24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TRAKYA VEREN TARAMASI « Doç. Dr. Haydar AKSÜĞÜR eremin salgm halinde bulunduğu geri kalmı? memleketlerdeU rfiberkülo» mücadelesi, diğer hastallklarla savaşa nazaran sosyal ve ekonomik yonden birçok zorluklar arzetmektedir. Türkiye bu guçlükler lçlnde, gelişmekte olan raemleketler ara»ında verem savaşında en önde gclen blr ülkedir. Ilk defa 1927 de haik içinden doğan hususi bir te»ekkül olarak «Verem Savaş Dernekleri» ile başlıyan mücadele, bu derneklerm adetlerinin ve güçlerinin artmasıyla gelişmis daha sonralan devletin de bu savaşa iştirakiyle bugünkü olgun seviyesine alaşmıştır. Bu güne kadar memleketlmizde, verem savaşının en başarılı hamlelerinden biri de Sağlık Bakanlıgı Verem Savaşi Genel Müdiirlüğü ile İstanbul Verem Saraşı Derneğinin Işblrliğiyle, 15 temmuz 1966 da baş layan Trakyadaki Verem Savaşı olmuştur. Bugünkü bilgllere gdre bir mıntıkada yaşayanlar arasında yapılacak Ideal bir verem mücadelesinin üç safhası vardır. Bu üç safhanın ahenkli ve mükcmmel bir şekilde tahakkuk ettirilmesi halinde verem mücadelesi muvaffak olabilir. • BtRİNCt SAFHA; Mücadele yapılacak olan mıntıkada yaşıyan her sahsın akciğerlerinin röntgen filinılerinin cekilerek hasta olanlannm ayık lanmasıdır. îşte buna biz verem taraması demekteyiz. • İKİNCİ S.tfHA; Sağlam o'.an şahıslann has talığa karşı korunmasımn temmidir. • ÜÇÜNCÜ SAFHA: Hastaların ledavi edilerek hirer Intan membai olmaktan kurtarılması. iş \e güçlerine iadeslnin sağlanmasıdır. tşte Trakya verem taraması. Türkiyede !lk defa, 3 vilâyetl içine alabilecek kadar geniş bir mıntıkada bu şekilde yapılan sisteml! llk çalışma olması bakımından Verem Savaşı yönünden memleket çapında bir hamledlr. Ruradan alınacak neticeler gene memleket ölçüsünde plânlanacak olan diğer genlş Verem Savaşı çalışmalanna ışık tutacaktır. .•••••••••••••••••••« •••• Bölükbaşı Osman Halis Snsan üstün görünmek arzusunu Iduyduğu ölçüde önemsizleşmek 'ten, baskaları tarafından değersiz tanmmaktan korkan bir varlıktır. İnsan denen variık için bunu ola ğan saymak gerekir. Gerekir: çünkü, her şeyden önce bir güçlüluk anlamım taşıyan üstün lük daha iyi yaşamak hakkmın, önemsizlik, değersızîik ise yaşamak zorluğunun süt anasıdır. Üstünlük varlığı, önemsizlık yokluğu yansıtır. Üstünlükte yokluğun yokluğunu düşünebilmek imkânı. önemsizlikte varlığın yokluğunu benimseme zonmluğu vardır. Üstünlük varlığın yokluk, önemsizlik ise yokluğun varlık karşısındaki direnisidir. Bütün bunlardan da kolayca anlaşılacağı gibi, insan yaşadığı sürece önemli görünmek, tanınmak arzusu nu duyar. Bunun için de bir yandan varlığını değerlendirmeğe çalışır. Kendisini her an daha yeterli. giıçlü bir kendisi haünde yaratmaya uğ raşır. Öte yandan da, bu kendini ye ni baştan yaratma çabalannda başkalannın yardımlarını sağlamanın çarelerini arar. Başkalan tarafından iyi tanınmağa, beğenilmeğe gayret eder. Çevresinin istediği, aradığı, be ğendiği bir varlık olmak ister. Başkalarını kırmaktan, başkalarına üzüntü verecek şekilde hareket etmek ten sakınır. Yakınlannda. tanıdıklarında, hattâ, yabancılarda her bakımdan yeterli bir kimse olduğu inancını yaratmağa çalışır. Beğenil diğini görünce büyük bir sevinç duyar. Önemsiz tanmmaktan, yetersiz görünmekten korkar. Zayıf yanlannı saklar. Telâfi etmenin yollarmı arar. Eksiklerini tamamlamağa uğraşır. Zayıf, yetersiz bulduğu yanları nı kuvvetli göstermeğe çaba gösterir. Yetersiz bulduğu kendisiyle başkalannın karşısına çıkmaktansa saklanmayı. bir yana çekilmeyi ter cih eder. Kendisini arzu ettiği şekilde görerniyeceği ve gösteremiyece ği yerlere gitmekten sakınır. Bir top lantıda dilediği gibi konuşamıyacağı nı anlayınca susmayı üstün bulur. Daha doğrusu, bir şeyler söyliyeme menin acılarını bir şeyler söyliyeme menin yaratabileceğine inandığı üzüntülsrine tercih eder. bir bağlüık vardır. tnsanı hayat sev gisine ulaştıran yol insanın varlık değerliliği bilincinden geçen yoldur. İnsan kendisini anyabildiği ölçüde hayatı kendisinin yapmak Imkânmı bulabilen bir varlıktır. Varlık sevgisi hayat, dünya sevgisinin süt anasıdır. Insan kendisini sevdiği, sevmek istediği için varlı ğı dısındaki varhklara karşı yakmlık duyar. Sevdiği varlığında onlar dan bir şeyler bulur. Onlarda ken disinden bir geylere raslar. A>nı şe kilde, varlığına bağlanmakta zorluk çeken insan başkalarına karşı kolay kolay yakmlık duyamaz. insan her şeyde ve herkeste kendisini arar ve bulur. Her şeyi ve herkesi kendisine göre ve kendisi gibi değerlendirir. Kendi varlığı ile ilgıli düşüncelerini, duygulannı başkalarına da y'â neltir. Kısacası kendisine göre bir dünya yarstır. Bu dünyada kendisiyle beraber başkalarını da yasatır. Her başkasını bir başka kendisi gibi tanraıaktan uzak kalamaz. Insanda hayatı boyunca yer alan yerilmek korkusu kendisini dilediği kadar sevememek endişesinin bir so nucudur. insan için yerilmek kendisine ayırmak istediği yerden olmak, yoksun kalmak, gerektiği gibi yaşamak imkânını kaybetmek anlamını taşımaktadır. insanın yerilmekten fazla korkmasının en önem li nedenlerinden biri de budur. OZGU V 12 Milyon lıralık teş°bbüs rakya taramaları 1.1M.M nüfusu içine alan mali giıcü 12 milyon Hra olan bir tesebbüstür. Blr sene zarfında bitirilecek şekilde plânlanmıştır. Aeaba bu büyük plânın tatblkatınm bugünkü durumu ne safhadadır ve bngüne kadar ne gibi neticeler alınmıştır? Trakyadaki verem savaştnda bu«iine kadar alınaıı neticeleri değerlendlrebilmek için bu sonuçlan az ev\el arzolunan plân dahilinde üç safhada kıymetlendirmeğe çalışacağız. D B L T L N NLFlStTS* TARANARAK HASTA OLAN'LARIN TESBİTt: Nüfus sayımı esasına göre yapılmaktadır. Yâııi her evde oturan şahıslar teker teker dâvet edilerek mikro filimleri çekilmektedir. •Bu iş için rbntgen cihazlarıyla mücehhez, 10 tanesi buyük merkezlerde kurulmuş sâbit. 9 tanesi röntgen arabalarına bindirilmiş seyyar olmak üzere 19 merkez tesis edilmiştir. Yapılan proerama göre aralık ayı sonuna kadar Trakyada 3 il, 16 ilre ve 579 köyde 611.152 şahsın mikro filimle akciğerlerinin kontrolu >apılması icap ediyordu. Buna karşılık 592.817 kişi muayeneden geçirilmiştir. Böylece halkın bu muaye nelere iştirak nisbeti • • 97 gibl her türlü takdirin iistünde bir seviyeye ulaşmıştır. Bu çok büyük btr mu Haffakiyçttir. Ve verem savaşında bir seneden daha »z bir zamarHia başanlmı? olacaktır. Çok şayanı dlkkattir ki halk, bo taramalara ufak merkezlerle köylerde büyük rağbet göstermektedir. Bu da propaganda ve organizasyonun iyi işlediğine delildir. te olmaktadır. Büyük kitlelerin emniyetle korunma sıuı lemin edecek yegâne müessir vâsıta B, C, G verem aşıadır. Bu asmın yapılmasma Ifizum olop olmadığını daha evvel tüberkülin testi ile tesbit etmek lâzımdır. Trakyadaki tarama merkezlerinde bulunan B.C.G. eklpleri 30 kasnn 1S6S Urihlne kadar 475.280 klşiyi tüberkülin testi ile kontrol etmişler, ve bunlardan ası yapümasma lüzum olduğu an laşılan 84.643 şahsa B.C.G. aşısı yapmışlardır. Daha evvel bütün Türkiye, bu arada Trakya, iki defa B.C.G. aşısı tatbikatmdaa geçirilmis olduğundan bu mıntıkada yaşıyan nüfusun ancak • 20 sinin aşı • lanması icab etmiştir. Böylece bugün Trakyada verem aşısı yapılmamış kimse kalmamıştır. Bu şekilde tarama mıntıka sındaki sağlamlar en bilgili ve müeasir bir korunmaya alışmıştır. GÖrülüyor Id verem savaşmın ikincl safha«ı da Trakyada pek mükemmel bir şekilde tahakkuk ettirilmektedir. Q BULUNAN" HASTALARIN TEDAVİSİ: Verem «.avaşınuı bedefi, gayesl ve en mühlm safhasıdır. Çünkü büyük gayret ve masraflarla yapılan taramalarda yüzbinler. hattâ milyonlarca sağlam üısanın arasından ayıklanarak bulunan hastaların te da\i edilmesiyle hastalık membalan ortadan kalkacak ve yenl bulaşmalar önlenerek, yeni yenl has talarm meydana çıkroasına mâni olnnacaktır. Ancak verem savaşının tedavi safhası, tatbikatta en fftiç olan kısmıdır. Çünkü hastalann ekseriyeti köy lerdedir. Hastaların çoğu tedavinin 12 sene sürecejrinl bilmemekte, inanmamakta ve tedavilerinin başlamasından kısa bir zaman sonra iyi olduklannı zaıınederek kendi kendilerine tedaviyi terketmektedirler. Zamanla hastalıklan tekrar meydana çık makta, bu sefer iyi olma imkânları daha azatmış bir halde önümüze gelmektedirler. Bu şekilde bütün emekler heder olup gitmektedir. Keza bulnnan >eni hastalardan mikrop çıkaranlarla kavemli olan lar (yarası olanlar) mikrop kayboluncaya ve yarası kapanmcaya kadar geçecck 34 aylık bir devrede münı künse mutlaka hastanede yatınlarak tedavi edllme lidir. Bu mümkün olmadıği takdirde evlerinde yatak istirahatında tedavilerine devam etmelidirler. Bu durumdaki hastalara bu hali kabul ettirmek olduk ça guç olmaktadır. Tedavi merkezlerindeki heklm lerin bu gibi hastaları ikna etmcleri ve yatak tedavi sini israrla kabul ettirmeleri bir memleket borcudur. Ancak bu şekilde yeniden, kronik ve intan membaı olacak hastaların adedlnin artmasi önlenmiş olacak ve eski kroniklerin adedi zamanla azaldıkça, verem savaşı da hedefine yaklaşmış olacaktır. r p rakya taramalannda bulunan hastalarm te* da\ilerini tâkip için 1966 senesinde yapılanlarİH birlikte bugün ücü vilâyet merkezlnde, lekizi ksza merkezlnde olmak üzere 11 dispanser vardır. A>rıca koylerdeki hastaların tedavilerini tâkip ve kontrol etmek maksadıyla bu dispanserlere bağlı 17 tane hasta tâkip ve tedavi ekipi vardır. Bu ekiplerdeki hasta tâkip memurlan her ay. ayda blr defa koylerdeki veremli hastalan evlerinde görerek teda vilerinin muntazmm yapılıp yapilmadığını konrrol etmekte ve zamanında lüzumiu tedbirlerin almması nı temin etmektedirler. Trakya taramalarmda 30 kasım 196S Urihlne ka dar 63S4 hasta tesbit edilmiştir. Bunlardan 1761 i es kiden hastalıği bilinen, 4«23 ü ise hastalığı yenl tes bit edilen şahıslardan ibarettir. Bu hastalardan 4602 si yani 'ı72 si tedavilerinin başlamasından sonuna kadar dupanserlerde ayaktan tâkip olunabilecek ve kısmen de lşlerini görebilecek vasıfta has talardır. •• 19 u (1214) hastalığı tesbit edilmiş mikrop ve yarası kapanıncaya kadar ortalaraa 34 ay müddctle bir hastaneye yatınlmasi icap eden hastalardır. Bu hastalar için takriben 310350 verem yatagı kâfidir. Ve Trakya muıtıkasında bu kadar da yatak vardır. Geri kalan ' t 9 u eskiden bilinen kronik vasıfta hastalardır. Bütün hastalann tedavisi için lüzuraln ilâçlar parasız verilmekte, bütün kontrol ve muayeneler ücretsiz olarak yapılmaktadır. ;::: S"! • ••L. •••• •*•• •••• •••• •••• •••• •••• •••• mmmm •••• ••:: iî Başkalarını beaenmek zorlupu ütün bunlara rağmen ve hayatının bütün «vrelerinde beğenil mek arzusunu duyan insan baj kalarmı her zaman tam olarak beğen mek imkânım bulamaz. Arada sırada da olsa, açık veya kapalı şekülerde, başkalarını yermek isteğini duymaktan uzak kalamaz. Zaman olur. Yanımızda bulunanlar dan biri övülür. Kimileri bu övgü ye katılırlar. Söz konusu kimsenin İyi yanlannı belirtirler. Onun bazı önemsiz eksiklerini giderdiği takdirde her bakımdan mükemmel bir insan olacağmı söylerler. Böylelik le onların yüzde yüz tamlıklarına ınanılmasını önlemeğe çahşırlar. Daha doğrusu. onların üstünlükleri karşısında kendilerini savunurlar. Onların önemlerini azalünak suretiyle önemlihklerine inanmağa 'tlj raşırlar. Bu ınsanlann davranışlarına şahit olanlar birbirleriyle çelişen duygulara sahip olurlar. Bir yandan onlann göruşlerini paylaşmak eğihmini duyarlar. Övülenleri önemsızleçtirmek suretiyle kendilerini dolaylı bir şekilde değerlendirdikleri içm onları destekl»mek ısterler. öte yandan da aynı çeyi günün birinde kendileri için de yapabileceklerini düşünürler. Bunun için de onların bu davranıslannı beğcnmezler. Onların önemsızleştir meğ» çahstıkları kımseleri savunmak arzusunu duyarlar. Daha doğrusu, aynı akibete uğramamak içın tedbir alırlar. Baska'an aracılığıyla kendilerinl savunurlar. arada bulunmak istemezler. Baş kaları ile bir arada oulundukları zaman büyük bir rahatsızhk, huzursuzluk duyarlar. Bsjkalarından uzak kalmanm çarelerini ararlsr. Yalnızhğı benimserler. Daha doğrusu, yalnızhğı fazla se verler. Fazla severler; çunkü, yalnızlıklarınd» kendilerini başkalan ile mukayese etmek zorunda kalmazlar. Eksik, yetersi» yanlannı başkalarının yamnda olduğu kadar görmezler. Daha açık ve yerınde bir deyişle, yalnızhklannda daha az önemsizlesırler. Kendilerini daha fazla önemh görurler. Yine insanlar vardır. Busarısız lık korkusunu duyarlar. Bu yuzden yaptlkları ısleri sonuçlandıramazlar. Işlerim arzu ettikleri ve başkalannın bejenfbileıekleri bir şekilde bitirebiîeceklerine inanamazlbr. tşlerınden, sonuna yaklaştıkları bir sırada v.ız geçerler. Üzuntü duyarlar. Yalnız bu üzüntulerini başkalarına başarısız görünmekten duyacakları acılara tercih ederler. Dıkkat edersek b'.ırada da bu insanların aynı amacı izletiiklerini, daha fazla önemsizleşmpmenin yollarını aradtklarını gorüruz. Bu insanlar da başarılı olmak isterler. Hattâ. herkesten daha başarılı olmak arzusunu duyarlar. Duyarlar; çünkü, kendilerini önemsiz bulurlar. insan eksikliği bilinci ölçüsfinde tamlık isteğini duysn bir varlıktır. insan bazan başandan kaçtıâ! za manlarda bile basarısının nrkasında koşar. în?anı ba'arılarından uzaklaştıran ?ey haşanlı olmamak isteği de^il dilediği kadar başarılı olameımak er.dişesidir. insan bu gibi hallcrrte şöyle dusunür: «Bn işl prk iyi bir sekilde yapabilecegimi saumıyorum. Başarısızlıfa uğram ihtimali fazladır. Basarımzlıkla karsılas tığım takdirde çevrrtnde önemimi kaybedeceğim. Başkalan beni değersiz bir varlık gibi tanıyacaklar. Benim yetersizliSime inanacaklar. Beceriksiz olduçumu düsünecekler. Oys3, bu işten vaz geçersem bfitttn bunlar olınıyacak. Çevremdekiler henim yeter sizliğime inanmıvacaklar. beni defersiz bnlmavaeaklar. B#n de önemsizleşmiyecefim. Başkalannın yanınd» kücülmevecefim..» İnsan yalnız baskaları kar«ı«ında önemsizLesmemek için yaptığı işi sonuçlandırmnktan kaçın maz. Bu şekilde hareket dlerken kendi varlığı hakkınriski gcrüsün de etkisl altında kalır. Varlık değerliliği bilincınvn butün bütün sarsılmasını önlempSe calısır. Karşılaşacağını sandığı basarısızhğının kesır.liğınden bir çeşit olumlu şüphe ile kendisini avutmağa uğraşır. Varlık dcğerlıliği inancından tamamiyle yoksun kalmamaga çaba gösterir. In san kendisinden uzaklaşmak iste diği zamanlarda bile nrkası.ndan koşmak eğilimini duymaktan her zaman uzak kalamaz. însan çoğu zaman kendisini aradıgı için ken disinden kaçar. Kenrîiîini kr.ybet mek Istedigi için karşılastığı »sr lığmın gerçkliğine inanmakta zorluk çeker. Yasadığı sürece kendisini eksik yanlanvla tamam lamaya çalıştığı içln tam bir veterlilik bilincine ulasamaz. Bu anlamda insan, hiçbir raman tam bir kendisi olamaması yüzunden insandır. BUiyorum ki bazı okuyucular yazının başlığım okuynnca lçlerin Ş den söylenecekler: • Bre Selçuk, tam da buldun zamanını. Ortalık birbirlne giri J yor, Ankara mimarlannın bildirisi, üniversite hocalannın yürüyü S ?ü, ÇSn'deki kargaşa, öğTencilerin üstüne saldırtüan iktidar çete S leri.. ve sen Bölükbaşı'dan nu söz açacaksın? • Evet. • Büyük konular var gerçi: dünyada açhk tehlikesi başgöstermiş • tir, Le Monde gazetesl Hindistandan sonıa açük tehlikesinin Tür ; kiyeyi tehdit ettiğini yazmaktadır, yirmi yülık nurlu ufuklar kal ; kmmasının sonucu işte budur. Z Ama ben gene Bölükbaşı'dan söz açmak niyetindeyim. • Türkryenin gerçekleri içinde Bölükbaşı ve Bölfikbaşılar vardır. Bn insaniarın davramşları suya atılan taş gibi yankılanır; çevrele • rinde halkalar belirir hemen.. i Osman Bölükbaşı'yı bundan bir buçuk ay kadar önce Ankarada ; tanıdım. Bir kahve içmeye (ritmiştim llhaml Soysal'a.. Tesadüf, biraz ; sonra Prof. Muammer Aksoy geldi, ardından da Bölükbaşı sökün ; etti. jj B mmm Yerilmek • ••• •••• •••• •••• •••• «•«• •«*« • ••• :::: :::: •••• • •*• •••• :::; korkusu Snsan övüldüğü zaman kendisini I olduğundan daha mükemmel bir •varlık halinde tanır. Başkalannın kendisiyle ilgüi sözlerine daya narak varlık portresini çizer. Kendisini bu portre ile değerlendirir. Bu portreye göre bir varlık hayalini ya ratır. Varlığı ve başkalan ile ilgili değer yargılarına bu hayalden hare ket ederek ulaşır. Başkalan tarafından beğenilml yen, yerilen insan ise üzüntü duyor. Daha doğrusu. kendisini beğenmekte zorluk çeker. Sevemediği, beğene mediği kendisinden soğur, kendisini olduğu gibi kabul etmek istemez. Yer yüzünde insan için en zor şey kendisini sevememesidir. Kendisinden kaçmasıdır. Daha doğrusu, ken disinden kaçmak zorunda kalmasıdır. Kenduini sevemiyen insan, hayatı da sevemez. Sevemediği hayatın isteklerini yerıne getıremez. Rahat, huzur içinde yaşamak ımkftnuıı bulamaz. Insanlarm hayat şekilleri ile hayaü »evmek imkânlan arasında sıkı Prof. Muammer Aksoy'un Bölükbaşıyla pek dost olduğnmı büir ; miydinte? Birbirine nt kişilikte bu iki insan canclğer kuru sarma ; sıdırlar. Aksoy, Bölükbaşıya beni işaret ederek: S Bak, dedi, sen sosyalizml sevmezsin ama, sana birinl tanıta J cağım. • Bölükbaşı: S Sosyalizmi sevmemek, sosyalistleri sevmemek değüdlr, diye ; cevap verdi. S Doğrnsunu isterseniz «ille de sosyallstler» diye bir tutku yoktur • bende Insanın kafasını her dakika sıfır ntımara makineyle traş eder • gibl sosyalist olacaksın diye haşhas'araak tepki yaratır. Bırakınız • Türkiycyl, sosvallst partilerinln tek basına iktidarda olduğu ülkeier • de bile vatandas kendi halinde adamdır. Heves eden partiye gir • mek içln çajTpt eder. heves etmiyen işivie çüciiyle uğraşır. Türki • yede sosyalist olmıyan kişiyi Itham etmek yerine ikna etmek nsu • lünü hırçınlığa düşmeden vüriitmeliviz. Kendimize güveniyoruz. Kom J pradorları evire çevire ve pişire pişire yere \uracağımızdan kuşku . muz vok bizim. 4ma biz hırçınlasacağımıza onlar telâşlansınlar, biz • sinirleneceğimize onlar bozulsunlar. Acelemiz yok hiç! Dsuletle ve • usturubu.t la kompradorlueun icabma bakılacaktır. ; Bu köşede uzun süredenberi sosvalist olmıyan kişilere göre ko • nuşmak rolnnu seçtik. Dâva dar çerçeveden kurtulup daha ötelere, ; Senis ufuklara ulaşabilmektir. Bunun içindir ki ortanın solundaki J Muammer Aksoy'la orUnın sagındaki Osman Bölükbaşı'nın yakınlık ; ve dostluğu ilgilendirdi beni.. Snrdum: S tlk bakışta uvuşamaz çibi görünen sizler hangi çizgilerde bu • lusup dost kalabiliyor. ve birbirinize güveniyorsunuz? ; Buluştuğumuz çizgi namus çizgisidir, diye cevap verdl Bö • lükbaşı. . : O\sa namus, ahlâk kavramlarmı herkes kendine göre yontup • kullanabilirdi. Çeşitli ahlâk sörtişleri bu!undu6ıına jtöre, önce yok • sul ülkenıizde politikacı ahlâkının ve namusunun ne olması gerek • tiği üzerinde anlasmak eerekti. • M.P. lideri renkli «belâfat» ine raSmen o gün benl Inandıracak j sözJer söylivemedi. Ama Millet Partisinin dünkü bildirisinde Osman • Bölükbaşı üslubundan şu cümleleri okuyunca Ankandaki konus • mayi hatırladım: S «c Millet Partisi Meclis Gnıpu Türk milletine açıkça lfade ve ! ilftn eder M Türkiyedekl Amerikan üsleVi bugünkü durumlariyle bu • memleketi 32 milyonluk bir mezarhk haline getirebüecek tehlike • kaynağıdır.» l tşte bu gerçeği ifade etmek için Türkiyede sosyalist olmak fe • rekmez. namuslu olmak yeterdi. Z Bu bakımdan Osman Bölükbaşı ve partisinin son davranısmı nt> | muslu bir davranış olarak karşılıvorum. • Mustafa Krmal'in Türkivefinde yabancı bir devlete oşak olmak S haysiyetsizliğine başkaldıraniar bir geniş cephe kuramazlarsa her şey ! den umudu kesmek gerekir. Biz Türkiyenin bu kadar çürüdüğüne j inanmıyoruz. Eğer Bölükbaşı'nın sağcı partisi, Arnerikan uşaklığını • reddedip milllyetçilik çizgisinde bazı gerçekleri görebiliyorsa bundan j ancak sevinç duyarız. Çünkü hu memlekette Amerikan güdümüne • karsı koymak erdemi kimsenin tekelinde defildir. ; Yirml yıllık komprador politikasının bugünkü sonucunda Tür • klye açük tehlikesinin kıyısına gelmiştir. Demek ki iktisadi kalkın • raa yolumuz çıkmazdadır. Amerikanın güdümünde millet hayatını J topyekun tehlikeye attığımız gerçeğini kavrıyanlar, .Türkiyenin ikti ! saden nasıl sömürüldüğünü de kavnyacaklardır. Osman Bölükbaşı! simdilik o gerçeklerden uzaktadır; ama yoksnllarin partisi olan M.P. ! kompradorların satılmışlık siyasetlni reddederse o da bir kazançtır. ! iijj :::: t ••• •«•• •)••• • ••• • ••• • ••a • ••• • ••• • ••• •••* »••• Mikro filimle akcigerleri kontrol edilen 543.900 kişiden 17.384 ünde hastalık süphe edilmiş oldagun t dan bunlar tekrar dâvet edilerek yeniden akciğerlerinin büyuk filimleri çekilmtş, baigamlan mnayene edilerek 8.790 kişinin hasta olduğu tesbit edilmiş ve teda^iye alınmıştır. Bulunan hastaların ' t 60 ının kendilerinin hasta olduklarmı bilmemeleri taramanın verem savaşındaki ehemmiyetini bir defa daha ortaya koymaktadır. Bu gibi hastalar derhal tedavlye ahndıkları takdirde süratle iyi olabilecek bir halde bulunmaktadırlar. Halbuki bunlar keudi baş rakya verem savaşının tarama ve koruma larına kaldığı takdirde, zamanla tedavileri çok güç, safhası devam etmektedir. Verem tedavisletraflan için tehlikeli birer hastalık kaynağı haline nin 12 sene sürdügü goz onune alınırsa, Trakya tagehnis olarak önümüze çıkmaktadırlar. ramalarında bulunan hastaların tedavi sonuçlan hak B MÜCADELENIN İKÎNCİ SAFHASL SAĞkıuda henüz bir hükme varmak zamansu ve çok er LAMLARIN HASTALKTAN KOKCNMASIDIR: ken olur. Ancak. alınan tedbirlere bakılırsa bu mii Her ne kadar sağlamlann hastalardaıı korunması kemmcl plânın üç safhasınm ahenkli tatbik edildibakımından bazı tedbirler almak mümkünse de ğiııe hükmetmck ve mükemmel bir netice beklemek bunlar mahdut miktarda şahıslar için ufak nisbetyerinde olur. ••••••••••••••••a •••••••••••••••••••••••••<•••• OUBONNET ŞEN PARİS'İN APERİTIFİ Sonuç JŞK jjjî :::: !!!! HK ;!« :::••••••••••••"•••!•••• Aylak Musa Başkalarını beğ^nmek jıorluğu insanm sadece kendisini önemli gdrmek arzusundan meydana ge lir ve insanın kendisini beS^nmekte karsılastığı zorluk olçusunde artar. Gerçekten, baskalarını beğenmekte en çok zorluk çekenler kendılennde beğen;lebilecek pek fazla bir^eyler bulamayanlardır. Başkalarını daima kusurlu gorenler veya gormek arzusunu du yarılar kusurlarından en ziyade k kımselerdır. Bayramda Parise mi gits'm ? tNSAN VE KISKANÇLIK Ne lüzum var, Dubonnet şimdi Türkiyede TEŞEKKÜR Ankara Hastahaneslndekl kulak ameliyatımla beni normal hayata kavuşturan, yakın alakalarını esirgemeyen kı>metli Op. Dr. değerli asi'tanları Dr. N. Akyıldız, Dr. Kök. Dr Alpan, Dr. Nali, Dr. Yüksel'e, haîtanenln K.B. 8. servislnde görevli personeline tejekkürle şükranlarımı arzetaıeyi borç bllirim. Tevfik Basçeri P.KD. BNB. H«ris R«k 193İ86 Patolojik sonuçiar nsaıılar vardır. Çeşitli nedenlerin etkisiyle kendilerini beğenme7İer. Önemsiz, değersiz bulurlar. Başkalannı her bakımdan kendilerinden üstün görıirler. Bunun için başkalan ile bir Abdülkadir Tanyeri'ye I AGI B İ R K A Y I P Merhum Reşit Paşa ile merhume Emine İzzet Hanımefendinin kerimeleri, merhum Rıdvan Paşanuı yeğeni, Nunıllah Ata'nın refikası, Gümrük ve Tekel Bakanlığı müfettişi Reşit Ata ve Tülin Ata'nın çok sevgili anneleri, Sevim Ata'nin ka>invalidesi, merhume Ülfet, merhum Refik, avukat Nezih; Rüştü Kandemir'in ablalan Tahsin Hamdi Yazıcıgil'in baldızı Mihlinnısa Erko!. Fazilet, müteahhit İzzet ve Erol Yazıcıgil, Süheylâ Gündoğan; Büyük Elçilik Baştâtibi Nüzhet; Güven ve Filiz Kandemir'in hâlâ ve teyzeleri, muhitinin çok »evilen insanı, HAYRiNNÜSA ATA Hsnımefend; 10 ocak 1967 günü Hakkın rahmetine kavusmus,tur. Cenazes: 11 ocak 1967 çarşamba günü (bugün) öğle namazını mütaakıp Suadiye Camünden alınarak Sahrayicedid'deki aile kabristsnına defnedilecektir. AİLESİ NOT: Çelenk gö'ndcrilmemesi rica olnnur. GAUTASARAY KİMYA MÜHENDİSÜGİ ÖZEL YÜKSEK OKULU MÜDÜRLÜGÜNDEN ANKARA KÜÇÜK KOMEDİ SUNAR 12 ocak persembe 21.15 ten itibaren Cumhuriyet 485 Moran: 71/491 Kimya Asistanı Alınacaktır Kımya Lâboratuvarında talıştırılmak üzere iki kimya asistanı ahnacaktır. Ügililerin Oknl lan rica olunur. Adres: İstiklâl Cad. 311 Kat 5 Tel: 49 M 40 tlâncılık: 8159/475 Müdürlüğüne müracaat KOMŞULARIMIZ KOMEDİ 2 Bölüm Yazan: S. Koyan: TTRGUT ÖZAKMAN A. DEMİRRL DEKOR KOSTÜM: t Altındağ Maltepe BP İstasyonu kerşisı Rezervasyon: Tel: 17 13 87 TERA: 42/465 TIP DOKTORU ARANIYOR Bir Tıbbt Müstahzar Lâboratuarı propagandist e,ğitiminde görevlendirilmek üzere, başka bir işle iljşiği olrnayan, 40 55 yaş arası ve her ay en az onbeş gün seyahat edebilecek bir Tıp Doktoru aramaktadır. İstekhlerin, adı, soyadı, varsa ihtisası. doğum yeri ve yılı, evvelce çalıjtığı yerler; bildiği yabancı diller hakkında bilgi veren ve kendi el yazısı ile yazılmış, illşıkte fotoğraiı bulunan hâl tercümesi ile (Posta Kutusu 222 Şişli İstanbul) adrpsine müracaatlan rica olunur. «I,IA 27/494 Lokum ve çeşitli ezmeler Çikoiata ve Fondan çeçitleri BAHÇEKAPl Tel 2?H9«
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear