26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Ve OfOkontrOİ SİStemİ i Ceza usulü Doç. Dr. Halîl NADAROGLU tfta&bol Öctiaadl ve Ticart tliml«r Akadtmiai öâretim Üyeal yılmdan beri urgnlanmakta olan «servet bcyanı» müessesesini k«ldırmayı öngören kanun tasansı, Meclisin Msliye Koraisyonu tarafuıdan kabnl edilmiştir. Yine »ynı haberlerde, kaldınUn müessesenin yerine otokontrol sisteminin getirildiği de »ynca ifade edilmektedir. Kaldırılan servet beyanı ile yerine çetirildifi ifade ediJen otokontrol sisteminin vergi hukuku yönünden önemi ve fonksiyonu nedir? Komisyonda kabul edilen tasarı, servet beyannamesini gerçekten kaldırmakta mıdır? Ve nihayet kabul edildiği söylenen otokontrol sistemi vergi hukukumuza ilk defa getirilen yeni bir müessese midir? Asağıdaki satırlarda, bn soruları cevaplandırmağa çalısacağız. ketüntede mevcnttnr. Aalında gaye değfl sadece bir vasıta olan ser> »et beyanı müessesesi vergi hukukumuza 27 Mayıs devrimini Uklben ve 193 sayıta GeUr Vergisl Kanunu ile girmistir. O tarihteki psikolojik re sosyal şartlar böyle bir müessesenin ihdasına katiyen elverişll değildi. Bu itibarla, denUebüir ki, servet beyanı esasen ölü doğmuş bir müessesedir. Zira, müessesenin ihdası ânında, modern fîskalite anlayışının önemli unsurlan arasında yer alan toplumun o andald psikolojik durumu ve eğflimi, hiçbir şekilde nazara ahnmamıştı. Kanaatimizce, servet beyanı müessesesinin mükellef zümresi tarafından benimsenemeyişinio asıl sebebini bu noktada aramak lâzımdır. ervet beyanı şayet daha müsait bir ortamda, meselâ. 1950 yılmda ük Gelir Vergisi Kanunu ile ihdas edilseydi, durum ne olurdu, Fikrimizce, diğer benzerleri gibi herhangi bir otokontrol müessesesi olan servet beyanı da, o tarihten bu yana hem vergi hukukumuza, taem de mükellef suuruna yerleşmiş olurdu. Vergicilikte gaye, mukellefl dogro beyana sevketmek ve belirli kaidelere nymak şartiyle optimal hasılayı elde etmektir. Servet beyanı da dahfl, bütün otokontrol usulleri bu gayenin gerçekleşmesine yardım eden vasıtalardır. Gaye şayet, bunlardan hiçbirini kullanmaksızın ya da sadece birini kuüanmak suretiyle gerçekleşebiliyorsa o takdirde başkaca bir tedbire ihtiyaç kalmayacaktır. Nitekim, batı ülkelerinin çoğunda, bu nsullerden memleketin sosyal bünyesine ve teknik imkânlarına en uygun olan ancak bir ya da ikisi uygolanmakU ve çok olumlu sonuçlaar alınmaktadır. •••• ••>• •>> •••• Servel beyahnamesi ••••••••••••••••••••••••a • !:! •••5 ••«« • ••• • ••• • •*• aaaa • •«• • ••• • >•• • ••• getirilen istisnalar I hukukuna Usanmadan yorulmadan duyurulmalıdır! Prof. Kâzım Aras Hekim ve Eczacılar Sendikası Genel Başkanı başka ülkelerde 500 çeşit ilfiç varken Türkiyede 20 bin çeşit ilfiç bnlnndnğnnn açıkladı, ve : Hastalann hasta döşeğinde sömürülmesine karşıyız, dedi. Görülüyor ki, hastaları iyi etmek için varolması gereken ilâç üretiminin bizzat kendisi hastadır. Gerçekte, yabancı kapitalizmin pençesinde kıvranan «Hasta Adam» ın hastahklanndan biridir bu.. Ve bn hastalıgı yoketmek için ilâç üretimini mnbakkak millileştirmek, kâr amacını bir yana itroek, ilâç piyasasını Mahmntpaşa işportacıhğı ile kapitülâsyon sultasından knrtannak, kimyevî madde üretimini memlekette sağlamak gerekir. Şüphesi* gelecekteki güzel »maç bndar. Ne var M, ilâç Imalâtını millileştirmek, yabancı kapitalizme yamanmamış bir millî siymsi iktidarla mümkündür. Komprador iktidan koltnklar» yayıldıkça ilâç üretimini millileştirmek gibi bir büyük kararı hayal etmek fantezîdir. Peki, bngün için yapılacak işler yok mudur? Vardır elbet.. Meinleketteki ilâç dâvasının çok çeşitli yönleri oldugunn ve birbirine geçmis çıkarlar yumagını çözmenio güçlüklerini biliyoruz. Ama bngün için hekimin, eczacının, yetkili kişinin ve vatandaşın yapacaSı tek ve çok basit bir iş vardır : Eğer birbirine benzer ve aynı isi görecek iki ilâç varsa, bu ilâçlardan yabancısını değil yerlisini tercih etmek. Silâhlı kuvvetlerden, isçi knrumlanna kadar her tarafta satınalma yetkisini ellerinde bulunduranlar da millî firmalann ilâçlsrını tercih etmevi millî bir görev bilmelidirler. Bn noktada denebilir ki : Efendim yabancı kumpanyaların ilâçlan yerlilerden daha lyidir, daha çabuk sonuç alınıyor, ilâç meselesinde milliyetçilik ne demek? Bn biçimde düsünenler nzun yıllardan beri emperyalist kflltürün baskısı altında beyni yıkanmıs olanlardır. Bngün yeryüzünde ilâç sanayii ilmi simya değildir. tlâç konnsnnda bütün dâva ilfiçların imalinde kullanılan kimyevî maddelerîn üretimindedir. Bir ülkede kimyevî madde istihsal edilmeden o ülkede sanayiden söz açılamaz. Orta yaslılar dahi hatırlıyacaklardır: Eskiden hekimler reçetelerini yazarlar. eczacılar veya kalfalar ilâcı eczahanenin arkasındaki küçük lâhoratnvarda hazırlarlardı. Ozellikle tkinci Dünya Savasından sonra müstahzarlar devri basladı. Tabancı ilfiç müstafazarları piyasavı birden sardılar, eskiden eczacının veya kalfanın yaptığı isi seri halinde biivükçe lfiboratnvarlarda yaparak hazırladıkları ilâçlan zeııein reklâm ve propa;andalarla piyasaya sürdüler. Birdenbire Türkiyeyi cicili bicili binbir çeşit kntn, şişe, rengârenk ilâç müstahzarı sardı. Bu maskaralıgın ardında bir büyük sömürge meksnizmasının Işlrdigini pek az kişi hilivordu. Gerçekte yabancı kumpanyalann temel işi ilâç imalinde kullanılan kimyevî madde sanayiidir.. ki, o kimyevî maddelerin hiçbirini Türkivede yapmazlar, dısarıdan eetirirler. Hem de yüzde 2», yüzde 1200 misli pahalı fiyatlarla ithal ederler. Böylece dışarıdaki yabancı ana sirket Türkiyedeki yavrusu eliyle ilk elde korknnç bir kazığı Türk toplnmnna atmış olur. Dısarıdan getirilen kimyevî maddeleri bir eczacı kalfasımn yapablleceÇi çok basit bir muameleye tâbi tutarak renkli, güzel, jelâtinli, yaldızlı, fırfırlı kutulara ve siselere doldurnp piyasaya süren yabancı knmpanyaların kâr hırslarını yıllık bilânçolannda oknmak mümkündür. Simdi eczahanelerimizin duvarlarını ve vitrinlerini lunaparka çevireıı bütün mallar iste bn biçimde bir ilâç karnavalımn cnddelere diismüs suretidir. Bu arada Türk millî lâboraturarları yabancılann piyasayı işgali karsısında birer birer iflâs etmislerdir. Iflâsı önlemek yollarını bulmus birkaç tanesi ise son zamanlarda daha büyük ve enerJik bir teşebbüsün ardına düşmüşlerdir : tlâç imalinde kullanılan kimyevî maddeleri Türkiyede flretnek dâvası pesindedirler. Ba teşebbfis üıerlne yabancı knmpanyalar Türk firmalsnnı yıkmak yollannı kuroalamaktadırlar. Basında koparılan son yaygaraların temelinde yatan fikir bndur. Bir Türk ilâç firması Türkiyede kimyevî madde lmali için ilk adımları atmış ve Tetracycline sınıfından bir antibiyotiğî Türkiyede imal etmek hazırlığına girmistir. Oysa gene Türkiyede yabancı bir ilâç knmpanyası Macaristandan ithal ettifi Tetracycline'in üstüne «Amerikan malu damgasını vurarak yuzde 1200 kârla satış imkânlarını bulmuştur. Şimdi Tetracycline Türkivede Türk firması tarafmdan İmal rdilirse fthalât yasaklanacak ve yabancı knmpanya Türkiyeyi sömürme araçlarından birini elinden kaçıracaktır. Bn noktada mesele basit ve açıktır: Türkiyeye yapışmı? rantnzlanndan birinin koparılaca^ını hisseden abtapot, snları kaynatmaktadır. Bn ahtapotu tümüyle yoketmeden Türk mllletine rabat yoktur. Geriligimisin ve yoksnllnğamnzon temelinde kapitalizmin emperyalizmi yatıyor. Kapitalizmin emperyalizmini anlamadan ve ezmeden çagımızın medeniyetine ulaşamayır. Bn gerçegi Türk milliyetçileri as«nmadan balka ''uynrmalıdırlar. Dr. Uğur ALACAKAPTAN ANKABA ÜNtVERSİTESt HrKUK FAKÜITESİ CEZA HVKlTiU DOÇENTİ • ••ı •••ı •aiı Modern vergicilik odern vergiciligin karakteristik vasıflanndan birl de vergilere ait tnatrahlann, diğer bir ifade ile kazanç ve iratlann, genellikle, bizzat mükellefler tarafından besap ve beyan edilmp^iriir. Hattâ, bazı ahvâlde, yine modern vergiciliğin tahsil teknigi ile ilgili knrallan, isletmelerin, vergi dairelerinin fonksiyonunu ifa ederek. stopaj yolu ile vergiyl tahsil etmelerini ve sonra da bunlan Maliye'ye intikâl ettirmelerini öngörmektedir. Vergi tarh, tahakknk ve tahsil tekniğindeki bn şelişmeler, çaşdas vergilerden arzulanan randımanın alınabilmesini ve vergicilîşin, gerek rnalî. gerekse gayri malî fonksivonlannın geregi gibi işliyebilmesini, temel bir şartın gerçeklesmesine baçlamaktadır. Bn da, kazanç ve iratların mükellefler tarafından dofrn olarak hesap ve beyan edilmesidir. n temel şartın tahakknkn nacıl sağlanacaktır? Meselenin, mükellef ve Idare İle llgili ikl ayn vw*>e!>i vsrrtır. Mükellef yönünden tshakkuku gerekli şart, vergi şuuru ve ahlâkının yerleşmesi ile ilgilidir ve meselenin bu veçhesi, esas itibariyle bizim bu ya7itnızda tetkik etmek istediğimiz konunun dıştnda kalmaktadır. Ancak, şu kadarını belirtelim ki, müke'Jefte verri şuuru ve ahlâkının yerleşmesi de. hüyük ölçüde İdare'nin gayretine ve bu konuda alacağl rasyonel tedbirlerin başarı ile nygulanabilmesi şartına bağlı bulunmaktadır. Çünkü, verjrf, mahiyeti itibariyle ne de olsa kolaylıkla verilebilen bir meblâğ değildir. Zira, mecburi olmak ve icabında cebir yolu ile alınabilmek gibi bir hassası vardır. Işte, vergilemede önemli olan husus, bu psikolojık maniayt, bütfin mevcut faktörleri gözönünde tntmak suretiyle alınacak tedbirler sayesinde ortadan kaldırabilmektir. Meselenin doğrudan dognıys idare, diger bir tâbirle Maliye ile llgili yönüne gelince, vergfleme alanında gerekli güvenliğin tesisi ve bu maksatla ds icabeden bütün tedbirlerin alınması, tahakkuku rerekli şartların diğer veçbesini teşkil etmektedir. VergUemede arzulanan ölçiiler içüıde bir güvenHğin temini, idare yönünden alınması gerekli çesitll psikolojık ve teknik şartlann tahakkukuna bagbdır. İşte bu teknik şartlardan biri de, vergfleme tekniğinde otokontrolu temin edecek usullerin basan ile uygulanmasıdır. tokontrol ne demektir ve bn çeşit bir kontrolun islemesini temin edecek nsuller nelerdir? Genel olarak beyan/ı dayanan vergüerde, 6zellikle de gelir vergisinde, bu vergilerin bünyesi icabı, kontrol müessesesinin kendiliğinden işlemesini temin edecek bir imkân mevcuttur. Bu konuda Maliyeye düşen görev, gelir vergisinin bünyesindeki bu imkânı kanunlaştırmak yani, hukukî yönden gerekli tedbirleri alarak verginin bünyesinde mevcut kontrol inıkânını bilfiil işler hâle getirmektir. Gelir vergisinin bünyesindeki bu oto • kontrol imkânı nereden gelmektedir? Genel olarak bir mükellef herhangi bir anda bir gelir elde ederse bu, aynı anda diğer bir mükellefin bir masraf yaptığını ifade eder. Gelir elde eden mükellef belki bu gelirini kısmen veya tamamen gizlemek isteyebilir. Çünkü, kendisinin, bu şeküdeki bir davranışta, vergi matrahını ve dolayısile neticede ödeyeceği vergiyi azaltmak glbi bir menfaati vardır. Fakat, aynı şekilde, masraf yapan mükellefin menfaati de, yine netice itibarile vergiyi az verebilmek için bu masraflannı tevsik etmek hattâ gerçek rakkamın üstünde göstermek ve bu yolda gerekli kayıtları yapmaktır. Bu suretle, gelir elde eden mükellef bu gelirini gizlese dahi, masraf yapanın kayıtlarım tetkik etmek suretiyJe beyan edilmeyen geliri tesbit etmek kabi] olabilir. İşte, meselenin Maliye ile ilgfli veçhesi, gelir vergisinin bünyesindeki otokontrol imkânım en iyi ve en verimli şekilde işletecek hukukî sistemi ihdas etmektir. Otokontrol müessesesini harekete geçiren usul. ler. her memleketin içtimaî ve malî biinyesine göre farklJİjkJar göstermektedir. M •••« •••• •••• :::: •••• B Beklenen fayda sağlanamadı izde ise, üç ayn usulün uygulanmasına ra|men, bunlardan hiçbiri bugüne kadar kendinden beklenen faydayı sağlayamamıştır. Aynca, servet beyanının zararlı bazı sonuçlar tevlid ettiği de, konulduğu günden bu yana, bir kısım çevrelerde ısrarla iddia olunmuştur. Bu iddialann esasını, ihtilâl havasının henüz şiddetle estiği ydlarda beyan edilmemiş olan fonların âtıl vaziyette kaldığı hususu teşkil etmektedir. Bu görüse nazaran, hareketsiz kalan meblâğların yatırımlara tahsis edilemeyişi memleket ekonomisi yönünden bir kayıp teşkil etmektedir. Sözü geç«i iddialar netice itibariyle bir tabminden ibarettir ve bunların kantitatif bilgilerle teyidi (t kabi] değildir. Ancak, meseleye diğer bir açıdan da bakmak kabüdir. Şöyle ki: Servet beyanı müess sesinin ihdasını takip eden yıllarda, GeUr vergisi hasılâtı, daha önceki yıllara nazaran normalin dışinda bir artış kaydetmiş midir? Eldeki istatistikler, böyle bir artışın mevcudiyetini göstermemektedir. Bu durum karsısında, servet beyanı müessesesinin hiç değilse kendinden beklenen faydayı aslâ sağlamadığım ifade etmek kabildir. Aynca, beyan edilmeyen atıl fonlann mevcudiyeti hakkındaki tahminler doğru ise, bu müessesenin neticede zararlı olduğu dahi söylenebilir. B aaaa tiit llll •••a •••• • aaı • aaa :::: •••• •aaa •••a :::: • •aa • aaa • •aa ills Hii aaaa aaaa aaaa • aaa •m • III Î::: aaaa aaaa aaaa aaaa •aaa •••• •••• :::: • aaa aaaa • III llll aaaa • aaa • aaa • »•* •aaa •••• aaaa • ••• • ••» • ••• • ••• Öze/ durum bildirimi ifekim. 1965 seçimleriyle iktidara gelen partinin gerek sevün beyannamesinde, gerekse Hiikumet proğramuıda servet beyannamesinüı kaldınlacağı ve yerine vergi ziyamı önleyecek müesslr ve ilmî tedbirlerin getirileceği sarahaten ifade edilmiştir. Bu tedbirlerin neler olması lâzım geleceği hususu ise, Maliye Bakanlığınca, Vergi Reform Komisyonu'na tetkik ettirilmiş ve neticenin bir rapor halinde tesbiti istenilmiştir. Sözü geçen Komtsyon, göriişlerini «Vergi Güvenlik Tedbirleri Hakkında ön Rapor» başlığı altında tesbit etmiş ve Maliye Bakanlığına göndermiştir. HCkâmet de, hera partîsinin seçim beyannamesinde hem de programında yer alan vaadini yerine getirmek için gerekçesinde servet beyanı müessesesesini kaldırmağı öngördüğü ifade edilen bir kanun tasansını Meclise sevkefmistir. B itibarla, son günlerde Maliye Komisyonu tarafından kabul edildiği bildlrüen tasannın, ortaya çıkışındaki sebeplere ve gerekçesindeki ifadeye bakılırsa, servet beyanı müessesesini kaldırması icab etmektedir. Ancak, tetkik edildiğinde hükumet tarafmdan Meclise sevkedilen tasannın servet beyanı müessesesini lâfzen kaldırdığı, gerçekte ise «özel durum bildirimi» başlıfı altında ve bir başka sekilde hattâ daha da ağırlaştıncı hükümleri ihtiva etmek kaydiyle • yine aynen muhafaza ettiği görülmektedir. Şayet, tasan kanunlaşırsa, hâlen servet beyannamesi ile bildirilen malumat, bu defa «özel durum beyant» adı altında ve yıllık bevanname ile birlikte yine mecburi olarak bildirilecektir. Servet beyanı, Hükumet Programında «psikolojik etkileriyle tatbikine başlanıldığı tarihten bu yana mükellef zümreleri üzerinde geniş çapta huzursuzluklann, endişe ve güvensizliltlerin husule gelmesine sebebivet vermiş olan» bir müessefe olarak takdim edilmişti. Öyie olduğu halde, yeni tasanda sadece isim değişikliği ile yetinflmesini bir hükümetin sahip olması lâzım gelen ciddiyetle bağdaştn* makta ve çok olumlu sonuçlar alınmaktadır. aaaa • !•• aaaa • III aaaa • ••• !••• aaaa aaaa ••;• jjij :: :: Saa • •• III • •a • •a aaa ••• •••• •••• !!!! •aaa aaaa • aa llll llll ma ıaıı :i: aaaa • aaa aaaa aaaa •aaa aaaa •••a Türkiye'de ürkiye'de, hâlihazırda, otokontrol metodu olarak uygulanan üç malî müessesese mevcuttur. Bunlar sırasiyle. servet beyanı, gider esası ve ortalama kâr hadleri müesseseleridir. Bunlardan birinclsini ve konumuzu teşkil eden «servet beyanı» müessesesi 1960 yılında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile ihdas edilmiştir. Bu sistemin istinat ettiiri temel fikir, gelirle servet ve serret artışı arasındaki organik münasebetten faydalanmak suretiyle belli devreler arasındaki servet artışını tesbit etmek ve bu çoğalış ile beyan edilen ^elir arasında bağlantı kurmak suretiyle gelir beyanınm doertıluk derecesin) araştırmaktır. Servet beyanı, hâlihazırdaki tatbik şekli ile sadece tnemJe •aaa llll •••a :::: :::: Sonuç programında yer alan bir hususu yerine getirişindeki davranışıdır. Yoksa, kaldınlması ya da kalması bahis konusu olan sadece bir kontrol tekniğidir ve bunun muhtemel olumsuz etkileri, verilen söze sarsılan itimad kadar önemli ounasa gerektir. :»»»:: anaatimizce önemli oian, ziyade hükümetin, K dınlıp kaldınlmamasmdanservet beyanının kal :::::::::::•»•••••• »:::»:»»:»:..::»:.:::.::::::^^:^^1^^^1 • • • « • • • • • • M ••••••••••••••••••••••••••lııııı •uçların bağlı olduklan usule gö lemektedir. Bn durum karsısınre yürütülecek, hazırlık »oruş da, her an, söyledigi bir söz yaturmasında ve kovusturmalarda da verdiği bir ders yüzünden tnbilirkişi tetkikatına basvurula tuklanma ve derhâl yargılanma mayacak, ilk «oruşturma yapıl tehlikesiyle karşı karşıya kalamayacak ve yalnız bu tasanda cak öğretira üyelerinin belli kogösterilen suçları yargılamak ü nularda susmayı tercib etmeleri zere Adalet Bakanlığının luzum kuvvetle muhtemeldir. göstereceği yerlerde mahkemeTasan, hazırlık soruşturmasın ler kurulacak ve bu mahkemeda ve kovusturmalarda bilir lerde vazife görmek üzere Savkişi tetkikatı yaptırılamayacılık kadroları ihdas edilecek cağı hükmünü getirmektedir. tir. İlk bakışta, ceza soruşturMahkemelerimiz tatbıkatında bi masını emin ve çabuk bir şekil lirkişilik müessesesinin kötüye de yürütmek amacma yönelmiş kullanıldığı, gerekmeyen hallergibi görünen bu veniliklerin al de bile bıhrkişıye başvurulduğu tında buyük tehlikeler yatmak ve bilirkişiden âdeta hâkimlık tadır. Yazımızın bu kısmında bu yapmasmın talep edildiği gerçetehlikelere ve sonuçlarına te ği inkâr edüemez. Bu sebeple, mas etmek istiyoruz. bütün ceza dâvalarında uygulan hakkınCeza adaletinin, «nçan is mak üzere, bilirkişılık daki hükümlere açıklık kazanlenmesinden sonra en kısa samanda tecelli etmesınde dırılmasında isabet oiduğu kaki faydalar herkesçe malumdnr. naatini paylasırız. Ancak, bu, hıç bir zaman. öılırkışılık müBu itibarla ceza sornşturmasının ve muhakemelerin gereksiz u essesesinin tümden kaldırılmasızatmalara tabi tutnlmaması fik na da taraftar olduğumuz anlarinde büyük isabet vardır. An mına gelemez. Bilirkişilığın kaldmlması, hâkimi, çok kıymetli cak, Ceza Usul Kanunu"nun, suç snzlann kanunu oldnğn unutnl olabilecek bir j'ardımdan, sanığı mamalıdır. Ceza Dâvasını en kı da, bir teminattan yoksun bırasa zamanda bltirmek amacı da kabilir. Bu itibarla, soruşturmanın her safhasında bilirkisiye hi, lanıga teminat olarak tanınbaşvurmak mümkün oiabilmelimış ol*n Imkânların kaldmlmasını m ı n r göstermez. Binaen dir. öte yandan, ceza soruşturnıasının bütün safhalarında saaleyh, aslında istisnai bir nsul olan meşhut suçlar usulünü ge nığın aleyhındeki deliller kadar lehindeki delillerin toplanması rekli gereksiz genişletip bir ana kural baline sokmak ceza adale kuraldır. Zira, bu delıller, sutine olan itimadı sarsar. Ceza dâ çun sanık tarafından ışlenmedivâlarının bir olup bittiye geti ğini, ya da işlenen fıilın suç olrilmekte olduğu inancımn top madjğını gösterebıîır ve hazırlık Inmda yayılmasındaki zarar bü soruşturmasında bile bu delıllere dayanarak, ışın esası hakyüktür. kında bir sonuca varmak. yanı Tasannın kapsamına gıren ademi takip kararı vermek müm suçlarda ilk soruşturmanın kündür. Tasarı hükmü, bu imkaldınlması, bu suçlar hak kânı büyük ölçüde kısıtladığı kındaki ceza loruşturmasının ve sanığı her ne pahasına olurmeşhut suçlar kanununa tâbi kı sa olsun mahkeme huzuruna çılınmasmın tabiî bir sonucudur. karabilme gayretine hizmet eder Bu bakımdan, mantık silsilesine mahiyette göründüğü için tasaykırı bir durum bulunmadığı vıp edılemez. da düşünülebilir. Hatta, ilk soruşturmanın bütün suçlar bakıTasannın usu> hükümleri mından kaldırılmasına taraftar arasında yeralıp, büyük öolm«k da mümkündür. Ve bunem taşıyan son bir hükmü nun için kuvvetli gerekçeler de de, ihtisas mahkemeleri ve savbulunabilir. Ancak, ilk soruştur cılıkları kurulmasına ilişkin ola mamn, siyasi tıitelikteki bazı nıdır. thtisas mahkemelerinin. suçıar için ve istisnai bir tasar tabiî hâkira kavraraına, dolayırufla ortadan kaldmlması halin siyle Ansyasa'ya aykın sayılade, kamuoyunu tasarıyı hazırmayacaklan düşünfllebilir. Bn lıyanlann iyi nlyetine inandırdüşüncede gerçek payı da varmak güçleşir. Zira, gerek kamu dır. Fakat, böyle bir hükmün, oyu, gerekse bilim adamlan ile siyasal mahlyetteki bn davâların diğer düşünürler, tasarıyı bütübelli yerlerdeki mntemet adamnü ile alacaklar ve bir çok istis Iara gördürebileceçi yolunda, naî kurallar getirilmesinin ar •dalete guven dnygusnnnn tesidında gizli başka bir smacm bu si bakımından son derece olnmJunduğunu zannedecetlerdir. sns etkileri olabilecek bir nitelik taşıdıfı da unutulmamalıdır. öte yandan, ba snçlar için. dö •••••••••••I viı mahkemeleri ve çocuk mahkemelerinde oldnğn gibi ihtisaslasmıs hâkimlerin görevlendirilSAADET ALTIN mesini zornnln kılacak lebepler i 1 • de yoktnr. Bn itibarla, AnayaSAMt ÖZTAOTIR sa'va nygnnluğn ve adaletin tecellisine yapacagı yardım kabili Nikâhlandılar münakaşa olan böyle bir teşebBeyofln 17J.1M7 büste de isabet olamayacafı kaTasannın kapsamına giren naatindeyiz. nıçlar hakkındaki kovvştur ma ve soruşturmalann meshut snçlar kannnnna göre yapıl(Cumhuriyet : ^834) raasının fevkalâde tehlikeli ikl sonucn daha vardır. Eğer ba taonuç olarak «unu söyleyebisan gerçekleştiği takdirde, yahriz ki, bu tasarı luzumsuzsama dokunulmazlıÇı müessesedur, Anayasa'ya ve Ceza Husine elveds demek gerekeceği Merhum gibi, Üniversite'nin bilimsel ö kuku'nun temel ilkelerine açıkYüksek ça aykırı kurallar ihtiva etmekzerkliği de bir hiyâl olmaktan Mimar tedir. Bu niteliği, onu, uygulaMUSTAFA öteye gidemeyecektir. Şöyle ki: PEHLÎVAN'ın • 1961 tarihli Türkiye Cum yıcısının elinde, kolaylıkla kötüebediyete intihuriyeti Anayasası'nın 79. mad ye kullanılabilecek çok tehlikeli bir sılâh haline getirebılecekkalinin uçüncü desine göre, yasama meclislerisenei devriyesinin üyeleri, işlediği iddia olu tir. öte yandan, gereksiz bir şid det tedbirleri mecaıuası olan tane tesadüf enan bir suçtan dolayı, kendi Mec den, 1 mart 9 sarı, kanunlaştığı takdirde, selisi'nin kararı olmadıkça tutula1967 Pazar gümaz, sorguya çeküemez, tutuk bebiyet vereceği «incirleme olaynü, öğle namalanamaz ve yargılanamaz. An lar dolayısı ile, hükumeti. istezını müteakip, Balıkesir Pamese bile yeni zor tedbirleri alcak, ağır cezayı gerektiren suç şa Cazniinde okunacak Mevhali bu hükmün dışındadır. De mağa ve anayasal zeminden büs» İidi Şerife, hâtırasını hayırla bütün uzaklaşmağa sevkedebilemek ki, yasama dokunulrnazlığı yâdeden akraba, dostların müessesesi mevcut olmakla be cektir. Bundan başka, böyle bir ve büumum din kardeşleritasannın, Meclisler'de tartışılma raber, bir milletvekili, ağır ceza mizin tesriflerini riea ederiz. lı bir suçu cürmü meşhut halin sı sırasında bile ümid edilmedik AtLESİ de işleyecek olursa, Millet Mec nahoş olaylarm çıkması ve bu lisi'nden dokunulmazlığının kal olayların, parlamentonun sıcırlarını aşarak genç demokrasidınlması için bir karar alınıcak (Cumhuriyet : 2830) mizi kolayca atlatamayacağı yeasarının usul hukukuna iliş sızın tutuklanabilecek, sorguya ni bir krizle karşı karşıya bıçekilebilecek ve yargılanabilekın hükümlerine göre. bu rakmasından da korkulur. NihaTürkiye'deki fakirliğin, suçlarla ilgili hazırlık sorus cektir. Bu tasan, kapsamına gi yet. ihtimallerin en kötüsü gerren bütün suçlan meşhut sayturması, bizzat Cumhuriyet Sav çekleşir ve tasan kanunlaşırsa, cılan ya da Sulh Hâkimleri ta mış ve ağır cezalarla cezalanuygulanması sırasında cereyanı dınnıştır. Bu durum karşısınrafından yapılacak, kovuşturma muhtemel olaylar, bizleri dönüve kamu dâvası, 3005 sayılı ka da, bir milletvekili, bu kabil bir suç işlediği iddiası ile tutuk ?ü mümkün olmayan bir noktanun hükümlerine, yani meşhut ya kadar sürükleyebilecektir. lanarak aynı gün mahkeme karasannın II. maddesi, «Tedbirler Kanunu» diye bilinen 38 sayılı kanunun 1. M. nin (B) bendi hükmünden mülhem olmuştur. 38 »ayılı kanunun Anayasa'ya uygun olduğu, Anayasa Mahkemesi tarafından hükme bağlanmış bulunduğuna göre, maddeyi kaleme almıs bulunanlar, kendilerini hukukî açıdan kuvvetlı hissedebilirler. Hakikatı hâlde, böyle bir karann isabet derecesi üzerinde delillere dayanmak suretiyle uzun tartış malara girmek mümkündür. Kal dı kı, «öz konusu kanunun birce Anayasa'ya aykın olan hukümlerini, olağanüstü jartların ürünü olmaları yüzünden bir noktaya kadar bir izah tarzına bağlamak belki mümkün olabılir. Ovsa, bugün, yukanda da söylediğimiz gibi, olağanüstü ted birleri gerektirecek clağanüstu ?artlar mevcut değildir. Ve esasen, yalnız Anayasayı değil, hukuk mantığını ve hukuk biliminm gereklerini zedeleyen bu çe»it hükümleri çeşitli vesilelerle mevzuatımıza aktanp, zararlı bir gelenek kurmanın sakıncaları büyüktür. Gerçekten, bu maddeye göre, ceza kanunundaki bazı maddelere dayanarak verılmij olan kesin hükümler bir dokunulmazhk zırhına bürünecek, dolayısiyle eleştirilemeyeceklerdir. Gerçi, tasarı «eleştiri» yı değil, «kötülemeye çalışan ları» cezalandırmaktadır; fakat, neyin eleştiri, neyin kötüleme ol duğunu tesbit her zaman kolay olmaz ve meşhut suçlar usulune göre, ilk soruşturmadan geçmeksizin ve hazırlık soruşturma sında bilirkisiye basvurulraaksızın yapılacak takibat, sonunda beraat kararına müncer olsa bile, sadece bir ceza dftvâsının açılmıs olmasından doğabilecek zararları gidermek imkânı her zaman bulunmayabilir. Bundan başka, mahkemelerin de yanılabilecekleri unutulmamalıdır. *Ke sin hüküm» bile hatalı olabilir. Bunu düşünen kanun koyucu, muhakemenin iadesi mSessesesine yer vermiştir. Bu bir ihtiyacın eseridir ve hukuk şuuruna uygundur. Bir takım tunl tedbirlerle kesin hüküm ile eleştirıci bilimsel faaliyet arasına ceza tehdidinden ibaret bir duvarın çekilmesi en azından hukuk biliminin gelişroesmi engeUeyeceği için sakıncalı görülür. t te yandan, tasanda belirtilen belli bir suçtan huküm giymij olan bir kımsenin veya böyle bir suçtan dolayı kovuşturma altında oulunan bir şahsın övülmesini suç sayan hükmü de ceza hukuku ve adalel ilkeleriyle bağdaştırmakta büyük güçlük vardır. Gerçekten, bir kimsenin, suç feşkıl eden hareketleri ile kişiliğinin ötekı yönlerini aynı paralelde mü talâa etmek doğru clmaz. Oscar Wı.de'ın, homoseksüellikten hüküm gıymis olması, onun lan'atçı yönünü övmemizi nasıl engellemiyorsa, tasannın gösterdiği bu suçu işlemiş yada bpyle bir suçtan kovuşturma altında bulunması da bir kimsenin övülebilecek diğer vanlannı unutmak zorunda kaimamızı makul gösteremez. Hele, sadece kovuşturma altında bulunması bile, kişıliğın övülmesine mâni saymaktaki aşırılığı mâzur gösterebilecek hıç bir sebep yoktur. Zira, böylelikle, kesin hüküm giymediği için ceza usul hukuku kurallarına göre suçsuz sayılan bir kımse, hakkındaki dâva sonuçJanmadan «suçluJufu» kabul edilmiş bir kimse huviyetine bürünmüs olmaktadır. T 4 I 2 5 Yasama dokunul ...8 İjıtııabul mazlığı ve bilim özerkliğinin sonu 3 Sonuç J Tüccar Sanayici ve İş adamının GAZETCSİOİR S MEVLİT litanbul TicarettOdan Organı Ttl • 224340 39 4. Vahıf Hon Baht;ekopı Kot 4 No İS Yıllık obon» bttttli 2STX\, (Basın 12331/2821) MEKAL İSMET KABEL Tasannın gelirdiği istisnalar OSullarınm doğumunu müjdelerler. 1957 Ankar» I Adana Beledıye Başkanlığmdan Belediyerruz Fen Işleri Müdürlügü Harita ve Inşaat Şubesinde çalışbnlroak üzere bir harita mühendisi ile bir Y mıiher.dis. Y. mimar, mimar veya mühendise ihtiyaç vardır. Kendilerine teknik personel talimatnamesındeki alabilecekîeri \evmive verllecektir. Taliplerin Belediyemize müracaatlan llân oluntır. (Basın Ç. 28412267/2822) Desinotör Alınacaktır m Isianbul Telefon Başmüdürlüğiinden: Başmudürlüğümüz Desinatör ihtiyacmı karsilamak üzere, yeteri kadar eleman almacaktır. İsteklilerin şartlan öğrenmek üzere Başmüdürlüğumüz Personel Âmirliğine müracaatlan rica olunux. (Basın 12293/2825) İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından: Fakültemiz Konıyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Kürsüsünde bir Kimyagerlik ile Dekanlık bürolarında açık memurluklar vardır. İsteklilerin 7 Nisan 1967 ak;amına kadar Dekanlığımıza müracaatlan duyurulur. (Basın 12551/2840) DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. DAN Bankamız personeli ihtiyacı için muhtelif tipte 621 adet CEKET ile 535 adet PANTOLON diktirilecektir. En son tekltf verme tarihi 3/4/1967 akşamına kadardır. Şartnameleri Malzeme Müdürlüğu veznesinden temin edilebilir. şısına çıkartılacak ve yargılsnacak, ileride beraat etse bile, mil letvekilliği görevi ve kişi hürrivetı büyük ölçüde ihlâl edilmiş olacaktır. • Tasan, Üniversite'nin bilimsel özerkliğini de yok edecektir, Gerçekten, Üniversiteler Kanunu'na göre. görevi doHayısiyle ya da görevini ifa ederken bir snç işledifi iddia olnnan üniversite ögretim üyesi bakkm» daki ilk sornştnrma, Rektörfin tâyin edeceği bir tahkikçi t*rafmdan yapılır. Oğretim fiyesi hakkındaki yargılamanın gerekii ya da gereksiz olduğuna, bn so rnştnrma evrakını ve tahkikçi tarafından düzenlenecek fezlekeyi inceleyecek olan Dsnıştay karar verir. Oysa, tasarı, yalnız Askeri Mahkemelerin görevini saklı tntmak suretiyle, söz konusu suçlara ilişkin hâllerde, bütün soruşturma ve kovuştnrmatann meşhnt suçlar kannnnns göre yapılacagını. dolayısiyle, memnrlar, hâkimler ve Cniversite ögretim flyeleri hakkındaki ber türiii KT»I .«r..««~ Bu ,ı itib'arla, hükumet, tasarıyı J işlemden kaldırdığı ve bunu kamuoyuna bildirdıği takdirde, i sadece öğülmeye lâyık bir iş yapmış olacaktır. S O N PARA BİLDİRİ geri kalmışhğın sebebi Kitabında ORHAN PEKİN ÖTAPÇILARDAN tSlTEYlNlZ Ödemell: Hırblye HalSsktrgazl Cad. No. 8S tstanbul 5 T i . Cumhuriyet 282/j NEBAHAT «ÖLMEZOĞLÜ» ALİ ÖLMEZOĞLD Evlendiler. 18J.1M7 10 Mart 1967 tarihinde İstanbul Radyosunda yapılan Açık Oturum'da Heyetimire mensup bir eczacının yaptığı Hekim Camiasuu itham ve rencide edici konusmaıun, Birliğimizi temsilen yapıldığı intibaının uyatıdığuu tesbit etml| bulunmaktayız, Bu itibarla agağıdaki »çıklamanm yapılmasına Earurct hasıl olmustur. 1 Mezkur Eczaa, bu konuda Birliğimiz adına beymnda bulunmaya yetkili değildir. 2 Kendisi Açık Oturuma sahsi adına ve HeyetimizJn malumatı dışında kaülmıştır. 3 Arkadaşınuzrn göriişleri Heyetimizi ilzam etmediğl jibi, bu görüse katJİmamız hiçbir suretle mümkiin deiildir. KeyfiyeÜ görülen lfizum üzerine Kamu Oyuna arz ederiz. TÜRK ECZACILABI BİBLİĞİ Heris Rek: 8672849 İFFET DtNÇER Ue JAMES F. KELLY Evlendiler ".3.967 Ankar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear