26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE tKÎ 18 Haziran 1967 CTIVIHTTRÎYET Orladoğu savaşları ve sonuç rtadoğu »avaslannın basladıgı giin üç yönden sanlmış Israil'in çok kötü durumda olduğunu görmüs, bu şartlar altında uygulanacak bir sevk ve idarenin güçlügünü düsünerek Araplara büyük bir şans tanımıştım. Israil'i yoketmek için yıllardan beri hazırlanan ve gerçekten büyük bir askeri güce sahip Mısır'ın hcle diğer Arap ülkeleriyle birleştikten sonra bu kadar çabuk boıguna uğrayacağım hiç ummamıstım. Şu halde, aklın, mantığın ve teknifin kabul edemiyeceği bu yenilginin sebebi nedir? ••••• •••••••••••••••••••ı Feridun AKKOR İtalyan donanraası, bir ara Almanlann zoru ile müttefiklerin Yunanistana yaptığı deniz nakliyatını vurmak üzere Akdeniz'e açılmasından çok kısa bir süre sonra küçük bir Ingiliz filosu tarafından tam bir yeniİ£İye uğratılması ve Kavur sınıfı çok modern savas gemilerinin top ve silâhlarını kullanmasına fırsat verilmeden bir kısmının batırılıp, geri kalanlarının kaçması, tarihte deniz kurdu diye ün salan îngiliz denizcilerinin cesaret ve atılganlığından ileri gelmiştir diyebiliriz. Görülüyor ki, bir savaşın başarıya ulasması silâhtan zivade raert, cesur ve gözü pek insanlann bir araya gelmesivle ve iyi bir sevk ve idare ile mümkündür. u kısa açıklamamızdan sonra 1956 yenilgisinden sonra büyük bir ders aldığını sandıgımız Baskan Nâsır, bölgenin stratejik önemi ile orantılı olarak askeri gücünü durmadan artırırkcn ve modern Sovyet silâhlanndan yararlanarak Ortadoğuda büyük bir kuvvet unsuru haline gelirken ülkesinin fertlerini tanımamıştır. İnsan fücü, uçak, tank ve savas gemileri itibariyle Israil'e nazaran büyük bir üstünlük sağlayan Mısır Ordusu diger Arap ülkelerinin de katılmasiyle bir hayli büyümüş olduğu halde elde ettiği sonuç hepimizin malumndur. Savaşın başında bütün avantajlan elinde tutan ve büyük iddialar pesinde kosan Mısırlıların bir anda yüz geri edip savas alanını terketmelerini askerlik ölçülerine sifdırmaya imkân yoktur. Birtakım babanelerle kendini haklı çıkarmaya çalışan bu koca ordunun bir günde çökmesi cidden acıdır. Tarihte bir eşine dahi raslayamadıgımız bu bozçunun gerçek sebebi, Mısır Ordusunu teskil eden insanlann ruhen ve mânen iyi yetiştirilmemiş ve sıkı bir eğitimden geçirilmemis olmasmda arayabiliriz. Üçüncü defadır ki. 2,5 milyonluk bir tsrail karsısında yenilgiye uğrayan 100 milyonluk Arap dünyası bu Snemli konuyu simdiye kadar bilmemesi ve mânevi değerlere kıymet vermemesi vüzünden savası kaybetmistir. Ne yazık ki, Baskan Nâsır ve onun idarecileri atomdan füzeye kadar her türlü silâh vapımının pesinde koşarken daha çok önemli gördüğümüz insan gücüne hic aldıns etmemislerdir. Nitekim mânevi kuvvetlerden yoksun Mısır Ordusu savas alanında hir basarı sağIavamadıfı eibi ellerindeki savısız too. tank ve füzeler. birer viik olmaktan daha ileri gidememis ve ağır kayıplar v»*"»«:W «cbep olmustur. Nadir Nadi, 4 haziran S ayıngünkü başmakalelerinde pazar soıuyorlar: «Türkiyede düşünce öz Hür düşünme ve ilân etme tartışma konusudur. Bir sorujnuz var: Hür düşünüp ilân etmenin, vurdumuzun bugünkü gidişatında aşagürlüğü var mıdır?» Elbette. Çün ması nedir? Avrupadaki aşamalara kü düşünme özgürlüğüne sahip ol baktığunız zaman bunun kısa ve mayan bir tek insan, değil yurdu halk deyimiyle. bütün toplumu kap rnuzda, dünyada dahi tahayyül edi sayan, ileriye doğru bir .kafa değişi lemez. Ya düşündüğünü ilân ede mi« olduğunu anlarız. Bugün yurdu muzda gerçekten garip bir tutum bilme hürriyeti? İşte bizce fivar: Hür düşünme ve ilân etme dikir sahasmdaki gerçek hürriyet: Düşündüğünü hiç çekinme yince yalnız aydınlarımızın hürriden ve kendi adına aleyhte bir yetleri söz konusu oluyor. Aydın olmayan çevrelerin bu konudaki davneticeye varabileceği korkusundan ranış ve telâkkilerine dair kulağa ge uzak olarak açıklayabilme serbeslen hemen hemen hiç bir ses yok. tisidir. Bu, yurdumuzda var mıdır, yok mudur? Veya ikisinin sentezi Halbuki eğer Yunan ve Roma halkı nedir? Bunlann nedenleri? Sorula kafa değişimi ameliyesinden geçmerını cevaplandırmadan önce hür dü mış olsaydı, ne Sokrat'lar bugüne şünüp hür ilân etmenin tarih çizgi dek yaşayabilir ve ne de Eflâtun'ların seslerini duyardık. Belki denisindeki gelişimine lâzım olacağı lecektir: Önce aydın hür düşünüp nedeniyle biraz değinmek istıyoilân edebilsin ki sıra ancak diğer yı ruz. ğınlara gelsin. Bir dereceye kadar hak verebiliriz. Çünkü bugünün Hürriyet zikzakları Türk aydını bugünkü hürriyeti orski Yunan ve Roma'da akıl hür. tadan kaldırmaya mâtuf her çeşit dur. İstediği şeyi ortaya atıp tar doktrinsel fikirlerden başka herşeyi tışma konusu yapabiliyor. Orta Ça açıkça yazıp, ilân edebilmektedir ve ğa gelince. Akıl hapiste. Bilhassa aksini ilân etmek nankörlüktür. Fadini mutaassıplığm son hadde va kat bu ancak dar bir çerçeve içinde rışıyla Yunan ve Roma akılı ölüm kalmaktadır. Çünkü. Ankarada konu döşeğinde. Ancak kendi canıyla uğ şabilen vatandaş, Konyada aynı şeraşabilmekte.. Orta Çağ tarihe ka kilde konuşamıyor, köye gittiği zarışmak üzere, bunun aksine hür man tamamen susmak mecburiyeakıl tarih sahnesindeki yerine yertinde kalıyor. Yâni yurdumuzda sür leşiyor ve bir daha kaptırmamak dürülen hürriyetçilik akımı üst taiçin kuvvetlenmeye başlıyor: Röne bakada kalıyor, somutlaştırma cihesans hareketleri ve dini reformların tine gidilmiyor. Belki gene denilebaşlaması. Dini tolerans son haddi cektir: Bu yolla aydın, halka durne ulaşmak üzere. Artık eski Av madan hürriyet telkin ediyor, dolarupa, Avrupa olmaktan çıkmış. Av. yısiyle halkm aşamasını hazırhyor. rupalılaşmanm betondan temelle Evet, haklıdır. Ancak aşama niçin rini atıyor. Ve nihayet XVII ve doJaylı olarak yaptırıhyor? AydınXVIII. asırlar.. Rasyonalizm, yâni larımız ancak kendi hürriyetlerinaklın bütün tefekkür sahasında, or den bahsedeceklerine, direkt olarak taklık kabul etmez surette, mutlak halk yığınlarına hitap edemezler hukuk sahibi olduğunu katiyetle i mi? Yâni halka dolaysız olarak, dur fade etmesi ve bunu sosyal düzen madan «tolerans» telkin edemezler de. yâni fiiliyatta Avrupalılara kami? Halka sağcılık solculuk öğrebul ettirmesi. Nihayet XIX. asır ve tilmeden önce. sağa sola toleranslı rasyonalizmin «ideal rasyonalizm» olması gerektiği telkin edilmelidir. halini alması ve bugünkü Avrupa... Hattâ buna aydınlarımızın kendileGörüldüğü gibi dünya tarihinin ri dahi muhtaçtırlar. Liselere din kendi kaderini çizen 10 a yakın aşadersi konmasma taraftar bir kimse ması.. Bu aşamaları yapmak kolay olmama rağmen, yapılacak bir açık olmadı ve her aşama yeni bir aşama oturumda, birçoklarının benimkinin ya gebe kaldı. Bugünkü Avrupa'nın aksine inanmalarına rağmen, bu dahi, aynı sahada daha öncekileri inançlarını açıklamaya cesaret edeazımsayarak yeni bir aşama dönememeleri, aydınlarımızın hürriyemıne daha girdiği de muhakkak. Sa tinden daha fazla düşündürecek bir ym Nadir Nadi'nin de belirttikleri konudur. gıbi, bunun i!k müjdecıleri Bertrand RusseJJ'lar, Jean Paul Sartrelar Genç arkadaşlarıma gelince.. Söve Truman Capote'lardır. zü Bury'ye bırakalım: «Beşerin terakkisi tefekkür hürriyetine bağlıdır« fikriııi gençlerin kafalarına bir Türkiye'ye gelince aksiyom gibi yerleştirmck uğrunda Y e n ' bir aşama başlangıcında buyapılmadık hiç bir sey bırakılmama " lunduğumuz muhakkak. Ancak lıdır.» aşamamızm mahiyetini araştırmak gerekir. Bizce pek de iyi biraşama Toplum olarak olmamaktadır. Bu, bazılarımızm id ugün Türkiye hür düşünme ve ofa etrîİ^erinın aksine ancak Tkanun hür ilân etme bakımından da sal bir aşamadır. Ve buna da fikir iki kampa ayrılmış durumdadır: Ensahasının çok geniş çeçevesi içinde bir ajama demek doğru olur mu, tellektüel sınıf ve bunun dışında kalan halk tabakalan. Aydın, halktan kopan bir ileriyi özlemekte ve o ileriye ulaşmak için uğraşmakta, halk tabakalan ise kendi tutucu telâkkileri içinde bocalamaktadırlar. O halde kanımızca yapılacak sentez şudur: Aydınların biraz yavaş]ayıp, bu esnada halkı hızlandırıp, halk ile aralarmdaki mesafenin azalmasını temin etmek. ancak o zaman bir Voltaire de yurdumuzdan çıkıp, şöyle haykırabilir: «Senin fikirlerini tasvip etmiyorum, ama. tas vip etmedigim o fikirlerini açıkça ilân edip savunabilmen için canımı veririm!. Saüm KOÇAK nakların israfına sebep olacaktır. Halbuki, Türkiye'de mevcut su kaynaklarının bepsinin, en iyi şekilde deferlendirilecek biçimde, piânlanması ve isletilmesi bir zarurettir. Zira tarım kesiminde sulanabilir topraklarımızın miktarı 12,5 milyon hektar olduğu halde, mevcut kaynaklarla sulayabileceğimiz topraklar 6,5 milyon hektan ancak bulmaktadır. Buna ilâve olarak, önümüzdeki 1520 yıl içinde. ihtiyacımız olan elektrik enerjisinin •'• 70 ini, su kaynaklarından sa|lamak zorundayız. Su halde, mevcut su kaynahlarımızın damlasının bile ziyan edilmeyecek şekilde ve su kaynafı plânlamasında ihtisas sahibi kuruluşlarca piânlanması ve isletilmesi gerektir. T.E.K. tasarısı ile teklif edilen sistem bunu sağlamak yerine, su kaynaklarının yalnız enerji yönünden ele alınarak israt edilmesine yol açacak ve kalkmmamıza kft vuracaktır. Bu bakımdan, T.E.K. in iletici ve dağıtıcı bir kurum olması, yurdun elektrik plânlaması ile termik santrallarından sorumlu tutuiması; buna karşılık su kaynaklan plânlama ve isletmesinin bu işlerde ihtisas sahibi olan DSt'ye bırakılması gerektir.» Gerçekten TE K. tasarısı, su kaynaklarının kullanılması yönünden, Sayın Sezginer'in iddialannı doğrulamaktadır. Bu durumun yurt çıkarları açısından sakıncalı olduğu açıkça ortadadır. Kaldı ki tasarı daha baska sakıncaları da temelinde taşımaktadır. Şöyle ki: SAKINCALAR Tasan milletlerarası sermayenin telkinleriyle hazırlanmıştır. Türkiye, daha önce bu şekilde hazırlanmıs kanunlardan halen kurtulmağa çahsmaktadır. Tasarı gereğince kurulacak T.E.K. in bünyesi, çeşıtli kuruluşlanyla memlekete yeni bir yük olacaktır. T.E.K., hizmet esası yerine kâr esası ile çalışan bir kurum olacağından, yurdun kalkır.masında en önemli faktörlerden biri olan elektrik enerjisinin pahalı satılmasına ve dolayısiyle kaîkınmamızın gecikmesine sebep olacaktır. T E.K. in imalât yapması konusu tasarının dışında bırakıl makta ve imalât kolunda me*nleket çapında bir faaliyete geçilmesi onlenmektedir. Sayın Tartışmacı Av. Turgut Akın ise tasanya yalnız hukuk açısından bakmakta ve tasarının kanunlaşması ile şu faydaların sağlanacağmı ileri sürmektedir: Enerji Bakanlıgındaki kuruluşlar arasında vazıfe çatısmaları ve işbirliginde, kanundan doğan güçlukler ortadan kalkacaktır. Mükerreren j^pılan isler ve fuzuli masraflar azalacak, insan gücünâen tasarru/ edüecektir. T.E.K. elektrik konusunda çalışan tesekkülleri toparlayarak rasyonel çalışan bir kurum haline gelecektir. Türkiye'de bu faydaların sağlanmasmı istemeyen bir teknisyenin mevcut olacağını sanmıvorum. (Esasen Sayın Yüksel Sezginer de yazısında bu konuda rasvonel tedbirlerden söz etmektedir.) Ancak, bu faydaları sağlamak, halen mevcut kanunları iyi uyeulamakla da mümkundür. örneğin 6200 sayılı kanunun 53 maddesinin iyi bir çekilde uygulanmasiyle bu tasanmn getireceği faydaların pek çoğu sağlanabilir. Sadece bunlar için yeni bir örgüt kurmağa lüzum yoktur. Bu gave ile Meclise venlen T.E.K. tasansı ise bu faydaları saçlayacağım derken. temeündeki sakmcalann ortaya çıkaracağı büyük problemlerîe. mevcut kötü durumu büsbütün kötülestirecektir. Bu bakımdan, tasarı bu halivle faydah olmaktan çok uzaktır. Temennimiz tasarının Komi<;yonda tekrar gdrüsülerek «akıncalı taraflannın giderilmesidir. İLHAN TEZEL Elk. Yük. Müh. BIZ Zir Yuk. Müh. ENGÜL MAN'SIZ ve Zir. Yuk. Müh. TUNAY DUKGUN nisanlandık. 17.6.1967 ANKARA Tütün oyunu Bugün pazar. Haftanın tatil günü. Böyle «ünlerde gazeteler okuyucuların vakit geçirmesi için bilmece bulmaca köşeleri düzenler; resimlerle dikkat testleri, eğlenceli sorular, bilgi yarısması, hesap oyunları tertip ederler. Biz de bugün bir tütün oyunu snnmak istiyoruz sizlere.. Elimize bir kâğıt kalem alıp başlıyalım : 1964 yılında Türkiyede tütün ihracatçısı tüccar tütün ekicisinden tam 90^94.000 kilo tütün satın almıştır. Demek ki yuvarlak hesap 90 milyon kilo tütündür söz konusu olan.. Tütün ihracatçılannın toplamı da yüz (100) kadardır. Ihracatçı bir kilo tütünü ortalama 676 kurusa satın 8İmıs ve kendi iddiasına göre de 328 kuruş raasraf etmiştir. Böylece masrafıyla birlikte bir kilo tütün ihracatçıya ortalama 10 lira 4 kurnşa malolrauştur. thracatçı bu tütünü kilosu 12 ÜrafiO knruştan ihraç etmiştir. Şimdi kalem elinizde olduguna çöre hesabı yapmak kolaydır. Bir kilo tütünden 256 kurus safî kâr sağlanmıs olduguna göre, 90^94.000 kilo tütünde 100 ihracatçmın kazancı nedir? Cevap: 231.408.640 liradır. öyleyse her tütün ihracatçısına ortalama 2^14.086 Hra düşmektedir. llıracatçı satın aldığı 90.394.000 kilo tütün için 611.000.900 lira harcamıstır. Oysa tütün ihracatçısına aynı yıl Merkeı Bankasından açılan kredi 600.000.000 liradır. Demek ki, tütün ihracatçısı mevsimi gelince elini Hazinenin kasasına uzatmakta 600 milyon lira almakta, ve Hazinenin, yani milletin 600 milyon lirasını kendi cebine aktardıktan sonr» ekici köylünün karsısına çıkıp pazarlığa girmekte, devletin parasıyla iş görmektedir. Hazinenin paralariyle satın alınan tütünleri hemen yabancı alıcılara devrederek bir yılda 231.408.640 lirayı cebe indirmek ne demektir? Bu sorunun cevabını daha sonraya bırakarak oyunumoza devam edelim, ve şimdi tütün ekicisinin yani köylü kardeşlerin halini rakama vuralım : Türkiyede tütünün bir kısmını devlet satın alır, bir kısmını da özel ihracatçı.. Tukarıda söyledi|imiz gibi ihracatçı 90.394.000 kilo tütün almıştır. Bu tütünleri ihracatçıya kilosu 676 kuruştan sat«n 227 bin ekicidir. Demek ki, 227 bin ekici aile 1964 yılında sattıkları 90.394.000 kilo tütünden 611.063.440 lira elde etmişlerdir. Emegi ve her türlü masrafı içinde olmak üzere her tütün ektci »ilenin kazandıgı bir yılda 2691 lira 73 kurustur. Bir kilo tütünün ortalama maliveti resmi hesaplara söre 616 kuruş oldufuna göre, ekiciye kiloda 56 kurus kâr kalmaktadır. Şimdi gene kalem kâsıt elinizde: hesap ediniz bakalım : thracatçının satın aldığı tütün 90.394.000 kilo.. Ekici bir kilo tütünden 56 kurus kâr ediyor.. öylevse bütün ekicilere düsen toplam kazanç 50.620.640 lira.. Ve demek ki, her tülün ekici 233 lira kazanıyor. Su halde oyunumuzun sonuna eeldik : Bir yıl süresinde ihracatçı tüccar başına 2.314.086 lira safî kâr düşerken ekici köylü basına da 223 lira safî kâr düsüyor. Yani bir ihracatçı tüccar ortalama olarak bir tütün ekicisi köylüden 10337 misli daha fazla kazanıyor. Bu oyun yüzündendir ki, Gazi Mustafa Kemal : • Köylü efendimizdir» dediği halde köylü aç, sefil ve perişan kalmıstır. Cumhuriyet ilân edileli kırk dört yılı geçmiş, ama ihracatçı boyuna zencinlesmis, köylü boyuna fakirleşmiştir. tzmir düşmandan kurtulduğu zaman tütün ihracatçısı Tunanlılar kaçtığı icin tütünlerimizin elimizde kaldığını eski muharrirler yazarlar. O zaman Eçe'nin tütünlerini ihraç edecek Türk bulunamadı|ını ve bu isi kimsenin bilmedigini anlatırlar. Sonradan Tani gitmiş yerine Kâni gelmiştir; ama sömürü düzeni deçişmemiştir. Bir imtiyazlı azınlık her yıl devletten aldıjh yarım milyar krediyi cebine koyarak ekicinin karsısına çıkmakta, ve Hazinenin parasiyie ekicinin belini bükmektedir. Yazımızın ortasında : Hazinenin paralariyle alınan tütünleri hemen yabancı alıcılara devrederek bir yılda 231.408.640 lirayı cebe indirmek ne demektir? diye sormustnk. Devleti vasıta ederek halkı sömürmek diye işte bun» derler! Bu sömürü düzeninin rakamlannı hazırlıyan da biz degiliz. C.H.P. Milletvekillerinden Muammer Erten, Mustafa Ok, Seyfi Sadi Pencap. M. K. Yılmaz. Sükrü Koç bu rakamları Mecliı Baskanhfcıııa vererek bir Meclis arastırması istemişlerdir. Çok iyi de bir is yapmıslardır. >Dış ticareti mıllileştirelım» diyenlere «komurı^t damgası vuranların dıs ticaretteki sömürü düzeni karşısında ne diyecekleri meraka de"ğer. O Bugün dünya kamu oyunun önemle üzerinde durduğu bu problemi çözebilmek için büyük bir asker ve stratej olmaya lüzum görmüyorum. Nitekim yerli ve yabancı biitün gazeteciler bu gerçeklere de£inerek ilginç yorumlarda bulunmus. haklı olarak bir savaşın gürültü patırdı ile kazanılamıyacağını yazmışlar ve Doğulu müttefiklerinden aldıklan modern silâhlarla donatılmış Mısır Ordusunun bu bekienmedik yenilçisinin elestirilmesinde daha çok maddi kuvvetler üzerinde durmuşlardır. Halbuki, son tsrail saldırısı karsıKinda Arapların bu kadar çabnk çökmesini tank, <op, uçaktan ziyade Insan gücünde ve mânevi değerlerde aramak çerektigi kanısındayım. Yenilginin nedenleri B Insan gücü yen hocalarımın bu sözünü hafife almış, hattâ biraz da mübalâğalı balmuslum. Ama. tkinci Dünya Savasında gördüm ki, top, tank, uçak yine de geriden gelmpkte, bunlan kullanan insanlar ön plândaki yerini muhafaza etmektedir. Askerlik bir bilim ve sanattır diye tartısmalar devam ededursun, bugün artık insanın deierini bilmeyen kimse kalmamıştır. Sayt ve kalite yönünden ikiye avırdıŞımız insan gücü bir ordunun temelini teskil etmekte. bans ve savasta biitün başarılar bnnnn üzerinde korulmaktadır. Bir iilkenin nüfusu ile orantılı olarak knrulan ordular, milyonluk mevcatiarıyla karşımıza çıkarken sayı bakımmdan knvveti bununla ölçülmektedir. Ancak, bir orduvn meydana getiren insanların iç yapılarının sa£lamhgı, karakteri, moral ve cesareti sibi nitHikler sayıdan önce gelmektedir. Bu itibarla, nüfus bakıtnından zayıf ülkelerin kendinden çok üstün kuvvetlerle çarpıştıgmı ve sonunda parlak zaferler kazandığını görmekteyiz. Ikinci Dünya Savasında bire karsı kırkla savaşan Finlilerin Ruslara karşı elde ettikleri başanyı, karakter yönünden üstün bir insan kitlesine sahip olmalannda arayabiliriz. Tarihin ber devrinde çetin savaslar veren bo küçük ülke gösterdigi üstün cesaret ve metanetle bugün bağımsız yasamaya hak kazanmıştır. Bunun tamamiyle tersine olarak 50 milyonluk bir ttalyanın sayıca kendinden çok az bir Tunanistan karşısında bocalaması ve sonunda Almanlardan yardım istemesi bu görüsümüzü dogrulamaktadır. Silâh bakımından büyük bir üstünlük saglansa bile bunlan kullanarak insanların karakter yapıları zayıf olduğu müddetçe olumlu sonuçlar elde etmeye imkân yoktur. Bu konuda en iyi ömeği son Cihan Savasında fnçilizlerle ttalyanlar arasmda Ege'de cereyan eden MATABAN BURNtJ deniz savaşı vermektedir. Harbin başından itibaren bir türlü limanlanndan çıkşmayan dünya üçiincüsü Harb Okulu öğrencisi B undanbir 35 yıl önce ihtiyaçiçin teknik söyleiken savaşı kazanmak araçlardan çok insan gücüne olduğunu E ::•: •••• •••« •••• Hii •••• •••• •••• • £•• • ••• • ••• •«•» • ••• •••• Sonuç: imdiye kadar savas meydanlannda kaybettifi itibarını politika yoluyla kazanmasını beceren Nâsır'ın artık top. tank hülyasından vazgeçip insan gücüne egilerek, milletini bu alanda yetiştirmesi gerekmektedir. özellikle bu üçüncü deneme ve yenilgiden sonra iilkenin düzeni boznlacafından her türlü yıkıcı davranısları önleyebilmesi için bu konuva daha da önem verip disiplin ve moral sağlavıcı tedbirlere basvurması zorunluluğu kendini eö«termektedir. Diğer Arap ülkelerinin de bn yenilçinin baskaca nedenlerini arayıp bulmaktan vazgeçerek ve her türlü tartısmaları bir tarafa atarak bu gerçeğe önem vermeleri halinde bugünkü kötü dnrumu fcısa aamanda lehlerine çevireceklerini !••• Üjj •••a • ••• • •>« İİH !•••>••••••«••••••••••••••«»9n».••••••••••••••••••••••••••••••••««••«•««•••=3 B a ••••••(•••••••••>••• ÇokflcıEaybımız Ankara tuccarlarından merhum Nuri Barlas ve Selma Barlas'ın kızı. Bumin Barlas ve Levlâ Barlds'ın kızkardesı: TESEKKÜR 11.6.1967 günü Hakkın rahmetine kavuşan ve Ankarada toprağa verilen kıymetli bü • yugumüz, örnek insan, Kayseri İl Genel Meclisi eski uye lerinden, emekli malij'eci Aylak Musa SEMRA BARLAS 37 Haziran cumartesi eünu vrfat etmiştir. Cenazesi nazartesi bele namazından sonr» Hacıbavram camiinden kaldırılarak Asrl Mezârhktakt makberesıne defnedılecektir. Mevlâ rahmet evlesin. ANNESİ ve KARDESLERİ (Cumhurivet 72641 O Oftt O • Abdurrahman Eren'in T.E.K. tasarısı üzerine Kimbüs Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş. Genel Müdürlüğiinden: Dahiliye Mütehassısı ve Pratisyen Doktor Alınacak Elâzığ Şeker Fabrikasında çahşürılmak üzere bir Dahiliye Mütehassısı ve bir Pratisyen Doktor ahnacaktır. İlgililere. 7244 sayılı kanuna göre emekli ayhğımn azamî üç üst derecesine kadar ayhk ücret ile 263 sayılı kanuna göre % 35 zam ve senede 2 ayhk tutarında ikramiye verilir. Ayrıca, 708 sayılı kanuna göre tEzminat ödenir. İstekliierin lüzumlu belgelerle ve kısa hâl tercümeleri ile birlikte (Ankara Mithatpaşa Caddesi No. 14) teki Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş Genel Müdürlüğüne müracaat etmeleri duyurulur. (Basın A. 720117879/7252) Melos Hakleltirilecektir Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş. Genel Müdürlüğiinden: Kastamonu'dan Yarımca veya Turhal'a tahminen .O O Ton iO Uşak'dan Eskişehir'e » 5000 » Adapazarı'ndan Yarımca'ya D 14000 » melâs sarnıçlı kamyonlaıla ııakiettırikcektir. Bu işie ilçili şartname. Gene! Mudürlüğümüzle İstanbul Büromuz ve Kastamonu, Uşak. Adapazarı Fabrikalarımızdan ücretsiz olarak temın edilrhilir Tekhfler engeç 24.7.1967 pazartes! günü saat 10 a kadar Gene! Müdürlüğümüz Mııhaberat Sery'isine verilmiş olmalıdır Şirketimİ7 2490 sayılı kanuna tâbı o.'madığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya düediğine yspmakta serbesttir. (Basın A 720417880/7251) ayın Y. Muh. Yüksel Sezgıner'ın, T.E.K. (Turkıye Elektrik Kurumu) kanun tasarısı ile ılgili makalesi ve sayın tartışmacı Av. Turgut Akın'm TARTIŞMA sutununda çıkan yazısı ile ilgili olarak fikırlenmi sovlemek ıstiyorum : Önce bu T.E.K. konusunun kal kınmamızı birinci derecede ılgilendıren bir konu olmas: dola"isiyle. enine boyuna tartışılması gerektiği kanısındayım. Enerji ve Tabıî Kaynaklar Bakanlığınm ilgili kuruluşlarınca hazırlandığı ileri sürülen bu tasarıdan, aynı Bakanhğın en yüksek fen kurulu ve diğer bazı kuruluslarınm haberdar olmayışı, tasarı hakkında pek az kisinin bilgisi olduğunu kanıtlamaktadır. Önce bu kadar önemli bir yurt meselesinin gözlerden ırak tutulmaya çalışılmasını garıp bulduğumu ve konunun daha genij bir çevrede tartışılmasında fayda görduğümü belirtmeliyim. T.E.K. tasarısı üzerine jazdığı makalede Sayın Yüksel Sezginer'in üzerinde durduğu ba?hca konu özetle sudur: «Uyçar ülkelere nazaran geri kaldıfımız enerji konusunda ras yonel tedbirlerin alınması rornnludnr. Ancak, Meclise sunulan T.E.K. kanuna tasarısı Tiirkiye Elektrik Kurumuna, su kaynaklan üzerinde Enerji yönünden plânlama, proje, insaat ve isletme yetkisi tanımakla su k3ynaklarından optimnm faydanın sajlanamamasına dolavısiyle, kay T. Ziva Kırfaakan Derl Sac vt Znhrevl Rutmlıklan MlllthMin titikıaı Caa ParmaKkapı No se r«iı u ıt n (Cumhuriyet : 7268) S hastalığı süresince yakın ilgileriyle bizleri minnettar bırakan değerli mütehassıs Dr. Kâzım Batur ile Doç. Dr. Yavuz Tarcan ve Dr. K. Naci Çaglı • külekçi'ye. tedavısi yolunda Ustün çaba gösteren sayın Prof. Dr. Fevzi Renda ve Dr. Vacıt Tanyen'ye, vefatında cenaze törenine katılmak, çelenk göndermek, evimize kadar gelmek suretiyle ya da telgrai, telefon ve rnektupla acımıza katılan muhterenı zevata, dost, hemşehri ve akrabalarımıza minnet ve şükranlanmızı su nanz. AİLESİ Cumhurıyet 7262 BU AKŞAM SAAT 18 DE İSTANBUL RADYOSUNDA YAYINLANACAK Gerçek Hayat Hikâyeleri • PROGRAMIMIZI DİNLEYİNİZ. (Cumhurivet 7261) YEFAT Darüssafakalı merhum Hüsevm bev ve Vasfive hanımın kerımeleri. Maden TODOârafi Sevkct Ölcmen'ın deserli esi. Eneın Erkın. Tulin Doran ve Murat Ölcmen'in sevBiIİ anneleri. Tuerul Erkin. Bertan Doran'ın Kavmvalideleri Ak> Erkin'in anneannesi Emekli ÖJretmen TÜRK TiCARET BANKASI •ReklâmcJık 2145'7243 İlk So\jet Büyükelçisi S. İ. ARALOV'un Türkiye Hatıroları Burçak Yayınevi Dağıtını: BATEŞ Cumhuriyet 7230 VEFAT Zekive Karanlıkoğlunun seveili esi. Sukrive Karanlıkoğlunun kavınbiraderl. Advive Yucel. Ulvive Bakır. Alive Karanlıkoelunun amcaları. Nezahat Czakeoren'in davısı. Cemâl ve Scnive Elâeöz'ün davızadelcri C \NAKKALE GÂZİLFRİNDEN HİKMET ÖLfcMEN Hakkın rahmetine kavusmustur. 19 6 1967 uazartesi eünü öSle namazmı mütaakiD Sisli Camlinden kaldırılarak Zincirlikuvu aıle kabrine ievdi edilecektir. Mevlâ rahmet evlesin. fCumhıırivet 72591 SAYIN MATBAALARIN NAZARİ DİKKATİNE Şirketimizin patenti ile imâl olunan bilhassa E V HAŞERE T İLÂÇLARIMIZIN ambalâjlan taklit editm.ektedir. Sayın müessesenize bu gibi nıüracaatlarm vukuunda, şahıslann şirketimiz yetkilisi oluo olmadıklarım soruşturmamzı ehemmivetle ıica ederiz. Saygılarımizla. Rahim Kanserinin Erken Teşhıs ve KonUolü Jinekolog Dr. Fikret Avunduk Taksim Şehit Muhtar Caddesi 12/S Tel: 48 69 52 Cumhuxiyet 7237 Sabri Karanlıkoğlu 250 Adet SOMYA Alınacak Son teklif tarihi 4/771967 dir. Şartnamesi Malzeme Müdürlüğü veznesinden temin edilebiür. Dosya No: 1177 DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. (Basın 17900/7250) (330 C 311 16.6.1967 cuma eünü Hakkın rahnıetine kavusmustur. Cenazesi 18.6.1967 oazar eünü ögle namazını mütaakın Sisli camlindcn kaldırılarak. Edimekam Sehitliâindeki ebcdt istirahatfiâhına tevdi edilecektir. NOT: Celenk eönderilmemeri rlca olunur. (Cumhuriyet 7238) YflZ TATfLİ MÜDDETİNCE Anneye yardımcı tahsilli bir genç kız aranıyor. Fransızca bilenler tercih olunur. Müracaat: 1014 arası 48 55 75 Cumhuriyet 7242 BAYER TARIM İlâçlan Sanayi Ltd. Şti. PJC. 13 Tophaae İSTANBUL Tel: 49 09 95 Yıldız: 395/7260
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear