Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
pencere I Okumuşların ihaneti Hem de kaçıncı ihaneti? Sanmıyoruz ki yeryüzünde bir başka iilkenin «okumuş» ları, Türkiyedeki okumuşlann ahlâk düfüklüğüne erişebilmiş olsnnlar... Fransada, Türkiyedeki köv hayatına dair bir kitap basılaeak. llk hazırlıklar sırasında Türk köylüsünün yaşayışını gösteren fotoğraflardaki tipleri inceliyen yayınevi sahibi : Ne kadar bozulmamış bir ırkınız var... demiş, bn halkla çok şey yapılır. Ama anlaşılan aydınlarınız kalitesiz. Yalancıvız, hilekârız, dubaracıyız, katakulliciyiz, iki kuruşInk bir pula sözümüzü, düşüncemizi, benligimizi, her şevimizi satanz. Bu bitip tükenmek bilmiyen satış, milletin avuç dolusu para verip okutmuş olduğu sözüm ona aydınlar pazarında açık artırtnanın en sefili ile yapılmakladır. Neredeyse yirmi yıla yakın bir zamandan beri grev hakkını işçilerimize vadeder dururnz. Bir zorumuz mn varraeydanmeydan kürsüye çıkıp nutuk atmak için : Arkadaşlarrrr... Biz iktidara geçince... Grev bakkını iiılere tanıyacağız. MenfaatlerinHzin itelemesinden başka ne zorumuz var böyle konuşmak için? Ama konuşuruz. Grev hakkını işçilerimiıe, hem de iktidara geçer geçmez, tanıyacağımızı dünya âlem ortasında ilân eder dururuz. Programlarımıza, tüzüklerimize katarız. Sonra da iktidara geçtiğimiz zaman : Tısssss... Daha Ankaradaki işçi mitinginin dumanı üstünde .. T»m grev hakkının ele alınacağı gün yakınlaşırken okumuş'ların Osmanlı saraylarına has kurnazlığı imdada yetişir : Ne yapalım? Bir miting tertip edelim. Vatan, raillet, hürriyet.. diye adam bafırtırız. Işçilerin milliyetçilik duygnUnnı gıdıklarız. İş. verenlerden istediğimiz kadar para ve vasıta koparırız. Ortalıgı birbirine katar dikkatleri dağıtınz. Iktidarın da bütün kuvvetleri elimizde... Nitekim plân yerine getirilir. lyi niyetli birçok sendikacı ds bn programın birer dişlisi gibi çalışırlar. Ve meydan meydan : Kahrolsun komünizm... Kahrolsun faşizm... Yaşasın demokrasi... Vatan, millet, hürriyet, nhnvvet, gelâmet... Sonra? Tetiklere basılmış, barutlar harcanmıştır. lşçiler yorgun argın tezgâhlarının başına dönerler. Okumuşlar'ına güven dnyarak... Vaziıelerini yaptıklarına inanarak... uteyanda bizimkiler eüerini gizli gizli uguşturarak : Oldn... derler. Arkadan sıra gelir grev tasarısına . Alicengiz oynnnnun ikinci perdesi başlamıştır. Bnnca yıl niçin dirsek çürüttük mektep gıralarında biz? Alırsın eline o tükenmez kalemi ve yazar İKt CUMHURÎYET ıııı=ıııııııııııııııııııııiiiııııııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııiHiıııııııııııııı|ıııı | DÜŞÜNCELER § evgill okuyucular, Bir telâşlı ve üzüntülu devremizdeyiı. Belkt de beklediğiniz haberlerin hiç birini bulamıyacagınu ba mektaba yazmamak daha doğru olurdu »ma bizim nhhi bakımdan yapmamız zarurî olan bir dış aeyahat, ıfzinle mektuplasmanın arasını fazla açmıg bulunduğu için daha fazla labredemedik. Sonra, lizlerle dertleşmek ihtiyacı da bizi, sıkıştınp doruyordu. Tabiî bu (telâşlı ve üzüntülu devre) den neyi kasdettiğimixi anladınız. Bir müsabaka yazısından dolayı gazete mahkemeye verilir ve Tazı îşleri Müdürü cezaevinde yatarken o gazetede gündelik işler aksamıyabilir, ama muhakkak ki neşe »öner, şevk kırıhr, ileriye ait plânlara, tasavvurlaaa, hayallere elde olmıyarak ara verilir. Maamafih bizim telâş ve üzüntümüz yalnız bundan ileri gelmekte değildir. «Cumhuriyet» bir fikir gazetesidir ve bizimki gibi memleketlerde fikir gazeteciliginin yolu düradüz değildir. Sonra «Cumhuriyet» 40 yıllık neşir hayatında böyle pek çok bâdireleri atlatmıştır. Bundan pek fazla telâşlanmıyor ve buna pek fazla üzülmüyoruz da asıl şu Jköbne Babıâlinin manzaraıı bize sanıldığından daha fazla dokunuyor. Dâvamızın konusuna dair neşriyat yapamayız. Kanun bizi bundan meneder. Zaten hâkim önüne çıkmış bir dâvada, o, kararını vermeden yazıp çizmek de isteraeyiz. Bırakın bizim yazmamızı, bu dâvada Batı dünyasının en büyük gazeteleri tarafından hakkımızda yayınlanan makalelerj dahi koyamayız. Böylece elimiz, kolumuz adamakıllı bağlandı mı, gelsin fırsat düşkünlerinin yaylım ateşleri... Bunlar bizim taraftan tehlike gelemiyeceğini görür görmez, kanuna veya herhangi bir vicdanî kayguya da boş vererek başlarlar iftiraya, başlarlar çamur atmaya . Ne hikmetse çok kanunşinas olan Basın Savcılığı da «Hey efendiler, durun bakalım, bir ceza dâvası hakkında hâkim kararını vermeden neşriyat vapamazsınız: demez. Diğer dost gazeteler ise bu konuda olsun iki çift lâf etmezler. Böylece meydan yalnız düşrnanhklara, kinlere, bir takım küçük hesaplara kalır... Işte bizim telâş ve üzüntümüz asıl bu yüzdendir. Biz susarız, dostlar susar ve yalnız düsmanlar konuşurken sabırla, tabiî biraz da telâş ve üzüntü ile etrafı kaplıyan tozun, dumanın dağılmasını beklemekten başka çare var mıdır? Kayhan Sağlamer, cezaevinde bizim kadar da üzüntü duymuyor... Neticeden, beraet edip hak kazanacağından emin... Memleketinin bir intikal ve oluş devresinde bir takım çalkantılar içinde kalmasının tabii olduğunu, fakat sonunda suların mutlaka durulacağını düşünüyor. Cezaevinin yckncsak bayatı bazan ona hırçınlaştırmıyor değil, fakat bu hali çabuk geçiyor, yine muntazaman traş olmaya başlıyor, yine o çocuksu neşesi içinde her gün gelen ziyarctçilerini bekliyor. Kansını, çocuğunu. arkadaşlarını, güneyli olduğu için berkesten fazla «evdiği içi portakal, mandalina dolu hediye paketlerini .. Bu münasebetle bize pek dokunan bir sahneyi sizlere nakletmeden duramıyacağız. Kayhan, hislerini, düşüncelerini belli etmiyen, içine kapanık, fazla hassas davranmaktan korkan, hiç bir şeye boş vermediği halde her şeye boş verir, lâkayıt, müstehzi görünen, hattâ bu sebepler yüzünden bazan gençlerin tâbiriyle biraz kasılan bir arkadaşımızdır. Cezaevi ber şeyden evvel işte onun kalbine vurduğu bu kilidi söktü, attı. Bu satırları yazan ustası veya daha doğrusu ağabeyisi ile cezaevinde ilk karşılaştığı dakikalarda idi. Biz iki gözümüzde birer yaş damlası, dud?ilarımızda teselli edici keiimeler, eğildik ve Ankara Caddesinin bu pek genç fikir hürriyeti savaşçısını kucakladık. Kayhan, bir saniye tereddüt etti, sonra elimizi tuttu ve dudaklarına götürdü. Artık hislerini gaklamıyan, hakikî Kayhan tneydana çıkmıştı. lkimiz de birbirimize bakarak gülünuedik. Şimdi ikimiz de daha cesur ve daha iyimserdik. *** Bir iki aydanberi Pariste incelemelerde bnlunan tlhan Selçuk iki güne kadar tstanbula, masasımn başına dönüyor. Yine onun gibi Avrupaya gitmiş olan Yaşar Kemal ise şimdilik çabuk çabuk geri dönmeye niyetli gözükmüyor. Buradan Italyaya, ttalyadan tsviçreye, Fransaya, nihayet tngiltereye gitti. Şimdi Londrada bulunuyor. Bize yazdığı mektuplara nazaran Ingilizce öğrenmek üzere ders almaya, kurslara gitmeye başladı. Dünya nın en ciddi gazetelerinden biri olan Mancbester Guardian keııdisiyle yapılan bir mülâkatı geniş ve gösterişli bir şekilde yayınladı. *** Yeni yıl dolayııiyie bâmia treh'd'en'tıir tebrilc, aynı zamah'da teşekkür mektubu aidık. Türk adaletinîn bazan dolambaçlı yollardan yürüse de sonunda mutlaka hakikati bulduğunu, çektiği üzüntüler pahasına tekrar ispat etmiş olan bu degerli bocaya, memlekete yaptığı hizmetlere en büyük bir yenisini kattığı için asıl bizler teşekkür ederiz. tyi yıllar... Vefakâr okuyucularımız, sevgi ve saygılarımızı kabul edin. t ! ctnsanlar ve insanlardan mü dığı beyanname ile Türk hukuk rüdüğünü ispat etmiştir.» rekkep toplulnklar her çeytarihine bir hacalet örneği verdiŞimdi Sayın Başgile soralım: den önce bütün fertleri ile ğini iddia etmektedir. Ifade ve üslup farkı bir tarafa bıtalim bir zihniyete lahip olOysa aynı Başgil, 27 Mayıs dev rakılacak olursa, ihtiva ettiği ana malıdırlar. Zihniyeti zayıf, rimini ve 28 mavıs bevannamesini fikirler bakımından sizin bu maçürük, lapık olan bir toplu müteakip Yeni Sabah gazetesinin kalenizle 28 Mayıs 1960 beyannaluğun bütün çalışmaları bo^ 23 haziran 1960 tarihli sayısında mesine imza koyan 7 öğretim üyeBir yıl içinde çoğunda giriş üc«27 Mayıs hareketi ve Millî Birlik sinden biri olarak bu vesikanın şa gider.» reti alınmıyan Istanbul'daki müzeATATÜRK Komitesi» başlığı altında yayınla şeref ve sorumluluğunu gurur ve leri ve milli sarayları 1.143.349 kişi 790.707 lira ödiyerek ziyaret etmişdığı bir makalede aynen sunları zevkle paylaştığım 28 mayu beyan I tir. [ namemiz arasında ne fark vardır Sayın Ord. Prof. Dr. Ali Fuat söylemekte idi: «27 Mayıs hareketine bir hükü1 lutfen söyler misiniz? 1962 yılında en çok ziyaretçi ta Başgil'in Isviçreden yolhyarak bir rafından gezilen ve en çok hasılât gazetede yayınladığı yeni bir ma met darbesidir demek bu büyük n yapan müze «Ayasofya» dır. «Aya kale serisinde Cervantes'in ölmez hareketin asil mânasını küçümsesofya» Müzesini 255.825 i paralı. kahramanına rahmet okutacak bir mek değildir. Sadece hukuki ma Yine Sayın Başgil, Yeni Sabah 18.780 i parasız olmak üzere 274.605 pervasızlık ve sorumsuzluk havan hiyetini belirtmek ve adını koy gazetesinin 11 temmuz 1960 tarihli kişi ziyaret etmiş, paralı olarak ge içinde ya bizzat kendisinin bir za maktır... Hükümet darbesi, de sayısında çıkan «Millî Birlik Hüzenler 332.267 lira ödemiştir. manlar açıkça savurduğu görüşle mokrasi hukukunun umumiyetle kümetinin iki büyük tarihî vazire veya tamamen hayalinde kur vatandaşlara tanıdığı isyan hakkı fesi» başlıkh makalesinde ise ayduğu asılsız faraziyelere karşı bir nın bir nevi kullanışıdır. Demok nen şöyle demekte idi: Hamamın damında «Bu vazifelerden biri, devrilen savaşa giriştiği (!) görülmektedir. rasi hukukunda vatandaşların zulyakalandılar Ancak, derhal şunu söyliyelim me, yani haksız ve kanunsuz ida iktidar mesullerinin muhasebesini Beyazıtta bulunan Patrona Halil ki «büyük hukukçu» muzun her reye karşı direnme ve baş kaldır yapmak ve bitirmek; diğeri de anayasayı yeniden tâdil ve tanzim Hamamının damına çıkan sabıkah halde biraz da İsviçrede bulunma ma hakkı vardır. hırsızlardan Necdet Günay, Naci nın aşırı güvenliği ve rahatlığı ve ... 27 Mayıs hareketinin gayesi etmektir. Bu iki vazifeyi başarıp bitirmeGünay ve Mustafa Ahıskah, hama ya tıpkı bundan bir müddet evvel suiistimal ve idare suçlularını cemın kubbesinde bulunan kurşunla yazdıgı bir başka yazıda «nispi zalandırmak ve devlet hayatımız den Milli Birlik Hükümeti. 27 Marı söküp yere attıkları sırada gö temsil sisteminin Anayasamızda da bir daha kötülüklere meydan yıs hareketi ile eline aldığı milli rülmüşlerdir. Sabaha karşı saat 3 değil, seçim kanununda olduğunu vermiyecek müeyyideler koymak vediayı kimseye, hiç bir partiye devredemez. Ederse, tarihe karşı te hamamın kubbesinde bekçiler bilmemesi» hâdisesinde olduğu gi tır. kendisini mesuliyetten kurtaratarafından görülen hırsızlar, kaç bi, yine mevzuattan habersiz ... Yukarıdaki ölçülere tatbik mağa teşebbüs etmişler fakat ya görünmenin kayıtsızlığı içinde; dersek. 27 Mayıs hareketi i ] kumaz. Çünkü sabık iktidar mesule lerinin muhasebesini Milli Birlik kalanıp nezaret altına alınmışlar ileri sürdüjfü bütün hikmetlere cedır. 16 ve 17 yaşındaki hırsızlar vap vermek maddeten ve hukuken rulan Millî Birlik hükümeti füli Hükümeti gibi. memleketin en tave mesru bir hükümettir... Meşru rafsız ve temiz olduğu kadar umuçin soruşturma yapılmaktadır. mütnkün değildir. dur, çünkü daha hareket sabahın mi efkârın tam güvenini kazanmış Onun için biz, şimdilik, Sayın dan itibaren umumi efkârın tasvi bir kuvvetten başka bir kuvvet Tencere üzerine düşen nn : Ordinaryüsün üzerinde önemle bini kazanmış ve memlekette bü yapamaz. çocnk haşlandı Grev yapan işçîleri işinden atan işveren, beşyüı lira para durduğu bazı iddialarına, içine tünlüğü ile hâkim olmuştur. Hu... İkinci vazifeye, yani anayasaOrtaköy Muallim Naci Caddesi düştüğü çelişmeyi de ortaya koya susiyle kabul ettiği geçici anayasa yı yeniden tâdil ve tanzim işine cezası ödemekle mükelleftir. 101 sayıda oturan bir ailenin 5 ya bilmek bakımından, 27 Mayıs 1960 ile hukuk prensipleri üzerinde yü gelince; bunu da, bugünkü sartlar Oknmuş'Iar, grev hakkını bn kadar yıl sonra beş yüx lirava işverene satıp alacakları komisyonla iktidardaki günlerini gün şındaki kızı Fatma Doğrul, odada devriminden sonra bizzat kendisialtında, parti hükümetleri başaraetmeyi düşünüyorlar. Bu maksatları uğruna da işçilerin iyi vagazocağında kaynıyan su tencere nin yayınladığı makalelerden bazı maz. Bu da, deminki kadar mütandaşlık dnygnlarını, politika oyunlarında barcamaktan çekinsi üzerine düşmüştür. Sıcak suyun parçalar alarak kısaca cevap verhim ve güç bif iş olarak, Milli mlyorlar, ' üzerine dökülmesi ile ağır yarala meyi daha uygun buiuyoruz. Birlik Hükümetinin omuzlarındaBu politikanın yarını var mı? nan çocuk Şişli Çocuk Hastanesine dır. Bir kere Sayın Başgil, sözü geOkumuşlar diyorlar kl : Operatör Croloğ l)r. yatırılmıştır. Bu hizmetin büyüklüğünü millî çen yeni makale serisinde, 27 Ma Ben bogün bu efendimin kapıkulnyum. Tarın da başka Idrar Volları ve Tenasül hükümet daha 27 Mayıs sabahınyıs sabahının erken saatlerinde Bir mücevher hırsızı efendiye kapılanırım. Nuıl ols» okumuş az. Bu milletin bana Haatahkları Mütehassısı dan itibaren sezmiş ve müstakbel Ankaraya dâvet edilen İstanbul Üibtiyacı var. aranıyor Galatasaray Suterazj Sok. anayasayı hazırlatmak üzeıe yükniversitesi Hukuk Fakültesine men öyle görünüyor ki bu hesap şimdiye kadar yürümüştür. Fatih Ömerefendi Caddesi 23/2 sup yedi öğretim üyesinin yeni aNo. 12 Ugur Apt. 10121419 sek ehliyetlerden mürekkep bir Ama Türkiye de içinde bnlnndugu çıkmaıdan bir türlü kurtuTel: 44 14 36 sayıda oturan Selâhattin Balmum nayasayı yapmakla komisyon kurmuştur...» ödevlendirilIamamıştır. Bu duVumun sorumlusu yalnız oknmnşun ahlâksızcunun evine gîren bilinmiyen hır mesi üzerine, 28 mayısta yayınlaSimdi yine Sayın Başgile soraİlâncılık: 9045/637 lıgı değildir, aynı zamanda cebaletidir. Hepimiz bir karışlık sız 15 bin lira değerindeki mücev. Iım: Milli Birlik Komitesi ve Hübahçe havuznnda, okyannslara dalmış balık adamlar gibi, knlaç heri çalmıştır. Sokak kapısına akümeti, Sayın Ordinaryüsün bu atmaga yelteniyornz, Işimiz gücümüz bürokrasinin dehlizlerinnahtar uydurmak suretiyle daireiki tavsiyesine aykırı rrn haredeki faydasız bilgüeri birbirine karıştırıp büyük büyük lâflar e giren sanık, hiçbir iz bırakmaket etmiştir? ederek, büyük büyük işler görür pozu takınmak... Şurada kırk mıştır. Polis, mücevher hırsızını kişiyiz birbirimizi biliriz. Şu memlekette bilgisiyle en çok bö28 Mayıs bevannamesini hazırlıbürlenen okumuş'ların nlaştığı noktayı basit bir vatandaş iki aramağa başlamıştır. y«n Anayasa Komisyonu bu beyıllık eiddî bir egitimle fersah fersah aşabilir. yannamenin yayınlanmasından bir Örme Sanayii İşçileri patronGaliba Türkiyenin okumnş'ları kendilerini sattıkça, iş sobuçuk ay sonra bile Kayın Başgilin larmdan şikâyet ettiler nnnda halk çocuklarının sezgileri ile ynğurulmnş tek yönlü bir nazarında «yüksek ehliyetlerden İstanbul Tekstil ve örme Sanakültürün el yordamına kalacak. Az gelişmiş ülkelerin degişmez mürekkep bir komisyon iken, ay. kaderi midir bn?» yii îşçileri Sendikasının yıllık norm beyanaameden .lolayı nası'l ve mal kongresi 500 e yakın üyenin neden «nesiller nazarında hacll» iştirakiyle dün Beyazıttaki bir düolmuçtur? ğün salonunda yapılmıjtır. 20 ye yakın işçi sendikası temsilcilerinin Kontrol teçhizatı Telsiz alıcı Kumburgazda motel. plâj ve de ijtirak ettiği kongrede, genelEHR 15 + MKV 3 cihazı, teyp makinesini ve ya* kamp tesisleri kuruluyor likle işverenlerin istismarcı tutuzı makinesini muhtevi m ı » mu şikâyet konus<f* Jlmuştur. İş Avusturyanın tanınmış bir otelcilik sirketi, Kumburgaz sahilinde yerlerihi ^ mura^abe gile vazifeli PORTATİF FACS^JIİLE Çizri ve metinlerden dinlenme tesisleri kurmak için, bumülettişlerin az para almalan yürada arazisi olan bir Türkle anlaşTELGRAF TEÇHİZATI desenlerin verilmesine ve alınzünden görevlerini tam mânasivUMUMÎ ARZU ÜZERİNE masına elverişlidir. mıştır. Avusturyalı firma 18 döle ifa edetnediğine temas eden SUPER VEDET SiyahBeyaz desenlerin, evra nümlük sahada motel, plâj ve Örme Sanayii işçileri, sigortasız işkın, haritaların v.s. verilmesinkamp tesisleri kuracak ve buralaçi çalıştıran patronları tenkid etde kullanılabilir. rını bilhassa kendi memleketleri mişlerdir. Çalısması sessizdir. Yarı otom»ile Almanyadan gelecek turistlere tik ve transistorlu modeldir. tahsis edecektir. Buradaki binaları Kuarteti'nin Petrolİş kongresinde İşçi prefabrike malzeme ile inşa ede7 kanallı teyp cihazı 20 OCAK PAZAR akşamına kadar temsillerine devam edeceğini SHR 7 cek olan firma, sahayı 15 yıl için Partisine çatıldı Radyo transismisyon lambalan büdirmekle şeref duyar. kiralamıştır. Yer için her yıl ödiİstanbul Petrollş Sendikasının Verici cihazlar yeceği 5 bin lira kiradan başka 15 20 OCAK PAZAR 16, ilâ 19 arasında tam programlı Matine kongresi dün Türklş'in Beşiktaşyılın hitamında da kurduğu tesisNOT: Yemek alakart'tır. taki merkez lokalinde yapılmıştır. SIMULTON Tercüme teçhizatı leri yer sahibine bırakacaktır. ATelefon: 47 16 30 47 16 31 Konuşan hatipler ç oğunlukla vusturyalılar inşaata başlıyabilmek Lütfen yerlerinizi evvelden ayırtınız. Daha fazla bilgi edinmek istiyenlerin Tütrkiye İşçi Partisine çatmışlar, için Hükümetten gereken müsaadederhal aşsğıdak; sdrese basvurmaları yi beklemektedirler. bu partinin içine bazı sicilli korıca olunuı. Reklâmcılık 178/629 münistlerin sızdığını iddia etmişlerdir. Bir delegenin «arkadaşlar » ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ TEŞEKKUR ELEKT ROİMPEX sizlere tavsiye ederim, sendikalı Hastalıjırr» gerekll ccrmht müdaMUHASEBECİ ARANlYOR olanların bu partiye girmelelri iyi Hungarian Trading Company for Telecommunication halejl en iyi bir «ekilde yapan ve değildir, alâkadar dahi olmayın» yattığım müddetçe llgl ve şefkatinl Kambiyo muamelelerine vâkıf yabancı dil bilir bir muhaand Precision Goods şekündeki sözleri altışlarla karşıelcsik etmlyen, dejerll Baçhekim ««beciye ihtiyacımız vardır. Tâlip olanlann Tarsusta Nebati Yağ Budapest, V. Nador u. 21 HUNGARY lanmıştır. Üstün insan ve Sabun SEBAT Fabrikası adresine müracaatlan rica olunur. Letteı»: Budapest 62. P.O.B. 296 Doçent Opr. Dr. Sarkmtılıktan tevkif edildi .^^^^^' Cables: ELEKTRO BUDAPEST SİYAMİ ERSEK Cumhuriyet 654 Küçükpazarda genç bir kadına ve kıymetll yardımcılan N'arkoıitör elle sarkıntılık yapan Mustafa So(Basın 19896/645) Dr. ERCÜMENT KOPMAN ile Opelalmaz yakalanmıştır. Önceki akratBr Dr. CEMİL BARLAS'a, amelişam suçüstü mahkemesine verilen yattan evvel ve sonra lhttmamianm ekslk ctmiyen Başheklm Muavlni Dr. sanık, sorgusunda, olayın yalan ve ADNAN SAYRUN. Dahlliye Mütehasiftira olduğunu söylemiştir. Tevkif sısı Dr. MOÎZ BERKER. Radyolng edilen Mustafa, akşam Adliyede Dr. HALÛK YILMAZ. Operatör Dr. jandarma bulunmadığından, geceYALCIN GÜRAN ve Dr.SEMtH TTJLyi Emniyet Müdürlüğü nezarethaPAR'a. Türkiyenin bu en modern 71310.90 lira muhammen bedelli 4815.55 lira geçici teminath nesinde geçirmiştir. Dün Adliyeye müesseseşinl örnek bir mükpmmeliverilen sanık cezaevine gönderil104 kalem ilâç kapalı zarf usulü ile 5/2/1963 salı günü saat yettc 1dar<? eden fedakâr Başhemşire miştir. ADVÎYE TASKINa VP İSTANBUL 15,30 da hastahanede müteşekkil komisyon marifetiyle yapılaGÖĞÜS CERRAHÎ MERKEZl'nln dicaktır. İsteklilerin teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat Jer çefkatH heklm. hemşlre ve permo. evveline kadar komisyona vermeleri veya posta ile göndermeOCAK 14 ŞABAN 18 neline sonsuz mlnnet ve teçekkürleleri, postadaki vâki gecikmelerin nazarı itibare alınmıyacağı, rimi sunanm. e M Naştde Koryak t şartnamesinin Ankara, İstanbul, Konya Sağlık Müdürlükleri c Cumhuriyet 656 a ile Hastane idaresinde ve mesaî saatleri dahilinde görülebileceği O •J s <e ilân olunur. r Bir yıl içinde şehir müzelerini 1.143.349 kişi ziyaret etti Başgile karşı Başgil Yazan: Dr. İsmet Ciritli Kemal Çağlar KERVANSARAY MARİNO MARİNİ Sevgili annemiz. MEV L İ T F E R İ D E Ö N A T ' m ölümünün 40 ncı gününe tesadüi eden 15.1.1963 salı günü öğle namazuıdan sonra Hacı Bayram Camiinde aziz ruhu için okutturulacak Mevlidi Şerifi dost, akraba ve arru edenlerin teşriflerini rica ederiz. ÖNAT AİLESİ NOT: Memleketimizin tanınmış haiızları tarafından okunacaktır. Cumhuriyet ' 15 aralık salı matinelerden itibaren 655 Akşehir Devlet Hastanesi Baştabibliğinden: BUTUN YURTTA YENİ MELEK '' r l i i n ; » n ı < 'ıhretli ş a r k ı c ' ELWİS PRESLEY' in en son filmi. TATLI NAĞNELER (G. İ. B L U S) ilâncılık: 9413 638 V. E. | 8.22 13.23 15.49 18.03| 19.40 6.35 (Basın 574/648) ] 2.20 7.21 9.47 12.00; !37 12.32 Kazova Giyimde Zerafet Yaratır. Ilâncıhk: 9433/633 CUNHURIYET Nüshası 25 Kunış = CUMHUKİYET'in Tefrikası: YMNELMA.KtDN malı koltuklara, kanapelere ba kıyordo. Hele Goblen takım ne hoştn. Döşemeleri kaplıyan ku maşların üstündeki iğne, iplikle yapılmış tablolara hayran hay ran bakarken, ne kadar göz nnru dökmüşler, bu kadar sabır gösterebilmek için kimbilir nasıl bir hnznr vardı bn insanların içinde.. diye düşündü.. Büyük bir yorgunlnk hissetti birden. Kimbilir ne kadar ı s mandır yorgnndu da farkında değildi. Şu kanaviçelerin önünde, iş işliyerek erkeğini bekli yen eski kadınlar gibi olmak isterdi. Hnznr denilen şey, bir gün olsnn gögsünden içeri gir memişti. lmkânsız arzolar pe şinde koşmak, didişmek, isyan, kızgınlık. kırgmhk, nihayet yor çunlnk. tşte onun için hayat bu olmuştnr. Hayır, daha yornlmaması lâzımdı. Asıl şimdiden sonra didişecekti. Tablolara. heykellere bakma ya basladı. Pek anlamadan, deSerlerini veremeden beğeniyordu. 36 Çok eskı ve çok zengin bir ailedtndı. Babası tncşhur Berri Naili Paşa idi. Annesinin babası da zenginliği ile tanınan Ali llüstıü Paşa isnıintie bir Çerkez beyi idi. Adam, kendi ceddinden bah scdcrmiş gibi gururlanıyor, sönük gözleri âdeta parlıyordu. Saranın gözleri ise ciğer kokusu alan bir kedininkiler gibi parlamıştı. Lşak, fazla konuştuğnna kanaat getirmiş gibi birden o, res mî tavrını takınarak: Sizi fazla rahatsız etmi yeyim. bayurun dolasın dedi ve şreldiii gibi sessizce çekiliverdi. Saranın gözleri yine telefona takıldı. Fakat nafiie istedigi gibi konusamıyacagına emindi. Hikmetle konuşurken kimsenin duymamasını istiyordu. Ancak, bu şekilde rahat edcbilir. vazivete göre istediğini söylerdi. Isteksiz adımlarla telefonnn oldnğu yerden uazaklaştı. Uşagın tahmin ettiği gibi resimlere, hevkellere değil de, yaldızlı, oy (Aurore'u) beğendiniz? Sârâ, hayrejle dönerek: Siz mi yaptınız? diye sordu. Hayır, ben yapmadım ama ben 14 yaşındanbe|p âfigım o na.. Tatlı, tatlı güldü. Bir adım ilerledi, elini heykelin dudak lannda ihtirasla gezdirertk devam etti. Çok güzel.. Hem düşününBir kadın büsbütün kt, bu dudaklar yalan söyliyedurda. Ba yarı beline kıfiar çıp mez. (Elini yavaş yavaş aşagı lak mermer kadında, insanın dogru ksydırdı. Sert gögüsleri gözlerini çeken bir knvvet varokşarken ilâve etti). thanet de dı. öylesine canlı, öyleıine gfiedemez (Yine hafifçe güldu). zeldi. Aurore, yalnız benim.. Hiç bir Biraz aynk, dolgnn, yuvar • yaşıyan kadın bana onun ver lak gögüsler, nznn, mnntazam diği arzuyu vermedi. boynn, sevimli çene, etli du Sârâ, içinde tanımadıfı bir daklar, nfak, düz bnrnn, bu bir hnzursnzluk, âdeta bir utan yük çekik gözler, kara alnın 6ı ma, sıkılms duydu. Adamın şn tünde toplanmış giir «açlar. mermer parçasını okşayışı her Fakat, bn kadını sanki tam nedense onda fena bir tesir yap yordu. Safinin atölyesini dü mıştı.. Kendini tatmasa: şündii, acaba, orada mı gör Teter, bırakın artık şu ean müştü benzerini? Hayır.. m kadını!. diye bafıraeaktı. Bu bir genç kız bası defil. Bagıramadıgı için bir şey söy hatlan olgunlaşmış, dolgunlatlemek, havayı değiştirmek istemış bir kadın başı idi. Bana di. raçmen, en göze çarpan şey de tsmi Anrore mu? diye sortazelikti ba başta. du. Ne zamandan kalma idi bu Adam Sarayı unntmuş gibi iheykel eğildi, altında yazılı bir di. Sesi duyunca, birden başını şeyler aradı. Hayır, hiç bir şey revirdi. Hayretle ona baktı, son yoktu. Ne bir tarih. ne bir isim. ra tekrar gülmeye başladı. Birden âdeta. ense kökünde (Aurore) benim buldueum dolcnn bir erkek sesi duyarak isim. Ama, herhalde heykel irkildi. traş da ona bu ismi vermişti. Bu. Haluk Bcyin %t<\ idi. Bu kuvvetli çiztilere. canlı jrö Galiba, diyordn, benim riinüşe bakın. Teni doğan bir »abah kadar taze değil mi? Bu kadında ebedî gençliği bulmuyorsunuz? Sara, gayriihtiyarî: Evet.. dedi.. tşte, bunnn için ona Aurore dedim. Tunanlıların Eoş, Lâtinlerin Aurore dedikleri ilâ he.. Çok usta bir elden çıkmış bir heykel.. Muhakkak ki, yapıl dığı zaman bütündü ve ayakta duruyordu. Fanese'in Flore'a gibi. Zaten bir benzeyiş de var. Bunun daha da taze bir hava esiyor etrafında. Evet, muhakkak, biraz mey c'an okur, biraz iltifat eder gibi sevimli bir ihtişamla dikilmis duruyordu.. Sonra, kimbilir nasıl oldu yıkıldı,, kırıldı, toprak lar altında kaldı. Fakat bulunnp yeryüzüne çıkarıldıgı za man yüzü yine llk yoğurnldugu günkü kadar taze idi... Dondü, cebinden bir paket si gara çıkardı. Evvelâ Sârâ'y» uzattı. Kadın sigarayı alıp dudaklarma götürünce de çakmagı çıkardı, sigarasını yaktı. Sonra kendi de aynı şeyleri yaptı. Sâra, bir koltuğa oturmuştu, o da karşısındaki koltuğa yerleşiı. Gözlerini hafifçe kısarak üstüste sigarasından bir kaç nefes çekti. Sara. ona dikkatlc bakıyordu. (Bu adam, her scyi ihtirasla yapıyor, sigara içişinde bile. bir başkalık var) diye düşündü. (Arkaıı var) Türkiye Harlc! Llra Kr. Lira Kr. 75.00 150.00 40.00 80.00 22.00 44.00 Baıan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık v« Gszeteeilik Türk Anenim Şlrketl Cağaloglu Hnlkevl Sokak No. 3941 Sahibi Senellk 6 aylık S aylık Yazı lşlertnt fiilen İdare eden Mesul Müdür NAZİME NADİ * VECDİ KIZILDEMÎR * ANKARA B Ü K O S U : Atatürk Bulvan Yener Ap.Yenl»ehlr Telefon: 12 95 44. 12 09 20, 12 09 68, 17 57 35 • makinesine güvenebilirsiniz! Zira Facit tekmil hesap işierinizi en rahat, en sessiz, en seri ve en basit bir şekilde halleder. Evet bir Facit alınız. Inönü Csddesi Içmen Han Dlyarbakır Telefon: 1061 * G Ü N E Î tM.ERİ MERKEZ BÜROSU : Küçüksaat Meydanı Edime Hanı Adana Telefon: 4550 * Gaıetemlze göndertlen yazılar konulsun, konulmasın iade edilmez. llânlardan mesuliyet kabul olunmaz. * Abone ve ilân lşlerl tçin. zarfın üftüne «Abone» veya «tlân Servisi» kaydının konması lâzımdır. BU GAZETE BASIN AFTLAK YASASINA UYMAYI TAAHEÜT ETMİŞTİR. DOGTJ ÎLLERI MERKEZ BÜROSD: ü* 1950 EliBurla ve Ortakları 49)766 tâncdık: 9190/63 •^/ııııııınııııııııınıııııııınıııııııınııııııııııııııııııııııııııiMiııııııııııtıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı ıııııııııııiıiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııım^