Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dencere Dandini Paşanın yufkası Bazı keyif ehli tanıdıklarımız var. Diyorlar ki: Boyuna tenkid ediyorsunuz. Karamsarlık tablolan çiziyorsunuz. Bu işten vazgeçin İyimser, içacıcı yazılar yazın, haberler verin. Doğnısunu isterseniz birim de cananız çekmiyor değil. ŞöyIe kalemi ele alıp, hızlansak: Dün çoluk çocuk toparlanıp Silivride bir ahbaba gece\atısına gittik. Adı Hüsamettin Beydir. Çelcbi adamdır. Haremi de sizden iyi olmasuı, bulunmaz bir hanımdır. Bir sofra kurdular: bir puf böreği vardı: parmaklarınızı versiniz. Efcndim; evin kadını bilgili; görgiilü oldıı mu hali başka oIuyor.Eski İstanbulda yufkası meşhıır konaklar vardı. Anlatırlar: Sonradan Mondros nıütarekesinde hizmetleri göriilmüş olan Dandini Pasaıun konağında «çılan ynfkanın bir yanuıdan baktın mı; karşı taraf görünürmüş. MUbarek yufka değil tiil... Maamafih Hüsamettin Beyin evinde yediğimiz börek de Vallahi fena değildi. Yalnız Silivrinin yoğurdunu bu sefer biraz boznlmuş buldum. Dikkat etmeli Yoğurdun mayasını tutturmak bir büyük sanattır... Bu cinsten yazı döktürmek hem rahattır, hem «ensesi kalın» sınıfından kimseyi rahatsız etmez. Ama, o zaman da okujrucularımız bize ne der? Ne diyeceklerini biz biliriz. Buna rağmen postanm getirdiği okuyucu mektuplarından bir tanesinde iç açıcı bir konu bulsak, onu hemen köşemizde naneruhu gibi kullanıvereceğiz Ama maalesef bir tane yok. Üstelik düşünelim ki. gazeteye mektup yazan adam. gazete okumak imkânını bulan adam. bu memiekette bir seviye tutturmuş adam demektir. Biı kısım vatandaşlar ise vagonların yanı başmda demiryolu boyunca: Gazete... Gazete... diye yalınayak. başıkabak kosarlar. Bunlar gazeteyi tiitün sarmak için istiyenlerdir. Okuması, yazması olmıyan. okuması yazması olup gazete ahnak için parası olmıyan vatandasları bir yana bırakınız. Ama otekiler bile konu!jtukları zaman zehir zemberek konuşuyorlar. Ijte bir tanesi: «Sayın İlhan Selçuk; 23 temmuz tarihli fıkranızda bizim gibi dar gelirliler için: Ya ilmi simya erbabıdırlar, ya son nefeslerine yaklaştılar... cümlesiyle koyduğunuz şaşmaz teşhisin doğruluğunda sizi biraz aydtnlatmağa çalı?acağım. Şöyle ki: Bir buçuk yıllık evliyim. Elime bir çocuğumla bcraber 410 lira geçer. Ancak ay başmda bir buçuk kilo et alabilirim. Yarım kilo da ay ortasında. Sabah kahvaltımız yağsız peynir ve çaydır. Meyvayı, haftada bir kere tadabiliriz. Yılda bir kere bile elbise yaptıramayız. Evlendikten bu yana elbise yaptıramadım. Bilmem komşular farkında mıdır? Yaz için Manisa dokuması bir gömlek yaphrdım. Yıkatır; yücatır onu giyerim. Altı aydanberi ayaklarımda taşıdığım vefalı kunduralarımın tabanı çift kattır. Birinci kat yıpranmış; jkinci kat da delinmek üzeredir. Fakat henüz pençe yaptıramadım. Üç gün evvel çocuğum hastalandı. Muayene ve tedavisi elli liradan aşağı karşılanmaz diye doktora gösteremedim. Olmezse ay başından sonra göstereceğim. Dinleomek ve günlük gazeteleri gözden geçirmek için lo kale gitmeyi düşünürüm. Ama yanıma gelecek tanıdıklara ısmarlıyacağım çay parası bütçemi sarsar diye vazgeçerim. Sigarayı bıraktım. Yanımda biri içse başım döner. Çaresiz katlanınm. Candan bir ahbabırmn dâvetine icabet edemem... Karşılığını yapamam diye... Tesadüfen karşılaştığım uzaktan gelmis, bir dostumu bir akşam yemeğine dâvet edememenin acuını çeker, bir yolunu bulup nasıl yanından ayrılayım diye soğuk terler dökerim. On aydan bu yana yolum iki defa sinemaya düştü. Okumayı çok severim. Fakat on aydanberi yalnız iki kitabı yarı fiyatına dü|ürüp alabildimİşte bizim ilmi simyarnızın esrarı.» Bu okuyucurauzun ismi ve adresi hizde saklıdır. Bunun gibi niceleri de saklıdır. Küçük küçük imkânsızhklann birleşerek insanların hayatında nasıl bir cehennem yarattığını bir eli balda, bir eli yağda olanlar bilemezler. Üstelik mektup sahibi va(andaş ayda dört yüz lira alıyor. Sorarım size. Tiirkiyede kaç kişi dört yüz lira kazanır? Hem bu hayatı yasıyan \atandaş.ın mesleğj nedir bijir misiniz? Söyliyeyim de hepimiz beraber utanalım: ~ Ögrermen. Evet ögretmen .. Geliniz de şimdi iç açıcı, iyimser yazı yazınız bakayım. İşte kalem, iş,te kâğıt. ÎKt CUMHURtYET 9 Ağustos 1962 ııııiıııımıııııııııııııııuıııııııııi!iııııııııııııııııııımıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı=ıııı Avrupa Ortak Pazan hakkında değil denecek. Ortak Pazarın de J teesıir olacaklarına hükmedebili. Afnkada, Asyada, hattâ Lâtin A nız aşırı memleketlerden büyük I riz. geniş İçişleri Bakanı tek elden merikadakanaateölçüde yayılmış o miktarda mal ithal etmek istediği MAMÜL MALLAB : lan bir gdre bu Pazar, kabul edilırse mesele şudur: SatıBunlar zirast ve ham mallar hak gelişmekte olan memleketler için cılara makul kazanç sağhyacak bir kmda varit olan şeyler. Sanayıleşverilme aleyhinde ekonomik bir tehdıt teşkıl etmek' fiyat vermeğe hazır mıdır? Geniş mekte olan memleketlerin ıhraç eliyen Ortak Pazar, bu ortakhk sa deceği mamul mallar için duium Bir müddetten beri sehrimizde tedir. bulunan îçişleri Bakanı Sahir Ku Bu gorüş tarzı, Batı Avrupah» yesinde dunyanın en büyük pazar nasıl olacakî Komünıstlerın alı^ılrutluoğlu dün kendisıyle konuşan lar için bir sürprizdir. Bunlar, larından biri olarak kazanacağı mış olan tenkidlerinden biri, sanabasın mensuplarına pasaport mese j bundan bir kaç sene evvel, kendi kuvveti kullanarak, ham madde yileşmiş kapitalist memleketlerin, düşürmiyecek ve ticari pattönerlerinin kendilerine lesiyle ilgih olarak şunları söyle hayat ve çalışma larzlarını islâh ler piyasasını maksadiyle, ekonomik alar.da da başkaları hesabına zengin olmak duşük fiyatla ham madde vermeye miştir : « Pasaportların tek elden ve ha sıkı işbirhğı yapmağa lcaıar istemiyecek midir? devam etmelerini tercih ettikleri rilmesi aleyhindeyim. Vatandaşla verdikleri zaman, bu takdıre rte Komünistlere bakılırsa bu, tipik ve bu memleketlerin sanayileşmerın en çabuk tarafından pasaport ger ve zararsız niyetin, kure ü?e bir kapitalist durum olaeaktır. Ka lerıne taraftar bulunmadıklaridır. alabilmesi ıçin bütün kolayhklar rindeki diğer milletlenn menfaati hire konferansmda temsil edilen Bu iddia doğru mudur? Müsterek aleyhine yöneltilmış bir hareket bir çok memleketlerde, bu husus P a z a r l n denizaşın ortaklanna tasağlanacak'ır. gibi tefsir edileceğini akıüanna ta büyük endiseler beslendiğine • nıdığı şartlara bakarak bu hususta Çok yakında eskid^n oldu getırmemislerdi. şüphe yoktur. ı b i r hüküm verebiliriz. Ottak Pağu gibi emniyet teşkilâtı ve VaTersine, Ortak Pazarın kuıucu Bu endişelerin sebebi, kısmen zara ihraç edecekleri mallardan lilikler bu hususta yetkıli kıhnarîpha Ortak Pazarın mahiyeti hakkında bir resim odemekten muaf tutuiacaktır. Ankara'ya dön \r donmez ları, yaratmayı umdukları zengin, Batı Avrupanın, başka kı tam bir fikir edinilememiş olma caklairı gibi, bu ortaklar, yeni yeni bu işle meşgul olacağım r.utün vilâyetlerdekı valiler ve emniyet teş talarda gelişme yolundı bulunan sıdır. Avrupa ekonomisi, eskisi gi vücude getirmekte oldukları enkilâtı da en az Ankara'dakileı ka memleketiere, millî ekonomı t a bi, esas itibariyle bir «erbest te ] 2düstrilerini himaye için, Ortak Pasınırlandırümış şebbüs ekonomisi olmakta devam a r mamullerıne bır tahdit kovdur dar yetkilı kimselerdır. Znten bü kımından daıma n;uaran edecektir. Ticaret politikalarmda mak hakkına da sahip olacaklardtr. tün dünva memleketleri de p^ss bulunan bir Avrupaya daha büyuk ölçüde Tiall ve teknik bir ahenk elbette bulunacaktır. i Ottak Pazar, hiç şüphe yok, bazı port mese!e=ini avnı sekılrie hnüet yardımda bulunabileceğmi ümıt e Fakat bu kadronun ıçinde, tüccar memleketiere güçluk çıkaracak, mektedirler. diyorlardı. Bundan dolayı ortık Iar ve iş adamları, yabancı alıcı mallannı ıthalden kaçınacak, kenhk antlaşmalarında «tıcaretl art ları ve satıcılariyle a!ışveriçlerini di sanayiini himaye zaruretini iletırmak ve ekonomik ve sosyal bir aynen bugün yaptıklan gibi, ?ah ri sürecektiîr. İstanbulda her giin vasati gelişme çabasına ortaklaşa g'.rış sen idare edeceklerdir Komünist 8 trafik kazası oluyor Hakikatte, Ortak Pazar teşkilimek» üzere deniz aşırı memleketEmniyet Müdürlüğünün neşrettı lerle elbirliğı yapmak taahhüdün örnek üzerine kurulmuş bir tekel nin, uzun müddet için, Avrupayı, sistemi, mübadeleleri tanzim edi pamuk ve mensucat gibi mamulği bültenlere göre, şehrimizde va de bulundular. ci bir devlet teşekkülü bulunmı lerden yana. yeni sanayileşen mem sati olarak günde 8 trafiK kazası lekete gıtgide daha fazla bağlı buolmakta ve bunlarda 10 vatandaş Bu mesele tarafsızca gözdnüne yacaktır. yaralanmaktadır. Dün de şehnmi getırilecek olursa, Batı Avrupa ı , .. . lundurması ihtimalı çok kuvvetlızin muhtelif semtlerinde 8 trafik le, gelişme halinde bulunan memEsasen, bugunku Avrupanın si! j Çünkü, süratli bif ekonomik gekazası olmuş ve 10 kişi muhteiif leketler arasında ticaretin artma yasi ve ahlâkî ıkliminde, böyle yerlerinden yaralanmıştır. Şofölr sı,' Avrupanın kendi bünyesmde bir metodun Avrupahlar için da lişme, sermayenin ve el emeginin, Remzi Sakaloğlu idaresindeki 551*61 bile daha yüksek bir ntihsal ve is hi kabule sayan görülmesi ihtima tabii olarak, yeni endüstrılere doğ plâka sayıh taksi. Beykoz'dan Üs tihlâk seviyesi yaratacak fir eko li hemen hemen hiç yoktur. Av ru gıttiğı bir ıklim yaratır. Bu yeküdar cihetine gelirken, Çubuklu nomik sistemin besbelli bir netice rupahlar, makul ve mümkün ol ni endüsttıler, elektronik gibi, daOtobüs Durağında yolun karsı ta si gibi görünmektedir. Ortak Pa dugu kadar istikrarlı ilk madde ha çapraşık ve gelişmeleri daha rafına geçmek isteyen 14 yaşında zarın da bu neticeye ulaşacağı tah fiy«tl»rmın dünyı ticaretini yük hızh endustrilerdir ve bu memleki Ahmet Toygar'a çarparak agır mın edilmektedir. Burada dnemle sek bir seviyede tutmak içi n Za ket ekonomılerinde boylece, gıtgiyaralanmasına sebep olmusttır. ö üzerinde durulacak nokta, Avıu ruri olduğunu acı bir tecrübe ile İe daha buyük yer tutarlar. te yandan. şoför Mehmet Ali Uyar" anlamış bulunuyorlar. Bu yüksek Ottak Pazar üyelerinin, i ın idaresirıdeki 20119 plâka sayıh panın, kendi ihtiyajlarına kendisi seviye. Avrupa mallarının Ihraç j deki ekim ayında yürülüje iirtyetmedıği keyfiyetiiir. Avrupa Belediye Otobüsü, Eyüp Bostan bü temposunu muhafaza için şarttır. j cek olan, milletlerarası fekstıl incaddesinden geçerken, 12 yaşında memleketleri, fnamullerinin Son senelerde, milletlera!rası ti laşmasına katılmış olmaları, hu ba yük bir kısmı bakımından, büyük Nezih Ersen'e çafparak yaralanma caret, gitgide daha dünya ölçüsün kımdan mânalıdır. Bu anlgjma sın a yol açmıştır. Yarah çocuk Gu ölçüde, ithal ettikleri h»m madrie de dü^enlenmiştir. Şimdi, temayül reğince, ucuz mensucat ithali için, reba Hastahanesine kaldırılmış ve ye baglıdırlar. Dejer verdiklrri leri ve meseleleri yeniden gözden önceden tesbit edilmiş olan yüzde olayla ilgili tahkikata başlanmış bir çok gıda maddelerinden yana geçirmek üzere kurulmuş istisari ko nispeti dahilinde kotalarını arttıira tropik memleketlerinin zıraatine tır. muhtaçttrlar, nüfus başına g»!ır mitlerin meşgul olduğu yirmiden rak pazarlarma ithal edilecek mal len arttıkça, bu maddeleri daha fazla ham madde var. Bu madde miktannı çoçaltmayı, bu üyeler, Silâhların iadesi devam büyük miktarda sa»ın slmavı isti lerden, meselâ kalay, ktkao ve kendılerı tekhf etmis bulunuyorkahve gibi birkaçı için, geçen se lat. ediyor yeceklerdir. ne zarfında tesekküllefr vücude ge MÜLKİYET PARÇALANAMAZ 27 Mayıs tnkılâbını mütaakıp Avrupa Ekonomi Birliğinın, bu tirilmiştir. Bu tesekküllerin va?ıtoplanan silâhların iadesine devam Harbden sonraki yılların en büneviden maddelere karşı yüksek fesi, fiyatlann fazla asağı düşme yük kazançlarından biri, ekonomik edilmektedir. Tabancaîar hariç, yivli ve yivsiz gümrük tarifeleri tatbik etmesini sine mâni olmak için ıhracatı ve elbirliginin sürekli ekonomik istik rar ve iletileme sahasında tek yol tüfeklerle, av silâhlan bugüne ka akıllar kabul edemez. Ortak Pa İ5tih«ıli kontrol rtmektir, dar Hadımköyde Akpınar mevkiin zarın, dış âleme karşı yükseltilMüstehlik Avrupa memlpfcetleti, olduğunu, hükumetlerin ve millet deki bir askeri depodan verilmek miş gümrük setlerinden bir siszahire fiyatlannı istikrara kavuş lerin, gitgide daha kuvvetle idrak teyken, son olarak Orhaniyede As tem olacağım sananlar hakikatten turmak hususunda önemli bir rol etmiş olmalarıdır. Meselâ dünya, keri Cezaevi karşısındaki bir birli çok uzaktadırlar. Aslında, Ortak oynamışlardıt. tlerîde bu rt'irum mülkiyetm parçalanmaz bir meffie nakledılmistir. Pazarın dış pi\asa için koyacağı larını değiştir»ceklerini tahmin et hum olduğu, bijr memleketin tedigümrük tarifeleri. derecc derece a mek için de makul bir lebep >*bk ye n>ü,yazeneleri (azlasına muka* zalaeaktır. Hattâ kahve ve kakao gibidir. bil, başka bir memleket muvazene ...'. Ağustos 9 Rebiülevvel 8 gibi bazı sıcak ıklim mahsulleri 197Ö de, yenf fXvr\ip«mn "möstih sinde o nispette açık fculunduğunu için konulmu* olan gümrüjc tarife likleti daha büyük bir refaha ere keşfetmiştir. Batı Avrupa'da bugun c 4.' i SŞ X c leri, esaslı surette indirilmis bile cekleri için, ihtiyaç maddelerini mevcut gelişme, insan servetleriK ie .£ bulunuyor. Aynı zamanda, mese d»ha pahahya s»tın almaya mey nin biribirine nasıl bağh bulunduO •J < lâ pamuk gibi, işlenme sanayiiyle yal olacaklannı kabul etmek ma ğunu a nlayış tarzının mantıki bit ilgili bazı ham maddeler, topye kul olur. Müşterek Pazarın da, za neticesidir. V. | 6.0I|13.19|17.1S 20.16 22.01 4.02 kun, gümrüksüz geçecektir. E. ] 9 44 5 00' 8.54 12 00 1.45 7.44 <tngi!iz basıını) hire fiyatlarım artmıs kaydedecek Makul ve istikarlı flyatlar: oluts», bütün halinde, tediye müBütün bunlar iyi. güzel ama vazenelerinde, mazideki bazı Avru meselenin bütünüyle münasebetli pa hükumetlerinden daha «z mütmsak Pasoport meselesi hallediliyor «•> =tıaberleri Ortak Pazar ve İKTİBASLAR HEM Yunus Nadi Armağanı hakkında cok lüzumlu bir izah atan gazetesinde Fethi Naci imzasiyle yazılan bir fıkrada 1962 1963 Yunus Nadi Armağanının konusu ele alınıyor. Tazarın fikri şu: Konunun bir faydalı tarafı olduğu gibi armafan yöneticilerini şimdiden çıkmaza sokmuş bulunan bir mahzurlu yönü de mevcut. Faydalı tarafı liberalizm mi, yoksa •osyalUm mi konusunda ynrdan dört bir köseslne dağilraış. basın dışındaki aydınlann düşüneelerinin öğrenilmefine imkâıı v«rmesi... Mahzurlu tarafı da yarifms sonunda elde edilecek neticenin jürideki üyeleriıı çoğunluğunun liberalizm veya sosyalizm taraftarları olmasına göre değişebileceği ve en doğru düsünceyi belirten yazının değil, taraitarı en çok olan düşüncenin belirtijdiği yazının birinciliği kazanabilecegi... Evveli sayın meslekdasımuun Cumhuriyet'e ve onun nesriyatına karşı gdsterdifi alâkayı teşekkürlerle karşıladığımızı belirtmetiyiz. Bu vazifeyi ifadan sonra arkadasımızın fıkrasına temel teşkil eden ana fikrin yanlıslığı yüzünden fıkranın da yanlış istikamette geliştiğini ve yanlış neticeye vardığını söyliyecek, kendisine katılmadığımızı bildireceğiz. Yunus Nadi Armağaniannın esası, muhtelif fikirlerin tartıfilmasını temfn defil, güzel yazı yansması tertipleyip en fazla başsrı gösterenl ortaya çıkannaktır. Tani okuvucularımız arasında bir anket yapmayı ve en fazla taraftarı olan fikri meydana çıkarmayı hiç bir zaman düsünmüş değiliz. Nasıl (diktatörlük mü, demokrasi mi?) konusunda bir münazara tertiplenir ve (dlktatBrlük) rejimini savunan taraf kazandığı takdirde bu, diktatörlüğütı iyiliğinden fazla o savnnmanın daha basarılı görüldüfü mânasına gelirse Tunus Nadi Armağanında da durum avnıdır. Yunus Nadi Armağanının ne netice verecefini bilmiyoruz. Ama bilfarz liheralizmi tutan bir jazı birinci seçilirse bu ancak onu yazanın berkesten daba güzel bir makale vücude getirdiği mânasına gelecek, yoksa «Cumhuriyet> okuyuculannın liberalizm istedlklerine delâlet etmiyecektir. Bu takdirde dahi e$er jüri izalannın ekseriyeti liberalizm ve ya sosyalizm taraflısı iseler kendi kanaatlerine mubalif bir yazı yı en gâzel yazilmış yazı olsa dahi seçmiyecekleri akla gelebilir mi? Bu ihtimal varit olmasa dahi biz jüri iıalarını her iki taraf a mensup tanınmıs şahsiyetler arasından miisavi miktarda seçeceğimizi ve 'iendilerinden en güzel yazılmış makaleyi inti hap etmelerini istiyeceğimizi bngünden söyliyebiliriz. Hangi taraftan olduğunu bilmedifimiz halde bu jflride behemehal Fethi Naci arkadasımızın da dahil bulunacagını ayrıca ilive edellm. Cevat Febml BAŞKUT gelişmekte olan memleketler J V E F A T Merhum Dr. Kadri Kapıağası ve Faize Hanımın kızı, profesör Fahri Terzioğlu'nun eşi; Ersin ve Selrrün Terzioğlu'nun anneleri, Feruze Ark'ın ablası; Sevgi Ark'ın teyzesi, Ekrem Ark'n baldızı Nazife Terzioğlu Hakkın rahmetıne kavuşmuştur. Cenazesi, 9 ağustos Perşembe günü, Üsküdar, Toptaşı Validei Atik Camiinden öğle namazını müteakıp Karacaahmet aile kabristanındaki ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. AILESİ Not: Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Ilâncıhk 5794,10035 CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş M E V L I T Turkly* Harlci Lira Kr. Lira Kr. 75.PO 150.00 40.00 «0.00 İ2 00 44.00 Basan v e Vayan Cumhuriyet Matbaacılık v e Gazetecilik Türk Anonim Sirketl Cagalcglu Balkevi Sokak No. 3941 Sahibi Senelık « «ylık 3 aylık BU AKŞAM SAAT 22.20 de İSTANBUL RADYOSUNDA ÖZEL PROGRAMIMIZI DINLEYINİZ Merhum Eezacı HÜSEYİN HÜSNÜ ARSAN'ın ÜÜ aziz ruhuna ithaf edilmek üzere 10 Ağustos 1962 Cuma günü öğle namazını müteakıp Şişli Camiinde okutulacak Mevlidi Şerifine akraba, dost ve din kardeşlerinin teşrifleri rica olunur. AILESİ Bates 231/10020 NÂZİME NADİ Y»zı islennl fiılen ıdare »den Mesul Müdür KAYHAN SAĞLAMER R a z c t n n l z e gonderilen yazılar konul«un, konulmaıın iade edilmez. tlânlardan m e s u ü y e t kabul olunmaz. * Abone v e Uân işlerl İçin, l a r t m üstüne tAbone» veya «llân Servisi.» kaydının knnması lâzımdır. Muhasebecilere kolaylık J (Reklâmcılık: 3405/10059) Aylık net ücretlerin brütleri kitabı, vergi ve sigorta hesaplarında kıymetli vakitlerinizi israftan korur. Hanrhyan: Emekli banka müdürii ŞEVKİ KARADEDE Sönmez Neşriyat Matbaası Nuruosmaniye Cad. No. 1 ,ı Cumhuriyet 10021 YASA?INA kayıkhaneden büyük motoru çıkarttıfı zaman, Nermin hanım çoktan odasına çıkmış olurdu. Garip bir haber şelirdi arkasmdan. Usulea girerdi Nafia hanım salona. Hepimizl kötü gözlerle ayn ayrı süzer, sonra ortaya dofm yavaşça söyleyiverirdi : < Gee kalmasınlar diyor, hanıraefendi. Cihangir bey 6ksürüyormuş, dışarda kalmasın. •izinle dönsün diyor.» Alay ederdi Kâzım Işık : « Biıim hanım hilâ bu oğlanı bebek yerine koyuyor: Böyle yapa yapa işe yaramaz bir banım evlâdı haline getirdi ya zaten!..» Gülüsmeler olurdu. Cihangir: « Mânevi oğluyum ben onon.. Kıskanmayın bakahm!.» diye, küçük bir kız gibi kıntırdı. Kaç kere öyle kıntırken uzun sarı kirpiklerinin altından mavi gözlerinin ateşten birer damla gibi ağabeysinin sırtına dikildiğini gördüm. Gerçeği anlıvacak durumda değildim o zamanlar. Akşam sezdiğim şeyleri sabah unutmaya, sırlan. kötülükleri, dertleri ile hepsini kendimden uzak tutmaya bakı yordum sadeee. Kfizım Ifiğın istediti olmustu: Kendim için. se\dam için yaşıyordum. Daha ne kadar günüm kaldı sanki aralarında! diyordum. Döneceğimi jazıvordum Ankaraya. Annemi yalanlarla oyalıyordnm. (Arkası var) BU ETMÎŞTtR. GAZETE BASIN AHLAK UYMAY1 TAAHHÜT = «CUMHURİYET. ın "^> •••ıııııııııııııııııııııııiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııif ııııııııik"^ dan. Mavi gözleri en güzel, en tatlı gülüşüyle gülerdi gözlerimin içine. Eğilip söylenirdi tatlı tatlı : « Gelin nanım, iyi eğleniyor bakıyomm!. Ağbey vallahi dsnsınıza diyecek yok!.. Ahmetten de iyi dana ediyonnnuz üstelik.» Soluğum kesilir, gevşerdim kollannda. Gözlerinin s«n ateYazan: FEKÜJfc CELAL şinde sevgiye de, öfkeye de benBeni seyretmekmis işi! Ger takılanlar olurdu peşimize. Mo zer garip bir ısık yanıp sönerdl. Gökyüzünü bulutlar kaplamaBasardı küfürü arkasından Citor kalabalıktan bataeak gibi ya basladı. Penceremin önün çekten de Ahmet gideli köşkten eğilir, korkumla eglenirdi Kfi hkngirin.. deki akasyanın ince dalları sal aynlmaz olmnstn. Anlaraıyor« Seziyor itoflu it, am» kılanıyor rüzgârda. Sonbahar iyi lar mıydı öbürleri? Serra, Ci zım Işık. Nermin hanımı, günes şemsiyesinin altında bembeyaz, pırdıyamaz, bir şey yapamaı, ce bastırdı. Kalkabilsem, cam haııgir? Nermin hanım?.. «Umurumda değil!» diyordn. «Sen küçük bir Budha heykeli gibi korkma sen, çeceni zehir etme ları kapatsam. odayı onarsam \anımdasın, mesudum, mühim kıpırdamadan bakardı bize. Kırgülüm benim 1.» biraz.. Üşeniyorum. Hâtıraların mızı motora dolan gençli|e, pesinde bir baska sonbaharı ya olan ba!» Biraz daha sıkardı beni götsıjorum.. Günesle denizle, herBana çiçeklerini gösteriyordu. se\daya, mutluluğa tasalı çü sünde. Edepsizce dans ederdik. lünıserdi. Küçük iskeleden fübiri baska kızıltıda parlayıp ya îtalyan bahçıvandan öğrendiği Deniz sevmiyen, dans sevmiyen, lüsüp kavnaşarak açılırdık denan çiçeklerle ağaçlarla, mas acayip adları sıralıyordn. Tubeyorgun, hasta karısını evde bınize. Bahçe, köşk, seddin üzemavi gökyüzüyle doluyum. Ah rosaların boylannı kısaltmak rakırdık. Omuz silkerdi nmurrindeki beyaz ince hayal erir, metten kurtulmanın mutlulufu için yapılmıs, alçak seaların samadan : kaybolurdu arkamızda. içindeyim. Onun sarı çözlerinde çevresini dolanıyerdnk. Büyük « Nafia hanım var ys yanınyasamanın sevinciyle coşkn serde sıralanan binbir renkte, « Yengem denizden korkar da!. Onun dertdaşı, sırdası!..» num. biçimde kaktüslerini seyre gidihep böjle!» diye, söylenirdi Serra ile Cihangir bayram eyorduk. Denize çiriyorduk beOrada, rıhtımda yatıyorum. Serra. derlerdi çıkacağımız geceler. Edepsizce açmısım kollarımı ba raber, eüllerin çeşitlerini sayıOmuz silUerdi Kâzım Işık. En çok Kâzım Işıkla görünmekyordu bana. Sıcak memleketcaklarımı. Günes bahane, çıp« Otursun, bava alsın, daha ten, onun çevresinde dönüp dolerden söküp getirdigi ağaçların laklığım onun gözlerine dönük iyi onun için..» lasanların yüze çülücü saygılaarasında dolaşıyorduk akşamlabenim. Onu istiyorum. tçimde Sessizlik basardı, durulnrdak rını, girdiğimiz yerin başkalakat kat aydınhklar açılıyor, de rı. Tatlı akşam giineşi çamların, bir an. Dalgalar çarpmca, mo san havasını, paylaşmaktan hosnize düşscm cızırdıyacak sular, yaprakların arasından toz gibi tor esilince, kendimizi birdenIanırlardı sanırım. Benim de baöylesine sıca|ım sevda dolu. üzeriraize s«rpilirdi dolaşırken. bire Kalamış Koyu, Moda, Besımı dondürürdü o hava biraz. Arap, ayaklarımıza dolanır, AhAhmet mi? Kim düsünür AhbeU önlerine doğru uçmuş buHerkes bize bakıyor! diye, utamedi! L'zaklarda, denizaşın, bil met ağa peşimize düşerdi say lunca unuturduk hepimiz rıhnırdım, onun kimseyi umursagılı. Eski çamları. büyük çınar tımda k î kadını. Gülüp bağırma madan yalnız bana baktığını gömediğim, görmediğim ycrlerde ları. yemişleri salkım salkım Ahmet.. ya baslardık bir ağızdan : rüp kurumlanırdım. sarkan iri eövdeli yemyesil palYanıbaşımda oturmuş, gözleri « Aldırma, keyfine bak! « Aldırma,» derdi Serra. miyeleri göstermek, çiçeklerini gözlerimde. Sesi sımsıcak : Kollarımdasın, dans ediyoruı! «Yengem böyle yerlerden pek üvüp anlatmak onun isiydi. « Keyfine bak!» diyor. Benimsin kız, benimsin!..» hoslanmaz zaten, Cihangir de «Mevsimin son günleri bunlar, « Bu evde insanlardan sakOnun pek sayıldığı kulüplerbizimle olduğu için gönlü ratadını çıkarmah güncşin, deni lanacak bir yer yok, kötüsfi de de dans ederdik. Herkesin önüıv hat. Çocuklar gibi Nafia hanızin! Dinlen, güzelleş, dile ben bu!» diye, yalandan kızardı Kâ de sarılırdık birbirimize. Serramın eski masallarını dinler, uden dilediğini! Hırçınhk etme zım Isık. En hoşlandığı seyler nın kara gözleri gülerdi uzak yar şimdi.» yalnız... Bu gttıel gttnleri boz den biri, beni şeytan gibi uçan tan.. Çoktan anlamış olmalıvdı Kâzım Isık, Adaya, Modaya, ma, bulandırma yalvarırım sa o kırmızı küçük motora bindi her seyi o. Cihangir, Süzan ba Tarabyaya, kulüplerden, gece na..» rip gezdinnekti. Çok zaman nıma sarılmıs eeçerdi yanımızyerlerinden birine gitmek için Faal 5011/10036 Kdeb« Tefrikası: 68 CUMHURİYET ÎLÂN TARİFESİ Eaçlık (Maktu) 150 TL 234 üncü «ahlfeler (sanüml) 30 TL. 56 ncı lahlieler (Bantiml) 55 TL. Nlsan. Nikâh, Evlenme, Doğum (maktu) 75 TL. ölüm. Mevllt, Tesekkur (5 santime kadar maktu) 90 TL, Kayıp (10 kellmeye ka dar (maktu) 10 TL. I CHP. İstanbul İl İdare Kurulu Bşk.lığından İstanbul İllnin ilçe kongrelerine katılacak delege seçimine başlanacağından, partili sayın üyelerin ilçelerine müracaatla seçim gün; yer ve saatlerini öğrenmeleri rica olunur. /UKİŞİYE lOO.OOOiÜRA 11KİSİYE |1 f APARTIMANIDAİRESİ 600fKİ$İYE*60(HKRAMİYE 16 " İlâncdık 5581100""