26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE ÎKİ 5 Kaaon 1967 CETVflfTCnftÎYET •••••••••••••••!• ••••! ANDRE NAUROIS Adile AYDA arım asır boyunca edebiyat âlemmde şbhreti ile saltanat sürdukten sonra, 8 ekim 19S7 ftinü hayata gözlerinl kapayan Andre Maurois sahsen tanidığım, bir zamanlar mektuplaştığım ve eser leri kadar da kendisini sevdiğim bir Fransız yazarı olduğu için, ondan bahsehnek ihtiyacını ycnemiye rek aşağıdaki satırları karalamış bulunuyorum. . 1951 senesinde Fransız Edebiyatı sahasmda incelemeler yapmak için Paıiste bulunmaktaydım. Çocukluğumun birkaç yüını geçirdiğim bu şehre tekrar kavuşmuş olmak. fikrî \e edebî hayatına karışabilmek sevinci ve heyecanı icinde idim. Bir >eni pijesi. bir konferansı kaçırmayı suç sayıyordum. Bir gun, her sene konferanslar tertip eden Cercle tnterallie'nin ilânlaruıda Andre Maurois'nın «Iklimler» hakkında konuşacağını okudum. Onceden verilmiş soz ve randevulan çiğneme pahajına konferansa gitrim. Konferansçı elli, elli be? yaşlarında gorunen ve gerek çehre, gerek boy bos itibariyle >akışıklı. sevimli bir adamdı. Yüzünden eksik olmayan bir tebessumle ve hafif melankolik bir sesle, zaman zaman gençliğin yıllarınuı hâtıra ve niyasına dalar gibi gozlerinl uzaklara dikerek, gayet tatlı konuju yordu. dl, çalısmalanm hakkında sualler sordu ve beni bir giin ziyaretine gehneğe dâvet etti. On jrün kadar sonra. randevu alarak ziyaretine gittim. Neuilly'de. bir cephesi ormana bakan guzel evin muhteşem salonunda uzun uzun konuştuk. Fakat eserlerinde ve konferanslarında iç hajatını comertçe ortaya doken bu adamın hususi görüşme sırasında bu bakımdan hasis olduğunu, kendinden zi>ade başkalarından bahsetmeyi tercih cttiğini gör düm. Mauriac, Claudel, Sartre, Aragon'ları bir bir elden geçirdik. Bir de çalışmaian hakkında Sualler sordum. O sırada iki eser birden yazıybrdu: Bir yandan George Sand'ın, bir yandan da V'ictor Hugo'nun ha>atı... Beni çalışma odasına «oturerek ça lışma metodunu anlattı. Normal yazı masasından başka bir kaç tezgâh vardı. Yani plân çizen muhen dislertnki gibi gayet genis masalar. Bunlann hirlnde George Sand'a ait, diğerinde de Vletor Hugo'ya ait kitaplar muayyen sahifeleri açık olarak yayılmıs vazijette bulunuyordu. Bakttm: açık duran sahifelerin bazı satırları çizilmis, kenarlan işa ret ve notlarla dolu. «Fiş: usulü ile çalışmıyorum, boyle çalışıyortım» dedi. zarfında hlrkaç deP ariste kaldığım müddetbir kere daha ziyarefa daha karşılaştık ve •• >•• !•• '•• :: Râkimlerin sorumluluğü lçblr millet yok kl adalete, hukuka onem vermesın. Her ! millet sosyal, kültürel ve iktısadî gfcvıyesı nısbetmde adalete vr adalet müntesiplerine ozel bir dıkkat ve ilgı göstermektedır. «Adalet mülkün temelidır» sozuı.aekı manânın da gerçege ve mantığa uygunluğu nazara alınırsd ndalete ve adalet meıisuplarına bır toplumda nıçın ozel ılgi ve dıkkat sarfedildığı kolavlıkla anlaşılır. Dığer taraftan Anayc^amız bırıncl maddesınde «Türkiye Devleti bir Cumhurıyettir» fozu ile Devletimızın şeklını tarif ederken ikıncı maddesınde Cumhurıyetın nıtelıklerını saymakta ve «Türkiye Cumhuriyeti, ınsan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan. mıllî demokratik, lâik ve sosyal bır hukuk devletidır» hukmü ile hukuka verdiği önemı açıkça belırtmektedır. Bi'de bugunku sosyal. ıktısadi sevıyeve gore adaletın tecelli yen mahkemeler ve hâkımler ıçın O7eı hukuraler vazedılmıştır. Bunu, Anayasamızda genış şekude görmekteyız. Ayrıca. var. lığın; Anayasadan alan 45 sayılı kar.un bağımsız bır kuruluş olan Yukıek Hâkımler Kurulun3 yer vermış ve hâkimlerın butun ozluk ışıerini bu kurula tevdı etmış ulmakla hâkımler ve hâkimlerın butun özlük işlerını bu kurula levaı etmış olmakla hâkımler ıçın toplu temınat hukumlcrı ıhtıvt eder bulunmaktadır Şuphesız. KRnunlann bellı vasıflarından hırı sureklı olmayısları, zamanın şartlarına gore değışır ulmalarıcîır Bu temel kaıdenın ışığı a"ıncia denebılır kl, 45 sayılı kan^n'ia ve 2556 sajılı Hâkımler K?jiununda değışıklık yapmak /aruretı vardır ve ılerde bu zaruPt .Haha açık bır sekılde belırecektn Bu konudakı duşuncemız daha once bu sutunlarda ıfadc olunmuştu Ancak bu ve saır hususlar bır vana bırakıldrak bu yazıda, mahkemelerın bağımsi7İ'tı ve hâkimlerın sorumlulu';u knnu«u kısaca ıncelenmeye çnhçnacaktır. NATO'ya göbecjimizden bağlıyız Bnndan bes >ıl kadar önce lımir'deki NATO Karargâhında göre\li bir Türk Albavından aldıSım mektubu bugün hatırlıyorum. Bn Türk suba.M o mektubunda söjle >azıyordu : Buçun Âvrupanın doîusunda çıkacak bır savaş, NATO harbı olmı\at.aktır. Kabak saaece bızım başınıza patlıyacaktır. Amerıka Tuıknenın Suvenliğı için başını derde sokmak nıyetınde değıldır. Savâs derhal lokalıze edilecek; daha sonrakı safhalarda Amerıkayı temınat altına almak uğruna Turkıye ateşe atılacaktır Bugunku mevkıım sıze daha fazla bılgı vermeme engelalr. Ne var kı Turk mılletını kendi çıkarları uşruna kullanmak ısteyenlerı muttefık sanmak şıbı buyuk bir tanhi aldanış ıçınde bulunduğumuzu çok ıvı bılmehyız. Mektubun >azıldıği tarihten bo vana köpriilenn altından ÇOK sular geçmiştir. Birtakım acı olaylarla çördük ki NATO, Türkivenin güvenligini saflamıyor, tersine Amerikanm güvenliği için Turki\evi ates hattında bir ileri karakol savıyor. Bu kalles polltikanın artık askeri sır denecek ıanı kalmamıstır. Bütün dünya basınında MMnlanan bilsiler N \TOnun serçek >uzünü eün ısısına çıkarmi'îtır. Aradan geçen zaman içinde A\rupa devletleri de N%TO'nun salt Amerikan çıkarlarına hizmet eden tek taraflı bır pakt olduğunu anlamıslardır. 1970'leri, Iloeusu ve Batısıvla birlık halinde karşılama>a hazırlanmaktadır Avrupa Macaristan, Romanu, ÇrkosIo\aİi>a, Yugosla\>a. Polon\a, Rus>a, Bulsaristan ile Batı A\rupa deıletlerı arasında kaMiasma fıilcn gerçeklesmıstir. Doiu \e Batı A\rupa arasında isbırliğı arttıkça NATO'nun sebebi hikmeti kalmıvacaktır. A\rupanın Batısıvla Doçusu yakınlastıkca NATO erhecektir. Simdilik bu \akmlasma eerceklesmis ve sadece Alman\a bir anlasm3zlık bahçesi çibi ortada kalmıstır. Avrupa'da Batı Doçu vakınlasması yalnız siyasi avak ovunlarında kalsa iıstuııe \orumlar oturtmak belki anlamsız olurdu. Ne var kı Batı Âvrupanın büvük sirketleri, dev Amerikan kumpanvalarının baskısı altında kaldıklarmdan, nefes alabılmek için Doguva açılmak zorunda kalmıslar, bir yandan Dofiu Avrupa ülkelerinde is alanlarına kavarken öte yanda Sovvetlerle teknoloiık alısverij voluna girmislerdir. Aırupa, kendisini Amerıkava karsı ancak Rus^anın büvük hilimsel gücune dayanarak koruyabileceçi bilincine varmaktadır. Bu gidis göstcrmektedir kl, NATO'nun gelecegi karanlıktır. \merıka NATO üveleri içinde kendisine pek baîlı olan îneiltere. Yunanistan. Türkive, Batı Almanva gihi devletleri kullanarak çesitli tekliflerle durıımu kurtarmava çalısmaktadır. Ama bu ayaU ovunlarında simdhe kadar basarıia ulastı&ı sövlenemez. 1969da NATO vırmi Mİını dolduracaktır. NATO'dan avrılmak için karar \ılı 19«8'dir. Demek ki. Türkive de kendi millî çıkarlarını blçüp biçerek, \e dünvanın gidisıni hesaplıvarak bir yargı^a varmak zorundadır. Ama iste bu noktada karsımıza bir soru çıkar : Türkiye millî çıkarları gerektirse bile NATOdan ayrılabilir mı? Elimizi sakaiımıza atıp bu sorunnn cevabını düsünmeliviz. Türkive bugün iktisadi bakımdan Amerikanm bir uvdusu derekesine düsürülmüstür. Amerikadan ithal edilen parçalara davanan bir montaj sanavii, Amerikadan ıthal edilen ham maddeyc dayanan bir imalât sanavii. Amerikan tekellerinin çüdümünde hir ham madde ihracatı, \e Amerikanın kontrol ettifci dövizlere göre bır ithalâta sahibiz. Bu vollardan Amerikava baglı bir sivasi iktidar palazlanmıs Ankarada koltuğa nturmustur. Grrçek bir mantıkla. ve millî çıkarlar bakımından NATO'dan avrılmak gerekir; ama bu sivasi iktidar göbeğinden Anıerikaya bağlı olduğundan, bu karan veremez. öyleyse tarihimizde pek rasladığımız bir durumla karşılaşnoruz : Türkive Cumhurivetinin millî sa\unma stratejisi millî çıkarlar açısından detil bir imtiyazlı sınıfın çıkarları açısından terazıve vuruluyor. Milli savunma strateiisinde önde çplen Jercih, Tiirkiyenin iç iktisadi düzenidir. Komprador kapitalizmini memlekette in.şa edenler simdi de komprador kapıtaiızmıne bağlı bir savunma stratejisini de^ismez düzen olarak ileri sürmektedirler. Demek ki hizim için NATO sadece bir avkerî pakt degildir, komprador kapitalizminin üstüne givdirilmis bir üniformadır.. ki. hu ııniformavı millî savunma gerçeklerimiz reddetse bile üstümüzden sıyırmak vetenrfcine sahip dcfeiliz. fste Türkivenin dramı buradadır ! NATO'nun durumu Büvük Millet Meclisindp. hasında, halU İcinde millet önünde açıkca tartısılmalı; didık didik edılmrli. her Türk vatandası savas aninda hütün Anadolu^ u kapKivacak yabancı karar Ve Aüzenlfrinden rfeberll olrna,hdırvTuFkive NATO yokken vardı, NATO dagıldıktan sonra da var olacaktır. cTurk mılleti yabancı yardımı olmadan topraklarını dusmandan koruvabıhr» temel düşünce ve inancını kaybettigimiz gün milli varlığımızı kaybetmiş oluruz. H •••• •••• •••r •••1 •••1 Verdiğiniz nisbette alır8inız aynen hatırımdadır: <tklımler, bütün eserlerim arasmda okuyucunun en çok sevdıği eserımdır... Öyle zannedıyorum ki, bunun s«bebi bu romanda kendimden çok vermij, romanı mürekkeple değıl, henüz tâze yaraların kam ile yazmış olmamdır... Başka sahalardakl ahşvenş kanunu burada da cândir. Okuyucudan, ona verdiğiniz nisbette alırsınız...» Sonra romanın tahliline geçti. Odile, Philippe, tsabclle tipleri hakkında bir yaratıcı olarak kendi niyet ve düşfincelerinden, bir de okuyucu intibalarından bahsetti. «Okuyucularımda Izabel sevgı, fakat Odıl ilgi uyandırmıştır» dedi. Ve şriyle devam etti: • Bana mektup yazan veya sifahi olarak eserlerimden bahseden kadın okuyucularımın çoğu: lzabel'de kendimi buldum. Onu tasvir ederken, sanki benı tasvir etmişsinız, derler... Erkek okuyuculanm ise, daima: Odıl beni altust etti. Çunku hayatımın buyuk askını yeni baştan yaşadım. Sız sevdığim ka dını sanki tanımış, gıbisiniz, denıişlerdir.» Konferanstan sonra, birçoklarjyle birlikte, sahnenin arkasındakl bir odada üstadı tebrike gittim. Uzun bir kuyruk olduğu için. fazla konuşmak Imkânı nlmadı. Sadece Türk olduğuma ve Türkiyede de Iklimlerin çok »evlldiğinl söyleyebildim. «tfclimler« romanım ne ginl E vvelâlçinde yazdığını anlattı. Bazı ruhî şart lar cumlelert tine jrlrtlm. Her karsılaştıgımız yerde şahsıma kar51 teveccüh ve samimiyet gösteriyordu. Öyle zannediyorum kl. snhbetim onu sıkmıyor idiyse, sebehl su ldi: Ben kendi memleketimin insanları ile konuştuğum zaman. az çok garplılaşmış hir insan hissini verir. fakat üstünlük komplekslcrindpn blzar olduğum İnsriliz veya Fransızlarla temaslarımda şarklılık gurunına bürünürum. Onun için belki de şarklı düşünce ve duyguları onun anladığı formüllerle ifade ediyordum. Bana bir keresinde «Sızden bilmediğim pek çok şey oğrendım» demek lutfunda bulundu. Bana verdiği bazı ithaflı eserlerine imzadan evvel «son ami> diye yazmı;tır. Üstadın bana \az1lm15 mektuplarından biri 14 agustos 1955 tarihini taşımakta ve 70 yaşını doldur mu; olması dolayısiyle yanlmı? ;n satırları ihtiva etmektedlr: «Bu yıldonümu ıstırabsız geçti. Artık ihtiyarım, fakat bunu hissetmiyorum. Hiç bir zaman bu kadar rahat çalışabildığımi hatırlamıyorum. Elbet bir gun, belkı pek yakında, ihtıyarlık kendini hissettirecektır. Fakat vaktinden evvel üzülmiyelim.. Ne de sonra 1965 yılında Andre Maurois'yı konferanslar ver mek üzere hükumetimizce dâvet ettirmek için çok uğraştun. Takın mesai arkadaşlarım bunu çok iyi bilirler. Maalesef muvaffak olamadım. olur ve duzeltılmesi daha kolaydır. Fakat vicdanın suiistımâl edılmı; olması halınde yanlışı bulmaK ve duzeltmek daha guç ve geı, olur. Bunu nazara alan Anayasamız 132. maddesınde mah keme>rın bağımsızlığını teminata bağ'.amakta v e «Hâkimler. görevlerinde bağımsızdırlar, Ana\asa, hanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerıne gore bukum verirler. Hicbır orçan makam, mercı veya ki$ı yargı yctkisinın kullanılmasında mahkemelere ve hâkıralerc emir ve talimat veremeı, çeneU e gönderemez. tavsiye ve telkinde bulunamaz» sozlerı Ue mahkemeler ve hâkımler ıçın en genış şekılde bağımsızlık temın etmektedır Bu madde metnınae gorulduğu uzere Anayasamız Anayasa ve kanunlar janında hâkımın vicdani kanaatını de saymış bulunmakta, bu suretle hâkımın vicdani adaletın tecellısınde on salU yer almış gorulmektedır Anavasamız 133 üncu maddesınde de, hâkımliK temınatı başlıgı altında hâkımlenn ozluk hakları bakımından temınat hukumlcrı getırmış bulunmaktadır. Bu hukumlere gore hâkımler azledıleınez. aşlıklaıından yoksun kıhnamaz ve bellı yaştan once ısteklen harıcınde emeklı edıiemezler Bu hukumlerın 132 ıncı maddeae temas edılen ve gorev ılasını temınata alan hukumlerle bırleşmesınde tum, hâkimlerın ve mahkemelerın bağımsızlıijı meydana gelmektedır kı bunda adalete ınanmjnın, gerçek adaletı tecellı ettırınenın ga>esı ve zarurctl vardır teminat hukumleri karşısında şekil ve tarzı bu hukumlere uj gun olacak bır denet sıstemımn de hâkımlık temınatını zedelemıyeceğı muhakkaktır Fakat Anayasamız bugunku kabıılu ile bu şekıldtkı denete ımk.ıo vermemektedır Bu ise, memlekeı gerçeklerıne gore bır eksiklıktır Sonuç inacnaleyh busun mahkemelerın bağımsızhgı \e hâkımlık temınatı ılerı derecde mevcui olmakla beraber bunlan teyıd edıcı ve hâkimlerın bırçcık ozluk ışlerıni, sosyal haklarını daha .lcrı derecene temınat aliına alacak hukum'erın kanunlara ilâvesı yanında hâkimlerın sorumluluklarını da daha etkılı nalde denete ımkân verecek kanun hukumlerıne de ihtiyaç oulunduğu bır gerçektır Tufan ALPAT Adaıio Sulh Hâkımı *** B Insan ihracatı Asıl adı: Emile Herzog ndre Maurois'nın asıl adı F.mile Herzog'dur. Fakat Andr£ Maurois müstear adını, 1947 de asıl adı olarak mahkemece tescll ettirmiştir. «Ben Vıctor Hugo'nun ölduğü sene doğmusum» derdi. Yânl 1885 te. Andre Mauroi; romanlan kadar rnmaıne olarak ve bir roman kadar canlı sekildc yazdığı hiyog rafileri ile de mcşhurdur. Nadiren Disradi. VII. Ed vard gibi politik şahsiyetleri. ekseriyetle Shelley. Dickens. Byrnn. Voltairc, Chateaubriand. Marcel Proust. George Sand. Victor Hugo. Balzac gihl e d c bi sahsiyetleri ele almıstır. Ayrıca tngiltere tarihi. A Tekrar karşılaşmam •ry ir iki hafta sonrn bir edebi kokteylde roman l~> rı ile tpkrar karsılaştım. Pariste bu neviden pek çok edehî kokteyller ve ziyafetlcr olur. Bu bazan bir kitahm piyasaya sürülüsü veya mükâfat alısı, bazan İse yasayan veya olmuş bir yazann yıl Hatırl diyerek derhal tanıdt. Yanm saate yakın yannndan aynlmayarak benimle konuştu. Bir kere daha kanaat getirdim ki, sanatkârlar kendilerine âşık olunmasını ve durmadan ilânı ask edllmesini isteyen bazı kadınlar glbldir. Konferans sonundakl konusmamızı devam ettirlr glbl: «Demek kıtaplanm Türkçeye de çevnlmis > dedl. .Iklimler. ile «Aile Çemberi.nin bir değil, birkaç defa Türkçeye terciime edildiğini, bizde bir dil değismesi problemi bulunduğunu, tercümenln dili eskidikçe yeni tercümelere ihtiyaç hâsıl olduğunu, kendi romanlarının Türkiyede en çok satılan ve okunan kitaplardan olduğunu anlattım. Buyuk alâka ile dinle ıtedl. Rİ^^^PMn^^MinRb la Daıl edebiyat tarihleri kaydeder. 1956 da «Sonbahar gıilleri diye tercüme edebileceğimiz «Les Roses de Septcmbre» adlı son romanmda bir yaslı yazarın. yaşlı olmasına rağmen >axar sıfatmdan dolayı siirüklendiği gbnıil macerala nnı anlatmıştır. ndre MauTols kudrerten ziyade inceliğe sahip , edebiyaU yeni göni| ve duyuşlar getirmiş olmaktan ziyade ezelî duygularin daha derin tahlilini yapmış, lisan ve üslupta moda yaratmış olmaktan ziyade mevcut gelenek lçinde mukem melliğe varmış ve butün bunlardan dolayı eserleri eskimiyecek olan bir yazardır. A •••••••••••ISISSSÎS*** IMIlMIHIII*Htllll( ••••••••IIIIMtıaNHBı • • • • • « • « • • • • •. • a • • • • •• •• • • • • « • • • « • • « • • r • • • • • •• •• • •• • •• • • • • • . • « •••••••••••«••«.• •••••••••• •• • • • •••••••»•••IIHIHHMMIIIIII • Aylâk Musa M\ZDA AMA UPEUALDE UMUTMUŞ Nimbüs NSAN ÎHRACATI BAŞLIKLI fıkrasında «Pek hazın, a ma aynı zamanda duşundurucü bır manzara karşısındayız» dıyor sayın tlhan SELÇUK. Bır felâker^n ıçındeyız veya karşısındaju dıyemıyor, demeğe dıh varamıyor. Belkı de vaşadığı ortamın ınsanlarına boyle bır <lurumu yakıştırmadığı ıçın dıyemıjor.. Sonra dışarrlakı ışçı gelırlenye Ancak... paça>ı kurtarar talıhlı Başbakanddtı bahseden avdın çevrelerncak, mahkemelerın bağımle aynı masava oturuyor sayın sızlığı ve hâkımlık temınatı SELÇUK. Doğruriur, bu gun ıçın bırl.ıınden a^rılmaz unsurlar olarak gorulmekte ve 800 li belkı paçavı kurtarmıştır savın Başhakan ama su degırmenını ralık kadro almış hâkimlerın cografı yonden de temınatlı sa dondcrmek ıçın su tasıyan değavılmaları munakaşa konusu oı mencının paçası muhakkak ıslanır. S<nra su taşımayla degırmemaktadır. Gerçekten bu temınanın dor.dürulmuveceğı de bır gertı ver^rj kanun hukmu munakaça tektıt yı mucıptır. Zıra 800 lıralık kadro almamış hâkimlerın bu temıBu «erçetl sayın SELÇUK «Ne nattan mahrum bulunmaları evvarkı yurt çelırlerine bir kalkı velemırde hâkımleı arasında e gibi jorünen bu halin esasta bır şıtlıgı bozmakta bu bakımdan yararı dokunmadıfını sövüvebihuku': mantığına ve temınattan İiriz. Bir memleket dısanya aBağımsızlık ve beklenen ga\e\> aykırı duşmek dam ihraç ederek kalkmamaz. tedır Çunkü. tathiKatta her dere Bir. k^hfiye isçinin kaça mâl olsorumluluk, T cedekı hâkım riıjSerının gorevım dniunn hfsap rdıp kalrme vurur ıfa edebılmekte ve göreve henuz sak. ve dısanva yolladıgımu 2? nce ılaide olunmalıdır kı, baslamış bır hâkım yetkılı Kıııinsan güciinü Türkiye'de seferI I mahkemelerın bağımsızhgı narak Yargıtay hdrıç mahkemeber ettiiimiz zaman neler kaza" hâkimlerın sorumsuzluğu mânacajfmızı da üstüne katarsak anâsına gelmez. Hâkımler her lenn her dereceıııae gorev alabılmektedır. Şu haio> coğrafi telışveristen zararlı çıktıçımm anşeydeıı once vıcdanlarına karsı mınatı 80ü lıradan aşağı kadrolarız» diyerek dogrulamaktadır. sorumludurlar. Bu ıtıbarla gorev dakı hâkımlerden esırgemek mâTürl'ivede beklenen büyük buıfasmdd sadece kanunlara uygun nâsız ve ızahsız kalmakta, bovle nalım işçi gelirleriyle belki biharekel kâfı olmayıp, vıcdan deolduğu gıbı dığer taraftan hukuraz gecıkmıştır fakat bu asla budığımı/ iç varlığa. ıç duygulara ka. hakkanıvete mantığa ve te nalım» bır çare olamamıs ve 0da hâkımın uygun karar vermemınattan beklenen gayeye aykılamıyacaktır da. Çünkü bır çıçesı gerckmektedır Zıra. gorunuşrı bulunmaktadır ğe su serpmekle ancak çıçeğın te kanunlara uygun sanılan bır kuruma«ı gecıktırilir. Mesele çıkarar vıcdana u>gun olmayabıDıger taraftan coğrafi temınat çeğe rtamarlarından su vermeyi lır. Halbukı bır hâkım ve adalet butun hâkımler ıçın luzumsuz temın etmek kurumamasını sağıçın en onemlı olan da vıcdana mudur.' Bu, uzun bır munaka ; alamaktır. ujsun ıcraattır. Kanunlara aykıyı geıektırır ve t u sutunlar ouYazının ortalarına dogru koca rı hareket ve karar çabuk bellı na musaıt değıHır Ancak şu kdkoca rakamlar okuvoruz. Bınl(>r darı ılade olundiyjıı kı, Yuksck on bınler ve yü> binler. Bu raHakınner Kurulu juıdumuzu Deş kamlor dolar defıl. mark değıl bolgejt avırmış olup tâyınleri bu ıhracattaki kâr da degıl Dıbu oolte sısternıne gore yapmak sanya çalışmava gıtmek ısteven tadır. Bundakı maksat. butun Ahmetler. Mehmetlerin sayısı hâkımleun beşıncı bolgeden yaKoca koca rakamların arkasına ni mdhrumıvet bolgesınden başbirer <ıfır gıbi dızilmış gıdıvorlayarak daha ıyl yerlere doğru lar... Saadetı. kurtulüşu arayangelmeıerını temındır Bunda garıpsenecek bır cıhet yoktur. Boy ların, bunalımdan kaçanların gıdışi bu.. Bir o kadar teknık ve le bır tâjın usulu hem memiekalifive elemana da ıhtıvacımu ket gcıçeklerıne hem de hakkaolduğu yazıh bu rakamların arnıvete uygundur. Her bolgede askasıııoa.. garî Kalma muddet: de onceden lâyın ejılmış bulunduğana goVe a\nı kanıda oldugum esas re haklamjet, daha da genış olmesele. Eğıtım mesele'ine değıçude *emın edılmış bulunmaktanıyorljr savın vazar Turkıve'nın dır. £ u iyi bölgeler olan birınci gelecegı için kara zıhntvetm ve ve îkifı bolgelere geçme ve bupohtıkanın kırlı tırnaklarında bu rada kalmanın ise. hâkımın mutme'ele yakasını kurtarmah. lak nakkı sayılmaması veya buMiıletçe sayın yazann da beralara geçmek mutlak hakkı ollirttıSi gibi eğıtım yarısına gırsa bile kalma muddetmın hâkımelıvız. «Yannları kazanmak imin goıevde gosterdığı başarı çin bn yarısı kazanmak sarttır». nisbetıne uygun olması yahut Baki KAYA bır l'âkımın bulunduğu bolge ıçınde rnuadılı dığer bır yere naklı hâKimhk temınatını zedeleyıct olması gerekır, bınaenaleyh bu CANDAN ALPTtBK şartlar altında halen yurürlükte oulunan coğrafi temınat snile temı ıcabsız ve mânâsız kalmakTekstll Kimyageri tadır. RİFAT ESEN I A ••••••••••••••••••••••••••••••ıaaaaaısaıaaaaa>K,aaı I DEAL STANDARD ISI SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ PERSONNEL WANTE/> A laAyer age 3040 jears as an assistant to the General Secretary. He should be absolutely perfect in Enghsh and De well familiar with Business Law and p/eferably with Foreigr Investmer.t Law. the Currency Laws and Tax Law. Good understandıng of Fmancıal and Accounhrs; mattcrs wıll be jf advantage. Applicatons are rcquested in Eıiülish. Addrcss: Boğazkesen Cad. No: 63, SUNC.URLAR HAN, İstanbul Personel Müdürlüğii Ilârcıhk: ... . ;1"245 MÜLKİYELtLER BtRLİĞlNDEN Birlığımız tarafmdan tertip edilen E^\a Pıvansntu. evvelce ilân edlldığı uzere, 2 Ekım 1967 tanhınde Birlık Genel MerkeU zınde ve Ankara 6 ncı Noterınm huzurunda çekılmıştır. Ikramıye kazanan numaralar ile bunlara ısabet eden ıkramıyeler aşağıoa gosterılmıştır. Mezkur Eşya Pıyangosunda bıze yardımcı olan butun mue«seseler ile üye ve dostlanmıza son<=uz teçekkürlpnmızı sunarız Denet ahkemeler ve hikimler için tskdıre şayan temınat huk'imleri koyan Anayasamız hâkimlerın sorumluluklanna da isaret ttmi? ve bunu 144 üncü maddrsinın son fıkrasında beyan etmıştir. Bu fıkrada «Hİkimlerin denetimi, belli konnlar ı çın Yııksek Hâkimler Kurnlunca garevlendirilecek üst derecedeki hâkimler eliyle yapılır» sözu, bâkımlerin denetlenebılecegını ifade edıyor. Ancak burada ü/erınde durulması gereken husus denetin bellı konulard» olabıleceğıdır. Bu denet te. üst derecelı hâkımler eliyle olacaktır. Evvelâ ifade olunmah ki burada dt coğrafi temınattaki gıbi oır girıplik vardır. Yani yıne .âkimler arasında eşıtlik bozuliıaktddır. Belki üst dereceli hâ' kıml» hâkimlü temınatı korunmak istenmiştir, fakat böylece hâkimler arasında bir hiyerarşi varatıl'lığı da mevdandadır. Arzu da bu olmasa bile tatbikattaki Ktıkamet odur. O halde belli bir denet hâkimliSi. Yüksek Hâkimer Kurulu nezdlnde teskil edilerek kadro farkı gBzetilmeden denetır. bu hSk'mîer eliyle yapılması herhRİde daha maksada uyZun ve issbetli olur. Hattâ deneti. belli konular» ajrni bir ihb*r ve ııblvetp mahll bırakmsdan r*t«n dt yapmas bir lirurttrtı Zır», (ujbir ktmu hlzmttl d«n«tUa «jrr» düfüaültmaı r* Axur«> nlsanlandılar. 4.1167 Cumhurıyet 13218 M YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI Opel Otomobil AYSE CtNGt ile ATAÇ SOYSAL nlkâhlandılar. Ankara < Kasım 1067 361085 129549 033240 132690, 357175 321082. 365141. 380191 3B12O2 151M2, 354942 2411809, 366687 064116, 208354 268366 391377 099581 167965, 268529 389092 077187. 146543, 195969, 363511 064265. 137620, 193805, 248065, 311119, 390037 06H0«3. 338052. 112692. 268069, 037430. 127852. 217010, 375919, 042648, 133390, 186955. 372587, 052677, 090558, 188192, 280793, 055250, 111519, 189099, 217138, 299359, 337533, 10H726. 341873, 236658, 350003 045127, 185881. 256624. 388540. 069733, 162225, 201584, 379512, 057191, 108477, 192911, 314428. 063287, 130880. 190192, 224592, 305632, 346136, 108550, 254334, 35836'î 063814 292575, 102517 254949 020808. 105892 216302, 326098. 018931. 130349, 186036, 357855, 044333, 086220, 184993, 278841, 019255. 105145. 170192, 213666, 284128, 324501, 032940, 196497 Arçelik B u z Dolabı Arçelik Çamaşır Makinesi Halı Ö/üm do/oy/s/y/e Nikâh ve Dügütı tehiri LEVLÂ BİKOL ile MEHMET UÎLBbK'in 7 Kasım 19b7 de yapüacak nıkah ve 9 Kasım 1967 de >apılacak duğun törenlerının, aılemız ıçın çok acı bır olum hâdısesı dolayısıyla tehır edıldığını sayın dâvetlüerımıze uzuntu ı'e bıldııırız. MENENT BtROL İSMAİL DtlBER A 1 L E LE R 1 CRekiamcıiık : 3981/13212) DENİZ RUVTETLERİ R0MITANL1GI Seylr ve Hidrografl Dairesi Bsşkanlıgindan blldlrilmişMr. DENtZCtLERE VE HAVACILARA 124 S A S I U BİLDtRİ 1 Uâ 3 Kasım 1967 ve 6 119 8 Kasım 1967 tarlhlerlnde 09.45 ile 16 00 saatlerı arasında aşağıdaki noktalan birleştlren saha lçınde seyretme. demırleme, avlanma ve bu sahanın S.000 metreye kadar olan yüksekhğı can ve mal emniyeti bakımından tehlikelıalr RARADENİZ RÜMELİ KARABÜRÜN AÇIKLARI 1 ncı nokta: E 4954 No lu Karaburun fenertnden 323 derece ve 4 mıl mesafede enlemi 41 derece 24 dakıka Kuzey Boylamı 28 derece 38 dakıka Doğu olan nokta. 2 nci nokta: Knlemı 41 derece 29 dakıka Kuzey, Boylamı 28 derece 41 dakıka Doğu 3 ncfl nokta: Knleml 41 derect 34 datcika Kuzey, Boylamı IX, derece 28 dakika Doğu 4 ncfl nokta: Enlemi 41 derec» 29 dakika Kuzey, Boylamı 28 derece 28 dakika Doğu DENtZCtLBKB VM HAVACILARA ÖNIMLB DUTTJKÜLTTR. (Biiın; 2S0Î4/1ÎJ15) Mes'ut bir doğnm doğumunu akraba ve dostlarına sevtnçl» büdlrirler. Feride ve Dr. Adnan Kürkçüoğla, Ogulları K E R E M ' in Cumhurlyet 13247 Kadın veya erkek kol saati 029503. 220002. Çakmak 000025. 253280, Peliksn Dolmakalem • • KiravSt ..... .,..; 011771 095527. 208746. 298268 012562 103095, 168068, 310203, 025772, 083394. 147448. 243309, 013396, 083072, 183142, 203095, ÎM542, 319438, MEVLIT Sevfill annemit ebediyete intıkalinin birinci yıldonümu münasebetiyle ve sevgili babamız ruhlanna ıthaf edilmek üzere 5 kasım 1987 Pazar günu (Bugün) Bakırköy Çarsı Camiinde ikindı namazını müteaJcip kıraat edilecek mevlıdı senfe dost, akraba ve din kardeşlenmizin tesrıfleri nıyax olunur. Ojtnlları: Yılma,z Erdofanegln Yüksel d (Cutahuriytt : 13219) Pakize Erdoğan'uı Hilmi Erdoğan'uı Kol dflgmesi Ecz*cı GÜLZAR AYDIN T ü k e n m e ı kalem
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear