26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AJANSLAR * RADYOLAR Günün Portreleri Mehmet BARLAS ~ arşamba günü Londranın ünlü kulüplerinden blrinde, sınirli oldugu apaçık meydanda bulunaa bir İngıliz, etrafında toplananlara şöyle dıyordu: «Siz buna demokrasi mi dersiniz? İki taksl dohısu Parlâmento üyesi, koskoca bir partinin başkanını seçti!..» Lıberal Partinin muhafazakar kanadına mensup olan bu İngilizin adj Donald Newby'dı ve doğrusu haklıydı da... Son 1965 seçünlerınde 2.327.533 oy alan Liberal Partinin Başkanı Gnmmond'un istifası üzerme, yeni bır lider seçmek gerekmıstı ve bu Iş 12 kışuıin arasında yapılan oylama ile tamamlanı vermıştı. Ne var ki, koskoca parti, aldığı 2 milyonu aşkın oya rağmen, Ingilterenin en küçük partisi durumundaydı. Seçmen sayısınm 28 milyon olduğu bu ülkede Liberaller, İşçi ve Muhafazakar mebusların kapladığı Parlâmento koltuklaruıdan ancak 12 sini ele geçirebUmişlerdi. Parti ttizuğunün âmır hükmU, liderlerın Par hadiseler De Gaulle'e göre dünyada üç kutup olacak " A.B.D. Avrupa siyaseti üç Safhalldir" |Rusya'da ekilen toprakların yözde 3,5 u özel sektöre ait ı ass Ajansının sçıkladığına göre, hâlen Sovyet tarımında özel sektöre ait toprakların yüz ölçüraü 7 milyon hektar, yani bütün memlekette tarıma elverişli toprakların yüzde 3,5 ndur. 1965 yılında, tarım üretimınin tamamında ozel sektörun payı yuzde 13'e ulaşmıştır. Bu oran, tahılda pek az, yani yuzde bır ise de, et, sebze ve meyva bakımından yuzde 30'u bulmakta dır. Özel sektörun yumurta ure tımı ışı, millî üretimin başında gelmektedir Sovyet tanmında özel tesebbüs, sadece kollektif çiftliklerdeki köylülere ait toprak parça larına inhisar etmemektedir. Se hirler dısında, tanm işçilerinin özel tanm teşebbüsleri ile sehir lerde yaşayanlann özel tanm Ç lftmento üyeleri tarafından seçilmesini öngörüyordu. Böylece Newby'i isyana yonelten durum meydana geldı ve 12 kişilik grup, 3 aday arasından, 37 yaşındaki Jeremy Thorpe'u başkanlığa getırdı. Dortte bıri Başkan adajı olan Lıberal Parfnın bugun ıçtnde bulunduğu buhran, geçmıstekı oarlak günleri unutturacak kadar büyübtür Partı 18 incı yüzyılda «Whiç» adıyla ortaya çıkmıs, Muhafazakârlarla (Tory) iktıdan paylaşan en buyuk partı hüvıyetını 1922 ye kadar korumuştur. Parti, «Muhafazakârlar» dan daha soldadır. Endüstride ortak miilkiyeti savunur. Işçi • Patron arasında denge sağlaumasına taraftardır. Iskoçya ve VVales'a ayrı parlâmento verilmesine, monopollere mâni olunmasına çalışır. Fakat 1922 de İşçi Partisinın kazandığı seçim, partinin buyuk gunlerını gerıde bırakacaktır. Çunku LıberaUerın c<\umuşak solculuğu» Işçılerın «programlı solculuğu» karşısmda huk.ümsüz kalacaktır. Kış geldi... erhum Şevki Beyin hlf cazdan bir şarkısı vardiK Kış geldl fırâk açmadadır sıneme yâre. Vuslat yıne ml kaldı güzel, başka bahare? Bâri bulayım söyle de sen derdime çâre.. Vuslat yıne mi kaldı güzel, başka bahare? Şevki Bevin bu şarkısı sadece bir aşk nâlesi değil muhakkak, şimdiki Istanbul'da karakışın şekvasıdır da.. Çünkü bir karış kar yağınca bu şehre bir şeyler oluvor.. Şehre birşey olduğu yokşehirliye oluyor. Şehirli de çok değişti. Karakteri değişti. Ürkek, güvensiz, tenbel oldu. Kızmayın.. Ben çocukluğumu ve gençliğimi Usküdann oldukça hüo ra bir semti olan Ihsaniyede geçirdim. Biraz ötesi duvar dibi Karacaahmet mezarhjp idi. Evimizin arkası me7arhk, yanlan bostandı. Çarşıya, iskeleye uzaktık. Kar yağdığı zaman kapımızm önünü küreklerle açardık. Diz boyundan aşağı kara, kar demezdik. Her gün çocuk adımıyla 25 30 dakikahk mesafedeki mektebe (Ravzai Terakki) Rüştiyesine yayan piderdik Ekmek» cimiz kaprya gelirdi.. kömür, odunu yazın aldığımız için o taraftan korkumuz yoktu. Fakirlere beşer onar küo mangal kömürü mutlaka dafıhrdı. Herkes işine yayan gittiği için vasıta kıt lığı hissedilmezdi. "Yani kar, alelâde bir mevsim işi olarak beklendiğinden, kimse tedirgüı olmaz, hayat aksamazdu Yataıa vapurların tipiden hareket edememcsi müstesna, hayatın akışında aksaklıklar olmazdı.. PARÎS, (a.a.) ransa Cumhurbaşkanı General De Gaulle, Paristeki MUlî Savunma Yüksek Etüdler Enstitfisünü liyaret ettiği sırada, Enstitfideki sivi! ve asker görevlilerin, «Amerıkamn Avrupa siyaseti» konusunl i k i bir açık oturumunda konuşarak, Amerikanın Avrupa siyasetinin başhca üç safha geçirdiğini ifadeyle demiştir ki: «Eunlardan birincısine Yalta safhası diyebilirız. Bu devrede Japonya ile savaş halinde olan Amerika, Pasifikte hareket serbestliğine rahip oiabümek için, Rusyayı Avrupada istedığini yapacak şeküde serbest bırakmıştır. F li İkinci safha «İkinci safhada Japonya yenilmıştır. Amenka ise, Avrupanın kendısi ıçın tehdıtkâr olabileceğini anlıyarak hatasını idrâk etrcus ve bır gerıye donuş yaprmştır. Marshall plânı ve NATO'nun kuruluşu bu safhaya gırer. «Şu anda gözlerimizin önünde cereyan etmekte olan üçüncü saf hada ise, Amerika, Vietnam meselesini halletmek, Filipinlerdeki siyasetini devam ettirmek ve Komünist Çin'e karşı Japonyayı des tekliyebilmek için yine Pasifikte hareket serbestliğine sahip olma yı istemektedir. Bunun neticesi olarak da Ruslarla anlaşmaya çalısmaktadır. Fakat şiradı yeni bır vakıa mev cuttur: Bır Batı Avrupa doğmuştur ve üç kuruplu bir dünya kurabilmek için bunun etrafında sağ lam bir Avrupa teşkil etmek gerekir. Üç kutup alanları da bu sektöre dahildir. Sovyet Busya'nm özellikle iki buyuk şehrinde yaşayanlann şehir dışında toprak parçalan vardır. Bu toprak parçalarının yuz olçumü kollektif çıftliklerdeki koylulerın topraklarının yuz ölçumune hemen hemen eşıttir. Sovyet şehırlerinde sayıları 7000'i bulan Kolhoz pazarları (Serbest pazarlar) tanm ürunlerıni özel sektorden sağlamaktadırlar. Kollektif çıftlikler de yani Kolhozlar dev lete karşı vecıbelerini yerine ge tırdikten sonra, urun fazlalarını bu serbest pazarlarda satmaktadırlar. Ev kadınları, fıatları bıraz daha yüksek olduğu halde, ıhtıyaçlannın bir kısmını bu serbest pazarlardan temm etmekte, bu pazarlaTda daha çok çeşit mevcut olduğunu belirtmektedirler. Moskova (a.a.) Türkiye ve Mısır ağlayangil'e «Eli boş tlondü» demek, hayli mübalâçalı bir yargıdır. Böyle bir insafsız yargı, Dışişleri Bakanını büyük ve mesnetsiz ümitler bağhyarak Mısır seferine uğurlamış olmamızın bir sonucudur. Akdenizde 14 yüdanberi hüküm süren fırtınanın Çağlayangil'in sihirli değneğinin dokunuşuyla dinirermesi ve iki ülkenin bir çırpıda tekrar sarmaş dolaş dnst olup Nâsır'ın Kıbns meselesinde sakallı arkadaşı Makarios'u bir kenara iterek Türk tezini gönülden desteklemesini beklemek ham bir hayaldi. Ankara • Kahire ilişkilerinin bo nılması 1953 Mısır ihtilâli ile baslar. Türkiyenin NATO'ya henüz kabnl edüip Batıya kayıtsız şartsız bağlandığı yıllarda, Mısır tamamen zıt değilse bile 90 derece Farklı bir yol tutmuş, tarafsızlık siyasetini benimsemiştir. Türkiye sağa, Mısır sola kaymıştır. Kahire Ankaranın, Ankara da Kahirenin dış politikasının geçerlüiğini kavramakta güçlük çekmiştir. Dizginlerin Necip'ten Nâsır'a geçmesi ile büsbütün aşırüaşan M> sır ihtilâlinin olağan sayılması gereken hırçınlıklaruu Türkiye olfunlukla karşılıyarnamıştrr. Orta Doğuda emperyalizmin kökünü kazımaya and içerken, Türkiyenin Londranın baskısıyla Anglo Amerikan nüfuzunu sürdürecek Bağdat Paktının kurulmasına öncülük etmesi Nâsır'ı çileden çıkarmaya yetmiştir. Arkasından Türk ve Mısır devlet adamları her iki tarafa da telâfisi güç zararlar veren bir basiretsizlik yarışına girişmişlerdir. Nâsır prestijini kullanarak Türkiyeyi «Batı emperyaliznıinin ajanı» olarak tanıtır ve Arap âleminden tecrit ederken, Ankara da Mısır ile kurduğu kısa örnürlü birlikten 1961 de ayrılan Suriyeyi görülmemiş bîr hızla resmen tanıyarak intikam almaya kalkışmış ve böylece ilişkiler kopmaya kadar varmıştır. Bngün ise şartlarda değişiklik vardır. Ancak değişiklik Mısırdan çok Türkiyededir. Kıbns buhranında nğradığımız ihanetler gözümüzü açmış ve bizi, bir zamanlar lânetlediğimiz tarafsızbğın faziletine inanriırmıştır. Türkiyenin gerçekçi, nlusal çıkarları daima ön plâna kovan \e riünvanın tek olduğu felsefesi üzerine kurulmuş yeni bir dış politikaya yönelmesiyle, sadece Mısır ve kafadarı rejimlerle değil, sosyalist ülkelerle • de ilişkilerimizde sevindirici bir I rahatlatna görülmüştür. Ama meyvaları toplamakta ace le edip hayal kırıklifhna uğramak tan kaçınmalıyız. Çünkü tohuroları ekmemîzin üstünden daha 3 yıl bile geçmedi. Çağlayangil'in ye ni bir devrenin başlaneıcı biçiminde değerlendirilmesi gereken ziyareti, eğer Mısır ile Türkiye arasında anlavış ve çüvenin yeşermesine müsait bir iklim varattıv I sa. bu bile öğünülecek bir başa I ndır. . Kayhan SAGLAMER I MADAM FIŞER Galatasarayda İ N G İ L I Z SARAYI KARŞISINDA yeni açtığı Yeni lider !%•• > aşmdaki Jeremy Thrope, j t m 15 jnllık bir politik gecmiV * şe sahiptir. Oksford'un ünlü Eton'unda hukuk öğrenimi yapmış, sonra Liberal Partiye girmiştir. Babası Muhafazakar Partiden Parlâmento üyesi olan Thorpe, radikal fikirleri\le tanınır. Rodezya buhranının alevli gunlerinde, par lâmento kürsüsünden âsi Ian Smith rejiminin bombalanmasuıı teklif etmişti. Bilindiği gibi, lngiIiz Muhafazakar politikacıları, Rodezya ile anlaşma konusunda, sol'a devamlı baskı yapmaktadırlar. Thorpe'un avantajı, gençliği ve enerjisidir. Partisinin sonmeye yüz tutmuş olmasmı belki de bu enerjisi ile yenetektir. o Grımroond gıbi bağımsız fıkirlı bır polıtıkacının sahneyı terk etmesi, Ingıltere'de genıs çaptaki endıselerı dıle getırdı. Bu endişelı gruplardan bırınin temsilcısi Ronald Butt, «The Financial Times» da soyle demektedir: «Bu istifa. sisasi hayatımızda bağımsız fikirlilcre aynlan yerin azaldığına isarettir. "Faydacıhğın" kapladığı alanda, baska sekilde konnsanlara "egzantrik" deniliyor artık.* Demokraside degişik fikir yok I T. FİSCHER RESTAURANT'ina bütün müşterilerini davet eder, saygılarını sunar Adres: İNGİLİZ SARAYI KARŞIS1 T. Fischer Restaurant • GALATASARAY Telefon : 44 93 26 Feza Reklâm: 719/783 Butt, belırttığı endışeleri ^onunda çok partili demokrasıye getırrnekte ve «mohalefet müessesesinin eski önemini kaybettiği" noktasına dayandırmaktadır. Gerçek, acı olsa da doğrudur . Geçmıstekı ısçı patron ilişkılerı yumuşamıs, orta sınıfm doğuşu İşçi Partisinı de, Muhafazakarlara yakın bır faydacıhğa ıtmıştır. Sağ ile sol'u en belırli şekılde ayıran «çeliğin millilestirilmesi» ise, halk kıtlelerının ılgılendıği bir konu değıldir. Bu durumda, fikirlerın çarpıştığı alan olması gereken demokrasi, aynı fikirlerın değışık biçımde soylendığı bir meslek halıne gelmektedır. Grimmond gıbi, «değişik fikirli egzantriklere* ise bu meslekte yer yoktur. Eski lider nmond >aşmdaki Joseph Grimmond'un istifa sebebi «entellektüel surmcnaj değilse bile, ona yakındır. Clement Davies'in 1956 da liderliği bırakması uzerine Liberal Partinin başına geçmiş, on >ılda 6 mebusluk partiyi ancak 12 mebusluk bir parti haline getirebilmiştir. Birçok çevrelere göre Girmmond, Ingiltere'nin «en iyi fakat en sessiz» politikacısıdır. «Sol eğilimli, daha fazla radikal tutuma sahip bir Liberal Parti kurmakta başarısızlığa uğradığı için» istifa ettiğini söylemektedir. Girmmond anketlere gore en fazla kadın seçmenler tarafından rurulur. Bundan sonrakl hayatı İçin tasanlannı caraştırmacı olacağım» jeklinde belirtmistir. M Şimdi on santim kar yağınca, fırınlarda ekmek kaumyor. Neden? Cünkü halk kış bastıracak ve ekmeksiz kalacak sanıyor ve bir yerine beş aüyor. Ertesi gün?. Gene alıyor.. Yani İstanbula un, buğday geüniyecek.. halk aç kalacak ve şu beş on, yirmi elli, beş yüz gözüaçık karnmı doyuracak.. Ütekiler bakacak. Muhakemesizlik, densizlik, hesapsızlıkAnlaşılryor ki okuma yazma, Sosyal adalet, Anayasa, Demokrasi, parti, dernek.. hiçbiri medenî terbiyenin yerini tutamıyor. Bana kızmayın arkadaşlar.. bis eskiden daha akıLlı, daha terbiyeli, hele daha az bencil idik.. baskalarını daha çok düşünürdük.. Şimdi cânı aziz'imizden başkasını düşünmüyoruz. Ba yirminci asrın büyük hastalığıdır. Bütün tedbirlere rağmen insanlan «hodbin» likten aukoymanın yolu bulunamıyor. dııydunuz mu 1967 Y1LINDA ZIRAAT BANGUZEL KASI SİZLERE ANKARA VE tSTANBtL UN EN SEMTLERINDE KALOR1FERU TAM KONFORLU APARTMAN CA DA1RELERIYLE AYRIMİLYONLAR TUTARIN ETMEK DA ÇOK ZENGIN PARA IKRAMJYELERI HEDİYE Kısaca. • CAKABTA Comartesi günü orda genel karargâhı önünde toplanan 1.00» kadar oğrenci Başkan Sukamo'yu komünistlikle suç lamış ve asılmasmı istemişlerdir. Gösteri sırasında askerler Sukarno'nun sarayını ve genel karargâh binasını kordon altına almışlardır. • SAN"A «Yemen Halkı îhtilâlci Bırliği» San'adaki kongresi sonunda bir bildiri yayuılamış ve cYemen halkının, Suudi Arabistan'uı ilhak etüği Czran ve Nacran topraklarmı yeniden ele geçirinceye kadar mücadeleye devam edeceğini» açıklamıştır, • VABSOVA Polonya Basın Ajansı, güney Polonya'da başgosteren bir grip salgınmın yayılmakta olduğunu, günde 500 yeni vak'a kaydedildiğini söylemiştir. Breslau ilinde şimdiye kadar 1B2.000 in üstünde prip vak'ası tesbit edilmiştir. • MOSKOVA Suriye'yi yöneten Sosyalist rejımuı kuvvetli adamı Salah Cedıd Cuma gecesi Moskova'ya gelmıştir. Bir haitalık ziyareti sırasında Sovyet liderleri ile görüşmeler yapacaktır. • HAMBURG Bu hafta sah günü bir Hamburg mahkemesinin son Rus çarının vârisi olduğunu iddia eden Anna Anderson'un gereekten Prenses Anastasia olup olmadığı hakkında karar vermesi beklenmektedir. • SACRAMENTO Douglas uçak şirkeünın Sacramento'daki tesislennde Saturn roketinin üst kaü cuma güngü bir deneme sırasuıda deneme rampasında patlamıştır. Şirket sözcüsü yaralanan olmadığuu söylemiştir. Şehrin kuzey doğusunda meskun olmıyan bir bölgede vukubulan patlama büyük bir alandan duyıılmuştur. • Şimdi herkes kıştan ürktü rafl? İşler duruyor. Gününde gehniyen siparişler» vâdesinde yapılamıyan işler için mazeret hazır: Bu havada kimse iş tutmuyor.. ve heckes iş tutuyor; ama pahalı tutuyor.. Blr ücret enflâsyonu başlryor. Arkasmdan yiyecek fiyatlan yükseliyor. Et, süt, peynir, leytin, yağ herşey üste koynyor. Ee!. Kıs sebebiyledir, diyorsnnuz. Kar yağışı duruyor, karlar buzlar eriyor.. fiyatlar inmiyor. Bir kere yörüngesine oturdo mu etrafımızda dönüp duruyor. Bir türlü yetişemiyoruz. TEDtR • IŞTE S1ZE HEDIYEMIZ OLAN YUVANIZ TALİHLILERIMIZ DİLEDIKLERI TAKDIRDE APARTMAN DAİRESI YERİNE BEDEL1N1 ALABU.1RLER. Organize bir cemiyetimiz yok. Kimse de hakkına razı değil. Eskiden «Teavün» dediğimiz yardımlaşma mânasım kaybetmiş biı vâhimeden ibaret. Değil komşu komşuya, ahbap ahbaba.. kardeş kardese elini uzatmıyor. Bövle cemiyet olur mu?. Olursa rahat eder mi?. Zoolojide toplu yasayan hajTanlar takımınm başlıcası insandır. Gelgelelim.. Bu hayvan hiç bir zaman kendi ziimresinin şerefini mubafaza edememiş, o şerefe lâyık olraak şöyle dursun aksine ne lâzımsa vapmıştır. Vahşî ve vırtıcı bayvan dediğimiz mahluklann pençesitt de ölen insanlar. insanlann eünde ölenlere nazaran milyonda hi. ri bulmaz. Ve işin acı tarafı odur ki insanın insanı öldürmesi sırasına çöre bir kahramanhk, haklı bir övünç vesilesi olur.. • ı 1967 YILINDA Russel Mahkemesi üyeleri konuştu PNOM PENH, (a a.) ertrand Russell'in teşebbüsöyle knrnlan «Savas Suçlulan Uluslararası Mahkeme=ı»nin iki somstnrma heyeti bir hafta Kamboçta inceleraelerde bulunduktan sonra düzenledikleri bir basın toplantısında sn açıklama yı yapmıştır: «Butün Kamboç sınırlarında bulunduğumuz sorusturmadan sonra, ülkenın, Amenka Bırleşık Devletlerine tâbı kuvvetlerin, uluslararası hukuka aykırı, sistemli ve cinaî saldınlarına uğradığı tartışma goturmez bir gerçek halinde ortaya çıkmıştır.. Rodezya Fin Parlântentosunda HFLSrVKI (a a ) Fmlandıja Cumlıurbaskan: Kekkinen. Parlâmentodan Bırleşmiş MilMlenn kabul ettiği Rodezya'ya tatbık edilecek ekonorpıtt mueyyıdeleı i tasdık etmesıni dilpmıştır Bılindıği gıbi Bırlesıriş Mılletler, Rodezya'dan demır, krom, şeker. tutun. bakır kurk, et ve amyant ıthalini ve Rodezyaya petroî, sılâh ve dığer askeri malzeme lhracmı yasaklamıştır. Parlâmento evvelce Rodezya ile 1icaret yapabilmesi için fımaların lısans alroası gerektiğine daır bır karar aldığı için iki ülke arasındaki tıearet zaten durrouştur ve Cumhurbaşkanının bu çağrısı sadece blr formalite olmaktadır. Kar sade caddelerde zincirsiî arabalan, >aya!arı değil bazan mevzuları da kaydırıjor.. Nere den girdik, nerelere geldik? Hoş. ça kalın! Birbirinizin ekmeğine malına, canına, karısına kızına göz dikmeyin?. Allahtan korkun. Kuldan utanın!. Bakımz kış ne kadar hafifler. Başka verlerde kar yağmadı diye ha^flanırlar kış mevsimi tatsız çeçecek dive tasalanıriar. Bizde kar bir mu sibet, bir afet olur. Başka verler de Kış Olimpiyattarı vapüır.. Bizde kış mekteplerin kapanmasma, atölyelerin durmasma sebep olur, Bu bizimki başka kıs galiba!. B. FELEK B Uzayda klorofiS varsnıs!... Berkeley, (a.a 1 merikan bilginlerinden Fred Johnson, Calitornia Urmersıtesınde astrononıi ve bivO' dinamik konusunda vapılan bir toplantıda SCT alarak dpmiştır ki: «Uzayda klorolıl bulunmaktadır. Bu bulus dunyarruzdan başka gezegenlerde de hayatın var olabileceğıni açıklamaktadır » Johnson, yıldızlann ışıklarını gölge'ıyen bulutlu oluşumlarda bu lunan toz zerrelermde klorolıl bulduğunu söyiemistir. Johnson'a göre bu buluş bir taayat kımjasının uzayda da meydana gelebileceğim gos'ermektedır. Ayrıca bunun son arünii, yeryüzündekıne ber.zer bır hayat sekli de olabilır. Klorofı!, fotosentez, dolavısıvle hayat için gereklidır. Eğer uzaydakı klorofıl gezegenlere ulaşabılıjor ve gezeşenlerde yeryuzünde olduğu gıbi fotosentez olaylarına yol açabfiyorsa. o vakıt bu gezegenlerde, bitkisel çeşıtten de olsa A Nikson johnson'u yerdi. GAİNESVİLLE. (AP) ski Cumhurbaşkan mnavini Richard Nixon burada >ap*ıgı bir konuşmada, Fransa ve lnglltere gibi Avrupa devletlerinin hâl& Knzey Vietnam ve Küba İle tlearet yaptnalannnı B. Amerika E ZİRAAT BAN KASI Soruşturmacılar, ayrıca, Kamboç'un tarafsız davranmadığı ve Kgmboç toprakları üstünde Ho Şi Minh yolu ile Vietnam komünist karakolları bulunduğu yolundaki Amerikan suçlamalarının «Ciddî bir esastan voksnn» olduğunu ilerı sürmüşlerdir. Dr. Kâmran Şenel Taksiro Sıraselvller Cad 111/5 (Alman Hastahanes) yani)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear