28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAJİİFE DÖRT UZIİK Siztn anhyacağınız bir yandan Moskovalılar, öte yandan Amerikan, Alman, Ingiliz, Fransıı turistleri koskoca Kremlinin içine üşüşüp Kremlin'de esrar ve dehşet bırakmıyorlar. llk gece kar yağarken Kremlin karşısında duyduğura bütün hisleri ve düşünceleri bir yana bırakahm. Gündüz ısınları bana Kremlinin gerçek yüzünü göstermişti. Gece solgun mum ışığında pek güzel görünen geçkin bir kadını sabah güneşinde seyreder gibiydim. Zaraan geçiyor, dünya değişiyor, koskoca Kremlin bile turistik olmuş artık. işlemesin hüzünî Olur mu? Hayatımda bir mezan sevdim yalnız. Şirazb Hafız'm mezanydı. Şiraz'da güzelim bir bahçe ortasındaydı. Kırmızı sardunyalar, portakal ve limon ağaçları yetismişti bahçede.. Kehribar renginde mermerdendi Hafızın mezan. Üstünde ince ve yuk sek »ütunlara tutunmuş hafif RUSYADAN GEZİ NOTLARI su 20 Ocak 1967 CTJMHURtYET uyia lugat paralıyor. Söz (elifi r.ezara mezar demiyor: Ebedi istirahatgâh... diyor. Nâzım'ın «Ebedî istirahatgahl» nı bulunca rahatladı Andrey. Mihmandarlık ödevıni yerin» ^etirmişti. Millî Kurtuluş Savaşı Destanı* aın şairı Novo Deviçye manastırında bir kayamn dibinde uyuvordu. Kayamn üstünde Nâzım'ın silueti çiziliydi. O sıluetin altına şu şiiri yazın:z : Havada bulut yok, Söçütler yaemurlu Tuna'ya rastladım Akıyor Çamurlu Çamnrln Hey Hikmetin oğlu, Hikmetin oğln Sen de Tuna olaydın Karanrm:>n!?rdan geleydin, Karadenize doküleydin Mavileseydin Mavileşeydin Mavileseydin Gcçcydin Boğaziçinden Kasında Istanbul bavası Çarpaydm Kadıköy iskeleslne Çarpaydın, çırpmaydın Vapnra binerken Memet'le anası Nâzım Novo Deviçye manastırındaki «ebedi istirahatgâhı» nda yatarken, işte böylece gönlü Kadıköy iskelesine çarpıp çırpınmaktadır. Nâzım'ın Novo Deviçye m a n u tırmdaki ebedi istirahatgâhının ebedî olmamasını istiyor insan.. Novo Deviçye mezarhğında sessizlik vardı. Ağaç^ara baktım; kubbelerine baktım kilisenin; uçan kuşlara baktım; gcğe baktım. O dakikayı unutmıyayım diye kolumdaki saate baktım. Akîıma Millî Kurtuluş Savaşı'ndan bir tek mısra geldi: O saati sordu. Zaman ne çabuk eeçiyor. Mezarların baçmda anhyor insan bu gerçeği. İLHAN SELÇUK Nâzım ın mezarında bir kubbe vardı uçusacak gibi.. Sadelik içindt uyuyordu Hafız. Novo Deviçye mezarhğı ise insanın üstüne üstüne varıyordu. Yürüdük karları hısırdatarak. Nâzım'ı anyorduk. Burası şanh, »öhretli kişilerin gömüldüğü bir yerdi. Mezarların üstünde kimi zaman bir put yükseliyordu, kimi zaman bir heykel, bazan hiçbir sey, ve sadecs bir tarih, bir isim. Garip mezarlara rastladık. Kimisi lavaşlarda ölmüs bir generaldi, büstünü dikmişler, boynuna bir kırmızı kurdele sal lacdırmıçlardı. Kimisi bir şairdi; susunca üstünü mermerle örtmüşlerdi. Sovyetlerde mizah sanatı Çarlık zamanından beri ilerıdir. Ruslar bu mirasın etkllerinde toplum hayatını hicvetmeye devam ediyorlar. Krokodil mizah dergisinin tirajı 4 milyondur. Bu dergide zaman zaman Rus toplumunun aksakhkları karikatürize edilir. Aşağıdaki karikatür bunlardan biridir. Sırası geldikçe bu çeşit karikaturleri okuyucuya sunacağız. Kimi mezarların üstünde plâstik çiçekler gördük. Bir mezar taşının üstüne de dehşetli bir tank heykeli oturtmuşlardı. Büstler, heykeller, mermerler ormanlığında yürüyorduk. Kılavuzumuz Andrey Andreyeviç Kirilof bir türlü bulamıyordu Nâzım Hikmet'in mezar:nı... Neredeyse dönecektik. Bir köseyi dönerken hiç beklemediğimiz birşey oldu. Nâzım'ı ararken Çehov'u bulmuştuk. Demir parmaklıkla çevrili küçük ve zarif bir mezardı Çehov'unki.. Parmaklıklar içinde bir kadın vardı. Karlan »üpüriiyor, mezarın üstündeki çam dallannı düzeltiyordu Çehov'un baş ucundaydı kadın; ama Destoyevski'nin roman lanndan fırlamıs gibiydi. Kırkını aşm'.ş bir gençliği sjirdürüyordu. Elmacık kemiklerin den alnına doğru çekik mavi gözleri vardı, karın beyazhğında yankılanan bir teni. Başında kahverengi bir kalpak, üstünde kırmızı beyaz bir manto. Heykelci eliyle biraz abartılmış gibiydi yüzünün çizgileri.. Bu soğuk aralık gününde. ölülerden yana kalabahk. canlılardar, yana tenha bu mezarlıkta ve bu kadar güzel bir kadın Çehov'un kabrinde çam dailarım düzeltsin de insan duygulanmasın mümkün mıi!. Kim olduğunu merak ettik: Ailenin bir yakınıyım, diye Nâzım'ın mezarında oskova'da Nazım Hikmet'in mezan, Novo Deviçye manastırmın yanıbaşındaki içiçe üç mezarhktan üçüncüde. Bir öğle zamanı vardık Novo Deviçye'ye.. «Soşnk bir gündü ve kar vardı» diye belirtmek artık fuzuli olacak. Biliniz ki Moskovadaki bütün günler soğuk ve karhydı. Anlattıklanm hep bu yılbaşı kartpostalınm manzarası için de olmuş bitmiştir. Ama o gün, özellikle bir daha soğuktu. Manastır olsun, mezarhk olsun da bir yerde, insanın içine M Moskovadaki !Marks anıtı. Marksizm, Sovyet toplumunun temel felsefesi. Ne var ki bir yabancı için Rusyada Marks'tan çok göze ve kulağa çarpan Lenin'dir. Marksinn diye konuşuluyor, ve sohbet sırasında ikide bir «Lenin demiş ki...» sözleri duyuluyor.. cevap verdi. Andrey Andreyeviç, Nâzım Hikmet'in mezarını sordu ona;. Anton Çehov'un mezarından elini uzatıp birşeyler söyledi kadın : Şuralarda olacak... demiştir diye düşündüm. Sonunda bulduk şairin yattığı yeri. Bizim tercüman Andrey Andreyeviç Türkçeyi Moskova'da Asya Afrika Enstitüsünde öğrendiği için Osmanlı efendisi ağ Y A RI N MOSKOVA RADYOSUNDA BİR TARTIŞMA RLSYADA PLANTAMA: Ne bağınyorsun usta: Projede ufak bir tadilât yapılmış.. (Krokodil'den) Disi Bond MODESTY BLA1SE BULMACA, şekildeki yara üstü örtüsü» anla1 3 4 5 6 7 8 9 ne " çekememe. rmna iki söz. 2 Elbisenin yırtık 7 Müslüraanyerini örtmelc içüı dikilmiş şeyin ların en kutsal yarısı. 3 «îsim» in tersi, «kaay saydıkları yü palı halin tam aksi duruma getiparçası. 8 rir» mânasına bir çekim. 4 î«Çok işe yarar lerimize diişen yön, otlak. 5 İki dunımdaki kodag arasındaki geçit yerinin dörtcaman cinayet te ikisi, tersi dünyamn onda übıçağı» karşıhçünü teşkil eden kısımdır. 6 OUnKO OJİınacarn» ğı üç söz. 9 Dudaklarırun arasına kıstırıp içi halledllmlî 5«KU Sayılar (çoğul». İ S T A N B U L 06.25 Acıhs. oroeram 06.30 Kur'anı Kerim ve türkce acıklaması 06.45 Saz eserleri (17 00 Köve haberler 07.05 Türküler eecid! 07.30 Haberler v e hava durumu 07.45 Istanbulda bueün 07.50 Stüdvo G'derı 07.55 Kücük ilânlar 08.00 Hafif müzik 08.20 Darvas ve arkadaslan 0840 Keman soloları 09.(11 Günümüz Sorunlarımıı ng.lfl Orhan Senerden sarkılar 09.30 Rumba ve Ca Ca'lar 09.45 Turhan Enaınden türktüer 10.00 Müzik kutusu 10 15 Mitoloiide k a d ı n 10.25 Sükran Dcruktan sarkılar 10.40 Arkası varın 11.(1,1 Kısa haberler. müzik kusaeı 11.05 Sabah konseri 11.45 Mantovar.i crkestrası 1200 Valsler 12.10 Kücük ilânlar 12.15 Saz eserleri 12.3,1 Avlâ Gürsesten sarkılar 12.45 Aıiz Sensesten türküler 13.00 Haberler. R. G. de bueul 13.20 S'.üdvo G'den 13.30 Reklâm oroeTamlan 14.00 Kaoanıs 15.55 16.nO 16.55 17.111 17.20 17.25 17.50 19.0(1 19.40 19.45 20.00 2)1.10 20.30 20.55 21.00 Acıl.s. Droeram Eeitim radvosu Cocuk bahcesi Siir ve cocuk Kısa haberler Kadınlar fasıl tODİulufru Reklâm oroerarr.Ian Haberlcr ve hava durumt Kücük ilânlar Kücük orkestra Aile sohbeti Oda müziei Erkekler korosu 24 saatin olavları. K. ilanlar Yuvarlak Masa. Yöneten: Ecvet Güresin 21.4(1 Kücük ilânlar 21 45 Guzide Kasacıdan sarkılar 22.00 Reklâm rjrotrramları 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Her zaman istenen Dİâklar 22.55 Günün haberlerinden özetler. Droeram 24 0H Kacanis İSTANBUL t L RADYOSU 16.55 Acılıs ve Droeram 17.00 Sizin icin â 17.30 Kücük konser 18.00 Ivi akşamlar 1S.S0 Senfonik müzik 19.011 Cesitli melodiler 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerlc b c r a b e r 21.0(1 Oda müzifei Sl.nn Gökkusaeı 22.P0 Gece konseri 23.00 C a z müziâi 2C.30 ODeretler 24.n0 Cesitli m ü z i k ("10.30 Hafif müzitc lil.Olı Prosram ve kacanıs 1 2 34 67 89 3 4 5 6 8 9 SUNUZ P6, L.LTTP6N BI2A UAH V • n I: .I • SOLDAN SAĞA: 1 Kaçıp ortadan kaybolan (iki söz).^ ÇevrUince «bugday tozu» olur. 3 «Dayak atanm» mânasına bir çekim. 4 «Esas ekşiıici madde» anlamına karma 5 Yüksek mevkide buluS5Z nanm yanmdakilere verdiği. 6 Çevrilince bir nehrin yaptığı hareketi yapamama işi beliıir. 7 «Yemiş ve mezelik olarak kullanılan şeylerden tedarik et!» mftnasına iki sözlü bir emir. 8 Tetikte bulunmaya dâvet edememe. g «Siyah renkteki dış çevrej1 çeviren şerit» karşılığı iki söz. YUKABIDAN AŞAGlYA: Garth I BULMACANIN LMlS ŞEKU NAS1L BALLEDİLECEK? Yukandaki rakamlı bulmacada sadece 6 tane anahtaı (ipucu) ve 8 tane «onuç vardıı Bos OIRD 1 2 karenin içine 1 den 9 a kadar aygıın hirer rakam koyarak «e toplama. çarpma. çıkartma. bnlme ışaretlenne dikkat lereh «oldan sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada gösterüen sonoçları bulunuv. Biraz vaktinizi alu ama. bo^ vaklinı/ı hosça g' ıis olur^unuı TIFFANY JONESL o AŞK ve ÖLÜ ÖLÜM 39 « Şu nişan üzerinde, Doktor...» « A, evet, ben de onu düşünüyordum. Bilıyor musunuz, bence onun için en iyi ilâç Cecily, öyle değil mi?» Öteki onun sözünü kesecek gibi olunca: <Bir dak'ka. Vakit ister elbette kızm ahşması için onun ona...» Papaz burada ahbabının yüzüne içini döker gibi baktı. cYüzünde bir yara izi var, anbyorsunuz ya. Ama, ben eminim geçer bu, Cecily alışsa bile. Doğrusunu isterseniz, Donald'ı kısa zamanda yepyeni bir adam yapabilmek için Cecily'ye güveniyorum ben.» B. Saunders vazgeçti. Kendi kendine: «Yarın» diye söz verdi. «Yann söylerim.» Mübarek adam anlatıyordu: € Donald şimdi biraz şaşkm elbette ama, bakım, özen, hele Cecily üstesinden gelir bunun. Biiiyor mu sunuz» diyerek, o tatlı bakışmı yeniden B. Saunders' in üzerine çevirdi, «biliyor musunuz, bu sabah odasına girdiğimde başlangıçta beni tammadı bile. Aına, geçici bir durum bu, emin olun.» Sonra çabucak: •Hiç de beklenmedik bir şey değil. diye ekledi. «Bek lenen bir şeydi, sizce de öyle değil mi?» « Bence de öyle, diyebilirim, efendim. Yalnız, nedir Donald'ın başına gelen? Nasıl olmuş da böyle olmuş?» « Anlatmıyor. Onlan birlikte bize gelen bir arkadaşı var, onun dediğine göre, Donald bilmiyormuş nasıl olduğunu, hatırlamıyormuş. Sık sık görüiürmüş bu, o delikanh söylüyor o da asker bir gün birdenbire kendine gelir diyor. Göriinüşe göre, Donald bütün kâğıtlarını kaybetmiş; yalnız, bir Ingiliz hastanesinden taburcu edildiğini gösteren kâğıt duruyor. Özür diîerim: Nişan üzerine bir şey söylüyordu nuz.» « Yo, yo, bir şey değildi.» Güne§ tepedeydi; aşağıyukan öğle olmuştu. Çev rende, dövülmüş kaymak gibi kabank kabarık birkaç kalın bulut vardı. Öğleden sonra yağmur. B. Saunders birden konuştu: • Ha, sahi, doktor, size bir uğrasam da Donald'lan konuşsam mı acaba diyorum?» • Hayhay. Elbette. Eski bir ahbabı görünce sevinir. Hayhay, buyrun.» Onlar kilisenin kulesinin altmdan, çimlerin üzerinden geçerlerken, bulutlar gittikçe daha >üksekte yığın oluyorlardı. Basamaklardan yukarı çıkarlarken baktılar Bn. Powers, elinde bir kitap, orada oturuyor. Kadın başuıı kaldırıp bakınca benzerliği hemen gördü. Papazm «Bay Saunders Donald'ın eski bir ah babıdır» demesinin hiç de gereği yoktu. Margaret Powers, kitabını işaret parmağının üzerine kapayarak, ayağa kalktı. « Donald yatıyor. Bay Galligan yanında. sanınm. Sesleneyim.» B. Saunders: cYo, yo!» diye atıldı. «Rahatsız etmeyin. Sonra gelirim.» € Kendisinlen görüşmeye geldikten sonra gidilir mi? Yanıra çıkmazsanız üzülür. Eski bir ahbabısınız çünkü. Bay Saunders Donald'ın eski bir ahbabı dır, demiştiniz, değil mi, Doktor?» « Evet, öyle. Cecily'nin babası.» « Öyleyse, çıkar yolu yok, yukan geleceksiniz.» Margaret Powers adamı divseğinden tuttu. B. Saunders: «Hayır, hayır, ha'm'fendi» dedi. Son ra. yardım dilenir gibi, papazdan yana döndü: «Onu şimdi rahatsız etmesek daha iyi olmaz mı sizce de?» , E. belki de. Hanımlan bugün öğ'.eden sonra geliyorsunuz öyleyse?» Ama. Margaret Po\vers direniyordu. € Sus. Doktor. Cecily'nin babasım Donald herhangi bir zaman görerjilir e'.bet.» Adamı kapıdan içeri sıkıca bır itti, o da, mübsrp'î adam da onun arkasından merdivenden yukarı çık.>lar. Margaret'in kapıya vtırmasına Giüigan'ın sesi karşıhk ver"di, kadın kapıyı açtı. • Ceciiy'nin babası geldi Donald'ı görmeye» dedi, yana çekilerek. ' Kapı açılmca dar aralığı ışığa bcğdu, kapanınca aralığı gene ışıktan yoksun etti, Margaret de duvarlar arasındaki bir alacakaranlıktan gene aşağı indi ağır ağır. Çimbıçer çoktan durmuştu, Margaret onun bır ağacın altında aylak aylak durduğunu görüyordu, yorgun düşmüş sürücüsünün yukarı dikilen bir dizi de, uykuya dalmış, sallanıyordu. Sokaktan arap çocuklarmın o saate düşen payı ağır ağır geçiyordu. Bunlar, anlaşılan. hiç saatie bağlı değüdiler. anlaşı lan, zaman zamandan, ya da daha yüksek bilgilerden uzaktılar, eski şeker kiispesi. ya da dorr.uz y&ğı ku'u larından öğle yemeği taslarıyla, aydmlık sekiz saatin içinde her hangi bir sastte okula gider gelirlerdi. Ki misinin elinde kitap da vardı. Öğ'e yemeği çoğunluk la okuia giderken yo'.da yenirdi. Okulu da atlas boyunbağlı, so£ ceketli şişnıanca bir arap ycnetirdi: Bir telefon rehberinden herhangi bir satırı al:r, onun ar kasından da bütün oradaki çocuklar bımu türkü gibi okurdu. Ondan sonra o günkü ders biterdi. Bulutlar daha yükseğe, daha kalın kalın yışılmtş, sümbül mavisi bir renk almıştı. araiarmda göl gibi kalan gökyüzü parçalarını da dsha mavi gösteriyorlardı. Hava gittikçe sıcak, boğucu oluyordu. Kilisenin kulesi o güne kadar sösterriiği Eörünüşü kaybeimiş. yalnız madenle mukavvadan iki boyut kalmıstı. Yapraklar cansız cansız, üzgün üzgün sallanıyordu, sanki onîara. can iyice verilmeden geri slmıyor. ortada ancak körpe yapraklann hortlakları kalıyordu. Margaret Pov.ers kapının yanında oyalanırken, yemek odasında Emmy'nin tabak çanak şıngırtısım d j yuyordu, en sonunda beklediği sözleri işitti: « ... Öğleden sonra hanımlan bekliyorum, öyley se» diyordu papaz, göründüklerinde. Misafir, ilgisiz bir tavırla: «Evet, evet» dedi. Margaret Power='le göz göze geldi. Margaret ir çinden: «Kızına ne kadar benziyor!» dedi, 3 üreği erir gibi oldu. «Gene mi yanlışlık yaptım?» Adamın yüzünü çabucacık bir gözden geçirdi, rahat bir soluk aldı. « Nasıl buldunuz Donald'ı. Bay Saunders?» diye sordu. « Çok iyi, uzun yoldan gelmiş olduğuna göre, çok iyi.» Papaz da, sevinçle: «Bu sabah ben de fark etmij tim bımu» dedi. «Siz de fark ettiniz, değil mi, Bayan Powers?» Gözleri ona yalvanyordu. (üevamı var." MallCOÇOğltl ın. şözSeri konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGÜL A N KA R A 06.25 Acıhs. nrosnam 06.30 Kur'anı Kerim ve türkce acıklaması 0645 Baâlama T. o>un avaları 07.00 Kdve haberler 07.05 Günavdın 07.30 Haberler ve hava durumu 07.45 Sabah müziĞi 08 00 Ankarada busün 08.05 Kücük ilânlar 08.10 Her telden 08.40 Kücük ilânlar ns.45 Nevin Akcl'dan türküler 09.00 Günümüz Sorunlarımız 09.20 Sabah konseri 09.35 Kısa haberier ve K. ilânlar 09.40 Arkası varırı ıo.oo Eğitim radyosu (11 10.55 Melodiden melodive 11.15 Cocuk bahcesi 11.30 Konser 5;ıati 12.00 Hafîf müzüî 12.15 Kıbrıs saatı 12.25 Kücük ilânlar 12.30 Beraber ve solo sarkılar 13.0(1 Haberler. R. G. de bueun 13.20 Plâklar arasmda 13.30 Reklâm Droeramlan 14.0li Cocuk bahcesi 14.15 Nermın Demircavdan sarkılar 14.35 Bueün icin sectiklerimiz 14.55 Kısa haberler ve K. ilânlar 15.00 Eâitim raivosu (2ı 15.55 Kçmal Karasülevmanoiludan türküler Yerli orkestralar Gönül Akmdan sarkılar Kısa haberler ve K. Uânlar Yurttan sesler Köv odası Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Kücük ilânlar Saniye Candan türküler TJvkudan önce Kemal Öncandan sarkılar Alive Akkılıctan türküler Vural Doeudan CİEan rr.üztSi 24 saatin olavları.. K. ilânlar Gece konseri T.B.M.M. saati Yuksel Kiu'îen sarkılar Haberler ve hava durumu Haftanın bestecisi Gece vansına doĞru Proeram ve kaDams
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear