24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE tKİ 29 Mayıs 1967 CUMHURİYET ISIAMBUl'ün FETHİ Prof. Dr. M. C Şehabeddin TEKINDAG ebep ve neticeleri ySnünden XV. yüzyılın en önemli olaylanndan biri olan tstanbnl' nn fefthi, yüzyıllar boynnca takip edilen bir ideali, ulvî bir gayeyi gerçekleştiren Tiirk ulnsuna yeni bir imparatorluk kurmak, iktisaden ve mânen yükselmek imkânlanm sağladıfı gibi, Katoliklerin, mütaassıp Batının dini ve iktisadi baskılarında bunalan Ortodokslara, Balkanlarda büyük tesirleri göriilen Bogomillere, nibayet Hıristiyanlar dahil bütün Yakındoğu milletlerine hür düşünceyi ve serbest ticareti öngören yeni imkânlar hazırladığı bir gerçektir. Bu bakımdan, Tiirk ulusunan, eski törelerine sadık kalarak, XV. yüzyılın en dikkate sayan hükümdarı Fatib Sultan Mehmed'in liderliginde, gerçekleştirdigi bu önemli olayın dünya tarihi yönünden taşıdığı önemi beiirtmeğe çahşacagız. :::! :::; • ••< Arkadaşımız İlhan Selçuk 10 gün sürecek bir Romanya çıktığından, bu süre içinde yazıları yaymlannuyacaktır. ^•••••••B••«>••••••••••••••••••••••••• fezisİBe 1 1 1 :::; •»»• :::: •••• Halkevleri ayın Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak'm yazısını sevınçle okudum, eski bir halkevci olarak. Daha doğrusu, o halkevlermden, bır ünıversite kadar faydalanmış bır kımse olarak. Yetişkınlerin çok şey borçlu oldukları Halkevleri uzun bir kapanış devresinden sonra, eski, ülkücü halkevcilerın çalısmaları ile yeniden açüdı, yeni bir anlayışla yürütülüyor. Atatürktln öz kuruluşlarından bırısı olan \eni halkevleri gün geçtıkçe çoğalan aydın bir kitle tarafından gehştırilmektedir. Gönüllü çalışmaların bırleştiği yeni halkevınm gelışmesi, ilk halkevleri gibi hızlı olmuyor. Bunun çeşitli nedenlen var. Halkevlennin partiler üstü, gunluk siyasetin dışında olduğunu anlatmak bır hayli güç olmustur. Henüz tam anlamı ile anlatılabilmiş de değildır. Aydınlarımızın elbirligi ile çalışmalan sayesınde elbet bir gün bu da gerçekleşecektir. Halkevleri bütün vatandaşlara açıktır. Tek şartla. Eşikten içerıye girerken siyasî kişüiğini bir yana bırakmak şartiyle. Günlük siyasi çekişmeler halkevlerine girmemelidir. Ikinci kuruluş dev resinde halkevlerinin yönetimini ellerine alanlar buna özellikle dikkat etmişlerdir. Hayat TARÎH M ECMU AŞI S Fetihin getirdiği yenilikler üphesiz, tstanbul'nn fethi, dofnda kolonileri bulunan ttalyan Cnmhnriyetlerini yeni tedbirler almak zorund» bırakmıştır. Ancak, Türk ve Müslüman esirlerlnln, yeni bir ticaret rejimi tatbik edilen Bofazlar yoluyla Ortadoğuya gttmcsini önleyen Türk nlosnnnn, dini ve iktisadi baskı altında bnlnnan toplnmlara hilr düşünceyi ve scrbest ticareti öngören yeni imkânlar bazırlaması, yalnız Cenevizlilerin değil, bütün Ortadoğunun gefalete dfismesine sebep olan Venedik, Floransa, Piza ve Ancöna gibi kolonizatör îtalyan Cnmhfariyetlerinin dnramlarını da sarsmıştır. Bnna mnkabil, kendilerine dini serbesti verip cemaatlerin örf ve âdetlerine saygı gösteren Tiirkleri bir kurtancı olarak kabnl eden BalkanIılar ile Ortadoçu milletleri, Rodos Adası'm üs vapmak snretiyle Ortadofnya ve Güney Anado1a sahillerine karsı bitmez tfikenmeı tedhiş ( = terör) hareketlerine girisen St.Jean L'Hospitalier adındaki mütaassıp Hıriıtiyan tarikatının bütün çabalanna, siyasi gayeler pesinde kosan Papalann sonsnz gayretlerine ragmen, tstanbnl fethini her bakımdan desteklemislerdir. Nitekim, fetihle birlikte Istanbulda Türkler ile Hıristivanlar arasında tam bir anlaşma gayesini güden Fatih Sultan Mehmed, Ortodoksların, halk tarafıfndan Gennadios lâkabı ile Patrik seçilen Georfios Skolarios emrinde Katoliklerin siyasi ve iktisadi baskılarından knrtnlarak hür düşünceyi Bngören yeni bir devirde yaşamalanm temin ettiçi gibi. fetih esnasındaki dürüst hareketlerinden dolayı Tahndi Cemaatine de Havralanna sahip olmak hakkı tanımış, Altı Cemaat adı verilen Ermenilerin basına da Ovakim israinde bir Patrik tâyin ederek. bütün cemaatlere yeni imkânlar gaglamıştır. Bu arada biriki istisna ile ibadet mahalleri kendilerine bırakılan cemaatlere tieari serbesti tanındıgını d» i l i v e edecek olnrsak, girisilen tesebbüsün önemi ortaya cıkar. Tine arni anlayıs icinde hareket eden Fatih Sultan Mehmed'in, İstanbul fethini mütaakıp Hıristiyan dini ile de ilgilenip Gennadios ile Pammaharistos Manastırı ( = Fethive Camii) nda Hıristiyanlıiın esasları özerine münakasa ettiiinl, Hırlstiyanlık inançlarının takrlri ile. Patrik Maxim Mannel ile aynı husnslarda siristigi münakasaların tesbifini •mrettifini de kaydetmek icap eder. Atftâlc, XV. Tüzyılın bn ileri görüşlü hükümdartnın fetihle beraber getirdi|i ve eski Türk ananest ile de bagdaşan bu yenilik, mütaassıp Batıds birtakım ftaviaların cıkmasına sebep olmnştnr. Nitekim, Batılı müellifler, nassî bir dindar olmayıp müsamahakâr bir hükümdar olan Fatih Snltan Meh med hakkında birtakım garip ve nydnrma iddialar ileri sürdükleri gibi, bizzat Papa II. Pius ( = Aeneas Sylvius Piccolomini) de, onn birkaç damIa su ( = aquae pauzillum) i l e vaftiz edilmek şartiyle Hıristiyan dinini kabule davet etmiştir. * ş t e İstanbul fethinin getirdıfi bu yenilik, • Batının bütün çabalanna rağmen, Doğuda ve Balkanlarda Türk toplumu lehine yeni bir havanın esmesine sebep olmustur. Nitekim, bugünkü Yugoslavya'da, Mora'da. Arnavutlukta, bilhassa Bosna'da, zengin ve nüfuzlu, fakat despot senyörlerin emrindeki topraklarda gece gündüz çalısıp agır vergiler ve angaryalarla ezilen köylü, kendilerine büyük imkânlar sağlayan Türk rejimine karsı, idareei sınıfları ile beraber. hiçbir mukavemet göstermemis, tam tersine, Türkleri kurtancı olarak desteklemislerdir. Nitekim, hiçbir dinî, ırkî taassup göstermeyen yeni rejim sayesinde askeri teşkilâta alınan Hıristiyan Sipahiler, Türk Sipahilerle aynı haklara sahip olmuslar, Türk fetihlerinin süratle gelismesinde de mühim roller oynamıslardır. S lursa, çok iyi sonuç alınmıs olur, kamsındayım. •••• Batının reaksiyonu u suretle genç ve enerjik Türk toplumnnun tstanbul'a ve Bofazlara sahip olmak suretiyle temelini attığı cihanşümul imparatorlağnn takip ettiği insanî ve iktisadi politikayı dikkatle izleyen Batı, onn daha baslangıçta yoketmek için teşebbüse reçmis, fakat, Türk zekâsının mnkabelesi üzerine hüsrana uçramıştır. Şöyle ki : tstanbnl'nn fethini bir felâket olarak karsılayan Batının gösterdigi reaksiyonn bir Haçlı seferi halinde organize etmek isteyen Papa'ya karşı. Türklere has bir uzak görüslülükte hareket eden Fatih, Batı âleminin birlesmesine meydan vermemiş, Batıda yapılan teşebbüslerden vaktiyle haberdar olarak, böyle bir teşebbüse önayak olabilecek devletleri takip ettigi iktisadi politika ile kendi tarafına çekmistir. Nitekim, kendilerine ticaret serbestisi verilmek saretiyle Hıristiyan birliğinden çıkanlan Venedik Cumhuriyetini, çok geçmeden, Doguda mevcut ticari kazançlarım Papa'nın güttügü gayeden üstün görüp rakiplerini yalnız bırakmagı tehlikeli bulan Ceııevizliler takip edeceklerdir. Buna mukabil. Rodos Adası'na sahip olnp, bütün gayeleri Türklerle denizlerde ve karalarda savas olan Hıristiyan tarikatlerinden St.Jean L' Hospitalier'ler, ada halkının desteği olmamakla beraber, Türklerle savaşa devam ettiklerinden, Ege Denizi'nde serbest ticaret yapmak hakkını kaybettikleri gibi, Fatih, emniyet düsüncesi ile Tasos, traroz, Semendirek ve Limni Adalarını birbirleri peşi sıra isgal ettirip, halkını da yerlestirmek fizere tstanbnl'a sevk etmiştir. jjij İiü •••• •:i: :::: :::: ••<•• «•b» •••• •••• •••• • •*• •••a Her zamankinden daha gerekli alkevleri, bugünkü çeşitli akımlann içinde, toplumumuz için her zamankinden daha gereklidir. Bizim varoluşumuzun dayanağı Atatürk devrimleri, çeşitli akımların temsilcileri tarafından kendi çıkarlarına kullanılmak istenmektedir. Halkevlfri, bu ayrı görüşlerdeki akımların üstünde, halkı Atatürk devrimleri çevresinde bırleştlricı rol oynayabilir, bunun için de çahşmalara başlanmalıdır. Yalnızca gazete sütunlannda çekişmekle sonuca varamayız. H Sonuç onnç olarak diyebiliriz ki, tstanbnl'nn fethi, Türk nlnsnna raaddi ve mânevi yönden knvvetli temellere dayanan yeni bir imparatorluk kurmak imkânını saglamıs, Balkanlann ve Takındogunun iktisadi bnnalım içinde bulnnan toplumlarma da yeni bir ümit kaynagı olmustur. ö t e yandan, fethin neticesinde Dogndan Batıya, B a d S i ü Öojuya gecen ilim adamlarının, tanınnnş sanafkftrMrın 'sayesinde Rönesansın, yani, Insanl ı | m menfaatine hadim yeni bir devrin açıldıgını da belirtmek isteriz. Bn bakımdan, İstanbul fethini, sade Türklük ySnünden değil, insanlık yönönden de kutlamak, mntlu olaya lâyık oldugu değeri vermek yerinde olur, kamsındayız. ••••••••«••••••••••*••••••«•••••••»•••••••••••••"•••>•••••>••**•*•• •••••«•••*«••••••>••••••••«••••••••••••••••••••**•••*•*•*••" • • • • « Sayın Irmak'ın belirttigi gibi, özellikle gençlik Kurultaya ilgi göstermişse de, yayın organlarımız bu değerli çahşma ile ifgilenmemişler, geniş kitleye halkevini tanıtma fırsatından yararlanmamışlardır. Üstelik bir de, halkevlerinin kapalı kaldığı on yıllık devrede yetişen gençlik halkevlerinin öneminı kavrıyamamıştır. Asıl çahşma çağında olan bu gençliğe halkevleri tanıtılmalıdır. Halkevleri yetışkinlenn egitimınde önemli görevler yüklenmiştı. Gerçi şimdi bir de Devlet örgütü vardır. Halkeğitimi Genel Müdurluğü. Yalnız, bu orgüt, gönüllü çahşma olan Halkev lerının yardımını sağlamahdır. Halkeğitimi ile halkevlerinin çalışmalan bırlikte yünitülecek o alkevlerı çevre turizmini de geliştirebilir. Halkevlerinin düzenliyeceği toplu geziler, uzak yakın şehir ve kasabalanmızı birbirine yaklaştırır. Bır şehrin, bir kasabanın halkevcilerinin, turistik değeri olan başka halkevcıler tarafından ılgı gormesinin değeri büyüktür. Geçen yıl Ankara Halkevi Tarsus Halkevının çağırı ile bır Akdenız gezisı düzenlemişti. Kırk kişilik kafile için, Tarsusluların da ilgi iie izledikleri bır proğram yapılmıştı. Bu proğramda, yeni yetişen genç yeteneklilere de yer veriİmiş, konuklar heyecanlandırılmıştı. Kafile Ankaraya döndükten son ra yalnız başıma Adana, Iskenderun ve Hataya gitmiştim. Hatay dönüşü tskenderun halkevinde yalnızhğımı unutmuştum, Halkevcilerın her akşam düzenledikleri sohbet toplantılanna tesadüfen katılmış, unutamıyacağım dakikalar yasamıştım. Bunu amşımın sebebi şudur. Halkevleri, Turizro derneklerinin, bürolarının yapamadığını yapmaktadırlar. Yeter ki, bu konuda da halkevleri desteklenmiş olsun. Kurultayda da sözkonusu edilmisti. Halkevlerinin adından kuş kulananlar vannış, hal&. Bunun için sebep yok. Yeni halkevleri tamamiyle gönüllülerin yürüttüğü bir kuruluştur. Kaldı ki, iyi hatırhyorum, 19411952 yılları arasında, Bayburtta, Erzincanda, Ankarada devam ettiğim halkevlerinde hiç bir zaman bağlı bulunduğu siyasi kuruluşun propagandası yapılmamıştı. Bugünkü anlayışa benzer bir hava içinde. tamamiyle kültürel çalışmalar yapıyordu. Hem sonra, Halkevi adı, Atatürk tarafından verilmiş olduğuna göre, değiştirilmesi değil, teklif edilmesi dahi düşünülemez, aksi halde kurucusunun aziz hâtırasına saygısızlık olur. H Çevre, turizmini geliştirebilir beklcmemektedirler. Yeter ki, to, lum için yapacakları çalışmalaı gunluk geçımlerıne etkili olma sın. alkevlerı Atatürk devrimle rini halka daha iyi anlata bilmek için, çatısı altındd görev yapmağa istekli aydınları bekliyor. Halkevlerini yasatmak onun amacına ulaşmasına yardım cı olmak ulusal görevlerimizden birisidir. Bu anlayışa ulaşan yurt taşlarımızın halkevlerine ilgıle rıni esirgemiyeceklerini umabı liriz. , Numan ÖZDEMtR ANKARA *** Haziran Sayısı Çıktı Geçen sayıda verilmesine başlanan I Hi Sonuç Vilâyetlerimizin Tarihi BUyük bir ilgiyle karşılandı., Geçen sayıda verdiğimiı Trabzon ve Manita'dan sonra, bu sayımızda, Urfa ve Sakarya'yı bulacalnınız. Ayrıca birçok yazt, hiç bir yerde neşredilmemis vesikalar^vç gravürler, çok renkli tablolar ..j 100 tayfa 250 kımıı Kötii beslenme sonınu 1 Faydalar sayılmakla bitmez S Kocaeli Yakıflar Memurluğundan: 1 Gebze Çoban Mustala Paşa roanzumesi 1967 yılı onarım işı 2490 sayılı kanuna göre knpalı rarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Keşii bedeli (112000.00) üra, geçici leminatı (6850) Uradır. 3 thale İzmitte Vakıflar Memurluğu binasında Komisyon huzurunda 8/6/1967 perşembe günü saat 11 de yapüacaktır 4 Eksıltme şartnamesi ve aığer belgeler Ankara Vakıflar Genel Mudürlüğü ile Kocaeli Vakıflar Memurluğunda gorulebılir 5 Eksiltmeye katılabilmek ıçuı: Teklıf mektubuna geçıcı temınatmı, 967 yılı Tıcaret Odası belgesiru, tstanbı 1 Vakıfler Baş Mudürlüğünden alacaklan eksiltmeye tştirak belgfleriru 2490 sayılı kanunda tarit edildiğj çekilde zarfa koyarak ihale günü saat (10) a kadaı Komısyon Başkanlığuıa vereceklerdir. 6 İsteklilenn eksiltme şartnamesır.in 4. cü maddesının (D) fıkrasındakı (şartlan beürten) ıstirak belgesini muayyen müddet içinde alarak tekliflerine bağlamalan lâzımdır. 7 Postada vâkl gecikmeJer nazara alınmaz. 'Basın 15880/6053) İPSALA BELEDİYE REİSLİGINDEN 1 75127 Ura 2ü Kr. keşıf bedelli Beledıye tunstık paıkı alt kısım yağmur suyu, sulama ve aydınlatma şebekelerının yapımı 2490 sayılı Kanunun 31 ıncı maddesı gereğınce v e k a p a l ı zarf usulü ıle 3V5'1967 tarihinden itıbaren 15 gun muddetle eksiltmeye konulmuştur. 2 Keşif bedeli üzerinden »07.5 geçici teminatı (5635 lıradır) 3 Ihalesi 15/6/1967 tanhinın perşembe günü saat 15 te yapılacaktır, 4 Buna aıt şartnameler her gün mesaı saatlerinde Beledıyede görülebılır. Taşraj a 10 lıra ucret mukabılınde gonderihr. 5 îhaleje gıreceklerın muteahhıtlık belgesı ve 1966 yılı Tıcaret Odası vesikası ıle \eterlık belgesi ibraz etmelerı şarttır. 6 Teklıf mektupları ihale gunü saat 14 e kadar kabul edilır. 7 Teklıf mektuplarının postada vakl gecıkmesınden dolayı ıstekliler hak iddıasmda bulunamaz. 8 Belediye Encümenı ıhalevı yapıp yapmamakta tamamen serbesttir. ( B u ı n : 16432/6049) 1 L AN ayın Profesör halkevlerinin gdrevini çok iyi belirtmiş, ya zısının bir bölümünde: «Halk evlerinin çift cepheli çalışma hedefi, halka çafdas bilrileri rötürmek. onuajnilli htivivttini diri tutm*tt, kürtOr defterlerini •n yiizflne çtka%ar»k asıl roillî kültürümüzü yaratmak birbirinden önemli görevidir.» «Buçün Sgündüfümüz folklör eserleri ta mamiyle Halkevlerinin verimidir. Halkevleri halkın kelime hazinesini, deyiş kndretini. milli sesini ve raksını ortaya koymuslardır.» Halkoyunlarmın verdığı hevecanı ılk defa Bayburt ve Erzmcan halkevlerinde tatmış, bu ulusu daha çok sevmistim. Bu bakımdan sayın Profesor sdzlerirıde ne kadar haklı. Yine biz bugun öğündüğümüz tiyatromuzu halkevlerinin ılk çahşmalarına borçluyuz. Halkevleri kuruluncaya kadar buyuk şehirlerımızın dışında, gerçek tiyatroyu goremiyorduk. Tiyatro deyince halkımız, gezıcı kumpanyaların derme çatma, sanattan yoksun gosterılerini anlardı. Amator çalısmalarla, tiyatronun da gerçek sanat olduğu ılk deha Halkevleri sahnelerınde gösterıldı. Bugun eğer bölge tıyatrolarına ıhtıyaç duyulmuşsa, bu halkevlerınde yapılan çahşmalann uyandırdığı j e m bır anlayışın sonucudur. 1 alkevlerı okuma alışkanhğını, kutuphanede okuma alışI kaniığmı da yaymıştı. Eğer bugün yetişkinler arasında, kutüphaneye gıtmeden duramı>orum, o gunumu yaşanmış saymıyorum, dıyenler varsa, bu da halkevleri kutüphanelennın verdıği alışkanhktır. Ne yazık. Halk evlerı kapatıldığı zaman, kutuphaneleri de dağıldı gıttı. (Kımı halkevlerinin kıtapları. bulunduğu şehir veya kasabanın okul kütüphanelerınde okuyucu beklemektedir.) Ulusal kalkmmamız kultür seferberliğine bağlıdır. Şehirlerımizde, kasabalanmızda, gönüllü kuruluslarla bildiğini başkalanna ulaştırmak için bekleyen aydınlanmız vardır. Yeter ki bunlar göreve çağırılsın, elbirliği ile çahşılsın. O zaman, yetişkinlerin eğitimi konusunda Halkeğitimi orgütü daha hızlı amacına ulaşacaktır. Halk ile aydın kitlenin arasında yeni bir köprü kurulacaktır. Halkevleri merkezlerde yaptığı çalışmayı çevreye taşırmahdır. Başkalarma faydalı olmaktan mutluluk duyacak aydınlarımız hevesle bu türlü çalışmalara katılacaklardır. Bunun içir. gerekli olan sey nedir? Halkevlerinin imkânlanm arttırmak Onlara, özel ve tuzel kuruluslar tarafından araç yardımında bulunulmak. Eski halkevlerinm bu bakımdan sıkıntısı yoktu. Mahallın en buyük mülkiye âmırı aynı zamanda Halkevlerinin de ba'ka nı olduğu için. özel ve tüzel kuruluşların araçları halkevcilen n çahşmalarına yardımcı idi. Sımdiki halkevciler bir karşıhk Erdal Atabek'in cKötü beslenme sorunu» başlığı altındaki yazısı gerçekten okunmaya değer. Bugün geMoran 1179 6029 ri kalmışsak, bugün ömür ortalaması bizde düşukse ve bugun birçok ülkede artık unutulduğu >»»»»»••••••••••••••••••••••••••»•••»•••••••• halde bizde halâ yüzleree insanı olduren, çalışamaz hale getiren hastalıklar yaygınsa tek sebebi kotü beslenmemizdir. Koylerdeki durum yürekler acısıdır. Barınaklar her türlü hij w yen şartlanndan mahrumdur. Kbylü hayvanıyla adeta kucak kucağa yaşar. Tüm yiyecek maddeleri mikrop ocajı denilebilecek kadar kirüdir. Içme suyuna sahip olmıyan köylerimiz ihtiyaçlarını her türlü bulaşmaya müsait kuyular veya önlerinden geçen de relerden temin etmektedir. Çocuklar pislik içinde ve özel bir beslenmeden mahrum. tesadüfen yaşamakta. halk sağlık bilgisinden yoksundur. Bu durum zaten az olan gıda maddelerinin mevcut olanlarının hastalık ve mikrop nakline vasıta olmasına sebebiyet vermekte, organizma istihsal ettiği enerjinin bir kısmmı yine bu gıda maddeleri ile birlikte giren mikroplann imhâsma sarf etmektedir. Artık bu zayıf bünyede her mikrop çahşır. Yüzleree çocuk kızamıktan, gripten ölür; binlerce genç tüberkülozdan çalışamaz hâle gelir. Anadoluda vitamin noksanlığından. hasta insanlar ve yine bir vitamin hapı. bir vitamin enjeksiyonuyla hayatı kurtanlap yüzlerce 7 HAZIRAN'da milyonun ve yüzbinlerin X sahiplerini ilân edecektir. MİLLî PİYANGO 7 HAZiRAN'do DİKKAT ! Ziraat Bankası Şubeleri bilet salışlarını | 2 gün evvel kapattığından Sayın Anadolu • ve Trakya halkı biletlerini bir an evvel almalıdırlar. Hi kişV g V i ü m ^ ' ' * Evef\aVın doktor AUbâk; el*. mek, bulgur ve undan yapılmış maddeler günlük gıdanm şehirlerde büyük bir kısmını, köylerde he men hepsini teşkil eder. Köylü ancak herhangi bir hastalıktan bir hayvanı öldüğü zaman et görür. O hastahğın kendisine zarar verebileceğıni de düşünemez, kontrol ettırmez, ettirecek adam bulamaz. ugün Türkiyemizde hayvancıhk ve hayvansal gıda üretimi, tarla tarımı, iptidaî bir şekilde ya pılmakta mevcuttan daha fazla verım temin etmek suretiyle artan nüfusun ihtiyacı karşılanacağına. ihtiyaç iptidâiliği devam ettirerek mevcut arttırılmak suretiyle karşılanmaktadır. Böylece orman tah rıp edilir, erozyon ahtapot gibi kol salar her tarafa, ihtiyaç yine bâkı kalır. Doğuştan ölünceye kadar insan hayatuıı biyolojik bir dengede tutabılmek için çeşitli gıdaların belIı oranda ve organizmanm enerji ihtiyacını karsılayacak miktarda alınması lâzımdır. Bu şekilde kalıtatif bir beslenmeyi gerçekleştıren gıda maddelerinin temelini ise proteinler teşkil etmektedir. Proteinlerden yoksun veya az bir proteinle iktifa ederek beslenen bir ulkede yüksek kabiliyetlerin. enerjık davranışların ve toplumsal kalkınmanın olması hemen hemen ımkânsızdır. Eğer gerçekten bugünkü gerı kalmışlığımızı mazide acı bır hâtıra olarak bırakmak, uy gar ulkeler safına katılmak istiyorsak, halkın iyi ve sıhhi bir şekilde beslenebilmesini temin şarttır. Bunun da yolu halk eğitimıne gereken önemi vermek, gıda maddelerinin fiyatını halkın ödeme gücune uygun bir fiyata jıdirmek ve ya halkın gelirinde bir arüş yaparak satın alma gücünü arttırmadan geçer. Toplam ikramiye tam: 10 MİLYON 484 | BİN lira, Büyük ikramiye: I MİLYON lira. \ Kiiçük tesadüflerden büyük saadetlerin • doğdnğu asla unutulmamalıdır. • (Basın 16336) 6042 B ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• • • SATIŞ Adet Cİ NS İ ILÂNI Dosya No. 288 • 1647 Kıymeti İstanbul Defterdarhğından : 1 Iplik makinası Marzulli marka 15.000 • TL. Galata Vergi Dairesine olan borcundan öturü Edırnekapı Topçular Munzevı Kışla Cad. No 50 sayılı mahalde tahtı hacce alınan yukanda ctns ve evsafı gösterilen eşyanuı 7.6.1967 günü saat 14 de mezkur mahalde 6183 sayılı 4mme alacaklannın tahsıl usulü hakkındakı kanun hukumlerıne tevhkan ve peşın para ıle satılacağı ancak verılen bede! tesbit olunan değerin • « 75 inden aşağı olduğu veya hıç alıcı bulunmadığı takdırde ikinci satışm 9.6 1967 günü aynı saatte ve aynı mahalde yapılacağı ve fazla malumat almak ısteyenlerın Galata Vergı Daıresi Mudurluğune muracaatları ilân olunur (Basın 16556) 6045 Ali ÖZCAN Vet. Fak. Öğrencisi Merhum Seyyit Ahmet Mazhar ve merhume Vasfiye Hanımın oğlu merhum Selâhattin Anet ve Nevber Tasçıoğlu'nun kardeşi, eczacı Suleyman Receb Taşçıoğlu'nun kayınbiraderi, Prof. Sa rım Çelebioğlu'nun büyük ka yınbiraderı. Mevhibe Çelebioğlu ve Melıha Taşçıoglunun dayıları. Husnü. Ruştu Çelebloğlu'nun buyuk dayıları, Sezai Anet'in amcası VEFAT ŞIDDETLI 27 5.1967 de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. 29 5.1967 Pazartesi gunu Bakırkoy Bahçelievler Mehmet Ülgen camiinde öğle namazını muteakıp Merkezefendideki istirahatgâhma tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. Cumhuriyet 6060 NÜZHET ANET (A^abey) GRİPİN AĞRILARINA KARŞI SATILIK GAZİNO Ataköy I Kısımda Inşa edılmiş bulunan Gazino. Kapalı zarfla satışa çıkanlmıştır. Taliplenn satış şekil ve şartlarını öğrenmek ve teminatlarını yatırmak uzere engeç 3.6.1967 gıinu saat 11.0O e kadar TURKİYE EMLÂK KREDt BANKASI ATAKOY ŞUBESİ'ne muracaatları rica olunur. TURKIYE EMLÂK KREDt BANKASI A. O. ATAKÖY ŞUBESt (Basın 16597) 6046 ORİPİN 4 saat ara lle gOnde 3 adet alınabillr Yeni AJans: 4265 6028
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear