24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AHİFK tKÎ 1%7 CUMHURtTBrT •••••••••••••••••• Derneklerde demohralik düzen ww ernek (knlfip, sendika, parti v.b.) gibi kişi•' ler toplnlnğn niteligindeki birtakım tiizel kişilerin tüzuklerinde üye alma yetkisi knrucnlara bırakılmakta, aynca knruculann bn konudaki kararlarına kesinlik de tanınmakta, üstelik kuruculardan meydana gelen bn kuruldan aynIanlann yerini kurncuların yine kendilerinin seçeceği üyelerle doldurma, yani «coopiation» hakkına da yer verilmektedir. Asağıda, bn türlü kurallann eeçerli olnp olmadıfını inceliyecegiz. Var olmak veya olmamak Mustafa OK Mllletveklll ı Prof. Dr. ismet SUNGURBEY ve partilerin çalısma ve isleyislerindeki yolsnıluklann asagı ynkan her jün gazete sütnnlannı doldnracak bir orand» tsviçre'den daha çok bnlnndnfn ynrdnmnzda, Egger'in sözünü ettigi <behrli işler>e dernek için hayati nitelikteki somnlann soknlamıyacağı, böylece bn türlü sornnlarda genel kurulun denetim yetkisinin kaldmlamı>acağı apaçıktır. Nitekim îsviçre Medenî Kanununun 72. maddesinin 1. ve Z. fıkrasındaki dernek tüzüğünde üyelikten çıkarma nedenlerinin gösterilmesi dnrnmnnda çıkarma nedeninden dolayı iptal dâvası açılamıyacagı knralı, tsviçre'de bn dnrumda mahkemeee çıkarma nedeninin gerçeklesip gerçeklesmediginin arastınlamıyaca|ı yolnnda yornmlamrken (Hafter, adı geçen eser, Art. 72, N.3, Egger, adı geçen eser, Art.72, N.9), Türk Medenî Kannnnnda aynı maddenin karsılıgı olan 65. maddenin 1. ve 2. cümlesi, Türk Yargıtayının 20 9'1950 gün, 4/10 sayıh içtihadlan birlestirme karanyla (Resmî Gazete, 7/12/1950), dernek, parti v.b. nın isleyislerindeki ynrt gerçekleri gözönünde tntnlarak, bn dnrumda mahkemeee çıkarma nedeninin «sübntnnnn», yani gerçeklesip gerçekleşmediginin arastınlaeağı yolunda vornmlanması da görnsümüzü dofrnlar. rtadoğu olayları ile ilgüi oO larak De Gaulle'un, dort buyuklerin bir çozum getirmesı Dunya Harbin» sebep olabılmij iken, ne Berhn ablukası, ne Kove savaşı, ne Kuba, ne Vietnam ve ne de Ortadoğu olayları bır Uçuncu Dunya Harbme sebep olabılmişlerdır. Bunun sebebini Bırleşmiş Mılletler Teşkılâtının varlığma bağlamak isabetli olmaz. Çunkü Küba ve Vietnam meselesinde Birleşmiş Milletler Teşkilâtmın ciddi bir rolu olmamıştır ve olmamaktadır. ükleer knvvet dengesi dünya meselelerinin çözümü için düşünülen alternatiflere bir limit getirmistir. Artık milletlerarası mucadele bu lımite kadar imkanlan harekete getirme ve çareler bulma sanatı haline dönüştu. Nükleer dengenin özelliklerini bütün hatlan ile meydana çıkarmakta özellikle küçük devletler için büyük faydalar vardır. Ortadoğu olaylannda Amenkan ve Ingiliz uçaklannın tsraile yardım ettiği hususunu bir taktık olarak israrla kullanması ve bu suretle Amerika ile Rusyayı savaş alanında karşı karsıya getirebileceğıni zannetmesi Nisır'ın nükleer dengenin tabiatı hususunda henüz isabetli bir senteze varmadığını göstermektedir. Mağlubiyetini mazur gösterme hususunda bu iddianın Nâsır'a faydası dokunmus olabilir. Nükleer dengenin tabiatım tahmin hususunda tsrailin daha isabetle hareket ettıği farkedilmektedir. Türkiye Tütüncüler Federasyonnndan bır mektnp aldım. Fe . derasvon Baskan. Haydar Aryal imzas.yla / » " • » « . " » » « * • • «Tütün Oynnu» baslıklı yaz.mız söz konnsu ed.lmektedir. Biı o . yazımızda özetle tütün oynnunu şöyle anlatıyorduk : . 1964 y.lında tütün ihracatç.s. bir kilo tutunü ekıcıden orWa . ma 676 knrnsa almıs, 328 knmş masraf etmış; kendısıne 10 1lıra 4 . knruşa gelen tütünü 12 lira 60 knrnştan ihraç etmistır. Böylece bır • kilo tütünden • tütünde 256 kurns safi kâr sağlamıstır. id «' f : ^ . ^ ^ ^ . 1964 yılında tütün ihracatçıs. ekieiden tınalmıstır. Tütün ihracatçılannm toplamı 100 kısıdır. Bn İM taj nin o yıl kân 231.408.640 liradır. Her bir ıhracatçıya 2^14.086 lıra Yüz tütün ihracatçısı bn tütünleri satın almak için 611.000.000 lira harcamıştır. Ve bn yüz tütün ihracatçısına aynı yıl Merkez Bankasından açılan kredi 600.000.000 Iiradır. Buna karsılık 227.000 tütün ekicisi a>nı yıl ihracatçıya sattıklan 90594.000 kilo tütünde kilo basına 676 kurnstan 611J)63.440 lıra elde etmislerdir. Bir kilo tütünün maliyeti 620 kurns oldnğnna gore ekiciye kilo basına 56 kurus kâr kalmaktadır. Demek ki, 90^94.000 kiloda 56 knrustan bütün ekicilere toplam 50^20.640 lira kazanç düşmektedir. Bn sayıyı böldüğümüzde her bir ekiciye ortalama 223 lira düşmektedir. Şn kısacık açıklamada bir tütün tüccarının bir eklciden on bln misli fazla kazandıfı ortaya çıkmaktadır. C.H.P. milletvekilleri bn konnda bir Meclis araştırması istemislerdir. Rakamların resmî belgelere dayandığını ileri sürmektedirler. Tekel \ e Ticaret Bakanlannın yazılı cevaplanndan ve Büyük Millet Meclisi Tntanak Dergilerinden derledikleri rakamlarla bu hesaplan yapmışlardır. Türkiye Tütüncüler Federasyonu adına mektnp yazan sayın Haydar Aryal bn hesapların bir noktasına itiraz ediyor. Ve diyor ki: «Ben tutun tüccarıyım ve aynı zamanda Tutunculer Federasyonuna da baskanlık etmektevım. 18 Hazıran tarıhli Cumhunyefte TÜTÜN OYUNU baslıkh bır yazınız çıktı. Bu yazıdakı rakamlar Manisa Milletvekili Muammer Erten'in selâhiyetli kaynaklardan aldıgı malumata dayanmaktadır. Ne var ki, bır küçük noktası hesaba katılmamış veya gızlenmek ıstenmıştır. Söyle ki : Ortalama Türkıyede tuccar mubavaatının 6 lira 76 kurus olduğu, buna 3 lıra ve 28 kuruş da masraf ılâve edıldığıne gore Tuccara bu tutun 10 lıra 4 kuruşa malolmakta, ihracat ortalaması ise 12 lira 60 kurus tesbit edılmis bulunduğundan arada kilo basına 2 lıra 56 kuruş kâr meydana çıkmaktadır. Şımdi noksan tarafı bız açıkhyahm : Tutun, ışlenmesınden mutevellıt toz toprak ve hava fıresi namı ile yuzde 1518 arası zavıat verir. Yani 100 kilo tütün lslersenız elinizde 82 veya 85 kilo tütün kalı r. Şu halde müstahsilden alman tutün bedelıne işleme dolavısıyle bu fireyi de ılâve ederek kalan tütunun fıyatını bulmak lâzım. Ve sonra Erten'in bildirdıği masrafları eklersenız, tuccarın ne kazandığı kolayca anlaşıhr. Savın îlhan Selçuk, sızı hakşınas bır kalem olarak tanıyorum. Boyle kalmanızı çok arzu ettığim içmdır ki sizi uyarmak istedim. Vatandaşlara aynı kösede kısa da olsa yazacağınız birkaç satır sıze ancak seref kazandınr » Sayın Aryal'ın Isteğini yerine getiriyornm. Çok iyl biliyor ve inanıyorum ki, yanlıslıklar ve haksızlıklar üstüne dâvalar otnrtulamaz, ve yürütülemez. Doğrnlnğn sonnna kadar aramak ve bn yolda çok titiz olmak zornndayız. Ancak bn nazik ve iyl niyetli mektubnn meselenin temelinl IIirilendirmediği de ilk bakışta bellidlr. Işlenen tütünün ytizde 15 fire vermesl, ekiciyle tütün tüccan arasmdakl yıllık 10 bln kat kazanç farkını kapatamaz.. tşlenen tütünün yüzde 15 fire \ermesi yüa tütün tüccannın devletin 600 milvon İirasını cebine kovarak her yıl 600 mllyonlnk ticarete kalkısmasını mazur rbsteremez.. tşlenen tütünün yüzde 15 fire vermesi tütün tüecannın kazancında yüzde 15'lik bir fire verebilir ki, ynkandakl rakamlara vnrnldnçnnda tütün dünvamızda varolan büyük sosyal adaletsizligi yok edecek gibi de^ildir. Kaldı kı Muammer Erten ve arkadaşlarımn Meclis araatırması İçin Meclis Baskanlıgına yazdıklan yanda bir kilo tütflnttn ma»rafı bakkında söyle bir not vardı : • Bır kilo tütünün masrafı olan 328 kuruşun hesabında tütün tüccarlarınm verdiği rakamlar kullanılmıştır. Gerçekte bu masrafın 200 kuruşu geçmemesı lâzımdır.» Ben gene insaflı davranarak kendi yazımda masrafı 328 knmştan tnttum. Bn masrafın İçinde tütünün firesi hesap edilmistir. Ama gene bazı küçük yanlıslıklar varsa Meclis araştırmaıında ortaya çıkacagı tablîdir. Mesele besaplann yüzde 10, 15, 25, battâ yüzde 50 yanlıslıgını aramak bnlmak değildir. Mesele devlet hazinesini kullanarak ekicinin alınterini sömfîren sayısı aı kişiyi Anaıgasaııın acTyal adal*4 ilkesinde bizaya getlrmektir. Bn alanda adaletsizlik o kadar açıktır ki, ne yalan söyliyeyim, ben sn anda Türkiye Tütüncüler Federasyonu Baskanı Sayın Haydar Aryal'ın yerinde olmak istemezdim; maddi bakımdan dnrnmn pek iyl olsa da bn açık haksızlık manzarasında yüreginin pek rahat olaeagını sanmıyornm. düşmektedir. , . ,,MJI,UUI Gene tütün meselesi. Genelkurul yetkileri sınırlandırılabilir mi? cak olan knrallar konmasına cevaz yoktnr. Nitekim Alman öğretisinde bn gerçek söyle belirtilmektedir: cGenel kurulun yetkilerinin asın olçude sınırlandırılması sonucunu doğuran her orgutlenme bıçımı, mutlak olarak amaca aykırıdır; boyle bir sınırlandtrma. baska bir denetim organının (ust bir dernek, bağımsız bır komıte v b. nın) bulunmaması durumunda ybnetim kuruluna keyfi davranma olanağını verır.» «Palandt, Kommentar zrnn BGB, Mfinchen nnd Berlin, 1954, S 25, Anm. 2.) ir derneğin tfizüğünde dernek fenel knrnln B yetkilerinin Sbür organlardan biri yaranna asın ölçüde sınırlandınlması niteliğinde bnluna •••• :::: «Korparation», yani kişiler toplnlağv nitellfcinde bir tiizel kisi demek olan ve toplnm içindeki canlılık ve etkinliklerl fiyelerinin aayı Te eylemine baflı bnlnnan derneklerde, derneğe alınaeak üye sayısının belirtllmesi ve sınırlandınlması, üye alınıp alınmaması çibi dernek için hayatî nitelik taşıyan sornnlarda, ustelik knrueulardan meydana gelen, böylece frenel knrnl tarafından seçilmis olmayan bir kurulun kararlanna kesinlik tanıyarak bn kararlara karşı ztnel knrula basvurma oianagını kaldırmak, bizee, en yüksek denetim organı olan fenel knrnlnn en hayati sornnlardaki denetim yetkisini asın 51çüde sınırlandırmaktır. eni Anayasamızdakl klşilerin temel haklanna lllşkln llkeler de bnnn doğrular. Bn yasanın 29, 46 ve 56. maddelerinde dernek, sendika ve parti knrmak, bn kurumlara üye olmak ya da üyelikten çıkmak, temel hak olarak kabnl edilmistir. Prensip olarak, dernek. üye kabnl edip etmemekte özgür oimakla birlikte, yeni Alman Anayasasınm 2. maddesinin 1. (ıkrasındaki ve başlıca Hkeleri bn anayasadan alınmış olan yeni Anayasamızın 10. maddesinin 2. fıkrasındaki insana her alanda maddi ve mânevi varlıfını, vani kişiliğini gelistirme hakkını veren ilkeden dolayı, veni Alman öğreti ve uygulamasında, sürekli varhklan. üye savılan ve toplnm hayatmda tanınıp benimsenmiş olmaları bakımından fiill bir tekel dnrnmnna erişmis olan derneklerin dogru ve uygun olmayan gerekçelerle eşit davranmayıp ayırım tSzeterek bir kimsenin üyelite kabnl isteminl reddetmeleri ve bn yüzden o kimsenin sözfl geçen temel haklannt knllanamıyarak kisiliginl geli*tirme olanaifının hakseverliie aykın bir yolda zarara nğraması dnrnmnnda dSva volnvla fiyelige aiınmasını isteyebilecefl de kabnl edilmistir. (Enneceerus'Nipperdev, Alleemeiner Teil des Bürçerlichen RechK Tübineen. 1959, « 112, n.) Bn gerçek de, dernek tüzük1erind«kl bn türlü knrallann, dernek için en havatî sornnlardaki denetim yetkisinin asın Slçüde sınırlandınlman nitelifinde olduğnnn açıkça gösterir. Öncelik hdkları tanıma olanağı mutlak mıdır? ir kinueye dernek yönetim knrnlnnda ya da üye kabnl knrnlnnda sürekli üyelik gibi B bilim alanında «ayn hak» denilen bir öncelik hakkı tamnabilirse de, Alman Yargıtayı, pek dogrn ve yerinde olarak, bn bakkın dernek tüzügüne baslangıçta konnlaa bir ihtirazî kayıtla knrncnlara tanınmasının mntlak olarak kabnl edilemiyecegine karar vermis ve bn çözüm öğretide de kabnl edilmistir. (Palandt, adı geçen eser, § 35, Anm. 1.) lncelemekte oldnğnmns tüzüklerdeki bn türlü knrallarla ise, tüzüklere daha baslangıçta konnlan ihtirazî kayıtlarla knrncnlara üye kabnl knrnlnnda sürekli flyelik hakkmın hiçbir sınırlandırmaya baçlı olmaksızın mntlak olarak tanınması yetmiyormnş gibi, üstelik daha ds ileri gidilerek üye kabnl knrnlnnnn münhasıran knrnenlardan ibaret bnlnnacağı, aralanndan aynlanlann yerini ylne kendilerinin geçeeekleri üyelerle doldnracaklan, yani «cooptation» haklan bulunacağı, kararlannın kesin olacagı, yani bn kararlara karsı genel knmla başvnmlamıyacagı yolnnda söz konnsn mntlakiıgı görülmemiş ölçüde sertlestiren knrallar da kabnl edilmektedir. Tüzüklerdeki. bn türlü knrallar, Anayasamızın devlet ve toplnm İçin koydngn demokratik düzeni derneklerin kurnlnş ve isleyişi için de kabnl etmis olan Medenî Kannnnmnza ve Cemiyetler Kannnnna tamamiyle aykın olnp azınlıktan ibaret bir kurulun hegemonyannı aağlar; bn azınlıgın yalnız kendilerinden yana ve kendilerine bağlı kimseleri dernek üyeligine kabnl ederek derneği bnnlardan meydana gelen bir toplnlnk dnrnmnna sokabilmeleri ve bn klmselerden elde edecekleri oylarla üstelik yönetim knmlnna da seçillp dernf îi keyff olarak yönetebilmeleri olanağını verir. Bövleee, hnknkî olavlar araştırmasımn gösterdlgi öıere, ynrdumuzda dernek, knlüp, sendika ve partilere mnsallat olan en zararlı bir hastahga, yani demek havatmd* gereekte ve nyfulamada oligarsik bir düzene. bir azjnbgın tamamiyle keyfî ve indî diktatörlügüne yol açabillr. Bnndan dolayı da, nvnlmasında kamn yararı bnlnnan knrallar demek olan (von Tnhr, Allgemeiner Tell des Sehweizerischen Obligatlonenreehts, Zürich, 194?, § 31, TT) kamn dürenl knrallanna avkın oldngn apaçıktır. Ynrdnmnzda, derneklerin halktan oldutu gibi hükumetten ve çesitll kamn knrnmlanndan da büvük malt yardım rördükleri de tözönünde tntnlnrsa, bSyle dnrnmlarda bn avkınlıtın daha büvfik ve çarpıcı bir nitelik de tasıvabilecefri kolarra aniasıhr. yolundakı teklifınin, Ingiliz Başbakam Wılson'un Akabe Kbrfezinın açılması için denizci devletlerin birlîkte teşebbüso geçmeleri yolundaki teklifınin geçiştirilmesi ve üzerinde durulmaması, bize göre, nükleer dengenın halihazır tabiatından ileri gelmektedır. Nükleer denge tabiat itibanyle şımdılik «Dünya direktnvan» ndan çok kollejyal sistemin tesekkulune elvenşli görunmektedir. Muglâk olmaktan ziyade Amerika ve Rusya arasmda basit bir denge sistemidir. Son zamanlarda Amerika ile Rutyanın nükleer silihlann yayılmasını önlemek hususunda vardıkları gizli anlaşma dikkat çekicidir. Nükleer dengenin bnceki klâsık kuvvet denge sısteminden birız farkı «Bir savafta ikl Uraflı, hattâ çok taraflı yok olma meıelesini» getirmiş olmasmdadır. Klâsik kuvvet dengesini, biraz hatayı göze alarak, pehlivanlar arasındaki dengeye benzetmek mumkündür. Mucadele sonunda yenen ve yenilen, döven ve dovulen vardır. Ve fakat ikisinin de, hiç olmazsa galip gelenin varhğı devam etmektedir. Rus Çan Büyük Petro'nun «Yenlle yenile yenmeği öğrendigi» sözü meshurdur. Yenilmek yok olmayı getirmiyordu. Fransa ve Almanyanın defalarca karçıhkh yenismeleri olmustur. Bugün her ikisi de ayaktadır, hattâ her ikisi de güclüdurler. Nükleer savas ise «Hamletin düellosn» na benzer. Karşılıklı yok olmak soz konusudur. Kabul edelim ki, Amerikanın elinde Rusyayı birkaç kere yokedebilecek, Rusyanın da elinde Amerikayı sadece bir kere yokedecek nükleer silâh ve atma vasıtası mevcuttur. Bu takdirde nükleer denge doğmustur. Çünkü, Amerikanın elindeki Rusyayı bir kere yokedecek nükleer silâhtan fazlasının amell degeri, diğer bir ifade ile Marjinal degeri yoktur veya çok azdır. Amerikamn elindeki fazla tahrip gücü kendisini yok olmaktan kurtarmamaktadır. Rusyanın elinde de Amerikayı bir defa yok edecek nükleer silihın mevcudiyetini kabul ettiğimize göre bir nükleer savasta Amerika kendisini topyekun yok olma korkusundan kurtaramaz. Bir savasta iki taraflı yok olmak meselesi veya korktısu varsa, artık hiçbir sebep bir nükleer savaşa değer bulunamaz. Kendi varhklannın devamı dısınd», o hangi sebeptir ki, o sebep için iki taraf da yok olma ihtimalini göze alabilsin. Böyle bir »ey olamaz. Nitekim Avusturya veliahtınm öldürülmesi Birinci Dünya Harbine, Danzik koridoru meselesi Ikinci M Almanya Batı Almanya buna ornek olarak gosterılebılır. Bu orneklerde görulduğu uzere nükleer denge sıstemınde cTaksım» unsuru kendısine özge bır sekılde ışlemektedır. ükleer dengede. ülke genişliğı bakımından, İngıltere bır faktor olmak niteliğınde değildir. Nukleer dengede ulke genişlığı onemlı bır faktördür. Avrupa bır bırhk haline gelmedıkçe Fransanın mevcut nükleer den geyi etkıleyecek duruma ulasması uzun zamana bağlı görüluyor. Komünist Çin yeterli nükleer güce ve atma vasıtalanna sahip olduğunda nukleer dengenin değışeceğıne muhakkak nazariyle bakılabıhr. Nukleer dengede dunya düzenının özellikle ıkı ulkenın Amerika ve Rusyanın isteklerine gore değışmekte olduğu farkedilir hale gelmıştır. Olaylar Tocquovılle" in daha 1835 te gördüğü, Kennedy'nın Fazılet Mucadelesınde belirttiği ve son günlerde ünlü tarihçi Arnold Toynbee'nin açıkladığı istikamette gelismektedir. M Sonuç S Y Dençenin karakteri rtık herhangi bir bölgede bağımsız bölgesel dengeden bahsetmek mümkün görünmüyor. Her bölgesel dengenin dunyasal denge (cihanşümul denge) ile yakından irtıbath olduğu anlaşılmıştır. Dunyasal denge îimdüik daha çok Rusya ve Amerika arasmda basıt ve nükleer bir denge tarzında tezahür etmek tedir. 1956 Kanal harekâtmdan sonra îngiliz ve Fransızlar Ortadoğudan tasfiye edilmişler ve o günden sonra Ortadoğuda ikili bir dunyasal denge teşekkül etmiştir. Keza Küba üzerindeki denge de ikilidir. Bu dengenin Rusyanın Kuba'ya fuze göndermemesine karsılık Amerikanın Turkiye'den Jüpiterleri kaldırması ile tesekkül ettiği hatırlardadır. Bu olay, nükleer denge sısteminde «Taviz» unsurunun isleyisine tipik bir örnektir. Klisik kuvvet dengesinde rakip devletler kuvvet d««gesıni korumak üzere arada tarafsız tampon ülkeler arzu etmekte iken, bugün, komünist blok ile Batı dünyası arasmda kalan ve bu iki blokun kritik temas uçlarını (kontak uçlan) teşkil eden ülkeler, bir yarısı komünist blokta, diğer yansı Batı dünyasında kalmak üzere ikiye bölünüyorlar. Kuzey Güney Kore, Komünist Çin Milliyetçi Çin, Kuzey Vietnam Güney Vietnam, Doğu A imdi nükleer denge ilkesinin ışığı altmda Ortadoğu savaşlarından çıkanlabilecek sonuçlar üzerinde kısaca durahm: % Dünyada Amerika ile Rnsya arasmda ikili olmak üzere bir nttkleer knvvet dengesi doğmnştnr. Bütün bölge•el dengeler bn İki devlet arasındaki nükleer dengenin etkisi altındadır. Bnnn hesaba katmadan sorunlara dogm ç5zflm yoln bnlunamaı. • Kore, Küba, Vietnamdan sonra, Nâsır'ın israrla kullandığı taktiğe rağmen son olarak Ortadoğuda görüldüğü üzere Amerika ile Rusyayı savas alanında karşı karsıya getirmek mumkün gorünmemektedir. 0 1956 Kanal harekâtında ve aon Ortadofu savaslarında görüldüfü üzere, birlikte istedikleri takdlrde. Amerika ve Rnsya Ates Kes'i kabnl ettirme gücündedirler. • Genellıkle guvenhk konseyınin AteşKes çağrısına uymada savas için üç ilâ beş gunlük bir zaman olmaktadır. • tkili veya çok taraflı bir böTgesel savas halinde gü\enlik konseyinin AtesKes çafrUltm ve bntıan «ygufah" masına kadar geçeeek üç ılâ beş gün için silâblı knvvetlerin mahdnt hedefll bir yıldınm savas plânı olmalı veya komsn ülkelerin bn tarz mnb temel plânlanna karşı tedbirli bnlnnmalıdır. Kıbru meselesi lebebiyle bn mesele Türkiye için aktüel Snemi haizdir. • Bilgi edinmek üzere îsraılin son yıldırım savaşında ve özellikle hava baskınında sağladığı üstün başarının ger çek sebepleri araştınlmahdır. • Akdenlze komşn ülkelerdeki bir çatısmada 6 ncı filonnn kesin bir role sahip oldnfn kabnl edilmelidir. 0 Brejnevin, Çekoslavakyadaki konuşmasmdan sonra, Ortadoğu olaylannda donanmasının bir kısmını Akdenize geçirmek suretiyle Rusya1 nın Akdenizdeki 6 ncı filoya karşı vaziyet alması Akdeniz politikasında ve dengesinde yeni bir unsur olarak kabul edilebilecek onemdedir. S O N aldı ki, îsviçre öğretisinde, daha da ilerl Kiderek, genel knrnlnn bn yetkisinin hiçbir K biçimde kaldtnlamıyacagı belirtilmektedir: cDer neğin en yüksek organı olarak genel kurulun, butün öbür organlar üzerinde bir üst denetim yetkisi vardır. Derneğin demokratik yapısına gore genel kuruldan bu yetkinin alınması düşunulemiyeceğınden, bu kural, emredici bir kuraldır. (...) Dernek içınde genel kurul en yüksek yakınma katıdır da. Tüzükler, yakınma katlannın derecesini düzenleyebilirlerse de, genel kurulun dernek ıslerinde en son kat olarak karar verme hakkını kaldıramazlar.», tYönetim kurulunun karar ve tasarruflanna karşı genel kurula yakınma, butun durumlarda caizdir. Yakınma hakkı, genel kurulun üst denetim yetkisinden doğar, gerek dernek üyelerinin, gerekse yönetim kurulunun bir kararıyla zarar gördüğüne inanan üçüncıi kişilerin yakınma hakkı vardır. Yönetim kurulunun kararlarına karsı md. 75 ten (Türk M K. 68 den) dolayı iptal dâvası caiz değıldir.» (Hafter, Kommentar ınm Schweizerischen ZGB, Personenrecht, Bern, 1919, Art. 65, N. 8/9, Art. 69, N. 15.) «îsviçre Medenî Kanununun 65. maddesınde (Türk M. K. 58 de) emredici kural bulunduğundan, her dernek üyesinin herhangı bir yoldan uyeler topluluğuna başvurmaya hakkı vardır. Boyle olmasaydı, tsviçre Medenî Kanununun 75. maddesi (Türk M K. 68) de dernek için tamamiyIe hayall olurdu.» (Fehlmann, Schweizerische Jnristenzeitnnç, 20, 20.) ine îrviçre öğretisinde Egger, genel knrnlnn bn yetkisinin «kaldınlamayan» bir yetki oldufunu belirttikten sonra, genel kurul dısındaki organlann kararlarına «belırlı islerde» kesinlik tanınabilecegini, böylece bn kararlara karsı ne genel kurula, ne de mahkemeye başvnrulabilecetini sövlemektedir. (Kommentar znm Schweizerischen ZGB, Einleitnng nnd Personenrecht. Zörich, 1928, Art. 65, N.9, Art. 75. N.8. Atıf vaptı&ı Zeitschrift des Bernischen Jnristenvereins, 51, 166 daki kararda, aslında. bövle durumlarda mahkemrve basvurulabileceği yolnnda eski ö$retide kabnl edilmekte olan baska bir çözüm benimsenmistir.) Ne var ki, EşgerMn bilim alanında azınlıkta kalan bn sörösü kabnl edilse dabi. Medeni Kannn dısında Cemiyetler Kannnn, Sivasi Partiler Kannnn, Toplantı ve Gösteri Türüvüsleri Kannnn fibi avnea birçok yasa çıkarılmış olmasına ragmen dernek, knlüp, sendika •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••(•••••••••••••••••i^ n Demokratik düzene aykın kurallar bâtıldır FAHIR ONGER YAYINLARISUHAR: Cağaloğlu, Örnekal İş Hanı 11/10, P. K. 918 İST. ernek tüzüklerindeki bn türlü knrallann, baslangıçtanberi ttizükte bnlnnmalan dnrnmnnda, Medenî Kannnnn 5. maddesine g8re Borçlar Kannnnnnn genel bölümündeki borç dognran sözlesmelere iliskin knrallar, medeni hnknknn öbür alanlanndaki islemlere, bn arada kisiler hnknkn alanındaki bir hnknkl islem olan tüzüklere de nvgnlanacagından, Borçlar Kannnnnnn 19. ve 20. maddeleri geregince yasalardaki emrediel knrallara, Szellikle kamn düzeni knrallanna aykın bnlnnmalan yüzünden bâtıl sayılmak gereklr. Bn dnrumda, ildliler, hiçbir hak düsümü «üresine baglı olmaksızın her zaman için açabilecekleri bir tesbit dâvasiyle bntlanın tesbitini istiyebilirler. e var ki, tüzüklerdeki bn türlü knrallann, genel knrnl karanyla tüzüğe sonradan konnlman dnrnmnnda da çSzüm degismez. Çünkü, Medenî Kannnun 68. maddrsindeki yasava aykın genel knrnl kararlanna karsı nvelerin öğrendikten baslayarak bir ay içinde iptal dâvası açabilecekleri kuralı, yasalann bn türlü emredici knrallanna, özellikle kamn düzeni knrallanna aykın kararlarda nygnlanmaz; bn kararlar, mahkemeee iptaT karan terekmeksizin kendili(inden bfitıldır. Bnndan dolayı da ber zaman için tesbit dâvasivle bntlanın tesbiti istenebilir. Nitekim öğretide (Egger, adı geçen eser, Art. 75, N. 12, 14) kamn düzenine, nvnlmaian mntlak olarak dernek fiyelerinin karanna bırakılamayan bnknk knrallanna aykın bnlnnan kararlann kendilicinden bâtıl olacağı, yasada düzenlenen tüzel kisilerin ana yapısınm da kamn düzenine girdiği, ilrililerin her zaman için bntlanı ileri sflrebileeekleri, mahkemeee ve baskaca resmî katlarca da bntlanın görevden Btürü (re'sen) gözönünde tntuiacafı tam bir aciklıkla belirtilmektejir. ••••••••••«••••>••••••••••••••••••••••••••••••••••••>*••••>•*••*••••! ••*•••••••••••••••••*••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»••••! AŞKIN SUÇLARI »»#••••••••••••• B E A D V O İ R SADE'İ YAKMALI MI? BİR GEMİ DENİZCİÜK BANKAS1 T.A.O. YENİKÖY ŞUBESİ | BU GÜNDEN GEGE Y A R I S ! HIZMETINIZDEDİR 25.000. L İ R A L I K İTİBAREN YENİ BİNASINDA 2 nci Dünya Savaşmda cephegerisi çılgınlıklan 3 Armağan kazanmış büyük roman GENEL DAĞITIM: KEMAL KARATEKİN Cumhuriyet 7814 Ö Z E L Ç E K İ L t 5 HESAP AÇTNIZ MEVDUATINIZI FAZLALAŞTIRINIZ ADRES: Yeniköy, Köybası Caddesi No: 56 (Basın 18586) 7798 ••«• •••• İKTİSADÎ VE TİCARÎÎ İİ İLİMLER YÜKSEK OKULU Müdürlüğünden I Yüksek Okulumuz 6 Kasım 1967Pazartesi gün'ü altıncı ögretım yılına başlıyacaktır. İlk mezunlannı geçen yıl, ıkinci dönem mezunlannı bu yıl vermıştır. 2Yüksek Okulumuz "tktisad'î ve Tıcari ilımler Akademıleri " yâsıf ve seviyesındedir. Gundüz ve Gece oğretımi yapar. Oğretim süresi,i ve n. sınıflar genel oğretımı , m ve jz. sınıflçjr ihtisas öğretimini ihtiva etmek uzere dort yıldır. (Sekiz sömestr). fhtısas bölumlen şunlardır. Iktısadî l$letmeci' lik", "MalıyeMuhasebe•". D/5 Ticaret ve Turizm '. 3 Oğretim kadromuzu, Unîversite ve Akademılerden orc/jnoryus profesör, profesör ve Doçentler ile oğretim go revlisi ,uzman ve okutmanlar teşkil eder. 4Yüksek Okulumuz lise ve ticaret lısesı mezunlan ile esitliği Bakanhkça kabul edilmi$ yabancı okul mezunlannı alır. 5Yeni Öğrenci kaydtna başlanmıştır. Müracaat sırası esas olmak üzere, Gündiiz ve Gece öğretimi ile Yatılı bölüme Bakanhkça tayin olunan kontenjan dahilinde öğren~ ci alınacaktır. İktisadi ve Tkarî ilimler Akademilen ile benzertmiz yüksek okul ve Fakultelerden 1, jj.vem.s/nıflara naklen öğrenci kabul edilmektedir. • • • a Özel İÜİ •••• "«•• • ••• • ••• •••• •••• •••• •••• ••t • •••• •••• •••• •••• • ••• •••> *••• BtR NESLÎN DRAMI EmetU Kurmay Yarbay Husaınettln Tuğaç'ıa Çarlık Rusjrasuun Içyfizunü anlatan va «Orukleyid •erfivenlerle dolu olao bu kitabi buyuk rağbet görmüftür. Batapçüarda bulamayaniar, merkea aatif yeri: BATEŞ da (Cumhuriyet 781* bulabilirler. • 4MMNIIHIİIIII>IIMtlllllHIII«tllMIIHtı||ltlllltl)ll*lli«IIIİMI » • • • • • « « • • • • • • • • • • • • " • • • • • • • • • • • • ' • ' • • • • • • « • • • • • • « • • • " • • • • • • • • • • ( • • • • I Nimbüs TEŞEKKUR Sevgili oğlumuz 7 yaşındaki Serdar Isık'ın şant ameliyatını muvaffakiyetle başaran Hacettepe Hastanesi Gö ğüs cerrahisi mütehassısı operatör doktor sayın özdemir Dokumacı'ya, sayın Dr. GÜNDÜZ BATTOK'a sayın doktor Tuli Hamza Kadı'ya, yakın ve müşfik al&kalannı esirgemeyen hemşire ve diğer personeline en candan teşekkürlerimizi arz etmeği bir borç biliriz. Anneıi: Mnkadder Isık Babası: Yaain Isık Cumhuriyet: 7820 DENtZCILtK BflNKfiSI T. A. 0. DAN Yağh boya için 20 Kg. lık 2000 adet TENEKE KAP satm alınacaktır. En son teklıf verme tarihi 17.7.1967 akşamına kadardır. Şartnamelen MALZEME MUDÜRLÜĞÜ veznesinden temin edilebilir. Dosya No: 1191 (Baun: 18789) 7800 HJMI^EYASATIIJKARANIYOR Aksaray Meydanı veya LAIell Ordu Ouldesl Ozerinde en M 160 M2 kat veya dalre blrkaç aeoelik pefbüa kttaük veya satüık araniTor. Tel: 37 08 86. Cumhuriyet 7815 DOKTOR Sfireyya Alamal Op. Orate| Ttkıtm SıraıelvtleT 106/4 Tel: «4 n M ŞİŞLI* HalâskSrgazi Caddesi 236 Tel. 48 29 15 (Reklâmcılık (2301)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear