24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE tKİ 9 Mart 1967 CUMHURİYET ana soronu er memlekette her yılm bütçe plân ve tasarısı, iktidann bir mali yıl içerisinde gerçekleştirmeyi tasarladıgı bedeflerin rakamlarla belirtilen bir kfir ve zarar bilânçosn niteliğini taşır. Bu görüş açısından bütçenin meclislerden geçmesi, demokratik denetimin vazgeçilmez şartıdır. Meclis hakimiyeti ilkesinin dogal bir sonncu olan bn denetimin herhangi bir engelle karşılaşmasmı önlemek için Anayasamız, meclislerden çıkan bütçe kananlarının Cumhurbaşkanı tarafından bir daha görüşülmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisine «geri gönderilme» yolunu da kapsmıştır. (Md. 93). Bn dnrnm hükumetin eğilim ve çalışmalarını denetleyip değerlendirme bakımından, Bütçe tasansı müzakerelerinin olağanüstü önemini açıkça meydana koymaktadır. Bn temel ilke ve düsünce göz önünde tntnlnnca, 1967 malî yüı Bütçe müzakerelerinin, konunun nitelik ve Scelliğile bağdaşmayan adeta çelişik ve şaşırtıcı bir yöne kaydığı dikkati çekmiştir. Gerçekten Bütçe müzakereleri söıeülerinin bemen hepsi, açış konuşmalannda konunnn öz cevherini teskil eden malî ve iktisadî sorunlara usnl gereğinee sistemsiz bir şekilde değinmekle yetinmisler; bnna karşılık ana kaygı «Ansyasa ile demokratık rejimin âkıbeti» mihrakında toplanıp düğümlenmiştir. Nitekim bir yandan AP Grnp baskanı, «Atatürkün kurduğu içtimaî yapımızı değiştirerek Türklüğün dünyadaki son kalesini içten zaptetmeye çahşanlann» varlıçından yakmırken, mahalefet sözcüleri de, iktidann mnanzlanna komünistlik damgası vnrarak fikir özgürlüğüne ve karşılıkh hosgörürlüge dayanması gereken «Demokratik rejimi» baltalama çabasında oldugu kusknsann belirtmişlerdir. Bn arada sağcı CHP grupunun lideri aayılan Tnrhan Feyzioglu da «gerek kapitalist, gerek sosyalist her türlü emperyalizme savaş açma yolundan» «Siyasi Arena» ya yeni gür bir ses ve temiz bir siyasi havs getirdigi inancındadır. ıç polttikamızın Prof. Dr. Yavuz ABADAN nışma ilkesi, gelir ve kazançlar arasındaki farkIılıgın, her vatandaşın millî gelirden insan haysiyetine yarasır bir şekilde yaşamasını mümkün kılacak bir paya kavuşmannı sağlayıcı bir ölçfi ile sınırlandınlmasını zorunln kılmaktadır. S M yal huknk devletinin temel nnsurlanndan bir] olan «sosyal adalet» in gereği budur. Sosyal hukuk devletinin ikinci temel n n n n olan sosyal güvenlik ise, her vatandaşın geçim imkân ve şartlan bakımından halinden ve geleceğinden emin olarak yaşamasını şart kılar. Vatandaşın sosyal güvenlik hakkına dayanan bu emniyeti, Anayasamızın kesin emri gereğince Sosyal Sigortalar ve sosyal yardım teşkilâtı knrma ve kurdurma yoln ile sağlamak, devletin ana görev ve ödevlerinden baslıcasıdır (Md. 48). Bütçe tasansınm Millet Mecliginde görflşfilmeye baslaması arifesinde, hfikumetçe nygulanan Vasıtalı vergilere zamlar, aslında geçim sıkıntısının dayanılmaz agırbfı altında ezilen geniş halk kütlesinin sosyal adalet ve güvenlik ilkelerile ilişkilerini, koparacak ölçüde zayıflatmıştır. Bu yüzden demokratik Anayasa düzeninin sosyal adalet ve güvenlik ilkeleri, temelinden sarsılmıştır. Tazımızın başligını teşkil eden «tç politikamızın ana sornnn konnsnnon özu, sosyal adalet ve güvenlik dengesizligi içerisinde devamlı yalpalamalarla tedirgin ve hnzursuz Türk toplumunun kapanmasi gflç kanayan acık yarasının hangi yoldan ne gibi tedbirlerle kapatılabilecegi probleminin oözüm imkin ve ihtimallerini kapsamaktadır. •••• • ••a • ••• H 350 kişi alan hareketli tiyatrolar Hamiyet'i de sattılar! Adalet Partisi kodamanUnndan biri, son zamlar konnsnnda « Biz kazı yolarken çıkacak sesi hesap ettik» demiş. Bn söz, Tfirkiye demokraai tarihine Menderes'in söylediği «Odundan aday gostersem seçilır» cümlesiyle birlikte yazılmalıdır. Bir memleketi kalkındınnak değil alavere dalavere ile kazıklamak üstüne iş tutanlann yapacağı hesaplara kolay akıl erme*. baska bir muhasebedir bu! Eloğln der ki : Türkiyede beşyüz bin memnr ve asker var, bunlar zamdan en çok zarar görecek dar gelirlilerdir, üstelik sesleri en çok duynlaa tabakalardır, ama oy sandıgında ne tutarlar? Hiç! Işçi henüz bilinçli defildir, san sendikalar eliyle kontrol altındadır, topln sözleşmeyle birkaç kurnş cebine girerse gene bizim partiye oy verir, laten işçilerin yekunu da bir milyondan daha asağıdadır. Esnaf birbncnk milyondnr. Esnafın camdan zarar görmesi söz konnsn olamaz, zamlârla birlikte onlar da fiyatlan artınrlar. Geriye kabyor darmadaçınık köylerde yaşıyan oy deposu kSylüler.. Bunlar hoca ve mütegallibenin sözünden çıkamazlar. Zaten ilkel olan hayat düzeylerinde din sömürgenliğiyle oylannı kanalize etmek kolaydır, yeter ki para olsun, teşkilât olsun.. Eh, kompradorlar, iş adamlan, Amerika bizim yanımızda olduğnna göre, işin o yanı da kolay. îşte «Biz kazı yolarken çıkacak sesi hesap ettik» vecizesi bn temele dayanmaktadır. Gerçekte hesabın pek yanlış eıktığı şimdiye kadar görülmemiştir. Ara tabakalann partisi olan C.H.P.'nin süreli yenilgisi bu yüzdendir. Köylüyü ve işçiyi yerinden kıpırdatacak önemli bir parti çalışması da simdiye kadar yapılamamıştır. Çünkü geleneklesmiş katı duvarları yanp geçmek kolay iş değildir. Ama Törkiye de bir yandan sömürülmekte, çökmekte ve görünen âkıbet'ine dogru koşmaktadır. Bütün palavralara ve nutuk edebiyatına rağmen son onbes yılda Türkiyede kişi basına ihracat değerİ 17 dolârdan 12 dolâra düsmüştnr. Birlesraiş Milletler istatistiklerine göre 1953 1963 yıllan arasında bütün dünyada dış ticaret gelisirken Türkiye gerilemektedir. tnsan basına on yıl içinde ihracat artışı Bulgaristan'da yüzde 306, Irak'ta yüzde 99, Sovyetlerde yüzde 109 artarken Türkiyede 7 azalmıstır. Ve memleket Yagma Hasan'ın böreÇine dönmüstür. Devlet hatdnesinin dövizleri karaborsa metaını ithal etmek için kullanılmaktadır. Porselen kaçakçılığı hakkında sornlan suali, Gümrük ve Tekel Bakanı yazılı olarak şöyle cevaplandınyor : « Ankarada bir otel hesabına îzmir giriş gümrüğünde muamelesi yürütülen 64.800 adet tabağı ile birlikte kahve fincanma Bakanlığım müfettişlerince el konmuştur. Istanbul Giriş Gümrügünden 12^40 adet camdan tabak, tuzluk, biberlik, lzmir Gümrüğünden 82.800 adet su bardağı, Kuşadası Gümrüğünden 1.360 adet vazo ve küllük ithal edildiği anlaşılarak tahkikatın bu yönden genişletilmesi yoluna gidilmiştir.» Gümrük ve Tekel Bakanmın yaptıih bu açıklama, memleketi tnristik yoldan soyma ve sömürme çarkının yalnız bir küçük yönünü göstermektedir. Bn noktada Türk vatandaşının soracağı sual şudur : Bütün ynkarıdaki fincan, çanak, tabak, tuzluk, bardak bir tek otele verilen tahsislerle getirtilmistir. Behey Allahtan korkmazlar! Bir tek otel 64400 kahve fincanını ne yapacak? Soygnn öylesine geniş ve köklüdür ki, iskandil saldıfın» xaman Okyanuslann dibi gibi sonnna erişmek mümkün değildir. Yalnız bir tek firmanın tnristik yolla yaptıgı porselen kaçakçılıgı 50 milyona varmıstır. Bn firmanın işlerini yflrflten de bir eski Adalet Partisi Bakanıdır. öyle sanıyornz ki. okuyncnUr bn yolda yeni yeni haberler dnyaeaklardır yakında.. «Kazı yolarken sesini çıkarmadan yolmak> ta üstad olan cephede yolma işi öylesine hızlanmıştır ki, kaı bile herhalde buna dajanamayıp insan gibi bağırmaya baslıyacaktır. Komprador iktidan bir yandan kazı yolarken öte yand3 vakitsiz 8ten ve nynyanları uyandırmak yolunda gayret sarfeden horozlan da susturmak için tedhis kannnlan hazırlamakta gayretlidir. Çünkü bu horozlar yalnıı halkı uvandırmakla yetinmiyorlar, fincancı katırlannı da ürkütüyorlar. Bir elde 64.800 adet fincanı Gümrükten çekip pivasaya süren Bay Mnteber, kânndan gayn bir dolârda en asafı yirmi lira kazanarak milyonlan vnrmanın yolnnn bnlmnştnr; kaz böylesine yolnnnrken fincancı katırlannı ürkütmenin âlemi var mıdır? Ve horozlar ve kazlar ve fineaneı katırlan üstüne yürflyen bn hikâyelerden sonra bir de gazete haberi ile fıkrayı bağlıyalım. Dün bir sabah gazetesinde şu satırlar yayınlandı : •Amerikanın New Jersey eyaletinden turist olarak yurdumuza gelen 50 yaşındaki Ady Bashir, Şarkışla'nm Bozkurt köyünden 17 yasında Hamiyet «hr«Ja bfr kıza âşık olmtiŞ, •fcinn babasına 10.000 dolâr verip kızı almıştir.» *'' ' Vah zavallı Turkîyem benim! Nihayet Hamlyetİ'de dolâr karşılığında Amerikalıya sattın, bilmem ki artık neyin kaldı? :::: •••• •••• •••• Ijjj ••>• :::: Dikensiz gülbahçesi yle görülüyor ki, iktidar yetkilileri, bu sosyal hastahğın tek tedavi çaresini, düşünce ve fikir özgurlüğünü smırlayan kanuni barajlarda görmektedirler. Adalet Bakanlığının hazırlattıği dört yeni kanun tasansı, «Temel hak ve hürriyetlerin korunması» maskesi altmda, Anayasanın kesin teminata bagladıgı düşünce, bilim ve basın bürriyetlerini, «dikensiz gül bahçesi» düzenine nygnn bir kalıba sokma amacıne yönelmislerdir. Bn temel hak ve hürriyetlerl kısıtlama dileginin gerekçesi ise, Türk toplum ve devletinin varlık ve bagimsizlıtmı tebdit eden «komüniım öcüsü» nün vatan yüzeyinde yayguı bir hal almıs bulunmasıdır. Aslında komunızm, Anayasa ve kanunlarımızm yasakladıgı bir akun ve teşkilât niteliğini taşıması sebebile, vatan sathında değil, olsa olsa yer altında gizli bir faaliyet imkâmna sahiptir. Bn durumda kannnlanmızın menettiği komfinizm tehlikesini önlemek için, kapalı ve açık emniyet teskilâtımızi vazifelerinde nyanıklıga davet etme 5tesinde yeni mevzuata basvurma gerekli dejildir. Asİında iktidar yetkililerinin yeni kanuni tedbirler alma niyetlerinin nedeni, hflkfimetin halk yığınlannı bunaltıcı iktisadî kararlannın doçuracagı tepkilerin halkoyunn etkilemesini önleme amacına yöneldiği kanısını uvandırmaktadır. Nitekim iktidar saflannda TtP'in kapatılmasından baslayarak Cnmhuriyet Senatosnnun Ifiznmsnzlugnna, devlet düzenini anarşiye sürüklenm^kten . kurtaracak yeni tedbirierin arinmisı dileklerine ' g"enisleyen beyanlann demokratik bir ilke ve anlayışa yornmlananuyacagı meydandadır. Bn arada Başbakan Demirel'in «fikir özgürlüğünün, devletin tahribine uzayamayacağı» konnsundaki beyanı, özel bir anlam ve Snem taşımaktadır. Aslında fikir özgürl&günün her hfirriyet gibi kötflye knllanılması halinde. toplnm için önlenmesi gfiç zararlı «onuçlann dofma ihtimali, önlenilmez bir gerçektir. Sn kadar ki. fikir özçürlüiHJnün sınırlanması. iktidann takdir ve anlayısına bağlı olarak kannnî tedbirlerle gerçekleştirildigi halde, bnnun hangi noktada sonndanacagı aslS kestirilemez. •••• Hareketli tiyatroyn 5 kişilik bir ekip, 8 »aatte hazır ediyor ve Î50 seyirci, yağmur sesinin bile geçmedigi tavanın altındaki lüks salonda oyun seyretmeye başlıyorlar. eni buluşlar, herzaman kimya, fizik ya da tıp gibi müsbet ilimlerle ilgili olmuyor. Bunlar, sırasında, bugün ele alacagımız gibi, sanatın yayılmasına, tiyatronnn geniş bir alana tanıtılmasına da yanyorlar. Yukarıda gordüğunuz gibi bu son buluş, hareket halındeki bir tıyatrodur. îngiltere Eğitim Bakanı Bayan Jennıe Lee'ye teklif edilen projenin mîman Sean Kenny, «Mimaride piramitler devrini geride bıraktık, artık herşey hareketli olmahdır» diyerek, prensibini açıklamıştı. Welsh bölgesinin milli bir tiyatroya sahip olması için yapılan çalışmalar dolayısıyla ortaya atılan bu proje, memleketi bir uçtan diğerıne dolaşabilecek ekip için en iyi teklifi ifade ediyordu. 12 parçadan müteşekkildi ve kabul edildiği takdırde, 3 milyon 750 bin Türk Lirasına mal olup, on ayda tamamlanabilirdi. / Sosyal Hukuk Devleti bir formüle baîlamanın gfiçlügü mevdandadır. Şu kadar ki, bütçe konusmalarına hâkim olan «Anayasa ilkelerine bağhlık» konusundaki diisünce birligi karsısında, devletimizin yapısmdaki temel taşı eger tabir eaizse hukuk blokuna, «demokratik sosyal hukuk devleti» direktifinde arayıp bnlmak mümkündür. Üıüntü ile açıklanmak gerekir ki, «sosyal hnkuk devleti» kavram ve anlayısı, yalnız halk arasında değil, siyaset ve bilim çevrelerinde de, farklı anlayış ve yornmların tartışma konnsu olmnştnr. Şu kadar ki, «sosyal hukuk devleti» teriminde değişmeyen* tek unsur, bütün vatandaşların, asçarî iktisadî refaha kavuşma imkânlarının sağlanmasıdır. tkinci Dünya savasının sona yaklaşır göründügü 1945 yılında Birleşik Amerika'da knrulan «Dünya barışı ilkelerini tesbıt» komisyonunun Başkanı Shotwell, yeni düzenin temel ilkesi olarak şn formülü ortaya at mıştı: «Bir memlekette sosyal ve siyasî kararlıtemeli iktisadî T,.,liğın (istokrartn)*, tek; güvenilir refahtır.» Birleşmiş MİIIetleree 1948 de yayınlanan «Evrensel insan hak ve ödevleri» bildirisinden ilham alan 1961 Anayasamız da, gelir dagılışında «Sosyal adalet»» ilkesinin ber yön ve anlamda geliştirilmesine ayn bir değer biçmektedir. Nitekim «Herkes için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi» nin sağlanması (Md. 41 ve 45) Anayasamızın iki maddesinde tekrarladığı bir hükümdür. Anayasanın bu bfikmfl, bazı çevrelerin sandığı, daha doğmsn yakıştırdıgı gibi Sosyalist veya Marxist akımlann devrim parolası değil, aksine özgürlüğü esas değer olarak benimseyen insancıl düşünceden kaynak ve knvvet alan ablâkî bir kesin emir (Imperatif Categoriqne) niteliğini taşımaktadır. ği «~v emokratik sosyal hnkuk devleti» ni, sade" mJ ee bir nonn olarak Anayasa metninde uyn maktan knrtararak sosyal ve siyasî gerçekleştirme zorunlugu, iktidann bütün gayret ve çabasını üıerinde toplaması gereken esas görev ve ödevini teşkil etmektedir. Fransızlann «Secnrite social» terimi ile vasınandırdıkian «sosyal bukuk devleti» nin gerçekleşmesi ise, bir yandan «sosyal adalet» in, öte yandan ise «sosyal güvenlik» in, gerekli ve yeterli tedbirlere baş vurulmak suretile devletçe sağlanmasına bağlıdır. Geniş anlamiyle adalet, herkesin payına düşeni, baska bir deyimle bak ettiğini almasını gerektirir. Bn ölçüye göre, herkese millî gelirden düsen payın yarattıği değere uygnn olması tabiidir. Bu görfiş açısından servet ve imkân dağıtımında mntlak eşitlik, hak ve adalete aykındır. Ancak devrimize hâkim sosyal dayayönlerden esen rfizgârlann yaratt.fi Ç eşitlibnlanık siyasî atmosfer içerisinde «îç bn politikamızın ana sorununu» kesin deger tasıyan Y •••• ••>• •••• •>••• :::: ••>• ••» •••« •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• ••*» •••» •••• sunun sanat dırektörü Gareth Morgan, «En iyi sanatçıları biraraya getirip, gerçek bir tiyatro topluluğu kurmamız için büyuk bir fırsat yaratacak» demiştır. Seyirci kitleleri içinse; ayağa kadar giden lüks bir tiyatronun getireceği imkân inkâr edilemez. Ancak bazı grnplar bu projeye mnhalif olduklarını belirtmişlerdir. Bn muhalefetin ana noktası, «Millî bir tiyatronun devamhlığına, bu çeşit hareketle manî olunacağı» dır. Şimdi bütün ümitler, Eğitim Bakanı Lee'nin projeyi tasvip etmesine bağb bulunuyor. •••• İİÎİ •••• •••• Ibret vericı bir örnek , W bret verici bir örnek olarak Almanva'da Hit1 ler diktatörlngü ile sonuçlanan siyasî olosumdan bir asamayı burada belirtme gerekliçini duyuyoraz. VVeimar demokrasisinin ünlü anayasacılan, devlet varlıgını yıkıcı (tahrip ediei) bir siyasi knmluşun anayasa dfizeniyle bafdasmazlığı konusunda oybirligi halinde idiler. Oysaki Weimar Cumhnriyetinin ne anayasasında, ne de kanunlannda komünist partisini ve faaliyetlerini yasaklayan hiç bir hükfim yoktn. Hitler iktidan ele aldıktan sonra Alman halkınm «milli egemenlik ve fikir özgurlüğünü koruma» gerekçesine dayanarak, bütün insanlık hak ve bürriyetlerini hiçe sayan bir diktatörluk kurmada geeikip tereddnt gBstermedi. Fikir özgürluğünün devleti tahribe varamayacağı formülünün soyut kavramı ile somut uygulanması arasındaki çelişik ve uçurumlu anlayış farkı üzerinde bütün vatandaslanmızın uyanık olmalan siyasî sorumluluk duygusunun temel sartıdır. ••••••••••••••••••••>••••>•*••••••••••«••••• ••••*•••••••••••••••••*•••••••••>>•••••••••*•** ••••>••«••••*••••••«*••••••••••••>•>•••«••»•!• u aslında çok yeni bir buluş değildir; dünyada Sean Kenny'nin yarattığı modelden başka, halen çalışan üç tane daha hareketli tiyatro vardır. Birisi Manchester, diğeri ise Polonya'da bulunan bu benzerlerden ikisi, su üstündedirler. Üçüncü hareketli tiyatro, Fransa'dadır. Fakat buna hareketli demek ne ölçüde mümkündür bilinmez; çünkü bir konduğu yerde altı ay kalmakta ve ancak ordunun vardımıyla yerinden oynatılabilmektedir. MontreaHi Kenny'nin modeli, beş treyler tipi kamyondan, bir otobüs ve bir jeneratör arabasından kuruludur. Bu «takınu» beş kişilik bır ekip sekiz saatte çalışır hale getirmekte ve tavanı dikerek, yanlüks tiyatroyu rahat sever ve sanat sever seyircilere hazır kılmaktadırlar. Üç lano daha.. B • ••••»•»»•••••••••••••••••MBkJ ÇOK AGI BİR KAYIP Dul Bayan Yolanda Mayorkas Bay ve Bayan Berti Mayorkas Bay ve Bayan Elie Mayorkas ve ailesi /Paris7 Bay Marcel Naintre /Paris/ Bay ve Bayan Oskar Mayorkas ve ailesi, Bay ve Bayan Yako Mayorkas ve ailesi, Bay ve Bayan Mario Mayorkas, Bayan Dilek İrdelmen Serkisoff, Bay ve Bayan İönel İrdelmen /Paris/ Abuisak, Guakil, Adut, Levy, R. Whitall, Scotto, Pech aileleri çok sevgili eşi, babaları, kayınpederleri, kardeşleri, akraba ve dostları Bay 350 kişilik kişilik koltnk treyleri ortasından açılarak seyircilere aynlan kwmı meydana getinnektedir. Diğer iki treyler ise, artistlerin gardroplanna ve büie ile tuvaletlere aynlmıstır. Bu proje için Welsh Tiyatro ambrıdge ünıversitesı Deneysel PMkolojı laboratuvan bilginlerınden Rıchard Gregory, tıp dünyasına buyük imkânlar sağlayan yeni buluşu «üç buutlu mikroskop» ile bulguları inceliyor. Bu mikroskop sayesinde, ilim adamlan bütün mikroskopik cisimleri, çeşitli yönleriyle görebileceklerdir. Gregory'nin buluşu, Lumier kardeşlerin sinema makinesini yaparken dayandıklan esas üzenne kurulmuştur. Bu mikroskoba konan bulgu, saniyede 50 tur süratle olmak uzere dönmektedir. Bu suretle insan gözu hareketi farketmemekte; cismi bütün buutlarıyla görmektedir. C B HOTEL BAYRAM TATİIİNİZİ rahat, konior, sükun içinde ve ailenizle birlikte dilediğimz gibi geçırebileceginiz yegâne yerdir BAYRAM'da dahi normal tenzilâth kış tarifesini uygulayan otelımizde pek mahdut kalan yerler için rezervasyon kabul ed:!mektedir. HOTKL BOĞAZİÇİ (Adliye durağı) YENİKÖÎ Rezervasvon 62 40 01/38 Te'graf: HOTELBOĞAZ Entek İşletme Ltd. Şti. Ulus ve Eıtıek İşhanları İşletme Müdürlfiğiinden 1 Emek Işhanında 1 numarah dükkân 17.3.1967 cuma günü saat 14.00 de de kapah zarfla teklif alma suretile kiraya verilecektir. 2 Şartnamesi İşletme Müdurlüğünden fülus lşhanı A. Blok 102) bedelsiz olarak temin olunur. 3 Postadaki gecikmeler ve şartnameye uygun olmıyan teklifler nazarı itibara alınmıyacaktır. 4 ljletme. ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (Ba.sra 11948 A. 1534/2411) SEKRETER ARANIYOR İNGİLİZCEYE BİHAKKIN VAKIF MITHABERATI İDABE EDEBİLECEK SEKRETER ARANITOR İSTEKLILERİN OTOSAN OTOMOBİL SANAYİİ A.Ş. Acıbadem Kadıköy adresine bizzat müracaatlan rica olunur. Manajans: 490/2430 / 1 0 Iratlı Satılık Apariman Beyoğlu, Büyükparmakkapı sokak No. 8 de 250 M2. Han, Otel yapmaya elverişli 7 dairesi boj teslim HAYAT Apartmanı çok uygun fiatla satılıktır. Kapıcıya müracaat edil nesi rica olunur. Yeni Ajans: 1998/2434 ill Blackburn adındaki Ame> rikab, dünyadaki kulüplerden en az üyeli olanına mensuptur. Geçen yıl «Kronık nefrit» denilen tedavisi imkânsız hastab* ğa tutnlmnş ve ölümünü bekleme ye başlamıştı. Fakat Duke Üniversitesi Tıp Fakültesinden gelen bir dâvette, yaşaması için yeni ümitler belirdiğini anlayıverdi ve hâlâ yaşıyor Bill .. Bu Üniversite bilgınlerinin yaptığı bir ameliyatla BUl'in iki böb reği de çıkartılmış, yerlerine Bill'in kızkardeşi Peggy nin tek böbreği yeTİeştirilmişti. Transplân tasyon denilen bu işlemden sonra, BUl'e bütün dünyada başkasımn böbreğiyle yaşıyan 600 kişinin daha bulundufu anlafaldı ve bu «seçkin kulüb» e üye olduğu kendisine bildirildi. BUl'e bildirilen bu üyelik, aslında tıp dünyasındaiı en önemli gelişmelerden birinl özetliyordu. Yani insanlann ödünç altnan organlarla hayatlan uzdyabiliyordu artık. Sadece böbrekte, '950 denberi dünyanm 70 tıp merkezinde 1200 böbrek transplântasyonu yapılmıştı. ncak tamamiyle haUedilemiyen konn, plânte edilen böbreğe karşı, vücudün diğer yabancı cisimlerde olduğu gibi antikor salmasıydı. Bu yüzden en başanlı transplântasyonlarda bile. yabancı böbreğin öldüğü görülüyordu. Doktorlara göre bu lhtimalin mevcut olmadığı tek dunım, yumurta ikizlerinden blrtnden alınan böbreğin ıkizlerden digerıne tatblkiydi. Yabancı böbrekliler için tutulan yol ise, antikor imal eden kamn rje'mz yuvarlannm faalıvptiorını yavaşiatan Uâçların verılmesı (m» Insonior "ödünç olınon,, orgonlaılo yaşıyor SosyoloJ PEPPO MAYORKAS'ın uzun ve amansız bir hastalığı mütaakıp vefat ettiğini derin teessürle bildirirler. Cenaze merasimi 10 Mart 1967 yarınki cuma günü saat 12,30 da Büyük Hendek Neve Şalom Sinagoğuna£ icra olunacaktır. Tâziyet âyaretleriDin yapdmaması nca olunur. İlânalık: 9175/2435 selâ Azathioprine) olmuştu. Bazılan da bormonlarla yapüan bir küre tâbi tutuluyordu. Ve bütün bu çalışmalarla, şimdi büyük ölçüde başan sağlammş oluyordu. İnsanı daha uzun yaşatmak için yeni yollar açünuştı artık™ AGI BİR KAYIP SEVtM BÜBGE Mimar Mühendls GEOFERY WİLKES nişanlandılar 24 Subat 967 Londr» Cumhurlyet 2433 TÎTBAŞ A.Ş. (JOB TRAŞ FABRİKASI) kurucusu Bay PEPPO MAYORKAS'ın uzun ve aman.sız bir hastalığı mütaakıp veftamı derin teessürle bUdirirler. Cenazesi 10 Mart 1967 yarinki cuma günü saat 12J0 da Büyük Hendek Neve Şalom Sinagogunda icra olunacağı ilân olunur. Hâncılıi: 9175/2438 OLUM Mermım Hâkim Hldayet Efen di mahdumu, Bedriye Bosutun eşi. İş Bankası Müdürü Faruk. Sumerbank müşavlr avukatl Hldayet, İş Bankası şeflerinden Haluk Bosut ile Rezin ve Seml ral'ın aevgili babaları, Vali mua vini Lâtif Evrensel ve hâkim Yarbay Bülent Savaşal'ın kayınpederi Emekli VaU 8 Mart lz£7 Çarsamba günü vefat etmlştir Cenazesl Adanada defnedileeektir., Allah rahmet eyleye. Sevgili büyüğümüz AGI BİR KAYIP Bay Abdülfevyaz Bosut PEPPO MAYARKOS'ın vefat ettiğini derin teessürle bildiririz. Cenaze merasimi 10 Mart 1967 yannki cuma günü saat 12,30 da Büyük Hendek Neve Şalom Sinagogunda icra olunacağı ilân olunur. JOB TRAŞ FABRİKASI Müstahdem ve İsçileri İlâncılık: 9175/2437 ŞİŞÜ ÖZEL İKTİSADt VE TİCARÎ İLİMLER YÜKSEK OKULU nun yülık an'anevî B A L O 'su 12 Mart 1967 pazar günü saat 21 de Hilton salonlannda yapılacakbr. Program sirası: 1 Şerif Yüzbzaşıoğlu Ork, 2 Blue Boys Ork, 3 Gönul Akkor, 4 Bülent OraJ, 5 Oztürk Serengil ve Ork., 6 Sedef İnci. Biletler Talebe Cemiyetinden veya girişte temin edilir. Cemiyet Tel: 48 58 62. Cumhuriyet 2447 A Cumhurlyet 2440 Daire Aranıyor SATILIK Çıftehavuzlar, GÖztepe, Caddebostan civannda satılık bir daıre aranmaktadır. Eskı veya yeni yapı olabilir. Tel : 48 55 93 Çumhuriyat ^ 2420
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear