23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Dencere İKİ Terbiyesizlik Sehır Sebze ve meyve fiatlarının x ayarlanması çaiışmaiarı CUMHÜRIYET ııııEEııııifiıııııtnff ııııııııtttttııııııııııjııııııınııııııııııııııiiiıııııııııııtf ıiifiııjıifi]iıınifinııııııifintı=ıııı CİLAS'IN YENİDEN 8 Haziran 1962 | D Ü Ş Ü N C E L E R | HAPSİNE SEBEP OLAN KİTAP Illl=fllllIIIIIIIIIIIfIlIIIIIIJIIIllIirilfIflllllllllltlllllllIIIIIIlIIIIIIIlIlIlllllIllllltlllTIIIIIIIlIllllIIIIIIIIIflllEEllir Stalin'le Konuşmalar Gerçi daha ağır sebepler vardı. Fakat Sovyet idarecilerinin ve onları temsil edenlerin gocunmaları sebebi olarak, en fazla öne sürülen sık sık bahsedilen, benim sözle rim oldu. Sırası gelmişken söyli yeyim, Sovyet hükümetinin, Suvarov nişanını Yugoslav Konıünist Partisi merkez komitesı üyelerinden birçoğuna verdiği halde bana vermemesi bu yüzden olmuştur. Ne olursa olsun, çok geçmeden ağzımdan çıkan bu sözlerden dolayı, âdeta tek basıma kaldım. En yakın dostlanm beni suçlu buluyorlardı. Sovyet idarecileri olayı mübalâğalandırmışlar ve olduğundan daha başka türlü göstermişlerdi. Ama bunun basıma kalışı nin asıl sebebi kendi şahsî tecrübemdi. Başka bir deyimle anlatayım, komünizm idealini iyi niyetle, bir bakıma feragatle benimsiyen her komüniste mukadder olan bir akibetle karşı karşıya idim. Bu gibi insanlar, ideal ile. parti idarecilerinin hareketleri arasında mevcut anlaşmazlığı ergeç idrak edeceklerdir. I Ne demek terbiyeî Terbiyenin türlüsü var... Muaşeretinden nezaketine, yumnrtalısından ynmurtasızma kadar. Terbiyesizligin de türlüsü var. Bazan terbiyenin bile terbiyesizlik olduğu yerler vardır. Bakarsınız ince adamdır. Giyinişi, otnruşu, kalkışı, yemek Aman ne ince, ne kibar, ne nazik adam... T3m paşazade ! Bakarsınız inee kadındır. Giyinisi, oturuşn, kalkışı, yemek Aman ne ince, ne kibar, ne nazik kadın... Tam hanımefendi! Modern terbiye teorisinde iki çeşit terbiyeden söz açılır : Süs terbiyesi ve fayda terbiyesi. Eski asilzadelerin terbiyesi, süs terbiyesi idi. Saray ve konak terbiyeleri çofunlnkla süs terbiyesidir. Türlü türlü hocalardan reveransın çeşitlerini, dansın inceliklerini, yemeklerde nelerin nasıF yeneeeğini, dantelinın kol yeninden kaç santim sarkması gerektigini, bastonnn nasıl tutulaeağını, nasıl kuHanılacağını incelikleriyle öğrenmek zamana, masrafa. emeğe dayanan bir iştir. Bugünkü cemiyetler bu türlü terbiyenin sleyhine dönmüşlerdir. Çünkü bu türlü terbiyeye ödenen olağanüstü ve haksız bedeller insanların vicdanlannı rahatsız etmektedir. Bir ülkede bir yanda insanlar köyden şehire yırtık çarık, çıplak ayakla taban teperken ; öte yanda küçük beyefendilerin çeşit çeşit ahırlardan çekilme, cins cins terbiyeli atlar üzerinde binicilik zerafeti talim etmesi terbiyenin değil terbiyesizligin icaplanndan sayılmaŞa başlamıştır. Halkın uyanıgı ve iktisadî şartların değişmesi cemiyetlerdeki terbiye düzenini altüst etmektedir. Biz eski tstanbul hanımefendisi ve eski Istanbul beyefendisi tipini neden kaybettik? Çünkü Anadolu'nun beslediği konaklı, saraylı Dersaadet maziye kanşmıştır. Çünkü saraylar ve konaklar gehri tstanbnl, gecekondnlar ve apartımanlar şehri tstanbui olmuştur. tstanbol hanımefendisi olmak kolay mı idi? Hizmetçiler, dadılar, büyük, küçük, orfa boylarda kalfalar, büyük ve küçük beyler, beyefendiler, büyük ve küçük salonlar, loş odalar, yüksek kapılar, ağır perdelerle « tefriş» edilmiş ahşap konakta yıllann verdigi diplomayı hayatının sonuna kadar boynunda tasımak kolay mıdır? Gecekonduda tstanbnl hanımefendisi yetişmez. Ekmegin aslanın ağzında olduğu yerlerde tstanbnl hanımefendisi yetişmez. Sabah ezanında kalkılıp teneereyi atese vurdoktan sonra fabrikaya gidilen yerlerde tstanbul hanımefendisi yetişmez. Ustabaşının hakaretine, Işçilerin şakalarına, müdür beyin hışmına «marnı» kalınan yerlerde tstanbul hammefenditi yetiamez. Bir kilo fasulye, bir arşın Amerikan için çeklşe çekise pazarlık gereken yerlerde Istanbal hanımefendisi yetişmez. Mazi, mazide kalmıştır. Hayat yürüyor ve degişiyor. Ve hayatın yeni şartları, bugünkü terbiyemizin veya terbiyesizliğimizin gerekçesini yaratıyor. Bir gecekondunun ter, nefes kokan karanlık odasında, çocnklar, babalar, anneler, amcalar, yengeler ayni yer yatağında sıralamrlar&a bizim bildiğimiz terbiye orada ne yatacak, ne de barınabilecek yer bnlar. Böyle gecelerin sabahında sokağa düşen çocnktan tstanbul Efendiligi beklemek Karacaahmet mezarlıgındaki selvilerden elma beklemiye benzer. Bugünkü tstanbnln salgın gibi saran terbiyesizlik âfetinl yanlış gözlüklerle teshiş etmiyelim. Bizi ntandıran onların terbiyesizliğindeki terbiye ve bizim terbiyemizdeki terbiyesizlik olmalıdır. Sabahattin bey ve demokrasi Ruslarla aram açılıyor Düsünce ve kişiliği çağdaşları tarafından olduğu ka dar günümüzde de henüz anlasılmamış olan merhum Yazan: ^ ^ l Cahit Tanyol insanların meydana getireceği siyasi iktidar elbette ki, halk ira desine dayanan bir demokrasi o lur. Böyle bir rejimde insanlar siv rilerek, halk oyunu felce uğrata maz. Böyle bir sosyal dokuda diktatörler veya diktatör zümreler ku rulamaz. Kurulsa da geçici olur. Sabahattin Beye göre çare: Sosyal dokuyu, değiştirmeden, insan ların hür iradesine dayanan sos yal ve politik kuruluşu değiştir meye imkân yoktur. Bir müstebit gider, yerine yüzlercesi gelir. makSz kaöakağağag Sosyal dokuyu değiştirmenin tek çaresi de insanların hiyaraşik bir uşak haline getiren bu cemaatçi ter biye J5isteminin yerine ferdî teşebbüsü telkin eden bir öğretim ve eği tim programım uygulamak. Yeni nesilleri hayattan korkmıyan, çölü cennet haline getiren, kendi kendisine güveni olan bir ortam içinde yrtistirmck. Havattan ve mücsdeleden korkmıyan insanlar siyast iktidann zulmünden de korkmazlar. F.kmekleri ic'n «avaşanlnr. hürriyetleri icin savaşma«ını da bilirlerKısflcası, Sabahattin B«y. t'nik h'r hurjııvn sosvoloçu ol.irak. Türkivpnin her şpvden önce safilam templlere dayanan çalışkan, namus lu bir buriuva sınıfına malik olmasmı rtii^iinıivordıı. Çünkü onun so^yal sörüsü bunu percekicstirecekti O devir icin. Sahahattin Bevden ha?ka türlü hir dıisünc» beVlemivp imkân yoktu. Çünkü onun ifinrte vasamıs olduSu Avrupa kültür ve medeniyeti. basarının zirvesinp varmıs ve fakat sancılanan bir bıırjuva medeniveti idi. BirinM niinva F.irbl İIP libr?''«t sis+pmin de kaderi rTfPişti. Yine tokrar ertivorurn. Sabsttin Revin «Tfirk've N?.s>l Kur*arılabilir?» kitpbmdaki tek'ifleri nararî olank çok cekicidir. î'k dpfa m»m leVetin «n^val ve ekonomik hastaIı»ına rtiVV.ıti çekmis olmam da onun fikirlerine karsı ısav>?ımi7T çoŞaltmaktadır. Sabahattin Beyin, «T^nrimat» ın sosysl. ekonomik ve uolitik dokusu hakkındaki tenkidleri rie günrimüz icin uyarıcı fikirVH ihtiva ediyor Sosyal tmeller. den yoksun rolitik bir reiimin imkânsi7'ı»iTiı ileri sürmesi de yanlıs değildir. Derdimizin temelinde sosyal ve iktisad! kalkmanın bulunduğuna işaret etmesi d« re. rindedir. Fakat bütün bu doğru fikirler bir araya geldiği zaman, sosyal ve politik gerçekler karşısmda, tümü bir fantezi olmaktan kurtulamıyor. Bucün de teker teker fikirlerinin doğruluğunu ve isabetini tasdik edecegimiz bu değerll düsünürün cçvresinde nlçin, hiç olmazsa gelecege yonelmis bir kadro kurulamadı da, heybesini omuzlanna takarak Diyarbakırdan îstanbulun yolunu tutan bir Ziya Gökalp'm çevresinde rsburak bir kadro kuruluverdl. îşte Bnemli nokta burada. Çünkü 0 günün sosyal. politik «artları. o güne hâkim olan fikir cereyanları hep Sabahattin Beyin karşısmda idi Savunduğu fikirler bskımından çok gerçekçi olması gerekli olan Sabahattin Bey, haki. katte gerçeklerle Hgisi olmıyan bir utopiacı idi. Sebeplerinî kısaca söyliyelim: 1 Türk halkının sosyal dokusunu değiştirmek, pratikte sanıldıgı kadar kolay değildi. Bunun neticesi olarak sosyal ve politik kuruluşu da değiştirmek imkân »ızdı. Ayni zamanda Imparatorluğa dahil olan bütün milletlerin sos yal dokulannı değiştirmesi gerekecekti. 2 Sabahattin Bey, Rönesanstan beri gelişen bir kültür ve medeniyetin çevresinde toplanan mil letlere dikkat etmiyordu. Endüstri çağı AngloSaksonların bir eseri değildi. Bir kısmma toplumcu dediği Avrupa milletleri, Batı medeniyeti denilen seylerde payı ve ortaklığı vardı. Ba yüzden Seienee Sociale mektebinin fikirleri metodları hariç, Batı dünyasında, Ingilizleı de dahil olmak üzere cıddiye alınmamıştı. 3 Milletleri fertçi, toplumcu diye ikiye ayırmaya imkân yoktu Bunlar Sabahattin Beyin dayan dığı ve inandığı fikir ve tekliflerin özüne olan itirazlardır. Bir an için onun dediğini kabul edelim. Osmanlı tmparatorluğunun yapısında ademi merkeziyet sistemini kuralım. Buna ilk itiraz edecekler, fmparatorluktan aynlmak istiyen milletler olacaktı. O nun fikirlerini tatbik etmek için sartlar hiç uygun değildi. Sabahattin Beyin hayal ettiŞi şeyin hakikat olabilmesi icin, o da politik bakımdan. Jkinci Dünya Harbi sonunda meydana gelen fikirlerin 0 zpmandan bilinip kabul edilmesi lâzımdı. Yani bunlara denecekti ki ey Bulgarlar. Y'jnanhlar, ey Araplar. Arnavutlar, biz birbirimize iktisaden muhtacız; gelin ayrılmtaylım. Tek bir ortak bnyrak altında herkes millî kültürünü gelistir sin. Hepimiz memleketlerimizin bünvesine göre endüstri kuralım. Hepimiz lçeride bağımsız, dısarıya karsı müşterek bir cephe tutalım. Bulgaristanda çıkan endüstri mahsulü, Mısırda Irakta kendisine pazar bulur. Mısırm toprak ürünleri Arnavutluğa, Yunanistana ulasır. Herkes birbirini tamamlar. Kısacası Imparatorluğa bağlı olan veya olmıyan Balkan ve Orta Doğu milletleri kendi aralarında müşterek bir pazar kurarlar, kendi mahsullerini împaratorluk sınırları içinde «Commonwealth» değerlendirirlerdi. Batı medeniyetine katılmamış olan bu milletler, Imparatorluk içinde kendi burjuva sınıflarını yetiştirirlerdi. Bu yeni burjuvazi blokuna karşı yine ayni iç bünyede müşterek reaksly*n!ar olurdu. Bu suretle sosyalist akımlar da, împaratorluk bünyesinde, müşterek bir idesl haline gelirdi. Hattâ dün Imparatorluktan ayrılmak için kanlı kavgalara girişmiş olanlar. împaratorluğa girmek için müracaatta bulunurlardı. Bu hayal bir an için gerçeklesme imkânını kazansardı, yine olmazdı, bu sefer karşısında bütün Avrupa milletlerini bulurdu. Fakat Batıdan klise olarak alınan meşrutiyet, hürriyet ve demokrasi ancak Sabahattin Beyin teklif ettiği şartların gerçekleşme siyle mümkündü. Bizde ise olay tam tersine cereyan etti. Demokrasiyi tutacak burjuva sınıflarının kurulmasına gidilecek yerde, ki hakikatte bu imkânsızdı. kalıplariyle rejim ve sistem yürütmek sevdasma düştük. Bunun bir numarah savunucusu Sabahattin Be yin, tsviçrede, çevresinde tek adam bulunmadan sefil ve perişan öldüğünü görmek istemedik. Gozler Diyarbakırdan gelen adama takıldı. kadroyu 0 kurdu: neden? Bu sorunun cevabmı başka bir yazımızda vereceğiz. j Sabahattin (Prens Sabahattin) Beyin, Fransız «Science Sociale» 0 kulundan alınma jki fikri vardı. Bunlardan biri, «idarede adeSebze ve meyve fiyatlarının » mi merkeziyet, digeri, terbijede: yarlanması ve müstahsilin durumu «şahfî teşetbüs» idi. nun gözönüne alınması hususunda Yine Sabahattin Bey, fosyal topBelediye Başkanlığında yapılmak lumları da ikiye ayırıyordu: ta olan toplantılara devam edil1 Communautaire, yani cemamektedır. Bilindiği gibi, sebze ve atçi, toplumcu; diğeri, meyve fiyatlan, bu sene yüzde 50 2 Particulariste, yani infiradt, nisbetinde artmıştır. Bu artışın se fertçi. bepleri üzerinde duran Belediye aToplumlar, bu iki halde kümelelınması lâzım gelen tedbirleri Hâl nir, diyordu. Ona göre, fertçi topMüdürlüğüne bildirecektir. Beledı luma örnek AngloSakson memleyedeki ilgililer alınacak kararlar ketleridir. Toplumcu olanlar ise, la müstahsil, perakendeci ve vatan Lâtin Amerika, Lâtin Avrupa ve daşın menfaatinin korunacağını Asya kavimleri. ifade etmişlerdir. Abdülhamit istipdadına karşı babası ile Parise kaçan Sabahattin Fazla öksürük hapı alan Bey, önceleri bütün «Jön Türkler» gibi memleketin kurtuluşunu Abçocuk zehirlendi dülhamit istipdadından sona erHasköyde Mesveret Sokağında merinde arıyanlardandı. Fakat Scl1 29 sayıh evde oturan Hanife Deence Sociale okulunun bir kısım 1 miröz'ün 4 yaşındaki oğlu Mıımensuplarivle tanışması ve onlar| rat, evde kimsenin olmadığı bir la dostluk kurması. Sabahattin Be' sırfcda fazla miktarda öksürük ha yin fikir ve kanaatlerini birden de: pı yutmak suretiyle zehirlemr.ş giitird!. Imparatorluktaki hastalı, tir. Muirat, annesi tarafındm h»s ğın köklerini sosyal yapıda aramatahaneye kaldırılmış, olaya polis ğa başladı. tarafmdan el konulmuştur. Işte Sabahattin Beyin, gerek Pa«Güzel» kardeşlerin evinde rİ5te ve gerekse Türkiyeye döndük tabanca ve mermi bulundu ten sonra. diger Jiin Türkler!" anla (»nnmın bu yüzdendir. Bu düşünKaragümrükte Sarmaşık Caddeceler onu ayni zamanda politikasinde oturan cGüzel» kardaşlerin nın dışmda bırakmıştır. Fakat Sa| evinde tabanca bulunduğu ıhbat bahattin Beyin fik'rlerine karsı oedilmiştir. Alınan arama kararı lanlar, onu daima politiknnın dıüzerine evde incelerae yapılmıs şında olmaktan cok. politikanın ve ruhsatsız 2 tabanca ile bir mik karşısında bulmuşlardır. Halbuki. i tar mermi bulunarak müsadefre Sabahattin Bey. yaradılışı ve düj edilmiştir. Sanıklar Cemil Güzel sünceleri icabı, mevcut politikanın ile kardeşi Yaşar hakkında, ko dı^ında kalmak zorunda idi Fa p kat onu bir tehlike gibl eörenler, j ğuşturma açılmıştır. Sabahattin Bevi aktüel politikanın Marie Bell, 2 piyeste adamı gibi göstermeye ve fikirlebaş rolü oynıyacak rini de o tarzda yorumlama8n rn Çünkü Ssbahattin Bey, Ünlü Fransız tiyatro artisti Ma lıştılar rie Bell, 18 kişilik resmi tiyatro savunduğu fikirlerie, bütün polititrupu ile 11 haziran günü sehrimi kaciları sadece iktidara tırmanmak ze gelecektir. Halen 57 ya$ında ol hırsiyle yanan bir takım mareramasına rağmen güzelliğinden bir perestler olarak eörüyordu. Bunu şey kaybetmiyen Marie Bell, 12, 13 söylemese bile fikirlerinin tsbil a14 ve 15 haziran günleri Saray Sı kışı böyle bir sonucu perektiriyornemasında « Phedre » ve « Bene du. Bu yüzden cağdaşlan tarafınnemasında « Phedre • ve « Bere dan bir türlü anlaMİmadı veya anrolü oynıyacaktır. Fransız Artist lasılmak istenmedi. Havati, poli ler Birüğinin teşkil ettiği bu res tika kasırgalarının ortasında geç Doç. Dr Ilhan F. Akm mi tiyatro trupu, halen Bulgaris m»sine raSmen, günün politika«ma karsı tutumu, tov bir çocuk gibivtanda temsiller vermektedir. di thtiraslann azeınlashSı politik İlkokul müdürlerinin tâyin bir zemin içinde Sabahattin Bey, hani IU Napol^on'a, cncuk terb"eşekli şikâyet konusu oldu İlkokul müdürlerinin klâsik for «ine önem vermesi fçin nasihat vemül puanlarına göre tayin edüme ren tsvicreli pedago» Pestolozzi si ancak yaşlı öğretmenlerin ida var ya, içte onu hatırlatır. reci olmasını mümkün kılmakta ve Fakat ben burada Sabahattin Bebu durumdan müli eğitim yönetıyin fikirlerini tartışacak rlegilim. j cileri yakınmaktadırlar tlkokul Nazarl planda onun dediklerine ı müdürlerinin yas ortalaması 60 ol bilim açısmdan incelenişj hak vermemek mümkün degil. O! masından yakınan ilgililer, tayin DÜNYA Gazetesi idarehanesinden temin edilebilir. na göre, Türk sosyal dokusu top I esaMarmın değiştirilmesi için Millî lumcudur. Toplumcu olan memle Cumhuriyet 7112 , Eğitim Bakanlığına başvurmuşlarketlerde demokrasi tatbik edile dır. mez. 'Hürriyet kavramı gercekleşeYarı baygın halde bulunan mez. Çünkü merkeziyetçi bir sistemde eSitim. şahsî teşebbüse immeçhul şahıs öldü kân bırakmaz. Şahsî tesebbüs, inEsrarlı bir şekilde ölen 40 yaşla sanları baŞımsız. hür düşünceli ve Otel, Lokanta ve tam teskilatiyle, hususî trenleri işliyerek ' rındaki bir erkeğin cesedi, ölüm se hür iradeli yapar. Ancak. kendi ziyaretçilere açılmıştır. 5 bebinin tesbiti için Morga kaldırılkendis'ne güvenen, koltuk değnegi mıştır. Sabaha karşı Dolmabahçe ile yürümiyen insanların geçeceği İlâncıhk: 4526/7104 Stadmın önünde yan baygın bir kimseler, insan hürriyetine deŞer sahsın yattığı görülmüş ve llkyar verir; vermek zorundadır: ve bu dım Hastahanesine kaldırılmıştır. Pazarlık Suretiyle Mecburî Eşya Satışı Hastahanede yapılan tedaviye rağ men hüviyetini tesbite yatayacak 9/6/1962 cumartesi günü saat 10 dan itibaren Kadıköy Mü bir belgesi bulunmayan sahıs ölhürdar caddesi 66 No. lu hanede (Sular İdsresinin yanı) şark SEVÎM BAKIRCI «Büyük. müşfür. Polis, yere düşmekten mü stili kütüphane yazıhane odası, yatak odaları, elbise dolaptevelüt yüzünde bir çizik bulunan ları, yazı koleksiyonu, halı ve seccadeler, tablolar, salon takımmeçhul şahsın hüviyetini tesbite BİNGÜL BAKTRÇI ları, antre takımı, avizeler, biblolar, perdeler v.s. v.s. çahşmaktadır. ^ EVLEVDİLFR. PORTAKAL Tel: 44 54 59. Barsak ihracatı bu yıl 7«19«2 Beyoglu yapılacak temaslar sayesinde ortadan kaldırmak arzusuyla izah edebiliriz. Tito beni murahhas heyeti listesine yazmış, Sovyetler ta rafından hiç bir muhalefetle karşılaşmamıştı. öteki delegelerle beraber, ben de Sovyet uçağına bindim. Nisan başındaydık, hava pek iyl değildi. Uçağımız yol boyunca sarsılıp durdu. Tito ve heyet üyelerinden çoğu sarsmtıdan rahatsız oldular. Pilotların kendileri de hastalanmaktan geri kalmadı. Ben de rahatsızdım, ama bambaşka şekilde. DEVLET DOKTRİNLER! Bu rahatsızlık, volculuga çıkacağımızı haber aldığım anda başlamıştı, Stalin'le karşılaşacağım ana kadar devam etti. Kendimi bir suçlu durumunda görüyordum. Halbuki hiç suçum voktu. Belgrat ta iken, etrafımda, azar azar, ağır bir hava yaratılmıştı. Sanki büyük bir hata işlemiş bir kimse gibi. aşağıhk bir insan olmuştum. Benim yaradılışımda bir kimse için, şu veva bu şekilde kendimi Benim durumuma sebep, Sovyet affetirmekten ve ancak Stalin'in subaylarınm ve idarecilerinin iş âlicenaplığına güvenmekten başka lenen cürümler karşısında göster yol yoktu. dikleri müsamaha dp.miyeyim ama Uçağımız Moskovaya yaklasıyor kayıtsızlıktan doguyordu. Bu cü du. Zaten alışık olduğum yalnızlık rümlerin varlığını inkâr ediyon duygusu üzerime çöktü. Kardeşlelar, ne zaman dikkatleri çekilse rimin, silâh arkadaşlarımın beni itirazla karşılıyorlardı. terkettikleri hissini ilk defa olaBenim niyetim ivi idi. Yugoslav rak duydum. Benimle herhangi komünist parti'inin tesisine sene şekilde temas etmek, yahut içinlerce ugraştığı, Kızılordunun ve deki kendi durumlarına zarar veSovyetler Birliğinin şöhretini ko rebilir, onları da yoldan çıkmış rumak. tyi niyetlerimize karşılık, gö'terebilirdi. büyük bir memleketin küçük bir Uçakta iken bile bu hîsten kenmeımlekete karşı tutumunun tipik dimi kurtaramıyordum. bir örneBi olan küstahça muameAnrreyev'le aramızdaki samimileler görüyorduk. • Asıl fenası şu ki, Sovyet resml yet harbin ve hapîste beraber çek temsilcileri, benim iyi niyetle söy tigimiz acıların eseri idi. Bir insalediğim sözleri. Yugoslav idareci nın seciyesini ve insanlık değerdaha lerine karşı olan tenkidçi ve küs lerini, bunlar, her şeyden Onunla tah tutumlarıın haklı göstermek kuvvetle ortaya koyar. her zaman gayet içli dışh idik. için istismar ediyorlardı. Halbuki şimdi? Andreyev halime Sovyet temsilcilerinin bizim mak çok acıyor, fakat yardımda âciz satlanmızı anlamalarına mâni ogösteriyor gibiydi. Yanına yaklaşlan şey neydi? SBzlerim. hangi semağa cesaret edemiyor. ağır bir beple, mübalSgalandırılmı?, mamuameleye uğramaktan korkuyornaları deSiştirilmişti? Sovyet tem dum. Belki de benimle samim! gösilcileri. kendi sivasl menfaatlerirünmek istemezdi, bu samimiyet, ni korumak gayesiyle. neden hu kendisi için zararlı olsbilirdi. istismar hareketine sapıvorlar. Yu Tito'ya gelince o, sanki hiç bir goslav idarecilerini, Kızılorduya nankörlük etmekle suçluyorlar şey olmamış gibl susuyor, hakklm dı? O Kızılordu ki, diyorlardı, bir d» ne duyduğunu, ne düşündügüaralık. Yugoslav başkentinin kur nü kat'iyen belli etmiyordu. Butuluşunda başlıca rolü oynamış ve nunla beraber, siyasl sebeplerle, bu avnı idareci'eri iktidara getir benden tarafa olduğunu »eziyordum. mişiir. Bir çok Yugoslavlar gibi ben de Sovyet terr.si'cilerinln bu durumu karşısındn havrette idim. Rus Başkomutanlığı, Belgrat halkına yardım olmak üzere oldukça büyük miktarda buSday tâhsi? etmiş ti. Fakat sonradan pn'aşılrlı ki bu bugday. Almanİann Yugoslav köy lülerinden aldıklan ve Yu.eoslavya «ınırlan icinde sevkettikleri buğdaydır. Sovyet Başkomutanlıgı bu bugdayı da, daha başka bir çok şeyleri de sadece harb ganimetl saymakta idi. Her an, bizi Moskovaya yaklaştırmakta olan her kilometreyi aştıkça, endişem ve heyocanım artıyordu. Altımda, gevşiyen karlar alündan kara renkleri meydana çıkmağa başlamış bir raemleket ınanıp gidiyordu. Sellerle yanlan, bir çok yerleri bombalarla yıkılmış, kasvetsiz, insansız bir memleket. Gökyüzü de karanlık, bulutlu, bulanıktı. Ama benim için ne gökyüzü mevcuttu, ne yeryüzü. Bir hayal. belki bir rüya âleminde ya şıyordum. Bu âlem, o zamana kadar içinde yaşadığım ilemlerden bana daha gerçek görünüyordu. Yerle gök arasında, viedanımla tec rübelerim arasında, arzu ile istek arasında uçuyordum. Hafıznmda bu bocalamadan başka bir şey kal madı. Ne Slâv tesanüdü duygularından bir eser, ne Ruslarl.ı, Sovyet toprağiyle ve Sovyet Başkiını ile ilk buluştuğum zamana ait o ihtilâlci heyecanından bir iz. LİBERALİZM,* SOSYALİZM, MARKSİZM ve FAŞİZM'in TUZLA IÇMELERI i İlâncılık: 4554/7115 rekor teşkil edecek TARSUS BEYAZ ÇİMENTOsu GARANTİÜ KALİTEUCUZ FİATDERHAL TESÜM Tel . 22823827 2219 Nevzat Ozer Muessesesl Reklâmcılık 2420/7114 Barsak ihracatmın bu yıl bir re kor olacağı tahmin edilmektedir. llk 4 ay zarfında. başta FVansaya olmak üzere yapılan ihracat, geçen yılın ihracatına hemen hemen yaklaşmış bulunmaktadır. Reklâmcılık (2S017093) İLİM VE ENDÜSTRİ İNSAN GÜCÜ Haziran 8 Muharrem 5 c 'J V. E. ] 4.27 «t c İÇİN YÜKSEK İSTİDATLI J. Douglas Brown ve Frederick Harbison'dan çeviren: Yük. Müh. Fuat Uluğ Satıldığı yer: KANAAT KİTAPEVİ Cumhuriyet 7111 S v> iu n m a m c 12.13 6 13 19.39 21.40' 2.07 1 1 8.49i 4.35: 8.35:12.0c 2.02 6.29 = «CUMHURİYETu in' Edebî Tefrikası: 6 Yazan: PERIDE CELÂL Gülüyordum. Daha bir şcy söyîememiştim ama tstanbuln düşünüyordum hep. Yapmayı ta sarladıgım başka şeyler de var dı. t.visinden bir iki elbise, g'yim kusam istiyordum. Oenize çirmek, güneşte yanmak, e*H'nmek keyfime bakmak. o zama na ladar yapamadıfım nt vsrsa kuruyordum. Haı danın, üniversıtedei bir toplulusa katıld's.ıiı tâtllinı Abano'da geçirecegıni biliyorılıım Onlarla şitrr.Pmek için I T. asızlı^ımı 6ci", siirmü^, lian dsr.ır borç vern.n.ır.; de karşı ı üymuştum. Yeterı kadar borv lr^dnm zaten. «J •V.Çım avans ları, ödemeyip >ıer ay öbür a>î '.< ıskmama Hüsnü bey araya ^i ü'şn için Ban'ıa göı ynmuyoiöu « Ben de ban^ndıki borçla r m ödeyeceğinu dedim anneSallaııarak kalp< 71 )darvıa yü rüdüm. Yorgun, sarhoş, soyunn.a\? başladım. Annem, elinde paralar pesim den içeri girdi. Etrafımcla dolaşmaya, suraya buraya attığım eşyalan toplamayi koynl du. Kendi kendini kandırmak ister gibi: « Sahi iyi yaptık! diyordn, sahi iyf yaptık da »attık.!» Yatağa girdiğim zaman ayak ucuma oturdn. Gozleri parlıyor, sebepsiz gülfiyordu. < Ben borçlanmı Ödedim, bir top da patiska aldım oldu bitti, peki sen ne yapacıksın?. Bankayı ödedikten «onr^ elinde para kalacak tabiî?» « Tatilimi tstanbntd» geçlreceğim, dedim. Tam bir ay keyfime bakıp fink atacağım.» « Yalmz başına mı?» « Yalnız basıma.» Gözlerim kapanıyorda. Rapa nan %'âz kapaklanmın alt.nda tstanbul bembeyaz, masmavi, uzak, bir masal şehri gibi görünüyordu. « Yorjunsun, dedl, snnem. Istanbulu özledin. Yıllardır tatil almadın, seni anlıyornm.» « tstanbulnn mermer taşları» diye, yayık yayık söyleniyordum. Basıma da konuyor ko nuyor martı knşlan.^ Gerçekten sarhoş olmalıydıra. Annem saçlarımı okşnyordu. « Yarın ilk isim izin almak için genel müdüre çıkmak olacak» dedim. Annem: « Sen kararını vermisstn ayal! dedi, h»ydl, Syleyse Allab rahatlık vertinj» O kapıya doçrn glderken ı»ıt" sBndflrdttm. tsfanbnl, mlnsreleri, açık jökyuzü, masmavi denixl, Adası, Modası ile yaklasıyor, yaklasıyor, yatağinun içine giriyordu. Koyun koyona uyodnk o gece Istanbulla. tKtNCt KISIM Annem. Salıncaklarına kavustun» diye, gülüyor. Hah s6yle! diyor. Sababtan aksama kadar sokaklan dolasacağına keyfine bak biraz. Şasıyornm sana, eskiden 0 park ların, sokakların «emtine nğrsmazdın. Şimdi Ankara kazan •en kepçe, sabah aksam kosdur dur! O kadar yürümek, 6yle dolaşmak, olur mu? Ne vapıyorsun, ne arıyorsun sokaklarda bilmem! Yaptıklanma şaşıyormoş, daha beter şeyler yaparım diye de korkuyormuş. Aklına buyrnk. söz anlamaz garip bir kadınmışım. Beni »nlamıyormus. Hiç, ama hiç! Yüzüm, çözlerim barometre onun için. Bir yerde susnp durmasını biliyor. Ancak evlendik ten sonra çocnkluktan çıkabildlm onun gözfinde. Baskı yapa mıyor bana artık. Dargin, somnrtkan. kapıyı ya Tasça örtüp çıktı odadan. Kaik tım. camları ardına kadar açtım. Salıncak'ı koH'iSu c m ı n Snüne çektim. Kitaplarımı, galetelerimi yanıma alıp oturdom. Eski evimizde, bodrum katında, dünyayı görmez, gece ırnndflz yan karanlıkta, elektrik 1 şığında vasardık. Annem bn ye nl apartımanı ile ne kadar 5fünse yeri. Yoldaki akasya ağaç ları yeter keyiflenmeye. Annem ballandıra ballandıra anlatır dnrur: tstese en klbar mahallelerde on katlı apartıman alırmış ona damadı. ö y l e eli açık, 5yle göntil slmasını, lyilik etmesini teven bir insanmıs 0!. Ama kendisi karsı koymns, komsnlanndan, ahbaplanndan nzaklasmaya, bakkal ka •ap değiştirmeye yflrefi razı olmamış bir tnrlfi lşte... Annemin, eski bodrum katının fiç ev ötesindekl bn kfiçOeflk, yeni apartımanı seçip almasının sebepleri görünflşe t5re komsnsnndan, bakkalından aynlmamak için, Bana kalırsa dışı bonbon kutusnna benziyen, tçinde ise kireçler dökülüp, tab talar çürfiyen bu apartımanı an nem. yıllardır icinde tıkılıp ka lan büyükluk duygulannı dısarı döküp nahatlamak için satm aldı. Hattâ aşağı iki katı, mahalledeki ahbaplarına kiralaması da bundan. Onlarla konuşurken çörmeli halini! Ev sahibl, varlıklı hanım, rolfinde. srr danını çıkarıp çözlerini yuvarlı ya yuvarlıya siyasetten, piyasadaki ahvalden, gazetelerden, partilerden s5z edişini seyrederken giilmemek için güç tutnyornm kendimi. Salmcalilı i«kem'"r"'V vavss yavaş sallanıyorum. Doktornn dedlfi gibl ılnlrlerimden gevşemeye, gövdemln dinlenmeye Ihtiyacı var. Yenl bir sevdaya tutuldugn ısmanlar Serranın leblebl gibl ynttnfn nynştnrucu haplardan bir tane aldım. Gene de yfireğim sıkılmış, yum ruk r'bi göğsfimfin alimda. Hiç bir şey düşünmemek, {finün önemsiz olaylan ile oyalanmak Istiyorum. Peneerem, kalabalık Yahudi ailelerinin doldurdu|n apariımanlara karşı. Kurşunî yflzlü yapılar bonIar. Balkonlannda blçimsiz don lar, renkll pijamalar, yırtık çarşaflar sallanıyor. Kadınlar sabahtan aksama kadar blgndilerini çıkarmadan peneerelerin Snfinde »akı« çiğniyorlar. Balkonlanndan eğilip, satıcılan ça tınyorlar. Bagıra bağıra paıarlık edip hir şey almadan başlanndan savıyorlar sonra. Sepetleri kollannda, başları hava da köyden yenl gelmiş satıcıların şaskınlığını, kızgınhgım gör mek, hem acı, hem çülSnç. Ço cuklan çok soluk yüzlüdBr ma • hallemizin. Yahudi çocuklan sa rıdır, sarışındır çok zaman xaten. Dünyanın sorumluluğu sırt larına yüklenmiş sanırsınız. Gül meden eğlenmeden uslu usln okullarına iridip gelirler. Akşamlan kavga etmek, knka ovnamak. sokağın ortasında kale kurup topun peşinde koşmak 1 çin öbür çocuklann arasına ka rışmaz onlar. Pencerelerin ar kasında, camları parraaklan ile tükiirükleyip hayallerinin resimlerini çizerek oyalanırlar. (Arkası var) Sovyet temsilcilerinin gitgide daha sefahetli içki âlemleri haline gelen, Yugoslav idare adamlarını da eezbetmege çalıştıklan kokteyller, benim nazarımda da, daha baş ka kimseler nazarında da, ideallerle. Sovyetlerin tutumlan arasındaki uzlaşmazlığın bir Brneği idi. Ahlâk telkin ediyorlardı. fakat hareketleri ahlâksızca idi. îkl ihtiâlle iki hükümet, ayni ideolojik ve sosyal esaslara dayanmakla beraber. ilk temaslarınBu arada. Tito'nun ugradığı safda ancak çatışmaya gidebilirlerdi. ra kabarması en önemli işti. Bitkin bir haldeydi, benzi yemyeşilAeılıklı devrl: laman Ademoğlunun her zaman dürüst di. Moskovaya vardıgımiz davranmadığını anladığım zaman, enerjisini son damlasma kadar kul Çok Elîm Bir Kayıp birdenbire insanla tabiat arasında lanarak nutkunu söyledl »e karşıki kaybolmaz bağı yeniden görür lama törenine katlandı. Bizi karMerhum Ahmet Cevdet ve heyetine gibi oldum. Gençlikte katıldıgım şılamağa gelen Sovyet GUzlde Yatman'm oglu, HayrünMolotof başkanlık ediyordu. Eünıi av partilerini hatırladım ve güzelnlsa Yatman'n levcl, Müflde Ystman'ın agabeysl. Handan lik denilen şeyin, ihtilil ve parti soğuk soguk sıktı. Ne gülümsedi, de beni tanıdığmı belll etti. B»ydar'ın eni?te»l, ecıacı ve dışında bir şey olduğunu anlayı ne Yugoslavya ile Sovyet Rusyfc eski Istanbul mağazası «ahlbi verdim. arasındaki ittifak anlaşması hiç NURETTtN YATMAN Ama, acılıklar devri henüz başbir hâdjseye meydan vermedi. Bu el!m bir traflk kazası neticelıyordu. türlü muahedeler usuldendl, kentlnde vef»t «tmlştlr. Cenaıesl Yugoslavya İle Sovyetler Birli di hesabıma, tercümesinl incele bugün Bğle namazını mOtaakıp Şişll camilnden kaldınlarak Teği arasındakl münasebetler, askert mekle yetindim. Muahede, 11 nlriköy mezariıgına tevdl edileheyetler ve ordular tarafından tes san tarihinde, akşam fistü Kremcektlr. Me\iâ rahmet eyllye. bit edildiği şekilde kalamazdı. tki linde imzalandı. Ailesl memlelcetin münasebetleri arttıkO akşamın tek kayda değer oca, aralarındaki bağlar çoğalıyor, layı, Stalin'in elinde bir şampanya bu münasebetler gitgide belirli Cıtmhurlyet T095 kadehi olduğu halde, bir hizmetbir milletlerarafi mahlyet alıyor kâra dönerpk onunla kadeh tokuşdu. turması oldu. Hizmetkâr şaşrfNişantaşında mutena bir 194S yılı nisanında, Sovyet Eus lar gibi oldu. fakat Stalip: «Ne »emtinde lüks bir apartımayaya resmt bir Yugoslav heyetinin o? Sovyet Yugoslav dostluğu şenın, iki odalı, banyo, mutfak, gitmesl Icabetti. Orada, bir karşı refine içmek istemiyor musunuz?» çok modern, telefonlu, revkle lıklı yardım anlaşması imzalana' deyince adam ses çıkarmadı, kadöşenmiş caktı.Heyetin başında Tito vardı dphi aldı ve içti. Bu sahnede deDışişleri Bakanı Doktor Subaçiç macoiik. âdeta gülünç bir şey var KOMPLE MÖBLE de heyete dahildi. tktisadi işlere d;, fakat herkes hayran bir tebeskaloriferli, müstakil katı sahimemur iki Bakan, B. Andreyev sümle onlara uydu ve bu harekti, bi »11 ile pazarlıksız (100) bin ve N. Petroviç de heyet Szaları a Stalin'in halka karşı duydugu muliraya satılıktır. Derhal tesrasında idi, habbetin ve halkla olan samimîülim olunur. 48 15 19 a gündüz Bu heyet flyeleri arasmda benim ğinin bir işareti saydı. leri müracaat. de bulunuşumu. Kızılorduya haYarın: Kremlin'dek! resmi kabul karet olayını, doğrudan doğruvg Cumhuriyet 7096 I I IIIIIIMIIIIIIIIIinilllHIIIIHlllllllllllllMlllllinilIIIIIMII!IIIIIIIIIIl!UIMinilMIIIIIIIIIIMIIIIlllil!!lll!MI!ll|[||||lllllllllllll'll!IIIIIIMIIII'!lllllli E = = Nüshası 25 Kuruş E TflrkİT» H«rld E Lira Kr. Ura Kr. = Senelik 7500 150.00 = 8 ayllk «0.00 80.00 E * ayhlc 2200 ** °° = Basan •« Yayan = Cumhuriyet Matbaacıhk ve E Gazetecillk TUrk Anonlm Slrketl Cagaloglu Balkevi Sokak No. 3941 = Sahibl E = NÂZİME NADİ = Yan lslerinl fillen tdare eden E Mesul Müdür KAYHAN SAĞLAMER = ş ^ Gazetemlze gönderüen yazılar ko nulsun, konulmasın lade edümez = tlânlardan mesuliyet kabul olunrnaz 3 * ^ Abone ve tlân ıçlen İçin. lartın E Ustüne tAbone» veya cllân Servist» nayüının konması lâzımaır. E = E BU GAZETE BASIN AHLAK YASASÖJA UyilAYI TAAHHÜT ETM1ŞTIB CUMHURİYET SANAYİCİLERİMİZİN DİKKATİNE 8 inci kotanın 181 sıra numarasına kayıtlı asansörler için (münhasıran mukaveleü fabrika acenteleri tarafından ithal edilecektir) Birlik emrine biı miktar tahsis verildiğnden, talepte bulunacak Sanayicilerimizin en geç 12/6/1962 tarihine kadar Odamızm Sanayi Şubesine müracaatleri rica olunur. İst. Ticaret Odası (Basın 8799/7126) Bandırma Belediye Rîyasetinden720 lira kadro maaşlı Belediyemiz Veterinerliği münhaldir. Müktesep hakkma göre iki üst derecesi olan 960 liraya kadar aylık tediye edilebileceğinden talip olanlann evrakı müspiteleri ile birlikte müracaatleri ilân olunur. (Basuj 8770/7122)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear