23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ALTÎ CTTr.n.ıiımMiııııııımııiMiıııııımımıııımHiııııııııııım CITMHURTTET 10 Mart 1964 Hazırlayan: Selmi ANDAK Tümü ile başarılı olmıyan bir filim = ııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııııııııııımuıııııııııııııııiNiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımımıııııııııııı Şarlo ajjır hasta! Ünlü sanatçı herkese vaadlerde bulunuyor, fakat sonra bütün bunları ve konuştuğu sözleri unutup inkâr ediyor | Doktorların konsültasyon neticesi | vardıkları sonuç: Beyin yumuşaması < hxodus • Uiminden bir sahııe ların» senkronizasyonu mükem yetkililerinin şehrimizdeki itiramel sayılır. Çünkü, şimdiye ka zı), ekranlara bir hay'i geç akdar «BenHur», «Spartaküs». hat seden »Exodus» filmi bütün bu tâ eski cNeron» gibi filimlerde şa'şaalı bekleyişe gereken cevave özellikle Cecile B. de Mii bı verebilmiş değildir. Niçin? le'in yönettiği çoğu anlamsız fi Bize göre, bu filmin başta aklimlerde, o fazla heyecan verici, siyan tarafı, Leon Uris'in yazdıçoğu yapmacık ve şişirilmis «ü ?ı aynı esere, filmin senaryosunpersahne!er, çok şükür «Exodus» te yok! Bu filimde geçen da sadık kahnmayışıdır. Çünkü olaylar daha erçekçi, daha romanda: Musevi kavminin uğsade ve daha rahat bir kamera radığı kader boğuşmalan ve bir anlahmı i!e gözler önüne serili ideale varma, daha beşeri ve yor. Foto'ların. ışığın ve özel daha uluslararası bir sorun olalikle müziğin de etkilemesi so rak ele ahnmıştır. yesinde, filim sonuna kadar seyYeni eseri okurken, sadeeredilebiliyor. lşte bur.lar ve ak ce bir ırkm mücadelesi oîlımıza gelmiyen başka unsurlar, maktan çıkı!dı|ını ve bu konubu filmin müspet yanları. Fa nun ezilen toplumlara adapte kat. buna rağmen, bu uzun kor edilebildiğini seziyorsur.uz. Haldelâya tümü ile başarılı diyebi buki filimde bu özellik ihmal elir miyiz? Hayır!. dilmiş veya öyle yapılmak isYurdumuza gelişi ve gösterili tenmiş. Bu bakımdan filimde çine kadar gerek sanşür ve ge hir Musevi dâvası, bir Israel rekse bazı politik sebepler yü devletinin kuruluşu, Ortadoğuzünderı (B. Arap Cumhuriyeti da Arap Israel mücadelesi, bu na karşı başta Birleşmiş Milletler, îngiltere ve Amerika ile diğer blokların tutumu, tamamen sudan geçilmiş: Sadece 600 küsur Musevinin bir gemiyle Filistine çıkabiîmesi, Ingilizlerin diretmesi, Amerikanın (pek az «ezdirilen) ilgisı, Birleşmiş Milletlerde sadece karar faslı, nihayet Arap • Israel mücadelesinin başlagıcı ve filmin sonunda ise şimdiye kadar çok söylen miş, basmakalıp bir kapanış cüm lesi: «Gün gelecek, Museviler ve Araplar birlikte barış içinde yasayacaklar» gibü. Büyük problem üzerinde böyle çocuksu biçimde durulursa, î«rael devletinin kuruluşurdaki önce insancıl, sonra ekonomik, »osyal ve politik unsurlar üzerinde belirli bir düzenleme yapılmazşa, «Exodus» filmi, basît bir «propaganda» filmi niteliğinden öteye geçemez. FÎLtM Reji ve prodüksiyon: Otto Preminger. Senaryo: Dalton Trumb» (Leon Uris'in romanı üzerine). Mnzik: Ernest Gold. Foto Direktörii: Sam Leavitt A.S.C. Kamera: Ernest Day. Distribiisyon: United Artists Corporation (Technicolor Snper Panavision 10). Oynayanlar: Panl N>wman, Eva Marie Saint, Ralph Ricardson, Peter Lawford, Lee J. Cobb, Sal Mineo, John Derek, Hngta Griffith, Feliz Ayhner. Dört saete yakın bir filim olurıca seyirci ister istemez çok şeyler bekliyor. Böyle «büyük yapıt» fîlimlerin başarılı olabilrr.esi ve seyredeni sarfettiği gayret ve külfet sonünda hayal kırıklığına uğratmaması için, en başta csoluk aldırmıyan bir aksıyon» niteliği taşıması gerekiyor. • Exodus» filmini bu açıdan ele alırsak. başarılı sayabiliriz. Çünkü Otto Preminger'in usta kamera senaryo uygulama tekniği, riört saat süre içinde «akıcı bir • serüven» özelliği kazandırmış '< bu filme. Bu Kakımdan »epiiod» ', VE ÖZELLtĞÎ Melodram DIGERLERI KONUSU 'RF.Jt OYNAYAXLAR Susan Hayword Cazibeli bir kadınm, " evli erkekle aşk »erüveni. Günümüzün gençliğinin evlilik problemi. Argoya kaçan esprileriyle bir aşk hikayesi. Arthur Miller'in eserinden görülmege değer bir tez. David Miller Michael Anderson ' «Arka Sokak» Büyuk pandomim üstadı Şarlo, oğlu Şydney için bir senaryo hazırladı. Sonra da bunu beyaz perdeye koymak için çabalannı artırdı. Hattâ daha ileri giderek kendi de bu filimde oynamak istedi. Şarlo'nun bir gün beyaz perdeye ! rejisör olarak gelmesi kadar tabii ne olabilirdi? Fakat "5 ya?ında ve hasta bir adamın tekrar sahr.ede kuvvet gösterisine çıkmasını yakınları dogru bulmadılar. Onu bu işe başlamadan evvel vazgeçirmeye çahştılar. Şarlo 34 senedir kafa?ında pskiden pandomim şeklinde oynadığı filimleri seslendirmeyi tasarlıyordu. Son zamanlarda kendisinin yazdı|ı ve sahnede oynamak istediği oyunun oyuncularjnı da seçmişti. Arkadaşları ken disini kırmamak için verdiği rol Doktorlar kendisine tam istirahat leri kabul etmişler ve fakat ne ya vermişlerdi. Buna rağmen o hâlâ Geraldine'e söyleyıp unuttuğu tözler çok enteresandır. Bundan başpacaklarını şaşırmışlardı. senaryo yazmak, eski fiıimlerini ka filim şirketleriyle imzaladığı 75 yaşındaki bir insanın dinlen seslendirmek ve hatta daha da kontratlar da vardır. Fakat filim meye. sâkin bir haj'at yaşamaya şirketlerinin sahipleri Şarlo'nun ihtiyacı varken böyle yorucu işle ileri giderek yeni modern anlayış durumur.u bildiklerı için hareketteki komediler oynamak istiyordu. re girismesi doğru değildi. Gerçi Doktorların konsültasyon netice lerini hoşgörü ile karşılamaktadırtsviçrede Alplerde ve Fransız Rilar. vierasmda bir müddet istirahat et sinde vardıkları sonuç, Charlie Chaplin «Şarlo» nun beyninin yu Takdir edilecek nokta ise judur: mişti ama bu onun gibi bir insana muşamış olduğu hakikatini ortaya 75 yaşında olmasına rağmen yaşını kâfi degildi. Kırk yaşındaki bir insan bile koymustur. Herkese vaadlerde bu inkâr eden ve çahşmaktan bıkıp : filim çevirirken çok zorlanır ve lunuyor, ve sonra verdiği vaadleri usanmıyan büyük pandomimacı. • yorgun düser. He> filim komediy ve konuştuğu «bzleri inkâr ediyor. lşte Şarlo'nun son sesli, fakat ha4 se bu yorjşunluk iki misline çıkar. Bilhassa oğlu Sydney ve kızı, zin pandomiması. : «Çılgın thtiras> Dram Natalie Wood ] 4 «Kocnm Benim» Türk komedisi Gerçek sinema sanatı. Osman Seden Ayhan Işık, Fatma Girik. ; : cSalem Büyücüleri» Raymond Roleau. TİlilHUIHIIIIIIIllllllllUIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIItllllllllllttHlfll Simone Signoret, Yves Montant, • M. Demongeot, ; Pascale Peüt. ; î Güzel bir dokümanter: "Tanrmm bağışı orman,, «Tann'nın Bağışı Orman» adlı dokümanter filim için aynı çeyi düşünebiliriz. Tanm Bakanlığı Orman Başmüdürlüğünün, usta yöneticilerimizden Lutfi Akad'a çevirttiği bu filimden geçenlerde rizel bir seansta basına ve dâvetlilere gösterilişinde buîunanlar, hemen hemen oybirliğiyle aynı fikir e yargıda bulunmuslardı. '• Lutfi Akad, Turk filimciliğinin ilk uyanışı yıllannda öncülük etmij sanıtçılanmızdan biridir. Ancak uzun bir aüredir, kendisini bir «essizük kaplamış ve ona güvenenîeri de bazı küçük başanda, fakat yeterriz kordelâlan dışında önemîi bir çıkı? için bekletmişti. Bu bekletiş, lemeresini uzun metrajlı ve konulu bir filimden önce bir dokümanterde, cTann'nın Bağışı» nda verdi. «Tann'nın Bağışı Orman» Anadolunun çorak verleri ole ormana kavuşmuş bölgeleri arasındakı kontrastı, uygun bir sinema tekniğiyle belirtiyor Bu zıtltk, hiç bir zaman yavan ve iüşiksiz bir anlatımla değil, sekanslann birbirine gayet güzel bağla nışı ve gerçeklerin uygun «görüntüler» altında veri•ışiyle, seyircinin gözüne seriliyor. Böylece Türkiyenin toprak ve toplum sorunlanna, «diyalogsuz». «ko nusuz» ve «serüvensiz» bir kordelâda, sadece obiek •f bir görüş açısından, şerçekleri çizgiler, lokal gö ı ünüşler ve kamera plânları halinde vererek, de£ı lebilmek imkânı olduğunu ispat ediyor. Lutfi A sad'ın siyah • beyaz çalışmada ve zıtlıklann uygun ekanslarla »ekronizasyonunda usta bir kamera adanı olduğu bu dokümanterde de belli oluyor. ı «Tann'nın Bağışı» filmi Türk sinema sanatında j, Kamera tekniği ba^ımmdan olduğu kadar, çevriliş amacındaki gerçeklerle bağdaşan ileri bir merhale i JOH.\ WAYNE Bir zamanların vurucukırıcı \'e döğüşçü yıldızı dir: Susuz, bakımsız. geri kalmış ve çorak köyleri John Wayne de hayli yaşlandı artık. Son filminde yine Kovboy mizin, plânh ve sistemli bir kuruluş sayesinde suya, kıyafetiyle görünecek John Wayne. Fakat öyle eskisi gibi at koşturağaca, verime ve ileriye kavuşmasır.ı sembolize et | mektedir. Bu faydah dokümanter filmi çevirten or ! maca. döğüşmece filân olmıyacak filimde. Filim, bir sirk mancılanmıza ve sanatçılanmıza övgüler... ' John sirkte programlan takdim eden kişi olacak. TRANSİSTOR/IŞİ GRUNDIG'in İHTİSASIDIR. Bugün Avrupada Bütün marlcaiardan daha fazla satılan ORURDIO Turkiyede de bu satıj Ostünlüğünö sa|lamış bulunmaktadır, zlra TRANSİSTOR RADYOLARI GRUNDIG. üstün malzemef ileri * tra'nslstdr telcniği ve^üksek^ihtisasın'eseridir. g ı t ı t ı ı ı ı ı ı t ı t ı ı i f ıımsıiiP ııetııttıııııııtıtııif ıımsıiiPi umıiiııııııııııııııııiKUfti umıiiııııııııi İ.1UUİUIUIIIIII!1J lllİ2l Turkıyede Dİr mevsim ıçınde ancak endeı çevnlebilen bir, iki olumlu yerli filim dışında. en kabarık sayıda fakat anlsmsız ve kalitesız serüven fılımleri prodüksiyonumuzun yapamadığı hamleyı, bazan bir «dokümanter» filim, bakıyor sunuz, başarabiliyor. CİHAN KOMANOİT ORTAKÜĞI nltfmhp""""ı ««Hn>mgı«» hanfeat 5 isUnbu) llâncıhk 8440/2599 traştnçagı yüzflnüzü & hakfk! "JOB" açık altın rengindedir Faal 17822587 Hâncılık 8759 25K7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear