26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHIFE DÖRT 26 Temmuz 1967 CUMHTJRtTET «Bir mnharrir veya vatanın •aadeti namına bakikati söyliyen, tttibad'ın şakavetlerlni tel' in eyliyen namuslu ve muhterem bir sat öldürüleceği zaman, içlerinden bir zabit bo gaddarâne vaıifeyi denıhte eder, cinaTetin oerede ve nasıl Ifa edileceîi tfiyin elnnnr, o nııntakada polis de işten haberdar edilirdi. Bedbaht adam, kalbi vatan endişesiyle müteessir, evine veya gazetesine giderken kaatil bir kurşnnla yere serilirdi. Ertesi gün pzetelerde nznn nzadıya kaatilin izi aranır, bittabî bir şey keşfetmek kaabil olamazdı. Hükumetin ve zabıtanın vardı mivle yapılan bo cinayetler hep cezasız kalır, hiç bir cera görmiveceğine emin olan zabit de lttihat fedaisi namiyle himaye olunurdn» (1). Bu iözler, Tarihçi Ahmet Refik'in «îki Komite, tki Kıtal» isimli eserinden almmıştır. 1908 yılında ilân edilen Ikinci Meşrutiyetten sonra ulusca biitün sorunların çözümleneceğine v e yurdun bir anda cennete döneceğine inanılmıştı. Ne yazık ki, bu özgürlük şafağı, çok kısa sürmüş, ardmdan, her türlü insan haklarım hiçe sayan zifiri bir karanhk bütün yurdu kap lamıştı. Bu sürekli karanhk üç yilda yalnızca üç yıldırımla ayrîır.landı. Bunlar üç gazetecinin, Oç fikir isçlsinin beyinlerini par çalıyan tabanca kurşunları idi. 19O9'da Hasan Fehmi'yi, 1910'da Ahmet Samim'i, 1911'de Zeki Beyi özgürlük dâvasiyle is başma geçenleıin kurşunları yere sermişti. Sürgüne gönderilen, hapse atı lan, öldürülen gazetecileri enine boyuna ınceiemek, düsünce ve özgürlük tarihimiz bakımından muhakkak ki çok ilgi çekici ve ibret verid bir çahsma olacaktır. öldürülen gazetecilerden hatınmıza gelenler Hasan Fehmi, Derviş Vahdetî, Ahmet Samim, Zeki Bey, Silâhçı Tahsin, Emin Süreyya, AIi Kemal ve Sabahat tin Ali'dir. Bu sekiz gazeteciden yalnızca Derviş Vahdetl ve Emin Süreyya kanun çerçevesinde yargmlamışlar ve sonunda a sılmak suretiyle cezalannı görmüşlerdir. Diğerlerinin ise ya kurşunla, ya iple, ya tasla, ya da odunla hayatlarına son veril miştir. Biz bu yazı serisinde öldürülüşleri memleket çapında büyük yankılara sebep olan Hasan Fehmi, Ahmet Samim, Zeki Bey ve Hasan Tahsin üzerinde kısaca durmaya çalısacağız. Oğrenciler galeyan hctlinde... dat hüküm lürüyordu. Hasan Fehmi bu defa yeni bir mücade leye atılmıştı: Düşünce ve basın özgürlüğünün sağlanması ve ger çek kanun devletinin kurulması. Serbesti Gazetesinin basyazarlığını yapmakta idi. Aldığı çeşitli gözdağı mektuplarına karşın yılmıyor ve hak bellediği yoldan aynlmıyordu. Hasan Fehmi tabanca kurşunu ile yere serilmişti Cinayet nasıl islendi? lifi bulunsun. Derhal tahsinleı, jâpaşlar, alkışlar, yağdmyor. Sizin müvekkilleriniz açlıktan ölür, sefaletten mahvolurken siz hâlâ milletin paralarını ceplerine yerleştirmekten maada bir şey yapmıyan Kabineyi bütün kuvvetlerınizle müdafaa ediyorsunuz. Yoksa siz Hükumetin icraatına alkışçı mı tâyin olundunuz?.» (3). \ Hasan Fehmi Bey sı bir leke olarak basın tarihl" mizin yapraklanna gömülmü»tür. (4). (1) Ahmet Refik. «tki Koralte, îki Kıtal» tst. 919 Sh. 79 (2) R. Cevat Ulunay, Sayılı Fır tmalar Sh. 208. (3) Serbesti Gazetesl, Î7 Mart 1325, No: 143 (1) Bıı konuda tst. Ün. Garctecilik Enstitüsünde tarafımızdan verilen konferan». Enstitiinün ya yın organı «TTLLIK» ın 2 nei ss yısında yayınlanmıstır. Ulunay ne diyor? O günleri yaşamıs bulunan Re fi Cevad Ulur.ay'dan Köprü gibi mahfuz ve inzıbat tedbirleri alınmış bir yerde, kaatilin yakaîanamayısının sebeplerinin ne ler olabileceğini sorduğumda şu cevabı verdi: • Köprü o esnada biraz tenha idi. Sonra herhalde kaatil fırsatlardan istifade edip kaçabilecek kurnazhkta usta bir adamdı. O zaman Yakup Cemil'in adı üzerinde durulmuştu.» lttihat ve Terakki'nin fedaileri tarafır.dan düzenlenen failî meçhul kalmı? bu cinayet, siya 5 N*isan 1909'da Serbesti Gszetesi Başyazan Hasan Fehmi Bey ve Mülkiye kaymakamlarından Ertuğrul Sakir Bey, ar kadaşlan olan Ergiri Mi.letvekıli Müiit Beyi görmek üzere Beyoğlu'na geçmişlerdir. Gece yarısı lstanbula dönerlerken Kop rü üzerine geldiklerinde arkadan atılan bir tabanca kurşur.u Hasan Fehmi'nin ensesınden girip alnından çıkmış ve zavaliıyı cansız yere serraiştir (2). Hasan Fehmi Bevin cenaze töreni misti. öğrenciler, kaatili Sadrâzamdan istemeye karar vererek topluca Bâbıâliye gıttiler. Yetmişlik Sadrâzam Hüseyin Hilmi Paşa, gençlerin karştsma çıkmaya mecbur kalarak tıtrek bir sesle basın, vicdan ve düşünce özgürlüğünden söz ederek kaatillerin yakalanması için siddet li emirler verilriiğini söyledl. Bu korkunç olaydan sonra Ser besti'nin nasıl çıkacağı merak e diliyordu. Cinayetin işlenmesinden bir gün sonra, çıkan 7 Nisan 1909 tarihli Serbestî'nin ilk sayfası tamamen beyaz çıkmıştı. Or tasırda yalnızca şu cümle vardı: «Serbestii matbuatın i!k kurbanı, ömrünü menfalarda geçirmiş olan evlâdı hürriyetten Hasan Fehmi Bey'in ruhuna fatiha.» Pek görkemli geçen cenaze töreninden sonra Serbesti'de çıkan başyazı, o zamana kadar ya zılmış olanlarm en ateşlisi ve en serti oldu. Bu tarihi yazıdan birkaç cümleyı bîrlikte okuyalım: «Sız bu ehliyetsuhk. bu kabiliyetsizlikle makamınızda buiundukça milletin halini de istikbaiini de mahvedeceksinız. Ne olur, menafii millij'e nâmına geliniz bir kerre de matbuatın vesayasını dinleyinîz, bize, alel husus Avrupa'ya Kabinenin hiç bir nüfuzı hafi altında olmadığını söyleyiniz ve askerin kat'iyyen mesaüi siyasiyeye müdahalesi bulunmadığını ve hiç bir cemiyete yahut fırkaya müntesip olmadıklarını ilân ediniz. Evvelce milletin bâdii felâhı (kurtulus sebebi) olan cemiyet bugü bâisi harabisi oluyor. Mec lısi Mebusanın bir kısmı, bir kısım ekseriyeti âdetâ hükumet ol du. Milletin değil, sanki kuvvei icraiyenin vekilleri imıs gibi hü kumet ne derse velev deli saçması olsun, yahut açlıktan ölüm tehlikelerine gelrniş olan vatandaşlarımıza dayak atılmak tek YARIN: AHMET SAMİM Cinayet haberi duyulur duyulmaz Darülfunun galeyâna gel Hasan Fehmi B asmımızın ilk kurbanı Hasan Fehmi'dir. Mülkiyeyi bitirdikten sonra istibdat devrınin zulmüne dayanamıyarak Paris'e kaçmıs, orada vatanın kurtuluşu için mücadele edenlerle birlikte çalışmaya başlamıştır. Daha sonra Mısır'a geçmiş, nihayet 908'de Ikinci Meşrutiyetin ilânı üzerine Istanbula gelmiş, fakat burada büyük bir hayal kırıklığma uğramıştır. Çünkü o zamanlar. hükumet de, Meclis de lttihat ve Terakkinin (2) kişisel çıkarlannın birer âleti hâline gelmişlerdi. Meş rutiyet adı altında tam bir istib ŞOFÛR ALINACAKTIR Başmüdürlüğumüz tasıtlarınd» Çalıştırılnıak uzer* yeteri kadar bilumıım veya profesyonel ehliyetli joför «lınacakür. Aaağıdaki sartlan halz olanlarm Başmüdürlügümüa Personel Amirliğine müracatlan rica olunur. İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ ŞABTLAR : 1 35 yaşından büyük olmamuk, 2 llkokuJ mezunu olmak, 3 Askerliğini yapmış bulunmak, 4 BiJumum veya profesyonel ehiiyete haiz olmak, (Profesyonel ehliyetliJerin asgart iki scne tecrübesi olmasl gereklidir.) (Basın 19906/8S27) Tarihçi Ahmet Refik Dişi Bond ÇiEMİVlE YMIAŞ/J2 Or&jV J sV/^ İ STA NBU L SÜLEVtCBSİM B R ' 0«25 06.30 05.4,' 0" 50 07 00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08.20 08 40 09 00 09.15 09.30 09.45 1000 10.15 1023 10.40 ll."0 11.05 11.55 1İ.10 12.15 12.30 13.00 Acılıs ve Droiram Türküler ı c i t i m sohtıen Ovun havaları Kcve haberler Sabah meoldilerl Kaberler ve hava durumu İstanbuVda bueün Kücük ilânlar Bu sabah sizinle Kücük orkestra Sarkılar Miızik ve tohbet Valsler Türküler Vivolonsel eololan Müzlk kutusu Sen ne eüze! bulursun. eezsen Anadolu'u Özdal Kale'den sarkılar Arkası varın Kısa haberler Ö i l e v e doSru müzik Orhan Avsar orkestrası Kücük ilânlar Türküler Küme fasıl tooluluiu Hsberler ve hava durumu 123456789 » ı .t , J Si ' .^s^S ^ > yan bestecilerinden (adı söylen besl. 8 Gurbet diyarında çaüdiği gibi yazılmıştır). 2 Kötü şanlar doğum yerlerıni ziyarelş yaprmş olanların duymalan ge 1 2 3 4 5 6 7 8 9 te gitmlşler İse reken. bir emlr. 3 Bir Avrupa ve onların nsbaşkenti, lamilya. 4 tnsanlann rede olduklan cağlığını bozup kendilerıni yatağa sorulursa böyle düşüren. 5 Çok hoş ve güzel, cevap verlUr tersi bir tıesap operasyonundan (bir söz ve bir sonra geride kalandır (eski aritedat), blr soru metik teriml). 6 Nota, bir çeşit edatı. 9 Vükızkardeşin yansı, sahip. 7 Ocudün sınir ve lağanüstü tutumlu kişilerden, kab Dunkü bulmacanınsert et kısrrun» raman Mehmetciğin ordudakı rüt htUcdilml» böyle denilir. J Garth 13.20 Hafif müzik 13.30 Reklâm Droframları 14.00 İnci Cavırlıdan sarkılar 14.20 K. GülesoSlu orkestrası 14.35 Saz eserleri 14.50 Kücük konser 15.40 Sarkılar 15 55 Kısa haberler 16.00 Mikrofonda eenclik 17 00 Cocuk bahcesi 17.15 Kısa haberler 17 20 Melodiden melodive 17.50 Reklâm Droüramları 1900 Haberler ve hava durumu 19.40 Kücük ilânlar 1945 Sarkılar 20.00 Tarihte a Oırakmıs kadmlar 20.45 Heredot tarihi ;i.00 24 saatin olavl.irı 21.05 Piâklar arasında 21 35 Kiâsik Türk miıziîi korosu ?.?. 00 Reklârn Drtıer.imları 2T.45 Hpberler ve hava durumu 23.00 Radvo oda crkestrası 23.15 Oda raüziâi 23.55 Gunün haberlerl 24 00 "C»r>»nı« İSTANBUL İt. RADVOSU 16.55 Acılıs ve Droâram 17.00 Sizin icin 17..70 KOcük konser l"<no tvi aksamlar l«."0 Senfonik muzik 19.00 Turkiveve ho"i e!diaix 1S 30 Ak«am konseri 20 15 Cenclerle beraber 2 1 f>0 ODPradan secm^ler 2! 45 Rafif müzik 2 ' ? "fl Gece konsrr! 22.is Lâtin Amrrika melodllerl 2" 01 Caz miiziei V, ?0 Bir sarkıcı 2' or> Gece v a r u l lcln 01 00 Kaoanıs. % || || || m fi TıfffanyıJones TIFFANY JONES SOLDAN SAĞA: 1 Tokat ilımiz çevres4 lçindeki şeker fabrikamız, nota. 2 Motörlü vasıtalann toplanma sahası (iki söz). 3 Bir çeşit hamur tatlısı, bir göz rengl. 4 Tersi bir savaş vasıtasıdır, e s ö Türk imparatorluklanndan birl. 5 Böyle tavuk rüyasında kendini arpa anbannda görür diy» bir söz vardır, kalabalık birer grup arasmdaki yumruklu tokatH kavga. 6 Bir erkek adı, ilk çağlardaki deniz taşıma vasıtaiarmdan. 7 «Çift sayıda öararet ve sıcaklık* mftnasına iki söz. » Yeni şarkılar besteliyen bir bestecimizin soyadı. 9 Bir edat, seçimlerde partilerin c 0 * fcazanmaya çalıştıkları. YUKARTOAN AŞAĞITA: 1 Eski ve çok tanınmış ttal DONEC BULMACANTN NASIL BALLEDİLECEK Yukartdak) rakamb bolmaeada mdeee 4 tane mnahtar (ipucu) ve 8 tane »onoç rmrdu. Bo» kalao 12 karenio içioe 1 den 9 a kadaı oygnn biret rakam koyarah ve toplama. çarpma. çıkartma, bolme işaretlerine dikkat ederek «oldan •ağa ve »ukandan asağiya balmaeada gosterileo sonaelan balunns. Biru raktiniri alu ama, bos vaktinizi boşça geçirtnis olursannz. Çeviren: •\ FRIEDRICH DÜRRENMATT 6 Matthai çocuğun sepetinı Moser'in odun yarmakta olduğn kütügün üzerine bıraktı. «Magendorf cıvarındaki ormanlıkta Gritli'yi Ö 1 U bulmuşlar». dedi. Moser kımıldamadı. Kırmızı etekiı kadın da hiç kıpırdamadan duruyordu. Matthai adamın beyaz yüzünden aşağı ter boşandığmı gördü seller gibi ter. Gözlerini çevirmek istiyordu ama bu yüz, bu akan terler onu büyülemişti fideta! Böylece Ud erke'.< durmuş, birbirlerine bakıyorlardı. Matthai, «Gritli bir cinayete fcurban gltmiş», dediğini duydu. Kendi sesi tamamen anlayış ve şeîkatten yoksunmUv gibi geldi ona. Birden içinde kendi kendine karşı bir r.efret duydu. Moser «imkânı olamaz.» diye fısıldadı. «Böyle canavarlar olamaz». Baltanıs sapına yapışmış olan yumrugu tltrlyordu «Var böyle canavarlar, bay Moser.» Adam sabit gözlerle ona bakıyordu Zor duyulur bir sesle, «Yavrumu görmek istiyorurn,» dedi. Matthai başını yandan yana salladr.«Göremesen daha iyi, bay Moser. Sözlerimin acı olduğunu biliyorum ama şu sırada Gritli'clgtnin yanına vanna san daha iyi» Moser şimdi geldi, Maüıainin tam karşısında durdu. Göz gözeydiler. Çiftçi «Neden daha iyiymiş?» diye fcütoedL Müfetti^. «Bizler bile bakamadık,» dedi Moser bir an elindeki baltayı tarttı. Sankl baltayı sallamak İstiyordu Ama sonra döndü, Kapıda hâlâ hareketsiz duran kansının yanına glttl. Matthai bekliyordu Hiç birşey dikkatinderı kaçmıyordu. Birden farkına vardı ki bu sahneyi asla unutmıyacaktır. Moser karısmın bağnna bastı. Vücudu an«ızın sessiz bir hıçkınkla sarsıldı. YUzünil torısının omuzuna döndü Kadınsa durmus, sabit gözlerle boşluğa hakmaktaydı. Matthai yeis içinde, «Yann aksam gSrebilirsiniz kızcağınızı.» diye söz verdi. «O zaman fecî bir şey olmaz. Uyuya kalmıs gibi förünüı Gritli. Inanın bana.» Ansızm kadın konustu. • Câni kim?. diye sordu. Sesi öyle tabii, öyle sakindi kl Matthai'nin kanı dondu. cKim olduğunu bulmags ahdim »ar, Bayan Moser.» Kadın ona baktı tehdit eriereeeine, emir verirces:ne... tCânivı bulacagına söz vertvor musun?.» Matthaı sırf bu yerden derhal gitmek isteğine uysrak. «Söz veriyorum. bavan Moı«er« dedi. Kadın «Cehennemd» yanmak pahasına mı?» NİHİÂIs YEĞİNOBÂU MalkOCOfllU konuveresim:AYHANBAŞOĞLU | | BEYAZ GÜL A NK AR A Acılıs ve DroSram Gunavdın Köve haberler Sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah müzisi Kücük ilânlar Ankara'da bueün Hpr tplder Türküler Mutluluk Sabah konseri Kısa haberler Arkası vann 10.00 1020 •.0.35 10.55 11.15 11 .10 12.00 12.15 12.23 12.10 13.20 13.30 H.0C Cesitll mUzik Türküler Sarkılar Melodiden mçlodive Cocuk bahcesi Konser saati Türküler Kıbrıs saatt Kücük ilânlar Strkılsr ve ovun havaları Haberler Hafif müzik Reklâm oroîramları Cocuk bahcesi Sarkılar Buaün icin lectiklerirrıiz Kısa haberler ve ilânlar Türküler Konser saatl Piâklar arasında Mikrofonda eenclik K:sa haberler ve ilânlar Yurttan sesler Köv cdası Reklâm Droîramlsrı Haberler ve hftva dunımu Kücük Uftnlar Türküler Silâhlı KuDvetler saatl Sarkılar Italva'da müzik Cvkudan önce 24 saatin olavlsn Bizde teknik öiretim Erkekler toolulu&u TBBM saati \ . Akkor'dan türküler Haberler ve hava durum ı Gecen mevsimin konserleri Gece varuına drüru Gününfhaberlerinden oretleı Kaoanıs. n.or diye sordn. Matthai irkilmiştl. Ama sonunda, «Cehennemde yanmak pahasına yemin ediyorum,» dedi. Başka ne yapabilirdi?. Kadın «öyieyse şimdi git», buyurdu. «Yeminini yerine getirmezsen ruhun cennete eremıyecek.» Matthai son bir avutucu söz söylemek i?terii ama onlara verecek bir tesellî bulamadı. Usulca. «Yazık oldu.» diyerek döndü. Geldiği yollardan ağır ağır yürüyordu Karsısında. ormanların önündekı Magendorf köyü. Yukarda şimdi bulutsuz olan bir çok Yol kenarına sınmiş bekliyen o iki çocuğu gördü yme; cansız gibi önlerinden eeçti ve çocuklar onun peşine düştüler. Sonra, ansızın, Matthai geride bıraktıjı evden, hayvan bööürmesi gibi bir haykınş duydu. Böyle feryat ederek haykıramn kadın mı yoksa erkek mi olduğunu kestiremiyerek adımlarını sıklaştırdı... * ** Matthai Maşendorfa döndüğü vakit kendisini ilk güçlüklerle karşı karçıya buldu. Büyük Polıs cipi köyün icine eirmış, beklemekteydı Cinayet mahalliyle dolayları dikkatle ıncelendikten sonra polıs kordonu altına almmısn Üç sivil polis ormanhkta gizlenıyordu. Gökvözünde artık bulut adına birşey kalmamakla beraber kaba, kuvvetlı esıntiler halirde rüzgâr köye saldırmaktaydı Sıcak daljası köye ve ormanlara hâlâ hakimdı Yagmur ortaiığı ferahiatmamıştı. Havadakı gayrıtabii, vapışkan sıcak herkesi huysuz. sinirü. sabırsız yapınaktaydı. Ortalık hâlâ svdınhk olmasına rağmen sokak lâmbalan yakılmı$tı Köylüler rneydana bınkmekteydıler Gunter' m bu ise kanşmış oldujunu anlamış ve cânmin o olriuğuna karar vermişlerdi sevyar satıcılar dairaa şüpheli kişilerdir zaren Köylüler onun tev kif edilmiş olduğu zannıvla cipin etrafını almışlardı. Satıcı içerrie. dimdik oturan iki polisin arasma büzülmüs. titreyip duruyordu. Maeendorflular cipe yaklaştıkça yaklasmıs, yüzlerini pencereye riayama&a başlamışlardı Polişler ne yapacaklarını şasırmış durumdaydılar. Cipin arkasındaki otomohilde sorgu hakîmı halkm ablukası eltında beklemekteydı Zürıhten Selmiş olan hükumet doktoruna ait olan ntomobil ve içmde küçük cesedın yatt'.gı cankurtaran tia sanlmıstı Erkfkler tehdil edicı hır sessızlik içinde duruyorlardı Kadınlar duvar dîplprine sokulmuslarrlı. Onlar ria V;onu = muvrr!arrtı Çocuk lar köv ceşmesme tırmanmışlard^ Rplır«:ız. p[ânsız bir öfke köylüiPrı bir araya eetırmisti Intikam ıstıyorlardı, adalet. (&rkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear