecek arka daşlarla ÇİFTELER'de otobüs durağında toplanarak HAN köyüne hareket edeceğiz. Geceyi Han köyünde geçirdikten sonra MALLICA'ya çıkacağız. Çam or manları ortasında, Karatepe'nin eteğinde kurulmus bu ilkel ve fakir köyün insanları. gönüllerinin en büyük heyecaniyle karjılayacaklar bizi... Basri GÜVEN nınlu olduğumuz, blr güzel anlaşılıyor. Sanırım, sayın Özgü'nün psikolojik tahlilleri de, insan gerçeği ile ha yat gerçeği arasındaki boşlukta, ancak bu bilincin ardından. çok daha oturmuş ve çok daha hedefmi bulmuş olarak gözükecektir. Ünal TLTIKEŞ Istanbul Üniversitesi Felsefe • ••a • ••• • ••• Ânayasa'nın 144. Maddesi ••«• •••• nayasa'nın 144'üncü maddesi hâkimlerin denetiminl mutlak bir nsnle baŞlamış «Hâkimlerin denetimi belli konuiar için Yüksek Hâkimler Kurulunca görevlendirilecek üst derecedeki hâkimler eliyle yapılır» knralım koymnştnr. Hâkimlerimizln nasıl bir feraeat ve nasıl bir vazife askı İle Is Rördüklerini, seneden seneve artan dâva dosyalanna nasıl mukavemet ettiklerini. kırk seneden beri Içlerinde bnlunduînmuz için. yakinen bilmekte ve çok büvük takdir hisleri dnymaktayız. Ancak, her tonlumda oldnfn rihl, hâkimler camiası icerisinde de, binlerce hâkim arasından, velevki hirkaç tane olsnn, vazife hissinden mahrnm kimselerin çıkahileceH de. Inkfir edilemeyeeek hakikatlerdendlr. Kaldı ki. en büyfitfinden en küçüŞüne kadar her vazife. blr mes'nlivet karsılıîı cörfılehilmektedir. Vazife mesnliyetinl meydana çıkaracak lse, vazifenin dalml bir sekilde kontroln, denetimidir. Denetim ve kontrol olmadıktan nonra. vazife mes'ullyetinl meydana çıkaracak kuvvet, bn denetim Te kontrolnn yetersizliçi nisbetlnde azalacaktır. Bnçfinkp anayasanunn yflrflrlüîe jrlrmesinden evvel bâkimlerin vazife kontrol ve denetimi. Adalet Bakanlıjına bafiı bnlnnan Teftis Heyeti mekanlzması ifa etmekte ve bn mekanizmanin icra ettiŞI tahkikat neticesl. yine bakanlıîin eez» isleri nmnm müdürlüfii kanalından rermek snretivle sonnc» haS'anmakta idi. Biz, vazife havatımızda recek teftis heyeti ve eerekge ceza isleri nmnm müdürlüfünde vazife alıtiıs bnlnndnfnmnz icin. bn denetim ve kontrolnn, nasıl ivi netieeler vermis oWn*nnn vakinen bilnipij«>>Tİ7. Meselenin olnmsuzluSn: hâkimler mnkadderatının. nolitik bir or?an olan icra knvvetinin elindr hnlnnrnasında ve bn pnlitik nrran vetkisinin. Yirmivedi Mavıs'a takaddiim eden tarih'crde hi1shn*"n sah«î diisünrelerle ele alınmıs nlmasından ileri celmekte idi. Anayasa 143 ve 144Tıncıi maddelerle bnTmns olrtutn Tüksek Hâkimler Knrnln müessesesini bn ihtiyaç ve za A ayın Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil'in gazetemizde yazdığı yazınm bizce en ilginç yeri 6. madde. Tütengil «yeni üniversiteler açmak» tan sözediyor. Türkiyenin gerçeklerini c il00 yansıtan; ancak devlet yöneticilerinin koleradan kaçarcasma uzaklaştıkları bir fikir. Bilindiği gibi halen Türkiyemizin, Ankara ve batısında beş, doğuda ise çok yetersiz olanak'ara sahip iki üniversiteler kuruluşu var. Batıkileri Türkiyemizin şartları içinde güclü müesseseler olarak benimsemek gerek. Ya doğudakiler? Yıllar yılı Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencileri öğretim iiyesi yokluğundan sızlanırlar. Arada Er'zurumdaki Atatiirk Üniversitesinden bu kabil sesler i?itilir: «Profesörümüz, doçentimiz, öfretim görevlimiz yok» diye. Devletin ejitimle ilgili giirevlileri sehirlerin «üniversite isteklerini» bu nedenle reddederler: « ö | retim fiyesi bnlamıvoruz.» A beyler, özel yüksek okullarda ders verenleri ithal mi ettiniz? llmi araştırmalara zaman ayıram;yacaklarını ileri sürerek Doğuda kurulacak ya da gece öğretimi yapacak üniversitelerde çalısmak istemiyenlerin özel yüksek okullann kürsüleTİni doldurmada ne denli yans ettiklerini görmedik mi? özel okullann yararh ya da ya rar=ızhklan üstüne çnk konuçulabilir. Ancak bu okullardan diploma alanların devlet hizmetlerinde görevlendirilmelerine karşıyım. Çünkü bu kişiler dolayh da olsa bu mevkilere para kuvvetiyle yükselmislerdir. Ortalama zekâ ve kabiliyete sahip binİPrce genç, üniversite kapılannı yüzlerine kapalı bulurken: yılda 58 bin lira ödeyebilmek iktidarında olanlar yüzeyde bir bilgi ile özel yüksek oku! diplomasmı cebinde taşıyabilmektedir. Ortaçafda kilise Cenneti satardı. Bugün de bazı tüccar profesörler kâr hırslannı bilimden uzak kuşaklar yetiştirmej^ kadar vardırmıs kişilerle elele «yeryüzü cenneti» ni satmaktadırlar. Parasızların canı cehenneme mi acaba? Saym Tüteneil'e bize bunlan yazmak olanağmı verdiği için teşekkür ederiz. Coşknn AKTOL îktisatçı Diyarbakır S Osmanlı'mn öliisü S Havaf ve insan gerçegı ayın Hâlis özgü'nün psikplojik tahlilleri, toplum düzenimizdeki temel aksakhklan bir kez daha hatırlatıyor. Sayın özgü'nün tahlillerinden bazı pnrçalar alarak, konuyu ge nisletmek mümkün: «insan... varlığı dışınd» kalan bütün varlıkları ve nesneleri, iç dünyasını yansıtan kendi varlığına eöre değerlendiren blr yaratıktır.» tnsanin içdünyasını gerçekleyen etmenlerin arasında hiç şüphesiz eğitim başta gelmektedir. İnsan varhğının öz direnci, içeriği ve niteliği, eğitim sistera lerinin gösterdiği çeşitlüik kar«ısında farklı ve hattâ bazan şaçırtıcı görüntüler yaratmaktadır. örneğin, Türk Eğitim Sistemi nin işleyiş tarzı ile, toplumumuzun sosyo ekonomik yapısı, bu »aşırtıcı görüntüler arasında, ilginç bir sıra tutmaktadır. Zira görülüyor ki, pratik ve prağmatik öğretim yöntemlerinden yoksun öğretim kurumlan ile, >endine çevrik halkçı reformları ka nıksamıs olan toplumumuz arasmda, yıllar geçtikçe büyüyen uçurumlar yer almaktadır. «Intellektüel» niteligini, kültür emperyalizminin egemenliginden kurtaramayan ve dünya görüslerini yalnır bu açıdan genisleten çevrelerin, dış dünyayı da kendi iç dünyalarının gerejine göre değerlendirmeleri, yıllardır süre gelen köy enstitüsü düsmanlığı, devrim aleyhtarlığı, düsünce ve vicdan özgürlüğü baltalayıcılığı gibi olumsuz eylemleri doğurmaktadır. Bu değerlendirme v« eylemlerin, toplum uyanısı açısmdan geçerli olduğu görüsü ise, bir türlü kesinlik kazanamnmaktadır. .İnsan, ergenlik çagı boyunca kuvvetli bir bağımsızhk ihtiyacı ile değerlenir...» diyor sayın Özgü. ayın Özgü'nün bu yargısı, Ortaokullarımızın son sınıfmda gene! bir başansızhğa ugrayan v« en körpe devirlerini kahve kö?eleriyle langırt salonlannda harcayan genç kuşağın açıklı durumu karsısında önemle tartışılması gereken bir noktayı ortaya sermektedir. Teknik öğretime bir türlü verilmeyen önceliğin bir an önce ele aIınması, ezberci ve emirkulu tipinde insan yetiştiren yöntemlerden bir an önce vazgeçilmesi, ergenlik çağının güç birikimini zevk uçurumuna değiî, ders sistematiğine itecek tedbirler arasında belirmektedir. Böylelikle, tabiatın insana verdiği bağımsızlık yasasının bir yaşama ve yaratma biçimi olarak tek noloji. ekonomi ve kültürel hayatını değerlendirmesi mümkün görii S ayın Burhan Felek'in «Osmanlı'nın ölüsü» adlı fıkrasını, bir ezikük ve burukluk icerisinde okudum. Yazar, sözünü ettigim yazılannda «Gençler hep Osmanlılıgı yererler. Batınrlar* diye târizde bulunarak. aslında bundan iftihar duyulması gerektigini ifadeyle. Osmanhlıktan dönülemiyeceğini kendi anlayış çerçevesi icerisinde dile getiriyorlar. Şimdi, iddialı ve yaşlı fıkracıdan özür dileyerek sorabiliriz. Sizin unuttuğunuz veya unutmus gibi göründüğünüz Türklügümüze ne oldul Bundan utanç znı duymalıyız? Hayır sayın yazar, Osmanlılık bir millete maledilemez ve bir hazır elbis e gibi de giydirilemez. Bu olsa olsa Türk milletine yüz yıllar boyu hükmetmiş ve de cânı azîzini yurdun bölünmezliğine tercih ederek, müstevliler le isbirliği yapmış ve nihayet Kurtulus Savaşını müteakip bü yük kurtancı Atatürk tarafından tasfiye edilmis bir sülâlenin adıdır. Osmanlıhğtn ayıp olup olmadı ğı bir yana, onun ne yaptığı ve ne yapmadığı, yoksul Anadolu1ya bakarak çoktan gün ışığına çıkmıştır. Şevki GÜRTUNA Ankara NOT: Tartışma bölümüne gcinderllen yazıiarın mümkünse daktilo edilmeslni, 230 kelimeyi •smamasını ve yazarlara değil. tarfm üzerine «Tartısma» rümuzu yazılarak Yazı tşleriae postalanmasını rica ederiz. Mallıcaya gidiyoruz S • •«1 • •• • •• S onuç •yrr nkarıda da açıkladıftımız gibi yuksek hâ• kimlerden knrnln gezici bir denetim teşki• lâtı yapılmadıkça, Tüksek Hâkimler Knrnlnnun vazifesi, vaki ihbarlarla njrasmaktan ibaret kalacak, «mes'uliyetsiz vazife yoktur» kaidesi nyyeri bnlamavacaktır. !•••••••••••••••••• imdiye kadar Malhca komısunda bu sütunlan o kadar işgal ettik, o kadar çok şey yazdık ki: işin, ne anlasılmayan ne de duyulmayan hiçbir tarafı kalmadı sanıyorum. Nisan sonunda bu sütünda çıkan bir yazıma, sayın Kenan Dalkılıç, bir başka dâvetle cevap verdiler, bu arada geçen yılki MALLICA çalışmalanna bizzat iştirâk eden sayın Şükran Yurda gül'ün yazılannı okuduk. Geçen seneki tartışmacılarımız: Düzceden sayın Ahmet Günay, Er zurumdan sayın Şehriban Göktepe Istanbul Üniversitesi Elekt rik bölümünden sayın Ekrem Kapıcı bu yılki çalışmalanmıza herhalde katılacaklardır. Bu ara da tartışmalarımıza «ebep teskil eden ve köy kalkınmasım Nezahat Kökgil'in sevgiH eşl, eskl Pasinler kadısı Ali Rıza efendi ve Kudret Kökgil'in oğlu. röntgen mütehassısı Dr. Hamit Kökgil'in, Yüksek Orman Muhendisi Abdülkadir Kökgil'in ağabeyleri, Hanife Gegin'in damadı emekli Hava Generali Bâki Gegin, Beyoğlu Kız Enstitüsü Müdiresi Nebahat Gegin, Betigül ve Hava Binbaşısı Suat Baytaroğlu'nun enişteleri: Yüksek Orman Mühendisi V EFA T Piyasada para darlığı diye bir dalsa çıktı ortaya; köylünün, ekicinin, küçük toprak sahibinin, ortakçı ve yarıcının belinl daha d» bükecek bütün oynnlar işte böyle zamanlarda hızlanır; faizcilerin ve tefecilerin bayramı işte böyle çünlerde kntlanır. Büyükleri ve azmanlarıyla bütün tefeciler, kanunlu ve kanunsuzlanyla bütün faizciler işte böyle zamanlarda yoksul emekçilerin alınterini sömürmek için hızlanır. * Köylünün pancarını, tütününü, pamugnnn, fındısını daha tarIada yetışirkeıı kapatan, ya da boynu bükük rençpere yüksek faizle para veren tefeci takımı, bneüıı iktidardaki siyasi partinin müttefiki halindedir. Bu ittifak öylesine resmî bir anlaşma haline girmiştir ki, Meclis kürsüsünde, Plânlamada, devlet yazışmalannda tefecilere bir de resmî ad takılmıştır : Teşkilâtlanmamış kredi piyasası !. Bn sözde «bilimsel terim» devletin Plânında vardır. Ve «teşkilâtlanmamış kredi piyasası» yani açık adıyla tefeciler, hükumet politikasıyla, Merkez Bankası eliyle, ve öteki resmî ve özel bankaJar kanalıyla desteklenmektedir. Böylece Türkiyede yoksnl halkın emefini sömüren ve hiç çalışmadan saltanat içinde yaşıyan para tüccarları eüclü bir kurum haline getirilmişlerdir. Merkez Bankası tütün ihracatçısı tüccara her yıl 600 milyonu aşkın kredi açmaktadır. Tarım milyardan çok parayı cebine indiren bn tüccar, ekicinin, topraçı işleyip tütünü bin emekle yetiştiren eerçek yaratıcının karşısına çıkıyor. üevlet hazinesinden aldıgı parayla, yani eene halkın parasıyla ekiciden tütünü ucnza satın almak için bin dolap çeviriyor, Bir yanda çahşıp çabalayıp toprakta bir değer yetiştiren alınteri sahibi var ve öte yanda devlet hazinesinden aldığı parayı cebine koyarak ticaret yapan ve bir vurennda milyonlan cebine indiren bir adam var.. Böyle bir düzenin Anayasaya uygun oldufunn söyliyerek ve tefeciyi savunarak her ay 3500'ü kemall afiyetle yiyen bir alay komprador politikacısı AnUarada bn oyunu tamamlamaktadır. Bir Elbistan Müftüsü vardı. Gerçek Müslümandı. Gerçek Müslümanlıkta tefeciliee yer voktur. Oysa Elbistan tefecileri paraya muhtaç yoksul kövlnnün pancarını daha yetişmeden tarlada kapatıyorlardı. Çünkü köylü o denli yoksuldu ki, daha pancar tarlada bitmeden zavallının paraları bitiyordu. Müteçallibe tefeci. köylüye: Sann para veririm ama tarlandaki pancarı simdiden bana satarsan.. diyordu. Tarladaki pancar kaç kilo? Ürün toplanmamış ki bilesln? Ama yoksul köylü pancar yetisene dek yiyecek, içecek, yaşıyacak, bn yüzden tefeciye boynn bükük; ve bn yüzden pancarını daha yetişmeden müteeallibeye yok pahasına satıyordn. Faizcilik ve tefeciligin tsiâmda haram oldnfTinu bilen eski Elbistan Jlüftüsii, camide: Ey ahali. açıkcılık, tefecilik haramdır.. dedi»i ve köylüyü nyardı^ı için Ankarava jurnal edilip sürüldü. Şimdi bütün camiJerin imamJarma, ve bütfln Ilçelerin moftülerine somyornz : Faizcilik ve tefecilik îslâmda haram mıdır, değil midirî Her eün mektuplar alıyoruz. Cami minherine çıkıp da Mustafa Kemal'in aleyhinde bnlnnan, Adalet Partisinin propagandasını yapan, «solculuk komünistliktir» diye ahkâm kesen, «sosyalizm bolşevikliktir, sosyalizm gelince herkesin karısı herkesin karısı olacak. diye yalan söyliyen, «Amerika aleyhine miting yapanlar komünisttir» diye iftira eden Imamları okuyucular bize bildiriyorlar. Şimdi bu «oy yalan propaeandayı kntsal eamltn knbbeslne eriştirmeğe çalısan eafilleri bir yana bırakıyornz. Göğsünde yürek bulunan imam efendiler cevap versinler bakalım : Tefecilik, faizrılik tslâmda haram mıdır degil midir? Eter tefecilik tslâmda haram ise köylüyü tefecilikle soyan müte;allibe hakkında imam efendilerin düsünceleri nelerdir? Baııkadan faizle aldıjı paraya mürekkep faiz blndirerek milleti sömiiren miiteeallibe kompradnr takımı bir de aynca dindar görünüp din sömüreenlifi yapmaktadır. Bueünlerde ortalıja para darlıeının sıkıntılan yayılmaktadır. Para darlıgı olnnca paranın fiyatı artacaktır dcmektir. Tefecisi ve vnrçnncnsn, boynn eğik vatandaşa : Ne yapalım, para darlıŞı var.. diye beş bin lira verecek ama elinden on bin liralık borç senedi alacaktır. Bir elde büylece yflzbinleri ve milvonları vuran nice mütegallibe komprador daba da zeneinlesecektir. Bütün bunlan demaçojivle, sahte Müslümanlık rösterilerivle, ve «ola karşı tedbir kanunlanyla önlemek mümkün defildir. Gerçi camilcrde hazı imamlar : İyilik melekleri sağda, kötülük meleklerl «oldadır. Allah sagcıdır. solcuları sevmez.. diye propaeanda yapıp tiyaset batagında nasiplerini aramaktadırlar. Ama f3İzcilerin, te/ecilerin, haramcıların, müteeallibenin, kompradornn saltanatta; ve alı'nteri sahibinin horlanmakta bnlunduğn bir toplumda yalan da blr verde bitecektir. O günler çok nzak değildir, hepimls fSrceeğlı. ' Tefecilik almış yürumüştur r * Evlendlk. Mutluyus. TEZEB tZMİRLtOĞLU ^ j <B \ ^j > X OOZİN ATDDf PALANDn TOHAMAN ZEKİ KÖKGİL S 3 temmuz 1967 pazartesi günü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. 5 temmuz 1967 çarsamba günü Şişli Camii şerifinde öğle namazı kılındıktan sonra; merhumun cenazesi alınarak Zincirlikuyu aile kabristanına defnedilecektir. Mevlft rahmet eyliye. AtLESt Cumhuriyet 7871 KAYA GÜLAN HUton lıtanbul 1/7/967 Kvlendllcr 4 Temmuı 198T Cumhuriyet 7870 Cumhuriyet 7901 İmko İlâç Sanayii tşletme I.Ş. den Tebliğ Olunur Şirketimizin 30 Haziran 1967 cuma günü saat 10.00 da Istanbul Ticaret Odası salonunda yapmıs olduğu fevkalâde umumî heyet toplantısında nisap temin edüemediğinden, bu kerre toplantı yine Istanbul Ticaret Odası toplantı salonunda fevkalâde olarak aşağıdaki gündem dahilinde 20 Temmuz 1967 perşembe günü saat 10.00 da yapılacaktır. Gündemin mahiyetl itibariyle yine 3/4 nisap gerektiğinden, hissedarlanmızın behemehal bu toplantıya gelmelerini veya vekâleten kendilerini temsil ettirmelerini rica ederiz. İDARE HEYETİ GÜNDEM ı 1 Açılış ve yoklama, 2 Riyaset divaru seçimi, (Bir Başkan bir Başkan vekill, bir kstip ve iki oy toplama ve sayma memuru) 3 28.2.1967 tarihinde yapılan umuml heyet toplantısından sonra faaliyet sahası daralan Şirketin durumunun görüfülmesi ile Şirketin feshinin kabul veya reddi hususlarrnda karar ittihazı, 1 Şirketin feshine karar verildiğl takdirde tasfiye memurlarıron seçimi, 5 Kapanı*. Cumhuriyet 7S02 TESEKKÜR Vefaü ile bizleri büyük acılara garkeden aile reisimiı ŞUKRAN BORCU Aziz zevcim, '.Miııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııııııını^ BEKİR BİRCAN'ın cenaze merasimi dolayısiyle Galatasaray mektebine, Galatasaray Kulübüne, Galatasaray Cemiyetine, Fenerbahçe Kulübüne, Ingiliz Erkek Mektebine, ve bu acı günümüzde bizi yalnız bırakmıyarak üzüntümüzü telefon, telgraf ve mektupla paylaşan. bizzat cenaze töreninde bulunup her türlü yardunlannı esirgemiyen, çelenk gönderen dost, akraba ve tanıdıklanmıza İçten tesekkür ederiz. AtLESt Cumhuriyet 7872 M U S T A F A HAMİT KARAORMAN'ın Bilim Dünyası AYLIK FEN VE TABIAT BILIMLERI ANSTKLÜPE DİSI vefatı dolayısiyle dost ve kardeş İran'da mazhar olduğumuz yüksek teveccüh ve ilıtimama, hâzik hekimlerin tedavileri, Bimaristan'ı Şahpur Babul ve Merkezi Perşekl hastafianeleri Doktor, Hemşire, Hastsbakıcı ve Hizmetkârlarma ibzâl buyurduklan şefkat ve asilâne muaraelelerine cmrüm boyunca minnettar kalacağım. Cenaze merasimi dolayısiyle yakın ve candan alâkalarmı esirgemeyen Türk İran Dostluk Cemiyeti Baçkanı muhterem Cihat Baban R:za Leki, Teheran Sefareti .ıensuplan sayın İlhami Müren, Femıh Budi ve Halit Güvener ve cemiyetin cümle âza ve arkadaşlan bey ve hanımefendilere, cenazeye iştirâk zahmetine katlanan muhterem dostlara, mesai arkadaşlanna. meslekdaşlarma, yârarumıza, vefakâr Çapa^I öğretmen talebelerime, cenazede şirketlerini ve şahıslannı hususî şeküde temsil ettiren New York. Londra, Düsseldorf, Stockholm, Zürich'deki dostlarına, Türk Maadin, Anadolu Maden. Orko Krom, Fethiye Msden, Transrürk şirketlerine, Etibank'a. Türkiye Krorn Müstahsilleri Komitesi ve Türkiye Madenciler Derneğine, mektup, telgraf ve telefonla aramak suretiyle ve faklrhaneye kadar teşrifleriyle bizleri teselli eden cümle dost ve akrabaya içten tesekkürlerimizi arzederim. Allah heplnizden razı clsun. Aile adına Emekli ÖğTetmen Nehahat Karaorman Reklâmcılık: 2344/7858 İ İ Ş E E E E E = 6. SAYI Ç I K T I 1. CİLT TflMBMLBNDI ğ { E = = E: E: E E 1. cildin alfabetik ve konulara göre düzenlenen fîhristleri 7. sayıyla parasız olarak verilecektir. 1. cilt için hazırlanan neiis cilt kapaklan 10 lira fiyatla 15 Temmuzda satışa çikacaktrr. Yetkili tngiliz ve Türk bilim adamlarmın hazırladığı bu değerli aasiklopediyi izleyemeyenler, yalnız Temmuz ayında, 1. cildi 40 liraya (% 20 indirimli) alabileceklerdir. = E DtKKAT: tndirinili satışlanmız yalnız Temmuz ayı içindedir. E E [ flRKIN E İTABEVİ İSTANBUL = I nur. Sayın Özgü'nün tahlill şöyle aon buluyor: •Normal insan, hayatının heı evresinde, çocukluk. gençlik. yetiçkinllk çağında normnl olabilen, daha doğrnsn, bu çai'ardan herbirinde noTmal olabilen Insandır?» Normal lnsanlann, ulusal eğltlmin ve ulusal ekonomi poütiğin halkçı süzgecinden geçmiş ve haikçı yönüne hedef teskil etmis insanların yaratacağı toplum, hiç süphesiz, çağdaş uygarlu|ın kıvançla benimseyeceği toplum olacaktır. Ama.Türkiyemiz gibi sosyoekonomik bunalımın içinde olan bir ülke insanına normal eğitim ortamı ya. ratmadan, normal ekonomi çizgisi çizmeden, normai siyasal ahlâk örneği göstermeden, uygar insan olmasını öğütlemek, felsefesi aydınlık olmayan bir çaba olarak gfizükür. KAPTAN AMCA ANLATIYOR yÖğretici Radyofonik SkeçJ Yazan: Selçuk Kaskao Bankamızın genel KOltur sahasmda basarmağa çalıştığı hızmetlerden bir yemsı d« Sonuç u açıdan bsionca, tnsanın pslio lojik bdnalnnmı yaratan nedenler arasında sosyoekonomik tu tarsızlıklan ön çlzgide gören slyasal akımlan daha etkin kılmaya lo Ilâncılık: 1091/7878 E •ıiıııııııııımiMiımııııımmıııımmımımımıııııımıııııııııııııııııııııı^ B Sanat Okulu Kimya Bölümö Mezunu VE Yann 6 T«mmu2 1967 Perşembe guno Istanbul Radyosunda Sanat Okulu Soğuk Demireilik Bölümü Mezunu DAHÎl.lYB DOKTOR Elemanlar Alınacaktır Müracaat: DİSKOFON PLÂK SANAYÜ A.S. Dogubank ts Hanı Kat: 4 No: 401 SİRKECt Reklâmcılık 2349/7906 saat 18,20 de Dr. Kâmran Şenel Sıraselvtleı Caa lll/t rel.: MS5M Het (JOD (18 18) (AimaD HastAöanes) rsaı) Süreyya Alama! Op. TTrolo! Takılm Sıraselvllet 106/4 Telı M n «4 YAPI ve KREDİ BANKASI Oatma «n tyi hıımet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear