26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE tKÎ l t Mayn 1967 CÜMHURtTET Yabancı sermaye kârları aha Snce bn satanlsrda yayınlanan .Yabancı Sermaye Sorunları» konnln yazımızda (1) «Yabancı sermaye karlanmn bir çığ gibi büyümekte olduğunu, bir gün normal döviz kaynaklarımızla odeyemiyeceğimiz rakamlara ulaşacağını, buna mukabil ithalât ikamesı oranlannın gittikçe düşmekte olduğunu...» açıklamıstık. Bn yazımızda son günlerin tartışma konnsn fllan «Yerh îlâç» Sanayli gonronna da değinerek yabancı sermaye yatınmlarırun bir baska yönüne ısık tutmaya çalışacağız. Hilmi ÖZGEN büyük kâr transferlerinln mevzuubahis olmadığını müşahede etmiştir. Hakkı olan kftrlan transler etmemek »uretiyl» işletme bünyesinde bırakan yabancı sermaye, memleketimize câri faiz haddi ile yeni bir kredi temin etmis demektir.» 11 kişilik özel ibtisas komlsyonunun 7 flyesi resmî dairelerden gelen temsilciler olduğundan bu üyeler sınai işletmelerin derinliğine nüfuz edemeden raporn imzaladıklannı kabul etsek bile komisyon baskanı ile diğer üç üye milli sanayiln kurucusu ve koruyncusn olan Sanayi Odalarından geldiklerine göre yerli sanayiin korunması için bn üyelerin daha nyanık hareket etmeleri gerekirdi. Yurt İçinde bırakılan yabancı sermaye kârlannı «câri faiz haddi ile yeni bir kredi. şeklinde kabul eden yerli sanayicilerlmiıin, kendilerinin ne büyük zorluklarla kredi temin ettiklerini ve yabancı sermaye ortaklıklarına esasen Cooley kredilerinden yardım edildiği gibl iç kredi kaynaklanmızdan 38 firmaya 441 milyon lira kredi sağlandıfinı nnutmnş olmalanns ImkSn veremiyornz. O halde millt sermayemiıl kornmakla gBrevli olan «Sanayi Odaları» mızm bn gibi toplantılara temsilci gönderirken daha hassas hareket ederek «yabancı sermaye karaısında tarafsız olamayan» kimseleri gSndermemelerini, aksi halde bastiklan dalı kesen bn kuruluslann bir süre sonra yabancı sermayenin Türklyedekl piyonlan olarak çalışmaya mecbnr kalacaklannı hatırlatmadan geçemiyornz. ürk basınının en ciddt gazetesinden sesleniyor Nadir Nadi: «Yangın var». Ve açılıyor gözlerimiz faltaşı gibi. Ipesapa gelmez mevzulan, iri iri manşetlerle duyuran yüksek tirajlı gazetelerimiz nedens* susuyorlar bu konuda. Rahatsız etmek istemiyorlar patronlannı. Yerli ve yabancı ağalarımız gocunurlar diye hasıraltı ediyorlar bu mevzuyu. Mesele «udur: Üzerinde tüyü bitmemis yetimlerin hakkı bulunan ormanlarımızı da şahıslara devretmek. Elbette maden patronunun düşük kaliteli kömürünü, kapısında peşin parayla teslim alan bir zihniyet için orijinal bir hata değil. Ülkücü Türk öğretmenini, dama tası gibi fırlatan bir zihniyet için, karamsarhk örneği değil. Ve muhakkak ki, petrol boru hattını zenginlere devretmek için, alnmın terini döken bir zihniyet için, hiç de yadırganacak bir tutum değildir. Bu kitlenin hepsini de tâbirl caizse «aptal» yerine koymak yanlıs olsa gerektir. Ormanları şahıslara devretmek zaten rafa kalkmış bulunan Anayasanın üzerine komprador hahsını sermek demektir. Mustafa Kemal'in yannını emanet ettiği Türkiye'nin en anlamh ve bilinçli milliyetçilerini hiçe «aymak demektir. Ki, bunun da henüz küllenmemiş mi«alini yakın geçmişimizde görmekte fayda vardır. Bir öğün yemekte verdiği bahşişi, yediseki* nüfusun yükünü omuzunda taşıyan bir işçinin bir günlük alınterine karşı, uzatırken eli ayagı birbirine dolaşan burjuva kalıntllarının hâlâ mı ceplerini sişireceğiz? Vergilerin ağırlığından belini kaldıramıyan dar gelirli tabakaya hâlâ yan çizmeye deva medilecek mi? Milliyetçiliği, yurtseverliği kimseye bırakmıyan grupun, sosyal yaşantımızı aksiyona sokacak dinamizmden mahrum olduğunu biliyoruz. Kabank ihalelerle, cepler şişiren bir azınlığın demokrasiyi kundakladığını biliyoruz. Devrimcileri, gerçek miîliyetçi ve ülkücü aydınlaru susturmak için «Amerikasız yaşayamayız» diye cıyak cıyak bağıranlan biliyoruz. Ama bugüne kadar bilmediğimiz bir şey varsa, o da, bedeli kuruşu kuruşuna ödenerek kamulaştırılmış Ü Yangıni var T rOylerhn dlken dlken oldu. Yazar onnanlarunızın ne hâle geldiğine değinerek yurdumuzu saran bir yangina benzetiyor. Bu acıkh man zara karsısında iktidarın turumu daha da acıklı. Açık açık Anayasanın âmir hükumleri ihlâl edilmektedir. Bütün bunlar 1961 Anayasasınm ormanla ilgili olan 37 38 131. maddeleri hilâfına yapılmaktadır. Kanayan bir yara gün geçtikçe biraz daha derinleşiyor, önlenmesi lâzımken, neşter atılıyor. Böylece halkı istismar ederek, halka yaranmaya çalışılıyor. tktidar hırsı ve rey avcılığı ile millî menfaatleri hiçe sayan bu hareketlerin ne gibl neticeler doğurabileceğinl bile düşünmüyorlar. Düşünseler bile çıkarlanna elvennryor. Yalnız hatırlanndan çıkan bir hnsus vardır. Büyüyen bu yangmın içerisinde bir gün kendileri de tutuşup kül olacaklardır. Tarihimlzi dikkatle okumalan yerinde olur.> dlrme merkezlerl»nin kurulmaıı uzun zaman istiyen işlerdendir. Geçen yıllar içerisinde ise çocuklarımız genç ve gençlerimiz olgunlaşmaktadır. Bu arada bir çok zamanlan kaybolmak tadn1. Bahis konusu problemler halledilinceye kadar memleketimizde şimdiden uygulanabilecek pratik çareler bulunabilir. örneğin tatil devresinde okullardan ve öğretmenlerden çeşitli şekillerde faydalanılabilir. Her okul kendine göre yazhk bir program yapıp muhitin çocuk ve gençlerini meşgul edebileceği gibi, bilhassa sanat okulları bu yolda daha da faydalı olabilirler. Kız sanat okullan kız çocuklarımıza ev idaresi, yemek ve benzeri dersler, erkek sanat okulları da erkek çocuklara bazı pratik bilgiler verebilir. Çocuklardan ahnacak ufak bir ü o ret ile öğretmenin de fazla mesaisi karsılanır. Buna ilâveten daha parlak çeşitli fikirler ve daha kullanışH sekiller de bulunabilir. iğer bir mesele hakkındaki fikrimi de bu vesile ile açıklamak istiyorum. 23 Nisan Çocuk Bayramları bir çok seneler yagısh geçen. Ailelere maddi külfet yükliyen, çocuklann da sevinçle bekledikleri, giyinip süslendikleri bu bayramlar sönük olur. Halbuki Sergi Sarayı, Halk Eğitim Merkezi veya benzeri kapalı salonlarda ilk okullar arasında yarısmalar düzenlemek, her okul bütün sene emek verdiği ders dışı faaliyetlerini semt semt bu salonlarda göstermek suretiyle hem mevsime daha uygun sekilde toplanılmış. hem de okullarda ders dışı çalısmalar artarak çocuklann boş zamanları decerlendirilmis olur. Buradaki siir, muzık, halkoyunları ve bale yarı<:maları yapjldığı takdirde çocuklann bayramlannın daha canlı geçecegi ve faydalı olacağı kanaatindeyim. Nesrin GÜROL N'işantaşı Göbek atmak Anayasaya uygundur Sabahleyin gazeteleri açmca, eninde sonunda Anayasaya aykın bir kanun maddesi bulduk diye pek sevindün. Ankara Büromuzdan büdirildiğine göre, Anayasa Mahkemesi, 55 sayılı «Düğünlerde Meni tsrafat Kanunu» nn Anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle iptal etmis. Anayasa Mahkemesi üyelerini tebrik ederiz. tptall istenen kanunun birinci maddesi şöyleymiş: c Düğünlerde alelıtlâk cihaz teşhiri, cihazın açıktan nakll, erkek tarafmdan ikj kattan fazla elbise ihdası, düğün günlerine münhasır olmak üz«re bir günden ziyade çalgı çaldınlması ve ziyafet verilıaesi, nişan, çevre merasimi ile ağırlık ve hediye ihdası ve kftçek oynatılması gibi tsrafat memnudur.» Anayasa Mahkemesi üyeleri. araya taraya demek ki Anayasaya aykın bir kanun maddesi bulabildiler. Açıktan söyliyellm ki nice zamandır endişe ediyor ve kaygı duyuyorduk. Çok saygı değer hi künlerimiz 141 ve 142 nci maddeleri de Anayasaya uygun bulduktan sonra: Acep, diyorduk, su bizim Anayasaya aykırı bir madde bulunacak mı? Uzun çalışmalardan sonra düğünlerde köçek oynatılmasının A nayasaya uygunluğu, ve düğünlerde köçek oynatılmasını yasaklıyan kannnun Anayasaya aykırılığı konusunda karar verilmiştir. Durum demokratik düzenimizin gelişmesi bakımından cidden umut vericidir Değfl mi ya efendim eloçlu ya ithalâttan vurmuş parayı, ya ih racattan.. Daha da bilemediniz Bay Muteber vatanımızın petrol boraks, volfram gibi madenlerini yabancı kumpanyalarla işbirliğinde sömürdükçe şişirmiş cüzdanını.. Bövlece memlekete kazık ata ata nurlu nfuklara doğru havalanmıs.. Şöyle torunlannm torunlanm ds teminata bağlıyacak bir deve yükfl serveti sağladıktan sonra nefes almış: Oh!. demiş. Ve bir de baknus çevresine, bacak kadar km bir serpflmiş, blr boy atmış ki.. Hınzrr kole.ji de bitirmiş, dilinde iki üç dil, dans desen dans, moda desen moda, Avrupa desen Avnıpa, Amerika desen Amerika. Türkçeyi bOe doğru dürüst konuşamıyacak kadar Ueri Batı kültürü içinde, otomobil • yat kayak ye ye ve de jet sosyetenin bütün levazımatı on parmağında.. Muteber Beyin para kazanmaktan çoluh çocuğuyla meşgul olacak vakti mi vardı ki? Yülar hızh geçlyor beyün.. Kızı evlendirmek gerek. Ve karar verilir! Muteber Bey kızını öyle sade suya tirit adama verecek değil ya.. Pek tabii «iş» evlenmesi yapacak. Zaten dinden hnandan ve tepeden tırnaktan iş adamı Zuhuri Beyin akrabası bir oğlanla kırıştınyormuş hınzır kız.. Kız da kn hani!.. Seçeceği mab bilir. aynı babasına çekmiş.. Şimdi iki aile birleşse, Hiltonda çocuklann mürüvvetlni görmek için bir düğün yapsa... Allah vermiş parayı, kuldan nu saklıyacaklar? Su gibi şampanya, dereler gibi viski, dağlar gibi yemek, beş adet or kestra, nice tuvalet, zenginlik, koku, neşe, kahkaha, mutluluk.. Vakit varmış gece yarısına.. Muteber Bey çocuklarının saadetini görmekten gözleri yaşlı afzı tütriirüklü... Medarı iftihan bir tanecik kızı evleniyor. Alafranga dans havalan çalmakta ve Ye • Ye müziği tıngırdatmakta olan cazcı delikanlılarma dönüp: Çalın bakalım bir çiftetelli! dese.. Göbeğine mendil bağlayıp piste çıksa.. Yani efendim, hemen Meni tsrafat Kanununnn birinci maddesi: Düğünlerde köçek oynatılması yasaktır.. mı diyecek? Olur mu efendim! tnsan haklanna, özgürlüğe, demokrasiye, Ata türkün bize hedef diye bellettiği Batı medeniyetine sığar mı bu? Ben vatanımda kazanmışım, kazıklamışım, çalışmışun, çırpmışım.. Eeee bu kadar zahmetten sonra Hiltonda hem de kıznnın düğünönde bir göbek atamazsam hak ve hukuka sığar mı? Böylesine zulflm kanunları zaten bu halkı bu devletten goğutmuştur. Batı medeniyetinde yok böyle şey efendim!. Oralarda halk güler yüzlü.. Hem simdi Batıda hangi gece kulübüne varsann göbek havası ve köçek. Biz kadrini bilmedik de onlar aldılar. Muteber Beyin bu memlekette göbek ve kaok atmasnn yamkuyacak kanun elbette Anayasaya aykındır. Fiiliyatta zaten Muteber Bey göbeğini atıp curnasını çaldırdığına ve kızına Paristen elli bin liralık tuvalet, ttalyadan bin beş yüz banknota iskarpin, İngiltpreden yüz elli bine Jaguar getirttiğine göre toplum hayatımızın bugünkii esasü gerçeklerine uymıyan Men'i tsrafat Kannnunun kaldırılması hukuk mantığmm bir zaferi olarak u» kadar tebcil edüse yeridir. , .. , Bn arada JVten'i tsrafat Kanununun Anayasaya aykınlığı açıkken 141 ve 142 nci maddelerin de Anayasaya uygunluğu söx götürmez. Çünkü efendim demokrasilerde göbek özgürlüğü olacak, köçek özgürlüğü olacak, ama fikir özgürlüğü üstünde düşünmek gerek. Zararlı, tehlikeli, aşırı fikirlcri Batıdan ithal etmek, muzir bazı kitapları Türkçeye tercüme etmek doğru değildir. Batıdan otomobil, deniz motörü, yat, tuvalet, koku getirmek doğrudur; fikir getirmek 141 ve 142 nin gümrüğüne tâbi olmalı. Demokrasi, özgürlük, Anayasa, Batı medeniyeti böyle söyler; ve biz ancak göbeği ve köçeği serbest bırakır fikirleri zincirlersek yükselebiliriz. Cümleniz buna böyle bilin vatandaşlarım. Ortaklıklar urdumuzda yabancı sermaye ile ortaklasa kurulan şirketlerin */>33 ü 1 ilâ 10 milyon llra arasında sermayelerle knrnlmnş olnp biiyük sermayelere dayanan başlıca 53 sirkete 236 milyon lira sermaye yatırılmıstır. Daha büyük sermayeli 15 sirket Ise 361 milyon lira sermaye ile knrnlmustur ki, bnnlann ekserisl ilâç sanayiivle kauçuk sanayti kollannda faallyette bnlnnan sirketlerdir. Resmî kayıtlara gSre yabanoı sermaye ile ortaklaşa knralan 104 şirketin çesltleri şöyledir : Y Ortaklıgın çesidi Firma Sayısı Terll Tabanoı Sermaye Sermaye Mil. T.L. Mil. T.L. 284 17 7 308 332 72 4 • Anonim ortaklık 72 • Limited » 26 • Diğerleri 6 Toplam : İM önleyici tedbirler i:: ::: ••• poğunluğun diktası ecep Bılgıner, bu yazısıyla çok önemli bir dâvamıza parmak basılıyor. Aziz milletimizin mutluluğu için harcanan bu çabalar, aydınlar üzerinde gerekli etkiyi yapmasını kalbi duygularla candan isteriz. Çünkü artık yıllar yılı bir türlü çare bulamadığımız dertlere bir devâ bulma sırası gelmiş geçmıstir bile. Bu turde olan yazılar, toplumumuzun temel nedenlerini benimseyip çoğunluğu teşkil eden halktan yana olduklarından takdirle yadederim. Adı geçen yazıda ezcümle: «Bn gün Türkiye'mizin asıl derdi, ül kenin geri ve geride kalmıslıktan çok, devlet ve siyaset hayatımıza hâkim olagelenlerin kafaca geri kalmışlığıdır. Onlar, çağımızın gerçekleri dışında kalmak için direnme halindedir.» Kafaca geri olanlar o derece çağımızın gerçekleri dısında kalmaktadırlar ki hâlâ orta zaman karanlığından bir adım ileri atma çabası yoktur onlarda. Bu gi biler, her türlü uygara, ileriye, güzele karşıdırlar. Çağımızdan daha da geri gidilmesi için alfabesiz topluma durmadan karanlık rtkiler yspmaktadırlar. Tnkarıdaki cetvelde gösterilen 72 slrket anonim ortaklık olarak kayıtlı ise de bn ortaklıkların hisse senetleri halka satılmamış olduğnndan bunlar hısım akraba arasında knrnlan kapalı ortakhklardır. Nitekim borsa kayıtlanna göre son iiç yıl içinde bisse senetleri menknl kıymetler borsasında kote olan 72 anonim ortaklıktan sadeee 17 ortaklıgın aksiyonlan üzerinde mnamele yapılmış olup bunlar da yabancı sermaye ile ortaklasa kurulan şirketler değildirler. sasen hisse senetleri borsaya kote edilen E şirketlerin ortaklarına dağıttıkları kâr hisseleri ' . 3 ilâ 5 arasında değışmekte olduğundan yabancı sermaye ortaklıği ile kurulan ve kâr hisseleri ortalama oo36 oranına yaklaşan şirketlerin hisse senetlerini arayıp bulmak mümkün değildir. Bilhassa, ilâç sanayii ile, kauçuk sanayiinde ortalama '<60 ın üzerinde bulunan kârlıIık durumu bu alanlara yabancı sermaye yatırımlarının fazlaca rağbet etmesini sağlamış olnp resmi istatistiklere göre 1951 1960 yılları arasında kimya sanayiine sadeee 5 milyon dolârlık yabancı sermaye yatırıldığı halde 1961 1965 yılları ara•ında bn sanayi koluna 11 milyon dolârlık yenl yatırımlar yapılmıstır. Keza kauçuk sanayli (çoğnnluğn oto ve kamyon listiği imalâtı) dalına 1951 1960 yılları arasında hiçbir yabancı sermaye yatınmı yapılmadıfı haide 1961 yılından 1966 yılının mart ayına kadar 5 yıl içinde 17,5 milyon dolârlık yatınmlar yapılmıstır. Bn iki, sanayi dalında yabancı ser^nuye yardımı ile knrnlan slrketler çbk büyük karlar saglayarak bn kârlann normal oranlar İçinde olanlannı ynrt dısına transfer etmekte ve anormal denecek oranlardaki kârlannı bn işletmelerin ynrdnmuzdaki kredi Ihtiyaeı için knllanarak gidecekleri memleketlerde ağır gellr vergileri ddemekten de knrtanlmaktadırlar. f \ zellikle İlâç sanayiinde, bn büyük sirketlerle rekabet etmek tizere knrnlan yerli şirketlerimiz çeşitli yollarla sabote edilerek haksıı rekabet oynnları nygnlanmakts ve yılda 620 milyon liralık ilâç satışlanndan elde edilen en aı 200 milyon liralık kârlar birkaç yabancı ortaklıgın kasalannda toplanmaktadır. Hasta yatağında derdine deva arayan zavallı vatandas Sdediği çok yüksek ilâç paralannın ağırlığını bir yana bırakarak acaba hangisi daha faydalı, hangisi sabte diye knşkulara düşmekte ue doktorlann ortak oldugn şirketlerin ilâçlanndan çekinerek yabancı sömürücülerin kucağına atılmaktadırlar. kllâtının 1966 programında bellrtilmlş olnp; «Ekonomik yönden yabancı sermaye istirakiyle kurulan teşebbüslerin Türkiye gibi gelişen bir ekonomideki artan talep şartlarına paralel olarak kontrolsuz büyümeleri, bu teşebbüslerin karşısına yerli teşebbüslerin çıkma şansmı azaltmaktadır. Bu durum yabancı sermayenin gelecekteki transfer edilecek kârlannı çoğaltma ve Türkiyedeki yatınlabilir fonları azaltma gibi eğilim gösterebilir » denilmektedir. Keza prograraın tedbirler bölümünde bu sakınealan önleyici bazı düsünceler ileri sürülerek : O Yabancı sermayenin memleketin ekonomik kalkınmasına yardım şartınm bir hükumet kararı feklinde tanımlanması, ® Hangi sektörlerde yabancı sermaye kabnl edileceğinin bildirilmesi, O Fazla kapasite terimi ile ne kastedildiğinin tanımlanması, O Kâr transferlerlnin ihracata yBnelme yoInyla yapılmasının sağlanması, @ Herü türlü otofinansman yoluyla sermaye büyümesinin Komitenin müsaadesine tâbl tutulması, O Kârlann plâfone edllmesi Imkânlannın arastmlması, O Yerli finansman kaynaklarından sınırsıı olarak faydalanabilmek için sermaye çoğunluğunun yerli müteşebbisler elinde bulunması, O Müsaade verilirken bellrll dSnemler »•nnnda ihracata geçme şartlarının aranması, O Bu sart JtŞüüt Jt&arîLöiediği t«k3Ö18»t'" transfer edilecek kSr yüzo!elerin{n sınırfsndml'" ması, gibi 9 önemli tedbir tavsiye olnnmnstnr. u Ç\£j**^ nygnlama programında bn tedblr1 * 7 O 4 ler hakkında hiçbir düşünce İleri •Hrülmedili gibl hangilerinln nygnlanıp hangilerinin nygnlanmadıgı da gSsterilmemiştir. Keza «gayrimaddi haklar» konnsnnda herhangi bir tedbir İleri sürülmemis olnp 1966 yılına kadar ynrdnmnza gelen 71 milyon dolârlık yabancı sermayenin sadeee '«30 n Amerikalı dostlanmıza ait olduğn halde 3 milyon dolâr değerinde kabul edilen çayrimaddi bakların 2,5 milyon dolân Amerikalı sermayedarlann yatınmlarına aittir. Son 10 yıllık uygulamada Yurt dısına transfer edilmeyen kârlardan biriken 154 milyon liranın 23 milyon lirasım gayrimaddi haklar (Royalty ve Patent) teşkil etmekte oldugnndan 1967 yılı kalkınma programında öngörüldüğü gibi önümüzdeki yıllarda yabancı sermaye yatınmlan daha fazla gelişecek olursa 10 yıl sonra transfer edilebilir kârlarla, biriken gayrimaddi haklar ynrdumuza gelen yabancı sermayenin birkaç katını aşmış olacaktır. abancı sermayenin elde ettigi büyük kârlan Y transfer etraeyerek ynrt İçinde bırakmalannın doğuracağı sakınealar Devlet Plânlama Teş D R Sömiirgeciliğin iki yenilgisi W%m Topuz'un «SömürgeI I | ciligm İki Yenilgisi» başlık™ " lı yazasmm ikinci yeailgiyi anlatan kısmında Afrika lideri ne güzel konuşuyor. Hayran olmamak elde değil. Henüz be$on yıl denilecek kadar yeni bir tarihe sahip Tanzania'nın memleket gerçeklerine eğilen liderin sözlerini her aydın ibretle okumalıdır. Sonra başımızı iki elimizin arasına alıp yurdumuzun gerçekleriyle karşılaştırmalıdır. O derece karşılaştırmalıdır ki. yüz yıldan fazla bir zamandan beri hep satafatlı sözlerle, toplumlar önünde göklere çıkardığımız ekonomik durumumuzu rasyonal bir süzgeçten geçirmeliyiz. Bu düşünceyle ekonomik bağımsızhk meselemize bir yön vermek üzere külâhımızı önümüze ko>up şöyle bir bilinçalu duygularımızı harekete geürmeliyiz. Simdi adı geçen liderin bize uyan ve ekonomik gelişmemizi kösteklıyen sözlerini birlikt* okuyalım: •Para dilenmekle ülke kalkınmaz. Yabanrı yatınmı ülkeye zararlıdır. Yabancı sermayenin gelişmesi, bağımsızlığın ve ulusal ekonominin yabancı sirketlere devri demektir. Kalkınmanın kaynağı yabancı sermaye İle değil, yerli güçlerdir. Ülkedeki on milyon insanı üretim mekanizmasınm içine sokup dıs yardnnlara nıuhtaç olmadan kalkuunayı sağlamak gereklr.» aha dün denilecek kadar bir geçmişe sahip Afrika lideri, milletinin menfaatini ne güzel düşünüyor. Biz, yıllar yılı körün değneğini bellediği gibi, «dış yardım da dıs yardım» deyip durmuşuz. Milletlerin gelismesinde hiç bir zaman dış yardım medar olmamıstır. Ne zaman ARTIK YETER. deyip bunlann hepsine birden veto edeceğiz. Boğazımıza kadar borç içinde yabancı sirketlerin derimizi yüzercesine elde ettiğimiz kazançlar meydanda iken hâlâ aklımız başımıza gelip kendi yağrmızla kavrulup kendi imkânlanmızla kalkınmayı düşünür bir hâle gelememisiz. Nedense borcu be| yüzü aşanm her gün baklava, börek yediği misâli bir züğürt rahathğı içindeyiz. Fdnni OÎDOĞAN NazilU Hlfzl ••• • ••« • •«• niyetlerini de açıklamakta ve eylem safhasına koymakta sakınca duymadılar. Pes doğrusu.. Ama o «battı» dedikleri Türkiye hiç de sandıkları gibi batmamııtır. Bu topraklarda millî çıkan için gözünü kırpmadan direnecek, dipdiri, taptaze gücler mevcuttur. Ve Mustafa Kemal'in rayındadır. Halkın güçlu'olması azının başka bir yerinde : «Demokrasinin yaşaması balkın güçlü olmasını gerektirmektedl» deniliyor. Halkın güçlü olması için gerekli tedbirler alınması söyle dursun, onun gücü bir takım çıkarcılar tarafından durmadan daha da zayıflatılmaktadır. Çünkü çiftçilerimizin emeği ve alınteri tüccarın ve faizcinin kesesini doldurmakta ve daha da kabartmaktadır. Bunlar onu durmadan zayıflatan fakirleştiren nedenlerdir. tşte asıl bunları ortadan kaldırmak gerektir. Bu en önemli problemi halletmek için Atatürk'ün halkçılık umdesini geliştirmelidir. Halk için, halktan yana, halkın fayda sağlayacağı alan nerdey«e o yöne bütün gücümüzle yüklenmeliyiz. Ama öyle çıkarcılar vardır ki köylüyü ve halkı bu sıkıntılardan kurtarmak ışlerine gelmiyor. Sıra oy toplamaya gelince o zaman her şeyi bilen onlar oluyor. Halbuki bu millî iradenin hali, yurekler acısî. Kendi derinliğine gömülmuş, içinden duygulu, deşmeyinice derdini anlatmayan, Bayburtlu Zihni gibi ağlayan dertliler orkestrası. öyle bir orkestra ki her telinde baska bir derdin nağmesi beliriyor. Fehm! ERDOGAN Nazilli Y Sonuç I rmanlanmız ağalara devredilemez. Türkiye'nin göbeğinin gobeğinde güpegündüz dövülen kişilerin muhakemeleri başlatılmaz. CIA'nın marifetleri örtbas edilir, icabında Meclis basılır. Yurda barış gönüllüleri adı altında milliyetçıliğimize gölge düşüren ajan ruhlu kişiler yerlestirilir. Yabancı efendilere kasideler düzülür. Istatistikler yok edilir, akla gelen her şey olur ama ormanlarımız kamu malı olmaktan çıkarılamaz. Tnran SÜRÜCÜ îstanbul 0 •>••••••••••••••••• ••••••••••••••i abancı sermaye yatınmlarının ynrt ekonomisine yapacağı olnmsuz etkileri incelemek fizere geçen yıl knrulan özel îhtisas Komisyonu Raporunda ise bn yatırımlann zararsız hale getirilmeleri için tedbirler gösterileceğine Istatistik bilgiler verilmekle yetinilmiş ve yurt dışına çıkarılmayarak oto finansmaııda knllanılan kârlar için şöyle bir sonuca varılmıştır : «Yabancı sermayeli şirketlerin sermayelerine nispetle büyük kârlar elde etmeleri ve kâr transferleri ile dış tediye muvazenesine menfi tesir yapmaları ihtimalini de müzakere konusu yapan komisyonumuz, şimdiye kadar vâki tatbıkatta Bir rapor n kötü sonnçların şimdiden gözönünde bnlundurnlarak gerekli tedbirlere baş vumlması ve Batı memleketlerinde faiz hadlerinin düşük olması dolayısiyle geri kalmış ülkelere kaçan sermaye yatınmlarına ban tahditler konulması gerektigi kanısındayız. Sonuç: B Tutuşup kül olacaklar Aynı konuda tartışmacı Talit Ocak şunları yazmaktadır: •Sayın Nadir Nadi'nin «Yangın Var!» başlıklı yazısını okurken Bngtin çıkan Akbaba içi dışı beş renkli ilâveli HAFTANIN BAŞYAZISI: MEHTABA TIRMANANLAR!.. (1) 23/1/1967 tarihli Cumhuriyet •••••«•••••>•••«•*••••••*"I £•>••••••••••••••••••••>!••«•••••«•••••••••••••••••• •••••••••••••«••••• SfJ Aylak Musa Gocuk ve genclik sorunları ocuk ve Gençlik» «orunlarına dair sayın Vedat Nedim Tör'ün yazısını alâka ile okudum. Bu vesile ile makaleyle ilgili fikirlerimi aşağıda •unuyorum: Sözü geçen konu beni anne ve dğretmen olarak daima ılgilendirmektedir. Almanyada olduğu gibi ileride memleketimizde de bir «Aile ve Gençlik Bakanlıgı» kuru'.ması temenniye «ayandır. Ancak, çocuk ve gençlik problemlerinin daha esash çekilde ele alınıp organize edılmesi, «Boş zamanları degerlen D Cumhuriyet 5218 ( PATLAVArJ B.ORUYU \TAMİR ETTİN Mİ?., C YAPI ve KREDİ BANKASI | Kültür ve Sanat Hizmetlerı Serısınden L.U uncu Sergı. ^^ Ebrular ve Tesbihler YAPI ve KREDİ BANKASI Sanat Galensı Galatasarav 19 Nısan 13 Mayıs 1967 Pazardan başka hergün saat 919 arası Mustafa OiizgUnman'ın Koleksiyonunüan Silivri Be/ed/ye Başkanlığından Sahıl kenaıındaki bahçe içinde Beledıyemizce inşa edilmekte olan Gazıno bınasının 24.910 58 lira keşiflı iç ve dıs sıva ile do^rama ve saır işlennm 5 5'1967 gunu kapalı zarf ile yapılacak eksıltmesıne talip çıkmadığından ıçın 23/5/1967 tarıhme rastlayan salı günu saat 15.00 de Sıhvri Belediye Encumenınde pazarhkla ıhale edileceği ılân olunur. (Basın 15397) 8233 Safranbolu Belediye Başkanlığından 1 Belediyemiz ve Belediyemize bağh iktisadl işletmeler motorlu taşıt araçlannın 1967 mall yıb ihtiyacı olan % 25 toleransb 52.500 L t motorin, 17.500 Lt. Benzin, 2.500 Lt. motor yağı (Dizer) ve 750 Lt. motor yağı (Benzinli) kapah zarf ususlü eksiltme suretiyle sstın almacaktır. 2 Eksiltme 25 Mayıs 1967 tarihine rastlayan p«rşembe günü saat 15. de Belediye binasmda tejekkül edecek Encümen huzunı ile yapılacaktır. 3 İşin muhammen bedeli 76.837,50 lira olup geçici teminatı 5.091,88 liradır. 4 Bu husustaki şartname her gün mesaî saatleri dahilinde Belediyemizde görülebilir. 5 îsteklilerin belli gün ve saatte 2490 sayılı kanunun 32. nci maddesine uygun clarak hazırlayacaklan teklii mekruplarınj ihale saatinden en az bir saat öncesine kadar Encümene tevdl etmeleri, postada vâki olacak gedkmaleria nasan dikkate almmıy«ea|) Uân olunur. l en iyisidir.M NECATİEKSİOUUİV 225495 Işık.../5220 Boy3 Fırçalanı Moran: 1050 5240 İ LÂN BURSA ASLtYE BİRİNCÎ HUKUK HAKİMLİ6İNDEN 966/1265 Dâvacı Cemal Aksoy tarafuıdan dâvah Suheyla Aksoy aleyhine açılıp yapılan boşanma dâvasmın muhakemesi sırasında. Yapılan tahkikatta dâvalının ikâmetgâhınm meçhul oldugundan ilârun dAvalıya divetiye tebliğine karar verilmi« olmakla durujmanın bırakıldıjı 14/7/967 günü saat 9 da mahkemey* g«lmediğink veya bir »•kill» d» k«ndirüxi t«m»ü tttirmedigiıuı takdird» duru»m«ya devam elunacagına dalr divctiy* yerin» kaim olmak üzere ilân olunur. (Basın B. 424 15417/5031) HEKİM ARANIYOR Asgarî beş yıl devam edecek büyük bir tnşaat Şantiyesl için dolgun ücretle isühdam edilecek dahiliye mütehassuı bir hekime ıhtiyaç vardır. Taliplerin (Hekim) rümuzu ile PJC 144 üskıtehiı adreoine müracaatlan rica olunur. 16850 Mefre Gemi Tipi Kablo Ahnacak En geç teklif verme mflddett 12.5.1967 taribi aksamına kadardır. Şartnamesi Malzeme Müdürlüfü vaznealndan temin •dilebUir. Doaya No: 1150 rthJ BANKASI TJt.O.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear