14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT 1 Şubat 1967 CUMHURİTET UZflK KOMSU RUSYADAN GEZİ NOTLARI 5 Alma Ata'da bir kombinayı dolaştık. Direktör Muavini Numanof Hayırcan gezdirdi bizi.. Yeni bir işletmeydi bu. 1965 yıImda birinci bölümü çalışmaya başlamıştı. Dört bölümü de işletmeye açılmıştı şimdi.. Birınci ve ikinci bölümler doiuma, iiçüncü dördüncü bölümler boyama üstuneydi. Bu kombinanın pamuğu özbekistan ve Kazakistanda yetişiyordu. 1967 yılında 24 milyon metre mal imâl edilecekti. Kombinada hazırlama okulu vardı. Ve işçilcr bu okulda yetişiyordu. Şimdiiik 4 bin işçi ve memur çalışıyordu Kadın işçi oranı yüzde 30 idi Kreşlerde 1000 işçiye 40 yer ay. rılmıştı. Gelecek yıl işçiler haf tada iki tatil günü yapacaklardı. Kazakistanm mensucat ihtıyacı 280 milyon metreydi. Kombinada işçiler arasında en yüksek ayhk ücret 150 ruble en düşuk ucret 70 ruble idi. Miıhendis ayda 140'tan 170 rubleye kadar alıyordu. Hazırlama okulundaki öğrenciye 32 ruble verıliyordu. Bunlar fabrikanın okulunda yatıyorlardı. Müdür ayda 450 ruble, Müdıir Muavini 350, Şube Müdürleri 160180 ruble kazanıyorlardı. Her ay Mudıirlük ile Sendika bir toplantı tertiplerdi. llmi ve Teknik Kurum, Mühendisler Kurulu ıle işçiler yeni buluş ve duşunceler için çahşırlardı. Ayrıca kom bınanın her kısmında özel toplantılar düzenlenir, tartışma ve tenkitler yapılırdı. özellikle yeni iş usulleri ve yeni teklifler ortaya atılırdı. Direktör ile illm ve teknik kurumu haftada bir defa toplanır, plân gereğinin yürütülüp yürütülemediği konutunda konuşulurdu. 450 ijçi Akjam Enstitüsüne gidiyordu. Her hangi bir işçi mühendıs olmak is terse Mekanik Enstitüsüne ak«.amlan devam edebilirdi. Bütun bu bilgileri Bay Numanof Hayırcan kombinayı gez direrek yerli yerinde anlittı. Gezdiğimiz fabrikanın teknik bakımdan ne ifade ettiğini elbette bilemem. Ancak iyi bir i» dısıplini görülüyordu. Çoğunlukla Ruı ve Kazak kız ları makınelerin basında idiler. Bunların dışında bir iki gczlemi anlatmak irtiyorum: Tzengi (üzengi) . Gilim (kilim) Bir tablonun önünde duruyo ruz. Tabloda çalışan kadınlar resmedilmiş: Katınlar (kadınlar) .. Satbaykızı çekik görîeriy le gülüyor, camekânlardakl eşyalar üstünde dolaşarak ortak kelimelerimizi birlikte kesfediyoruz. Islemeler için: Hemisi kümüştıir. (Hepsi gümüştur). diyor Satbaykızı. Satbaykızı, Kazakistanda Ko * İLHAN SELÇUK Kazakistan el sanatları sergisinde Sara Satbaykızı Yeşiva Sara Satbaykızı Yeşiva'ya bir sergının kapısında rasladık. Kahverengi paltolu, beyaz tüylü sapkalı, ufak tefek, altmıs yaşla rında görünen, enerjık, cin gibi bir kadındı. Sergi, Kazak kilimleri, nakıjları, elişleri üstüne düzenlenmisti. Daha önce de söylemiştim. Kazak elişleri, kilimleri, bizim yörüklerin işlerine benziyor. Sanki serginin dört bir küşesinde bulunan, eğerleri, bıçakları, dizginleri, işlemeleri Anadoludan derlenmiş sanırsınız. Bu sergiyi Satbaykızı ile gezdik. Teker teker gosteriyor hep »ini: Ter <eter) .. 1İPİK BİR KAZAK K E I münlst Partisinln en eski uye dedim, bizim Türkiyede bir konuk bir sey istedi mi onu verisiymiş. Bunun için kidemince ıne getirmek için can atarız. Getibar görüyor çevresinden.. 1920' lenetimiz böyledir. Ama sen be de girmiş partiye.. ni atlatıyorsun belli. $imdi bo Halide Edib'i okudum, diradan Moskovaya döneeeğım. El yor.. bette Gazeteciler Birliğinde ay Atstürk, diyor.. rılış kokteyli verecekier. Önem Ve: li kişiler de gelecek; •ntinaları Atatfirk saray dilinl yıkmı soracaklar; «Siz heninı istetı, halk diline yol verdi, dıyor.. diğim yerleri değil. kendi isteBütün bunlan bir parça şaşdiğiniz köşeleri göstrrdiniı. böy kınlık, bir parça hüzünle dinlile konuk ajırlanmaz» diveceyorum. Beni duygulandıran bir ğim. Bonnn vebali senin bovnn dizi olaya rasladım Alma Ata' na olacak. Çunkü sen bir karda. Bunlardan biri de Alma Ata naz kazaksin, ve beni atlatmak camiini ziyaret ettiğimiz dakiistiyorsun. kalardır. Alma Ata'ya geldiğim ^ Bu sözleri otomobıhn ıçınde beri şehir camııni görmek istisöylemiştim. On bes dakika son yordum. Bizim mihmandarınıız ra bir yerde durduk. ömer Ali efendiye dileğimi söy Geldik, dedi Ömer Ali Efen ledim. Başlangıçta ne dedığımi di. anlamadı. TekTar ettim: Baktım bır cami önünde durmuşuz. Cami! Cami! Boş gözlerle bakıyor ömer Ali efendi. Cami rslra! Bilmn miAlma Ata'nın eski 'ıina'.nn gi •inT Meseit! bi ahşaptandı cami. Beyaz ve Hsaa meseit. mavi boyalıydı. Kazakçanın böyle muziplikle Kapısının önünde karlaı bııik ri var; Cami dedinız mi kimse mişti. anlamıyor da meseit dedinız mı Buyük tahta kapıyı itip avlutam üstüne basıyorsunuz. ya geçtık. ömer Ali efendi: Sag tarafta iki tabut atılmıstı Gider eBrürüz. dedi ama, yere.. götürmedi beni. Avluyu dolaştık. Arka 'aıafta Eh, ne de olsa konuk bulunuyoruz burada.. Birinci gün faz kapı açıktı. Ortalıkta kımsecıkler goıiınla ısrar etmedim, geçti, ^U«i. muyordu. İkinci gün de gargaraya geldı Camie uirdik. bizim meseit hikâyesi. Bomboştu. Üçüncu gun takıldım ömer AYan taraîta Dir odanın kapısı 11 efendivc: m ittım. Bak bana ömer Ali Efendi, Sovyetlerde de «İsyanklr yeni kusak,» bir problemdir. Beatnik'ler, düuyaya metelik vermiyenler, kuruln düzene aldınş etmiyenler; içki dans ve o>undan başka şey düşünmiyenler, sorumluluğa sırt cevirenler Sovyet toplumunda da baüsostermislerdir. Yukanda Krokodilin karikatüristjniıı çinpleriyle Sovyet Beatnikieri görülüyor. Koskocaman Bir sob« gürül gürül yanıyordu. Ve odada tek başına namaz kı lıyordu bir özbek. Taa orada •\syamn ortaların da ve Alma Ata'nın bir köiesin de tek başınaPencereden gıren bir karlı ı > şık sırtına vuruyordu. Bahçeye çıktım. Uaminin çevresini dolaştım. Zelzele tehlikesi gözönünde tu tularak ahşaptan yapılmıştı. Da ha önce ge/diğimiz kilise binası da • müze olarak kullanuıyordu tahta idi. Biraz sonra Ozbek yanımıza yaklaştı. Selâm, dedim, Aleyküraselim. Anlattı kı pazara gelmis. pelmışken camie uğrıyayım Jenuş, şımdı tenha ımış meseit. ama her zamaa böyle olmazmış.. Bunları anlatırken özbeği sey rediyordum. Başında t ır takke »ardı Geııiş alnının tam orta verinde bu çu kur. Bu çukurun içinde kıllar fır> lamıştı. Yaşlıca tdl. Ayağında çizmeler.. Ve ceketinin ön tarafı yırtıktı. Sovyetlerde ceketl yırtık gör düğüm tek adam bu özbek oldu. Bir süre »onra aynldık catnıdenKapıdan çıkarken ömer Ali efendiye vere atılmış tabutları gösterdim: Bak Omer Ali efendi tans bizim argoda imamın tuyi(ı derler. tmamın fcavığını yerinde bırakıp şeytan «rabaaına bindık. S o för gaza bastı tçımde bix tuhuf hüzün: uzaklastık. ömer Ali Efendi çekik çekik ve kurnaz knrnaz bakıvordu. Meseit Y A R IN KIZILELMA ÜLKÜSÜ Diçi Bond MODESTV BLAfSE ' BE>4... HtÇ BİR İSTANBUL 06.25 0C.3O 06.45 06.50 07.00 07 05 07 30 07.45 07.50 08.00 08.20 08 40 m flO 09 10 09.30 09.45 10.00 10.15 10.25 10.40 11.00 UJD5 11.45 12X0 12.10 12.15 12.3(1 13.0(1 13.20 13 3(1 14 00 15.55 16.00 16.55 17.10 17.20 17.25 17.5'l 19.(10 19.40 19.45 20 00 20 15 20 35 20.55 21.00 21.15 21.40 21.45 22.00 22.45 23.00 23.20 24.00 Acılıs. Droaram T u r k ü l e r eecidi (1) Konusma T ü r k u l e r geçidi (2) Kove haberler Sabah melodileri Haberler ve hava d u r u m u Kucük ilânlar Studvo G'den v e lstanbulda bueun Hafîf müzik ı Küçük orkestra Vivolonsel soloları Gunumuz Sorunlarımız S. T u r G u l e r m a n d a n sarkılar Valsler Ekrem K o n c a r d a n t a r k ı l a r Muzik kutusu Ev k a d ı n ı ıle roDortai Ev k a d ı n ı n ı n Turk muzi^inden istekleri Arkası y a r ı n Kısa haberler Sabah k a n s e r l Cıean melodileri I»met Sıral orkestrMl Kücuk ilânlar Neriman Tüfekciden türküler Osküdar Musfkl Cemiyett Haberler, R. G. d e bugün Studvo G'den Reklâm oroeraraları Kaoanıs Acılıs. Droeram M'.krofonda eenclik Cocuk bahcesi Kardes o k u ü a r Kısa haberler Yurdun sesi K?klâm Droaranr.lan Haberler ve hava d u r u m u Kucuk ilânlar Necdet K o v u t ü r k orkestrası Azlz Sensesten t u r k ü l e r Türk vorumcuları Incı C a v ı r l ı d a n sarkılar 24 saatin olavları. K. tlânlar Dımvarr.ız ve S'ir Klâsik T. musıkisi korosu Kücük ilânlsr Sevdıklerinizle beraber Reklâm DroErarr.ları Haberler ve hava d u r u m u Radvo vavlılar toclulueu Sonat saati KaDanıs 123456789 VUKARIDAN AŞAĞIYA: met edilmesl gereken kMBer için 1 Yılın birinci otuz bir gü, , . „ „ kullanıir, bazı a o / B y nü devresı (iki söz). 2 «Acayip hastahUann ön insan» anlamına iki söz. 3 Başlenmeâ içtn kul lıca besi maddelerimizden biri, lanılır. 8 Kâbir erkek adı. 4 Azgın delilerin benin bulundubaşında bulunur, hareketsiz ve gu şetoin haldurgun durumda. 5 «Engel ve kındaj. 9 Biparavan şeklindeki mânia» mânananın tasrmiasma eski bir terim, bir sıfat tanndaa. tersi su kısı. 6 Kafkasyada bir bölge, gfbi «ereyan eaMırmaz huylu jlanlar bundan Diinkft bulmacanm 1İCİ» mânasınayoksun gibidirler. 7 Tersi hür halledilmls sekli dir. 9 SOLDAN SAĞ: t "• «• 1 •Türk taritinde HaKSİrı *^lcte bu adla ve bir efsane konusu olarak anılır (iki söz). 2 «Vücudünde agrı ve sızı duyma lıaline gelme» anlamına iki söz. 3 Güzel sanat, saygı gösterme hareketi. 4 Devamlı garez, eski komünist nazariyecisi Manc'ın öteki adı. 5 Eski Mısır tanrılarmdan, elbise takılacak araçlardan. 6 Basıp etrafa gönderen, bır harfin okımuşunun tersi. 7 Çevrilince eski yargıç bebrır. büyük evlerde j'erlere yayılan. 8 «Fazla oırruyan münasebet ve takıntı> karşıhğı iki söz. 9 «Kendisine güvenilır hararet» mânasına iki söz. t :3 "sj "x~! | T T ? + • 11 |T1 3p| • T X \3 jr 2 1=3 X I B0LMACANIN ŞKKU DÜNKt ni[ / • HAi.ı.ımtı.Mİs NAS1L HAMJEDİLECEK? TakandakJ rakamb bltmaeada *adece 6 tane nnahtaı (ipocn) ve $ tane sonuç rarda Bos oUo U karenin içine I den 9 a kadaı ujgan biret rakam koyarak te toplaına çarpma. çıkartnıa. bolme isareöerine dikkal Jerek cotdaa »ağa ve yukarıdaü «sağıya bulmacada gösterilen tooufian balnnnz. Btnu vaktinizi alu ama, boj vaktinizi boşça f iİg olursannz. VECEaiM V*İU1IZ. N C GıACSP TIFFANY JONES votcuu.* oupueu pivc. vo e&'yı S«PCT| .. yOKCUM BENpeM • • OVSA O RUVA MI GOKCOM YOkCSu. O konu veresim:AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGÜL İSTANBUL IL KADYOSU 16.55 Acılıs ve Droeram 17.00 Sızin icin 17.30 Kucuk konser 18 00 I v ı aksamlar 18 30 Senfonık muzik 19 00 Cesitlı melodıler 19 30 Aksam k o n s e n 20 15 Genclerle beraber 21 00 Ooeralardan secmeler 21 45 Hafıf müzik 22 00 Gece konserl 23 00 Caz muzieı 23 30 Cesitli müzik 24.00 Dıskotekten secmeler Od 3fl Haf if müzik 01.00 P r o e r a m v e k a c a n ı ı ÛSKveOLÜM 51 Halktan yana olmak için boyunbağsız; avurt lannı şişirerekten tütünlerini sessiz sessiz çiğniyorlar, şapkalarıru önem vermiyormuş gibi ama ayak direyerek bir türlü çıkarmıyorlar. Donald'ın eskiden tanıdığı, dans ettiği. ya da yaz gecelerüıde oynaşhk ettiği kızlar: Şimdi onun yüzüne bir kere bakmak için gelmişler: sonra belli etrnemeye çalıştıkları bir gönül bulantısıyla çabucak çekiliyorlar, bir daha da gelmiycrlar; ıik geldiklerınde yüzii örtülüyse, o başka; o zaman, en sonunda onu görmek fırsatını buluyorlar. Oğlanlar geliyor, canları sıkkın gidıyorlar, çünkü Donald hıç savaş hikâyesi anlatmıyor. Donald'ın çevresinde bütün bunlar olup biter' ken Joe Gilligan, onun üzgün Eağdacı, hepsini yan tutmayan, yüz vermeyen bır ustalıkla çekip çevıri yordu. Küçük Robert Saunders de biralay yaşıtını alıp gelmişti. Sakatlanmış asker.er bakımından onlara bir şeyler göstereceğine soz vermisti çünkü. Joe Gilligan ona gene: «Çekiî bakayım şimdi» dedi. Küçük Robert dikleşti: « Ablamlan evlenecek o. Nij'e göremiyecekmişim?» Arkadaşlarını bir altm yatağına sürükleyip de altın çıkaranuyan biri durumundaydı. Çocuklar onunia alay ediyorlardı; o da, kendıni haklı çıkarma ya çalışarak, Joe'ye yalvarıyordu. Joe Gilligan: <Hadi bakayım, çekilin. Oyun bit ti. Çekilin» dedi, kapıyı oğlanm suratına kapadı. Margaret Pouers merdıvenden aşağı Lniyordu. « Ne var, Joe?» Joe Gilligan: «Şu Saunders'lerin pis yumurcağı bütün çetesini almış gelmiş Donald'ın yara izini görmeye» dedi. Sonra öfkeyle söylendi: «Bir son vermeliyiz buna. Bütün gün ona bakmaya gelip gi den şu mendeburlardan bıktık artık!» Margaret Powers: «E, bitiyor artık» dedi. «Hepâ geldL O acayip gazetecilikleri bile çıktı. «Sava§ kah ramanı yurduna döndü» falan gibi bir şeyler, biliyorsun.» Joe GUligan, umutsuz: «İnşallah» dedi. «Tann biliyor ya, hepsi bir kere geıdi. Biliyor musun, insanlarlan hep bir arada yaşarken, yiyıp içerken, uyurken onlarla pek kafa yormazdım ama, yeniden uygarlaşıp da şu kadınlarm Yüzü ne korkunç, değil mi? Zavallı çocuk!», «Kız ona varacak mı acaba?», «Gördün mü, kız dün şehre inmişti. nertleyse çırıl çıplak!» dediklerini gördüğümden beri, a vallahi ne de olsa insanlara biraz daha değer verıyorum. Görüyorsun ki askerler kimsenin umurunda değil, hele deniz aşırı gitaıiş olanlar. Bir tahtada siliveriyorlar onları. «Talihi kötü gitmiş, n'apacaksm!» diyorlar. Kiminin talihi iyi gider, kiminin kö tü, öyle düşünüyorlar.» Yan ypna durup pencereden dışarı uyuyan lokağa baktılar. Pek göze çarpar biçimde «gıy T U M •,, VVüliam FAULKNER m m Vrtdlt 6ÜITEKIN A N K A R A ANKARA BADYOSU 06 25 A c ı l ı s . Droeram 06 30 G u n a v d ı n 07.011 Kove h a b e r l e r 07 05 Z. T a s k e n t v e G. B a t u d a n sarkılar 07 30 Haberler ve hava 07.45 Sabah müziei (18 Dl) A n k a r a d a buEÜn 08 (15 Kucuk ılânlar 08 lfl 08.40 08 45 durumu 09 f)0 09 21] 09.35 09 40 mno İf) III 10 31 10 ^5 11 15 11 30 12 00 12.15 12 25 12 30 13 50 13 2(1 13 00 14 00 14 15 14 30 14 50 14 55 15 0!l 15 30 16fiiı 16 55 17 00 17.30 17.50 19.00 19 40 19 45 20 00 20.05 20 23 2030 21 00 21 rı.î 21.35 22.05 22 25 22.30 22 45 23 00 23 45 Günumüz Sorunlarımıı Sabah konseri Kısa haberler. K. ilânlar Arkası v a r ı n Hafif müzik Sarkılar Turküler v e ovun havalarl Melodiden rr.eiodive Cocuk bahcesi Konser saatı Öele müzlâi Kıbrıs saatl Kucuk ilânlar Sarkılar ve ovun h a v a l a n Haberler. R. G. de bueun Plâklar arasında Reklâm Drogramları Cocuk bahcesi Yıldız Avhandan türküler Sarkılar Hafil müzik Kısa haberler ve K. ilânlar Cesitli muzik Sarkılar ve türkuler Her telden Kucük ilânlar N Dadalosludan törküler 24 (Hl Mikrofond» eenclik Kısa haberler ve K. ilânlar Yurttan sesler Mustafa Ersesten çarkılar Reklâm Droeramları Haberler ve hava d u r u m u Kücük ilânlar Osman T u r e n d e n t ü r k ü l e r Uvkudan önce Yasar Özelden s a r k ı l a r H^fif müzik Kucuk konser 24 saatin olavîarı ve K. ilânlar 20 Y u z y ı h n eetirdiklerl E r k e k l e r toolulugu T B . 7 J M . »aaU Hafif müzik Neclâ Eroldan t ü r k ü l e r Haberler v e h a v a d u r u m u Konser salonundan Gece v a r ı s ı n a doSnı \ Proeram ve kacamı } dirilmiş* birtakım kadınlar, ellerinde şemsiye, boyuna hep bir yöne doğru gidıyorlardı. Joe Gilligan: «Kadın Yardım Kolu» diye mırıldandı. cBelki de W.C.T.UJ (Hıristiyan Kadınlar tçki Düşmanı Birliği.) « Bakıyorum kadın düşmanı kesiliyorsun, Joe.» Joe Gilligon Margaret'in aşağı yukan kendisininkiyle bir hizada pürüzsüz düşünceli yüzüne yandan şöyle bir baktı. < Kadınlara mı? Asker derken ben kendimi hesaba katmıyorum. Saati düzelten nasıl saatçi değilse ben de asker değildım. Kadın derken de seni hesaba katmıyorum.» Margaret kolunu onun omzuna attı. sıkı. gizliden gizliye gun dolu. insana rahathk veren bir koldu bu. Joe bıliyordu ki kenriısı de ona DU biçım sarılabilirdı: kendisı istese Margaret onu öperdi, açıktan açığa, sıkı sıkı; dudağı dudağına değince gozkapaklan gözlerint örtmezdi. «üna göre erkek nedir acaba? dıye merak edıyordu. Bilıyordu ki. alt tarafı, hıçbir erkek ona göre değildi; işin sonuna kadar giderdı; erkeğini gene o kişilikten uzak becerıkliliğıyle soyardı. «?» «Onun erkeği bır.. bir.. ya bir gladyatör olmalı, ya bır devlet adamı, ya da zafer kazanmış bir general: Sert, katı biri; ondan bır sey beklemeyecek, o da ondan bir şey beklemeyecek. Birbirlerine altından yapılmış bır şeyler veren iki tann gibi. Ben ise. ben ne gladyatorum, ne devlet adamı, ne de general. Hiçbir şey değılım ben. Belkı de bunun için çok şey istiyorum ondan.» Kulunu Marparet'in omuzlanna doladı. Araplar. katırlar. Öğlederı sonra sokağa baygın uzanmıştı, sevısmeden sonra kadın gıbi Durgun, sıcacık: Erkek çekilip gıtti ya. artık hiçbar şey yok. Yapraklar akarken akarken duruvermış yeşil bir su gibiydi, yassılaşmış, yayılmış. Yapraklar yeşil kâğıttan makasla ke'ilmiş de öfleden sonranın üzerine yamyassı yapıstınlmış gibiydi: Biri çnlan düşünüyormuş da sonradan düşünmesinin unutuvermiş gibi. Araplar, katırlar. Uzun kulaklı hayvanların çektığı tekdüzen arabalar akın akın geçiyordu. Üzerlerine uyku kambur gıbi çökmü? araplar her arabanın üzerinde heyula gıbi: arsbanm içinde de daha başka araplar ıskemlelere oturmuşlar' ÖSle sonrası altında bir putataparlar sanduka kürsüsü. Kaskatı; onbır yıl önce Mısır'da oyulmuş gibi. Yerden aSır ağır kalkan top onlann gecisini örtüyordu. Zaman gibi: Lâstik horturn başlannı bir yandan öbür yana salladıkça, katırların boyunları oynuyor, boyuna arkalanna bakıyorlar Ama, katırlar da uykudaydı. «Uyku bastırdı. Sldürecek. Ama, damarlanmda karır kanı var: O uyuyunca uyurum, o uyanınca uyanırım.» (Uevamı var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear