26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT Bülün muhafozakfirlar 'Milliyefçilik,,e sarılıyorlar makanşık bir bulamaç hâline g« tirerek millete yedirmek istedikleri gayet iyi bilimyordu. Tek parti devrinde bıç bir gerici, «milliyetçi» olmak vasfını taşıyamazdı. Fakat çok partili devreye geçilir geçilmez. «milliyetçi» yazar'ın, «milliyetçi» oğretmenin, «milliyetçi» gencin «milliyetçi» teşekkülün yeni bir anlamı doğdu; bunlar. tarihe, 7 Hazlran 1967 CHMHURÎTET Milliyetçilik meselesi Milll Birlik Komitesinde görüşülürken, Başkan Cemâl Gursel «Avrupa milliyetçilik dâvasını 150 yıl önce balletmis fakat blı 5yle miyiz?» diyor ve Komitedeki arkadaşlanna sunları anlatıyordu: «Anadolunun bir köyüne gidin, vatandaşa sornn; Nesin? deyin. Elhamdülillâb müslümanım! der. Tiirküm demez. Dataa bn suur uyanmamıştır. Biz milliyetçüiğı Anayasaya koyalım. Bnno yürütelira. Memlekette Türk lük şuurn nyandıktan lonra bnnn çıkaralıra.» Bu göriiş. ihtilâlin lideri için «birlestirici» olduğu için benım«eniyordu. Vatansever asker, bdyle bir kelimenin birleştırici olmaktan çok, ayıncı bir rol oynayabileceğıni; Anayasanın sola açık karakterinden hoşlanmıyan muhafazakârlann, milliyetçiliğe sarılarak bii'ün gerici ve tutucu istidatları hortlatacak larını pek düşünmüyordu. Halbuki, Anayasayı yapanlara hâkim olan kanaat. «milliyetçilik» deyiminin alabildiğine i«stismara müsait olduğu ve fırsatçıların ortalığı bulandırmağa hazır bek MEHMET ALTINSOY ledikleri merkezinde ıdj. Demokratik hayata geçildikkultüre, ırka, dine sahipmişler ten sonra, devletin üreıine oturgıbi bir görünuş altında, eksikduğu temelleri üarsıcı cereyansız bir bolücülük rolünü beların «milliyetçi» dernekler ismi nimsemiş oldular. altında ne gibi faaliyetlerde buVehbi Ersü, tıpkı Cemâl Gurlunduklan; bunların dinci, ırksel gibi «milliyetçiliğin birleştiçı. ümmetçi niyetleri nasıl karrici rolü» nü önemli gören bâzı arkadaslarına, milliyetçiliğin na •ıl istiamar edildiğini ve edilece ğini anlatmak için, komitedeki görüsmeler ıırasındı lunları ioylüyordu: «Sayın Başkanırmzın Inkilabın ilk günlerindekl »özle rini bngtin söylenmiş kadar yakinen duyuyorum. Hakikaten Anayasaya bn rahu Insanlar vereeeklerdir. Anayasaya konacak bir hfikmün zıddına yürümemize imkân yoktur. O halde mübim olan, mnayyen bir kültür seviycsine nlaşmak anretiyle, millî snnrun bn memlekette yer leşmesidir. Bnrada gayemiz birleşiyor. Bn kelimenin leb ve aleyhinde konuşmalarıraı zın maksadı ayni, yalnıı endişeler farklıdır. Maksat bir. endişeler çesitli. Ben istirham ediyornm. Gözlerimizi nzaga değil, yakın tarihimiz deki değisikliklere çevirelim. Türkçülüğü ve mUliyetçiligi müdafaa eden kalemler kim lerdir? Bnnları sizlere sayayım: Peyami Safa, Nihal Adnx. Necip Fazıl Kısakürek... Bn adamların renkleri, düsünceleri ve raaksatları malnm. Bunlardan başka, milliyetçiliğin amanıız miicabidi bizler. Biraz evvel arz ettiğim gibi, bn maksat altında çalışan insanların gaveleri birbirinden farkhdır. Bizim endişemiz de bnradan geliyor. Nâzi Almanyasını düşünelim; bir Almaneılık ülküsii. üstün bir ırk iddiası. Mnvaffak olabildiler mi? Bnnu daba ileri götiirdüler. içlerindejii diğer unsurlan bünyelerinden atmak istediler. Bizia böyle bir vola şritmemiz aslâ düsünülemez. Ha yır, hiç birimızin böyle bir maksadı yoktur. Sovyet Ros ya, Rnsculuğa mı dayandı? Komünist nmdcsi içinde bütiin milletleri aldatmak ve bir pota içinde eritmek için hangi yolları tercih etmrktedir? Bn yola çiderken u l î milliyetçiliğe dayanmıyor.» alınırsa; onu Atatürkçulükten ayırmamn mümkün olamıyacağını da kabul etmek gerekir, Atatürk, Türkiyede yajayan ve vatanın kuruluşunda, yeni devletin kuruluşunda rol alan her kese bir şuur aşılamak istemiş tir. Millî sınırlar içinde berabe: yaşamak duygusunu. ou arzu yu ve şuuru yerleştirecek bütün devrimlerin tamamlaniıasını ıs temiştir. Enver Ziva Karal'm da dediği gibi; kultur birliğı mılli tarih, milli cografya. mil lî dil ve nihayet milli ekonomi onun bıze kazandırttığı yeni de terlerdir. O halde Atatürk mı! 'iyetçilifi, hür ve demokratık bir devlet idaresıne kavuşturul mu? topraklar uzerinde yaşa yanların, hukukta, sosyal laya'' ta ve refahta adaleHi ve yıiksek bir çağdaş seviyeye eriştırilmesinden başka bir ınlam laşımaz Yeni Anayasa ıse, bu hedefe va racak yolları en iyi gösteren ve sapmalan en vüksek olçudı. önleyen karakteri i!e en ıîerı bir «Atatürk Millıyetçilıği» r.ı temsil ediyordu. Türk milliyetçiliğinin bugün bu vatan içinde ve kendi içinde büyük bir dâvası yoktur; yalnı? insanhk içinde, ınsanlık kar?ısında bir dâvası vardır. Bu da mazlum milletlenn istiklâli ve emperyalizrae son verılmesidir. Sosyalist olmadığından da nasyonal sosyalist olmıyacağı süphesizdir. Abdülhadi Toplu Ruhî vahdet, milli birlik Türkiyede ancak Atatürk milliyetçiliğinin bayraktarlığı il e sağlanabılir. ANAYASAYI YAPA1SLAR, iMİLLİYETÇtLİK» DEYtMİNİlS tSTtSMARA ÇOK MVSAİT OLDIJĞUNA İN4MYORLARDI Bunun ıçindir ki, sayın Devlet Başkanımız Cemâl Gürsel'ın ırşatları ile Türk Kultür Dernekleri kurulmuş ve hızmete koyulmuştur. Bu dernekler. sarsılan ve sarsıntt içinde bulunan Türk milliyetçiliğini k;sa bir za manda Anadolu ufuklarında bir bayrak gibi dalgalandıracaktır. Ranf Gokçen Milliyetçilik ilkesi, Atatürkümüzün yadigârı olan devrimlerimizin en önemlisidir. Ümmetçiliği terk edişimızı. hudutlarımız dısında her Çeşitli anlayışlar VEHBİ ERSÜ Ersü, böylece. mıllıyetçılık anlayışının çeşitli tatbikafına tema« ederek, toplumdaki birlığin diğer şart ve unsurlanna dikkati çekiyor; «Bix de tnttngnmnz yolda sosval adaleti temin eder, iktisadi ve kültürel seviyemizi yükseltirsek. knvvetli olacağu» diyordu. Anayasanın toplum bünyesinı kuvvetlendirmeğe yöneltici. devleü görevlendirici; v e ilerlemeyi durdurucu bütün geri akımlara yolları tıkayıcı karaktennın mükemmel bir mılliyetçılık farifi sayılması gerektiğıni de, bu şekılde anlatmış oluyorriu. Turk milliyetçihğinin Atatürk tarafından inşa edıldıği dıkkate Yeni Anayasanın bütün kclımelere. fikırlere, nefhumWra gerçek anlamlarını kazandırtan ekonomik ve sosyal yapısı dikkate alınmadan geli?i guzel yapılmış tenkitlere; Kuıucıı Meclıste bu konu üzerinde konuşan lann ju sözleri tanıkhk edecektır. Hıfzı Ognz Bekata Yakın hududumuzda kaynayan komünızme karşı da, bugün memlekette fıkir olarak, .dtal olarak muhtelıf teminatlar vanmda en buyuk teminat, Türk topraklarında oturan halkın milliyetçi olmasıdır. Mehmet Hazer Milliyetçilı ği komunizmi önleyici, milletı birleştirici bir mefhum, bir milli beraberliğin ıfadesi olarak kullanmışızdır. öyle gelmıa. öy le gıdiyor ve öyle gittmesi lâzım geliyor arkadaslar. Şevket Raşit Hatipofln Çunkü Turk mıIEıyetçiligı *»nperyalizme isyan içmde gelışmiştır. Turk miüiyetçılitı emperyalızme reaksiyondur, ummetçiliğe reaksiyondur ve komunızme reaksiyondur. Mehmet Altınsoy Devletin sosyal prensıbe dayandığı cıhetle bır de millıyetçilık girerse nasyonal sosyalist bir dev let olacağı endişesinden oahsedılmektedir ki; bunu bu gerek çe ıle telif etmek mümkün deSil dır. Devletin sosyalist olmariığı, sosyal olduğu bir bedahattır hangi bir emel beslemedığinıizi ifade eden en veciz bir terimdir. Kasım Gülek Milliyetçilik utanılacak bir şey değildir. Niçin milliyetçi demiyoruz? Millî demekle iktifa ediyoruz. Milli ne demek? Milliyetçi demek lâzım. Milliyetçiliğin konmasım bilhassa rica ediyorum. Ferit Melen Atatürk milliyetçiliğının anlamı memlekette dil, kültür, ülkü birliğuıi *emindir. Bu milleti terkip eden efre dm tamamen Türkçe bilmesi \e öğrenmesı ve konuşmasını temin etmektir. Devletin böyle bir gaye gütmesi yanlıs bir şey midir? Bütün bunlar söylendi; fakat yeni Anayasanın oluşuna meydan veren tarihî, siyasî, iktisadi ve sosyal sebepler dnünde, bdylesine dağınık riüşünce ve sdzler elbette tutunamazdı Cum huriyetin niteliği «milliyetçi» değil, «milli» olarak tesbit edıldi. «Müsaade ediniz de bu Liberal bir Anayasa olmasın!» vrilliams 8ıeak havalarda cilt teriem*»i «lektrikli t r t s mtkınatl kullanmayı zorlaabrır Bu engeli yok •dersk elaktrikli t n » m*Mnanizin ç*lı%m»«ını koltylaftınr v* r»ndım»nını iki mMiMçtfcanr. Lectnc Shave LECTRICSHAVE İlâncılık: 257/6444 MOOESTY B4.AISE Bond 06 2S 06 30 06.45 06 50 07 r>0 07 05 07.30 07 45 07.50 OA 00 08 20 08 40 09 00 09 10 09 30 09.45 10.O» 10.15 Acılı?. Droerara Turkuler Kov oerctmeni Ovun havaları Kove h a b e r l e r Sabah melodilerl Haberler ve hava d u r u m u Istanbuida b u e u n Kvıcuk ilânlar v e hafif müzik Bu sabah sizinle Ktıcuk orkestra Nesrin Sinahiden s a r k ı l a r Miızık v e sohbet Valsler Hıısevm O v l u m d a n t u r k u l e r Vivolonsei soloları Mtirtk t n l t u s u Sen n e «uzel b u l u r s u n e e z » n Anadoluyu Gülizar Erselden «arkılar Arkası varın Kısa haberler Sabah konseri Orhan Avsar orke«trajı Kücuk ilânlar Azız Sensesten turkuler Üsküdar Musıki Cemivetl Haberler. R. G. de bueun Hafıf muzik Reklâm Drosramları Orhan Senerden sarkılar Neciu Divitcloilu orkestrası Kücük konser Cekıc Aliden turkuler Kısa haberler Gcncliee doaru Cocuk bahcesı Kısa haberler Cav saatı Reklâm nroeramlart Habeıler ve hava durumu Kucük ilânlar Sarkılar Bir ilce bir bucak Yurdun sesi Heredot Plâklar arasında Klâsik Turk musikisl korosu 24 saatin olavları Reklâm nroeramları Haberler ve hava durumu Radvo vavlılar tODİuluSu Ora müziH Kaoanıs 789 YIKAR1DAN AŞAĞIYA: Bir soru edatı, tersi yanardağın fırlattıgıdır. 7 1 Bir yerden başka bir yen «Saygı göster!» kolayca götürülebilit dunımdaki karşıhğı iki sözeşyaya böyle denÜT. 2 Eski bir lü bir emir. 8 Türk tmparato'Vuğu, tersi Divan Volkan tepesınedebiyatında «ehir» karşıhğı kuidekı delik. 9 lanılan bir kelıme ıdi. 3 Tutuk «Birdenbire pestutuk konuşarüar (çogul). 4 tile çevirecek şe İçinde gazete ve kitapların bası3 kilde baskı yap!» lacak madenden resim levhhalan mânasına İki yapılan yer. 5 Yunan alfabestnsözlü bir emir. de bir harf, herkesin gelecek za. man için gönlünde besledigi. 6 Garth Tif f any. Jones TIFFANY JONES 10.25 10,40 11 00 11 05 11 55 12.10 12.15 12.30 13.00 13.20 13.30 14 00 14 20 14 50 15 40 15.55 16.00 17 00 17.15 17.20 17.50 19 00 19.40 19.45 20.00 20.15 20.45 21.00 21.30 21 55 22.00 22.45 23.00 23 15 24.00 SOLDAN SAĞA: 1 Son zamanlarda tekrar pek sevilmeye başlanrruş olan bir kadın beyaz perde sanatçımızın soyadı (öteki adı Ajda'dır, «peder» \n yarısı 2 Bir memlekette turistlere en lilzumlu yerler (çoğul). a Çevrilince herkesin toplantılarda ileri sürdükleri düşünüş ve görüş tnançlan olur, bir sayı. 4 «Birbirinin aynı huyda serseri» karşıhğı iki söz. 5 Bugünkü «kanıu» sözünün Osmanlıcası, kurtı soğuk. 6 «Evlen!» karşıhğı eski dılde karma bir emir. 7 MüslUman dininde olan, bir tanecik. 8 «Çok fazla ö'ne doğru gitmiş durumda» mânasına iki söz. 9 Tersi bir çeşit ottur. OONKC BOLMACANTN RAtJ.imtT.Mt5a gEKlJ NASIL HALLEDİLECEK Inkandald rakamb bnlmacada sadece 4 tane anahtar (ipucn) ve 8 tane sonuç vardu. Bog kalan 12 karenii' içine 1 den 9 a kadar uvgua birer rakam koyarak va toplama, çarpma, çıkartma, bölme işaretlerine dikkat ederek soldan sağa ve yukandan aşağıya bulmacada gösterilen sonuçlan bnlunuz Biraz vaktinizi alır ama, bof vaktinizi bo;ça geçirmij olorsunuz ISTANBVL IL RADYOSU 16 55 Acılıs ve Droeram 17 OO Sizln icin 17.30 Kücük konser 18 00 Ivi aksamlar 18.30 Senfonık muzik 19.00 Türkiveve h o s eeldini* 19 30 Aksam konseri 20 15 Genclerle beraber 21.00 Oüera konseri 21 45 Lâtin Amerika melodileri 22.00 Gece konseri 22.45 Mikrofonda melodüer 2T 00 Caz muziâi 23 30 Cesitll muzik 24.00 Gece varısı icin 00.30 Dımden bueuııden 01.00 Proeram ve kaoanıs Arkadaş Islıkları 59 Nazlânım teyze çeşitli mezeleri neseli bir turku cıvıl cıvıilığıyla hazırlarken, o, ya evin çoraplarmı yamar, ya da bir kıyıda bitmez tükenmez orguler örerdi. Bu örgüler, « Teyzemm çeyizleri!» derdi Ortahaf. Hiç evlenmemis. Ama gunun birinde evlenecekmış. Inanırmıs buna. Alacağı adam, kendileri gıbi soy sopça Tepedelenli'ler soyuna bağlı bir paşa torunu. Teyzanımı alıp Urumeli'nin o artık neresi olduğunu unuttuğu, ama kafasında renkleri, olanca canlıhğıyla yaşayıp duran deniz kıyısı saraylarından birinin dualar uçuşan, esmer loşluğuna götürecektir. Hem de teliyle duvağıyla. Ortahaf bur.ları annesinden duyarmış. Teyze, Ortahaf'ın annesine kinle bağlıydı. Şâyet Nazlânım teyze, Ortahaf'ın babasıyla sevişip, bir gün ardına takılarak baba, dede evini terk etmese, Teyzânımı dedesı değilse de babası, annesi hapsetmiyecek, o da kendine biı gönüldas bulacakmış. Ama bir sabah uyanmışlar ki Nazh ortalarda yok, koca yalı hop kalkmış hop oturmuş. Nazlânım teyze, teyzânımın yokluğunda coşar da çoşardı: « Sevdim, çılgınlar gibi sevdim benimkini hem de!» Gozleri parlar, yüzü gençlesirdi: « O sırma sarısı saçlar, saçların sırmasından incecik bıyık, mavi gözler, boy pos, endâm.. Aaaah yavrum ah! On dördümde var mıydım? lçim içime sığmıyordu. Bir ateş bir ates. Dedem de kafa dengim mi? Her şeyin iyisini, güzelini, hoşunu, nâdidesini öğretti bana. Yedi sekiz yaşında çocuktum, aşk'tan, sevgiden bahsederdi. El kadar çocuk ne anlar aşktan, sevgiden demeyin. Öyle bir anlardım ki Işte bundan olacak, benimkini öyle sahna sahna geçer görünce içim oynardı, hikmet i Hüdâ! Kafesi kaldırdım. Şöyle bir baktı. Göz göze geliverdik aniden. Geliveriş o geliveriş. O günden sonra penceremin onünde eksilmedi. Çocukluk işte.. Gelip istesene babamdan ya! Hayır. Bir gece sabaha karsı al Allah delini, zapteyle kulunu.. tuttuk yolu heyecan içinde Ama Dünya çın çın, Dünya Cennet. İndik kıyıya. Biz akran bir Rum kayıkçınm fmdık kabuğu sandalıyla açıldık mavi sulara. Pire. Oradan Atina. Atina'dan Selânik. Selânik'ten Istanbul!» Babasının yalısından kaynatasının yahsına. Kafeslerde bıcır bıcır bülbüller, isketeler, aynalarda fıskiyeli havuzlar, gümbür gümbür namazları beş vaktın, Kur'anı ı kerîm tilâvetleri selâlar. En önemsiz şeylere hop kalkıp hop oturan, kızdı mı koca yalıyı allak bullak ediveren kaynata gümbürtüleri... « Aaah ah, bilemezsiniz ne kadar çok severdim kayınpederimi! Mekânı Cennet olsun Ak takalU yüıünde nur, nur u ilâbil Olke, hattt ORHAN KEMAt konu veresim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZGÜL A N K AR A 06 25 06 30 07 00 07.05 07 30 07 45 08.00 08 05 08.10 08.40 09 00 09.20 09 35 09.40 10 00 10 20 10 35 10 55 11 15 11.30 12 00 12 15 12 25 12 00 13 00 13 20 13 30 14 00 14 15 14 35 14 55 15 00 15.15 15 45 15 55 16 55 17 00 17 20 17 50 19 00 19 40 19 4^ 20 00 20 l î 20 45 20.5 i 21 00 21 05 21 25 21 50 22 n, 22 25 22 45 22 00 23 45 34 00 Acılıs. Droeram Gunavdın Kove haberler Nermin Demircav ve Husevin Gokmenden sarkılar Haberler ve hava d u r u m u Sabah muziei Ankarada bueün Kucük ilânlar Her telden Neclâ Eroldan türküler Mutluluk Sabah konseri Kısa haberler Arkası varın Cesitlı müzik A Gazi Avhandan t ü r k ü l e r M u l k i i e ToDerden sarkılar Melodiden melodive Cocuk bahcesi Konser saati Sahin Gultekinden turkuler Kıbrıs saati Kucuk »ânlar Sarkılar ve ovun havaları Haberler. R. G. de bueun Hafif müzık Reklâm oroeramları Cocuk bahcesi M. Güverden sarkılar Bueün icin sectıklerimiz Kısa haberler Ahmet Sezeinden türküler Konser saati Plâklar arasında Gencllee doeru Kısa haberler Yurttan sesler Köv odası Reklâm Droeramları Haberler v e h a v a d u n ı m u Kucuk ilânlar Sanive Candan türküler Silâhlı Kuvvetler saati Tıırhan Toperden sarkılar Italvadan müzik Uvkudan önce 24 saatin olavları Bizde teknik ö i r e t i m Erkekler torjlulueu Radvo coksesli korosu T.B M.M. saati N Dadaloeludan turkuler Haberler ve hava durumu Gecen mevsimin konserlerl Gece r a r ı s ı n a doftru Kaoanıs ? U U4Ü/VVP65N küfür bile yakışırdı rahmetliye. Gel kızım dedi, tuttu elimden, aldı götürdü kaçtığım babamın evine. Babam beni görünce çılgına döndü. Kayınpederım ondan beter. Hiç unutmam, kayınpederım tabancasını çekmişti, babam da duvarda asıh koca Manliherini almıştı. Ama anlaştılar sonunda. Bır düğün bir düğün..» Anlatacaktır, daha daha anlatacak, anlattıkça cosacak. coştukça anlatacak, artık çook gerılerde kalmıs o «Mutlu günler» in düşleri içinde kınş kırış elleriyle ak pak saçlannı unutacaktır. Bırakmazdı ki Ortahaf: « Kocakarı kısa kes de Aydın havası olsun!» Nazlânım teyze, mermerde şangırtıyla parçalanmış ince, zârif bir billur kadeh gibi kınlıverirdi. Bomboş gözleriyle mavi mavi bakar, kudretten sürmeli gözleri yaşarırdı hafifçe: « Yapma evlâdım, kırma beni canım yavrum.» Teyze nerde olursa olsun. hemen Ortahaf'a hak verirdi: « Yook.. çocuk haklı abla!» Ortahaf larda sert, dik süpürge inatçıhğıyla bir sığmtıydı. Babaları Cumhuriyet'in ilk yıllarında Ankara hükumetiyle çalışmış olduğundan, teyze «Hidemâtı vataniye tertibinden» maaş mı ahrdı? Yoksa ikramiye almı? da Ortahafa mı kaptırmıştı? Ortahaf tınmazdı: « Canım onun babasıysa benim de dedem. Ye dikse ne çıkar? Dedemizin yüzünü görmedikse kıyamet mi kop«u? Bizde yatıp kalkıyor, yiyip içiyor. üstü bası bütünlenip gününü gün ediyor. Ben onun babasımn ikramiyesini yedun. annem de kocasmdan kalan emekli maaşıyla onu besliyor!» Ortahaf'ın annesi emekli maaşmı naklettirmişti. Geçimleri bu maaştan. Bir de «Kirliçıkı» annesinin sıkıştıkça sattığı dede, kaynata yadigârı elmas başlı iğneler, broşlar, bilezik. yüzük, pandantiflerden başka bilmem ne tahvilleri, tngiliz. Napolyon altmlan usul usul bozdurulur, sıkıntı defolunurdu. Ortahafa duyurmadan fısıldardı zaman zaman: « Top top top.. Öylesine dedeleri, hısım akra bası olan, anlı şanlı bir âile çocuğu böylesine hayta mı çıkacaktı? Yüreğimden kanlar gidiyor vallahi. Tek tasam bu. Ben hayattayken hadi neyse. Gözlerimi yumıınca ne olacak bunun sonu? Top karm do yurur mu?. Bir gün yine annesinin heyheyleri üzerindeydl. « İşte geldim gidiyorum. Ne olacak senin so nun?» Ortahaf yeşil kıvnrcıklarla domatesleri doğramıs lt şiir gibi işliyordu. « Bosver be kocakarı!» dedi. • Ay evlâdmm... bakkal çakkal çocuklan gibi kocakarı kocakan diyip durma Allasen. Fena oluyorum ayol!» Sonra da içini çekti. gözleri hafifçe nemlenmişti: « Neyse ki ecdâdın sağ değiller. Yoksa sen! böyle görseler vallahi de billâhi de yüreklerine 1 d (Arkası var
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear