26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 CUMHÜRİYET 7 Mayıs 1967 SAHtFEÜÇ Her yıl 300 bin kişinin ölumune sebep oluyor Kennedy dâvası ilerliyor (DIŞ HABERLER SEHVİSİ) NEW ORLEANS Başkan Kennedy'nin öldürülmesinde bir komplo bulunduğunu iddia eden Savcı Jim Garrison, F.B.I. in New Orleans ajanı Regis Kennedy fle eski F.B.I. sjanı Warren Debruejs'e celp göndermiştir. Gelecek çarşamba günü, KenOswald ve Oswald'ın New Ornedy'nin öldürülmesiyle ilgili deleans'taki faaliyetleri hakkında ra lilleri toplayan soruşturma jüporu hazırlamıştı. risi önünde Ifade verecek olan Debrueys ise 1963 ve 64 de KenKennedy, Warren komisyonunun nedy ile birlikte Oswald sorustur raporunda vesika olarak yer alan masına çalışmıştı. Kennedy, kendisiyle görüşmek istiyen gazetecilere, Jim Garrison'dan aldığı celp hakkında hiç bir şey söylememiştir. öte yandan VVashington'd» İse bir C.1A. gözcüsü, New Orleans savcısı Jim Garrison'ın mahailî «State Item» gazetesine, Oswald'in Castro aleybtarı Kübalılara yardım eden bir C.I.A. ajanı oldugunu ispat edeceği şeklinde verdiği demeci yorumlamaktan kaçınmış, fakat Warren komisyonu na C.I.A. yetkililerinin vermiş olduklan ifadeye değinerek C.IJV. nın Oswald ile hiç bir ilişkisi olmadığını söylemiştir. Bu arada Sydney'de konuşan Başkan Kennedy'nin öldürülmesiy le ilgili raporu hazırlıyan Warren DETROİT, (a.a.) Komisyonunun üyesi John Mccenatör Robert Kennedy, Det loy, Lee Harvey Oswald'ın, Başroit'te düzenlenen bir yekan Kennedy'nin öldürülmesl mek ıırasında, chayatınm komplosuyla ilgüi olduğuna dair nazık bir doneminde Demokrat ortada hiç bir delü mevcut olmaPartiyi güçlendireceği» gerekdığını söylemiştir. çesiyle bir program teklif etGazetecilere yaptığı açıklamada tniştir. Mccloy, «Amerika Birleşik DevProgramın ana çizgileri şunletleri baş yargıcı Earl Warren'in lardır: başkanlığında, Başkan Kennedy'4) Bireyler, knrallardan başka nin öldürülmesine yol açan gebir şey tanımayan bir toplamun lişmeleri sekiz buçuk ay inceleçiğneme teblikesine karşı savudik. Çauşmalarunız sonnnda ortanulmalı ve kişisel gelişmeleri Ai bir komplo olduğuna dair gü •ağlanmalıdır. venilir hiç bir delil bulunmadığı(2) Yeni bir adalet kavramı anı gördük» demistir. ranraaltdır. Kennedy bu konuda sunları eklemiştir: «Bizim içinde bulunduğumuz «n büyük sefalet, fakirler için düzenlenen programlanmızın acınacak ve utanılacak kertede yetersiz oluşu değil, bu fakirlere yurttaşlık hakkını lammayıstmızdır.» £) Nihayet, gimdikinden tamamen farklı bir toplumsal yön geliştirilmelidir. Savcı Garrison, bir FBİ ajanına celp gönderdi Cheyenne adındaki bu turbojet motörlfl bdikopter aaatte 250 mil lüratle uçabilmekte ve askeri birlikleri taşnnaktadır. Sigaraya karşı savaş ilân edildi A FASEDENA, (a.a.) (Radyolar) nnar Orbiter 4, fotograf çekmek flzere daha nygnn bir dnrnn» geçmek amacıyI» başarılı bir manevra ile y5rfinge değiştirmiştir. Yetkililer, yerden verilen radyo sinyallerine aracın gerektiği gibi uyduğunu bildirmişlerdir. Sözcü, birkaç saat geçmeden yeni ySrüngenin tam olarak Sğrenilemiyeceğini açıklamış ve her şeyin önceden kararlaştınldıgı gibi gitmekte oldngnnn »öylemiştir. GÜNEŞ NEw YORK önümüzdeki Sah günü bütün Kuzey Amerika'da ve Avrupa'nın bazı yerlerinde kısmî günes tutulması izlenecektir. Tutulma yanm saat kadar sürecek, ay, New York enleminde güneşin yüzde 7'sini, kutup enleminde ise yüzde 72'sini kapatacaktır. B.M. memnru Brezilya'da tutuklandı hadiseler arasında Pravda muhabiri Çin'den atılıyor PEKİN, (a.a.) in hükümeti, Sovyet Komfinist Parti orgam Pravda gazetesinin Pekin muhabirine ÇSni terketmesini bildirmiştir. Pravda'nın Pekin muhabiri Valentin Pasençuk geçen yaz başlıyan kültiir thtüâlinden bu yana Çini terketmesi istenen dördüncü Sovyet gazetecisidir. Pasencuk'u Dışisleri Bakanlığına çağıdan yetkililer kendisine «Büyük proleter kültflr ihtilâline, Çin halkına ve Çin Komünist Parti Başkanı Mao Çe Tung'a iftirada bulunduğunu* söylemişler ve bir hafta içinde Çini terketmesini bildirmişlerdir. Pravda'nın muhabiri 13 Mayısta Çinden ayrıhnayı dü şünmektedir. Muhabirin karısı ve oğlu, geçen Şubat ayuıda Pekindeki Sovyet Büyükelçiliğinin önünde Uç hafta süreyle düzenlenen gösteriler sırasında öteki Sovyet diplomatlarının aileleriyle birlikte Sovyetler Birliğine dönmüşlerdi. Ocak ayında uç Sovyet gazetecisi, bir ay önce de Yugoslav Tanjug ajansmm Pekin başmuhabiri, Çinli yetkililerce suurdışı edilmiş lerdir. Dört Sovyet gazetecisinin Çinden çıkanlması üzerine Çindekl Sovyet gazetecilerinin sayısı alüdan ikiye düsmüştür. Pekin itham etti R. Kennedy Demokrat Parliyi kurtarmak için plân teklif etli C Rusya'da yeni bir kulak sınıfı türiiyor PEKÎN, ekin'de yayınlanan «Halkın Gazetesi» Sovyet tarımında yeniden kapitalizme donüldüğünü ileri sürmekte ve Moskovada çıkan birçok gazete ve dergiden alınan yazıları bunu doğrulayıcı delil olarak yayınlamaktadır. I P DALLAS, (a a.) merikan Kanser Derneği, sigaranın her yıl 300 bin kişinin ölümüne »ebep olduğnnn söyleyerek bütün tıp ve sağlık kuruluşlarını igarayla müeadeleye çagırmıştır. Dernek ulusal Dürosunun kabul ettiği karar tasarısında butün hastahane, klınık ve sağlık merkezlerindeki Mgara satan makinelerin kaldırılması, doktor ve dişçilerin de "nuayenehanelerinde bu makinelerden bulundurmamaları. aynca nastalarını •e kullandıklan personeli de sıgara içmemeye teşvik etmeleri ve onlara örnek olmalan istenmektedir. S RtO DE JANEİRO, ( o . ) ili'den Brezilya'ya uçakla gelen Brezilyalı iktısatçı Jesus Soares Preira, kendi ulkesinde hava alanında sıyasi polis tarafmdan tevkif edılmistır. Birleşmiş Milletlerin özel pasaportunu taşıyan ve bu teşkılâ tın Lâtin Amerika Iktisat Komisyonu görevlilerinden olan Pereira, eski Başkan Goulart'ı deviren askerî hükümet darbesinden sonra memleketten kaçmıştı. Halk Pariisine H6 oldu? 1 annederim ki; hlç bir yazım «bu» nun kadar merakla beklenmiş değildir. 'Çok eski bir Halk Partili gazeteci, son gelişmeler hakkında neler diyecek? diye bekliyenler yalnız okuyucular değü, aynlan, aynhnıyan bütün Halk Partililerdir. Onun için bu yazımda mümkün olduğu kadar objektif olmaya çahşacağım. Yaşım ve partideki kıdemim bana bunu kolaylaştınr; ama bâdiselerin sertliği, bazan abesliği aksine isliyen bir âmil olarak beni tahrik eder. İşte bu şartlar arasında ve biraz bekledikten sonra mütalâalarımı özet olarak vereceğim. Zin Halk Partisinin hikâyesi bir iki makale ile bitmez. Bu bir çocuk doğurma ameliyatıdır, vakitsiz oldu. Ve anestezi yapılmadan sezaryanla doğdu. Çocuğun babası «yaşamaz. Uğursuz çocuktu. İyi ki aldırdık da anayı kurtardık» diyor. Bizzat çocuk gürül gürül konuşuyor. Turp gibiyim, diyor. Karşılıkh bu tahmin ve iddialar ikisi için de bugün bir rivayetten ibarettir. Halk Partisi tek parti olarak Atatürk zamanmda kurulmuş bir parti idi. Atatürk bütün inküâplan, reformlan bu parti vasıtasiyle yapnuştır, Halk Partisi bu vasfuu , çok partili devir başladıktan son i ra da kaybetmemistir. Demokrat Parti, Halk Partisinden aynldıktan sonra da Halk Partisi bir kitle partisi olarak kaldı. Demokrat Parti de öyle olmuştur. Esasen iki partili demokrasilerde partilerin az çok farklı kanaatleri bir ıiTnnmî daire içinde toplaması mukadderdir. Amerikada Demokrat, ve Cumhuriyetçi partiler birer doktrin partisi değildir. Fransada hâlâ De iaulle'ü tutan UNR partisi sağıyla, soluyla, ortasıyla bir kitle partisidir. Yani Fransada bile böyle bir parti kurulmuş, islemiş ve ise yaramıştır. Liderlik sis temiyle idare edilen partilerin mukadderatı böyle biraz ponaşe olmaktır. Bu bizde de böyle idi. Ve içeride daima mahfi ve yumuşak bir fikir çekişmesi liderin gözünden uzak olarak cereyan ederdi. 1965 seçimlerine yanlış girdik. Bu hususta iyi bir ineeleme olmadan aksini iddia etmek kolay değildir. Halk Partisi bütün siyasî ömründe hiç bir zaman serbest seçimle iktidara geuniş değildir. Çünkü Halk Partisi inkılâp partisidir. Bir çok menfaatleri istiyerek, istemiyereb yıkmıştır. Halk Partisi yazıyı değişitrmiştir. Halk Partisi serpuşu değiştirmiştir. Halk Partisi nikâh sistemini ve dört kadın almayı yasak etmiştir. Halk Partisi Mecelleyi kaldtrmıştır. Halk Partisl ne kadar yüzde ve derinlikte yapünus inkılâplar, ekonomide yapılmış devletleştinneler ve kapital aleybl hareketler varsa onlan yapmıstır. Memleketin çoğunluğunu aleyhine çevirmiş ve maalesef burada en çok kin partiden ziyade İnönü'ye karşı izhar edilmiştir. Çünkü sağ olsun Paşanın halkla temas etmiyen oldukça münzevi ve kapalı bir hayatı olduğundan, bu şahsî itiyadı siyasî hayatına da tesir etmiştir. Açıkçası İnönü Atatürkün tamamiyle zıddt, communicatif değildir. Formasyonu riyaziyecilik olduğu için işleri daima hesaplı ve müspet esaslara dayanır. Şimdi bu Halk Partisi 1950 de serbest seçimlere girdi. Ve ben o tarihten 1965 senesine kadar Halk Partisinin bütün parlâmento seçimlerine girdim. Hep kaybettik. Başka türlüsü mümkün değildi. Âlem ezandan tutturup, varhk vergisine kadar anlatıyordu, 1950 de bir propaganda gezisinde doğduğum, büyüdüğüm Üsküdarda İlhami Sancar'la birlikte bir konuşmadan çıkıyorduk. Otomobilimizi tekmelediler. Yani ellerinden gelse döveceklerdi. Şim di Halk Partisi bu durumunn 1950 • 1960 sırasmdaki Demokrat idare esnasında düzeltti. Zaten Halk Partisi muhalefette geUşir. En son Mecliste aldığı 175 mebnsluk Halk Partisinin aldığı âzamî parlâmento sandalyesidir. Ondan sonra?.. Beklenirdi ki; Demokrat Parti normal oir seçünde 10 senelik falsolarının hesabını versin ve seçimi kaybetsin. Bu, mem Ieket için de, Halk Partisi için de, demokrasi rejimi için de çok iyi olnrdu™ Bu tohakkuk edemedi. Çünkü 27 Mayıs ihtilâli oldu. Bence bu bir hükümet darbesiydi. Hükümet kuvvetleriyle karşıhklı çatışma ve çarpışma olmıyan hareketlere Coup d'Etat = Hükümet darbesi, denir, ne ise 27 Mayıs yeni bir Anayasa ile yeni bir rejim kurdu. Halk Partisi maalesef 27 Mayıs nareketi civannda türlü kontrolsuz müdabale ve tasarruflar yapan ve hattâ bu nareketi yaptıran gayri mesul, yanlış ve halk psikolojisine aykın ha reket eden gayri Tiesul bazı mensuplannın kurbanı oldu. 27 Mayıs hareketinin bütün acı ve ihtüâlî tasarruflan Halk Partisine yüklendi. Hâlâ Adnan Beyi İsmet Paşanın astırdığına inanan milyonlarca adam vardır Türkiyede. 1961 seçimlerinde kimse mutlak ekseriyet alamadı ama Halk Partisi Parlâmentoda azınlıkta idi. Üstelik 27 Mayıstan sonra gelen üç koalisyonun başında Inönü'nün bulunuşu bir aevi ihtilâl pürüzlerinin tasfiyesi ameliyatında yalnız «nâhoş» lnsımlar Halk Partisinin zimmetine kaydına sebep oldu. Yani böylece . lalk Partisi 1965 seçimlerine tamamen gayri mfisait şartlar alt.nda giriyor ve bizzat İnönü'nün de bize söylediI gibi Meclise A.P. den sonra ikinci parti olarak girmeye hazırlanıyord u Halbuki bütün 27 Manr siyasî mahkumlannı affettiren ve ihtilâlin acılannı dindirmek istiyen. daha doğrusu rejimi normalleştinneye çahşan İnönü olmuştu. Banun en sadık şahltleri eski Demokratlardır. ^. B. FELEK Basın teknisyenleri ile De Gaulle rekabeti PARİS, (a.a.) Fransız Basın Teknisyenleri Sendikası, altı ayda bir basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı De Gaulle'e meydan okuyarak, De Gaulle'ün basın toplantısı yapa cağı 16 mayıs günü ülke çapında greve gidileceğini açıklamıstır. Cumhurbaşkanımn sözcüsü, De Gaulle'ün önceden bildirildiği gibi, 16 mayıs günü Türkiye saatiyle 17 de 600 yerli ve yabancı gazetecınin sonılarını cevaplandırıcafını bildirmiştir. Ancak, bu durumda De Gaulle, söylediklerini iki gün süreyle basılmış kâğıt üzerinde göremlyecektir. E P l L E I A ENSTtTÜSÜ Zurihli Dr. Gerny'in . sistanı Fenni şekilde fuzuli kılları yok eder. Tel : 48 48 21 (Radar Reklâm : 356/5077) S Gazeteye göre, «Sovyet basınında yer alan haberler, Kolhozlar (Kollektif Çiftlikler) ve Sovkhozlar'da (Devlet Çiftlikleri), Szel iktisadiyat prensibine dayanan bir işletme gisteminin vygulanmakta oldngnnn göstermektedir. Teni topraklar, küçfik köyltt gmplanna dağıtılmakta, bunlar da topragı kendi istedikleri »ekilde ekip biçmektedirler.» Sovyet tarım teşebbüsleri git gide kapitalist çiftlikler haline gelmekte ve Rusya'da yeni bir kulak (zengin köylfl) ekonomisinin geliştiği görulmektedir. Kanser Derneği'nin üç günden beri Dallas'da devam eden toplantısında, hemen hemen sadece sigaranın kansere yol açması sorunu üzerinde dnrnlmuştn. Sigaranın kalp nastahkları ve «emphysema» ya da sebep olduğu öne sürülmektedır. Aden'de bir İngiliz helikopteri dağa çarptı TILDIZ ÖZALP Ue MUSTAFA GÜRLEK 8 Nifanlandılar. S/V967 Fmdıkzade Cumhuriye 5081 ADEN, (a.a.) eee Aden'in 25 mil batısındaki küçük Aden'de, bir tngiliı sskerî helikopteri, bir tepenin yamacına düşmü», pilotla helikopterde bnlnnan iki İngiliz askerî ölmüştür. Helikopter tepeye çarparak duştüğu sırada normal gece devriye uçuşunu yapmaktaydı. BURSA GARAJIAR SÖBEMİZ ÜİZMETİNİZDEDİR. BILDIRI Son günlerde kamn oynnn ilSç konnsunda işgal eden en önemli sorun, şüphesiz, d o k t o r i 1 âç ortaklıklandır. Karsıhkh suçlamalar problemin içyüzünün aydınlıgs kavusmasına engel olmuş ve bu konn toplulngumuznn dışına çıkmıstır. Zaraan xaman sektörümüzü zedeleyen yazılar basınds yer aldıgı gibi, millî dayanaklanmızdan biri olan Türk tababetini rencide edecek yayınlards da bvlnnnlmaıı, bizi daha da üzmüştür. Bu ortaklıklann kuruluşundan beri, sayısı .vüze. uran millî ilâç müessesesinin üye bulundugu Cemiyetimiziıt za : man zaman ortaya koydngn fikirlerde bir değişiklik olmamıstır. Bu çekişmelerden, Türk Tıbbının müteessir olmamasını temenni ettigimizi ve bundan dikkatle çekindiğimizi açıklamıştık. Doktorn, eczacısı, imalâtçısı ile tek vücut haline gelmiş bu millî varlıgın günlük çekişmelerden ve çesitli çıkarlardan uzak tutulması başlıca amacımızdır. İlâç nerede yapılırsa yapılsın, tababetin değismez şartı, doktornn hastası için en nygnn ilâcı seçmek hususundaki egemenligidir. İlâç sanayii özenerek yaptığı ilâçlannı doktora beğendirmeden veya doktorun hastası yaranna ilâç seçme hakkına saygı göstermeden ilâç satmayı düşünmemelidir. Hekimin ilâç seçme karanna, ancak hastayı iyiliğe kavustnrmak endişeleri hâkim olacaktır. Hekimlerimize, imâl ettigimiz ilâçlan tanıtmak için yapılan çalışmalanmız, deontoloji hudutlarını aşmıyacak bir ciddiyette olmalıdır. Milletimiz, atasözü haline getirdiği, «Allah hekimsiz, hâkimsiz bırakmasın» temennisi ile, hekimin tarafsızlıgı hakkındaki inancını nasıl belirtmiş ise, biz de Hipokrat'tan bu yana aynı asil duygularla gelişen tababete müdahaleyi veya bu anlama gelecek hareketleri uygun bulmuyoruz. Bugün dünya milletlerinin hemen hepsi böyle ortaklıklan kanun dışı bırakmıştır. Maalesef, memleketimizin kanunlarında böyle bir yasaklama yoktur. Bu ortaklıkların, içtimaî vicdanı zedelediği ve vatandaşlarda Türk Tıbbına karşı inancı sarstıgı için kanunlanmızdaki bu boşluk kapatılmalıdır. Bu çeşit ortaklıklar kurulmadan önce hiçbir şahsın böyle şüphelere düşmesi mümkün değilken, bugün en iyi niyetlerle yazılmış bir reçetede de bir fabrikanın iki ilâcınm birden bulunması, hem o fabrikayı, hem de bütün amacı hastasının saflığı olan hekimin prestijini sarsmaktadır. Hekimin hasta ile münasebetlerinde tedavinin başlıca sartı, hastanın hekime ve hekimin kullanacağı ilâca güvenmesidir. Sokrat devrindeki meşhur zehir içme hikâyesinden beri, telkinin ve inancın ttdavide mühim rol oynadığı bilinmektedir. Bir hastanın inanmadığı bir hekim elinden sifa bulması mümkün değildir. Hastalanna şifa dağıtan Türk Hekimini, bu sebeple, her türlü şaibenin dışında tutmağa mecburuz. Hiçbir hekimin kendi çıkanna hastalannın tedavisini kötüye kullanacafını kabnl etmiyoruz. Tedavinin fkinci sartı, hekimin tedavide uygun görecefi ilâcı seçme hakkıdır. Hastasında hangi ilâcı kullanmak icap ediyorsa ve hangisine itimadı varsa, o ilâcın yapıcısına bakmadan mutlaka kullanacaktır. Fakat son zamanlarda kamu oyunu derinden etkileyen neşriyat, hastaların hekime ve hekimin kullandığı ilâca karşı inancını sarsan bir yüksekliğe ulaşmıstır. Türk Hekimini basit çıkarlardan ve izzetinefisleri kıncı söylentilerden ve millî sanayimizin mamullerini ticarî ve insanî ahlâk kaideleri dışında menfaatler sağlayarak satılan bir meta olduğu şüphesinden korumak gerektigine inanıyoruz. Hekimliğin bu türlü saibelerin dışında tutulması, insanî bir meslek olan tıp camiasına bir hizmet olacaktır. Bu itibarla, ıstırap içerisinde kıvranan, şifa bulmak için ümitle hekime basvuran insanlann itimat ve inançlarını sarsmağa hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu açıklığa ragmen, hekim ilâç ortakhkları meselesini müdafaa edenler : 1) Türkiye'de birikmiş sermayenin azlıgı sebebiyle hekimlerin küçük tasarruflannı bir araya getirmek suretiyle yeni müesseseler kurdaklannı, 2) Kazanç fikrî ile degil, sağlığa hizmet dfişüncesi ile hsreket ettiklerini ve Türkiye'de ilâç fiatlannın ucuzlamannı temin ettiklerini, S) Ham msdde imalinde Snayak olduklaruu. . 4) Müstahzar ilâc unayiinln gellşmeslnl temin suretiyle hekimin ilâca itimadını sağladıklannı, 5) Kazancın belirli ellerde toplanmsn yerlne, daha geniş toplulugun istifadesine arzettiklerini, S) Yabancı sermaye Ue mücadelede öncülük ettiklerini iddia etmektedirler. Bu iddialara karsılık olarak sunlar söylenebillr : 1) Türkiye sibi gelişme halinde bulunan memleketlerde. her yeni sınaî kuruluşun o ülkenin ekonomik gelişmesine yol olacağında şüphe yoktur. Çeşitli sahalarda yapılmış ve yapılmakta olan yatınmlann memlekete büyük faydalar sağladığı da aynı şekilde bir gerçektir. Çimento, şeker, demir çelik, azot, tekstil ve gıda sanayiine yapüan yatınmlar memleketin kaderini müspet ve hayırlı bir yöne tevcib etmiştir. Plânlamanın ve Sanayi Kalkınma Bankası mütehassıslarının verdigi raporlara göre, Türkiye'de müstahzar ilâç sanayii en dolu sahalardan başlıcasını teşkil etmektedir. Bu sebeple, bu sahaya yapılacak yatınmlann teşvik edilmemesini plânlama raporuna dercetmiştik. Kaldı ki, ilâç sanayii, hekimlik mesleği dışından da hissedar bulma imkânlarına sabiptir. Maksat, doktorlann tasarruflannı bir araya getirip değerlendirmek ise, memleketin daha çok ihtiyacı olan sahalara yönelmek, tasarruf sahiplerinin daha çıkanna bir hareket olurdu. 2) Hiçbir iktisadi kuruluşun kazanç düşünmeden çalışması mümkün değildir. Esas olan normal ve mâkul kazanç ile iktifa etmektir. Bu iddialannı, ber yıl neşretmiş olduklan yıllık bilânçolan da yalanlamaktadır. Kaldı ki, Türkiye'de ilâç fiatlannı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tâyin ve tesbit eder. Bu sebeple, fiatlann ucuzlamasında bu türlü müesseselerin hiçbir rolü olmamıştır. Şimdiye kadar yürürlükte olan 1087 sayılı Kararname hükümlerine göre, fiatlar Sağlık Bakanlığınca ham madde fiatları esas alınarak tesbit edilmektedir. Ithal edilen ham maddelerin, gerek Merkez Heyeti ve gerek Sağlık Bakanlığınca kayda geçirilen en ucuz fiatlann da, bu gibi ortak teşekküllere ait olmadığı indekslerin tetkikinden anlaşılacaktır. 3) Ham madde imalâtında öncülük ettiği iddialarına gelince: Sekiz millî ilâç fabrikastnın ham madde yapımı için yaptıklan tesebbüslerde, kendilerinin diğer ortaklardan farklı bir durumda olmadıkları, muhtelif gazetelere sonradan verdikleri tekziplerden anlasılmaktadır. 4) Bu çeşit şirketlerin kuruluş tarihi 1957 den sonradır. Kuruluşundan ancak üç yıl sonra ciddî bir faaliyet gösterebilecekleri kabul edilirse, bunlan 1960 yılından sonra ilâç sanayiinde rol almıs kuruluşlar olarak mütalâa etmek gerekir. Bu çesit kuruluslann henüz gözlerini bayata açtıklan zamandan vıllarca önce, yerli ve millî ilâç sanayii zor çabalar sonunda en güç beğenenleri dahi memnun edecek mamulleri ilâç piyasasına çıkannış ve herkesin takdirini toplayacak bir seviyeye ulasmıstı. Bu durum gösteriyor ki. müstahzar ilâç sanayiindeki gelisme, hekim ortaklığma dayanan müesseselerin kuruluşundan çok daha evvelkl yıllara aittir. 5) Kazancın mahdut ellerde toplanmasını önledikleri iddiasına gelince; böyle doktriner bir savunmanın yerinin bir ilâç fabrikası ve bunların düzensiz teşebbüsleri ile farkına varmadan itibannı zedeledikleri Türk Tababeti sahası olmadığını kendilerine hatırlatmak lâzımdır. Bu doktriner mucadele, ne Türk ilâcına ve ne de Türk hekimine şeref getirmiyeceği çibi, böyle doktriner bir gaye ile kurulmus ticarî bir tesekkülün benzerini baska yerlerde görmek de mümkün değildir. 6) Bir memlekette yabancı sermayenin en iyi kontrolünün millî sermaye tarafmdan yapılabiieceği, ilâç sanayii için de tatbik edilecek bir kaidedir. Yabancı sermayeli ilâc fabrikalannın, yerli ilâç sanayiinin yaptığı ve yapabileceği preparatlann dışında imalâta yönelmesi ve memleket ekononıisine faydalı olması hususundaki çaba ve tepkiler yabancı sermave kuruluşlan ile birlikte baslar ve Türkiye Tıbbî Müstahzarat Sanavii ve Lâboratuvarlan Cemiyetinin anatomik yapısı, bu kontrol görevini yapma amacına uygun bir hale getirilmiştir. Gerek yetki ve gerekse güe bakünındaa Cemiyetimiz bu savası sonuca ulastırmak imkânına sahiptir ve hiçbir kimseye ve tesekküle bu konuda vekâlet vermemistir. Netice olarak, bu kuruluslann yürürlükte olan kanunlar karşısında nizamî olduğunu söylemek, problemi halletmediği gibi, daha fenası, memleketiraizde, deontoloji düzenlnin yıkılmasına ve Türk Tıbbının mabvına sebep olacaktır. Romney, «johnson yönetimi yalancı» M WASHİNGTON, (a.a.) ichigan valisi George Romney, verdiği bir demeçte, cjohnson yönetimi, Amerikan halkına Vietnam konusunda yalan yanhş baberler vermektedir. Amerika'lılann bu savaş hakkında hakikati öğrenebilmesi için Cumhuriyetçi bir başkana ihtiyacı var» demiştîr. 1968 başkanhk seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Tiuhtemel adayı görülen Romney, «Düny»nın polisi ve bankacısı gibi davranarak Amerika'nın itibannı zedelemekle» suçladığı nükumetin dış yardım siyasetini de yermiştir. SAYGON, (a.a.) merikan askerî sözcüsu, önceki gün Kuzey Vietnam üzerinde üç Amerikan avcıbombardıman nçağının dttşürüldüğünü, uçaklann mürettabatının kayıp oldugunn açıklamıştır. Sözcü nçaklann tiçünün de F 105 Thundercbief jetleri olduğunu belirtmiştir. Amerikan askerî komutanhğından açıklandığına göre, Amerika bugüne kadar Kuzey Vietnam üzerinde 533 uçak kaybetmiştir. Tayland'da üslenen Thunderchief'ler, Hanoi'ye sadece 6,4 Km. nzaklıktaki fla Dong ordn barakalanyla Kuzey Vietnam başkentinden 9,6 Km. nzaklıktaki Yen Vien demiryoln tesisini bombalamışlardı. Kuzey Vietnam kaynakları 1 se, dünkü akınların Hanoi yakınlarına değil, baskentin kaıabalık mahallelerıne karşı gırisildiğini ve bir konferans için toplanmış olan gazetecilenn olaylara tanıklık ettıklerıni ileri sürmekte, hem de bu «kmlar sırasında 7 Amerikan uçağının düşürüldüğünü iddia etmektedir. Hanoî üslünde üç A.B.D. uçağı düştii A sııttemizin açtlışı mımasebcti^ie gas&rilen bıivıık ilgiden dolayı sayııı Bursuiılara sonsuz sukranlarınuzı arz ederiz. ZİRAİT BASÎASI (Basm 15339 A. 4749/5062) Sayın Doktoı ve E c z a c ı l a r a ; sulPavoginai yeniden pıyasaya arzedilnniştir sada iLac şgnai|iiı/E t i c a r e t ÖZEL KANÜLLÜ AMBALAj'l İLE fiçık Teşekkür Aile buyüğümüz. emekli vali. MıUi Mucadele yıllarınm Ordu milletvekıli, Turkiye Şeker Fab rikaları A.O. eski meclisi idare reisi 'GEL a FAİK GÜNDAY'uı vefatında, cenaze merasimine ka tılan. her turlu vasıta Ue veya bizzat taziyede bulunan eski mucadele arkadaşlarma, dostlarma, Istanbul Vilâyetine, Emniyet Teşkllâtına. Kadıköy Kaymakamlığlna. Turkiye Şeker Fabrikaları tenısilcilerine asil alakalarından dolayı teşekkür etroeyi borç biltrız. Ailesl Cumhuriyet 5 < X 5 6 a.s. Imalât ve satış yeri : BİOFARMA Laboratuan İSTANBUL Reklâmcılık: 1586/5050 Sayın Doktor ve Eczacılarımıza Vagolitlk ve antispazmodik BelladenaP retard SANDOZ komprime Piyasaya arzedilmiştir. Reklâmcılık 1444/5051 TÜRKÎYE TIBBl MÜSTAHZARLAR SANAYÎI ve LABORATUARLARI CEMÎYETİ (Cumhuriyrt 5077) v
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear