26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 Mart 1967 CUMH1 VA NU'nun ölümü raftan ecelle pençeleşirken, blr taraftan da, yukarıdan v« yüzüne tuttnğumuz gazetelerdekl resimleri gönnek, mansetleri eözmeye, uğrasmak, hattâ yeler, turunç, portakal bahçeleri, Kıral Parkının ubunlardan, o her zamanki zartf tâbiri ile «ahkâm lu a&acjan arasmda kaybolmus, renk renk ve kırçıkarmak» oldu.. raın kiremltli binalan tle sirin bir kıyı sehri. İhen Batumda Vâlâyı tamdıjpm zaman o, yalÖsamlı yapısı, renkli kuleleri ve bu kulelerin göknız ince, hassas bir jair değll, narin, hattâ lere değen altm salipleri ile bir Ortadoks kilisebiraı hastalıklı görünen bir gençtl de, zaman xa»1, kıyı yeşillifcleri içinden bu şehre damgasmı vuman vücudunun ba haline bakar: ruyordu. Her ikindi saatinde saşmadan gelen tatlı Ben sizinle bu yollan nasıl asabilirim, glbi blr yağmur sağnağı, Batumu yıkar, parlahrdı. Hnyakmmalan olurdu. Evet, önümüzde yollar dulâsa burada her jey, renk, «ükun İçinde uyur gimanlıydı. Nerelere varacaklan ve bfzleri nerelere bl görünüyordu.. çıkaracakları da belli defildi. Ama bu yollar çeklciydi, süriikleyiciydJ. Vâlâ ise hastalıklı görünüRalbuki o günlerde Baturo, hlç de nyuyaa bir yordu. Ama bu narin viicut yapılıjı içinde faşılakıyı cenneti değildi. Meselâ bir gece aessizee sehre gelen Enver Paşa ve arkadaşlarının, Kıral Par cak kadar güçlü bir irade vardı. Arasıra bu narin yapılışuı, ona ihanet eder gibi olduğu anlar yajakı yakınındaki bir bahçeli evde oturan Halil Palanın kösküne lndiklerini öğrendiğimiz zaman, Amışızdır. Hattâ bir de/asında Nâzımla ben onu Mosnadoluda Sakarya muharebeleri başlamak üzereykovadan, Kazakistanda bir Kazak avulunda Knnu di. Enver Pasa da ba toprağın çocuğuydu. O da otedavisi, yani kısrak siitü İle bakını için yola çılaylan kendi açısmdan değerlendiriyordu. O da ökanrken ardından: nünde bir taknn yollar seziniyorda. Moskova, Ba Acaba dönecek mi? tum, Baku, Ankara arasmda, telli. telsiz haberledıye blrbirimize sorduğumuz olmuştur. Fakat Vârta gece gündüz havalarda uçuştuğunu duyuyor lâ Kazakistandan döndii. Ziya Gökalp'uı «Atanın glbiydik. Acaba ne olacaktı ve öniunüzdeki duiçkisi köpuklü kımız. diye verdiği sağlık öğiidü manlı yollar ne istikametlerde açılacaktı? Evet zaboş çıkmadı. Vâlâ Kazakistandan bir Kazak genci man, blrseylere gebeydi ve biz; o günlerde. ba ra gibi güçlfl, nhhatli döndü. Sonra kendini, kitaplar, manm doğuracağı seylerin doğum ağnlannı, biraz nazariyeler üstünde dev bir çalışmaya rerdl. Vâda kendi içimizde duyuyor glbiydik. Hnlâsa o lâ'nın, ju Marksizm dediğimiz çetin problemleri, günlerde Batumda, her biri başka şeyler bekleyen bizde en iyi bilen ve bunlann yanında Batının fibazı Türk grnplan yasıyordn. Biz de bu gruplarkir ve sanat eserlerini en çok okuyan bir insan oldan biriydik duğunu, bilmem biliyor musunuz? Ama o kiiltürünü, hiç bir zaman gösteris metaı kılmadı. Moskovadan sağlam bir bilgi hazinesi, geni? bir Dünya Göriişü ile döndü. Ama bir parti adamı olmak istemiyordu. Basın onu çekiyordu. Hayatı boyun••3 iz de diyorum. Evet, biz de yani üç arkadas: ca da Mnbarrir kalmak istiyordu. 1926 da Ak^un *~* Nurettin, Nâznn Hikmet ve ben.. Üç arkadas, «razetosinde yayınlamaya başladığı «Arkadi Aver•raa yapılışları, mizaçlan ve istidatJan ile birbirinçenko'dan Rikâyeler. serisi blrden çok genis ilgi den ayn üç arkadaş.. Fakat ba üç ayrı (abiatfa üç topiadı. Bu hlkâyeler ki, aslında Vâlâ'nın bir teiiayn insanın hayatlannda ve kaderlerinin en ayrı görunen, en çelişmell anlartnda bile, daima bir Udir denilebilir. Ama o onlan tercüme olarak sunuyordn. Halbuki her hikâyede Vâlâ'nm hissesi, birlerinl duydular, birbirlerioi anladılar... Nârınt o yazının bütünü kadardı. Ondan sonra arfak yoHikmet, her giin biraz daha yoğrulan heyecanlarırulmas bir gazeteci olarak ömrii boyunca çalıstı. Banın deli şahlanışları ile, damarlanmn hangi yanşzan blr günde 4 5 sütun yazı hatırladığı olurdu. larda çatlayacağı belli olmayan bir azgm at gibiydi. Ama bu şahlanışlar, belliydi ki, özlü, soy ve Aına bunlarda hiç blr kalite düsüklüğü olmazdı. Kaldı kl aynca Roman, Tiyatro eserleri, hattâ Seçok seyJer vadeden bir kaynaktan geliyordu. Vâlâ naryolar alanmda durmadan eser verdi. Nurettln ise, duygulu, ince bir sairdl. Birinci Dünya Harbi sonundak] Genç Şairler neslinin sanatını işUyordu. Faruk Naflzler, Orhan Seyfiler, Yasuf Ziyalar akıznından gelen bir İstanbul şairi. Nâzım C l a k a t en büyük eseri, hlç şüphe yok ki son Hikmet'in sel gibi değii de, fırtına gibi gelişen sa• • eseri oldu. Yani «Bu Dünyadan Nâzım Geçti!» • natının ilk oyunu, Vâlâ Nurettine oldu: Vâlâ bir kitabı. Bu kltabın hazırlanıj safîıalannı bilirim. giin şöyle haykırdı: Bu kitap hazırlanırken o, getecekte de yaşayacak Ben artık şiir yazmıyacağım. Bir insan en bir kitap yazdığını biliyordu. Bütün ihtirası ile lyi neyi yapabiliyorsa, onu yapmalıdjr. Bizim edekendini bu esere verdi. Ama bilmiyorum, buna biyatunızm yarınki büyük §airi Nâzımdır! yalnız Vâlâ'nm eseri demek doğru olur mu? Evet Ondan sonra Vâlâ artık şiir yazmadı. Kendini Bu Dünyadan Nâzım Geçti» nin yazarı eibette ki okumaya ve başka türlü yazılara verdi. Bana soVâlâ'dır. Fakat Vâlâ 1942 yılındakj evliliğinde hararsamz, Nâzıra Hikmet'i ilk keşfeden Vâlâdır. Ayyatında öyle bir talih ile taçlandı ki, ba talib tacı dın ve mubtevalı Vazar VâNu'yu da bence, gene onun hem itici kuvveti, hem arkadaşı, hem yarkendisi evvelâ orada, Batumda yarattı. Yani Muduncısı oldu. Vâlâ'nm bu talih tacı, onun eşi Müharrir VâNu kendini, evvelâ orada ve böyle asîl zehher VâNu'dur. Sanıyorum ki VâNu'nun sebir hesapiaşma ile buldo. batlı, başanlı v e mazbut meslek bayatında esinin müstesna bir yeri vardır. Dostum, arkadaşım VâOndan sonra VâNu'nun hayatı, tâ 9 mart 967 Nu'nun ardından, onun ölümü için yanarken, kencuma gününe, yani hayata gözlerini kapadığı güdistoi bütünü ile VâNu'ya vakfeden olgnn ve ne kadar, okumak, yazmak ve düşünmekle geçti. Hattâ 9 mart sabalıı bile, yani artık ecelin üzerine vefalı eji Müzehher VâNu'y», ooulmaz kederinde kanat gerdiği ıstıraph saatlerde de ilk işi, bir ta tahammüller dilarim. k »mmm •••• •• •• Yusuf Ziya'yı kaybettik oya sahil 92O büriinen gibi bir dağlansehriydi. Kat kat yesilliklere Acara altmda, palroi yazını hatırlıyorum. Batumdaydık. Ba Şevket Süreyya AYDEMIR mmmm •••• •••• •••• •••• •••• ••Mfe »••• «••« S5SS •••> •••• • •«• •««• B • •*• a««* •••a •••• **«• •••• •••• :::: •••* <)••• •<••• •• •« :::: :::: :::: •••• Niçin geri kalmış bir ülke olduk ? Orhan PEKiN YÜKSEK MÜHENSİS u yazılarda çizmeğe calısacağım birkaç tablo «on 20 yıldakl, daha dogrusu Atatürk' ten sonraki bocalamalanmızın başlıc* nedenini ortaya koyacaktır. Konuyu dört safhada toplayacağız : O G«ri kalmış ülke nedir? Türkiye niçin komsulanndan daha geri kalmıs bir ülkedir? O Bizi dunyanın en geri kalmıs ülkeleri arasıoa iten sebep nedir? O Türkiyeyi geri kalmış ülke yapan sebeplerln tatbikattaki dnmmn. O Kurtulus yolu ve sonuç. r u s u t Ziya Ortaç'ı berdem terfl taze, şık, sinekKaydı t dinç hatırhvorum. Tanıştığımız zaman ben öğrenciydim, ba sahibi ve tnilletvekili. Aradan yirmi yıl geçti. Bu yirmi de gözlerim Ortaç'ı, kıravatı kaymış, ç6mlefi bunışuk, cel süz bir kerecik bile yakalıyamadı, Elleri âdeta manikürlı mendili beyazdan beyaz. Giyinisindeki itinaya konnşnrken ve yerken titizlik 1 Pandeli'nin, Abdııllah'ın mutfatına sorunuz Yusuf Ziya'y den Inceye seçerdi yemeklerini.. Listeye bakmazdı. Garsoı nışmanlanvdı onun.. ama önce midesine »orardı, sonra mesveret. Gözlerini bafifçe kısar, lokmalann lezzetini daı eritir gibl konuçurdn : Ne yiyeytm bugün? Ispanaklı börek iyi miT Kansık tatlı istemem; biraz kazandibi, yanına biraı dudağı v e kaymak, sonra ağaç çileğiKellmeler d e tadına bakılan lokmalar gibiydi onnn a Gözlerinde belli belirsiz bir gfllümseme, daba da inceleşen larında lâfların lezzetini emerek konuşurdu. Osmanlı edet daki oymacılık sanatında Türkçeyi knllanmak, cinaslı, 1 teşbihli tarizli, tekr/rli ama konoşnr gibi yazmak Yusuf Z mesleğiydi. Bu meslegi sohbetlerinde sürdürmek zevkinin ] arardı kelimelerini. Dud3klan önce belli belirsiz kımıldar. sının biley taşında hazırlanan ciimleyl sonra söylerdi. Fikı gil nüktenin yavnklosoydn. Bir gün : Menderes'e acıdınız aıı? diye sormnstıım. On yı! önce geçirdifi ağır bir kalb hastalıSmda Mendere' disine olağanüstü yakınlık göstermiş, sabab akşam telefonla nnı sordurmuş, bir dedı'tini iki ettirmemişti. Tusuf Ziya nn mısfı bnnu. tnce v e tannan sesiyle su karşılıfı verdi : Ne diyorsun Ilhan! tçimde sallandı. Tusuf Ziya'nın Menderes konnsnnda blr baska cümleslr tırlamıştım o dakikada : îsmet Paşa'nın arkasında Inönü zaferi var; Adnan M res'in arkasında terzi Izzet'in ceketi var.. diye yazmıstı. Akbaba sevçilisiydi. Zaman zaman magazin dergilerl çıks günlük gazete özlemi dD.vmosto. Ama Akbaba, 0 kırk yıHı* kanat çırptıfı zaman muffuydu Yusnf Ziya. 1953 idi sanınm, yılhk milletvekili Ortaç politikadan artık hayır ommadığı içir bıâli'ye dönmfiştü. Bir sure beraber çahştık. Naroosmaniye desindeki meşhur bozacının üstiindeki binada, avuç içi hada yerde Akbaba'yı yeniden nçnsa alıstınyordn. Yaz (rüncsi sara perdeleri delip çeçer. kflçfionk odada sıfınacak yer bırakm Tnsuf Ziya sort'unu ayafına çeker, karikatiirlerin razıların i ne egilir, kâğıt, matbaa, mflrekkeple nefes alır verirdi. Akt nin iade'Ierini okkavla Babıâli hamallarına satarken hatırla Kantarın topuzuna dikkat eder, yanıa kiloyn hesaplardı. Bu sanonda havalandı Akbaba. On binlerin, yirmi binlerin fis çıktı. Ziya aynı dikkatle son nefesine kadar çalısmıştır : Her hafta Akbaba'nın ilk sayısını çıkanrcasına heyecan yarım. derdi. Bir mizab dergisinin 45 yıl rasaması dünyada Snemti hâd dir. Türk mizahmın büyük yazar ve çizerleri de Akbaba'dan 1 mislerdir. Çoğnnan Akbaba'ya hövük katkısı olmnstar ama baba'yı yasatan Ortaç'ın çönlönden kopan çalısma çayretiydi. î u s n f Ziya, Abdülhak Hâmit'lerin, Sülevman Nazinerin. , met Haşim'lerin meclislerinden kopnp telmis bececi sairlerdeı Hececiler Orhan Veli kvşağına Akbaba'da yaylım ateşi açmışl dır. Ne var ki, bn yaylım ateşi cGarip» siirine yaradı. Orhan Veli bir zamanlar «Yaprak» adında tek yapraklık derıçi çıkanyordn. Dikkati çeksin diye dereinln kıyısına yapı kelimesini yanyana dizerek bir çerçeve çekmlşlerdi. î u s n f Zı bn dertfye baktı, baktı : Zavallı Orhan! dedi, Eline bir yaprak almış manda sanıyor, kendisinl 1 B yerin* getirememislir. Kısacası, 18 milyar TL. lık (1,5 milyar dolârhk) devlet bütçesi 20 nci asrın ikinci yansmda 32 milyonluk Türkiye için gülünçtür, gülünçten de ötededir. üluslararası bir mukavese • Türkıyenin insan başına düsen millî geliri 1961 yıhnda 190 dolârdı. Ve 1967 yıhnda da diğer ülkelere kıyasla yine en gerilerdedir. Bu değeri aynı yıl başka devletlerle mukayese edelim : MEMLEKETLER 19fil Üç arkadaş Sebepler En büyük eser/ «••••««•««•a « • • • ••••••••••••••••••] ••a• • ••••••>••••«••>*••< •••••••«••«*•••••«•• •«••••>•*•••»«••••! EMNIYET SANDlOl Y4RIM MJIYOH IİRALIK 7/3/1967 ÇEKİLtŞÎ Tİ1LİHLİLERİ Caddebosta n'da Vâdeli 2289 loo.ooo Lirayı Üsküdar Şubesinden A3.D .... 2307 ürkiyeye niçin geri kalmıs ... 1485 Kanada ülke denir? Bunun baslıca Isviçre ... 1462 sebeplerini föyle urahyabitngiltere ... 1156 liriz : Danimarka .... 1154 # Türkiye dunyanın en çok Batı Almanya ... 1116 borçlu ülkesidir. Nitekim îngiliz Franss ... 1078 Hükumetl tarafından yayınlanan Sovyetler Birliği , 800 «Denizaşın gelişme Eldekj iş» Israel ... 629 adlı «Beyaz Kitap» m belirttiğiItalya ... 558 ne gört, «Imk&nlsrına nispetle Japonya ... 402 dunyanın en ağır dıs borç yüküYunanistan ... 364 nfi tasıysn Türkiyeye, sSzde bu Ispanva . 321 yükfi hafifletmek amseiyle, »sMeksika ... 27P lında yeni çıkarlar kazanmak Portekiı ... 251 için, girisilen teşebbüse fnçiltere Türkive ... 190 1965/1967 yıllan arasında beş milyon sterlinin üzerinde bir mikBu acı durum acaba bizîm katarla katılmaktadır. Demek ki, derimizden mi ileri geliyor? GeçTürkiye dunyanın en çok borçlu miş yıllara bakarsak öyle değil. ülkesidir. Ancak hemen söyleyeZira biz Atatürk'ün ölümünde ve lira ki, dış borçJardan baska devJkinci Dün.va Harbi sonunda iklet iç borç bakımından da müştisaden Ortadoğunun en kuvvetli kül durumdadır. devleti idik v e 1948 ile 1966 yıl0 Türkivede sosyal harcamalar ları arasında bu seviyeye düştük. dünyada en geri durumdadır. Yani bütçe gelirleri ve bütçesi ki Işte tablo : ADAM BAŞINA GELÎR fayetsizdir. Hukumet fazla gelir (Yılda doİâr olarak) temin edememekte ve dolayısiyT11 Türkiye Tnnanistan le âısme hizmetlerini gSrememek tedir. Meselâ sosyal güvenlik 88 1948 157 harcamalan Almanya v e Fran1950 153 108 sada millî gelirin %19,2 si, Irlan1961 190 364 da'da »olO, Norveç'te c/o9'u iken Türkiyede ancak '/o2 sidir. Adam 13 yılhk başına yapılan sosyal harcama ise artış "»20 %530 1949/1954 seneleri ara.sında (doiâr 1 YuBanfstana • nâzaTan ikt*«ad¥ A olarak) Almanyada 59 dan 104'e, bakırodan böylesjne gerjjeyen . FranstKîa 65 ten h*3>, trlandada Türkiyenin acaba diğer kömşula24 ten 42'ye, Norveçte 36 dan 68'e rına göre durumu ne âlemdedirT yükseldiği halde, Türkiyede 3 doBilinir ki, bir meroleketin ihralârdan 4 dolâra yükselebilrniştir. catı arttıkça, o ülke zenginleşir. Bugünkü durumda da TürkiyeO halde Türkiyenin ihracatım nin bu sosyal harcaması pek de» komşulariyle mukayese ederek gismemistir. Dolayısiyle Türkiyegelişmenin ne oranda olduğunu de lüzumlu hizmetler yapılama» görebiliriz : makta, sehirler pis, âmme hizÎNSAN BAŞINA DÜŞEN metleri, yol, su, elektrik, mesken IHRACAT (Dolâr olarak) v.s. kifayetsiz, devlet asayiş kad10 senede rosu eksiktir. Nitekim bu küçük ihracat bütçe, bırakınız sosyal hizmetleMemleket 1953 1963 artışı (%) ri, en gerekli masrafları bile karşılıyamadığı için son günlerde Bulgaristan 28 103 306 zam yoîlarına gidilmiştir. BugünIrak 68 113 99 kü iktidar partisi geniş halk kütKıbrı» 86 103 41 lelerini temsil ettiği halde vasıIran 20 42 152 talı vergiler olan son zamlarla U.S.S.R. bu büyük kitleye yükienmekte, 18 32 109 Suriye dolayısiyle oy aldığı kitleyle çe29 36 83 Türkiye lişmeye düşmektedir. Ancak bu 17 12 7 küçük zamlarla dahi kifayetsiz yılında ise Türkiyeolan 1967 bütçesi gibi son yılların nin ihracatı fert bahichir bütçeii sosval şına yine 14 dolârdır. Yani 2 puvan yükselmiştir. Ama Türkiye dıs ticareti dünyaya göre de en gerilerdedir, ve gariptir ki dış ticarette 1953 ile 1964 yılları arasır.da ya'.nız bizim dış ticaretimizin gerilediği görülmektedir, Yine tabloya bakahm : 1953 1964 miktarı miktarı T memlekettlr. 1923 te evmlınriyetin knrulasundan sonr» Atatürk olanca hıziyle faaliyete geçtiği zaman yarafıcı v e miispet kuvvetleri serbest bırakmıstı. Turkiyenin içine balıklama daldıgı içtimaî, siyasi ve iktlsadi tecrübelerden sonra tempo hızlanmıştır. Türkiye buçün kati olarak ileri>e dogra yola koyolmnstnr. Modern Türkiye bemen Birinci Dünya Harbini takiben Atatürk tarafından idare edilen inkılâpla fcnrulda. Ba bir nizamın yerine bir diğerinin geçtnesi demek değildi. Türk hayatının bütün gidisini degiştiren bir devrim idi. Haricî förünüsüyle yabancı istitâsına karsı, aslında ise siyasi ve iktigadi bir savastı. Mntlak bir monarsi yerine bir camhariyet kurdu. Dinî otoriteyi asırlık geçmişe sahip Sdetleri battâ yazı dilini bile degiştirdJ. Devrim ne bir orta sınıfm feodalizrae karşı ayaklanmasından ne de fakirlerin zenginlere karsı baş kaldınnasından doğmanus, halkı knrtarmak v e bir millet yaratmak yolundaki gayretin gerçekleşmesi için bir vasıta olarak kullanılmıştı. Çiinkü snltanlar imparatorloğn, Batı Avrtıpanın karakteristik vasfi olan milliyetçilik mefhumunn asla bazmedememisti. Ortadofnnon baska hicbir milleti inkılâptan sonra Türkler kadar süratli b"ianlar sağlıyamamıstır^ uraya kadar, çok kuvvetli bir Türkiyenin 1948 ile 1968 yıllan arasmda iktisaden geriliye geriliye, daha doğrusu bütün dunya v e komşuları ilerlerken Türkiyenin yerinde sayarak gerilediğini gördük. O halde ne olmus da çok kuvvetli bir ATATÜRK Türkiyesi iktisaden yıprana yıprana bu hale geîmistir? Şimdi o noktaya geliyoruz. B YARINr Para politîkasmın çeşitli alanlardaki kötü tesirleri "ttol • ıılı.ıi Ama aradan yıllar geetikten sonra şairlikteki yerini kendi k< disine anlamıstır Yusuf Ziya.. Son çıkardıgı «Bir Rüzgâr Esti» a lı şiir kitabmdaki önsözde «Ben şiirin en iddiasız «damıyım. O b y^cise^benJnjf ^ücüra yetaıez. Yıllardır yeni denemelerle kendiı zorlamayışımııi tek^sebebi hudujv ve güzel şilre, büvük şiire, Ta nsat şlll'e duydü'ğum erişilmez saygıdır» dlye yazar. Yazımızı, Tusuf Ziya'nın saygılı tevazuuna aynca s a y p dny ran bir dörtlüŞâyle baftıyahm : «Bir gün basacak benl de Göğsüne bu anne toprak. Görecekler ellerimi Bir çınarda yaprak yaprak.» Tlnsnt Ziya Ortaç öldfi, Babıfili artık daba az enteresandır. Tüccor Sannyici ve İ9 adamının CAZETESİOİR ktanbul TicoretiOdou Yoyın Orgonı •••••«•••••I Ui:>22 4340/39 4. Vok,f Hon ^ Bahçekapı K o t f No'tS Yılhk abone bedtli 2ST.L. «Burjuva dünyasından, önyargılanndan, boş gururundan vazgeçin.» BAKUNtN BAKUNİN SEÇME DÜŞÜNCELER Bugünden itibaren bütün TOPLUMCU KfTABEVLERİNDE saüja çıkü 4 lira HABORA KlTABEVİ P. K. 6 Beyazıt İstanbul Cumhuriyet 2633 (Basın : 12331/2616) ACI ve BÜYÜK KAYBIMIZ Akbaba Mecmuası kurucusu başyazarımız, büyük Türk yazan, eski Ordu milletvekili, Babıâli'nin elli yılı aşkzn kalem üstadı, şair APARTMAN OAİRELERİ'ni 5o.ooo Lirayı 25.OOO Lirayı Kadıköy Şubesinden Vâdesiz 32755 Pangaltı Şubesinden Vâdeli H. 94 Bakırköy Şubesinden Vâdesiz 8409 ' Bakırköy Şubesinden Vâdesiz 753 fomsponömff Jnsnatr METOOCIYLA I0.000 Lirayı Ankara Şubesinden Vâdeli 3762 O Ğ R E M E B I L I R S I N I Z IZ»HLI BROŞOROMOZO ISTETlaıZ İNGILİZCE FRANSIZCA ALMANCA MUHASEBE FONO İltiklJI Cıd M Btyoiluİttınbtıt \ 5.000 Lirayı KaclıkÖy Şubesinden Vâdesiz 15255 HESAP NO. LU MUDİLERİMİZ K A Z A N M I Ş L A R D I R . ATRICA 650 HESAP SAHİBİNE 13 0 . 0 0 0 LlRA TUTARINDA İKRAMİYE ÎSABET ETMİŞTİR. (Keklâmcılık : 87S/264M) Gelişmiş memleketier 100 198 Dün.va ticareti 100 190 Komünist BJok 100 234 Geri kalmıs memleketier 100 153 Türkiye 100 103 Bu acı sonuçlar Türkiyenin kaderi değildir. Çünkü bizim iktisadi durumumuz Atatürk devrinde dünya devletlerinin gerisınde değildi. Nitekim Max Thornburg'un 1948 yıhnda yazılan Türkiyenin ıktisadi durumunu gösteren kitabmda aşağıdaki yazılar bu hususta yeterli fikir venyor : «Törkiyenin arzettiği en belli başlı vasfı: Dinamizmdir. Türkiye ne harbten bitap diişmüş, ne de ekonomisi tefessüh etmis bir 10.3.1967 Cuma gününü 11.3.1967 Cumartesiye bağlayan sabaha karşı bir kalb krizâ neticesi başumzdan ebediyyen aynlmıştır. Büyük ve sonsuz acımız içinde merhuma rahmet diler, kederli ailesine ve yakınlaruıa başsağhğı dileriz. AKBABA Dergisi Mensuplan YUSUF ZİYA ORTAÇ ACI KAYBIMIZ ••••••••••••••••••••••••000994 HOTEL BOĞAZfÇİ •k BAYRAM TATİLİNİZİ rahat, konior, sükun içinde v e ailenizle birlikte dilediğiniz gibi geçırebileceğiniz yegâne yerdir (Cumhurıjet : 2637) • *•• Öğrenci Hesaphn Talihlileri: 5oo er Lirayı Merkez Şubesinden Vds. 2094 Beyazıt Şubesinden Vds. 1611 HESAP SAHİPLERÎ ATRtCA 1 9 . 0 0 0 Lira'yı 330 MUDt KAZANMIŞLARDIR. TAHSİL BOTVNCA 10.000 Liraya kadar TATILI OKUL ÜCRETt tkrsmiyelerinl Beyoğlu Şubesinden Vds. Öğr. 523 Merkez Şubesinden Vdl. ö ğ r . 919 Aksaray Şubesinden Vdl. Öğr. 147 f 2 klşl Komple Pansiyon 150 T. t . (Sabah kahvaltısı, Öğle, Akşam yemekleri ve servis dahil) HOTEI. BOĞAZİÇİ (Adliye duragı) Î E N İ K Ö Î Rezervasyon 62 40 01/38 Telgraf: HOTELBOĞAZ (Cumhuriyet : 2636) Akbaba Mecmuası kurucusu ve başyazan, büyük muharrir, şair, büyüğümüz PARA Tazan: ORHAN PEKİN Türkiye'dekl fakirliğin, geri kalmışlığın sebebi YÜSUF ZİYA ORTAÇ 10.3.1967 Cuma giinünü 11.3.1967 Cumartesiye bağlayan sabaha karşı bir kalb krizi neticesi ebediyete intikal etmiştir. Büyük acunız içinde merhuma rahmet diler, kederli ailesine ve yakmlanna başsağhğı dileriz. AKBABA Matbaası KİTAPÇILARDAN İSTEYÎNtZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear