26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 1 Haziran 1967 SAHtFE ÜÇ Ip savaşın pılctııtısı her an bekleniyor ••• I AJANSLAR * RADYOLAR Pakistan polisi esir kampları ile mücadeleye basladı KARAÇİ (a.a. AP) Uluslararası meseleler hadiseler arasında ikinci bir Kongo: NİJERYA LAGOS (a.a. AP) lbay Yakubu Gowon'un başkanhğındaki merkezî hükumet, zengin petrol kaynaklarma sahip Doğu Nijeryanın federasyondan aynlma karanna karşı son derece sert tedbirler almaya başlamıştır. Kabilecilık yüzünden bir iç savaşa doğru sürüklenen Nijeryanın 13 mılyon nüfuslu Doğu bölgesi, dün federasyondan ayrılarak «Biafra Cumhuriyeti» adı altında bağımsızhğını ilân etmiştir. Doğu Nijeryanın bu davranışı, Moiz Çombenin 1963 te Katangayı Kongodan ayırma teşebbıisüne çok benzemektedir. Kaon Ortadoğu bnnalımıtıın tanga Leopoldville çatışması, içyüzü, nedenleri hakkınAfrikanm en büyük ülkesini kanda yığınla »örüs okaduk, işittik ve kaleme aldık. I h bir iç savaşa sürüklemiş ve Birleşmiş Milletlerin «askeri» Şimdiye dek, yazarınız dahil müdahalesine yol açmıştı. hiç kimse, temelde, çok derinler de yatan esas etkene değinmedi. Seferberlik Doğu Nijeryanın «âsi» valisi Ortadoğuda lsrael aleyhine Yarbay Edomegvvu'ya karşı 10 bozuian kuvvetler dengesinden söz etmek istiyoruz. Bizce, öteki | bine yakm federal askeri seferber eden ve orduda bütün izinler hep tâli niteliktedir. leri kaldıran Albay Gowon, DoGerçek bölgesel ve evrensel ğuya karşı sert ekonomik müeykuvvetler dengesini yansıtmayideler uygulanacağını ve Doğu yan hiçbir siyasi çözüm, uzun öNijeryanın ihraç Hmanı Harmürlü, nihai olamaz. Kaba kuvcourt'un denizden abluka altına vet politikası çıgırtkanlığı yapahnacağını açıklamıştır. makla snçlanabiliriz. Fakat kaMerkezî hükumet, bu tedbirler ba kuvvet, sadece nluslar de«para etmediği» takdirde, muhğil alelâde iki insan arasındaki temelen askeri yollara başvurailişkilerde bile hakim faktör olcaktır. Bu da, Nijeryanın bir iç makta maalesef devam etmekte savaşa sürüklenmesinden başka dir. Günün modasma uyarak lâbir anlam taşımamaktadır. netlememiz, çirkin kaba kuvvet Buna mukabil «Biafra Comhnrealitesinin önemini azaltmaz. riyeti» adı altında bağımsızhğını lsrael 1948 de Amerikan himailân eden Doğu Nijerya radyoyesinde kurulup yayılmaÇa baş sunda, Enugu hükumetinin bir lağı zaman, Araplar, Yahudilerbildirisi yayımlanmıştır. Gowon den 20 misli kalabalık olnihlarıbaşkanlığındaki federal hükumena rağmen başlarına gelcn beâtin üçü Doğu Nijeryada olmak yı itirazsız kabullenmekten baş üzere 12 eyalet kurulduğunu aka alternatife sahip dejildiler. çıklıyan bildirisine ilk resmî tepÇünkü çogu bafıtnsızlıklarına ki olan bu bildiride, Doğu Niyeni kavuşmuşlardı, zayıttılar jerya hükumeti şunlan ileri sürve parçalanmış haldeydiler. Ormektedir : tadoğu, tsraeli destekleyen, eski sömürgecisi Batılılann kayıtsızMeydan okuma «artsız nüfuzu altındaydı. Niha«Ne Albay Gowon'un ilân etyet o devirde ikinci savastan tiği sözde olağanüstü durum, ne çıkmış dünyada, sadece lsraelin de yeni eyaletler kurma kararı, miman Amerikanın borusu ötüDoğu Nijerya'da uygulanmıyayordu. caktır. Ne çeşitten olnrsa olsun, îsraelin yeni kazançlar sağlabütün meydan okumalara karşı dıgı 1956 savaşında da, Ortadohazır bulunan Doğu Nijeryada ğu kuvvetler dengesinde pek sükunet hüküm sürmektedir.» kayda değer değişiklikler olmaLondrada Ingiliz Dışişleri Bamıştı. Arab milliyetyiiiği bayrakanlığı, Ingiliz vatandaşlarına gını kaldıran Mısır ibtılâli dört Nijeryada her an bir çatışma yaşındaydı. tlk Sovyet silâhı çı'kması beklendiğinden şimdiki Ortadoğuya gireli henüz bir yıl durumda bu ülkeye seyahat etbile olmamıştı. Nâsır lsrael, memelerini tavsiye etmiştir. Fransa ve tngiltere karşısında Bakanlık bu arada halen Nijersavaş alanında tek basına bırayada bulunan Ingilizlerin yakın kıldı. Fakat dünya kamu oyubir tehlike karşısında bulunmanun galeyanı ve Sovyet roket dıklannı da belirtmiştir. t tebdidi, üçlü saldırıyı durdnrmağa gene de yetti. H&SIT sırtını Üçüncfi Dünya ve Komünist Bloka dayayarak savasta kay. bettiklerinin hemen bepsinı diplomasi alanında geri alnıayı başardı. Halbuki 1967 deki durura 19S6 I ya kıyasla tamamen farklıdır. | İhtilâl oturmuş. Mısır, genellikIe Araplar, uyanmışlar vc güç I ATtNA (»A.) Dün resml gayürürlüğe Ienmişlerdir. Cezayir bağımsız | zetede yayımlanarak giren yeni bir kanuna göre, Yulığına kavDşmuştur. Iralıtaki Batı taraftarı monarşi rejimi I nanistanda, hiç bir devlet memudevrilmiştir. Dünyanın yıldızı | ru, vall veya kamu yahut özel en parlak liderlerinden biri bali sektör kuruluşları, yerli veya yane gelen Nâsır, gelenekçileri debancı şirkette Uanışmanlık yapan ğilse bile, radikal Araları etrahiç bir kimsenin maaşı, Başbaka fına tolamasını bilmiştir. Amenın maaşından yüksek olamıyarika Israeli tutnyorsa, şinıdi Acaktır. Bu kanunu ihlâl edenler, raplann arkasında diğer süper hem işlerinden olacaklar, hem de devlet, Rnsya bulunmaktadır. asgari üç ay hapis cezasına çarpRnsya 1955 tenberi sebatla izlediği akılh, iyi düzeıılenmiş, tınlacaklardır. fakat, hayli pahallı siyaseti saöte yandan İtalyan bandıralı yesinde nüfuzunu soktuğu Orta«Tripoli» gemisiyle Selânik lima dofuda söz sahibi bir unsur ha I nına Batı Almanyanın Yunanista line gelmiştir. Buçüıı herbangi | na verdiği 44 zrrhlı araba gelmlş bir Ortadogu sorununun Sovtir. Bu arabalar Batı Almanyanın yet onayı da alınmaksızın çö I Yunanistana yapmakta olduğu as zümlenebileceği düşünülsmez. I kerl yardım cümlesindendlr. Haf Hatta ŞD anda Rusyanın Orta I taya daha 14 zırhlı araba beklendoğuda askerî ve siyasî bakıra • mektedir. lardan Anglo Saksonlardan da I ha afır bastığını ileri sürnıek bi I KAYff RizePazar'dan aldığım le mümkündür. Üstelik Rusya, I huvlyetimi kaybettim. Hükümsuzdür. Mehmet Ajdın Amerika ile sadece Ortadoğu Cumhuriyet 6154 değil, neredeyse dünya ölçüsün I de boy ölçüşebilecek bir düze | ye erişmiştir. SUtUn yıl boyunea Kısacası, Ortadoğu vc dünyaAVRUPAYA da meydana gelen ve yukarıda mtıntazam sefeflari özetlemeğe çalıştıfımız kuv. vetler dengesi değisikliklerine devam eden paralel siyasî ayarlamalar japmanın zamanı gelmis, çatmı.ştır. Siyasî ayarlamalar yapıimadıkça veya kuvvetler dengesi eski haline iade edilmedikçe ki I pek zordur . Arapları yatıstır | mak, zaptetmek imkânsızdır. Kayhan SAGLAMER I Hindistan ve atom bombası Yazan: Zafer Hasan AYBEK £ki yıldan fazla bir zamandır Hindistan'ın, atom bombası imâl etmek I için hazırhklar yapmakta olduğuna dair haberler gelmektedir. Bu ha• berler ilk önce müteveffa Hint Başbakanı Şastrinin 24 kasım 1964 te; «Bizim memlekette atom enerjisi büyük ilerleme kaydetmiştir ve biz atom bombası yapmak kudretine mâlikiz. Bu (bombayı imâl etmek) imkânsız değildir. Biz bunu yapabiliriz demesi üzerine çıkmıştır. Bundan sonra da Bayan Indıra Gandhi 11 mayıs 1966 da söylediği bir nutukta, Hindistanın nükleer politikasının daima gözden geçirilmekte olduğunu ve «Bu alandaki politikamızın temelini toprak bütünlüğümüzün korunmasmm teşkil ettiğini» beyan etmiştir. memleketten korkması mantıkNükleer süâhlarm yayılmasını ön sızdır. Gerçek şudur ki Hint lemek yalnız Amerika ve Rusyaricali Pakıstanın vücut bulup nm değıl, dünyanın bütün bellibaş ayakta durabilmesine hiç tahamlı siyasi teşekküllerinin de gayesi mül etmemektedirler. Nitekim, olduğu herkesce bilinen bir hakikattır. Fakat Hindistan. Milletler Eylül 1965 de, Hindistan kendi muazzam askeri gücüne güvenearası Atom Enerjisi Kontrol Komis rek tamamen sebepsiz Pakistana yonunun nükleer silâhlann muaye saldırmıştı. Pakistan ancak kendi ne ve kontrolüne dair teklifini daevlâtlannın kahramanca fedakârima reddetmiş, atom bombası imâlıklan sayesinde bu tecavüzü def line teşebbüs ettiğine dair Komisyo edebilmişti nun sorduğu sorulara kaçamak ce vap vermiş ve Güneydoğu Asya ül Çin'in Hindistan için bugün arkeleri arasında, atom bombası yap zettiği tehlikeye gelince: Kültür maya yeltenen yegane memleket oıhtilâlinin yarattığı keşmekeş ve larak ortaya çıkmıştır. Birleşmiş Dean Rusk'ın «Çindeki durumun Milletler Genel Kurulunun 21. top nasıl olduğunu Mao Tse • Tung lantısında, nükleer silâhların yadahi bilmez» demekle tarif ettiği yılmasını önlemek için ileri sürükanşıklıklarla çalkalanan bir üllen teklife ise muhalefet eden tek keden Hindistanın korkması ve memleket de yine Hindistan olmuş halkını aç bırakarak Hitler gibi tur. onlara tereyağı yerine top tüfek Atom bombasını imal için Hin vermek için askeri bütçesini 20 distanın yeterli bir kudrete mamilyar liraya çıkarması aklm kalik olup olmadığını araştıran bul edemiyeceği bir keyfiyettir. «Disarmament and Arms ConVahim sonuçlar trol (Silâhsızlanma ve Silâhlann Kontrolü)» adlı bir Ingilız Hindistanın büyük iktisadiyat mecmuası 1965 de şöyle yazmışuzmanı Raj Krisna 1965 deki bir tır: seminerde bir atom bombasının «Atom silâhlannın yayılması yapılmasının Hindistana 400 milisi artık o raddeye varmıştır ki yon dolara mal olacağını söyleHindistan bile 18 ay sonra ilk amiştir. Hindistanın yalnız Bihar tom bombasını patlatabilecekeyaletinde 12 oıilyon insanın açtir.» lıktan ölmeye mahkum bulunduBu tahmini Hînt Atom Enerğu bir zaman da, bu muazzam jisi Komısyonu Başkanı da «Bimeblâğı atom bombası yapmak 1 ze bir atom bombası yapabilmeçin harcamasına akıl erdirmek miz için daha 18 ay lâzımdır» de imkânsızdır. mekle doğrulamıstır. Hindistanın böyle bir teşebbüsü, yalnız kendi halkı İçin bir feNedenleri lâkete sebep olarak kalmıyacak, komşularım da buna mukabele Hindistan, Pakistan ve Çinin etmek için bütün kalkınma çabatehdidinden korktuğundan, kenlarını bir yana buakarak atom di toprak bütünlüğünü korumak bombası imaline girişmeye mecgayesiyle atom bombasının imâ bur bırakacak ve onları da sefaline çahştığını ileri sürmektedir. lete sürükliyecektir. Neticede Gösterilen bu sebep incelenmenükleer silâhlara malik Ulkelerin ye değer: Pakıstan'm nufusu, sayısı çogalınca, dünyada harb Hindistanın nüfusunun beşte bitehlikesi artacak ve günün birinri kadardır! Harb potansiyeli ve de bir kaza veyahut atom bomordu mevcudu bakımından ise basına sahip oir ülkenin yanlıs Pakistan Hindistandan altıda bir bir karannın sonucu olarak insan oranında küçüktur. Hindistanın Pakistan gibi banşsever ve an lığın başına bir felâket gelecektir. Hint hükumetinin, kendi acak kendi halkını kalkındırmacınacak haline bakmıyarak, atom ya uğraşan ve silâhlanma yarışıbombasına sahip olmak hevesine nı, iki Beş Yıllık Kalkınma Plâkapılmasma şimdiden ve hemen nının elde ettiği sonuçlan tamâni olmak bütün banşsever mıl mamen yok edeceğini bilen v« letlerin vazlfesidir. her zaman bunu ifade eden, bir 27 Mayısa dair enüz pek taze olan 27 Ma'yıs ihtilâlinin yıldönümün de herkes bir şeyler söyledi.. çeşitli hükümler verildi. Profesör Sıddıh Sami hocamızın da dediği gibi henüz ba ihtilâl bakkında tarih hükmünü vermemiştir ve veremez. Hepimiz ya onunla beraber, ya ona karşı olarak yaşadığımız günlerin teairi altındayız.. ne var ki bir takım hâdiseler var ki onların zamanla mahiyetleri değişmez. Bunlardan biri şudur: Bir ihtilâli getiren iktidann hiç suçu olmasa, ihtilâle sebep ohna' sı başka kusur aranmasma lüzum bırakmıvacak bir suçlama sebebidir. Daha dünkü gibi hatınmızdadır. Hele şahıslanmızm kanştığı hâdiseleri hatırlamamak mümkün değildir. 1960 yılmm başlarında Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığına seçildim. Gazetecilerin beni seki* senelik bir ayrıhştan, hem de siyasî bir tazyik altında aynlıştan sonra tekrar seçmelerinin sebebf o sırada dizi di?i mahkemelere sevkedilen, hapse atılan, mahkum edilen gazetecileri kurtarmak ve basına mes!eğini yapmaya yetecek kadar asgari bir emniyet sağ lamaktı. Bunda güvendikleri şey, Adnan Beyle olan şahsî dostluğum ve siyasî hâdiselerde ifrata kaçmamış olan durumnm idi. Gerçekten de hiç alâkam olmıyan şu meşhur Galatasaray • Güneş mücadelesinin ayvalı mact dolayısiyle Adnan Bey tarafından Türk spor camiasından kovulmam suretiyle pek kötü başlamış olan münasebetlerimiz sonra sıkl ve samimî bir arkadaşhk halini almıştı. Kendisiyle hiç bir siyasî münakaşaya ;irmemiş olduğnm için hiç mahiyetini kaybetmemiş olan bu dostluğa güvenerek temaslara geçmiştim.. İki defa görüştükten sonra şartlar büsbütün çetinleşti. Ve Basvekil bizimle eması kesti. Onun yerine Namık Gedik Bey ziyarete geldi. Kendisine hükümet tarafından basına reva görülen kötü muameleyi anlatmak istedik. O günlerde gazeteler satışa çıkmadan posta odalannda polisler tarafından muayene edilirken, bağlanmış paketlerin sicimleri tekme ile koparılırdı. Bundan şikâyet et tiğimiz zaman: Siz de yazılanmzla bizim haysiyetimize tekme atıyorsunuz, dedi. Ama siz devletsiniz! Şahsi ifbirannıza devlet vasıtalannı karıştınp mukabele edemezsinız, diyecek olduk.. tabii dinlemedi. Merhum çok haşin bir adamdı. Oemek isterim ki 27 Mayıstan evvel bir takım şahsî öfke ve iğbirarları tatmin için kanunl ve gayri kanunî vasıtaiarla halka ve basına çok kötü muameleler edildj idi. Bunlan unutmak kabil değil.. hepimiz ayn ayrı bu kötü muamelelere maruz kaldık. Basında çalışmak ve gazete çıkarabilmek bir takım hükümet yardımına muhtaç ve bu yardımlar da neşriyatın hoşa gitmiyecek şekilde olmamasına ağlı hale getirilmişti. İhtilâl ılduysa bütün bu tutumlann neticesi olarak peşpeşe kıvama geldi. Ve âdeta çocuk doğar gibi gebeliği ve afnlan herkesce görüldü; fakat bunu zamanın en muktedir adamına kendi yakınlan anlatmak istediği zaman onlan gafletle tavsif ve hiddetle reddetmişti. Yani gaflet perdesi gözleri bürümüştü. thtilâl arifesi diyebileceğimiz devirde mektep çocuklan bile dayaklar yedi. Perişan edildi. Profesörler sokaklarda sürüklendi. Kafalan, gözleri yarıldı. Şiddet ve zulüm artık .esir etmiyecek kadar yayıldı. Şimdi 27 Mayısm felsefesini yaparken bir takım uzun, derin mütalâa ve muhakemeleri dinliyorum. Bunlar her ihtilâlde olduğu gibi sonradan giydirilmiş ilml kaftanlardır. Esasında ise yapılanlan düzeltmeye giden bütün meşru yollar tıkanmıştı; o zaman taşan su tıkalı olan normal lıanalından akamayınca patladı.. 27 Mayıs, bütün sonradan öğrendiğimiz menfi tat silâta rağmen yi tertip ve tatbik edilmiş bir harekettir ve başlangıçta pek insani bir şekilde gelişmiştir. Tabiî ihtilâl demek bozmak demektir. 3ir şeyi bozarken düzeni muhafaza etmek kolay değil. İhtilâl kanunlan. o strada ihtilâli yapan veya yapanlara yardım edenlerin tutumlan ve sözlerinden doğuyor. Bunlar da her zaman saf ve katıksız olamıyor. Esasında 27 Mayıs ihtilâli zamanın iktidarı ve o iktidan o bale getiren zihniyet ve şartlara karşı yapümıştı.. Onun için çok taraftar buldu; fakat sonradan yapılan bir takım yan tasarruflar maalesef ihtilâlin temizligi ve şerefiyle bağdaşamaz şeküde oldu. O kadar ki ihtilâle taraftar olan, hattâ karışmış bulunanlar bile onun karşısma geçmek zorunda kaldı. Bu tasarruflar daha ziyade şahsi tesirlerin ihtilâle sızmasından ileri geldi. Bunu tecrübesiz ihtilâlciler önliyemediler böylece ne oldu bilir misiniz? 27 Mayıs ihtilâli Demokrat Partiyi budadı ve aşıladı. İhtilâle karşı büyük bir kuvvetin teşkilâtlanmasına sebep oldu. İnönü'nün ihtilâle asla taraftar ohnadığı ma lum olmasına ağmen, parti gayretkeşlerinin ihtilâl sahnelerinde fazlaca figüranlık etmeleri yüzün den ihtilâlin o söylediffim kötü tasarruflannın mesuliyeti de umumî efkâr önünde Halk Partisine yüklendi. Ve Halk Partisi sarsüdı.. seçimleri kazanamamasımn ilk ve ana sebebi budur. Yani 27 Mayıs ihtüalinden aslında şikâyet etmesi lâzım gelenler Halk Partililerdir. Şimdi pek rahat ve mergup bir durumda olan Demokratlar değil. Kusura bakmasınlar; o kadar da aptal değüiz. B. FELEK A B Kuvvetler dengesi meselesi 3 AVRUPA KURULUŞU Ortak Pazar Zirve Konferansı bildirisi (Dış Haberler Servisi) OMA Romadaki «Altılar» Zirve Konferansı sonunda yayınlanan bildiri aşağıdaki yedi madde üzerinde açıklamalar yapmaktadır: atı Pakistan polisi, yuzlerce erkek ve çocugun işkence ve ölüm tehdidi ile ınçaatlarda çahştırıldığı Nazi tipi çahşma kamplarım ortaya çıkarmak için uğraşmaktadır. Mayısm ilk iki haftası içinde polis bu çeşit kamplara yapılan baskınlarda 350 den fazla esir kurtarmıştır. Çoğu kamp muhafızlan olan 100 kadar insan tutuklanmıştır. Kurtarılanlar, boğaz tokluğuna günde 1820 saat ağır iş yapmak zorunda bırakıldıklarını açıklamışlardır. Esirler, çalışamıyacak kadar hasta olduklan zaman merhametsizce dövüldüklerini silâhlı muhafızlann kaça nı vuracaklan tehdidinde bulun duklannı anlatmışlardır. Kurtarılanlann çoğu, bu arada 10 yaşındaki çocuklar, geceleri kaçmamalan için bacakları na sarılan zincirlerin izini taşımaktadır. Çocuk kaçıranlar kırbaçlanacaklardır. Esir kamplannı yönetenler, «Jirga» mahkemclerin de yargılanacaklardır. Bu mahkemelerde hüküm, mahallî yetkililer tarafından seçilen seçkin vatandaşlar ve Kabile Liderleri tarafından verilmektedır. Avukatlara yer verilmeyen bu mahkemelerde halk adaleti gecıkme den dağıtmaktadır. Ancak hukumlülerin bölge komıserine başvurma hakları vardır. Şimdiye kadar ortaya çıkarılan kamplann büyük kısmı Karaçinin 720 kilometre kadar ku zeydoğusundaki Multan bolgesindedir. Diğer kamplar ise. eski Sind eyaletindeki sık ornıanların derinliklerinde kurulmuştur. Kaçınlan çocuklar arrisında, okula giderken yakalananlar bu lunmaktadır. Bazı hallerde de anababalar çalışmak U7ere çocuklarını kamplara kıralamışlar. fakat vakit dolduğunda geri alamamışlardır. R Yunanistan'da kimse Başbakandan fazla maaş alamıyacak O Konferans, topluluk fiyeleri arasındaki dayanışmayı ve bnnların çizdikleri v ol üzerinde ilerleme azmini resmen doğrulamıştır. O Şimdiye kadar elde edilen sonuçlar, altıların yeni işbirliği ruhunun görülmemiş bir başansıdır. O Devlet ve hükümet başkanları, üç topluluk kurumlarımn birleştirilmesi hakkındaki 8 Nisan 1965 tarihli anlaşmayı, 1 Temmuz 1967 den itibaren yürürlüğe koyma yolundaki taahhütlerini teyit etmişlerdir. Sözü edilen topluluklar Ortak Pazar, Kömür ve Çelik Birlıği Ue Avrupa Atom Birliğidir (Euratom). O Devlet ve hükümet başkanlan, İngiltere, İrlanda ve Danimarkanın topluluğa katılma talepleri üzerinde görüş teatisinde bulunmuşlar ve antlaşmaya uygun olarak, bu meselenin Ortak Pazar Bakanlar Kurulu tarafından incelenmesi gerektiğini kabul etmişlerdir. 0 Siyasî dostluk bağlarının, tecrübelerin ve şartlann telkin edeceği metodlarla takviyesi imkânlannın incelenmesi karar altına alınmıstır. Ortak Pazann kumluşunun onuncu yıldönümü münasebetiyle düzenlenen Zirve Konferansındaa sonra, önceki gece Romadaki Fransız kolonisine hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı De Gaulle, «Kimsenin sımnı açığa vurmadan size şunu söyliyebilirim ki, toplantı, her açıdan çok tatminkârdı» demiştir. BOSFOR jurizm De Gaulle Glaude Rains öldü SANDVVICH (New Hampshire), (a.a.) Sesh ve sessız sınemanın büyük oyuncularından Claude Rains dun gece Sandwich'tekı evinde olmuştür. 1889 yılmda Londrada doğan ve 11 yaşındayken sahne hayatına atılan Rains, yırmincı yuzyıl başlarında haftada ikı dolâr kazanırken 44 yıl sonra Vıvıen Leigh ile beraber çevırdığı «Sezar ve Kleopatra» fılmı içm 1,280.000 dolâr almıştır. Sonuncusu 1960 ta olmak üzere altı defa evlenen Claude Rains'ın en tanınmıs fılimleri arasında sunlar bulunmaktadır: «Sezar ve Kleopatra», «Casablanea», «New Voyager», «White Banners», «Anthony Adverse», «Notorious», «Juarez» ve Amerıkadakı ılk fümi olan «The Invisible Man». ISTANBUL VENEDİK Paris'de çıkan «Le Monde gazetesınin bildirdiğine göre, Batıda •İvan Denisoviçin bir günü> adlı romanıyla tamnan Sovyet yazarı Solyenıtsin, geçenlerde Moskovada toplanan Yazarlar Kongresine bir mektup göndererek sanat alanmda her çeşit sansürun kaldınlmasını istemıştir. Metni «EI Monde» gaze tesinde de yayımlanan mektupta Solyenitsin şöyle demektedir: •Kongrenin, sanat ürünleri Ü2erindeki acık ve kapalı her çeşit san sürün kaldınlmasını istemesini ve bunu sağlamasını, yayınevlerinin herhangi bir eseri yayunlamadan önce izin alma zorunluluğundan kurtanlmasını teklif ediyorum^ Solyenitsin bu uzun mektubunda, «Anayasada yeri olmıyan, dola yısiyle kanunsuz olan Sovyet san sürünü ve bu sansürun Sovyetler Birliğinde düşünce ürünleri üzerin deki etkilerini şiddetle yermektedir. Sansürü uygulayanlardan söz açan Solyenitsin, bunlar hakkında Puşkinin şu sözlerini hatırlatmak1adır: «Sansürcüler ölülerden başkasını sevemezler.» • Solyenitsin mektubunda ayrıca, büjük istidat taşıyan, hattâ bazan da deha sahibi kişilerin eserlerinin Sovyetler Birliğinde uzun bir süre yayımlanmasmın nasıl yasak olduğunu hatırlatarak şunları yazmaktadır: «Dünya edebiyatınm kendisiyle övundüğu Dostoyevskinin eserleri bile, bir ara, basılamamıştı. Bugün bile Dosteyevskinin eserleri tam oIarak basılmamaktadır. Dostoyevski ders progTamlanndan çıkanlmış, okullann bu eserleri sağlıyabilmesine engel olunmuş, hakarete ugramıştı.» Daha sonra Pasternak'ı ele alan Solyenitsin mektubunda şunlan yazmaktadır : «Uzun bir süre Pasternakın adı yüksek sesle söylenemedi. ama simdi öldükten sonra kUapIarı basılıyor, hattâ mısralan törenlerde okunuyor.» Solyenitsıne göre sansürun katılığı ve «budalahgı» ancak şu sonucu doğurmuştur : «Sovyet edebiyatı, geçen yttzyılın sonunda ve bu yüzyılın başında dünya edebiyatındaki öncülük yerini kaybetti.» Solyenitsıne göre, 600 den fazla yazar hapishanelere ve kamplara atılmış, «her seye boyun eğer Sovyet Tazarları Birliği isr bunları kendi kaderleriyle basbaşa bırakmıştır.» PARİS (a.a.) EMEKLİLİK SANDIGINDAN SandıŞımızın îstanbulda Eminönü ilçesine bağlı Küçükpazar semtinde yaptnacağı 514.054.50 lira keşif bedelli banka lokall ve 19 han. inşaatı kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konulmuştur. Bu işle ilgüi dosyalar her gün iş saatlerinde Bahçekapıda Banka Dmum Mudürlüğü binasmdaki Sandığımız Senrisinde ve Bankanın Küçükpazar Şubesinde tetkik edilebilir. Teklif zarflan 17 Haziran 1967 cumartesi günü saat 12.00 ye kadar Sandığımıza veya Bankanın KUçükpazar Şubesine teslim edılmiş olacaktır. thaleye girmek için Sandıktan önceden yeterlik belgesi alınmış olmak şarttır Muvakkat teminatı 29^12.18 TL. dir. Sandık ihaleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermekte serbesttir. (Reklâmcılık: 1906 6155) TÜRK TiCARET BANKASI DENIZCILIK BANKASI T.A.O. DAH: PLÂJ KIYAFETİ Yukandaki plâj kıyafeti, iinlü Paris'li moda yaratıcısı Jacques Heira' m 1967 Yaz Kolleksiyonuna aittir. Kullanılan renkler sadece siyah ve beyazdır. Çizme ketenden yapılmıştır. I I I Bankamız Malzeme Mudürlüğü Merkez Mağazasında Hurda ve Sürümsüz Malzeme kapatılmış zarf içinde teklif alma usulü ile satışa çıkartılmıştır. Bu satış için son teklif verme tarihi 12/6/1967 dir. Şartnamesi Malzeme Mudürlüğü veznesinden bedeli mukabil inde temin edilebilir. (Basın 16665/6166) TOPLU GÖSTERİSİ AIAIN RDBBEGRILLET 1 Haziran Perşembe / Kervan Sıneması (18.45) ^ TÜRK SİNEMATEK DERNEĞİ GEÇEN YIL MARIENBADDA L'ANNEE DERNİERE A MARIENBAD Yön: Alain ResnaisSen: Alain Robbe Griliet % 2 Haziran Cuma /Kervan Sıneması (18.45) ÖLÜMSÜZ KADIN L'IMMORTELLE Yön: Alain Robbe Griliet 3 Haziran Cumartesı /Kervan Sıneması (18 45) TRANSEUROPEEXPRESS Yön: Alain Robbe Griilet (Fılmden sonra Yönetmen eserıyle ılgılı bir tariışmayı yönetecektir.J 4HazıranPazar/JşıkLısesi (21 30) «Üç Paralık Opera* rejisörü öldü VtYANA (A.P.) Harb öncesi devresinde «Üç Paralık Opera» fıl mi ile ün yapmış olan Avusturyalı rejısör G. W. Pabst, 82 yaşmda ölmüştür. Rejisör uzun suredir hasta buJunmaktaydı. Merkez: Taksim Mete Cad. 14 (Opera yanı) Tel: « 51 51 Ankara: Tel: 12 49 11 11 7« 36 Bursa: Tel: 2953 İzmir: Tel: 22226 Cumhuriyet 6182 Cezayirde ithalât ye ihracat millîleştirilecek CEZAYİR (a.a.) Cezayir Ti caret Bakanı Nureddin Delleci, ü! kedeki ihracat ve ithalât finnalarının yakın bir geleoekte milllleştirileceğini söylemiştir. Nurettin, bu tedbirin, ülkenin en fazla ticaret yaptığı memleketler olan Ortak Pazar üyelerl İle tlcarl Uişkilerin geliştirilmesi amacıyla alındığını TRANSEURt)PEEXPRESS Yön: Alain Robbe Griliet NOT Ayrıca 3 Haziran cumartesı günü saat 15.00'te Turk Sınematek Dernejî Merkezınde düzenlenen açık oturumda Alain Robbe Griliet tıazır bulunacakıır: Cumhuriyet 6181; S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear