28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DttRT 14 Mart 1967 •a flrt nnıfta.. Dektera oranla çok az kazanan alt üinıf üyele rinden birinin (Doktor yılda aı garî 15.000 dolar kazanırsa; ka lifiye olmayan işçi için bu rakam 4 M dolardır) çocuğunun W doktor olması imkânsız denecek kadar güçtür. T»p Fakültesine girişin güçlüğü bir yana, uzun ve pahalı tahsil yıllannı bir işçinin karıtlamasına imkân voktur. Şirket müdürlerl, finiversite ySneticileri, mflhendisler, bn üst gınıfın üyeleridir. Yani bnn lar, sermayenin kalUnılışında rol almıslar ve bn imtiyazlarından ötörfl mfikifatlandırılmıştardır. Tılda 159 bin doları aşkın ficret alan yöneticiler vardır. CUMHTTRtYET VE AMERİKALILAR Amerikan fazetelerinden daha büyük yer kaplamaktadır. 963 yılımn 22 Kasımında vurnldn Kennedy... Aradan fiç yılı aşkın bir zaman geçmif bulunuyor ve halâ Amerikan halkına bn ınikastın bir nınyak tarafından icr» edildiği teorisi kabul ettirilmeye çalışılmakta. Baskanları Johnson, «bu dosyanın açılmasmda fayda görmüyorum.» diyor. Hatalarla doln olduğn anlaşılan >Varren rspomnn hazırtayanlan n bafi Warren da aynı fikirdedir ve blle bile yapttkları hatâlarda ısrar etmektedir: • Oswald'ın tek kaatil olduju gerçeji değişmer!..» Oswald vurulmu|tur; onun kaatiline de manyak demıjler dir. Suikastın bir komplo ol.duğunu isbat edebilecek tanık'lardan yirmibiri, üç sene içinde garip sekillerle ölmüstür; jbuna da aldırmamı«.lardır.. An'laşılamıyan şey, yüksek kıdejmede oynanan bu oyuna, Amerikan halkının jej çıkartmamı» olmasıdır. 1 Neden böyle A ( Suikastın bir komploya dayandığını isbat etmeye çalışan'lara bakalım.. Euchanan, bu isi korkunç bir mantık düzeni için de ilk başarandır. Fakat o, kitabım Paris'te yayınlamıstır. Os•wald'm avukatı Mark Lane, bü tün delillerini toplamış, hatırladığı filmi gidip ilk defa Paris" te oynatmıstır. Kitabı Avrupa' da büyük tepki yaratmış, Amtrika'da ise pek aldıran olmarnıştır bir grup aydının dısmda... New Orleans savcısı Jim Garrison, eanını dişine takarak çahımakta, olayla ilgisi bulunabilecek herkeıi sorfuya çekmektedir. Fakat Jim Garriten'a da. Amerikan bısınının büyük kısmı «sfibret »vcuı» damgaııaı vurmakta geeikmemis ve Onu hafife almışlardır. Jim Gar rison'un toruşturmasına alt haberler, Avrupa gazetelerinde, eden böyledir bn?~ Amerikan halkı kendi meselesine, hem de en dnemli meselesine neden ilgi göstermtmigtir? Sokak ortasında vnrulan baskanlarının basit bir cinayete knrban gitmedigini isbat eden delillere gözünii ve knlağını kapatmış, neden gerçefci içtenlikie aramaya çaüşmamıstır? Toksa Amerikan bılkı düsünee yeteneğini rai kaybetmiıtir!.? Düşünemiyen bir ulusun, 11er lemesi imkânsızdır. Halbuki Amerika, «ilerleme» denilen »niama maddi bakımdan cn fazla lahip olan ülkedır. lnsanı aya ulastırabilecek çüçteki ta nayii hergün gelismekte, Viettam gibi korkunç masraflı bir savası, günlük butçesinin içınde yürütebilmektedır. Fakat Amerika bn .lerleyisi içinde, kendine eğilmeyi ihrail etmişt.r~ Çealty üniversitelerdeki araftırnuunUr. bir Türkiye'yl, bir Gan»*yı, bir ı'Urk ve bir Ganaiıdan daha iyl ineelemlslerdir. Ne var ki Amerika' nın kendiıine bakmaya çalışma nuflar, toplnmlannın yapıgına, en bayati bir mesele karşuında bile kendine snnul&n «zorlamı yargı» yı kabol eden Ameri ka/hnın dramına, eiilmemisler dir. Pıikoloji, tosyoloji gibi ilinv lerin merkeıi bu gün Amerika' dir denüir.. Bu psikologlar ve sotyologlar, Freud'un birey v« topluma baktığı açıdan bir derec* ötesini görememişlerdir halbuki.. Kendisine mnulan herşeyi, haklı veya haksız, dog ru veya yanlı? kabul eden bir kitlenin problemini, bu ilim aJacqaelhw kocasmı kaybettlği damları halft Freud'da aramakgünden on yıl önce, bir genç kıztadırlar. ken 1»53 te. M merika içinde bn durnmun dertlendirdiği pek çok adam vardır. Bunlardan bir tanesi olan Vance Packard'ın, «Status Seekers» isimli kitabını ele alalım. Packard, «Kulağımıza bep doldurulan; sınıfsız oir . toplum olduğumuz, refahın aramızdaki (arkları kaldırdığıdır» diyor.. Ne var kl ı?in içyürü böyle değildir. Sözü vine Packard'a bırakalım: «St. Lonis Parkında, bir grnp maymuna çeşitli nareketler yaptıran bir adam dikkatimi çekti. Yanına gittim ve mav mnnları bn işe nasıl alıstırdığını sordnm. Anlattı: Mcsele may mun grubunun içindeki şeli bulmaktır. Onu bulduktan son ra üzerinde uğraşır ve kendi tarafınıza çekersiniz. Gerisi ko laydır; çünkü diğer maymunlar, jeflerinden, rizden korktuklanndan çok korkarlar .. Vance Packard bir Amrrika'lıdır. ve toplnmnnnn içgüdülerinin, maddî dnrumla lıirlikte nasıl bir yola fevkedildiğini incclemistir: •Amerikan Istiklâl beyannamesinin ilân edildiği v'Harda, yani 18 inci yüzyılın sonunda, Amerika'hların beşte dördü. kendi işlerinin patronuydular. Bu oran 1940 ta beşte bire düştü. Şimdi ise sadece yüzde on üç kendi işinde çahşıyor. Yani yüzde 87 baskası tarafından ça lıstırılmakta, bir işverenin yanında bulunmaktadır.> Kaatil ımdı ! ) Derleyen t Sermayedarlar MEHMET BARLAS şarken yaptıklarının bir sonucudur... Sadece gangster sendikacı Hoffa meselesini ele almak yeter.. Bundan on yıl önce 32 yasında bir hukukçu; Robert Kennedy çıkmış ve Hoffa'nın Taşıt Işçileri Sendikasındaki yardımcıiarından 124 ünün sâbıkalı olduğunu ortaya koymuştur. Bu gangster sendikacı, mahalli sendikaları da Mafia aracılığı ile ele geçirmiştir. En ünlü kaatiller ona çahsmıs, New York'ta John Dioguardi, Chicago'da Al Capone'nin halefi Josepb Glimco, Hoffa'ya seçim kazandırmışlardır. Robert Kennedy, Philadelpia'da 400 bin do larlık sendika fonunun «iç edildığini» de ortaya çıkartmış, Hoffa, dâvâ dosyasından bir evrakı çalması için bir yetkiliye 18 bin dolar rüşvet verince de, önceki gün sekiz yıllık mahkumiyetini başlatmak üzere kendisini Sing Sing'e gönderen kararı aldırmıştır. bir adam serbest gezerken, tatmin oldum demeye imkân yoktur.» Başkan seçilince de, gang* terlere savaş açan kardeşi Robert'i Adalet Bakanı yapmıstır. Bu gün Johnson ıdaresinde Miami'nin belediye başkanı olan" eski Başkan Rooswelt'in oğlu Elliot'a gidip «tiangsterler bnraya bükmediyormos; dofnı ma?» diye sorarsanız. su cevabı verir: «Hayır gangsterler bnray» hükmetmiyor. Miami gangsterlerin malıdır zaten». Osvvald'ı vuran Ruby de, Mafia'nın adamıydı. Mafia ise, Cast ro'yu devirmek için Amerika' da çalısan Kübanılara «ilâh temin ediyordu. Kesin deliller, Oswald'ın bir F.B.Î. ajanı olduğunu ortaya koyuyor.. Savcı Garrison'm bulduğu tanık, Oswald'ın Ruby'yi tanıdığım açık ladı. Küba'ya karsı yapılan ha zırhkları C.Î.A yönetir.. CJ.A. nın başında ise ıs adamlan da vardır. Böyle bir kannk «lairedlr bn.. Ve Kennedy hepıine karfiydı; vnruldn!.. V ance Packard'ın bu sınıflar dışında bıraktığı bir grup vardır ki, bunlar sayıca az lıklarından ötürü belki sınıf ni teliğinde bile değildir: Sermayenin asıl sahipleri!.. Hunt misalini, önceki yazıla rımızda vermiştik. Petrolden zengin olmuştur, günde 200 bin dolar kazamr.. Bu çapta veya buna yakın kudretteki insanların sayısı 100'ü ancak bulur Amerika'da... Bunlar, maymunlann lefini bulan terbiyeci misall, toplumdan direktörler keçerler; üıt sınıflar vasıtaııy'la asagı ıınıl ları kuUamrlar. ir de asaği gınıflara mensup olup, çesitli yollarla kendi •ınıflannın üstüne çı karak hâkim olanlar vardır. Meseli sendika liderleri.. Bunların en iyi örneği, Taşıt îsçile ri Sendikası başkanı Hoffa'dır.. Bir gangsterdir Hoffa.. lsçileri, O'na senede yüzbin dolar maa|, ayrıca jimnastikhaneli, havuz* lu bir kisane tahsiı etmişlerdir. Parça parça B n iş bölümtt Vance Paekard'a göre, Amerikan top lumnnu bir takım gınınara bölmüştür. Daha do|rnsa, bn toplom, yatay (ufki) ve dlkey (şakuli) olmak üzere bir takım katlar meydans getlrmiştir. Sahip olduklan işe ve kazanç lanna göre Amerika'lılar beş •ınıfhdırlar. Bu sınıfların ara»ında gercek duvarlar bulunmakta. bir sınıftan diğerine geçilememektedir. Geçmeyi lüzumsuz gibi göstermışlerdir çesitli etki araçlan ve propaganda usulleriyle... Meselâ mütebassıı bir doktor, en üst sınıftadır; bir pratisyen ise ikincl B Amerika'da volu bu üst sınıflar çizerler. Bütün kavramlar; demokrasi, esitlik, adalet bunlar tarafından halka r.akledilir.. Güçlüdürler™ Badyoları, televizyonları, basını ellerinde tutarlar. Aşağı sınıflann dü sünmesi için bir an (ırsat vermezler.. îşten eve gelen adam, televizyonda veya sınemaya git tiginde beyaz oerdede. hep aynı çocukça şeylerle oyaianır. Ve, «Kennedy'yi bir manyak vurdu» deyince inanıverir.. Kennedy bu «yol çizenler» için makbul olmayan bir 'iptir.. O'nu zenginler sevememiş tir.. Gangstcrlerin sevraesine ise hiç imkân yoktur.. Kendisi de üst sınıftan geldiği halde, bir «Fazilet mütadelesine» girmis, h»lka dayanarak herşeyi yapabileceğini sanmıştır. Bir ölçüde yapmış, fakat ijin yarısındayken vurulmuştur. Problemin çözüm noktası belki de bu suikast olacak, Amerikan halkı belki de kapıldı ğı düşüncesizlik çaris'.ndan burada kurtulacaktır. Fakat, onlar ellerinden geleni yapmakta dırlar. Osvvald'ı lek kaatil ilân etmişlerdir. Şimdi bütün dertleri «bn dosyayı bir daha açmamaktır.» Kennedy'nin danışmanlarından Theodore Sorensen, müteveffa başkan için yazdığı abidevi eserde, «Kennedy gibi bir adam, ölfimfl ile defil, yasarken yaptıklan ile anılmalıdır» diyor. Sorensen haklıdır, fakat Kennedy'nin ölümü de ya Kennedy YARIN Diğer komplo delüleri B aşkan Kennedy ne yapmıştır? Seçim kampanyasında, televizyondan Amerikan hal kına «eslenmiştir: «Hoffa gibi Dişi Bond IMODESTV •BLAISE ssmsşsıgssggig^ 06.25 n6.30 06.45 06.50 07.00 0/.05 (17.30 07.45 07.50 07.55 06.00 08.20 08.40 09.00 09.10 09.30 09.45 10.no 10.15 10.25 10.40 11.00 11.03 11.10 12.10 12.1!; 12.30 13.00 13.20 13.50 14.00 14.20 14.35 l«A0 15.20 15.40 15.S5 16.00 16.55 17.İS 17.30 17.25 17.50 19.00 l»40 19.45 20.00 20.15 20.40 20.5S 21.00 Acılıs. Droeram Türküler «ecidi ( 1 . Konusma Türküler cecidi (2) Köve haberler Türk halk müzlB Haberler v e hava durumu KUcük ilinlar Stüdvo G'den Istanbulda bıutttn Hafif müzik Operet müzlil Piyano soloları Kadın gazetesl S.Tur GUlermandan tarkılar Fransadan yankılar Sabah türkttlerl Müzik kutusu Calısan kadın GUlizar E n e l d t n tarküar Arkası varın .,» Kısa haberler ' 1 i'9' Sabah konaerl Öftleve dogru Kücük ilânlar SErorhandan türküler Bcraber v e «olo sarkılar Haberler. R. G. de buıün Stüdvo G'den Reklâm Droeramları Incl Cavırlıdan sarkılar Kemal GülesoMu orkestrası Ekrem Varoldan sarkılar Konser klavuzu Cökçen Kaynatan orkestras* Salih Uveundan türküler Kısa haberler Eiitim radyosu Cocuk bahcefd Trafii* dikkat Kısa haberler Erkekler fasıl tonluluJu ReklSm mocramları Hmberler ve hara durumu KOcük ilanlar , Stüdvo G'den B. takımından türküler Plâklar arasında N.Hİlkat Culhadan sarkılar 94 saatin olavları v e K.llânlar Buhar kazamndan atom ıeakt6rüne 21.30 Radife Ertenden sarkılar 21.35 Kücük ilânlar 21.40 Bitmez tükenroez Anadolu 2150 Süor eazetesl 22.00 Reklâm Droeramları 22.^5 Haberler v e hava flunımu 23.00 Radvo senfonl orkestrası 23.30 Cacdas müzik 24.nO KaDanıü ISTANBUL IL RADYOSU 16.55 Acılıs v e Dioeram 17.00 Sizin lcin 17.30 Kücük konser 18.00 i y i aksamlar 18.30 Senfonik müzik 19.00 Cesitli melodiler 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber 21.00 Karısık sololar ' 2 1 ] 5 Koncertolar 21.45 Hafif müıik 22.00 Gece konseri 23.00 Caz saati 23Jfl CesiUl müzik 24.00 Gece yarısı lcin 00 30 Hafif müzik 01.00 Procram v e kaDanıt BULMAÇA 123456789 YUKARIDAN AŞAĞITA: lerinde güze! kızlara böyle denı1 Bir çeşit dikenli süs bitkl lir. 7 «Düzineden tkl eksik sayıdakl kâse> lerl (çoğul). 2 Düzenleyip iyi hale sokma ve lmar etme, bir nar1 23456789 lerde bulunan \4uharrem ayı fin okunuşu. 3 «Ayda veya yıltatlısı» anlamıda ödenecek Ucret karşılığı» mâna iki söz. 8 nasına bir söz ve bir edat. 4 Suçlular mahke «Lezzetine bak!» karşılığı bir emeler tarafınmir, bir işi ertelenv ve başka dan böyle bir • zamana bırakma hareketi (eskl kibete ugratıbrterim). 5 Kahraman Mehmetlar. 9 tnsanm çikler, yurdurnuzun yüksek dagDflnM bnlmamn hayatıru kazanlanndan biri. 6 Anadolu köydıran, latile. Tıffany Jones SOLDAN SAĞA: 1 Bir çok içkiyi birbirînettkanştırma yoiu ile yapüan fçitiyl satan. 2 «Birdenbire bulmaya çalışma hareketi göster!» anlaınına üd sözlü bir emir, hayat arkadaşı veya benzer. 3 Çok ihtiyar olanlara argoda böyle diyenler olur. 4 Tersi «gerideki kısım» mftnasına gelir, bir Rum erkeğinin adı. 5 Insanların gönlünü ferahlatan tatlı belirti, çocuk. 6 Aptal durumdaki erkek hizme^çi» karşılığı iki söz. 7 «Avuç çizgüerinden geleceği keşfetme falı», bazan da bu iki sözle belirtiiir. 8 Başlıca besi mad delerimizden biri, idam mahkumları her gece rüyasmda onu görür, eski Mısır tanrılarından. 9 Güneş ışığında bunun yedisi de bulunur, seziş kudreti çok fazla kişi. OÜNKÜ BULMACAN1N HALJ£DtLM1$ ŞEKiJ N A S a HALLEDİLECEK fukandakl rakamb bnlmacada •»dece 6 tane anahtaı (ipaen) ve 6 tnne souaç vardır Bo$ olan t 2 karenin içine 1 den t a kadar nygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma. bolme işaretlerine dikkai ederek soldao sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada gösterileo sonuçlan balunuz. Biraz vaküniâ alıt ama, bos, vaktinizi boşça geçirmij olursunuz. flSKveOLÜM 91 \n Wi!liam FAULKNER Çy"»" Vofıdet 6ÜLTEKIN jek yuvarlakhğı üzerinde dönük gövdesinin incej» inceye biçimli zârifliğine bakarken, içinden: «Kendinde değil ml acaba bu kız?» diyordu. Cecily, çevik, kaba sesinin ölçülü, soğuk çıkmasına çalışarak: «Size çıkın dışarı denince de çıkmayacak mısınız bu odadan?» dedi. Margaret Powers, içinden: «Hadi or'dan! N» söylesen boşuna!» diyerekten, geldi kalçasını yatağa yasladı. Cecily, duruşunu hiç değiştirmeden, istediğini bir daha belirtmek üzere, kapıyı oynattu Margaret, sessizce, öyle durmuş, k'zın inceden inceye biçimli dokunsan kırılacaklığına bakarken (Bacaklan oldukça düzgün ama, nedir karsımda bu biçim duruşu? Erkek değilim ki ben) yatagın pürüz süz tahtası boyunca avcunu ağır ağır gezdiriyordu. Birdenbire, ötekisi kapıyı hızla vurup kapattı. pen cerenin önüne döndü. Margaret de onun arkasından gitti. Cecily, şu işi niye akıllıuslu konuşmuyoruz?» Kız karşıhk vermedi. Onu duymamazltktan geliyor, parmakları arasında perdeyi buruşturuyordu. «Ba yan Cecily mi diyeyim yoksa sana?» Cecily birdenbire alevlendi, ona ateş püskürdü: • Niye rahat bırakmıyorsunsz beni? Sizien konuşmak istemiyorum ben bu işi. Niye geldiniz bana?» Gözleri kapkara kesildi; artık sert sert bakrmyordu bu gözler. «Onu siz Istiyorsamz. alın. sizin olsun. Bütün istediğiniz fırsatlar elinizde ben bile göremiyeyim diye onu orada kapalı tutuyorsunuz!» « Ama, ben onu istemiyorum ki. Işleri onun hesabma düzeltmeye çahşıyorum. Bilmiyor musunuz ki ben onu isteseydim buraya getirmeden önc» evlenirdim ben onlan?» « Evlenmeye çalıştmız ama, başaramadmız. Evlenmedinizse bunun için evlenmediniz.» Margaret bir şey söyleyecek gibi oldu, Cecily atıldı: «Yo, değil demeyin. İlk gün anladım ben bunu. Onun peşinde olduğunuzu. Peki. madem öyle değil, niye bur'da kalıyorsunuz hâlâ?» Margaret, sâkin sâkin: «Bunun yalan olduğunu siz de biliyorsunuz» diye karşıhk verdi. • Öyleyse, onlan niçin ilgileniyorsunuz, gevmiyorsanız?» (Lâf anlatmak imkânsız.) Margaret ellnl ötekinin koluna koydu. Cecily çabucak geri geri çekildl, Margaret de gene döndü, yatağa yaslandı. « Anneniz buna karşı, Donald'm babası İM umuyor» dedi. «Ama. annenize karjı elinizden n» gelir ki?» (Kendine karşı da.) « Sizin öğütlerinize ihtiyacım yok herhalde.» Cecily başını yana çevirdi. O azametli hali, öfkesl gitmiş, bunun yerine lnce bir umutsuz üzgünlük gelmişti. Sesi bile. bütün davranışı bile değişmişti. Acmaklı bir tavırla: «Ne perişan haldeyim, görmü yor musunuz?» dedi. «Size karşı kabahk etmek istemezdim ama, ne yapacağımı bilemiyorum, bileml yorum... Öyle bir haldeyim ki... Başıma bir şey gel di. Ne olur!. Margaret Powers, kızın yüzünü görünce, ona doğru atıldı, daracık omuzlarma kolunu doladı Cecily geri geri çekildi, (Arkası var) MOİkOÇOğlU [ konu ve resirn: AYHAN BAŞOĞLU [ I BEYflZ GUL AN K AR A Acılıs. crocram Günaydın Köye haberler Gcnül Akın ve Necdet TokatlıoSludan «arkılar Haberler ve bava durumu Sabah müzlil Ankarada bugün Kücük ll&nlar Her telden Kücük llânlar M.Geeeratmazdan türküler Günümüz Sorunlarımıl Sabah konseri Kısa haberler ve K. İlinlar Arkası yarın Eeitün radyosu (1\ Melodiden melodiy» Cocuk bahceal Öğle müziti Balete cairı Kıbrıs aaatl Kücük lllnlar G. GökMl ve V. GUrtclden sarkılar Haberler. R G. d« buiUn Plâklar arasmda Reklâm Droeramları Cocuk bahcesi Günerl Tecerden tarkılar Buzün icln sectiklerlmiz Kısa haberler ve K. ilânlar Eeitim radyosu (2\ O Türenden türkttlar Plâklar arasında S. Teimenden sarkılar Bir bando calıror Kısa haberler ve K. İlânlar Köy odan Reklâm DroKnunları Haberler ve hava duruonı Kücük İlânlar Ü. Yürükoeludan turkttlar Uykudan 6nce Isteklermlz mikrofonda Klâsik Türk M. tophılufcı 24 saatin ola.vlan v* Kilânlar Sinema T.B.M.M. saatl Hafif müzik A. Gürkandan türküler Haberler ve hava durumu Her haft» bir yorumeu Gec* n n ı ı n ı deiru Program ve k*Danıı Misafir: «Odası nasıl da kendisine benziyor!» diye düşündü: Akçaağaçtan, üç aynalı bir »üslenme masası, üzerinde biralay incecik billur kap, zârif elbiseler gelişigüzel sandalyelerin üzerine, yere aülmış. Çekmeceli bir dolabın üzerinde küçük bir resim. çerçeveli. Bunun kim olduğunu içinden gelen bir duyguyla anlayarak: «Bakabilir miyim?» diye sordu. Cecily karşıhk vermedi. Arkasında, biçimi belli olmayan ince bir elbise, ona sırtı dönük durmakta inat ediyordu; pencereden gelen aydınlık e'.bisenia içinden geçiyor, daracık gövdesini belli ediyordu. Margaret Powers yaklaştı, Donald Mabon'u gördü: Ba?ı açık, arkasında düğmeleri çözük. biçimsiz bir gömlek, eğri büğrü bir demir duvara dayanmış duruyor, elinde de dünyasından geçmiş ufak bir köpek; Donald onu ensesinden gelişigüzel çanta gibi tutmu». < Tam ona yakışır bir hal, değil mi? »diye yorumladı. Cecily sert »ert: «Ne istiyorsunuz benden?» dedi. « Anneniz da bunu sordu, biliyor musunuz. Ayrıca, bu is« burnumu sokuyormuşum sanıyor gibiydi.» « E, sokmuyor musunuz? Kimse çağırmadı sizi buraya.» Cecily döndü, kalçasını pencerenin kenanna dayadı. « Müsaade alınmca burnunu sokmak demnez buna bence. Öyle değil mi?» < Müsaade mi aldınız? Bu işe bumunuzu s»kmanızı kim istedi sizden? Donald mı istedi, yoksa beni korkutmaya mı çalışıyorsunuz? Donald kendisini bundan kurtarmamı istedi benden, demeyin sa kın, yalan olur.» « ö y l e bir şey diyecek değilim, hiç de 5yle bir niyetim yok. Ben ikinize de yardun etmeye çahjıyorum.» « Yo, siz bana karşısınız. Herkes bana karjı, yalnız Donald değil. Siz de onu dört duvar arasında tutuyorsunuz, mahpus gibi.» Çabucacık bir döndü, başıru pencereye dayadı. Margaret, sessizce, oturdu onu süzdü: Arkasındaki saçma elbise içinde olduğu gibi ortaya çıkan incecik gövdesi... hiç bir şey giymese daha iyi olur du; tatsızlaştıran, örümcek ağı gibi bir şey... Bu bir tek dantelli elbise, kendisine pek de uygun düşercesine, coraplarının uzun boğuk ışütılaruu da belli ediyordu. Margaret içinden: «Cellini, keşis olsaydı hayalinde bu kızı canlandırırdı» diyor, onu çıplak olarak görmek ister gibi oluyordu. En sonunda, yatağın üzerinden kalktı, pencereye doğru gitti. Cecily başını bir türlü çevirmiyordu. Margaret, gözyaşı göreceğini umarak, kızın omzuna dokundu. Usulca: «Cecily» dedi. Cecily'nin yeşil gözleri kuruydu, taş gibiydl. O zârif sık adımlanyla. hızla, odanın öbür ucuna kaç tı. Kapıyı açıp tuttu. Margaret, pencerenin 8nünde, bu dâveü kabul etmedi. Kızın kalçasmın gev
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear