24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 9 Haziran 1967 T m a m dotmalan reddeden r e çsfdsf flkirier». düjum» •!>temlerin* kapılarını açan tam öıgttrlnkçtt ve demokratlk bir Anayasadır» denmif olmasına rağmen, kendui gıbı bir lıberal olan Şevket Rajit Hatipoğlu' nun aska geîip «bn Anayasanın idealiımlni bozmaga kalkmayı nız, yazık etmiş olursnnnz» ya kanşına rağmen, butun bunla rı kulak «rkasına atıyor ve şo> le konuşuyordu: «Benim bildiğime g5re e konomileri ııstemlestırmek lâzım felirae, bnnlan başlı ea iki aisteme irca etmek mümkflndnr. Kapitalızm, kollektivizm. Bir de bunlar arasında telıfçi sıstemler vardır. B i ı bn Anayasa ılr bnnlardan hangısıne \aklas tıgımızı bnrada tpsbit etme liyiz. Bnnn tesbıtte elbette fayda vardır . Memleketı reıaha goturmek, kalkındırmak için birınci sisteme mı vakın olmak lâzımdır; \ok sa ikinci sisteme gıtmek mı lâzımdır? Bn hususlar nzun boyln münakasa mevznn o labılır. Ama, an'ane ıtıbarn le Türk milleti favdası ve\a mahznrn ne olursa olsnn hıç bir saman ikinci sisteme va kın olmak istemnecektır.» Devletçi bır partıje mensup olduğunu unutarsk kapıtalızme bovle bır ovgude bulunan v e , «esefle kaydetmek isterım ki, Amerikan yardımı kesildiği takdirde Turkiye'de bayat dnrabılır» dıyen F e n t Melen tıpı liberaller, Anayasayı ıstedıklen vo ne çekemedıklerı ıçın hırçmlasıvorlar; fakat Kurucu Mechse, Anajasa Komısjonuna hakım olan ıdealızmı bozamıyorlardı. CUMHURİYET Girişilen büyük haksızlıklar önünde özleri ve mantıklariyle, çağdaş fikir akımlannın giivenli bir özgürlük içinde karşılaşmasından felâket doğacağına inanan ve bunu savunan politikacılar öylesine bir taassup içinde görünmüşlerdir ki, bu liberallerden meselâ bir Şevket Raşit Hatipoğlu, daha fazla tahammül edemiyerek şöyle bağırmıştır: «Fakat 20 nci asırda husu•î mulkiyet dokunulmaılıgım cemıvetın rağmına müdafaa etmenin imkânı yoktnr!» Hatıpoğlu'nu, kendı mensup olduğu sıyasî ekolun karsısına çıkaran ve onu modası geçmıs bır lıberal anlayışı perişan etme gorevıne surukleyen sebep, Anayasaya karşı gırışılen buyuk haksızlıktı. Aslında bu. dertler, meseleler içinde kıvranan bu>uk kıtleye, mılletin çok büyuk bır eksenyetıne karşı gırışilmıı bır haksızlık demek oluyordu Lıberal Hatipoğlu, dığer liberallerı şoyle uyarıvordu: «Bnna Yüksek Meelisinlıin taayır demesi istimlfiklerde illâ peşin para demesi, benee şu yaptıfıraıı Anayasanın rnhnna avkındır ve Türk milletinln bü>ük ekserivetini teskil eden kövlü kitlectne karşı bn Meclisin manen altına girmis oldngn taahhude de nymayacaktır.» Karaosmanoğlu'ların, Melen'l e n n ve daha bır çoklarının «zenginleri, varlıklılan ürkütme mek, bn toprağa ısındırntak» formulleri muhafazakâr Şevket Raşıt bevı bıle ofkeden y e n n d e duramaz hâle getırıyor ve »u ıb Şeykel Roşit Hatipoğlu S bile mülkiyefe karşı çıkıyordu BAHBİ SAVCI retlı sozler dudaklarından d6kuluvordu: «Arkadaşlar, Anayaıanın birçok maddelerinde sosyal ve endividüel guvenlige aıt birçok teminatlsr vardır. Bn memlekette bâzı kimseler dnraksıı mıilk emniyetinden bahsederler. Sizlere bemen haber vereyim, gene bn memlekette mülk emnivetı kadar, belkt ondan da mühım bir RIZK EMNtYETt MESELESÎ vardır. Bnndan haberiniı var mı? Bn feraıyette mılyonlarca ınsanın rızk emniyeti toprak sahıbı nın dndaklan arasmdadır. Bnniann rızklarını emnıvet altına almak istemeı misinız? Eger cevabınıı bavır I»e. bn memlekette içtimaî adâJetten ve sos\al guver» likten bah§edilemez!» Boylece dıyordu kı Hatipoğlu, Sız ıstedijjınız kadar mulk do kunulmazlığınızı emnı>et altıFERİT MELEN na almağa çahşınız: bu Anayasanın ıdealızmını oldurecek \ânı onun butun topluma mumkun olduğu kadar kısa zamanda vermek ıstedığı ıktısadî, «os yal hakları gecıktırme bah?iina kendı çıkarlannızın endışesıne duşecek oldunuz mu, bılıniz kı «bn memleket ortaçağ şartları İçinde kalır ve \atan butunlnffi laglanamaz!» Bizim liberaller Hıç bır şev, bızım lıberallerın kafa \apısını şu mısal kadar açıkhkla orta'a kovamaz: A\nı konuda, Şevket Raşıt Hatıpoğlu'ndan sonra kursuye Ferıt Melen çıkmıştı Melen. o ana kadar belkı yuz defa, ık'\uz defa, «bn Anavasa bir sivasi fel sefeve, ideolojıve davanmaz, da \andırmak ıstejenler, kendi formullerinin knrtarıcılığına inanmış olnrlar ki, bnriabir doğma yaratır; halbuki bn Ana İdealist cephe 27 Majıs gıbı ıdeahst bır hareketın toplum yonunden değerını anlnanlar ve onu korumağı tarıhî bır gorev savanlar ıse, bu «taksitle ödeme» maddesınde de, eskı lıberal kafaiarı. çaâdaş duşunce sıstemlerının ulkucu kayalıklanna çarptıriıışlardır. Bır Bahrı Savcı, sunları sovlemıştır 1 «Bazı grnpların, bâzı aydınların hangi niyette olduğn belli olmnstnr. Mesele aslında pek basittir. Kalkınmayı kamn yaranna tabakknk ettirmek için, miilkiyete müdahale etmek gerekti|ı zaman ne yapılacaktır? Mad de, bnnnn eevabım Termis bnlnnmaktadır. Küçük mül kiyeti istiralâk ederken De\ let tamamiyle bedelini 5de sin; büyük mfilkiyeti de 5de yemezse, çücü yetmezse Kalkınma Plânının içındekı esaslara göre, vatırım yapmak zaruretlerı dolayısıyle takside bağlasm. Bnnn söyluyor madde. Bn noktadan hareket ederek sorulan sn allcr nelerdır? Bn madde mnkaddes mulknpt mefhu mnna sı^maz, tasarruf ve mulkirete sıjmaz, tezat tfs kıl eder derler Bn enruslcr le, kalkınmamn, esas 'tıbarı^le devlet tesebbusu rsasla rında olması ihtımalinı ıınlemek isterler.» riahrı Savcı DU gelenek.ı lıberallere, bır zamanlar Sultanlara karşı mulkıvetın garantısı olmayışından, ancak Tanzımat tan berı mulkıyetı Korumak gıbı bır hakkın doğuşundan b«ışlnrak bu hakkın kencn tarıhı mız içındekı gehşmesını anlatı yor \ e «Mülkiyeti zatında ve neti eelerınde Turk toplnran tanımaktadır. Fakat mulkivetın jrelışmelerı, butun toplnmdaki sivasi, kiiltürel, moral ve hattâ iktısadi hayatı tahakküra altına alacak bır mahiyet kazandı^ı zaman, Iste bn noktada mulklyct tah dıt edilecektir » dıyor. «Kalkınma plânları çerektirdiji zaman, mülkiyeti, am me mülkiyeti hâlıne getirmek» formuluyle, buguiku Turkıyenm vardığı mulkıvet anlayışını onlerıne senyordu. Savcı, şoyle devam edıvordu: «Bn anavasamız, gosval ve iktısadî baklar d ı v e dev umdır. Bnnu yapabilmek iCİn, iktisadî bayatın ve Pevlet teşebbüslennin temeUnl saglam bir «ekllde tesis etmekten başka yapacak bır •ey roktnr. Bnrada 8zel teşebbüsün y e n mahiyeti nan l olnr? Bn mSnakaşa edilebilir, bn tesbıt edilebilir. Fakat annn bılmemi» gerekir ki, Türkiyenin iktisadî hayatını. sanayi tesebbüsunü, esas itibarıvle devlet tesebbüsuvle vapmak «onındayız. Çunkü bn snretie bn Anayasanın drrpis ettiŞi insanî vaşayıs seviyesi müınkün olacaktır.» ŞEVKET RAŞİT HATİPOĞLU lete nâmütenabı mükMlefivetler vuklemektedir. tnsan ha\sı\etıne >akışır bir sekılde yaşayıs: tnsan n b ı ya samak için de Devletin bn vecıbelerı üzerıne alraası lâ yARIN Sonuç: Anayasa devletçi görüşlere Utifat eder KÖYİŞLERİ BAKANUGI TOPRAKSU VIII. BöLGE MÜDÜRLÜGÜ Yozgal Ekip Başmühendisliğinden: A Asağıda Sıra N o , cinsi, tesısiıı yeri, keşif bedeli muvakkat teminaü, Ihale gün ve saatî yazılı İki adet sulama tesıs inşaatı 2490 sayılı kanunun 31 ıncı maddesi gereğınce kapalı zarf usulu üe ıhale çdilecekt^ B Bu ışe aıt pro3e ve şartnameler mesai saatlennde TOPRAKSU Yozgat Ekıp Başmuhendislıgınde g5C Teklıf sahıplerınin ihaleden üç gün «nce C grupu tnüteahhitlık kamesi va 1967 yılı vizeli Ticaret Odası vesıkası ile birlikte Ekıp Başmühendıslığıne müracaat ederek gıris belgelen almalan lazundır. D lstekhlerın teklıf mektuplannı ıhale saatınden bir saat önce Komisyon Başkanlığına makbuz mukabılı vermelen jarttır. Tell. müracaat kabul edUmez, postada vâki gecikmeler nazan dıkkate alınmaz. Sıra No. Cinsi 1 Bent PTİI 2 Bent Priı Keslf Bedeli TU Bektajlı 294 923. 152.795. Muvakkat Teminatı TU 15.547.thale gün v» Saati Tesisia yeri Bağazlıyan Sorgun Dedık 21/6//1967 Çarsamba Saati: 16.00 21/6/1967 Çarjamb» 8 890.Saati: 16.00 TOPRAKSU / 29424 (Basın 16979/6497) Dişi Bond MODESTV BLAISE 06 25 06 30 06 45 06 S5 07 00 07 05 07 30 07 45 07 50 08 00 0S 20 08 40 09 00 09 10 09 30 09 4Î 10 00 1015 10 25 10 40 11 00 11 05 1145 12 10 12 15 12 30 12 45 13 00 13 20 13 30 14 00 14 20 14 35 14 50 15 40 15 55 16 00 16 40 16 55 17 ] î 17 20 17 50 19 00 19 40 19 45 20 00 20 15 20 30 20 4J 21 00 2140 21 55 22 00 22 45 23 00 24 00 16 î5 17 00 17 30 13 00 18 30 19 00 19 30 20 15 21 00 21 15 21 45 22 00 23 00 2T ' 0 2 ' 00 00 n 0 0100 Acılıs Droeram Kuranı Kerım Saz eserlerı Dın? sohbet Kove haberier Turkuler Haberler ve hava durumu Istanbulda bueun K ı'anlr \e hafıf muzık Bu «abah ^ızınle Orhan Avsar orkestrası Istanbulun se*ı Ca'ı^an cocuklar Rumba \e Ca Ca lar Seha Okustan turkuler Keman soloları Muzık kutusu Birlikte duşunehm AJâeddm, Sensovdan sarkılar Arkası varın Kısa haberler Sabah konseri Karısık sololar Nurten Innantan turkuler ReceD Bıraltten sarkılar Tulun Kormandan sarkılar Haberler R G de buejn Hafıf muzık Reklâm moeramları Gu'ide Kasacıdan «arkılar Ferdı Ozbegen orkestrası Saz cserlerı Sazlarının unluleri A T Mukadderden şarkılar Kısa haberler Okul radvosu Cocuk bahcesı Asık Vevselden turkuler Kısı haberler Kadınlar fa^ıl toDİuluftu Reklâm oroeramları Haberler ve hava durumu Kucuk ılân'ar Fatma Turkandan turkuler Soor eazetesı Kucuk orkestra Turkuler Yuvarlak masa Salıh Dızerden sarkılar 24 saa*in olavları Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Her zaman ıstenen Dİaklar I S T * N B I J L IL R*DYOSU Acılıs ve Droeram Sızin ıçın Kucuk kons°r Tvı aksamlar Senfonık muzık Turkıveve hos eeldıruz •\ksam konserı Genclerle beraber Akdeni7 ulkelerınden muzık Oda muzı^ı Hafıf muzık Gece konserı Caz muziGi Sev ılen sesle*" Gece varm ıçın D ınden bueunden Pros'aTi ve kananıs BULMACA 123456789 kavuşalım!» anlamıma hâlâ Istanbulun ıkı kıyısı a radırruza rasmda biı turlu kurulamaz (iki na bır çekim. 8 «Halındea memnun olup soz). 2 «Vıcdansız ve zalun U123436789 Tanrıya dualarkarşılığı iki soz. 3 Cam ve y e» da bulun!» mânaylon benzerı bır madde, şımdı nasına iki sozJU her harum bunu «rmnı» modasıbır emlr, çevrina uydurmak istıyor 4 «Bırıne lınce «dağ kovuıtımat gosterme suretıyle tnalını ğu» olur 9 geçıcı bır zaman için bırak!» kar Kanunlara karşı şılığı ıkı sozlu bır emır. 5 Ter koyan kışı, dınsı «yardım etme işı» veya gazel 1 lenme gunlerme okuyanların sık sık tekrar ettıkgenel olarak velerı sözdur 6 Vukua gelme harüen isım. lı. 7 Iskambilde bır kâğıt, «mu Kucuk ılanlar Tiffany* TIFFANY JONES * • Sonat saati SOLDAN SAĞA: 1 1872 de Türkiyede Uk resım sergısınl açan ressamımızın adı ve unvaru (lâkabı ise «Şeker» dır). 2 Bır kadın adı, bvma fazla düşkün kışıler zuppe sayüırlar. 3 Japon hukumdarlarına boyle denılır, bır takı. 4 Gelenekler (çoğul),5 «Sıyah» rengın dortte ıkısı, vaktıyle Osmanlı devletine tâbı prensliklere böyle denılırdı 6 Hulâsa edılmış durumdaki şey (yenı terım), satılık eşya DÜNKC BULBSACANIN (eskı tenm) 7 «Ayağa takılaHAULEDtLMÎS SEKlJ cak kayma aracı ele geçır!» anlabnlmacada •«mına iki sözlü bir emır. 8 Baş NASIL HALLEDİLECEK Tuk»rıd*ki n k a m b lıca besi maddelerimizden blri, dece 4 tane anabUr (ipncn) ve 8 tane tonnç Ttodır. Bos kaiajj 12 şımdi modası pek ragbetto olan kareaİK içina l d e n l ı kadaı nygun birer rakam koyarak ve topetek bıçimi. 9 «Korkît m&nalama, çarpma, çıkartma, bölme işareUerine dikkat ederek soldarj sma bır emir, blr erkek adı. •sfa ve yakandan asağıya bulmaeada cöaterilea «onuçlan bnlnnuı YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Yülardanberi lâlı edılir » • Biraz vaktinizi alır ama, boj vaktiniri boşça geçirmis olursunu». Arkadaş Islıkları 61 Nasıl anlatırdım? Ne anlatırdım? « Benımkiyl» evlenmışsin, doğru mu?» dıyebilır miydım? Dersem ne karşılık verırdı? Verdığı karsüık Evet. olur sa ne demem, nasıl davranmam gerekirdı? Gulerek. « Buraya niçm geldrnız'» diye sordu. Gerçekten de, nıçm gelmıstımî • Onun ıçın mı?> Ne evet dıyebıldım, ne hayır. Cıddıleşmıştı: < Onunla evlendikl» Buz gıbi oldum. ı Ama nasıl olur?» « Nıçın olmasın 7 Terk edılmi", mahvolduğunu sanmakta, ustelık de guzel bır genç kadındı Çâresızlık içındeydı. Babası suratma kapıyı çarpmıştı. Kendini öldurmekten baska yapacağı yoktu. Aldım onu, revire yerleşürdım. Kendıne geldi. Seni unut turmağa çalıştım, sonra da..» Yapılacak, soylenecek hıç ama hiç bır sey yoktJ. « Nerede şimdi?» « Evımde1» « Babası? Annesı? KardejleriT» < Bümıyorum » < Evlerı bombaı, çıkmıjlar..» € Olabılir » Doktor, içinde bulunduğum sarstntıyı anhyor olmalıydı Buvuk bır dostlukla elıni uzattı. Ehmı uz«ttraı Tuttu, kaldırdı benı« Bu ışler pek o kadar onemlı değıl. Boşuna üzülmeyın. Dunyamu çok büyuk ve karmakarışık Bu dünyada üzülünecek o kadar çok şey var kı. Üzulmek, uzülmekle kalmak hıç bır şeyı değıştırmedığı gı bi, uzulmemek de faydasız. Bütun mesele » Sustu Ne diyecektı de susmujtu? Bılmlyorum. Sordu: « îster misiniz size fabrikamızı gezdıreyım'» O gune kadar «Fabrıka» nedır bılmiyordum Biı takım fakır ijçıler, kadıah, erkeklı, hattâ çocuklu gece yarılannda kümeler halinde yollara düser, kalın kahn oten fabrıkava çalışmak için gıderlerdı. On iki saat, sırtı sıra çalışır, sonra yıne kumeler halinde donerlerdı Nasıl çalışırlardı' « Gel'> dedı doktor Yanyana, konuşarak, gııdık fabrıka ıçlerme Bırtakım yarı karanlık jollar, tavanlara kadar ıplık paketlerıyle çeşıtlı bezlerın yığılı olduğu ambarlar geçtık Fabrütanın içlenne doğru ilerlerken, sankı gum gum atan, kocaman bır nabıza dev bır nabıza yaklaşıyorduk. Bu bır nabız mıydı? Yoksa ıç çeken, tutuklanmıj bir dev*ın inıltısı mi? « Burası Sumerbank'ın IplıkBez Fabrıkası üç bln kadınlı erkeklı işçı çalışır Çıft vardiyadır. Her vardıva on ıkı snat AKİımda kaldığına göre Uk, Sakıziı mı, Kodoslu mu Rumlaj kurmualar, Bıx rivay* ORHAN KEMA1 konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU BEYflZGÜL A N K AR A Acılıs Droeram Kur a n Kerım ve turkce acıklaması Saz eserleri Ko\e habarler Gunavdın Haberler \ e ha\ a durumu Sabah muzlği Ankarada buffun Kucuk ılânlar Her telden TurkuİT eecıdl Calısan kadınlar Sabah konserı Kısa habe'ler Arkası varın Okul radvosu Mustafa Eıse^en sarkılar Melodıden melodıve te göre Ermeniler. Tabl yabancı sermayenın eseri. Şımdı milletın mah. Devlet, millet adına ışletıyor» Hıçbır hazırhğım olmadığı için, anlattıklarından bir sey anlamıyordum. Aklımda «O», hep «O». Bır de yanımdakı. Utanıyordum, Ne dıye ardına takılmıştım sankı"> îçmden kımbılır ne dıyordu bana? Benı ne gozle goruyordu? Ne kadar onemsız sayıyordu kı, benden zerrece korkmamış, yanıma alıp fabrıka ıçleruu gezdırmeye başlamışü. Butun vıdı vıdılarımla «O», iplikâne'nin yumuşacık. pırıl pırıl uyumluluğunda süınıp gıttı. Baijlarmda işçılerın habıre çalıştığı sıra sıra makineler ojlesıne bır hızla ddnuyorlardı kı, hayran oldum. Su, bır zamanlar sabahm ılk alacasmda ıslıklanyla benı evden alan arkadaşlanmın, yalnız arkadaşlanmın değıl, bü tun bır memleketm kotü şeyler duşıindüğünu, çok kotu ınsanlar olarak tanımladıklan kadtnlar, kızlar. yaşlı, genç erkekler makınelerın zerrece dalgınlık tanımayan hızına kendılerını uydurmuş çalışıp dunıyorlardı. Bunlar, bır zamanlar «Benımkı»nın sozunu ettığı Boşnak, ya da Girıtli kızlan olacaklardı Aklıma arkadaşlarım. bizım evdekiler, eş dost, ahbaplar geldı. Kanmı fabrıkada çahştırmak ıstedığımden soz açtığım zaman herkes bana nasıl da kotu gozle bakmıştı. « Nee? Karını fabrıkada çalıştırmak ha?» Sende hiç mi haysıyet yok lan?» « tnsan kansını fabrıkada çalıştırır mı?» Cocak bahccsl Kon^cr ^aatı Ne\ ın Akoîdan turkuler Kıbrıs saa ı Kucuk ılanlar Beıaber vç solo sarkılsr Haberler R G de buaun Hafıf muzık Reklâm Diosrramları Cocuk bahcesı Gul Baludan sarkılar Bueun ıcın «ectıklerımız Kısa haberler M Akku=tan turkuler Plaklar arasında Ulku Yurukoeludan turkuler M Saavasardan sarkılar Cesıtlı muzık Kısa haberler Yuîtten sesler Kov odası Reklâm Droeramları Haberler \e hava durumj Kucuk ılânlar Alıve Akkılıctan türküler Cesıtlı muzık V Tokatlıoeludan «»rkılar Radvo cesıtlı M orkestrası Uvkudan once ?4 saatın olavları Gece konserı T B M M saati \ Demırdovenden sarkılar Haberler ve hava durumu Haftanın bes*ecısl Gece Taruına doSru Koıı^er saati Kaoanıı Butun bunlar da sılindi. Ne tuhaf, içımde artıfe ne «O«, ne de başkaca vıdı vıdı. Hafıflemış mıj.dım? Yoksa pırıl pırıl bır uyumluluk içinde baş dondurucü bır hızla donen iğlerle otekilerin sıhrine mı kapılmıştım? Doktor gürültü arasında sordu: « Nasıl? Bu fabrıkada çalışmak ister mısın?» Yuzune baktım: « Isçı olarak mı?» « Oyle ya ..» « Ben bu ışten anlamam ki'» • Canım ışcı olarak burada çalışmak deeıl Mu°be senısınde meselâ » Fena fıkır olmayabılırdı ama kendıme vedıremeım Artık başkasının olmuş «Benımkı»nın bır çeşıt jardımı demek olmu\or muydu? Demek doktoıa neler anlatmıştı bana dair' « Neden dusundunuz'> « Bılmem » « Muvakkat hamal kadrosunda çalışmaktan daha kotü değıl her halde'» Şaytım: « Demek her jeyi aniattı?» « Aniattı.» (Arkacı var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear