23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
pencere I 28 Nisan Hayırdır insallah efendim .. Hayırdır. Siz de «hayirdır» deyiniz. Zaten büyüklerimiz : Her işde bir hayır var .. demişler. Rtivslards blr h»yır vardır. Gerçeklerde bir hayır vardır. Iyillklerde kötülüklerde, güzelliklerde çirkinliklerde, doğrnluklarda yalanlarda, dostlnklarda düsmanlıklarda bir hayır vardır. Onnn lçln her geye «hayırdır» deyiniz efendim. Ve hayırdır inşallah efendim. L'ykunun rüyalarında mı idik yoksa rüyanın nykularında raı? Renklerin ve bicimlerin, düslerin ve gerçeklerin birblrine karıstıfı saatte . lyi «aatte ohranların iyi saatlerinde rüya gibl blr sey gftrdük. Karanlıfın ve aydınlığın bnğnsunda, zil dfimbelek, def darbaka çalarak, düse kalka, igile büküle icrayı »iya»et edenlerin sevinçle göbek attıklarını gtfrdük. Bir çimdik attık kendimize . bir çimdik daba . Uyanınız, dedik efendim Uyanınız! Biz uyanınız dedikçe takvim yaprakl»rı karıştı birbirine . Karanlık ve aydınlık, iyilik \t kötülük, do|rnlnk ve namnstnzluk birbirine İcarıştı .. Sefaletle rezaltt, reMletle siyaset birbirine karıatı. Bu hamura maya tuttnrdular efendim. Bu hamurun mayaılnda halkın ekmeğlyle oymyanlar, ılller darbukalar, defler dümbelekler çalarak üstümüze ürüdüler. Hayırdır inşallah dedik efendim. Takvim yaprakları birbirine karıştı. Ve baktık ki bembeyaz takvim yaprakları birbirine karııtı. EHerinde defler darbukalar, ztller dfimbeleklrrle dümtek vnranlar, namnssnzlo|un mayasını mllletin ekmefine tatturraak Istlyenler, takvim yapraklarını karıstırdılar. Hanji yılılt htngi ayında, hangi ayın hangi gttnünde olduğunu sasırdlk. Gece mi, fündüz mü, yazmı, kıs mı, dü» mO, gerçek mi? Ve bir rüya gördük galiba efendim Bir adam . Karanlıkla âydınlığın buguannda bir gencecik adam ayaktızdı. Ayafım mı arıyorsun? dedik. Hayır, dedi, ayağımı aramıyorum.. Peki ne arıyorsun? dedik. Bir takvim yspragı arıyorum dedi. Hangi takvim yaprajını arıyorsun?.. dedik. M Nitan'ı!.. dedi. Beraber arıvalım mı? dedik. Arıvalım dedi. Ve baaladık beraber aramaya efendim. Ve hayırdır irnallah. düs mü idi, ktbns mo idi? Takvim yaprakfarı birbirine çok karışmıştı efendim Çok karısmıştı. Bnlamadık 28 Nisan'ı Bulamadık. Ve baktık ki ktranlıklarda bembe\ax bir adam.. Şakafinda bir klrmızı. Kan kırmızısı mı deıem . bayrak kırmızuı mı? Sen kimsin? dedik. Ben heykelim dedi. Peki sen bnrada ne arıyorsun? dedik. 28 Niaanı . dedi. Ve karanlıklarda tıçusan takvim yapraklannda aramaya basladık 28 Nlsam efendim Ve slz mitlniz arıyan efendim!. Ellerinde ziller darbukalar, defler dümbelekler bir sürü karakoncolos . üstümüze ürüdüler efendim Oradan çekildik efendim . Türüdük, vürüdük Baktık kl bir kösede ihtiyar bir hallaç : Sen ne yapıyortun a ihtiyar? dedik. Ben günleri hallaç pamufu yapı\' ım dedi. Gflrdük ki takvim yaprakiarı atılmış pamuklar fibi tel tel karanlıklarda Koştuk : Hani İt Nisan ihtiyar?.. dedik. Bulamazıınıı ki... dedi. Ben onu da hallaç parauğu gibi aitun... Kimbilir nereye nçtu? Ama ayakmz ve genceeik ar>tı : Ben biliyornm .. dedi, bı.ı biliyomm... O, benim ayağımın gittiği yere uçtn. tKÎ CÜMHTTRÎTET llllEllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllEllll 28 Nisan 1963 IIIIIIIIIII1İIIIIIII1IIHIIIIIII | DÜŞÜNCELER | BİR YILDÖNUMU llllllllllllllll llllllllllllllll 27 Mayısa tekaddum eden ay ve gunletde insana bazan umitsız hk verecek kadar ağırlaşan «kâ28 Nısan'ın anlamadan ızleyışıne Yazan: bus»un bir gecenin iki «aatl Içınmını bana Paria'lı borçluyuz. Bakın de kalkması: «Hurrıyet mucadele bır otelcı duyurdu. Ataturk 1937 de 28 29 Nisan 1960 sabi.ne detnis : «Sız goğuslerını açan fedakâr ve hur •sınin başlangıçta daıma hurnyetse\erler aleyhıne gelıştiğini, fahı gazeteier buyuk genç arkadaslar, rıyet sever unıversıtelıler, bır ke kat sonunda mutlaka mustebit ve bashklaria Istan yorulmadan benı re daha, Turkiyede «ozguirluk içın ya mustebitlerin yere setilmesı Dilenci kampının Anayasaya buldakı olayı vermışlerdı. Turk genci rejımın bekçısıdır, sa izlemeje andıçmışsınız. İ^te ben olecek ınsanların» bulunduğunu ıs ıle bıttığıni Ve biteceginı soylpaykırılığı yüzünden kamp hıbıdır Bu rejıme ınanmıjtır, be ozellıkle bu sozden çok duygulan pat etmışlerdır mek suretiyle, gelecek kuşaklara kaldırılınca dilencilerin masava yaymıstım hepsını. Oteıcı nımsemıştır. Bunları zayıf dusu dım. Yorulmadan benı ızhyeceğını28 nisan sabahı. Hurriyet (Be umıt ve cesaret telkin eden Bensayısı arttı ler, garsonlar, muşterıler çevremt recek en kuçuk bır kıpırtı duydu zi soyluyorsunuz. Fakat yorulma yazıt) Meydanında başlıyan 27 jamın Constant'ın duşuncesini bır Anavasaya aykırılığı «ebebıyle | bjnkmışlerdı. Onlar ıçın basıi bır nıu bu ülkenın polısı vardır, adlı dan ne demek arkadaşlar? Yorul mayısta olgunlaşan Ulusal Hareke kere dah dojrulamıştır. a " ' ' " ' bu. Her gun gazetelercie >esi \aıdır, ordusu \ardır demiyesehrimizde bulunan dilenci mamak olur mu? Elbette yorula tın takıp edeceği sırayı \e varaca II cek, ıse karısacaktır. Gerçek suçğı sonucu buyuk Ataturk'un su pının kaldırılmasmdan sonra merDevrık iktıdarın her tulrlu adalular yerıne onu yakalasalar da caksınız. Benım sızden ıstedığım fıkrı ıçınde esasen bulmak mumhamet istismarcılarının gün geçletsızlık, yolsuzluk, ıhmâl ve ha,. . ı.«,ı,,. çarpışmış, olenler olmuş. O kadar Jasla yalvarmnacaktır. Rejımı kur sey jorulmak değıl, yorulduğunuz kunduir; tıkçe artmakta oldu zaman dahı durmadan yurumek, taları vatandasm kafasında \e tıkçeSokak baslarını artmakta olduğu anlaşılmı* | o n e m | , d e ğ l l d ] . P a n s I l l ç l n h e l e ' tarmanın kendısıne dusen bır odev • Turk genci, ınkılâplar ve rejıtır. olduğunu bılecektır. îse karışmada yoıulduğunuz dakıkada da dınlen mm sahıbı ve bekçısıdır. Bunla gonlunde uyanan «bu işin artık tutan. t u r ı ? lerın sık sık gıttıklerı mahallerle t ! A v r u p a t a n h l n d e f l k l r u ğ r u n a d u böyle devam edemiyeceğı» kanaatı \e davranışımda haklıyım dıyecek meden benı izlemektır. Yorgunluk uğruna gırışılen savaşlar cami dvarlarında karargâh kur çarpışmalar o kadar çoktu kı! her ınsan ıçın, her yaratık ıçın ta rın Juzumuna, doğruluğuna her ni kuvvetlendırmışti Işte 28 Nıtır .. kesten çok ınanmıstır Bunlalrı za sanda bajlayıp 27 Mavısta olgunmava başlıyan riiılencilere bir ?ey Ama benım ıçın bu buyuk bir Ataturk'un istedığt aydın bır bıi bır durumdur. Fakat ın^anda bajlıca yaDilamamaktadır. yenılık, akıl almaz bir değışık gençlık 28 Nısan'da ortaya çıktı yorgunluğu yenecek içten gelme yıf du^urecek bır kıpırtı, b * hare laşan Ulusal Hareketın Relediye labıtası tarafından ko lıkti. Istanbul'dakı yuksek oğre ı!k defa. Yenılmez bır uygarlık or ' bır guc vardır kı, ıste bu, yoru ket duydu mu, bu mılletin polısı rtedeni de budur. valanan dilenciler yakalandıkları j nım gençlığı kendUığ"lnden zörba dusu halinde. .28 Nısan'ın anlamı lanları dınlendırmeden yurütur. vardır jandarması vardır demıyeGerçekten butun aydın çevrp7aman memleketlerine gonderıl ]ık yonetımıne karşı şahlanmıştı bu bakımdan deıın Dunyaya. uy Sızler, yanı yeni Turkiye'nın genç cektır Hemcn mudahale edecek, lerde ve bilhassa ünıversltelerde mektedırler. Nıtekim onceki gün llk defa oluyordu boyle bir şe> garlık .\olunda ılerlemek kararın çocuklau \orulsanız da benı ızlı elle, taşla, sılâhla nesı varsa onun kendını gosteren bu çesıt bır ıtıEyüp camii civarında şebeke halin llk defa, ılk defa!.. Içımden hep da olduğumuzu, kımsenın bızı bu yecekiinız. Dınlenmemek uzerc la kendı eserını koruyacaktır.» matsızlık ve hattâ nefretın anlamı O dıyordu kı; «Kahredıcı bır ıs buyuktu. Buyüktü, zira bır düşuDaha onceki, amaçtan donduremıyeceğını goster jurumeje karar verenler hıçbır de çahsan Ayse özdemır Fatma böyle dıyordum tıbdada karşı ancak ihtilâlle ce nürun dedığı gibi; «Oniversitelcr Uysal, O'man Karaman. Zihnı | gençlık başkaldırıslarını hatırlı dık Ataturk kusaklarmın bılınce zaman yorulmazlar. Turk gençhjı Kantsroglu. fbrahim î<'âm, Abba', yordum. Şu gazeteye, bu kurumd, kavnstugu sorumunu bıldıyı do«t I amaca, bızım juksek ulkumuze vap vermek ve koklesmış olan çu toplumların en iyı baromeürelerıbllmem h a n Dojuer, tmam Koroçlu x a k a l a n 1 8 ' dâvaya çatmak ıçm ça du"smanca anlasılmıstır. Karan j doğru durmadan, yorulmadan yu ruk ıdare\ı yıkmak. mılletı hâkım dır. Onun gosterdığı hava, hosa kılmak hulâsa vatanı kurtarmak «ıtmiyor dıye barometre mıs ve memleketlerine gonderıl zaman zaman mıtıngler yapılmıstı lık, ergeç aydınlığa yenilecektir. ru>ecektır.» kırılır için sızı vazifeye dâvet ediyorum!» mı"1 » mek urere neraret altına alınmıj Ama bunlarda daıma baçka par Tarıhın kaçınılmaz gelişmesi buBu yurdun, bu uygarlık ülküsıimaklar vardı Ya hukumet parma dur tır. nun, bu a>dın gcnçhğın bugununu Duyulan huzursuzluğun gerçek j |ı, ya partı parmağı, ja da dahj nedenlerine eğılmek duîrurkpn, Ataturk'un gençlık konusunda ! ve yaSrınını kuran ıste bu çeşıt ılI baçkaları Ilk defa aydın gençlık devrin cahil ve gafıl iktidarı, buSehîr Tivatrosu bu yaz kendıhğınden avaklanmıstı llk de yaptığı konuşmalar bugunkü dile jkelerdır. Ataturk ılkelerl dıyoruz 1 tun çabaların, sokak gosterilerını acıkhava temsilleri verecek fa Ataturkçu gençlık bılınçlı bir aktarılarak bır kıtap halinde der ya ışte bırı onumuzde: Uygarlık Nüsh.sı 25 Kuruij onlemeğe yoneltmişti Oys a Allenmış. Yer yer okuyorum. Işle . ulkusune doğru yorulmadan yuru ÎManbul Beledıvesi SehirOpera ! davranısla tehlıkeye, öiume kar bert Camus'nun dedıği gıbı; «Top1923 te Koma'da bakın ne demıs. mek O gun bu gundur kımse ve Tivatroları vaz avlarında acık | dıkılmıştı. Bu, Turkiye'nın uygar Cumhuriyet Matba»cılıiı ve lum duzeni yalnu sokakların ra«Llkumuzu açıkhkla belırtmeliyı?. ,bovle bır inançla konuşmadı, kohava tem'illen verec*ktir Bu hu I h k >°^nda ' ' " ' b l r a d l m a t t u ' " Onu inançla duymalı ve dırenerek Gazeteclllk rürk Anonlm Şlrketl nuşmuyoT! Ama Ataturk'un ulku Cagalnglu Halkrvl Sokak No 3a41 hatlıjı mı demektir?» m n <u«taki hazırl.klar. ?imdiden , belırtıs.ydı O ^abahk. heye i7İemelıyı/ Kışısel çıkaılarımızEvet, demokrasi paırti kavramın su genç kuşaklarda yasıyor artık feMncım. korSahlbl Tivatrosunda ı c a n l m b u lanmKtır dan ayrı duşunulemez, ama partı ı kum, degışık duygular ıçınde yu dan, kuçuk dusürucü ısteklerimız I Kımse konuşmasa da, ç Ataturk, NAZİME NADÎ hi!ha* a bu den sıyrılmayı boyle canlı ve ateskavramı pek âlâ demokrasısiz o\a mıljonlarca gencın, yaslının bilinVazı lııUn ıdarc edcn en p=erİPr tem«ı! h bır ulkuyle basaracagız. Fakat bılir. Bu da bır partı, ya da bır Otel memurlarından bıri gazete' cınde konuşuyor. 28 nisan AtaMeıul MUdUt butun iyinlyetlere, gosterilen buparti, ya da bir avuç adam deÇocukiarın nvnmi ölümle lere baktı bakt:, sonra soyle dedi ! turk'un japıtı. Ataturk ilkelerının VECDİ KIZILDEMİR tun direnmeye, kararlılıga \e sağgişmez gereği bulduğuna inanı>r<:a bırden «Demek sızde de a\dın bır son buldu i sonucu. 27 Mayıs da oyle.. Atalamlığa, gosterilen butun birlık ve * boyle olur. Ve bızde de işte oyle öncekl gün Kavmoaşada 7 yagençlık varmısV Sozlerınde eskı dayanışmaya rağmen yıne en gu turk kusakları. Ataturk ulkusunun ANKAKA BtlRUSU i bir kuçumsemenın, birdenbıre haygunden AtatUrk Bulvarı Vener Ap.Yenlfehll olmuştur. şıno'a hir cocuSun ölümii. digeri ranlığa varan anıamını du>uver zei. en yararlı, en dojru anlayısla bılmcme eîrmış yıgınlar Temelinde 28 Nisan yatan 27 Mı Teleton: 12 »9 44. 12 O 20, M nin aSır varalanma'i ıle son budım. «Demek, sızde de » O gune n. ülküleri bozmaya çalışacak kı I gune yoğunlaşıyor Yeni 28 nısanyıs Devrlmlnin gerçek anlamı her 12 0» (!«. 17 97 33 lan bir trafik kaza«ı olmuıtur. dek Turkıye'de bir fıkır kavga.,., şıler'e karşılaşılacaktır. öylelerine |lar yaratacak guçte olduğumuzu türlü istibdat ve diktatorlüge kar* Nurpftin Yesilovalı vonetlmindekl bır ınanç savası, bır uygarlık tar butun ulus şıddetle karşı koyma dost. duçman bılıyor. Ataturkün DOGt İLLtRl MERKE2 şı sonsuz nefret ve isyan, müref82236 plâkalı kamvonun arküsma tışması olabılecegını, yapılabılece lıdır. Hepımu ıçın öylelerine karşı ızınde yürümek, yorgunluk vermı BÜRÜSU : bezgınlik nönü Cadaeaı Ismen Han Otyarbakır feh, mutlu ve uygar bir Turkiveasılan Havati Tuğ=al üe özcan gını akiına bile getırmemıştı. «Do encı bır butunluk ıçınde bir ara yor artık. Yorgunluk, yl biran onee gerçeklestirme ideaya gelmemız en gereklı bır vıcdan denen şeyler yitıp gidıyoir bu yolTuncs vere r1ti«mii'lerdir A?ır ya mek. Telrfon: lOfil sızde de Gozlerınde line karşı ise sonsuz özleyiştır. ralı olarak Denız Ha<itane«ine va rıp bir anlam buldum Tuık genç borcudur Bu konuda bozgunculuk da yururken. Iste 28 nisanın anla* BU CAZETE BASIN AHLAK Türk gençliği bu asil ve vatanppr ttnlan çocuklardan Hayatı olmuşjlığı de. gerekırse bır ınanç ıçır, \apanlara hosgoru gb'stcrmek. acı mı bu. Yalın, ama olmez bır anmak, terbiye behrtısi değıl, belkı ÜYMAY1 TAAHHÜE. ver ruh ve duygularından bugun , YASASINA tüj bır fıkır ıçın, ozgurluk ve de\ rım ulusun esenliSine, şerefine, namu lam .. de hiç bir sey kaybetmi? deeilr!'ETMİSTİR Bir hamal arkadasini Önce j cılık jçın kendını atese atabıhjor İstanbuPu kaplıyor VsSSSIL 28 Nisanın anlamı.:. OKTAY AKBAL 28 Nisandan 27 Mayıs'a • Yazan Dr. Ismet Giriili «însanlar kötülük karşısınd a tarafsız kalmak hakkı na sahip defildirler.» •A. de Madaynisanda kurşuna korkusuzca î 1 a q CUNHURIYET MEVL1T 25 nisan 1961 tarihinde aramızdan ebediyen ayrılan metli büyüğümüz kıv MUSTAFA MURTEZAOGLU'nun vefatının ikinci senel devriyesi için 28 nisan pazar günü namazmı mütaakıp Fatih Camıinde okutulacak Mevlidi kendısini sevenlerin teşrifi rica ohınur. ,.rr . ,.,.,„.. .sır MURTEZAOĞLU AİLESI Cumhuriyet 5927 SAYIN DOKTOR VE ECZAClLARA HEPARİN LEO İ.Y, 5000 Ü. cc ; ithal edilmiş Eczanelere dağıtdmıştır. Perakende fiyatı: 1150 Kuruşı* KEMAL MÜDERRİSOGLU ve Ortaklan Kol. Şti. (' Tel: 27 42 33 44 03 54 i (Cumhuriyet 5925) dolmuştu ıçıme. llk Şehzadebaşı camıı avlusunda dün sabah Poturgeh iki hamal a defa ben de uygar bır ulusun bırcrasında kanlı bir kavga olmuştur. yı olduğumu duymuştum. «Evet, Bevazıt Mühürdar Emin Paşa so bizde de aydın bır ge.nçlik vardır» dedım. Hep bu anı yaşadım sonrakak 19 <ayıh bekâr oda'inda va dan. Bazı anlar, bır anlığına gelıp tan ve hamallık vapan 18 vaşında geçmıyor. Surell oluyor. Bır an, Bu yurdun serefıne, esenlığine, i ki Cebrall Erdoğan ile köylüsü j yıllarca suruyor bazan. Paris'tekı namusuna göz dikmi'; olanlara kımi 30 yaşındaki Hacı Erdojan eski bir o konuşmayı da uç yıldır hep >ase hoşgoru go^termek hakkına sa| alacak sebebivle münakasaya bas şadım, unutmadım. En sevınçli, en hip değıldır. dıyor Ataturk. Hem ı lamışlardır. Hacı yerden aldı bir bezgın, en umutsuz anlarımda ba de ta 1923 jılında. Daha o yıldan taşla 18 vasındaki arkadaşının ka na guc verdı. Bır avunma, bir ay se<;lcnmı& bugune. Daha o gunden 28 N#a ^/ş^ faiına vurmuştur. Genç, başına ye dınljfcjja digi tajın tesiri ile yere yıkılnrıstır.t Hacı daha sonra bıçağını cfk var Bu%uk bir anlam bu. Her zamls ve verde kıvranan Cebraili 7 man yakalanmaz bır anlam. Ata dın, kararlı, ınançh» gençlık 1923 yerinden bıçaklamıştır. Yaralı turk'un guven duyduğu bir genc, ten otuz, kırk yıl sonra yetışebilgenç koma halinde Cerrahpaşa hai lık. aydın bır gençlık 28 Nisan mış Ata'nın sozlerı 1923 te henüz tanesıne ystınlmntır Olavdan son 1960 ta kendını yurt yonetımınden, doğmamış bır kuşağın ehnde gerra kaçan sanık. Cınavet Masası e yurdun geleceğınden sorumlu du çek anlamını duyurabılmış. 28 NikİDİeri tarafından vakalanmıştır. yuyor. Kuçuk çıkarlar, küçuk kor san 1960 dırenmeM, gucunu Atakular, kuçuk engeller karşısında turk'ten aldığı ıçın etkıh oldu. Devrimci bir aydın ordusu gericiNtSAN 28 ZİLHİCCE 4 bocalıyan polıtıkacılara, çıkmazla lere hoşgoru gostermedığı, ğösterra sapan haınlere, kotu nıyetlılet re, yurdumuzu uygarlık yolundan mıyeceği içın Turkiye'nın yarını t c ışıklı. c o  I çevırenlere karsı dıkılıyor. Kork3 > c 28 Nisan bır bılınç «ahlanışı. Bıa madan, vılmadan. Ata'nın Bursa nutkunu hatırlıyorum şımdi: «Işte linç sahlanısı denen şeyın ne olV 1 6 01 13 11117 01 20 02 21 44 4 08 benım anladığım Türk genci ve duğunu o gun du\duk Bu sahlanı tasla, sonra bıcakla yaraıadı . « i i ı i j du. Kendllığınden, kendı suna goz dıkmış olanları kayırmak tır kı, hıçbır zaman hiçbir kımse t u n a izin veremez. Kimse buna ızın vermek hakkını taşımamaktadır Sız de taşımamalısınız. Ulusal varlığımıza dusman olanlarla dost olmıyahm » BAY OSCAR: PROF. NİMBUS'UN IVİACERALARI: 1 E 1İ001, 5 11 P 01 12 00ı 1 42 « (>•> Turk gençlıjı» dıjordu Ataturk. sı, Turk gençlığının Atasını yorui ^^tııııııırifiıııııııııııııniıııiifuıııiTiıııifiıııııııııııııııııııııııtııııııiHiıııiMiıııııtııııııııiMiıııı = «CUMURİYET» in Tefrikası: ııııııııııiMiHiıııııııııııtıııitıtıııııınıııuıııiMiiıiMinıııiMiııiıı ıınııııııııııııı Iskarta pamuk balyalarını 'artıyor ! ıııımıııııııııı ıııııııııııııııııııııııııııııı ııııııııııııııııııııııiMiııııııııııııııııi!iııııııııııııııııımııııııııııııııif/^ Kantarcının ufacık gözleri hırs 1 hırslı parlıyor, alabildiğine > bajınyordu : geldin sene, geldın beni buldun gene. Sabahtanberi anam ajlıyor benim. Bu üç yüz balya akşama kadar hem tartılacak, hem de teslim edilecek. Anamızdan emdiğimiz burnumuzdan geliyor. Biz senin gibi taylâ yaylâyıp keyif çatmadık bütün vaz ! Kâtiplerin çekismesinden faydalanan hamallar işi bırakıp terli yüzleriyle çevrelerini alı\ermişlerdi. Benim yaylâ yaylâmam üstune vazife degil senin, dedi Topal Nuri. Adam ol, aga seni de adam yerine koyup izin versin, sen de git yaylâ. Ben senden hamal istiyorum, çırçırlar temizlenecek ! Boğulacak kadar hırslanan Kantarcı kesti attı : Hamal marnal yok ! Tok ne demek? Tok, yok demek. Venniyeceğlm! Nasıl vermezsin? Vermem. Alabilirsen al ! Alırım tabi. Al bakalım. Topal Nuri hamallara döndü : Şahit olun. Bir azdan bunları afanın yanında da İsterim. tste. Aga defil, feristaha git. Ağa benim işimi bilmez. Bu is yarın benden sorulacak, agadan değil ! Topal Nuri magazadan çıkarken durakladı : Vereceksin, hem de eşsekler gibi ! Oooost ! Çırçır kâtibi Nuri, magazadan topallna topallıya çıktı gitti. Her kafadan bir ses çıkıvordu. Kapkara, koç bıyıklı hamal Mirza : Aşk olsun Mustâfendi, dedi. Herifin fiyakasını tam bozdnn yâni . Kantarcı Mustafa evde yesil gözlü, güzel karısından, fabrika daysa önüne gelenden küçümsenir, burunlanırdı. Koltukları ka bararak : Bozarım tabî, dedi. Sesitnizi çıkarmıyoruz diye bizi enayi belliyorlar ! Hâşa. Lâkin herifi essekten düsmüşe döndiirdün.. Döndürürüm tabî. Babamın oflu defil ya ! Boynuna on paralık bir medeniyet yuları s » çirdi diye adam mı oldu? tşi gücü efendilik satmak. Ay yirmt dokuz, para etuz, tring, cepte. Kanı benimkinden kırmızı değil ya. O da dokuz aylık, ben de Dofru Mustâfendi. Hani > ü zün diye defil, her zaman konusuruz bizim uşaklarla. Derim kı, siz bakmayın Mustâfendinin öy le hımbıl hımbıl dolastıgına. Ka fası kızdı «nı çok fenadır derim. öyle defil mi lan? Hamallar : Oyle, dediler. Mirza ciddi ciddi sordu : Mustâfendi? Hı? Sen de Topal Nuri eibi bir memursun meselâ. tstesen kıravat takamaz mısın? (Arkası var) KANLI T0P1UKLAK Yazan: ORHAN KEMAL 934 nydı. Sababjn saat onu. Çırçır kâtibi Topal Nuri, çır dâiresi» nin basıldıkça dıyan, tahtalan çürük merdivenini a|ır agır Indi, merdivenin sağındaki odasına girecekken durdu, avluyu gözden jeçirdi : Çukurova günesinin korkunç sa n sıcafı her yanı kavramı», orUlık alabildifine yanıyor, karn koıa magazasının duvar kovuklarına ince belli, sanlı siyah lı it arıları girip çıkıyorlardı. O kadar çokturlar ki, tâneşin sarı sıcafına sanki avuç avuç serpilmislerdi. Tül kanatları, ince bel leri, iri kapkara kıçlarıyla birer iınıltı, güneşten birer parçavdılar sanki. Oğul verircesine, hazla uçusuyorlardı. Mavi tulumlarıyla iki isçi, mâden kömürü yüklü bir dekovili iterek afır ajır geçtiler. Topal Nuri beyaz mendiliyle yüzünün terini sildi. Kısa boylu. koçaman ayaklı, tuttufunu koparan, sımsıkı bir adamdı. Denebilirdi ki, otuz iki yasın olanca çücü, yuvarlannda fıldır fıldır dönen kara gözleBİRtNCÎ BÖLÜM I. yılı ağustos ayının sonlarinde toplanmııtı. Bu (özler, bn çözlerin karası, bn kara gözlerin karasındaki ihtiras alevleri bugün, ağustos sonları sabahının kızgın saat onunda pörsumüstü sanki. Nasıl pörsümesin ki. daha dün deŞil. evvetki çün Bürücek yaylasındakl kiralık evinin koyu (tölgeli sundurması altında sadakor geceligiyle püfür püfür yatıyordu. Hava se rindi, sular sofnk, kafası dinç. sinirleri yatkın. Aksamları kuvvetll ay, yıldızlar. yanıbasında çamların utultusu, piresiz, tah takurusuz geceler . Karşı aralıfa ha/ifçe topallıyarak yürüdü. Bu aralıktan çok jenis bir meydanlıfa çıkılıyordu. Gölgeleri bile erlten afustos çüneşinin çif ışı^ı altında uyuklamak ta olan meydanda burda demir yığmları, tahta sandıklar, paslı tenekeler yatıjor, içlerinde i«karta pamuk. üstüpü balyaları. vakom, gres yafı bidonları, açılmıs, açıimamıs gaz ve benzin tenekeleri istifli bulunan rnağazalar mevdanı çevreliyordtt. Bir an bütüıı bunları gözden geçiren Nuri efendi terini yeniden, sıkıntıyla sildi. Bürücek yaylâsı, Bürücek ya>lâsının sarı sıcaksız, tersiz, pire, tahtakurusuı püfür püfür geceleri, içinden hasretle geçti. Geçti ya, ne oluyordu? Her yıl yaylâya sider, bir ay, iki ay, sonra gene böyle uçsuz bucaksız Çukurova tarlalarından devsirilip harar denilen kocaman çuvallarla fab rikaya çekilmege baslanan tohumlu pamukların tasındıfı alustos sonları yaylâdan iner, içinde sık sık kıpırdaşan yaylâ özlemiyle ezilir, üzülür, sonunda alışırdı. Mâdem böyleydi, mâ dem her yılki gibi bu yıl da alısacaktı, aljşmalıydı çabucak. Elinin boşver demek isteyen bir hareketiyle meydanlığa tam yürttyecekti ki, taa karsı magazalardan birinden çıkan belden yukarısı çıplak bir hamalı gördü, durdu. Elinde bos bir gaz tenekesiyle hamal nasıl olsa su ta çeliyordu. Sorar, öğrenir, aradığı oradaysa sonra giderdi. Parlak tenekesinde güneşin sarı sarı, ışıl ısıl kırıldığı hamal yanına gelince sordu : Nerye lan? Hamal : Suya, dedi. Kantarcı Mustafa orda mı? Orda. Ne yapıyor? Kantarcı Mustafa duydu, alOna boyuna yaylâvı, ya>lânın dırmadı. püfür püfür gecelerini hatırla Yüz on, tamam, kaldır ! tan bu zor is elbette ki insanKantarcının bu tutumuna birüstü bir sc>di ama, nesine geKantarcı Mustafanın on sekiz den içerliyen Nuri efendi, yaylâ bamalla ıskarta pamuk balyala rekti. Demek Cenabıallah kulladönüsü fabrikaya uğradığı gürını çeşit çesıt yaratnordu. Derını tarttıgı 15 numaralı mağamek ne kelime? Elbette. Ö\le nü, fabrika sahibinin kapısı öza hamam gibiydi. Altüst olduknünde karsılastıkları halde bir ça boyuna tozu\an kaba balya olmasa da Topal Nurı'nin pa>ıhoş geldin bile demeyisini hatırna hamallık düşse ne yapardı ların arasında belden yukarrialadı, tepesi attı. Ter sızan is şu t«z, duman mağazada simdi? n çıplak, terden vıcık vıcık hakarası kaslarını avurunun içiylc Tozlu ha\a genzini gıcıkladı. mallar. « Haydi, yallah, hooop » silerek, bu kez gerçekten âmirHapşırdı. Ancak bu hapşırıktan diye sırtladıkları balyalan çece, Kantarcının omozunu dürtvik hareketlerle kantara bırakı sonra Topal'ın farkına \aran tü : Kantarcı Mustafa döndu, baktı, yor, tartıldıktan sonra gene a.v gdrdü. Zaten asık >üzü büsbüni çeviklikle kantardan alıp am Sana söylüyorum ! tün asıldı : « Geldi gene, dürbarın öbür kösesindeki istife gö Kantarcı da bunu beklermis zü. Hamal isteyecek berhalde. türerek, böylece boyuna >er deeibi, hırsla ddndü. Birbirine çok Çırçırlar temizlenecek diye dırÇUtirip, arada küfrederek inceli vakın. sarı ısıltılı elâ iki çöz. Ianıyordu » kalınlı sesler çıkanyorlar, aguskaranlık çukurlarından Topal tos günesinin kızdırdığı çinko Nuri'ye nefretle baktı : Mağazanın taa gerisindeki iki örtmeli mağazanın tozlu hava Kör müsün? tsimiz var ! hamalın buyük bir balyayı sisında dinme.ien bir uğultu, ter, Topal Nuri'nin tepesi attı : per alarak çene çaldıkları dikhomurtu halinde is görüyorlar Ne biçim konusmak bu? katine çarpınca, Çırçır kâtibinı, dı. isteyeceği hamalları filân unu Basbayagı konusmak ! Git de bu fiyakayı evdekı Kantarcı Mustafa mağaza ka larak, ba^ırdı : kanna yap '• l. lan ha>van oğlu hay\ anpısı >anındaki sarı toplu kantalar. Dalga geçmenin zamanı mı? Kantarcı Magtafa'nm içinden rının başında. birbirine jeçmis Sonra, kızım sana söylüyorum, ufacık topuklu, irl yesil gözlu avurtları, çatık kaşlarıyla öfkesüt beyaz karısı geçti. Deliye livdi. Kantara bırakılan her bal gelinim sen duy gibilerden, Nuri efendiye lâf çaktı : döndü : vayı çabucak tartarak önündeki Karımı karıstırma. karımı Bu balyalar aksama kadar kara kaplı deftere geçiri\erdikten sonra, « Tamam. Kaldır '. » tartılıp teslim edilecek. Durmak, ağzına alacak insan değilsin sen. dalga. geçmek yok. Sizin yüzüdiye emrediyordu. Uynz. nüzden lâf isitip ceza jiyemem. TJyuz babandır. ts ö>le bas döndürücü bir hâl Bu is bitmeden helâya bile İzin Dırlanıp dnrma mlan ha, almıstı ki, Nuri efendinin kapıj ok ! bak ! da dikildiğini kimse farketmeO sırada kantara bırakılan bal Yumruğunu kaldırdı. di. O.isa bu bunaltıcı isi insafla yayı çabucak tarttı : Kantarcı ayaça fırlayıverdi : seyrederken : « Allah sabır Yüz bes, tamam, kaldır ! Yumruk kaldırıyorsun delar \ersin ! » di>e düsünüyordu. Lâfın kendisine çakıldığını an mek? Demek yumruk kaldırıyor < Bir buçuk lira gündeliğe ye sun? lıyan Nuri efendivse aldırıs etnecek nane defil ! » medi, az daha sokuldu. Kantar Kaldırıyorum ulan '• Gölgeye, Kantarcı Mustafa'nın yanına yürüdü. Isini çabu cıya « Âmirane » gelir biçimde : Llan sensin, ulan senin ebu Mustafa ! dedi. cak görüp savusmak istiyordu ceddin •••••••••••••fiıııııııiiiıımıııifimııııııııııııııııııiiiııııiMiıımıjHgmtııınmıııımmmııımmııım Uçak yolculugunda tenzilat I Nisan'dan itibaren Almanyanınher şehrinedaha ucuza ucabilirsıni2. Frankfurt TL501. dahaucuz Munich TL520. dahaucuz Düsseldorf TL 394. daha ucuz Hamburg TL564. dahaucuz Hannover TL471. dahaucuz Gideceği şehirde en aşağı 8 gün kalmak şartı ile bır aylık gidişdönüş turist sınıfı ücreti. (Delts C3.5926)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear