26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKÎ CUMHTJRİYET 5 Ocak 1967 FRANSA/da Solcu Partilerin anlaşması Dr. Hıfzı TOPUZ tiler Federasyonu ile Komünist Partisi arasında bir anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlandı. Bu anlaşma muhakkak ki Fransa'da son yılların en önerrüi siyasal olayı olmuştur. İki buçuk ay sonra yapUacak seçimlerin eşiğinde sol partiler arasında bir işbirüginin gerçekleşnıiş olması seçimlere büyük canlılık getirecek ve belki de sürprizli sonuçlara yol açacaktır. Sosyalist ve Radikal partilerle Komünist Partisi arasında 1948 denberi süregelen dargınlığm ortadan kalkması Fransız iç politikasındald dengeyi bozarak ycni gelismelere yön verecek niteliktedir. Fransa'nın yakın tarihinde Sosyalist partisiyle Komünist Partisi ancak iki defa birbiriyle anlaşmıs. bunlar da kısa süreli olmuştur. tlk barış olayı 1935 de Halk Cephesinin kurulmasıdır. O zaman Leon Blum'un başkanlığındaki Sosyalist Partisiyle Kornünist'.er ve Radikaller arasında gerçekleştirilen anlasma Halk Ophesini iktidara getirmişti. kinci Dünya Savaşından sonra Sosyalistlerle Komünistler yeniden barışarak 1945 den 1948'e kadar birarada çeşitli kabinelere katıldılar. Ama bu dönemde iki parti arasındaki anlaşma geniş bir koalisyon hükumetine katümadan öteye gidemiyordu. 1948 de, Ramadier'nin başbakanlığı zamuunda komünist bakanların kabinedcn çıkartdmasıyla bu barıs dönemi sona erdi. Komünistlcrle Sosyalistler bir daha 1958 e kadar birbirleriyle hiçbir zaman anlaşamadılar. Sosyalistler Komünistlerin en büyük düşmanı oldu. Komünistler en sert saldınlarını burjuvazi ile anlaşmış olan sosyalistlere yönelttiler. Sosyalist başbakanlar her fırsatta Mecliste Komünistlerden güven oyu istemediklerini söylüyorlardı. Solcu partilerin aldığı oy sayısı uzun yıllar solcu bir hükumeti i"s başına getirebileeek güçte olduğu taalde Sosyalistler kendi ilkelerinden fedakârlık ederek ortanın sağındaki partilerle anlasma yoluna gittiler. Dış politikadaki soğuk savaş gerginlikleri de Komünistlerle anlaşmayı imkânsu kılıyordu. 1 Q R Q d e General De Gaulle iktidara gelinceye i.\JyJ<J jjada,. D U durum böyle devam etti. Sosyalistler kabineden ayrılıp da muhalefete geçince hara birden değişti. Aralannda hiçbir anlasma olmadığı halde Sosyalistlerle Komünistler Yeni Cumhuriyetçilerin getirdiği birçok tasarılara birlikte karşı koymaya başladılar. Grevlerde Sosyalist ve Komünist srndikalar arasında işbirliğine yönelindi. Meclis, belediye ve il meclisi seçimlerinde Komünistler seçilemiyeceklerini anladıkları zaman sosyalistler ve Radikaller lehüıe adaybklannı geri aldılar. Birçok sosyalist ve radikal milletvekili, belediye veva U meclisi üyesi bu şekilde seçimi kazanmış oldu. Şıra geçen yıl Cumhurbaşkanhğı seçimine gelince solcu partiler arasındaki flört havası birdenbire ısınıverdi. Bütün solcu partiler Mitterand'ı desteklemeye karar verdiler. Buzlar çözülmeye başladı. Sosyalist partisinde ötedenberi Komünistlerle anlaşmaya karşı koyan Gaston Deferre gibi li«lerler konçrelerde yenilçeye uğradıkça işbirliği akımı güçlenmiş oluyordu. Çeşitli dergi ve gazetelerde iki parti arasında tartışmalar açıldı, açık otunımlar düzenlendi. Parti sözcüleri anlaşmazlık konulannuı üzerine eğUdiier. ransa'da golcu partiler arasında bir yakınlsşmayı gerçekleştirmek için bir süreden beri F devam eden denemeler birkaç gün önce Solcu partin İşbaşma gelemiyeceğini biliyor ve en az taviz vererek Komünistlerle anlasma yollarmı anyordu. Gençler de eski kinlerin unutulnp bir anlaşmaya vanlmasını istiyorlardı. adikaller oldukça güç durumdaydılar. Parti Ikinci Dünya Savaşından sonra bütün gücünü kaybetmişti. Eskiden Radikallere oy verenlerin büyük bir böliimü şimdi daha dinamik bir parti olan Yeni Cumhuriyetçileri tutuyordu. tlerici liberalizm ile sosvalizm arasında bocalayan radikallerin bazıları partiden ayrılıp Yeni Cumhuriyetçiler arasına katıldılar. Mendes • France gibi ilericiler Birleşik Sosyalist Partisini seçtiler. Geri kalanlar da uzun tartışmalardan sonra partinin Solcular Federasyonuna katılmasma karar verdiler. Katoliklerle. ılımlı saçcılarla işbirliğini isteyenler yenilgiye uğramıştı. Federasyon Komünistlerle işbirliğine yönelince radikaller de ister istemez Komünistlerle anlaşmak zorunda kaldılar. «•n •••••••••••••••••••' Ulusça okuma | eçenlerde «Ulusça Okuma Sorumımuz» başlüclı bir makale yaymlandı «Cumhuriyet»te. Ben, bu yazı üzerine birçok aydmın harekete gecerek yazılan ile sayın öğretmeni desteklemelerini ummuş tum. Umudum boşa çıktı. Hiç kun se ilgilenmedi bu konu iîe. Halbuki, saym öğretmen Gülten Dayıoğlu'nun yazısında belirttiği gibi: «Türkiyenin bir okuma aclıği içinde buInndugu apaçıktır. Bu açlüc, çalısma gücümüzü kırmakta, gelecek İçin beslediğhniz umutları yok etmekte, kalkuımamızı baltalamaktadırj» Sayın Dayıoğlu, yukardaki söz leri ile acı fakat gerçek clan bu önemli sorunu çok giızel bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu konuda verdiği örnek de hakikaten dikkate değer: «Okumayan bir nlusu kalkmdırmak, emekleyen bir çocuğiı yürütmek: konuşmayı bilmeyen bir Insana ilmî bir konferans verdirmek kadar inıkânsndır» Diyen sayın öğretmen gençlerin ve çocukların okumama nedenlerini sıraladıktan sonra ŞÖyle devam ediyor: «... Okuma kültürü gelişmemiş çocuk, kolayca zararlı yayınlann ağına düşüyor. Işte o zaman, istedigimizin dışmda bir insan olarak yoğrulup gelişmeye başlıyor, Yetişkin çağında da bu halinden ken dini kurtararaıyor.» Çocuk kitaplarrnm bugün, çoğun lukla yeteneksiz ve sorumsuz ellerde birer kâr kaynağı olarak basılıp, yayıldığına değinerek, okuma kültürünün o/o8O inin ilkokul çağmda kazaıuldığını belirtiyor. Ben de sayın Dayıoğlunun fikrine katıh yorura. İtkokullardaki yeni öğretim sistemi başarılı bir şekilde uygulanırsa, Gülten hanımın dediği gibi okuma kültürünün Ve 80 ini alacaklardır ki bu çok büyük bir başarıdır. Tehlikeli kesim Az gelişmiş bir ülkede uyanıs basladığı laman tehlikeler de yoğunlasır. Çünkü az gelişmiş bir ülkede uyanış demek. sömürgenlere karşı uyanıs demektir. Sömürgenler, ic ve dış »ömürgenler olmak üzere ikiye ayrılır. Komprador, yabancı kapitalistle ortaklaşa kendi halkını sömüren adam demektir. Türkiye gibi bir ülkede kapitalizm dışardan desteklenmeden gelişemeı. Kökü dısardadır Türkiyedeki kapitalizmin... O köke vnrdnn mu baltayı, içerdeki sömürücü kurnyacaktır. Yabancı kapitalizmin Türkiyedeki snltasına emperyalizm diyonız... Emperyalizmin Türkiyedeki maşaları kompradorlar... Ve kompradorların Türkiye içindeki ortaklan mütegallibe ağa takımı. Işte bu iktisadi duzendir ki, Türkiyedeki siyasl ortsnu baskısı altına almıştır. Bazı komprador politikacıları : Bız sandıktan çıktık, diyorlar. Gercekte sandıktan çıkanlar ynkanda çiıgilerinl çekti|imiz örgüttür. Köylülerin ve. işçilerin büyük çoğunlnçn şimdilik bn Srgütün kanallarmdan geçip sandık başına varmaktadırlar. îste Türkiyede uyanıs böyle bir tablonun içinde başlıyor. N"e var ki, bu tabloyu tamamlamak için iktisadi çizgilerin yanına yabancılann Türkiyedeki üslerini de katmak gerekiyor. Bnnlar öylesine fislerdir ki, Türk devletinin kontroln dışınd» birer kuvvet ve bareket merkezi haline gelmişlerdir. Eski deyimle durumun vahametini anlatmak için fazla dil dökmivelim. Yabancı bankaları, sigorta sirketlerini, memleketi ag gibi sarmıs petrol ve maden knmpanyalannı, Banş Gönüllülerini, Bakanlıkların kilit noktalarındaki yabancı nzmanlan, üniversitelere postn sermiş bilim adamı kılıfındaki casusları, ve daha neleri gözler önüne sermiyelim. leryüzBnde yabancı kapitalist snltasının ve komprador iktidarının köklestiği ülkeler arasında Türkiye kaçıncı gelir bilmiyorum? Ama şunu iyi biliyorum ki. askerî bakımdan bir ileri karakol ve tam bir rampa haline getirilmiştir Türkiye... Bu bakımdan hiçbir ülke bizimle yarısaroaz. Elbette vabancı üsleri, yabancı knmandanlıkları. yabancı tesisleri ile bastan asağıya donanmıs bir memleketin durumunu normal sayamayız. Hele bo yabaneı flsler, bu yabancı kumandanlıklar. bu yabancı askerî tesisler yeryüzünde •emperyalizmin en büvük merkezi bilinen Pentagon'a baglı olursa . Daha dünkü gazeteler, Vietnamdaki Amerikan Knmandanı Westmoreland'ın Cnmhurbaskanlığına aday gösterileceğini yazıyorlardı. Vietnam millî knrtnlus mücadelesini boğmak için gönderilen ordnların baskomntanını Cumbnrbaskanı yapmayı düsünenlcrin, Türkiyedeki milli uyanısı baltalamak için neler yapabilecekleri ortadadır. Washin«ton'daki askrr isadamı ittifakı bütün dünyanın bild!6i bir ortaklıktır. Bn ortaklıfın Türkiyedeki emellerini ve su anda komprador politikacılarıvla pazarlıklannı ve tasanlarını hesaha katmM anlar saflık yollarında epev ilerlemis sayılırlar. Tarihin birçok kesiminde milletlerin nyanışını ters kepçeve getirip karanlıklara çömen oynnlar ovnanmıstır. Türkiyenin bngünkü manzarası hn ovnnların tezgâhlandıgına dair isaretleri tasıvnr. Bn oyunların yürümesine elverisli ortamın balnnmadıgını iddia etmek çocuksu bir ivimserlikten öteye geçemez. ttiraf edelim ki, 27 Mavıstan bn vana isçileri uyandırmak İçin calısan toplumcularımız isçileri değil kompradorlan nyandırmışlardır. Bunun yanısıra milliyetçi çücleri uyarma ve emperyalizme karsı barikat karma çabalan neredeyse fasizmle suçlanacak kadar yerilmektedir. Ovsa tehlikeli bir kesime geldi^imiz ffin gibi açıktır. Buçün öfrenci dernekleri basılmakta, ögTenci kongreleri perde arkası miidahalelerle sabote edilmekte, nereden çıktifı belli olmıvan haberler Bahıâlivi dolasmakta. C.H.P. İçinde çeşitli oynnlar ovnanmakta. öfretmenler arasında tedhis politikası yüriitülmekte, camilerde earip vaazlar verilmekte, yüzlerce, binlerce gerici dernek Anadoluda kımıldamakta, yabancı kumpanyalar beş yıldan beri artan inatla Anadoloya yerlesmektedir. Lzun bir çeziden döndüğümüzde masamızın fistfinde blrikmis mektupların özeti, yoğunlasan tehlikenin nyarmaları gibidirler. Bunun içindir ki. bütün milliyetçilerin dikkate alması gereken önemli noktayı tekrar tekrar hatırlatıyornz: Evet. Türkiyede uyanış başlamıstır. ama tek taraflı mıdır bn uyanıs? Halkta nç veren uyanıs karşısında asıl gözlerl açılanlar tmperyalist komprador takımıdır. Bu gerçeği sakın uautmıyalım; çünkü tehlikenin büyüğü bu gerçekte gizlidir. sorunu muz G nıeliyiz.» Bu konu ilgilenecek olanlara şim diden teşekkür ederim. Saygılarırala. A. AKBCLUT Malatya !••• • •• • >• • •• iii NflTO'da reform S Anlaşmanın ilkeleri •V" omünistler Solcular Federasyonu ile seçim* ^ ler üzerinde bir anlaşmaya vanlabilmesi için herşeyden önce birleşik bir prognun üzerinde anlaşmayı şart koşuyorlardı. Buna ne Sosyalistler yanaştılar, ne de Radikaller. Soıranda birleşik program tasarısından vaz geçüerek sınırlı bir anlaşma üzerinde görüş birliğine varıldı. İmzalanan anlasmada yalnız şu konular üzerinde dnnüduğu görülüyor: SEÇİM TAKTİĞİ: Seçimlere Federasyon da, Komünist Partisi de kendi adaylanyla girmeyi kabul etmişlerdir. Amaç kişisel otoriteye yönelen Yeni Cumhuriyetçileri yenilgeye uğratmaktır. Birinci turda az oy alan aday en fazla oy alan lehine adaylığını geri alacaktır. Ama ikinci turda ne Federasyon adayı, ne de Komünist Partisi adayı Yeni Cummıriyetçilerin adayını yenebilecek güçte değilse taraflar, daha doğrusu Federasyoncnlar, «kişt sel otoriteye karşı koyan cumhuriyetçi bir adayı» destekleyebileceklerdir. Yani bununla Komünistler çok istisnai koşullar içinde Federasyoncularm Katoliklere oy vermelerini kabul etmişlerdir. BtRLEŞtK İLKELER: Sosyalistlerle Radikallerin ve Komünistlerin üzerinde anlaşamadıkları bir yığın konu vardır. Ama taraflar barış masasına oturunca bu konularda kolay kolay anlaşamayacaklarını anladıklan için anlaşmazlık konularını bir yana bırakarak anlasma konulannı değerlendirmeyi daha uygun bulmuşlardır. Tarafların üzerinde anlaştıklan başhca noktalar sunlar olmuştur: 9 De Gaulle rejimi demokrasi ile uzlaşamaz. Bu rejim özgürlük anlayışlarına, ekonomik ve sosyal ilerlemeye karşıdır. Tasfiyesi gerekir: # Anayasa yeniden ele alınmalı ve kişisel otoriteye imkân veren bütün maddeler kaldırılmalıdır; 0 Adaletin, Radyo ve Televizyonun bağımsızlığı, grev hakkını sınırlayan maddelerin defiştirilmesi gerekir; # Yatınmlarda sil&hlanmaya defil, sağlık, mesken ve eğitim işlerine, büimsel araştırmalara öncelik verilmelidir; # Bcşinci Plân yeniden ele alınarak silâh endüstrisinin ve bankaların millîleştirilmesi yo0 İşçi ve memur ücretleri, emekli ayhklaTi.' gelir vergileri, köylünün çalışma şartlan yeniden düzenlenmelidir; • Fransa Vietnam savasmın sona erdirilmesi için bütün gücüyle çabşmalı. atom denemelerini yasaklayan Moskova anlaşmasına da katılmalıdır. t ÇOCUK KÜTÜPHANELERİ u arada. okuma ile çok yakınd,m ilgili olan önemli bir konuya değinerek yurdumuzdaki çocuk kütüphanelerinin yetersizliğinden hakh olarak yakınıyor: «Daha ilk yıllarda, çocuğun okuma scvgisini söndüren. okuma istek ve zevkini soysuzlaştıran, çocuğu okuma konusunda şaşırtıcı bir boşluğa sürükleyen sorunlardan en öncnılisi. yurdumuzda çocuk kütüphanelerinin nitelik ve sayıca yetersiz olma sıdır.» 1952 yılında yürürlüğe giren Çocuk Kütüphaat^eri V*Ki«taacnUğinden apz eden âai'in Daytoğlu: «Bu yönetmenliğe göre, her Hcî bîiı öğTenciye bir kütüphane gerekmektedir» diyor. Ben vazgeçtim iki binden, on bin k.şiye bir kütüphane düşse sevincimden fukaralara sada ka veririm. Ömeğin, toplum nüfusu dört yüz yirmi beş bini geçen Malat yamızda toputopu bir tane çocuk kütüphanesi vaF. Tabii ki o da ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Çünkü, küçük bir salon ve bir de küçü cük odadan meydana geliyor kütüp hane. Taş çatlasa 3035 ten fazla öğrenci alamaz. Yer olraadığı için, ge!en öğrenci geri dönmek zorunluğunda kalıyor. Sözün kısası, cennet yurdumuzu hakiki cennete çevirmek istiyorsak bunu kim arzu etmez en önce ve en evvel yannın büyükleri olan ço cukların okuma sorunu üzerinde önemle durmalıyız. Bunun için de, sayın öfretmenin dediği gibi: «Bu amaca hizmet için (her semtte bir çocuk kütüphanesi) parolasını benimseyip geniş çapta çocnk kütüphaneleri kurma kampanyasına girij B aym Feridun Akkor'un aynı başlıkh yazısındaki «gerçektir», • imkânsızdır> sözcükleriyle nitelediği durumlar, aslında gerçek ve imkânsız değiîdir. Bunlar sayın Akkor'a göre gerçek veya imkânsız o.abilir. Günümüz Rusya'sınm Stalin devrindeki gibi saldırgan bir politika güttüğünü iddia etmek, sert ve insafsızca bir değerlendirme olur. Bugün Rusya gayet ılımlı bir politika gütmekte ve bunu devletlerarası ihskilerde de göstermektedir. Kruçeften bu yana ılunlı politika anla yı?ının güdüldüğü bir gerçektir. Rusya, yakın geçmiîteki savaşın acı sonuç! arına tekrar katlanmayı göze alamadığından olsa gerek. muh temel bir nükleer savaş tehlikesinden ve böyle bir savaşa sebebiyet vermekten daima kaçınmaktadır. Buna karşılık, Batı bloku ülkeleri amansız bir komunizm tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklan gerekçesiyle ve bu tehlikenin yayılmasmı önlemek amacıyla, aralarında birle şerek savunma anlaşmalan ve örgütleri meydana getirmektedirler ki. bunlardan birisi de NATO'dur. Rusya bu anlasma ve örgütler kar şısmda savaşa kışkırtılmak tehlikesine mâruz bulunmakta olduğuna ve muhtemel bir saldınya karşı meş ru savunma hazırlıkları yaptığına inanmaktadır. Her iki taraf da biribirinden korktuğu için tetikte beklemekte ve fa kat savaş çıkarmaktan dikkaüe kaçmmaktadırlar. Bu hal bır savaş çıkması süredurumu yaratabilirsa de bunu yeterli bir teminat olamıyacağı açıktır. Sunu da önemle belirtmek gerekir ki, Amerika 1945 yıluıda Japonya'yı kayıtsız şartsız teslim olmağa zorlamak için Hiroşima ve Nagazaki ye gbzünü kırpmadan atom bombası atabilmiş ve yüzbinlerce insana kıyabilmiştir. Japonya'nm âkibetine uğramamak için Rusyanın mukabil tedbirler almak durumunda kaldığı düşünülebilir. için, nükleer silâh kullanmağa ihti yaç yoktur. Fakat bu silâhların Ame rika'nm tekelinde bulunması ve bun lan kullanmayı üye devletlere tanı maması, bu devletleri kendisine bağ lamak ve muhtaç duruma düşürmek için bir taktiktir. Amerika bu tutumundan vazgeç medikçe, kendi çıkarları için her vâsıtayı meşru gördükçe, üye devletlerin bağımsızhklarım kısıtladıkça, onlara vâsi muamelesi yapmağa devam ettikçe, NATO'da beliren çatlaklar daha da büyüyecek ve bir gun NATO'nun parçalannıası «mukadder âkibet» olacaktır. Gürtan DEMİRER Langırt faciası S ayın Alp Kuran, aşağı fyuksn bir yıl ara ile yazdığı iki yazı ile ilgilileri uyarıyor. .Türk mi! letinin geleceği> olan gençliğin, oyun salonlarmdan kurtarılmasını is tiyor. Haklıdır. Fakat. gençük coru nu çok yanlı bir sorundur. Sadece. oyun salonlarmın kapatılması ile; gençliğin, kurtarılmasını beklemek. çok eksik olur. Işe daha köklü ted birlerle başlanılmahdır. EĞİTİMÖĞRETİM llkin, ferdi kendi kendine sorum lu kılan, bir şahsiyet eğitımine ıhtiyacımız \rardır. Gençin. öğrenim:n her sevıyesinde, iyiyi, doğruyu bul rr.a yeteneği gelistirilme'idir. Basa nya ulaşmak için. akla dayanmak ve çalışmaktan başka bir çarenm ol madığı öğretilmelidir. Bu geni« o!çüde ihmale uğramıştır. Eğitimi teorik alandan kurtaramadık. Hattâ, ruh sağlığını bozucu bir yönde ge liştirdiğimizi, söyleyebiliriz. En iyi eğitimin. ruh sağlığını bozmayan eğitim olduğu bilinir. Ama bu konu; okullanmızda, üzerinde en az durulan konulardan bin olmaya, devam etmektedir. Bu hususta ko nuştuğumuz bazı öğretmenler, sınıf ların kalabalık olduğundan yakınmışlardır. Çocukların ferdi hal leriyle uğraşamadıklannı itiraf etmiş lerdir. Çatışması bol olan bir toplum o! duğumuzdan ferdi hallerin incelen mesi zorunluluğu vardır. Genç ergenlik çağına birtakun problemlerle girer. Anne. baba ve bazı öğretmenler tarafından bu yaşın psikolojisi yeteri kadar bilinmediği için, gence anlayış gösterilmiyor. Oysa gencin bu yaştaki davranışlan doğaldır. Yaşınm icabıdır. Yanlı? dav rapışlan varsa, çok yıunuşak bir şekilde düzeltilmelidir. Sert hareketlerle karşılaşan gençisyan ediyor. Çevreyle anlaşamıyor. Ruh sağlığı bozuluyor. Ruh sağlığı bozulan gençlerden doğru davranışlar bekleyemeyiz. Bugün olduğu gibi oyun salonlarının dolup taşmasına sebep oluruz. Bugün NftTTOfc. Barışçı yollarla sosyalizm u arada Komünistler de bir fcitap yayınlayarak Fransa'da sosyalizmin barışçı yollarla perçekleştirileceğini ilân ettiler. Thorez'in 1946 da Times gazetesine verdiği bir demece dayanan bu incelemede Komünistler dünyada sosyalizme geçiş için ibtilâlin, Rusya'da olduğu gibi, şart olmadığın ı, Fransa gibi özgürlük ve demokrasi gelenekleri lenein bir ülkede sosvalizme barışjı yollarla geçilebileceğini öne sürdüler. İhtilâl ve İşçi diktatörlüğü tasanlanna vedâ ediliyordu. Komünistler Fransa'da parti çoğulluğu Ukesini kabul ederek demokratik yollarla iktidara gelmenin imkânlarını araştırıyorlardı. Bu incelemeye göre işçi sınıfının tck başına iktidara gelmesi söz konusu değildir. İşçiler bütün çalışanlsrla, memurlarla, esnafla, küçük tüccarlarla, köylülerle. serbest meslek sahipleriyle işbirliğine giderek tekelci büyük kapitalizme karşı koy&caklardır. Bu smıfların kurduğu partilerle de işbirliğine yönelmek şarttır. B Sonuç şte Sosyalist, Komünist ve Radikal partiler arasındaki anlaşmanın önemli noktalan bunlardır. Bu anlasma başarıyla uygulanacak olursa yarın Fransa'da batı demokrasisinin kuralları içinde yeni bir solcular birliğinin temelleri atılmış olacaktır. Bu denemenin başarısı batı özgürlükleri anlayışı içinde demokratik ve parlâmenter sosyalizmin başarısı detnektir. Solcu partilerin bir birliğe yönelmeleri Komünist Partisi içinde aşırı eğilimlerin smırlanmasına, ılımlı, devrimci ve güçlü yeni bir sol akımın doğmasuıa yol açar. Bu anlaşma yıllarca sağcı partilerle işbirliği yapmış olan sosyalistlere ve radikallere de yeni bir eylem getirecektir. >••• • •• f Sosyalist parti de solcu partikr arasında bir anlasma olmadıkça Fransa'da solcu bir hükume •••••••••••••«••>••••••••••••••••••••«••••••••••••*••••••••••««•••••«•••••.~ S5 •••••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••«••••«•«•••••••••«•••••••••«••••a» Aylâk Musa UlQ TE D E (VI ŞOFOR & >/eece OTOMCBİLİHİ ELEMAN ARANIYOR ETİBANK ERGANİ BAKIR İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜGÜ MADEN Müessesemizde istihdam edilmek üzere: Askerîiğini yapmış Kimya Sanat Okulu mesunu 5 elemar.a ihtiyacımız vardır. Taliplerin yukarıdaki adresimize müracaatlan rica olunur. (Basuı 10087/232) ugün NATO."ıMMÂsırln Amerl kanın güvenliğini ve millî çıkar lartnı teminat altına alan, fakat üye devletlerin güvenlik ve milli çı karlan söz konusu olunca, onları yüzüstü bırakan bîr kuruluş durumuna düşmüştür. (Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin durumu ve JohnsonZaman kaybehneden anne ve baıın mektubu) Nitekim bunu sezen baları aydınlatmalıyız. Sınıflardaki Fransa (muhtemelen Türkiye'nin öğrenci sayısmı normale döndürme başına gelenler Fransa'ya ibret teş liyiz. Okullarda ferdi hallerin inkil etmiş olacak) NATO'dan ayrıl celenmesi ve tedavisine önem verme mayı tercih etmiştir. lijriz. Bununla ruh sağlığı bozulan NATO üyesi devletler kendile gencin topluma tekrar kazandırılma rinde nükleer silâhlar bulunmadı sı mümkündür. Bu uzmanhk istiyen ğından, komunizm karşısında Ame bir iştir. Örneğin, bir matematik, rika'nm dümen suyunda gitmeyi bir tarih öğretmeninden bunu isteye • canlarma minnet» sojTnakta, bun meyiz. Okullarunızda bu işlerle uğ dan ötürü büyük fedakârlık lar, ik raşacak, «okul psikoloğlugu» örgutisadi ve maii külfetler altına gir tünün kurulması şarttır. mektedirîer. Fransa'nın NATO'dan çekilmesiyle a^kerî, iktisadi ve maSPORTOTO li alanlarda Türkiye'ye düşen külangırt faciasını bir de toplumun fetlerin ağırlaşacağı da inkâr edi'.e genel bünyesi içinde ele almak. mez. gerekir. Toplumumuzda çalışAmerika NATO'yu paravana yapa rak, geri kalmış ülkelerin ekonomik maya nedense değer verümiyor. Os manlı împaratorluğundan kalan bir ve sosyal bünyesini kemirmekte, geleneği sürdürüyoruz. Başarıya en bu ülkelerde kurduğu üstlerle. ken koîay yoldan varmak istiyoruz. Spor di güvenliğini ve millî çıkarlannı Toto'ya gösterilen ilgi, bunun en bü garanti altına almak amacıyla. bu yük kanıtıdır. Geleceğini Spor Toülkeleri tehlikenin kucağma a*mak tan kaçınmamaktadır. Bunu da, ko to'ya bağhyan gençlerimizin sayısı az değildir. munizm tehlikesine karşı kendilerıBır de madalyonun öbür yüzü var ni koruj'acağını vaadederek ve Rus yaya karşı ko\Tnak için yalnız ken dır: Toplumdaki kötü ömekler. Bu di elınde nükleer silâhlar bulundu gün cinayetler, yol kesmeler, hırsız lık, rüşvet, vergi kaçakçılığı... günğu kozunu oynayarak yapmaktadır. lük olaylar arasında girmiştir. Her Ashnda Rusya'ya karşı koymak gün bu kötü örneklerle karşılaşan gençlerimizden iyi hareketler bekleyemeyiz. Çünkü davranışlarımızda öğutlerden ziyade çe%Tedeki örnekler önemlidir. Merhum A1İ Nuri ve Fethîye HanımiTi oğlu ve Fatma Surey>'a SONUÇ Erer'in eşı ençlen. oyun salonlarma gitme RIFKI ERER leri için kimse zorlamıyor. Ken 4 Ocak 1967 gıinu vefat etmiştir. diliğinden gidiyorlar. Gene ken Cenazesi ayrıi gun ikindi namadiliğinden uzaklaşmalaruu sağlama zından sonra $işli camiınden lıyız. Bunun için toplumun bütün kaldırılarak Feriköydeki aile makberesine defnedilmiştir. fertlerinde, çahşmak ve akla dayan maktan başka kurtuluş yolumuzun Cumhuriyet 222 olmadığı inancını yerleştirmeliyız. Toplumdaki bütün kötü örnekleri kaldırmalıyız. Turgut GÖKLER Edebiyat Fa. Pedagoji Bö. B MEVLİD AİLE BÜYÜĞÜMÜZ Semih Söreyya Birsel'in aziz ruhuna ithaf edilmek üzere 7/1/1967 cumartesi günü saat 13.30 da Cihangir'deki evinde okunacak Mevlidi Şerifi dinlemek, arzu eden akraba ve dostlarımızın teşriileri rica olunur. Semih Birsel Ailesi Cumhuriyet 240 I Öz Tiirkçe Sözlükler ve Terimler Sözlügü Türk Dil Kurumu uzman'.arından Ali Püsküllüoğlu'nun hazırladığı bu sözluk hiçbir sözlükte bulamadığınız öz türkçe kelimsleri açıklayıp tanımlamakta, Türk yszarlanndan seçilmiş örnek cümlelerle nasıl kullanıldıkları gcrterilmektedir. Dilimlzdeki yabrncı kelimelerin öz türkçc.'erini de veren, 'ki sözlük yerini tutacak bir sözluktüı. Yeni çıktı, 10 lira. Kıtapçılarda bulunur. Ödemeli gönderilir. 5 taneden fazla siparışlerde öğretmen ve öğrencilere '"c 20 indirim yapılır. BATEŞ Bayilik İstanbul. Cumhuriyet 242 1250 yataklı Süreyyapaşa sağlık sitesi inşaat Ankara İmar Limited Şırketi tarafından müteahhidi V EF A T G 10.000 Metre Küp Mıcır ve 15.000 Metre Küp Riva Deresi Tüvennan Malzemesi Ahnacaktır Nümune ve şartnamesi işyerinde göıülebiür Taliplerin 10'1/1967 tarihine kadar mesaî ssatleri içinde Süreyyapaşa Sağlık Sitesi Şantiye Şefliğine müracaat'.arı i!e teklif vermeleri rica olunur. Cumhuriyet 221 TEŞEKKÜR Yavnımuz Alinin doğumunda yakın alâka ve hazakatinî daima minnetle hatırlıyacağımıı eseiz insan Op. Dr. EMİNE MUZAFFER USTABAŞIOĞLU'na .Tel. 227872 Telg. NAMLISUCUK] İlâncılık: 8026'231 Dr. Muyesser Değirmendere'ye, etre Nertman Dermr'e. hemşireler Şehiban Gençer, Nezıhe Özsevenler ve Güler Çıkrıkçı Ue Guzelbahçe Hastahanesi hastabakıcıları île personeline sonsuz şükranımızı arzederiz. Vahdet ve Fatma Yena Cumhuriyet 241 Sayın doktor ve eczacılara İLÂNEN TEBLİGAT Arpacıoğlu Kollektif Şirketi Alâaddin ve Muammer Arpacıoğlu SAMSUN 3/10/1961 tarihli 286 sayılı S 240.900. lık döviz tabsis mektubunun peşinatını teşkil eden $. 24.090. lık dövizin 15 gün içinde >urda getirilmesi ihtar olunur. TÜRKİYE CÜMHURİYET H1ERKEZ BANKASI A.Ş. Ankara Şubesi PANKRODIGEST HAZIM FERMENTLERI piyasaya arzedilmiştir. D.E.V A7SANAYİ » tıeklâmcılık 14/228 BAYRAN GAZETESİ Önümüzdeki Şeker Bayramının 2, 3. cü günlerinde îstanbul'da gazeteler çıkmayacak, yalnız Gazeteciler Cemiyeünin aBayram Gazetesin yayınlanacaktır. Yurdun her köşesine gönd°rilecek olan «Bayram Gazetesin bayram günlerinde okuyacağınız ve ilân vereceğinir tek gazetedir. Gumhuriyet 237 M E V L İ T Merhum e}irn ve babtmll ARİF HİKMET SEYALIOĞLU'nun aziz ruhuna ithaf olunmak üzere 8 ocak Cuma günü Teşvikiye camiinde öğle namazını müte akıp okunacak Mevlidl Çerife, kendlslni sevenleri ve dln kar • deslerimlıln te«rfflertaJ rica ederiı. E?f ve çocuklan Cumhuriyet M8 (Basın 100&) A. 20/234)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear