25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
pencere S e h i r = HEM I Kendimizi tanıyalım =haberler! İnsan ve plân Sen de nereden çıktın? Atiı arabalar =1111 CUMHURÎYET 5 Ağustos 1962 DÜŞÜNCELER Buçün Pazar. Derler ki, Tanrı bile dünyayı altı günde çalısarak yaratmış, yedinei gün dinlenmiştir. Biz de kendi aramızda dinlendirici bir oyun oynıyarak bu geleneğe nyalm. Ba oyffiıa vaktiyle bir kere daha oynamıştık. Dosllarla, akrabahtrra, arkaftaştaTİa vynanaeak güzel bir oyundur bu... Esası şu : Sen seni bil, sen seni bil, sen seni... S Sen seni bilmez isen, bildirirler haddini. l l s a ü ise, şsaetelerde, dergilerde, magazinlerde sık sık göriilen einstendir... Meselâ : Siz nazik bir adam mısuuz? 1 Otobüste biri ayağınıza bastığı zaman dönüp tersler misiniz? 2 ftakil vasıtalarında bir kadın ayakta kaldığı zaman kalkif yer verir naisinra? ' 3 Bir şey ikram edildişi zaman teşekkür eder misiniz? 4 Yemekte ağnnızı sapırdatır rnısınız? Bu sorulara verilecck evet'lerin ve hayır'ların puvan hesabı sizin nazik mi, kaba mı bir insan olduğunuzu ortaya koyar. Arasıra kendimizi böyle imtihanlardan geçirmekte fayda vardır. Çünkfl kimse kendisiniıı hangi kumaştan dokundugnnn uznn boylu düsünmez. Ama başkaları için ayaküstü, uluorta hükiiroler vermekten de kaçınmaz. Hele politikadan milletin nezle olduğu şu günlerde her hapsırıkta çok lüzumluvmuş gibi birbirimiz hakkında söyle hükümlere varıyoruz : Süleymanı mı soruyorsun? O sağcıdır. Hüsamettin ıni? Solcunun koyusudur o hcril!.. Eskiden birbirimis hakkında : Nazik adamdır. Arkadaş eanlısıdır. Iki yüzİttdür. Namusludur. Namussuzdur gibi kıyraet hükümleri verirdik. Şimdi hepgine bosverdik. Sağcıdır, solcndmr, gericidir, ilericidir... diye tasnif etmeğe basladık tanıdıkları... Biliyor mnvuz ne zaman sağcı, ne zaman solcu, ne zaman iierici, ne zaman gerici olnr insanlar? Geliniz bu işi tıpkı gazetelerin, magazinlerin eŞlence sayfalarındaki oyuniar gibi birkaç soru içinde düsünelim. Sorularımız Türkiyenm içinde bulunduğn dnrum dikkate alınarak hazırlanmıştır. Cevaplar sadece «evel» veya «hayır» şeklinde olacaktır. Başlıyoruz : 1 Kooperatifçiliğe taraftar mısınız? 2 Toprak reformuna taraftar mısınız? 3 Arsa spekülâsyonuna ve apartmancıhga karşı mısınız? 4 Sosyal adalet ve sosyal güvenlik istiyor musnnuz? 5 Atatürk'ün devrimcilik ülküsünü benimsiyor musnnnz? 6 Halkçılık ülküsünü benimsiyor musnnuz? 7 Verçi reformunda bfiyiik sermayenin ve büyük toprak sahiplerinin bugiinkünden daha çok, dar gelirlilerin daha as vergi vermelerine taraftar mısınız? 8 Eğitimin parasız ve fakirler için de lenginlerle eşit imkânlarda olmasını istiyor mnsunuz? 9 Köv Enstitülerine taraftar mısınız? 10 Sağlık işlerinin sosyallestirilmesini istiyor musanuz? 11 Agalık müessesesinin kaldınlıp yerine devlet teşkilâtının ve kooperatifçilifin hâkim olmasını istiyor musunuz? 12 Lâyiklik ülküsünü benimsiyor musunuz? 13 Devlet eliyle kumlmuş fabrikaların özel sermayeye dcvredümesine karşı mısınız? 14 Türkiyede özel sermaye birikimine karsı mısınıı? Yani başka bir deyişle, «her mahallede bir milyoner» politikasına karşı mısınız? 13 Isçilerin, memurların, öğretmenlerin sendikalar kurarak ve knvvetlenerek memlekct siyasi hayatında söz sahibi olmalarını istiyor musunuz? Bu soruları daha da çoğaltabilirsiniz. Bu size kalmış bir şey. Puvan lıesabı söyle yapılacak : Eğer cevaplarınızda 15 tane «evet» varsa, yandınız demektir. Çünkü «adamakıllı solru» sunuz, Allah sizi ıslah etsin! Eğer cevaplarınızda 10 tane «evet» varsa gene Allah taksiratınızı affetsin. Çünkfl «koyu solcu» sunuz. Eğer 7 adet «evet» demişseniz, gene kötü. Çünkü «sslcu» İBnuz. Efer 4 adet «evet» cevabını verdinizse durnmu kurtardınız demektir. Eğer hiç «evet» yoksa ve hepsi «hayır» ise aferin, tam «sağcı» sayılırsınız. Mesele nedir ki zaten efendim... siz «sag» olun da, memleket ne olursa olsun. 1 eylülden sonra lâstik tekerlekle çalışabilecek ÖZEL MORAN OKULU Ana İlk • Orta lusmına Yatıh • Cündüzlü, KızErkek öğrenci kaydına başladı. İngilizce • Fransızca Aldous Hıuley, lerin baskısı ile Yazan: 1894 doğumlu bir idarecilerin takdiBritanyah yazarri arasındaki kaçıdır. Adını, ilk denılmaz ihtilâflar fa, şıırîeriyle tanıtnasıl tesviye olumıştır. Ingiliz sosnabilmektedir? Plâncıhk, çok değişik dozlarla yetesinin hiciv püskürten bir ka cağma inanmıştır. Kuvvetini imanlemle tablosuBii çizdiği romanlar, dan, silâhtan veya iktisadi zaruret tatbik edilebilecek bir sistemdir. ona geniş şöhret kazandırmı.ştır. lerden alan büyük dâvalarda, ikti Fransada. halka âdeta mevcudiyeii Atlı arabaların tekerleklerinin KoUeküvist ve totaliter iktisadi darın ve fertlerın aynı hislete bağ hissettirilmeksi/.in yürütülebilecek demir olması yolları tahrip ejrnek rejimleri yarı mizaht bir uslupla landıklan görülmüştür. [ bir plân hazırlanabilir. Propagante ve at pislikleri sokaklan kir tahlil eden eserleri, onu sanat haFakat heyecanın yerini materya I danın inandmcı tesirinden faydaletmektedir. Bunu nazarı dikkate yatmın zırvesıne yükseltmiştir. | list zihniyete bıraktığı ortamlarda, lanarak, halka muayyen bir fedaalan İî'anbul Beledıyesı, atlı ara Zengin felsefe kültürüne, kârlık yukliyebilecek plânlar da I derın ba sahıplerine 1 eylule sadar te jcemiyet anlayışına ve sağlam ik I büyük plân ile ferdi plânlar nasıl görülebilir, Idam tehlikesine rag | Halkın iktidar kerlekleıim lâstik yaptırmaları ve tisadi teşhislere dayanan yazıları | bağdaştırılabilir? men, halkı itıraza sevkedebılecek i atlarına bir torba temin etmeleri nı beğenen pek çok aydınlara ras ' tarafından çizilmiş büyuk plânı plân nevilerine de raslanabilir. ' ! desteklemesi, diğer bir deyimle için mühlet vermıştir. Demokrasüerde, plâncılığın tat j lamak kabıldir. Müellif, «Island» fedakârlıklara severek katlanması. Bu tarihten sonra demir teker adh büyük alâka tophyan son robik kabıliyetine barometre, halkın ; leklerle trafiğe çıkan ve yolları manında, insanlık komedisinin ye nasıl temin olunabilir? Marz'tan oylarıdır. Diktatörlüklerde ise. gesonraki bazı mütefekkirler, bu sukirleten atlı arabaların plâkaları ni bir cephesinı islemektedır. aller üzerinde yıllarca durmuş ve i çenlerde plânh tarım mükellefr. e1 sökulecek ve para cezası verile«Island», ada demektir: Huxley' oyalanmışlardır. Klâsıklerin tasav tine itiraz edenlerin kurşuna dızıcektir. in hayalindeki ada, yeryüzünün vur ettikleri ve menfaat düşünce lişini gösteren fotoğrafların cancennetidir. Oradaki insanlar aile siyle faaliyetini ayarlıyan «homo landırdığı gibi, korkunç zulüm reİmtihan neticelerine hayatını. kültur problemlerini. ik econvmicus» tipine karşılık, onlar jimlerine kadar ifrata kaçan öryapılan itirazlar Itısadi dâvalan ve sosyal munase da bir «homo socius» tipi ortaya nekler de eksik değildir. Plâncıhğın bütün bir barem teşkil eden IŞehrirr.izde orta öğretim yaz dev betleri tam mânasiyle muvazeneli atmışlardır. . mutedil veya müfrit, blçülü veya resi bitirme imtihanlan neticele bir düzene sokmuşlardır. tşsizliğı «Homo socius» tipi, hemen bü aceleci, demokrasiyi zedelemiyen rine Millî Eğitım Müdürlüğü nez önlemişler, sosyal adaleti sağlamışdinde itiraz eden öğrencilerin sa lar, hürriyete saygı beslemesini 6ğ tün plâncılara sempatik görünmek veya otoriter rejime sötüren çesittedir. Çünkü François Perrous* lerinin arkasında, Aldous Huxley' j yısı 55 ı bulmuştur. renmişler ve refaha kavuşmuşlarMillî Eğitim Müdürlüğü bünyesi dır. Fakat bu adada, huzursuz ba nun tarifine göre, «homo socius», in kalemiyle dile getırdiği bir reaiçerisjnde kurulan iki komisyon zı unsurlar eksik değildir. Bunlar «hükümetlerin vatandaşlara uygun lite değişmeksizin daima baki oladün bu ıtirazları incelemiş ve ke bir petrol dalâveresi için yabancı göreceği şartları yürekten benim caktır: «Bir büyük plân vard'.r. sin kararlarını vermişlerdir. Okul sermayedarlarla ve siyasi emeller semiş ve devletin emırlerine gücu Bu büyük plânın yanında, sayısız Müdürlüğü nezdinde yapılan Hi uğruna komşu memleket diktato yettiği kadar hizmetten daha bu denilebilecek kadar çok ufak plânrazlardan sonraki bu itirazların rü ile temas halindedirler. Iktidarı yük arzusu olmıyan» nazari bir ya lar kurulur. Hepimizin v« her birineticeleri yann ilgili okullanna ele ahnca, süratli bir kalkınmayı ratıktır. Kemerleri sıkarken, vergi mizin hayatta kendi hesabımıza ve öderken, ihtıyaç maddelerınden febildirilecektir. gerçekleştireceklerini ve halka ha dakârlığa katlanırken veya iş nıü çapımıza gore çizdiğimiz ayrı bir reketli bir hayat sağlıyacaklarını kellefiyetinin icaplarını yerine ge plân vardır.» Beynelmilel Angiology söylemektedirler. tirirken fertlerin hiçbir tepki gösCemiyeti TUrk delegesi Romanı okurken, bu huzursuz termediği bir cemiyetin «homo New Yorkta yeni teşekkül etmiş olan Beynelmilel Angiology Ce kimseierden bırının felsefesini be socins» lerle kurulmuş farzedilmesı miyetine Türk delegesi olarak Do lırten bir cümle dikkatimi çekti : mümkündür. Eczacı «Bir büyük plân vardır. Bu büçent Operatör Çevik Alp seçilmişİktisadi plânlar; Batı demokraTÜLtN DOĞRU tir. Beynelmilel Angiology Cemi yük plânın yanında, sayısız denile silerinde ferdi şuurun rolü ve tesıile yeti ilk toplantısını 1963 yıhnda i bilecek kadar çok ufak plânlar ku ri dikkate alınarak, kollektivi.st Doç. Doktor rulur. Hepimizin ve her birlmizin yapacaktır. NİYAZİ HEPER hayatta kendi hesabımıza ve çapı rejimlerde ise herkesin birer «hoNişanlandılar tsviçreli bîr profesörün mıza göre çizdiğimız ayrı bir plân mo socius» gibi davranması gere4 8 061 Esklsehlr keceği düşünülerek hazırlanır. Bakonferansı vardır.» Avrupanın sayılı böbrek hasta I Iktidarın büyük plânı ve fertle tı demokrasilerinde, şimdiye kadar lıkları mütehassıslarından Isviçreli jrin kendi özel küçük plânları.. Bir umumi bir plân tatbık edilmemişProf. Otto Spüller pazartesi sa | birine zıd bu iki kuvvet, adlan ve tir. Iktidarlar, oralarda, halktan bahı saat 10 da Psikiatri anfisinde ' hedefleri yerine ve zamanına göre asırı fedakârlıklar beklemeksizin projeksiyonla bir konferans vere | değişmekle beraber, toplum haya iktisadi kaynakları daha verimli cektir. Spüller, bilhassa son yıl I tmın ilk günlerinden beri sık sık hale sokmaya çalışmışlardır. MonMEMM'NE BALKANLI larda böbrek hastahklarının teda • çarpışmıştır. Tarihte çığır açmış net Plânı veya Vanoni Plânı, vaile visinde elde edilen başarılar üze ! din, devlet ve fikir adamlarının tandas üzerinde iktisadi istibdadın H. DOORUL ÖZKORAY baskısım hissettirmeksizin ve varınde duracaktır. Içoğu, halka hissettirmeksizin bu iki NlşanlandıUr 4 Ağustos 962 KadıkBy Şileliler Krupp'a müracaat ızıd kuvveti aynı istikamete yönel tandas menfaatleriyle tehlikeli ihtilâflara düşmeksizin yürütülen Itebilmiş dâhilerdir. Din adamları, ettiler icraat programlarıdır. DemokrasiŞehrimizin en güzel yazlık din j hayatın ötesindeki ebedi saadet lerde, halkın oylarına ihtiyaç duI âlemine hangi yoldan erişilebilecelenme bölgelerinden biri olan ŞiCvımhurl.vet M38 yan hükümetler, halka sıkıntı verlede yeni teşkil edilen Turizm I ğini plânlamak ve cenneti kazan me pahasına plân yapmaya ve yüDerneği, Türkiyede turistik tesisler , rnak emelini ruhlara aşılamak su rütmeye kalkışmamışlardır. inşa etmek üzere teşebbüse geçen retiyle, milyonlarca insanı hususi TEŞEKKÜR Kollektivist rejimlerde ise, plâAlraan Krupp firmasına ilgi çekici hayatları ve içtimai münasebetleri bakımından tek bir gaye etrtfında ntn yürütülebilmesi, ancak sikiyetbir müracaatte bulunmuştur. Izmlrde bulunmadıtım eınada Şile Turizm Dernefti, turistik te tophyabilmislerdir. Kıraüar ve bü leri susturmak pahasına kabildir. mUenflf yangın felâketl dolayıMistisizmin hâkim olduğu çaglarsisler inşa ettiği takdirde Krupp yük kumandanlar, zafer hırsını ve siyle, «ahBima v« strketlerlmffirmasına kasabanın en güzel sa zevkini tattırdıklan mületleri üs da, hayatın ötesindeki saadet ümiresmt, hu«usl mllessese ve tehilinde çok ucuz fiatla geniş bir tünlük ideali ile sarhoş edebllmış di, insanları aynı gayeye bağlamalerdir. Adam Smitb, menfaat fıkrı ya kâfi gelmişti. Milli hegemonya arazi tahsis edecek ve buna muka«ekküllerden. akraba ve doetla. bıl firmadan Şilenin su ve elektrik nin cemiyet hayatında en tesirli fikri de, zaman zaman mületleri rımdan aldıtım çok nazik tcfaktör olduğunu ve ferdi menfaat hayecsma. düsürroüş^^ ılilıin | bu derdini halletmesini istiyecektir. selll telgraf. mektup ve telefonmücadelesinin \e Muvazeneslnin materyalizm çağmda, içimizdeki Fenahk geçirerek öldü her şeye esas olabileteğirrî düşünların» ayn ayn te?ekkürlerimi Beyalltta, Uzunçarşıda çalışan tnüjtür. Kart Mars, smıf kavgası menfaat duygusunu n«sıl sindirançdertm. mek mümkündür? Demokrasüerde Karabet Okkacıoğlu ismindeki şa nın kütleleri aynı dâvaya bağlıyave diktatörlüklerde, ferdî tnenfaathıs âni olarak fenahk geçirmiş ve S*Iâhattln Sanver kaldırıldığı Samatya Işçi Sigortaları Hastahanesinde ölmüştür. Ce(Basın: 1 3104 12957 98701 set, ölüm sebebınin tesbiti için Morga kaldırılmıştır. r Dr. Feridun Ergin 1 Bir devlet teşekkülünün geriei bir dergivi nakden desteklediği şüphesini veren oldukça garip bir hâdise ile karşılaşmıs, hükümetten ba hususta tahkikat vapmasını istemiştik. Bu tahkikat yapılacağı ve bir açıklamada bulurıulacafı verde »ükut edildi. Aradan haftalar geçtikten sonra bir gün ansızın D.P. devrinin artıfı bir gazetede aynı konu bahane edi lerek bize iki koldan birden taarrnza reçildl. Bflsbütün saşırdık. Tazılan yazılardan biri imzalı, digerl imzasııdı. tmzaüsında adım açıklanarak sahsım da soz konnıu ediliyordu. tşte aşafıdaki eevap o yazının sahibi (meçhnl meshur) a verilmektedir. Maksat polemik defil, nefi» müdafaasıdır. tfade seklini mazur görün. • Bak.n Bavlar; akhnızı başınıza devşirın. Başkalarma isnat ettiğiniz cür'etkârhkların en azılısım bizzat yaptığınızın farkına varmağa ve kendinize artık bir ;ekidüzen vermeğe Calışın. Aksi halde, sızi hiç kımse kurtaramat. Bugün saldırdığımz o muhterem insanlar bile!..» diyorsun. Bizi hiç kimse kurtaramazsa ne olurmus? Knrsuna mı dizerler, pusu kurup mitralyözle tararlar mı? Sorgusuz ınalsiı hapıe atıp canımı'za mı okurlar? Bir kanun ve tıizam devietinin v»tandaşlarıyız. Suç işlemedikçe kimse kılımıza dokunamaz. Hiç bir şey olmasa emniyet teşkilâtı var. Sen ne sövlediğinin farkında mmn? O anlatmak istedikkrin Doğudaki daflarda oluyor. Bizi tehdide yeltendikten başka devlete de, o devletin teskilâtına da bakaret ediyorsun. Seni ağzından çıkanı kulafı işitmiyen FALAVRACI seni! «... Yazdığınız hezeyannâmelrle şerefli bir devlet teşkilâtının fedakâr mensuplanna habire kufrediyorsunuz.» diyorsun. Evvelâ sunn bil ki devlet teskilâtının hepsi fcker teker şereflidir. Bu bir. Sonra biz kimseye küfür etmedik, bu da iki... Bir teşkilât içinde eğer varsa, yanlış karar veren bir tek fertten he«ap sorulmasını istemek küfür etmek midir? Devlet kasasından çerici dergiieri besliyen tek adam bütün teşkilât demekse o başka : Seni FESATÇI, seni, koskoca bir teşkilâtın bütün, mensuplarını kıskırtmaya çalışan TAHRİKÇİ seni! «Aranızdaki müseccelleri tanımasanız, onları çok ilerici birer «aydın» olarak görseniz bile; o teşkilât herkesin ne mal olduğunu bilmek ve ona göre davranmak zorundadır..» diyorsun. Hımmm, müseccel de ne ola? Komünist demek mi? Nereden biliyorsun, nasıl, ne cesaretle «Cumhuriyet» mensuplanna böyle bir leke sürebiliyorsun? Seni Allahtan korkmaz, Peygamberden utanmaz JTJRNALCI seni! En belirii vasfı komünizmle müc»dele oldufunn »öyledijin ve dlfer vssıflannı meskfit geçtijin malum dergiye karsı emniyet teskilâtının yakınlık göstermesinden daha tabil bir şey olamıyacağını anlatarak. • Hızını gittikçe arttıran kızıl faaliyetlerin içyüzünü ortaya koyan bir dergiye bu iş için mevcut tahsisatın bir kısmını ayırmışlar ve gençlerin istifadesine sunmuslarsa, sadece vazifelerin yapmışlardır.» dijorsun. Emniyet teşkilâtı, kızıl faaliyetlerin Içyüıünü her halde bir derjiden daha iyi bilir. Gerekirse bn malflmatı yayınlama yollarına da vâkıftır. Ama isaret ettitimiz yollar her halde komünizm mücadelesini maske diye kullanan seriei bir dergivi nakden destekliyerek takip ediİmez. Bu derfinin satın alınması olsa olsa bir arkıdaşlık iıi, hatır işi, belki de gaye yoldaşlığı işi ve mntiaka bir tek adamın marifetldlr. tfsaat kılığına soktuğun yaldızlı lâflarla isabeUiz bir hareketi bütün tejkilâta bolastırmaya çalışma! Seni TALANCI seni! Diplomaeızlıfıındtn, ckhiiligimden bahıederek finanıe kelimesini yanlış kullandı}ımı söylüyorıun. Bn kelimeyi lugatler «para vermek, parasını temin etmek, bir i$e sermaye koyarak desteklemek> şeklinde izah ederler. Bir derginin muayyen bir miktarını devamlı şekilde satın almak, o mecmuaya para vermek, parasını temin etmektir ve kelime tam mânaıiyle yerinde kullanılmıştır. Toksa sen söz konusu devlet teskilâtının o gerici dergiyi nakden desteklemeyip ttrzzat aahlbî oldngann m ı »öylemek istiyorsun? Seni MtFTERt leni! Cevat Fehmi BAŞKLT rla kısım Altuniud» Kısıklı Caddnl 9Q No. da 10 dsntim bahctli, k»leri(«rli blm tfildı. Miıracaal: Msran İlkakutu F»n»r(Dtlyın Durağı) Telefon: 36 95 26 Cideli Mehmet diye tamlan ye hakiki hüviyeti tesbit edilemiyen 25 yaslarındaki bir şahıs Büyükadadaki Luna Park yanında koma halinde bulunmus ve Haydarpaşa Nümune Hastahanesine kaldırılmıştır. Mehmedin bu hale gelmesinin sebebi henüz öğrenilememistir: Dun sabaha karşı sürat yüzünden bir trafik kazası olmustur. Şoför Mevlut Güney idaresindeki 44016 hususî plâkalı otomobil, önünde giden vasıta ile yarış ederken, Edirnekapıdaki trafik isaretine bindirmiş ve radyatörü şiddetle infilâk ettniştir. Kazadan soför 7 dişi kırılmak suretiyle kurtulmuş, içeride bulunan Hikmet Biçer'e ise hiç bir şey olrnamiştır. Koma halinde bulundu İZZET SEFİZADE ve ORT. YAPI ve EMLÂK KOLL. ŞTİ. tarafından SANAYl BAKANLIĞINCA TASTİKLİ (PATENT No. 11298) KALORtFER TESİSATİ YAPTlRlLACAKTIR Şirketimizce daire daire satılmak üzere inşa ettirilmekte olan Taksimdeki 32 daireli blok apartman ile Vatan ve Millet caddeleri arasındaki 42 daireli blok apartmanın kalorifer tesisatı yaptırılacaktır. Taliplerin 15/ 8,962 ye kadar müracaatları rica olunur. Doğvbank İg hanı kat 4 Telefon: 2 37 32 27 37 33 T Basın 129479848 deri Kör>feksiyc.nciol20 A DÜNYADA YALNIZ Sürat yüzünden Rkelâmcıhk 3341/6865 BAKA îstanbul Petrol Rafincrisi A.Ş. Umum Müdürlüğünden: 1. 2. 3. Sümerbank Gemlik Sun'î İpek Fabrikasından Sümerbank Bursa Merinos fabrikasına yılda takriben 7460 ton Fuel Oil naklettirilecektir. Bu işe ait mütemmim malumat için Satınalnıa Şubemize müracaat edilecektir. Tekliflerin en geç 15 Ağustos 1962 akşamı saat 17,00 ye kadar Umum Müdürlüğümüze tevdi edilmesi şarttır. Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alınmıyacaktır. Cumhuriyet 9859 Ağustos & 5 «i O 3.20 c •J Rebiülevvel 4 B a l * ! 2C21|22.08 1.55 V. E. I 5 57 17.14 | 0.15 4 571 8.51 2 00 1.47' .35 ALICI BOŞLUK C 0 N T AlA R 1 S A 1 1 A N TIY A Reklâmcılık 33369856 K 1 R l l M AY A M ANİ 0 L UR \\uıııııııınııııııııııııııiHHiııııııııııııııııııııııiHiııımııııııııııııiMinmııııııııııııııııi!iıııııııııııııııııııiMiıııııiMiııııııııııııııııııııııııııı^ E..CUMHUKÎYET» ın Edebi Tetrikası: 64 Gecenın Ucundam Işık Üazan: PERIUE CELAL Oradan oraya uçar gibi kayıp giden ince, beyaz bir hayal, uzak, dalgın yaprak yeşili gözler... « Nasıl, sizi rahat ettirdiler mi cicim. odanızdan memnuıısunuz ya güzelim1.» Sesi ne kadar nazik, nasıl tatlı! Karşısında duranın cau düsmanı olduğunu nerden bilecek! Nerdeyiz onunla? Rıhtımda çaliba! Hayır, çalışma odasının önünde, terasta. Kırmızı bezden, rahat Amerikan koltuklarında oturuyoruz. Yüreğim çarpıntılı, kasılmış. Bnz gibiyim. Ne konuşacağımı bilmiyorum, kekeliyorum, bozuluyorum. Giydiği elbiseler gibi yüzü, koliarı, boynu her yanı beyaz! ölü bir kufu kuşunu andırıyor biraz. Taln.z ÎOZleri yeşil, durgun parlıyor derinden derine. Dudakları yeni açılmıs kanıvan küçük bir yara gibi kıpkırmızı. « Sakııı sıkılmayın!» diyor, nazik nazik. «Burası eviniz sayıIır cicim. Bir şey istiyeceğ'n'z zaman bizim Nafia haııımı çağırın. O herkesin işinc koşar bu evde. Yetiştirüıceye kadar canım çıktı cicim. Ama şimdi üzcrine yoktur (femme de chambre) Olarak, Avrupada bile, inaHatırlıyorum, öğünmeyi severdi. Evi, çiçekleri, bahçesi. kotrası, asçısı. hepsl bir Bgünme konusuydu oniın için. Tnberosa'lannı anlatmaya başlardı t»th, tatlı.. Bir zamanlar Italyadan getirdikleri bahçıvandan, kurt köpefinin şeceresinden, Nafia hanımdan, Tusuf efendiden söz açardı. Güneş şemsiyesinin altında, elinde beyaz eldivenleri, başında kocaman güneş şapkası ile oturuşunu görüyorum. Güneşten nefret ederdi. Güneş bir yastan sonra sarı lekeler yapıyordu ellerde, omuzlarda ve onun öyle nazik bir derisi vardı kü. Nafia hanımın oda hizmetçiliğine diyecek yoktu gerçekten. Her akşam çıktığımda yatağımı açılmış, geceliğimi serilip bir güzel düzenlenmiş, terliklerimi karyolanın önüne konmuş bulurdum. Suyum. çiçeğim eksik olmaz, bavlularım her gün değişirdi. Koknlu sabunlar vardı banyo için ayrı ve her sabah küçük bir bizmetçi kız banvomu açmaya, suyumu tertiplemeye, yardım isteyip istemedi ğimi sormaya gelirdi. Sabahlan herkes yatağında verdi Uahval tısını. Ofise telefon etmeyi Nafia hanımdan öğrenmiştim. Tckerlekli kahvaltı masası kapımın önünde bekler, beyazlar içinde, tertemiz oğlanlar insanın yatagına servis yaparlardı. Bir prenses gibi yaşadım orada dofrusu. Hepsini Handana yazmıs. biraz eglenmiş, biraz da öğünmüş olmalıyım. Ankaradaıı geldiği yaz, Handanın herkesin önünde: «Bak kızım ben de tekerlekli masa, yatafa servis isterim!.» diye, kahkahayı patlattığını hatırlıyorum. Bütün bunlardan başka balkonun kapısını gece ardına kadar açtıgım zaman deniz. ağaçlar, ay, yıldızlar benim olurdu. Zavallı Ahmetçiğim! Bütün bu hikâyenin içinde nasıl korkunç bir yalamn, oyunun gizli oldagvnu bilmeden, Amerikasının, benimle beraber kuracağı hayatın hayalleri ile yaşıyordu. Aramızda kaldıgı birkaç cüıııi hiçbir şey sezmeden, anlamadan tam bir mutllılukla kaygısız çetirdiğini sanıyorum onun. Herkes çok bahtlı buluyordu beni. Yazı geri getirdiğimi söy lüyorlardı köşke. Gerçekten havalar açmıştı yeniden. Olgun, renkli, sıcak bir sonbahar başlı yordu. Aksamları ince açık elbiselerle bahçede oturuluyor. partiler, eçlenceler bahçelerde veriliyordu. Bah'tım valnız yazı getirmek değildi. Işık ailesi gibi bir altın madenine çatmıstım Ahmet gibi genç güzel bir oglanı elde etmiştim. az sey değildi bunlar! Gözler üzeriradeydi. Fısıltılar sırtımın eerisinde sü rilp gidiyordu. « Aldırma!» diyordu, Ahmet. «Seni kıskanıyorlar şekerim!» Güzel olduğumu, akıllı olduğumu söylflyordu. Dünyanın en iyi çocnfuydo. Başka ydnden kıskanıldığımı aklına getirmiyordu. Rıhtım safalarımızı hatırlıyorum. Çok n n ı n ktlabalıktık. Dentze gtrenter vardı. Tekrar yaşar gibiyim o jünleri. Rıhtımın kenarına oturmuş, ayaklarımızı suya sarkıtmışız. Gözleri, saçları, giineşten yanmıs jenç yüztt parlıyor Ahmedln. Beni yavaşça kucaklayıp yanaklarımdan «pıhüsttt. « Ah yavrum, ah yavrum sana şu ettiklerime bak! Senden nasıl af dllemeliyim, sana nasıl tesekkilr ettneliyim!..» diye, söylenİTordu. Kula|ıma fısıldıyordu yavastan : « Görecekşin sevgilim. öyle iyi günler gelecek, bizim için sonu öyle iyi oltcak ki bu işin!.» Serra alay ediyordu açıkça: « Çat orada çat burada, çat kapı arkasında, nedir bilin bakalım?.» Cihangir atılıyordu hemen : « Kim olacak, bizim birader bey!.» Şaklr sırtını okşuyordu eski dostunun. « Yahu gene kızı bırakıyor musun, nasıl oluyor bu işter bövle?» Akılsız. durgun. koyun gözle riyle bakı\ ordu yüzümttte. Hanımlardan biri, daracık pantolonu içinde kırıta kırıta yaklasıp elini ahbapça omuzuma koyarak soruyordu : « I.istenizi yaptınız mı gelin hanım?» Süzan Hanım oturduju koltnkta memelerini dikip gcrinerek söyleniysrdu: « Vallahi ben olsam bütün eşyalarımı, çeyizimi oradan getirtirdim, öyle değil tnl NlniciNermin Hanım güneş şetnsiyesinin altında nâzik nâzik gülümsüyofdu. Sfiyliyecek bir şeyi yoktu onUn. Çoktan tUketmişti kendini. Biz budalâlar h(ç bir şeyin farkında değildik. Tüz leriıtıize hep Öyle tatlı, u*ak bir gülüşle bakıyardu. «Ben ba ilde yokum artık, her şey bitti benim için!» diyordu gözleri. DurfUiıtu|u, hasta beyaclı|t, gözlerinin ölü bakışı, yüreğime dokunuyordu. Onu sevmiye başlıyordum. Utanç zehir gibi akıyordu içime. Daha o zamanlar iki türlü kötü düskünlüiün ha«tası olduğnnn bilmiyordum, Amansızdı derdi lavallmın. Ijıktan korknsu. hasta fOrünüiü, ortadan kaybolup «aatlerce odasına kapanışı, bütün bunların mânasım benden başka herkes bilivordu o evde. «Hanımefendi uyuyor, okuyor, dinleniyor» diye, ıık »ık asafı h»ber getlren j»r«onların haflften gttlttşleri, divetlerde, e|lencelerde yefini çok zaman Serranın alışı, Cihangirle glıli kavtaları. sonraları çarpmaya başladı gözllme. yine de e kadar paraları oldağu halde neden zavallı kadını kurtarmaya. kötü düşkünIü|Unün Bnüne geçmiye çalısmadıklarını hayretle sorardım kendi kendlme. Zehlrin kanına işle» miş, etini, canını çüriltecek kadar derine salmış oldağundan habersizdim. (Arkası «*r' TAYAR TERTIBATI HER TAŞA UYAR S O M U N S I K I Ş M A S I İLE İSTENİI DİGI KADAR SUSPANSİYON TEMİN E D l l l R * e BOŞLUK ALINIR Cumhuriycl US'iO KİLİT İTHAL EDİLECEK Müracaat: Tel: 3716 32 llincılık: 5681/9895 K İM Y AG E R | ( APRE BOYA ) t Büyük bir mensucat fabrikası tarafmdan alınacaktır. Maas f dolgundur Müracaatiar gizli tutulacaktır. *. Mür: Bonservis ve resimle beraber. İstanbul Tesvikiye PK. 31 \ Cumhuriyet 9896 CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş TütkİT» Hatlcl Lira Kr. Lira Kr. 76.00 160.00 40.00 80.00 2200 44.00 Basan ve YayMi Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gaz«t«clllk Türk Anonütı Slrketl Cagaloglu Halkevi Sokak No. 3941 Sahibi Senelik 6 aylık 3 aylık ARANIYOR • Aylık cirosu yifrnl b,in civarında tnakul tekliflerin 22 73 90 dan Bay Bülent Baltaş'a not ettirilmesi rica elunur. »/%..^/^^^^^^^^^*^W^fc^*^^^^^'*^*"* •• * •• * * " ^ * •• » •• ^• » • *•» Cumhuriyet 9862 NÂZİME NADİ Yazı içlerinl fiilen ıdare eden Mesul Müdür VECDİ KIZILDEMÎR | Gazet€ttılze gönderilen yazılar konulsun, konulmasm iade edilmpı 1 Uânlardan MMuliıft katoul olunmaz. Abone ve Ü4n içlerı lçın, zartın üstüno «Abone» veya «tlân ServisU kaydının konm»«ı lâıımdır. * BU GAZETE BASIN AHLÂK YASA=INA UYMAYI TAAHHÜT ETMtŞTİR, Tahmini bcdeli 29S.072.32 T.L., geçici teminatı 15.788.95 lira olan 85 kalem Inter Traktör yedek parçaları 20 Ağustos 1962 Pazartesi günü saat 16 00 da Ankara'da Karayolları Genel Müdürlüğü Malzeme Şube&ınde kapa'.ı zarf usulü ile satın alınacaktır Şartnamesı aynı yerden bedelsiz temin edtlir. Tıcaret veya Sanayi Odası belgesi konulmak sartiyle hazırlanacak teklif mektupları eksiltmeden bir saat öncesi Komisyon Başkanlığına verilmiş olacaktır.' Postadaki gecikmelerin kabul edılemiyecegi duyurulur. Basın 12861 A. 8115/9845 Baymdırlık KARAYOLLARI Genel Müdürlüğüıtden ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııııımı^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear