26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Hekim ihracınm önlenmesi on günlerde mnhtelif yayın organlariyle hastahaneler ve tababet mesleği hakkında uzun yszüar vazılmakta, tartışmalara girilmektedir. Halhuki böyle bir tartışmaya girmeden evvel eldeki kıvmetlerin değerlendirümesi ve imkânların düşunülmesi en miihim olarak da; Türk hekimlerinın memleket sağlığında faydalı olabilmeleri şartlarivle yurt dışındaki kıymetlerin sağlık hizmetlerindp ne sekilde kaıanılacağımn tartışılması yerinde olurdu. Bir anda, şartların tamamlanıp, gerekli sağlık fnüesseselerinin temin edildiğini bir elde veya avn ellerde toplandığı. fakat memleket sathına kafi şekilde riağıldığını kabul etsek dahi bu müesseselerdc çalı^acak hekim ve sağlık personelinin nereden teırin edileceği. yurt dışındaki kivmetlerden nasıî istifade edileceği ve buniar için ne eibi şartlar re imkânlar düşünüldüğü hususnnda bir salır ve bir tek fifcir r/örmemiş olmamn üzüntüsünü duymaktayız. Bundan evvelki bir yazımda yurt dışına kaçan servetler dolayısiyle bazi görüşler ortaya koyarak. yurt içinde ve dışında her meslekten arkadaşlann bu tnevzudaki nkirlerini fiğrenmek fırsatını bulduk. Bugün. hastahanelerin birleştirflmeleri hususundaki nlân ve prensiplerin bir hükümet meselesi olması dolavısiyle mevzaumuznn dışında olarak düşünmekteyiz. Buna mukahil vurt dışındaki Türk hekimlerinin memleket hizroetlerindeki gerçek ve ihmal cdilemiyecek ihtiyaçlan gözlerimizin 8nündedir. Sağlık hizmetlerinde yurt dışındaki hekimlerin rSriişlerinin neler olabileceğini tesbit ve kendileriyle temas imkânlarını aradım ve buldum. Bu husustaki görüşler memleket sağlığımn istikbalinde: iizerinde durulması re düşünülmesi eerekli bir çok noktalan ihtiva etmektedir. Memlekette heraen herkeste hudutlanmızi terkeden bir hrkirnin eğlenmek için dış memleketlerin muavyen şehirlerinde toplandıği ve sureta çalışıyor sibi çöründukleri. havası. bulunmasına rağmen durum hiç de düşünüldügü gibi değildir. Yurt dışındaki arkada^larımızın çalıştıkları memleketlerin en uzak köşelerlne kadar dağılmış olduklan ve büyfik merkezlerden 200 300 kilometre içerlerde kasabalarda ve sehirlere avda bir defa dahi inemivenlerinin bulunduğu da bir bakikattir. Çalıştıklan müesseselerde vazifelerini bihakkın vapan ve bulunduklan memleketin halki tarafından bfiyük bir sevgi ile karsılanan bu bekim grupu memleketçe bir umursamazlık ve lâkaydı içinde terkedilmişlerdir. Yalnız terkedilen bu kitIrnin üzerine dünvanın çözlerini diktiğini her fırsatta memleket içinde feragatle çalışan bu hekim grupundan da bir vaprağm vurt dışına çekilmeye vrya kopanlmaya çalışıidığını artık eörmenin ve bilmeniB zamanı gelmiş, hattâ geçmek üzeredir. semineri toplanması, bu toplantıda sağlık mevzuunda üniversitelerinden en küçük müesseselerine kadar her btrinin bütfin ihtiyaç Te ıstıraplarını tnplayıp hal yoluna sokabilecek bir sağlık plânının vapılması ve bn sağlık plânuun tatbik zorunluğunu temin. Tıp mensuplan armsında, tıbbiyeden mezun olduğu andan itibaren ölnncrye kadar işlivebflecek bir hayat sigortasımn kumlması. Halk • hekim münasebetlerinde para (aktörünün baslayıcı tesirlerinl kaldırabilecek bir sisteme fidilmesi. Saçlık hizmetlerinde bir çalıştırma politikasının teshiti ve bnnun bütfin sağbk mensuplanna duynrubnası. Memleket rerçekler! Icabettirdiği an, ata s5xlerimizi düşünür ve bunlarla da öeünürüz. Ama daha çocuğun ilk konuşmaya basladığı an kendisine nğrettiğiraiz (sağlam kafa sağlam vücutta bulunur) ata sözünü kendimiz nnutmuş haldeviz. Sağbk tesislerfaıi nurnsun artma oranı ile mutenasip bir şekDde arttırmanm zaruret olduğunu kabul etmek ve bunu temin etmek sarttır. Fakat yalnız başina tesisler hinneti ifa edemezler. Bu hizmeti hekfanler ve sağlık personeli bir kül olarak yapar. Bunnn için de hizmetleri plânlamak ve derhal calışmava başlamak şarthr. Herhanri blr vatandası sağlık hizmetinde kullanarağız diye yüz binlerce lira değerindeki âletleıi eline Termek ve bunlan bozdurarak kullanılam«7 hale gretirecek kadar «ençin hir millet de değiliz. Her şeyin bîr eğitün mevruu olduğunu kabol edip bu tarmfa yönelmeye mecburuz. Sağlık prnblemlerinin sahsl arzu Te görüslerle karşılanması devrinin ıreçmiş olması lânmdır. Bu gerçekleri kabul ettiğimiz an hasta • hekim münasebetlerinde hunule ırelecek olcunluğun memlekette sağlık hizmetlerinde huzuru saclıracağı da muhakkaktır. Dfinyanm her tarafmda tababet mesleğinin »orucu Te afır bir ralışmavı ieabettirdiği kabul edtlmektedir. Bufünkü harat şartlan şahıslan genc vaşta hayatını kazanmava vöneltmektedir. Bu hakımdan ağir ve yıpratıcı bir çahşma ve hayatinm sonuna kadar kendini kitaplanna adamak 7orunluğunu tasıyan bu mesleğe lotisap etme arzusu giinden rüne azalmaktadır. Bu bakımdan bu meslek müntesiplerine kendi sağlığımızm mrantisi olarak perpkli imkânlan temine meeburuz. Bunlan vermediğimiz takdirde va ^u mesleğe intisap edecek gençleri bulamıvacak veya vptîştirdiKmiz kıymetleri ihraç edeceğiz. Biıciinkn dünya şartlan zor loıllanmak suretivle ha'i 'mkânlar elde rdilmesinin aleyhindedir. Bunnn hnvle devam etmesi de zorunludur. Ştı halde vapılacak sey, memleket olarak bazi fedakSrlıklara katlanıp yurt sağlığını jaranti etmek mef»»urivetîdir. tieride bu «sağlığı korumak icin dıs memleketlerden ithal etmeve mecbur kmlacağımız sağl'k personeli her halde bueün elîmizdeki kiymetlerdcn daha iistün olmıyacaktır. Şu snıı ırünlerde tngilterede reçen bir hâdiseri izah ehneMe sözlerime snn vermek isterim. Amrrikanın bugünkü şartlar içinde hekimlere fazla ihtivacı vardır. Onlar kadrnlanndaki hu ho«lukları Kanadada çalışmakta olan hekimlere muhtelif maddi ve mânevi imkânlar vaad etmek suretiyle doldurmava çalısmaktadır. Kanada hükümeti de kadrolanndaki bu boslukları kapatmak için İngilterede çalısmakta bulunan İngiliz hekimlerine çok cazip teklifler yaprnakta ve onlan Kanadava çekmeve gavret etmektedirler. Son rünlerde tngiltereden diğer memleketlere hekim akını fazlalaşmış Te bu husus İngiltere Meclisine intikal etmiştir. Bir ç'iV mebus hükümetin bu bekim akışına mâni olunmasını ve gerekli cecrl tedbirlerin aünmasını isteraiştir. İnpiltere hükümeti bu mevzu ile karşı karşıya kahnca Meclise verdiği cevap da şu ohnuştur: (Bir Ingiliz vatandası ve hekimini ZOT kullanarak vazife başında tutnujnıza imkân yoktur, bizler de nekimlerimizi asgari onlar kadar tatmin etmek <uretiyle onlartn yurt içinde vazifede kalmalannı t«mine çalışacağız.) evrel memleketin hemen her bölgesini içine alacak ve bu bölgelerin H er şeydenaksettirecek bir sağbk şurasıihtiyaç ve ıstıraplarını veva {••••••••••••••••••I ^ • • 1 f•• •[ r,rn r u T i ı r r r ı ı KALKINMA PLANLAMASI Nâzım ve Süleyman! Uikmet ve Op. Dr. Medih EGEMEN PLANLA ILGILl ORGANIZASYON Ahmet Arif DEMiRER tktisatçı gıbı ele alınması, bugünku plâncılann başansızhklarının ana sebebıdir. Plâncılar gayretlerinı kume (aggregative) projeler uze rıne teksif etmektedırler. Ama, gelişmekte olan memleketlerin zayıf noktalan böyle «kume pro:elerin> değil iyi hazırlanmış ve formüle edilmiş münferit projelerin yoklugudur. Bunun en iyi misâli de gene Bolivyadakı plân lama tecrübelerinde göriilmüştü. Hazırlanmış olan bir plân sonunda iyi hazırlanmış munferit proİeler eksıklığinden tatbik edilemıveceği anlasılarak terk edılmıştı. Ve yenne bır yeni plân yapılması öngörulmüştü. Çok sayıda, iyi hazırlanmış, münferit uygulama projelerinın orta\ a konulması bir kaç senelik bır çalışmayı gerektıreceğı ıçin plân cılar «ana plân» hakkındakı hazırlıklarına başladıktan sonra bovle meselelerle uğraşmamn cok geç olduğunu ancak sonradan farkedebılmektedirler Esasen en buyuk zayıflık ta budur. Pek az sayıdaki memleketlerin plânlannda böylesıne uygulama proıeSerı daha onceden hazırlanmaktadır. Bu da basarısızlıklara sebep oimaktadır. Bu zayıflığın geç anlaşılması da bazı olumsuz netıceler doğurmaktadır. Öyleki projeler azhgı problemi ortava çıkmca birtakım tedbirler alınmak ta ve acele bazı proıeler hazırlanmaktadır. Ancak bu projeler vskıtten tasarruf edilerek hazırlandığı ıçın karakterlen ıtıbarivle düşük randımanlı (low Aield) oimaktadır. Artmıs masraflar, gecikmış hazırlıklar. ılenyi görememenin tabii bir «sonucudur. Sonradan araya sıkıştmlmış elverıssız fınansman yolları. vonetmelik eksikliklerı gıbı daha bır sürü tedbirler de ıleriyl görememenin birer misalidir. Gerçek ten de, bugün yerinde hazırlanmış projelen vanı yüksek potansıvelh, açık hedefli. yerlı ve yabancı fınansman kaynakları tesbit edılmış, doğruluk derecesı ve uygulama şedülü kesınleşmiş pro jeleri sadece birkaç gehsmekte olan memlekette gdrmekteyiz. Bn bulnsların zamanımız meseleieriyle hiç süphesiz ki yakından ilgisi vardır. Netiee olarak diyebiliriz ki, plânlamanın başarılı olmaüi arzn edilmekteyse. plâncılann teorik bir takım fikirlerle plânlamaya başlamamalan gerebtiğidir. Plâncılann. hemen daima «ana plân» ve projelerle ilçilendiğini biliyoruz. Halbnki, ihtiyaç dnynlan sey ivi hazırlanmıs ve tatbiki mümkün projelerdir. Gene tecrübelerle sabittir ki ba tip projeler ve onlann, yerinde bütçe faaliyetleriyle koordine edilmesi, çok daha iyi ve faydalı bir plânlama usnlüdür. Plâncılann teorik olarak hazırladıkları. «ana plânları» kal kınma için herhangi bir hazırlıîı olmavan idarî sistemlerde. yöneti cilerin kafaiarma âdeta xorla sok mağa kalkısmamalan elzemdir. Hazırlanan plânlann realist ve zamana nyrnn olmalan kaçınılmaz bir zorunluluktur.» SON •••• • ••a • ••• • ••• • ••• • ••• • ••* •••• •••• • ••• •••* •••• •••• •••r • ••I • ••I •« I • :::: •••• •••• Plânsızhk ve istikrarsızlık urt dışına bu akışın sebeplerini araştınrsak hakli olarak plânsızlığın, çalısma düzenindeki istikrarsızlığın ve bir sağlık politikasımn olmayışının ön plânda ver aldığını görürüz. Bunlardan başka maddi huzursuzluğun yanında mânevi huzursuzluk şeref ve haysiyetleri zedeleyici davrantşlar hekiraleri vurt dışına iten faktörlerin başında gehnektedir. ' Dıs memleketlerdp eroek ve bilgisiyle ylyecrk efcmeğini temine çalışan, bulunduğu memlekette; vaşıyan her ferdin en küçiiğündcn en büvüğüne kadar sosyal adalet ve sosyal garanti içinde bulunduklannı gören bu arkadaşlann istikbale ait bir plân ve garantiieri olmadan emek ve bilgilerini harramaları bizlerin de onlann bu ıstıraplarını oturduğumuz sıcak koltuklardan tebessiirale karşılamamız üzünülecek bir hakikattir. Bugün memlekette ber imkân temin cdilip bu hekimlerin mutlak bir refah içinde çahşmaları temin edilse dahi bu arkadaşlann. hasta • bekiın münasebetlerindeki olgunluğu, oralarda bir hekime gösterilen hürmet, sevgi ve itimadı hayatları boyunca içlerinde saklıyacaklanna ve kendilerinden sonraki uesillere de bu saygıyı bir hâtıra olarak nakiedeceklerine eminim. Şu halde bugün yapılması gerekli hususları gözönüne almak ve âcıl tedbirlere gitmek yerinde olacaktır. Bu teşebbüs meyvalannı ancak bir iki sene sonra verecek, bir taraftan sağük müesseseleri gelişirken bir taraftan da bu kjymetler yurda doçru akmaya başüyacaktu. •••• •••• •••• hil etmeleri gerekir. Plân hedef leri tâyın olunurken ekonomik potansiyel bakımından çoğunlukz gelişmiş memleketlerin bır la ulaşılması mümkün görünen çoğunda janhş anlaşılmış olan noktalardan biri de; yuk hedefler yerıne, özlenilen hedeflerın esas ahnması başarısız sosek yatınmlann kalkınma ıçın yeterli olacağı sanısıdır. Hal nuçların doğmasma sebep o'.an baska bir faktördür. Daha açık bukı ıstıkrarlı ekonomık bır pobir deyımle plân hedefleri te»litika ve her iktidar değişmesınbıt edıhrken memleketin ekonode renk \e manç değiştirmeven mık potansiyelinin, teknik ve ibır idarenin varlığı, jüksek yadari uygulama yeteneğinin ve va tırımlardan çok daha önemlidir. rılacak sonuç ile «PolırikkabulBır plânın gerçekten plân sayıpotansıyelının» göz önünde tulabılmesi onun kopuksuz olarak tulması sarttır. Bu unsurlann auzun sureli bır niteliğe sahıp olğırlıkları doğru olarak değerlenmasıyla mümkündür. Gerçi plân dirılmedığı ve mubalâğah olçularda iç ve dış gehşmelere paraler kullanıldığı takdirde mutlak lel bazı değişiklikler yapılması olarak amaçtan sapılmaktadır. zorunlu ve faydalı olabilır. AnMeselâ Bırinci On Yıllık Plânda, cak bu değişikliklerde politık kalkınma hızını °'o 9 İ olarak tâtutumun tesirı olmamalıdır. Eğer yın eden Bolıvyaiıiar, bunu sonbır iktidar degişikliği ve dolavıradan değıstırmek zorunda kalsn la çoğu kere seçmenlenn yamışlardı. Her ne kadar tesbit enıltıcı yöne sürükleyen eğilimdılen bu oran, ekonomik bakımleri plâna müessir olup da değidan normâl ve mümkün idıyse sıkliğe yol açarsa plân, olmakde memleketin politik bunyesı dan çıkmış sayılır. Özellikle pove yönetme imkânlan bakımınlıtıkacılar ve çeşitli tazyik grupdan kapasitenin çok üstündeydi. ları plân uygulamasını kendi çıBu yüzdendir ki hedefler sonrakarlan yönüne çekmeğe çalıştıkdan değiştirilerek yerine daha lan sürece kamu idaresi ve yorealist ölçüler konulmuştur. netioiler genelJikle bu isteklere karşı koyamazlar. Bu ise plânın hedefinden şaşmasına sebep olur. Eğer yoneticıler bu tazyiklere göğüs gerecek kadar Bnrada, «bir memlekette poliguven altında bulundurulabilirtikacıların kalkınma konusundalerse, bu durum plânlı kalkınma ki kıymet ölçülerini ve arznlarıbakımından çok önemli bir mer nı nasıl anlayabiliriz?» sorusn halenin aşılmıs olması sayılabıgelebilir. Mesele sanıldığı kadar lir. zor degildir. Ve bn hnsns geçirilen bir takım tecriibelerin »oPlânlar bir plânlama merkezınce hazırlanır, ama genel eko nunda aydınlığa kavusmustnr. nomik politika bambaşka bır yer Takip edilecek yol şöyle olacaktır. Plâncıiar önceden her ana ede kararlaştınlırsa böyle bır tukonomik konuda alternatif protum bir sürü çelişmelerin dogjeler hazırlayabilirler. Bu promasına ve çıkmazlaria karşılaçıl jeler (verci ve kredi sistemi, yamasına sebep olur. Meselâ verRI, fıat ve kredi politikalan, kon tınm hacmi ve gelir politikası gibi) dallarla ilsili olur. Bn aljonktür dalgalanmalan da goz ternatif projeler ayni zamanda onünde tutularak, plân uygulama da iki yoldan yani, kalkınmaya sma yardımcı bir biçimde plânolan etkisiyle birlikte politikacıla ilgili bütün çevrelerin katıllann tercihi bakımından mnkaye masıyla müştereken düzenleneseye elverişli olmalıdır. Boylrceği yerde tersine bir yol tutulikle politikaeılar bir seçmede bu larak birbirinden ayn merkezlnndnklan vakit, ayni zamanda lerde alınan kararlar ile, çoğu otomatik olarak kalkınma kozaman uygulamayı engelleyen nusnndaki görnşlerini de ortava ya da tamamen çıkmaza sokan koymns olurlar. Plâncılann bu muşkuller yaratılmaktadır. Bu göriisü öfrenmeleri onların gekonuda da gene Pakistan'ın birek yönetimde jerekse programrinci dönemdeki plân uygulaması ların değerlendirilmesinde daha misâl olarak gosterilebilir. Bu realist bir yold» çalısraaUrıns dönemde hükümetin tarım polıimkfin verir. Hkast tarımsal uretimde muayDemek oluyor ki plânlamaya yen bir kısıtlımayı hedef almışgiren üç ana faktör, ekonomik tı potansiyel, yönetim kapasite<ı Herhalde genel ekonomık pove politik eğılimdir. Bu üç önemlitikayı tesbit eden çevrelerle li unsurun gözetilmesi sonunda yani hükumet ile plânlama uzmeydana getirilecek plân uygula manlan arasında görüş ve fıkir maya en elverişli bir plân olabirlığinin yaratılması gerekhdır. caktır. Plânlama uzmanlarının hükumeA. Waterstone'un 1965 senesintin yönetmedeki âczinden şüpde Baltimore da yayınlanan «Lesheye düşmesi veya bu noktayı sons of Ezperience, Development hesaba katmadan plânı hazırlaPlanning» adlı eserinden aktarmaları boşuna gayretten başka malar yaparak yazımızı sonuçlabir ?ey sayılamaz. mava çalışacağız. r. Waterstone, tetkiklerinın en mühim kısmının projelerle ilgili olduğunu söylemekte ve şoyle devam etmektedir: lâncılarla, hükumetın ahenk«Plânlann hazırlanmalan ve li işbirliği süphesizdir kı bauygulanmalarmın iki ayn konu şanlı sonuçlar elde edilmesıni sağlar. Ancak hükümetin di ' siplininden şüpheye düşüldüğü zaman plâncılann önemli bir faktör olarak bunu da plâna da ftkra vazarl.ğın.n bir sanat, da böyle birbirine benzem.yen ,k. şevi bir arava koymaktır. Nâzım ile Süleyman birb.r.ne nas.l benzerler ki? IJİrisi şair, öteki mühendis.. biri şıır sanatım ruğu. oteki mühendislik sanatımn düz b.r tepes.» b.nmn komünizme kaymıs. ötekinin yüreği kap.talızme bin « « likten gelip proletarya türküsü tutturmus otekı }">?*'». juva sarkılanna özenmis.. biri Rusyada eg.t.m !«»•«»• " ^ ^ rikada öğretim.. biri Türkçeyi ustalar.n ustal.ğıyla knllanmış, ote ki Türkçeyi acemilerin acemiliğiyle berbat edıyorNereitaden baksanız, ne vanından ele alsanız. bırbırıne benze miyen"" klsı" Ne var ki, bu iki kisiyi bir yazı baş..ğ.nd. b.r ara™ getirmemize Bay Sülevmau Demirel sebep olmustnr. A da * PaHisi Gençlik Kollarında japtığı bir konnsmada Bay Demırel Kemal'ı biliriz. Öyledır de. Hürriyet saın Nam.k Kemal l bılmz ama oğlunu Türkiye Komünist Partısıne emanet etmış Nazııs. H k met vatan şairi olamaz. Ben bu hâdiseden ted.rg.n dejtüım.. Mıçın. Turnosol kâğıdı dıye bir şey vardır, bılır mısınız? Eğer bırısı çı kıp Nâzım Hikmet vatan şairıdir. diyorsa işte o turnosol kaiıdındakı asittir. Bu gibi sapıkların Turk cemıyetınde yerı yoktur. Benim asıl vatanım Rusya diyen bır adamın arkasından gıdecelc mıB»T Sülevman Demirel'in sözleri bunlar.. Ne var ki hiç klmse çıkıp da Adalet Partisi Baskanına : Benim asıl vatanım Rus>a diyen adamın arkasından gıdelım.. dememistir. Bövle bir seyi söylemek için insanın deli, ya d» vatan haini olması gerek. Bay Sülevman'a sövlenen sndur : Benim asıl vatanım Rusyadır diyen adamın ardından gume: benim asıl vatanım Amerıkadır diyen adamın ardından da gıtme ! Herkes biliyor ki Bav Oemirel komünist degildir ve Rusyaya karşı knşkuludur; ama berkes bilıyor ki Bay Demirel kapitalisttır ve Amerikaya karsı fazla eğilimlidir. Bu efilim ve kapitalizme karsı duvduğu ask vüzüııden sairlerle uğrasmaya kalkıımak Basbakanlık koltufunda oturan bir kisive vakısır mı? Bi» Nâzım Hikmet'in siyasi görüslerini Türkiye acısından dofrn bnlmnyoruz. Ama Bay Süleyman Demirel'in görüsleri de en aıından Nâzım Hikmet'inki kadar Türkiye için sakmcalıdır. B»v Süleyman Demirel'in bir gerçeği de öğrenmesi zamanı artık jelmistir: Basbakanlık koltueunda oturan kişiler. »airler hakkında karar veremezler. Namık Kemal hakkında ne Abdülhamit'in kararları eeçerli olmnstur. ne de Âli Paşa'nın» Tüı yıl «nce vatan haini sayılan, zindanlara atılan. sürülen, Fransaya kaçan Namık Kemal için buçün Basbakanlık sıfatını taşıyan kişi cVatan şairidır. diy«r. Ama ne Abdülhamit, ve ne de Âli Pasa, Namık Kemal'e bn sıfatı yakıştıramamıslardı. Öysa hata etmislerdi. Namık Kemal'den Mehmet Akife ve Yunus Emre'den Nâzım Hikmet'e kadar tümü bn vatanın «airidir. Nâzım komunisttir. Mehmet Âkif Şeriatçıdır. Nefî padişahçıdır.. Hepsi edebiyatımızın ozanlarıdır. Bazı sıfatlar vardır, insanların elinden alınamaz. Bir Süleyman Demirel değil. bin Süleyman Demirel gelse Türk sairı olmak sıfatından Nâzım'ı soyamaz. Sülevman Demirel birkaç yıl sonra koltuğundan düsecek ve onntnlacaktır. Ama edebi\at tarihleri ve ansiklopediler yüzlerce yıl sonra Nâzım'a sayfalannı ayıracaklardır. Siirieri elden ele gezecektir. A.P. Baskanının ve hepimizin yetkisi dışında bir iştir bu.. Sairlerin dünvaiında siyasi kanunlar işlemez. Bir adam Türkçeyi Nâzım flbi kullamyorsa; Amerikan, Fransıs veya Rns sairi olamaz; Türk şairi olnr. Nâ7im Hikmet öldürüleceği icin Rusyaya kaçmıs, ömrünün son MİIarını Sovyet \atandası olarak geçirmistir. Bunun ayıbı hepımize düser. Amerikan vatandaslığına cecen bilim adamlanmız, Fransız vatandaslığına geçen ünlü res^amlarımız var. Adamları Törkivede vasatmıyoruz. kaçtıklan zaman da saçluyomı. Oysa Tnrkivede yasayıp Türkivevi sömüren ve Amerikan kumpanyalanyla birlestirdikleri cayrimilli çıkarlannı milli menfaatlerden üstün tutan nice satılmısı vatan haini savacak yerde koltnklarda ağırlıvornz. Bizim politikaeılanmız sairlerle, sanatçılarla uğrasmaktan vazgeçmelidirler, Akıllarının ermediği konularda insanları konnşmava zorhyan bir kanun yoktur. Bay Süleyman Demirelin Nâzım Hikmet'le ne derdi var ki? Bakınız 50 milyonlnk porselen kaçakçılığı Meclise gelivor. yarım milyarlık telefon isinin eli kulagında. son kotanın ardından devalüasvon dedikoduları aldı yürfldü.. Bu isler dnrarken bir şairin kisiliğiyle ağraşmsk «iye? Bay Süleyman Demirel, Nâsım Jçin : « Benu» «stl vatanım Rusya diyen bir şairdir.t» diye Iddiada balnnnyor. Doimsnnn isterseniz Nâzım böyle blr »ey sSylememiştir, ama Türkiye için su «iiri yazmıstır : Sen benim bürriyetim ve esaretimsin, Sen, Çıplak bir yaz gfineşi altında yanan etimsin, Sen, memleketimsin .. Elâ röılerinde yesil hareler, Büyük, mağmr ve muzaffer, Vlaşılmadıkç» nlaşılmıyacak olan Hasretimsin. y Z A ?İ£JT£jr£S!oX^ B vt , « aa ^ Kacınılmaz zorunluk İ i f f i başarı sağlar D '•»•«•»»»»«»•.•.«..«.,...„„...,„„. •••»»••••.•»•....j P ECZACI MESUL MÜDÜR ARAN2Y0R NET 3000 LİRADIR. ELÂZIĞ 1506 TELEFONA Cumhuriyet 8370 Aylâlc Musa Bayan Santral Memuru Alınacak Nimbüs 7'KCOLERIETftBtH Kurumu : Başbakanlık Devlet Personei Dairesi Ücretı : E cetveli 800 L. Aranan sartlar: 1. 788 sayılı kanunun 4. maddesindeki jartlan haiz olmak, 2. Lise veya muadili bir okul mezunu olmak, 35 yaşından büyük olmamak, 4. Yazılı, Sözlü (mülâkat) yarısma smavını kazanmış olmak. Ek Bilgiler1. Müracaat Devlet Personel Dairssinden alınacak iş ısteme formlan ile yapüacak, Son müracaat tarıhi 17 Temmuz 1967, Sınav tarihi adaylars ayrıca bildirilecektir. Fazla bilgi ve iş isterae formlan için müracaat adresi: Devlet Personel Dairesi Sınavlar Şubesi, Meşrutiyet Caddesi No: 40, Tel: 12 51 38 A NKA B A SATILIK Apartman Daireleri ile KİRALIK Pasfahane, Mağazalar Dükkânlar ve Bürolar Şişli, Halâskârgazi Caddesi 286 No. da inşaatmı flana! etüğimiz binanın içinde 1000 kişilik bir sinema, mağaza ve dükkânları olan 2 kat çarşı, pastahane, bürolar ve apartman daireleri mevcuttur. Bunlardan apartman dairelerinin satışına, mağazalar, dukkânlar, pastahane ve büroların kıralanmasına başlanmışür. Telefom 48 20 67 İlâncılık: 1246/8369 ELEMAN ARANIYOR Büyük bir şirketin muhasebe servisınde istıhdam edilmek üzere lise veya Ticaret Lisesi mezunu askerliğini yapmıj azami 28 yaşında eleman alınacaktır. İsteklüerin P ^ . 352 Beyoğlu adresıne bir resim ve el yazıları ile müracaatları rica olunur. Reklâmcılık 2446/8384 (Basm 19086 A. 8379/8339) Fatsa Akşam Kıs Sanat Okulu Müdürlüğünden: 1 Fatsa Akşam Ka Sanat Okulunun tamir 1si 2490 » yılı kanun hüfcumlerine göre kapalı zarl tısulfl Ü* eksiltmeye konmuştur. 2 İsin ke?ü bedeü f31558.06) liradır. 3 Eksiitme Akşam KK Sanat OkuJunda Komtevon hururiyle 25 Temmuz 1967 tarihlnde salı etou «aat 15 00 de yapılaeaktır. 4 Eksiitme şartnamesi ve diSer evrak Patsa Akçam Ka Sanat Okulunda görfilebilir. 5 Eksiltmeye girebilraek »cin Isteklflerto, a) (2.39695) liralık «e^ei teminat makbuzunua, ! b> 1967 yıltna ait Ticaret Odaaı bel<"«" c) Baytndırlık MOdürlü&ündeu alacsklan ihaieve » a rak beleesinî teklii mektuplan iîe birlikte raria koymalan (ferekir. 6 İstekliler teklü raektuplanm ihaJe «atinden bb saat ewe) roakbuz mukabüinde İhale Komisyonu BaskaalıSına vereceklerdir. * ÜSn nlnnııı. CRa.ın 111873/51349) TGDD. İşlelmesi İstanbul Sirkeci Alım ve Salım Komisyonu Reisliğinden: Muhtelif Orman Emvali Taşıllırılacak 1 Muhtelif Orman îşletmelerinin kara ve sahil depolarmdan, teslim alınacak orman emvalinin kara »e deniz yolu ile Derince İJmanına ve TCDD, istasyonlarına nakli işi kapah zarf usulü ile eksiltmeye konulmustur. 2 Eksiitme. İstanbul Sirkeci'de TCDD Ahm ve Satım Komisyonunda 28 Temmuz 1967 cuma günu saat 15. de yapılacağından tekliflerin en geç bu saate kadar Komisyona verilmiş veya geimiş olması sarttır. 3 Geçici teminat, teklif edilen bedelin beşyüz bin iirası için % 5 ve beşyüz bin liradan fazlası için de % 4 nispetinde olup şartnameler Komisyondan bedelsiz olarak alınabilir. 4 TCDD. ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya tercih ettiği tâlibe yspmakta tamamen serbest Ayvalık Belediyesinden 1 Beledıyemu taratında.i wenlecek tcamyon üzerina 1 gdet vndanjoı kapab zarf usulü ile ve fennl sartnamesına gore yaptırılacaktır 2 Komple Vıdanjörün muhammen bedelî 60.000 lira olup % 1J> teminat akçesı 4250.00 lıradıt 3 Ihale 21 Temm uz 1967 tarihjne rsslayan tati günu saat 15 te Rıyaset Odasında ve Encumen huzurusda yapılacaktır 4 Teklii roekruplan ıhale saatınden ] saat evvel Beledıye Başkanlıgına venlmoa şarttu (Postadaki vaki gecılrmedeu mesuliyei kabuJ edılmez) İL A IV İsfanbul Millî Eğiiim Müdürlügünden: 19671968 öğretim yüında Sanat Enstitüieri Yapı Sanat Enstitüleri ve Ajıkara Kımya Sanat En>stitüsü 1. sınıflanna Orta Sanai Okulu, Yapı Orta Sanat Okulu, Ticaret Orta Okulu ve Orta Okul mezunlarından seçme imtiharu ile Millî Eğitim BakanJığı hesabma yatılı ve müesseseleı hesabınr bursJu öğrenci aünacaktır. Kimya Sanat Enstitüsu için Ka öğrencilerde müracaat edebiiir Imtihanlar 12 Agustos 1967 taribJerlnde yapılaeaktır. Yukarıda gösterileD Orta Okul mezunianndaD tstekülerİD Mıilı Eğitıra Müdürlüğuna tnüracaatlan Uln olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear