24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFK DÖRT 24 Tcmmuz 1967 CUMHÜRJTET 1950 deki seçimle, Batıdan daha fazla Batılı olduk Kore'den Küba'ya •eçimlerlni zorbalık ve blle ile kazanan Syngman Rbee'yl meşru Başkan ilân ettiler... Daha sonra, yani Kore savaşı çıkmazdan 25 gün önceki Meclis seçimlerinde (30 mayıs 1950) Rhee taraftarlan, 210 milletvekilliğinden sadece 12 sini kazanacaklardır. Rhee iktidarda kalmak için, Amerika'yı saran Mc Carthy'ci akımdan istifade etti bundan sonra... Ve Kuzey Kore'yi devamlı tehdide başladı. Kore savaşı patlak verdiği gün, iddialara göre, Kuzey Güney'e tecavüz edecektir. Halbuki CİA raporları da dahil, bir çok delil, bunun aksmi, yanı Güney'in Kuzey'e saldırdığını ispatlar... Buna rağnıen Amerika, Birleşmiş Milletlerı âlet edecek, Kuzey Kore'yi mütecaviz ilân ettirecektir. Bu ilânla da kuvvetlenen Amerika, artık Syngman Rhee'nin yanında var gücüyle yer almıştır. tşin garip tarafı, Türk askerleri de, DP iktidarımn şekli belirsiz bir ka rarıyla Kore'ye gidecektir. «Kore'dekl Türk askerleri. Türkiye'nin NATO'ya girmesini sağlamıştır» tezi, uzun zaman siyasi tartışmaların merkezi o' lacaktır daha sonraları. Evet... Türkiye, 1954 yılında NATO'ya da girecektir. Batılılar artık Türkiye'yi aralanna almaya razı olmuşlardır!.. ofnk harbin en kınftığı anda, Türkiye bn harbin ortasında ve bir taraf olarak gelişmeleri izlemektedir. 1947 de ilân edilen Trnman Doktrinini, Avrnpa Kalkınma Protramı içindeki Marshall Plânı izlemiş ve Türkiye'ye, yardıın feklinde ilân edilen dolar kredileri felmeye başlamıstır. Türkiye bağımsız kalmaya alimli, fakat Batılı ittifaklarda yer almaya da azimlidir. Bu hava içinde 1950 seçimleri yapılır ve Türk siyasi hayatında unutulmayacak bir sonuç çıkar ortaya: Yüzde 89.3 katılma oranı ve 7.953.055 krullanılan oy.. Bunlardan 4.242.831 oy Demokrat Partiye, 3.165.096 oy i*e Cumhuriyet Halk Partisine gitmiştir. 27 yılhk iktidar partisi CHP 487 kişilik Mecliste, sadece 68 koltuk sabibidir artık; Demokrat iktidarı 396, bağımsızlar 7, Millet Partisi ise bir koltuk almışttr. Türk seçimlerinin (14 mayıs 1950) sonucu Batı'da hayretle karjılanmıştır. Meselâ 13 Mayıs tarıhli «Le Monde» da, Marc Marceau seçımi şöyle tahmin eder: «Cumhuriyet Halk Partisi 300 e yakın milletvekillifi kazanacaktır.» Ve bütün tahmlnlerin hilâfına Demokrat Parti iktidara gelince de, Italyan Komünist Partisinin orgam «Unita», 21 mayısta «Amerika secimleri etkiledi; ksrakteri devletcilik olan bir rejimin yerine, liberal iisten i siar edinen bir partiyi (I>P) getirerek, siyssi çebreyi değiştirdi» diyecektir. S ri Sfiveyş Kanaiından çıkartınca. Batılılar, tedbir olarak Bağdat Paktım knracsktır (14 sabat 1955). Türkiye bu paktın da baş üyesidir. 1957 tarihli ve Ortadoğu'daki sol gelişmeleri he def alan Eisenhovver Doktrini' r.in temel direği yine Türkiye' dir. Irak Kıralı Faysal, Veliaht Abdülillah ve tngiliz taraftarı Nuri Said Paşa ihülâîe kurban gidince. buna en fazla üzülecek olan yine Türkiye'dir. Bağdat Paktını ayakta tutmak için. An karayı Bağdat Paktına açarak, CENTO'yu teşekkül ettirecektir (1959). Cezayir'deki milli harekete karşı koyan, daha sert bir Batı politikası izlenmesine taraftar olan ülkedir hep Türkiye... Nereden gelinmiş nereye gidilmiştir.. Sanki Batı'ya böylece yaranılmış ve kıraldan fazia kıralcı olunarak, Doğu'ya düşman lığımızı göstermek suretiyle her şeyi garanti altına alraışızdır. Halbuki hiç de böyle değildir. Batının düşüncesi. Bn de|işen düşünceyi Türk yöneticileri anlamamıştır. O ka dar ki, Batı ile Doğn, daha doğrnsn Rnsya ile Amerika arasında, so|vk harbin başından bn yana ilk temaslar yapılırken, biz hâlâ, Kore zamanındaki havalan çalmışızdır. Bu yüzden de, yeniden başlayan pazarlıklardan, ancak sonra haberdar olacak ve eskisi gibi sinirlenip şaşırdığımızı göreceğız. MEHMET BARLAS kerelerin teferrüatına eirmiyoruz. «Ne\v York Tımes» in üç ay arayla yayınlanan iki ayrı haberine bakmak, Amerikan Sovyet pazarlıfiınıa niteliğini ortaya koyar: 22 ekim 1962 de, Küba buhranı patlak vermiş, 27 kasımda da Kruşçef teklif etmiştir: «Küba' daki füzeleri kaldırırız, siz de (ABD) Türkiye'dekileri kaldınn.» Bu teklıfın ertesi günü, New York Times şöyle yazar : «Türkiye'deki füzelerin askeri dege> ri büyük defildir; ancak Krnşçef'in teklifi de kabnl edilemez. Çünkü bunlar sadık bir müttefik (Türkiye) için verilen teminattır. Türkiye'nin güvenligini pazarlık konasn etmek, Ba tı'nın güvenligini pazarlık konusa demektir.» Aynı New York Times, 21 ocak 1963 de ise, «Tfirkiye bükflmeti, Amerikan Jüpiter füzelerinin kaldırılmasına razı oldn. Bn ışlem, Küba'daki Sovyet füzelerinin kaldınlmasının mokabilidir» deniliyor... Kennedy, Kmçerie, Kdba'ya karşı Türkiye pazarlıgını yapmıstı deki haksız tavaıa sokmak olacaktır. Kore, Japon işgalinde 40 yıl kaldıktan sonra, Yalta'daki pazarlıklara uygun olarak, Amerika üe Rusya tarafından paylaşılacaktır. 10 Ağustos 1945 de Rusya, 8 eylulde de Amerika Birleşik Devletleri, 38 inci paraleli sımr yaparak, Güney ve Kuzey Kore'ye yerleştiler. Sonra Aralık ayında Moskova'da toplantı yapan, Sovyet ve Ame rikan Dışişleri Bakanlan, ülkeyi bes yıl işgal altında tutmaya karar verdiler. Beş yılın sonunda ülke birleştirilecekti. Iki tarafta da, hükumetler ku ruldu. Güneyin Amerikan kuklası Baçbakan Syngman Rhee, ekonomik başansızlıklarını, siyasi alana bir baskı rejimi halinde dökecekti. Daha da ileri gitti ve Kuzey Kore'ye karçı tahriklere başladı. Amerikalılar, Knzeydeki rejimin, Kore halkı için daha *evimli oldagunn görüyorlar ve iki Koreyi birleştirmemek Için çareler arıyorlardı. Bnldalar da... Çogunluğnna hâkim olduklan Birleşmiş Milletlerde, 1948 Daha ileriye İlk icraal!. emokrat Partl iktidarımn dış politikadaki en önemli ilk icraatı, Dünya savaama gırmemiş bir Türkiye'yi, Kore' Î D ürkiye daha sonra, 1955 nisa nında. Batılıların sesıni Ban dung'da (Endonezya) toplanan Afrika Asya halkları toplantısmda da duyuracaktır. Milli Kurtuluş Savaslarına karşı mücadele eden bir ülke haiine gelmiştir Türkiye.. Nâsır, 1954 ekiminde înçilizle Küba meselesi B nnon en iyl Srnegi, Küba'daki Sovyet füzelerine karsı, Türkiye'deki Amerikan Jüpiter füzelerinin kaldırılmasıdır. Bo konuda Beyaz Saray' da yapılan ve Kennedy ile danısmanlarının katıldıkları müza Eisenhover ve Kruçef 1959 da, Potstam'dan ben ilk Sovyet Amerikan zirve temaaını yaptılar HAFTAMV Bt'LMACASININ HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ Dişı Bond MODESTY İSTANBÜL 06.25 06.30 06.45 06.50 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08.20 08 40 09.00 09.10 09.30 03.45 10.00 10.15 10 25 10.40 11.00 11.05 11.55 12.10 12.15 12.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.20 14,35 14.50 15.40 15.55 16.00 16.40 16 55 17.00 17.15 17.20 17.50 19.0fi 1940 19 45 20.00 20.15 20.30 20.45 21.00 21.05 21.25 21.45 22.00 22.45 2300 23.45 23 55 24.00 Açıhs ve proğram Türküer Konuşma Oyun havaları Köye haberler Sabah melodileri Haberler ve hava durumu İstanbul'da bugün Kuçük Uânlar ve müzüt Bu sabah sizinle Haiif müzik orkestrası T. Korman'dan şarkılar Anneler İçin Tangolar Türkuler Keman sololan Müzik kutusu Tarım dünyamız Ekrem Kongardan jarkılar Arkası yarın Kısa haberler Öğleye doğru müzik Çetin İnöntepe orkestrasl Kıiçük ilânlar Dört ses. dört sazdan İftanbııl Üniversitesi Talebe birliği korosu Haberler ve Resml Gazetede bugün Hafif müzik Reklâm proğramları M. Mukkadder'den sarkılar N1. Kovutürk orkestrasl Saz eserleri Konser saati Â. Dalmi'den türkuler Kısa haberler Okul radyosu Cocuk bahçesi Çocuk korosu Her Ulkeden bir demet Kısa haberler Karma fasıl topkıiuğu Reklâm proğramları Haberler ve hava durumrau Küçuk ilânlar Parlâmentoda gec>n hafta K. Kolda>;tan türkuler Yüksek öSrenim eencliâl Piyano sololan Gazetecilik bayramı 24 saatin olayları Ekonomi dünyamız T. Yakarçelik'ten şarkılar Anılarla Atatürk Reklâm proğramları Haberler ve hava durumu Büyiik besteciler Hafif müzik Günün haberleri Kspanış. \kALINf HOŞÇA Bu ALA.YCI SOZSONRA, MAGMJS M KAEAHUĞA ZACJ YUKARIDAN AŞAĞITA: SJ» karşılığı İki 1 Denizlerde gemilerle »oy23436789 gunculuk etme işl. 2 Bir musikl aieti, sosyal topiuluklardan. 3 Alt lcısrru bulunmıyan kaplara böyle denilir, sahip. 4 Savaş vasıtalannın hep bir arada bulunduğu merkezler (çogul), b!r sayı. 5 Oturum. tersi kış atmosfer olaylanndandır. 6 Suç lunun sorgu hâkimlne »ennek zo Bnrelkl rtlnre runda olduğu. 7 «Dtizinenin bnlmacanın dörtte biri kadar Romanya para talledllmto söz, parlak değil de donuk. 8 Bir çeşlt taihhütlü mektup bu şart altında postaya verilir. 9 Çevrilince köylünun kazanc vasıtası o lan toprak parçası belirlr, ter si «kötu» demek tir. Garth SOLDAN SAÛA 1 Araplarla îsraillilerin paylaşamadıklan kutsal schrin halkuıdan. 2 Omiros'un degerü iki eserinden birinin adı, parlak maden paraya bövie denilir. 3 Uzun süreceic Jir işi lyi yürütmek için hazırlananlar (çogul). 4 Boynuzlariyle xıs vuran, yan veya sözle açıklama tarzı. 5 Bir ailenin büyükleTindeJd huy T« fe»r rakterlerin küçiklere geçmesi İşi. 6 Çok yapılmazsa çekilir ama fazla olursa bıkılır. 7 Bir sıfat takısı, tersi «btna kurma sanatı» dır. 8 «Havası orta derecede etrafı su ile çevrili kara parçası» anlamına iki söz. 9 «kırpılmış kadın belden jşağı dış giyirn elbise kısraı» uarşıhğı iki söz. EVVELÖ GÜNKO BOLMACANIN Haı.r.BDtT.ıurtH (jEKLİ NASIl BALLEDrLECEK Tukarıdakl rakamb bolmııcada • • • dece 4 tane anahtaı (ipucn) ve 8 taoe «OODC mrdıı Bo« kmlan 12 karenın ıçine I den 9 • kndaı aygnn bireı rakam koyarab re top* lama (arpma. çıkartna. bölme isardlerinc dikkat ederek •oldan sağa ve vukandan a^aeıya bnlmacada gösterileo «onnçlan bolunuz Biıaı vaklinızı alıı ama, bo$ vaktintıi noşça feçırmi} olursuauz .T i f f a n y ı mlo nes [TIFFANY JONES O tcıTUI D' . BULMAUViAA N E Gl'Z I 4 Matthai cevap vereceği yerde, cTanrı şu yağmurun cezasmı versin. diye söylendi. Yardımcısını kırmıştı ama oralı olmadı. Dışarda bekleyen otomobile giünezdcn önce seyyar satıcı Gurten'in dosyasını karıştırdı. Adam ondört yaşındaki bir kıza karşı 15lediği ciddi hir suçtan ötürü hapisten sabıkalıydı.. FRİEDRİCH DÜRRENMATTJ Çeviren: NİHAL YEĞİNOBAU A \ K AR A konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU BEYiflZ GÜL 06.25 Açılış ve proğram ' 06.30 Günaydın 07.00 Köyle haberler 07.05 Şarkılar 07.30 Haberler ve hava durumu 07.45 Sabah müziği 08.00 Ankara'da bugün 08.05 Küçük ilânlar 08.10 Her telden 08.40 Türküler geçidi 09.00 Kişi ve çevresi 09.20 Sabah konserl 09.35 Kısa haberler 09.40 Arkası yarın 10.00 Okul radyosu 10.40 Şarkılar 10.55 Melodiden melodiye 11.15 Çocuk bahçesi 11.30 Konser saati 12.00 M, Geceyatmazdan türkuler 12.15 Klbrıs saati 12.25 Küçük ilânlar 12.30 Beraber ve solo sarkılar 13.30 Haberler 13.20 Hafif müzik 13.30 Reklâm proğramları 14.00 Çocuk bahçesi 14.15 Müzehher Güyerden sarkılar 14.35 Bugün İçin seçüklerimiz 14.55 Kısa haberler ve ilânlar 15.00 Y. Çınardan türkuler 15,15 Konser saati 15.45 Plâklar arasında 1555 N. Erol'dan Türkuler 16.10 Gnüeri Tecer'den şarkılar 16.30 Çeşitli müzik 16.55 Kısa aberler 17.00 Yurttan sesler 17.30 Köy odası 17.50 Reklâm proğramları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.40 Küçük ilânlar 19,45 Salih Uygun'dan türkuler 20.00 Birlikte düsünellm 2020 Sarkılar 20.40 Küçük konser 20.55 L'ykudan önce 21.00 24 saatin olayları 21.05 Mikrofonda tlyatro 22.05 TBMM saati 22.25 AH Senozan'dan çarkılar 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Opera Albümünden 23.45 Gece yansına dogru 23.55 G\inürı önemli haberlsri ?^00 Kapanif. •• Seyyar satıcınuı göz hapsine alınması emri, önceden tahnıin edilmesi imkânsiz olan bir gaftı. Magendorf. küçük bir yerdi. Sâkinlerinin çoğu rençperdi. Mamaafih bazıları da dolaylardaki fabrikalarda çalışıyorlardı. Şehirden gelme bazj kimseler de vardı (mese'â iki, üç mıraarla bir heykeltraş) ama bunlar köy hayatında hiç rol oynamazlardı. Herkes berkesi biürdi ve hattâ köylülerin çoğu birbirine akrabaydı ve çoğru köylüler gibi. şehirden gelme hükumet otoritesini hiç sevmezlerdi. Karakoldaki polis de bu otoritenin temsilcisiydi. Onun idn köydeki polis ârairinin, işini bilen biri olması şarttı. Wegmüllcr durumu derhal kavramıştı. Kenciîi de köy çocuğuydu. tçkiye düşkündü, ama Magendorf sâkin'erini ustaca idare etmesini biliyordu. Ge'splplim Wegmül!er izne filân şitti mi yerine geçenlerin çekmediği kalmazdı! Köylüler bu zavallılann analarından emdikleri sütü burnundan eetirirlerdi.. Hele Riesen'in baçı iyice dertteydi. Şaka nedir bilmeyen, kaba. hem de almgan bir adamdı. Köylülerin devamh nlaylarına hiç gelemiyordu. Köylülerden o derece yılmıştı ki devriyesini tamamladıktan sonra içeri kapa.ndı. Bu durumda seyyar satıcıyı belll etmeden göz hapsine almasma imkân yoktu. Zira başka zaman semtine bi'e ufrsmadığı meyhanede arzı endam etmesi başlı baş.na gSsteri gibi bir şeydi. Bu yetaezmiş gibi Riesen ?ey> ar satıcının karşısma öyle kasıtlı bir çeküde geçip oturdu ki köylüler meraktan çathyacak gibi oldular ve hemen tıs kesildiler. Meyhaneci. «Kahve?» diye sordu. Riesen. «Birşey istemem» diye cevap verdi. «Bu» rada Eorev'i olarak bulunuyorum.» Köyliüer seyyar satıcıya yiyecek gibi bakmağa başladılar. thtiysnn biri, «Ne yapmı? bu?» diya »ordn. •Sizi ilgilendirmez.» Meyhane basık tavanlı, duman dr>!u bir odaydı bunaltıci derecede sıcak vefcaranlıkolan ahşap "^ir mağara. Köylüler uzun bir masanın etrafına dizilmiş, bira ve beyaz şarap içmekteydüer camlarındsn aşağı yaamur süzülen pencerelerin gümüşl sekilleri önünde, hayal meyal seçilen karaltılar. Bir köşeden Amerikan modası bir masa oyununun sangırhlı sesleri geliyordu. Gunten'in yüzünden asagı soğuk terler akmaktavdı. Köşeye hüzüiüp ohırmuş, sa| koiunu sepeHnin sapras ya?1amıs: bekliyordu. Saatlerdir bekler gibi bir his vardı içinde. Havada bir dilsizlik, ağır, ürkütücü bir şey vardı. Pencere camlan gitgide aydmlanmaktaydı. Yağmur aralandı ve ansızm gena güneş açtı. Yalnız rüzgâr uluyarak duvarlan sar»makta devam ediyordu. Nihayet merkezden gelen araba kapı önünde durunca Gunten derin bir nefes aldı. Riesen ayağa kalkarak, «gel» nedi. İki adam dışan çıktılar. Meyhanenin önünde koyu renkli bir araba ve bir de cip duruyordu Can kurtaran benüz görünürlerde yoktu. Köy mevdanı güneşin çiğ ve parlak ışığına boğulmuştu. Çeşme başında beş, alt) yaşlannda iki çocuk duruyordu; biri oğlan, biri kız. Kızın kucağında bir oyuncak bebek vardı. Oglan eline küçük bir kırbaç almısa. Matthai koyu renkli otomobilın içinden. «şof8rün yanına geç, Gunten,» diye seslpndi. Seyyar satıcı şimdi artık emnıyette olduğu Kanısıyla bir ob çekerek yerine oturup, Riesen de cipe bindiği zaman Matthai, «Pekâlâ. Gunten», dsdi, «Şimdi bize anlat bakaiım ormanda bulduğunu.» Sırsıklam oüarın arasından yürüyorlardı zira orman yolu bir çamur deryası naline gelmışti Çoit geçrneden, yol kenarına oldukça yakın bir yerde, çalılar arasındaki sarı yapraklann üzerinde buldukları küçük cesedin etrafmda toplanmışlarclı. Kimsenin sesi çıkmıyordu. Rüzgârın kamçı gibi navaya carptığı ağaçlardan, elmas elmas pınldıyan iri yağmur taneleri dökülüp durmaktaydı Sorgu hâkimı pürosunu attı ve utanmış gibi bir tavırla üzeTine bastı. Henzı bakamıyordu... Matthai «Polis dedigin bakmaktan Korkmaz, Henzi» dedl! Fotografçılar makinalaruu kurmaktaydılar. Matthai, «Bu yağmurda tz bulmak güç olacak,» diye rmrıldandı. Birden, demtnkl kızla oglan yanıbaşlannda bltiverdiler. Gözleri faltası gibi açılmış; kız gene kucağında bebeği, oglan gene o eltndeki kırbaçla. «Götürim çocukları.» Bir polis memuru çocukları ellerinden tutup yola çıkardı. Orda kaldılar. Köyden gelenlerin öncüleri yaklasmaktaydı. Geyik meyhanesinin sahibi, önündeki beyaz önlük yüzünden ta uzaktan tarunıyordu. Müfetüs, «Kordon çevirin,» diye buyruk »erdi. Memurlardan bazılan nöbetçl olarak etrafa sır&landılar. Diğerleri csvreyi aramaga koyulmuşlardı. Sonra tlk şimşeklerin panltısı go'kyUzünde çakmaga başladı. cKızı tanıyor muydun, Riesen?» «Hayır efendim.» «Köyde hiç gördügUn olmuş muydu?» «Olmustu her balde, efendim.» «Sizler, resimlerinlzi çekip bitirdiniz mi?» «Biıaz da yukardan çekiyoruz.»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear