28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I SAÖFE 25 Kasım 1967 CUMHURIYET Gerçek öğrenciler, yalancı öğrenciler... balannın yaşadım. lmi zaman fabrikada korku ve telâş başgösterirdl: Güya öğrencilerin Tolstoy'u görmeye geleceklerl ortalığa yayüırdı. Hemen fabrlkanın kapılan sımsıkı kapanır, gerekli yerlere nöbetçüer konurdu. Ben gizllce sokağa koşar, esrarlı öğrencilerin ge'mesinl beklerdim. Ama kimsefikler görünmezdi. Kızkardeşlerime, misafirliğe ög Tenciler gelirdi. Ama, benim görüşüme göre bunlar yalancı öğren cilerdi. Bunlar uslu uslu çay içer, îbsen'in piyeslerinden söz edsr, dans ederlerdl. Gerçek öğrencilerse kazakları atlarından alaşağı etmeli, Çan tahtından indirmeil idiler. Gerçek öğrenciler blze gelmiyor lardı. Çocukluğumda uykusuzluk çekerdim. Bir gece duvardaki saati indirip yere çalmıştım; tıktakları beni öylesine rahatsız etmişti. Uykusuz gecelerimin hayalleri hâlâ hafızamdan silinmemıştir; Tolstoy avucuyla sakalını siliyor, deliler dolaşıyor, alevler içinde kocaman bir fare çevremde îırdönüyor. giyah farlan arasında K Yîrmmci yüzyıla girmişük ariık Ize de telefon girmlşti arttfc. Ama ancak, zengin evlerde ve büyük firmalarda rastlanıyor du telefona. Telefon etmek oldukça zordu. İlkin, uzun uzun ko lu çevirmek, konuşma sonunda da telefonu kapatmak gereldyordu. Tek tük elektrik lâmbalan da görülmeye başlannuştı. Ama ben, daha uzun bir süre isli gaz lâm Beni ilk defa tiyatroya götürdüler. «Uyuyan güzel» i seyrettim. Yirminci yüzyıl başını almış gidiyordu. Almanya eni konu savaşa hazırlanıyordu. tngilizler, askeri bir ittifak konusunda Fransızlarla anlaşmışlardı. Fransızlar ise Rusyanın müttefiki idiler. öte yandan İngüizler, Port • Artur'e saldırmaya hazırlanan Japonlarla bir ittifak andlaşması imzalamışlardı. Petersburg'da, Rostov'da l~çiler grev ilân etmişlerdi. Bruxel'de Lenin, Menşeviklerle tartışma halinde idi. Ama, benim yaşadı£ım dünyada her şey, sinirleri bozacak kadar sessiz ve sftkindi. Volhonka'daki sahaflardan, büyüklerin benim yammda adlarını anmaya çalıştıklan Gorki gibi, Leonid Andreyev gibi, Kuprin zibi yazarlann kitaplarını alıp okuyordum. Dostoyevski'yi ve Brehm'i (1) Jules Verne'i, Turgcn yev'i ve Dickens'i okuyordum. Okudukça da, her şeye karşı olan kuşkulanm gittikçe güçleniyordu. Çevremdeki yalan çemberi gittikçe darahyor, kah Hindistan cengellerine kaçmak, kâh Tver<kaya caddesinde oturan genel valiye bomba atmak, kâh kendlml asmak sevdasma kapıhyordum. Annemden para sızdırarak tiyat rolara da gidiyordum. Moskova Sanat Tiyatrosunda Çehov'u, 1bsen'i ve Hauptman'ı; Korş tiyatrosunda «Vanüşin'in çocuklan» nı, Küçük Tiyatroda Un!U Sadovs ki'nin rol aldıgı «Karanhgın Gücti» nü oynuyorlardı. Şalyopin'in bas sesi gürlüyordu. Bir gün misafirlerden biri, yakında bir «B'yoskop» açüacağını, orada carüı Pofyomkin rırhlısında isyan, yıl 1905 fotoğraflar di. gösterileceğinl söylebettiği bir savaştan sonra Port • Artur'ün kuşatılması ve Çehov'un ölümü (3). rtık gazete okumaya baş'amıştım. Japonlar durmadan bize dayak atıyorlardı. Bu acı bir şeydi ama, biz bütün kötülüğün Çarlık düzeninden geldiglni anlıyorduk. Arkadaşlanmdan blrinin amcasınm Eser (ihtilâlci sos yalist) lerle ilişkisi vardı. Bu amca, yakında ihtilal olacağını söylemiş. Kazaklann ve bekçilerin silâhlannı almak gerekiyormus, ondan sonra da cumhuriyeti ilân etmek kalıyormuş. jimnasyum öğrencisi Musya... Pi 5'anoda «Sözsüz şarkı» yı çalardı. Onu antrede öpmüştüm. Ama ben, esrarlı, büyuk olayların önsezisl içinde yaşıyordum. Daha bir kaç ay önce, Almanyada en küçük olaylar karşısmda hayran lık duyan çocuk, bir kaç ay içinde, sanki birdenbire büyüyüvermişti. Çocukluk çağlarım sona eriyordu, bin dokuz yüz beş yılına girmiştik. yımı ciddl bir devlet işidir Niçin ciddi cevap vermiyorsunuz? Kız canı sıkılmış bir halde gıtti. Oysa ki ben ona gerçeği söylemiştim: 1907 jilı Ekim ayında beni Jimnajyumun (41 altıncı sınıfm dan kovmuşlardı. (1) Alfred Edmund Brehm (1K28 84) tanınmıs Alman joologııdur. Hayvanlar dünyası ile iljrjli dikkate değer Dek çok eseri vardır. H. Â. Ediz (2) Ems: Almanyanın Prusya bölgesinde bir kaplıca kasabası. (3) Çehov'un ölümü 2 Temırmz l»04 tarihıne rastlar. (H.Â.E.) (4) Çarlık devrinde. esk) Yunan ve Lâtin dillerinin de öğrctildi^i, aşağı yukarı liseye eşit bir orta fitretim kuruluşu. Altıncı sınıf, lisenin dokuzuncu sınıfına eşitti. (H.Â.E.) Yarın Okul yaşantımm fırtmalı \illan Rus japon savaşı ir gün blzi okulun tören salonuna topladılar. Okul müdürü resmi bir edayla Çar Ikinci Nıkola'nın millete bir bildirisini okudu: «Biz, bütün Rusyanın mutlak hâkimi Çar İkinci Nikola...» Böylece, Rus • Japon savası baş'amış oldu. Okulda dualar edildi, blzler de sesimiz kısılıncaya kadar «Urra!» diye bağırdık. O gün ders yapılmıyacağı bildirildi. Savaş bize, çok, çok uzaklarda bir yerde oluyormuş gibi geldi. Kısa bir süre sonra, yeğenlerimden Volodya Sklovski'yi er kı'ığıyla gördüğüm zaman, buna çok şaştım. Volodya, Kiyev'den Mançuryaya gidiyordu. O yıl yazın, lkinci sefer, annemle ve kızkardeşlerimle yurt dışına Ems'e (2) gittik. Orada tifo hastalığına tutuldum. Bununla birlikte beni şaşırtan iki olay ha tırlıyorum: Rus ordusunun kay A Tuhaf bir konuşma BULMACA 789 İXKARID*N AŞAĞ1YA: larının şarkının 1 tspanyanın başkentinin halkmdan 2 «konutuna bir gi234 56789 riş ve çıkış hareketi yapma» anlamına ıki söz. 3 Hota, «üzeTine çullan!» manasına bir emir 4 Tersi «gözlen görmez dcırumdaki Mehmetçik» karşılıgı ıkl sozdür, çok hoş ve mükemmel. 5 Kuzey Asyada bir nehır. «Bır konunun sınırları» mânasma bir eski terım. 6 Bır snru edatının Dünkıt bufmacaniD çoğul şekll. 7 İspanvol şarkıa halledılmi; jekll sonunda halka söyledıklerı söz, kemığin içindakı. 8 Bır soru takısı. «duzınenın dörtte birı sayıda» mânasma ıkı soz. 9 «Gırecek ver bulmaya çalışır» karşılıgı karma bir çekım. S Dostoyovski'nin «Suç ve Ceza» sını okudum. Sonya'nın alınyazısı beni çok üzdü. Yeniden Hamovnlki fabrikasının kışlasmı batırladım. Her şeyin, kesin olan her şeyin altını UstUne getirmek gerekiyordu. Gerçl önümde ayartıcı daha baş ka şeyler de yok değildi: Meseıa on nüfus sayımında evimlze sayım memuru olarak genç bir kız gelmişti. Uzun uzun şaskın gözlerle duvarlara bak't: Picasso onu öfkelendirmiştl. Sahi bunlar hoşunuza gidiyor mu? diye sordu. Hem de pek çok. Sıze inanmıyorum. Picasso arkadaşınız olduğu için böyle söylüyorsunuz. Sonra, sorularına cevap vermeye başîadım. öğrentm dereceniz? Yarıda kalmış orta. Kızın canı sıkıldı: Size ciddî olarak soruyorum. Ben de size ciddl olarak cevap veriyorum. Siz benımle alay ediyorsunuz. Kitaplarınızı okudum. Nüfus sa Bond MODESTY BLAISE TEMfZLEE» BU i ş i , BIC VİLLA MIŞ. ... AMA,O 06 25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.15 08.45 09.00 09 15 07 55 08.00 Garth MÜTV4IŞ BfR ŞAK#=t. 8J U E Û U Z E L , BlZIE LARI BİC ÇAKİK İÇlMDE 09 35 08.40 10.00 10 05 10.20 10.40 11.00 11 45 12 00 12.05 12.15 Acılıs. oroaram Günavdın I Kove habcrler Günavdın II Haberler ve Hava durumu İsunbul'da Bueun Hafif muzik Sabah iimnastiftt Hafif muzık Sarkılar Gıtar Soloları K. Koldas'tan türküleı Eserler ArmaSanlar Ovun Havaları Ev icin Ara Haberler Pivano Soloları M. Pars'tan sarıaı Arkası varın Sabah konseri C Cevhercicek'ten türküler Ara Haberler Bu Hafta dıneveceklerinlz V DOOT ve Arkadaslan SOLDAN SAfiA: 1 Tempoların mz derecelerini göstermeye yarıyan âlet. 2 Karada veya denizde hayvan vaka'.ama veya vurma lşi yahut o işı yaparak ele geçirilen, çocuk doğurtma uzmanlığı. 3 «B;r çok kez» mânasma bir söz ve bir edat. 4 Bir hayvan hastalıgı, tstanbulun ilçelerinden biri. 5 İplik bükme aracı. vüz yıl, bir sıfat takısı. 6 Tersi «arka taraî» demektir, «bir şeyi blrine vermeklik» karşılıgı eski dilde ku'lamlan bir terim. 7 Cingenelerin dağlardan toplayıp sattıkları bir çeşit otun çoğul şeklı. 8 Es;d manzumelerde bir sözden önceki sözü bıraz uzun veya kısa okuyarak «vezin» in bozulmamasını sağlama oyunu, çevrılince «apansız» manasına gelir. 9 Bir arabadaki «esas tekerlek» karşılıjı iki söz. DÜNKÜ BULMACANIN HALLEÜTLMTS ŞEKU NASIL HALLEDİLECEK Yukarıdakl rakamlı bulmacada Mdece 4 tane anulıtar (ipucu) ve 8 tane sontıç vardır Boş kalan S2 karcnin içine 1 den 9 a kadar uyguo birer rakum koyanık ve tnplanid. çarpm» çıkartma, bölme isaretlerinc dikkat ederek soldan sağa ve yukarıoaıı aşagıya bulmncHda gösterilen sonuçları bulunuz. Btraz vaktinizi alır ama, boş vaktinizi bofça geçirmiş o)ursunıi7 Çevıren: Vabdet GÜLTEKİN .ınladığmE. göre, Byron, Londra'da bulundukça, kı'oar çevrelerinde gene sık sık görünüyorda ama, üzuntüsunü unutsun diye Thomas Moore"a John Hobhouse onu zorla götürüyorlardı da ondan Annabella ıçını çekti. Onun üzüntüsunU kendisi avutmak için gene can atıyordu. Bunu mentuplariyle başaramamıştı, öyle anlaşıhyordu; ama görüştükleri zaman yüzde yüz başaracaktı bunu. Evet ama, ne zaman görüşeceklerdı? Byron onu sinirlendırecek kadar savsaklıyordu bu işi. Evlenme teklıfini reddetti diye öc alıyordu belki de. Şirndi, kendi kendisine karşı bütün bütün açık konuşmak için: «Ben Lady Byron olmayı doha onun evlenme teklifini reddetmeden önce kafama koymustum» diye, bu gerçeği sükunetle karşılıyordu. Mahsus. onun ilgısini büsbütün kamçılamak için reddetmişti. Pek çocukça bir saflıkla, kimsenin başvurmadığı yepyeni bir buluş sandığı bu oyun ne vazık ki umdugu sonucu vermemişti. Annabella da, bunun üzerine, utanmayı falan bfr yana bırakmış, usuldan usula, azimli bir savaşa girişmişti. Byron'un mektuplannı okudukça ablasının adımn sık sık geçtiğini görüyor, buna şaşıyordu. Iki kardeş Six Mile Bottom'dalar; tki kardeş, ç o cuklan da yanlanna alarak, tatıl geçirmeye Hastings'e gıtmişler; işte şimdi de. gene çocuklarla, yeniden Newstead Şatosu'ndalar. Hayll dedlkodu çıkması hiç de şaşılacak şey degildi. Ahali ne d»rse lesin aldırmayıp gene yoluna gittiğl için Bvron'u hiç de kabahatli bulmuyordu. Kendisl de öyle yapıyordu. çiinkü biliyordu kl ahali. baska işi olmadığı için, ötekini, berikini çeklştirip dururdu. Ote vandan, Byron'un kocasından ilgl EÖremeyen ablasına bu kadar yakmlık göstermesi insanın yüreğini titreten bir seydl. Kendisi evlenince kimbilir karısma ne bağlı bir koca olurdu! Annabella, içinden gelen bir duyguya kapılarak, ama gene de sakin sakin. kalemini eline aldı, bir mektup daha yazdı: Londra'da size her rastladıgunda, soçuk davrandıra diye sonradan içim içimi yerdi. O zaman, gerçek duyçulanmı yaziyla belirtmeye çalışırdım ama, korkanm ki mekruplanm çelişmelerle doluydu. Karşı karşiya geüp konuşursak çörünüşteki bu çelişmeler ortadan kalkacaktır. Elimde nlmadan gösterdiçim hıı uzakhğı hatırladıkça size karşı seveilerle dolu oldnğııma inanmanızı daha büyük bir istekle rica ediyorum. Mektubu gönderir göndermez aklma geldi: Bir aşk mektubu sayılabilirdi bu. Yoksa, kendi de farkmda olmadan. bunun böyle bir mektup sayılmasmı içinden istemiş miydi? Aynaya koştu, bir çocuk ^ıbi saf saf, kendini gözden geçirdi. Gözleri ışıl ışıl yanıyor, dudak'arı titriyordu .. Evet, basbayağı titriyordu! Şairi eözünün önüne getirdi: Rengi soluk, yakışıklı bir yüz, fcsanm yüreğini ezecek kadar dalgm bakışlar, acmarak derece topal... öyleyken. gene de hınzır. gene de uslanmak nedir bilmez. Onu o kadar canlı olarak görüyordu ki, arkasına gelmıs, omuzunun üzerinden kendisine bakıyormuş gibiydi: Gözlerinde hafifçe alaylı blx ışıltı vardı. Alay etmekte haklıydı da! Annabella, mektuplarında o kadar yazmış, onu düzeltebilmiş miydi? Ku!ak kabarttı, Byron*un o ahenklı sesinl i?ltlr gibi oldu! « Evlenmek en son başvuracağım çaredir, Annabella'cığım!» « Annabella, Lady Byron» diye fisıldadı, kızar dı. Ne.vstead'de alabalık, sazan pek boldu. Byron pek başanlı geçen bir balık avmdan sonra gölden dönmüştü, kendisini bekleyen bir yığın mektup buldu. Annabella'nm mektubu da bunların içindeydi. Okudu, sonra ablasına verdi. Augusta: «Güzel bir mektup> dedi. « Güzel mi?.» « Biraz erkek üslubuyla yazılmış denebilir bel lü ama, senln prensesln zaten hiç de §air ruhlu bir 12 30 13.00 Solo sarkılar Haberler ve Resmi Gazetede Bueun 13 15 Saz Eserleri 13 30 Reklâm orozramlart 15 00 Ara Haberler 15.05 15.20 15.45 16.15 16 45 17 00 17 05 17.20 17 50 19 00 19.35 69 Tiffffany J o n e s riFFANY JONES CANIMA VETTİ BU ROP İŞf. » T T I , PUZELMAND/ PECCTOC \ ! 20 00 20.30 21 no 21 10 21 40 22.00 23.45 21.00 21 10 Taz 24.00 Ha«i Batı müzi« Cumartesi konseri Sarkılar Radvo Armonl Mızıkasl Ara HaberİT Dans muzi6i Yurdun Sesi Peklâm Droersmlan Haberler ve Hava durumu Ovun havaları Kltanlar arasında Fzellerlmlzin eetirdlH Snlodan Solova 24 Süatin Oiivları Ppraber ve Solo sarkılar Cumartesi Aksamı Reklâm oroaramları Haberler ve Hava durumu Hafif müzik KPPOT,!» GenrliJHn Sesl İSTANBVL IL RADYOSU 11 "^ .Acıiı« ve rroKram 12 00 Cesitli müzik 12.30 Karısık Sololar 13 00 Cesitli Melodiler 13.30 Lied Saati 14.00 Hafif muzik 15.00 Gencler ıcin 15 30 Caz muziei 16 00 Cumartesi konseri 17 00 Cav Saatl 17.30 Kucuk konser 18 00 Cesitli muzik 18.30 Senfonik muzik 19.00 Hafif müzik 19 30 Aksam konseri 20 13 Genclerin sevdıkler. 21.00 Fıkralar ve muzık 22.00 Gece konserı 23.30 Bu Hafta Neler dinleveceksıniz 22.45 Pivano Sololan 23.00 Hafif sarkılar 23.30 Hafif Batı müzigl 01.00 Proeram ve kaDanıs. AN K A RA Maliye Müfeltiş Muavinliği Giriş Sınavı Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulunca 18/12/1967 pazartesl günü saat 9 da Ankara ve Istanbul'da Maliye Müiettij Muavinliği Giriş Sınavı açılacaktır Giriş sınavına katılabilmek için: a) Dovlet Memurları Kanununıın 48 inci maddesinde yazılı niteliklere haiz olmak. b; 1/1/1967 tarihinde CiO) yasmı doldurmamış bulunmak. c) Siyasal Bil^iler, tktisat. Htıkuk; Ortadoğu Teknik Üniversit»si İdarî İlimler Fakültelerinden; tktisadt ve Ticarî İlimlrr Akademilerinden (veya esitleri yabancı fakülte ve okullardan) birini bitirmiş olmak gerekir. İsteklilerin sınav İçin <?eekli fcrmalite ve belgeleri gösteren ve sınav konuları haVkmda lüzumlu bilgileri veren broşürii adlan geçen Fakülte ve Akademilerle Ankara'da Malive Bakanlığı Teftiş KtırLılurdsn. İstanbul vfı İzmir Defterdarlıklarından bizzat müracnat suretiyle veya mektupla ternin etmeleri ve müracaat tsinı noksansız olarak 2/12M"c' cuımartesi günü saat 13 00 e kcdar bitirmeleri Iüzumu ilân olunur (Bas;n: 246C3 A. 13319'14057) 1 L Â DSİ. Arastırma Dairesi Başkanlığımızda çalıştırılmak Kimya Mühendisi alınacaktır. Ûzore 3 adet Yüksek Yabancı dil bilenler tercih edilir. İsteklilerin DSİ. Araştırma Dairesi Başkanlığı AJ^KAKA adresine müracaatlan ilân olunur. (Basın: 263i»4 A. 14793/14058) 06.25 06.30 07.00 07 05 07 30 07.45 08 00 08.10 08 40 09 00 09 20 09.35 09.55 10 00 10 20 10.35 11.05 11.25 11.55 12.00 12 15 12.30 13 00 Trabzon Valiliğinden: Y.S.E. Müdürlüğü ihtiyacı için 5 adet Atla» Copco marka 23,5 Kg. hk delici kompresör tabancası alımı 32500 lira muhammen bedel üzerinden ihalesi 15/12/1967 cuma günü saat 15 de Ü Daimî Komisyonunda yapılmak üzere kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuşlur. İsteklilerin 2437,50 liralık geçici teminat mektup veya makbuzlarmı havi kanunî usule göre hazlrlanmi} kapalı zarflarını ilıaleden 1 saat evveline kadar İl Daim! Komisyon Başkanhğma vermeleri gerekir. Postada vâki gecikmelerle usulsüz teklifler kabul edilmez. (Basın: 26675/14072) DEr:İ7CİLSK BANKAS! T.A.O. DAN 1328 sıpariş mevzuu 2 adet ŞAHMERDAN MOTÖRÜ alımina karar veriimiştir. Son teklif verme tarihi 29/11/1967 akşamına kadardır. Şartnameler Malzeme Müdürlüğü veznesinden temin edilebir. Dosya No: 1328. (Ba»ın: 26715/14069) 13.15 13.35 14.00 14.15 15.15 15.20 16.10 16.55 17 00 17.50 19.00 19 35 19 50 10 55 20 15 20.35 21.00 21.10 21 40 22 05 22 45 23 00 23 30 24.00 Acılıs. Droeram Günavdın I Köve haberler Günavdın II Haberler ve Hava d u n " n u Hafif müzik Ankara'da Buoün Her Telden N. Erol'dan türküler Ev icın Sabah konseri Arkası yarın Ara Haberer T. Tooer'den sarkıar K. Koldas'tan türkuer Cesitli müzik Gul Batu'dan »arkıaı Konser Saati Ara Haberler R. Senses'ten türküer Kıbrıs Saati Y. Özel ve O. Akın'dan sarkılar Haberler ve Resmi Gazetede Bueun Hafif müzik K. ToDİuluSundan garkılar S. Can'dan türküler Reklâm Droeramları Ara Haberler Temsll Dinlevicl lsteklert Ara Haberler Cocuk Saatl Reklâm o r o e r a m l a n Haberler ve Hava durumu N. Tüfekci'den türküler TJvkudan önce Cesitli müzik M. Güver'den sarkılar K. Torjluluâundan türküler 24 Saatin Olavları İtalva'dan muzik Türk müziSi ftzel Droeramı T. B. M. M Saatl Haberler ve Hava durumu Caz müzlSİ Yenl clâklar Kaoanıı. kız değil... daha doğrusu. görünüşte öyle değil. Iştt şimdi evlenme teklif et, yavrum, hemen kabul eder.» Byron: «Evet ..> dedi. birdenbire ciddileşti. «Evlenirsem kendimi suçlu gibi görürüm.» Augusta, gözlerini kısarak, ona şöyle bir baktv « Suçlu mu?» Kardeşlik sorumluluklarunı yerine getirmeme enşel olur.» Augusta'nın gözleri yaşardı. Kardeşlerin en bulunmazıydı o: sorumluluklarını hayli ileri vardırırdı hep. İşte şu sırada eniştesinin kumardaki kayıplarınm büyük bir kısmını kapatabümek üzere borç ala bilmek için görüşmelere girişmiş bulunuyordu. Augusta bu cömert çocuğu tanıdığı bir zengin kızıyla evlendirmek istemişti ama, kızın anası, babası ontl vermemekte ayak diremişlerdi. Augusta bundan söz açarak: «Evlenebileceğin bir, Annabella var gibi görünüyor» dedi. Byron omuz silkti. « Öyle sanırım.» Ya hemen evlenme teklif et. George, ya da bu ahbaphğa bir son ver, tehlikeli olmaya başlıyor çünkü.» Byron, aksi bir tavırla: «Hiç bir şey beni bir kadınla acele evlenmeye zorlayamaz» dedi. Geri kalan mektuplan açmaya koyuldu. Kaç tane olduğunu sayınca kaşlarını çattı. Onüç! Uâursuz bir sayı. Annabella'nın. Hobhouse'un, Tom Moore'un mektuplan bir yana, hepsi tanımadığı kadınlardan geliyordu: Onun şiirlerini okumuslar, hayran kal mışlar. Altısı ondan birer tutam saç istiyor, dördü kırlarda bir yerde buluşmayı teklif ediyordu. Bu gihi mektuplar ardı, arası da hiç kesilmiyordu • Byron'u pek eğlendirirdi. • Bütün bunların istediklerini yerine getirecek olsam bir yandan cascavlak kalırım. bir yandan da haremağasına dönerim.» Augusta: «Öyle sanırım» diye güldü. Sonra Bvron bir mektubu daha açtı. Demin yanlıs sayrmştı. Bu, onüçüncü deâil, ondordüncü mektuptu; böylece, içi rahat etti. Açar açmaz da bir kahkaha attı. « Gene Angelique!» « Ne inatçı şeymiş!» « Pek de acar. Londra'dan arkama düşüp gel miş, şimdi Hucknall Torkard'da kalıyormuş. Kilısenin avlusunda buluşalım diyor. Gelecek hafta heı Rece hava karardıktan sonra orada bekliyecekmiş. İstediğini yerine getirmezsem işi daha da ileri götürür. buraya gelir sanırım.• Augusta onu hoşgörür gibi gülümsedi. « İstediğini yerine getirmek niyetindesin, bakı yorum.» • Elbette ya! Belki de pek eğlenceü bir şey olur. Ondan soi.ra Mary Chaworth'a bir mektupla anlatınm da cesaretini biraz daha kırarım.» Mary Chaworth. yalnız mektuDİa da olsa, yeniden onun hayatının bir parçası haline gelmişti Ilk önce Nottingham'dan yazmıştı. Orada. kocasından ayn, bir akrabasınm yanında kalıyormuş. Byron bu mektubun bir cümlesini pek iyi hatırlıyordu: «Nottingham'a gelirsen. sizi görmek için yanıp tutuşan eski. içten bir arkadası bulursun • Bvron buna kaça mak bir karşıhk vermişti ama. Mary gene yazmış, gene yazmıştı: Evlilik hayatında usradığı umut kınk lığını anlatıyor, Byron'la olan eski arkadashklarını hatırlatıyordu. Byron ise bunu hatırlamak deail.'Vjnul mak isterdi: karsılık görmemis aeı bir çenclik aşkıydı bu. Mary'den en son geçen hafta bir mektup almıştı: «Beni bugün pörsen eskiden tanıdıgın o mut lu yaratık demezsin. Öyle zavıfladım. öyle sarardım soldurn ki!» Byron'a bu pek dokunmustu nma gene de onunla görüşmekten kaçınmıştı. çünkü onu görürse yalnız acımakla kalmayıp içindeki eski aşkın uyan masi"dan korkuyordu. Byron'un annesinin mezarı Hucknall Torkard kö yündeydi Kilise'nin avlusunda bir aile mezarlığı var. dı ama, Byron oraya pek seyrek giderdi. O akşam, atına binmiş, bu köye doŞru gide^ken içinden: AnL !İ0ue bu'ıi's'Tns veri olarak benim hiç de şaırane bulamıyacağım bu yeri bilmeyerek seçmiş olsa gerek» divordu Onun için. dolambaçlı bir yoldan git; ; ti: övle ki, kil sen n avlusuna geidiğin'lo akşam karanlığı hayli basUrmıştı. (üevamj var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear