Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
f Dencere Atatürkün arkadaşları Her ihtilâl bir kadroya dayanır. Hele «thtilâller Çağı» diye adlanelınlan Tirminci Yüzyılın ihfMâlIeri, şnnrlu kadrolann, ne •aptıfını, nereye gidecejlni bilen insantarm eserleridir. Atatürk ihtilâlini de bn hökrttön drşrns çıkarmak iıtemiyornz. Iç ve dış sava.şların kökünden sarstığı Anadoluda bir avuç adamın sariikletüfi bir büyrik devrraHİir AUrtürkün biksyeıri .. Miilet denen sosyal varlığı, Mustafa Kemal ve bir avuç adamı bir büyük idealiıt pesinden sürüklemestni bilraişlerdi. Atatörk devrimlerinin kadrosunda Atatârkten s«nr* gelen» ve kilit noktaları kendilerine emanet edilen birtakım insanlar vardı. Bunlar kimlerdir? Cu soruya cevap vermeden önce bir noktayı aydınlatmak gerekir: Bir devrimin kadresurıdaki insanlar, o devrimin felsefesini çerçekleslirmek yoluna manmı.ş ve baaianm koymuş insanlardır. Kadrodan biri eksildiŞi zaman ötekiler •rmn yerh»i doldururlar. lnandıkları prensipleri yürülmek için gerekeni yapartar. D^vrfmıeTtn defişmez kamınlanndan Birî büdnr. Ejjer kadronun üyeleri devrime ibanet ederlerse devrim yürüraez. Bu temel kanundan sonra sualimizi tekrar edelim: Atatürk devrimlerinin kadrosunda Atatürkten sonra gelen ve keadilerine kilit noktaları emanet edilenler kimlerdir? Bunlarrn Atatiirkfln ölimftnden »oıır» tBtnmlan ne olmaştur?.. Ç*k derinlere gitmiyelim.. Birinci, İUinci ve nçüncü sıradakiler berkesin ç«k iyi Mldiği iaimlertHr. Sıra ile: tsmet Fasa, Fevzi Çakraak ve Celâl Bayar... Bunlardan biri Genelkurmay Başkanlığım. ötekilcr sırayla ve defalarca Başbakanlık ve Cnmhurbaşkanlıgını Atatürkün ölümünden sonra deldurmata gayret etmrs şabsiyetlerdir. önce Celâl Bayarı ele alalım.. Atatürk Tiırkiyesinin Başvekili Te Cumhurbaskanı Celâl Bayan. 9u Celil Bayarm, Atafflrk devrimleriyTe ne (fiM bîr flgisi oldnîn çSrurmesi mnmkfin olmıyarı bir muammadır. Bir ov karşılıgında Kurtuluş Savaşının getirdifi bütiin neticeleri müzayedeje çıkaracak kadar perrasrı olan bu n t nakkmda kmtşmayı fazla balurms. Zarteıı kendUi su sırada Kavseri Hapishanesinde istirahat efmektedir. Ikinci olarak Fevzi Çakraak adı üstünde durmaga çalışalım.. MaresaJ, bütün tavatı boyunca bir Sftnks idi. Aneak 1946 dan i*ara demokrasi fl&n edilinee konusmafa ba#Ia4t. Yaptıgı Is, önce Demokrat Partinin sonra da Millet Partisinin karulnsuna katılrnaktır. Hafızalarda kalan tek cümlesi : 9m ••Ida fcanıiı toa damlasına kadar akıtmağa hazınm. Msreşalin, dem*krasidcn sonra Atatürkün devrimleri eephe»inde *>iil, toprak a «alan siyasetinin bir kanadında pelitikaya atıldıfı bir çerçektir. Zaten o anda içinde hulundnçu ve iktidara getirmefe çalıstıfı siyasi rrıpuıı hangi sosyal köklerden gelen bir tefckköl eldağmıu bilmiyord». Geriye kalıyor İsmet Paşa... Güvendiğimiz tsmet Pasa... Umudumuz tsmet Paşa... Onun adı b« raemlekette Atatürk devrimlcrine en bağlı p«litika adamı olarak ün gmlmıştır. Ama ba şSbret Sfeki p«litikacilara nispetledir. Toksa Israet Paşa bir devrim adamı oldninnn ber zaman onBİmBs ve maalesef siyasi iktidar mücadelesinde Atatürk devrimlerini taviı masalarında dalına paıarhk konnsı yapmıs bir devrimeidir. Biz tsroet Pasayı bagün, Atatürk devrimleri kadrosunnn birinci adamı Iımet Pa#* de$il, kaalisyon pazarlıklaruıın kavvetli politikacısı îsmft Paş» olarak alkışlıyoroz. • Mesele şudnr : Atatürk Ihtilâll kadr«*n. Mnstaf».Kemalin ölümünden «onra, devrimleri balk katlannda gereekleştirecek knvvetli adamlardan yoksunda. En böyük koz ssydıjtımız Ismet Paşa bile ihtilâl prensiplerini sonana kadar savanacafına, ç«k partili politika hayahnın icaplarına teslim olnraştnr. Şüphesiı kendisini baklı bulanlar vardır. Bizim merakımız ise yalnız bir hoktada toplatunaktadır : Asaba bir jün tarih tsmet Paşayı nasıl anacak? Demokrasiyi Türkiyede kokleştiren büyük adam diye mi? Toksa bir medeniyet ibtilâlinin omnzlarına yüklediği vazifeleri yürütmekten kaçınan adam diye mi? İKİ CUMHURÎYET 28 Haziran 1962 DÜŞÜNCELER Meyve ve sebze fiyatlormdoki ortış önlenecek Yunus Nadi Armaganı'nı kaızanan fıkra I > lıiı lıapı yutmadan üancı içinde Cihad BABAN Köylerin kunıluş konusu Yazan: Masiaia 0K Kırkbin köyümüz var. Tarihî, sosyal ve din! lebeplerle Anadolunun ricrt bucafına dağılmışlar. Celâll isyanları Anadoluyu sardığı zaman ufalmıslar, yollardan uzaklaşmiîlar, kendilerini »avunmak için dağlara ve yamaçlara çekilmişler. Fena bir konuş. Hiçbir efconomik döşünee yok. Yîrmi. otuz hanelî köyler halinde Anadoîu sathında yokoimuş gitmişiz. Bu da bir göçebeliktir. r o71 imizin co42 si göçebe sayılır. Eğitim dâvası diyoruz, kırkbin okul, kiTkbin öjretmen; SağTık cıâvaîn diyoruz. kırkbin ebe, kırkbin sağlık memuru, doktoru, dispanseri ona göre. Elektriklendirme diyoruz, sulama tesisatı diyortır gene kırkbin. Yol dâvası her şeyden önemli, fakat bütçeyi tümüyle ayırsan yetmez. Hangi davayı yukarı koyarsak koyahm mahre; mademki kırkbin kaiacak, neticeden umutlu olmaya imkân yok.. Bunun bir koiayı olmak lâzım. Bilginler, uzmanlar bir araya gelsinler, kimi yerde üç köyü, kimi yerde altı, kimi yerde on köyü birlestir»inler. Gelecekteki endüstri »erkezleri düşünülsün, büyük şehirler hatırlansın, arazi kullanma kabiliyeti haritalarına bakılsın, elektrik ve su durumu hesaplansın. Ana yollar üzerinde altı bin mi on bin mi ne kadar olacaksa, büyük modern köyler kurulsun. Elektrik ve Dizel motorlariyle küçük ziraî enriıistri merkezleri haline getirilsin, istihsal kooperatifleri kurulsun, ziraate motor girairı, su girsin.. Daha dofrusu köy, piyasaya girsin. Iç ithalâtı olsun ihracatı olsun, küçük bir kültür merkezi olsun. Toprak reformu sembolik, sosyal adalet plâtonik olmaktan kurtulsun. Nüfusca srttığımız kadar gelirce artamıyoruz. Ormanlarunız içinde ve kenarında altıbine yakın köy varmıs Punırn keçipi var, baltan var. Gerçek bu. Hangi köylü ormanı istıyçrpk tahrip eder. Fakat mesrle onun için «var olmak veya olmamak» rae^elrsidir. Ormanın içinde veya kenarında büyük köy işletmeleri yapalım. Ne keçi kalır, ne balta.. Kı*ın kanncalar yuvalarına çekilir, köylüler köyüne, kıs uykusuna. Her memlekette yıl oniki aydır, bizde ise altı ay. Bunun da yarifi gece. tçsizliğin gizliji de açığı da bizde. Demokrasi ve gericılik bu devirde tartıjma konusu bile olmaz. Ama köytü pazardan pazara sehre indiji müddetçe gericidir, politikacı seçimden seçime köye çıktıgı müddetçe demagogtur. Elimizde örnekler de var. Yeni bir »ey kesfetmiyoruz. Büyük Frederik Almânyayı boyle kalkındırmıs, Federal Almanya köylerinin kuruluşu ve konusu böyledîr. fsrael meseleyi böyle halletmis, Fransa, ltalya ve Ispanya bu jrolda.. Unutmıyalım ki, en önemli dâva'lar büyük cesaretlere kadar sahipsiz kalırlar. 1 Sayın Doktor ve Eczacılara . , * « . . . • . . . f ı«il "yüfııııîıı ftııiilıiııiil TETRA |Tftrtcyclin» HCi), gfato raüSthsmlaınmB flâve olanfc, «rnca «itamİD «enlmesine T E T R A VİTAMİNE Tetracyciln» WC1 25O n ngr. B Komplek» V»t«mlnleH (0,. B;, B», Bu, «h*r<*te. Fotle ıcM) Vitamüı X» ?er» <keo!ır> r* £ laaater* dtğıttlmnbr. PMVkand* ftah Tatra M l i ı t n • Kapal T«tr» M M h ı n Kapsl Tato* I9# ile 1950 aratanınm 1945 AI^ ^ ^ ^ Yazan: * ^ * ^ smda İstıitlâl Mah manya veja ttal•• kemeleri Kanunukarşılaşvasının Meyve ve sebze fiyatlanndaki nun ilgası Meclis problemlert.ğı artışın önüne bir türlü geçileme Komisyonnnda ^. ,,„„ ba„„ den daha zor değilmektedir. Bu cümieden olatrak i his konusu oMuğu dır. Fransaya bakıAnkarada, Mahallî Belediyeler İk ı s l r a ı a r d a . o aaman^i politika gelişj Buna rafmen buna taraftar oUn n;z. demokratik bir metodla iktitısat ve Hal Mudurlerinm i^tirak I m t ı e r l n d e n bıkmış olan merbıım ' Jar. taraftar olmakta devam ermek dara . gelen. fakat, fazla kuvvetli edeceğı bir toplant.nm yapılması R a s i h K a p i i i n . « o f demışti. şu de tedır. Türkiye gibi az gelijmi» mem olduğu için endişe uyandıran De na karar verılmiştıjr. Istanbul Öe m o k r a s i m l d i r ? m e m okrasi midir? lekellerde iktidar ayni zamanda ni Gaulle, bir aydan beri ecelle karji ledıyesı Iktısat ve Halier Müdür j n e d i r b i r g e l s e d e a r t l k b u İ H , . met dağıtan bir mercidir. Rejim ne karsıyadır. Gizli Ordu mensubu in • len leri de bu toplantıda h hazır b bulun l | m e v e kakışmaiardan kurtulsak... olursa olsıın. bize nimet lizım di sanlar bellerinde bomba, ellerin1 mak üzere Ankaraya gitmişlerdiir. • B l l rtz,j ainltrmiş olan muhterem yenler, havanın demokratik nizanı de tabanca. Fransa'da onu öldür! Toplantınm bir hafta süreceği, ' do?tum Tahsin Banguoğlu da su aleyhinde estıği sıralarda yahııt bir mek için peşine düçrnüşlerdir. îtalmeyve ve »ebze fiyatları üzerinde j vermis ti: « Hoca« demokra hulcuk de'vletinin ekmeklerine yağ ya'da sınıf mucadelesi yâzünden c e v abı jc işte bu çekismçlerdir. sürmiyeceğini hissettikleri anda, | her gün üç beş kişi ölmektedir. , bir «yarlama yaprlarak nafrk yolu • s i jna sapılacafr tahmin edilmektedir. Denıokraside münakaşa, didinme riyakarlıklanna, dalkavuklukları Hera ltalya, hem de Fransa. bizim a5İi haldir. Buna alışmak, bu si»te na güvenerek. nasıl olsa iktidara ( ekonomik hürriyetler ) tezini tu1 Temmuzda Yenikapıda me u.ymak lâzım '... » •okuluruj ! inancı ile dikta reji tın vatandaşljrımızı hayrete süMerhum Rasih Hoca'nın bu ce mini yaratmaya çalışırlar. 27 Ma rukliyecek misallerdir. Çünkü her senlikler yapılacak I Belediyece Yenikapıda tertiplenen vap karsısınria ne riüşandıiğünü ytstan sonra. bu niyetle Müli Bir iki memlekelte de hayat seviyesi etrafına »okıılartların bmmkindpn ıılaîamıyacağtmız ka, Sergı ve Yaz Eglencelpri devam httmfyortım Fakat aradan on heş likçilerin dar ileridir. Dernek ki, demokra• etnıpktedir. 1 temmuz pazar gece yıl geçmiş olmarına rağmen, halâ i^imlfri hâfızalardü mahfıızdur. Dikta rejimini. fikirleriyle. kana tik nizam. kökünü hayattan ve in• si de eglence »ahasında havai fi Rasih Kaplan gibi düsünenlerin vapıla ! mevrut olduğunu gördügüm için alleriyle, halkın teveccühünü ve san fa7İletinden alan halitadır. Ve '< şekler atılacak, j bıı kısa diyaloğ hatırımdan çıkmı oyiannı kazanmaktan ümidini kes onu münferit unsurlara irea etmek • caktır. I Aynı gun, ayrıca sfrgi «alıa^ııı yor. mis olan muhteris politikacılar da | mümkün değildir. su da var: Kıtaplsr de• da Şehir, 66. Tümen ve Deniz Ban .. Fikirlerivle kendilerini J Kaldı ki su gerceği de gözden tarif ederken, ona < de miliete kabul ettiremeyince, bu isi kaçırmamak icap eder: Milletlerin ' dolan ile Mehter takımı da konmokrasinin tereddi etmesi ) diyor znrla yapmanın çaresini ararlar. hayattnda insanların rolü müesseserler vereceklerdit. Öte yandan Belediye Park ve lar. Demokraside münakaşa, fikir Sırtlarını devlet duvanna dayı selerden fazladır. Çünkü o müesse1 Bahçeler Müdürlüğü Yenıkapı eğ j hürriyeti, kanaat serbestliği var yarak. rahat etmek istiyen, gazete selere can veren de insanlardır. 1 lence sahasında s a h a d bir bi açıkhava kh h | dır. dır Fakat. Fakat bütün bunlar, bunlar ahlâk zeze ci, nüfuz yoluyla zengİD olmak isJ sah Memlekette hangi rejimi tatbik • nesı hazırlamaktadır. Bu ara r a ı mini üzerinde yürütülmelidir. Fa tiyen dalavereci hep bu yolun yol ederseniz ediniz, o tatbikatuı mu' halka ücretsiz olarak tanınmıs 5?z ziletsiz demokrasinın tereddi ede cusu olurlar. Devlet yükünün al vaffakiyeti, insan denilen varhğın j ve ses sanatkârları taraftnd^n rek ; derhal faziletsiz bir oligar tına düşmek istemiyen. rahatını a kudretiyle ölçülür. Demokrasi iyi , konserler veri'f cektir. şiye. oradan da her zaman fazilet rıyan vatandaslar vardır. Temen işlemiyors», bu memleketin insanla siz olan bir dikta rejimine dcndü ni ederler ki. kapılannın önünde rı onu iyi isletemiyorlar demektir. Kalamış koyuna dökülen ki muslugu da devlet açsın ve Fajist bir rejim kuruldufu zaman, ğü muhakkaktır. pislikler Demokrasiyi, ekonomik structure kapasın.. Onlar dıs meselelerle ü yine bu milletin insanları, onu neKadıköy semtinde bulunan ev gilenemezler.. Başta devlet var.. O den en ideal sekide yürütsünler?.. j ve apartımanların fosseptik çukur üzerine kurmak istiyenler de hakGeçen gün değerli bir »rkadasımla lıdırlar. Eğer bir memlekette ekoEkonomik dâvalarla hasbihal ediyorduk.. Türkiyeyi kur uğrassın! • larından Belediye Vidanjörleri ta nomik hürriyet yoksa, yâni vatanmeşgul olmazlar... Hükumet bu is. rafından alınan pisliklerin Kurtaracak nizam, parlâmentoya bağlı ' bağlı dereye döküldüğü ve akın daşlar, mideleri üzerine yapüan le mesgul olsun!. Ve böylece kon bir sosyalist nizamdır. diyordu. , tı tesiriyle pisliklerin Kalamış baskılardan kurtulmamışlarsa, o forlu ahırda yaşıyan besi inekleri Kendisine su suali sordum : < O Koyunu kapladığı öğrenilmiştir. memlekette demokratik idare ya gibi bir hayat sürmek isterler. sosyalist nizamın insanları bugünI Büindiği gibi sehrimizin en gü şayamaz. Bajka bir ifade ile de Bıınlar da demokrasinın aleyhinde kü parlâmentoda mevcut insanlardan daha mı ileri kisiler olacak? » | zel kesimlerinden biri olan Ka mokrasi yalnız bir hukuk sistemi dirler. * •» , lamış Koyu, bu yüzden koku ve değil, aynı zamanda ekonomik st*• Son hükumet buhram bütün bu pisükten kurtulamaz bir hale gel ructure me#elesidir. Böyle düşünenler hakh olarak gibilerin ümit kapısım ardına kaBize düşen büyük görev, insan ( miştir. Bu konu üzerinde görüştü Halbuki Türkiye huku malzemesini saflastırmak ve asil. gümüz ilgililer, foss»ptik çukur mısal de verirler: « İşte Türkiyede i d a r a ç t l şimdi totaliter nizamın taraftarları ki demokrasi yolundan, ekonomik leştirmektir. tnsanın eğer fikir alarından toplanan pisliklerin Kur arttı. Meclis realitesinin milli isbağlıdereye döküldüğünü gizleme teklere cevap vermediğini göresı demokrasiye doğru hürriyet niza saletine yükseleceği varsa, ancak 1 mı içinde gitmenın sancılarım çek hürriyet içinde bu neticeye ula;amişler, 'fakat konunun halledilme ler. süratli bir kalkıntnada, serbest bilir. Baskı rejimlerinin ahliksızlısi için etüd yaptıklarsjı sözlerine tedbirlerin fayda vereceğine inanı mektedir. Her kafadan bir ses çıktıgı, her | ı tesvik ettiğini artık misallerle ilâve etmislerdir. yorlar... Acaba? diyorlar. su millî menfaatçinin rejimi kendi emelle ispat etmek lüzumunu dahi duymuKocasma kızdığından nesci, demokratik vetireye alıstı rine doğru sürüklediği, bütün kör yoruz. öyle bir hürriyet nizamı I intihara kalkıştı rıncıya kadar işleri kapah bir re ihtirasların ayaklandığı ümitsizlik arıyoruz ki, orada korkusuz, yasa( Kadıköyde Kordon Otelinde ka jimle yürütmek imkânı yok mu lerin metastaz gibi gelistigi bir yan insanlar, fazilet ve bilgi yoluy1 lan Ayvan Yalaz isminde 29 yaş dur? devrede, bu zorluklan yenerek bir la, millî dertlerimtze kesin hal ça[ larındaki bir kadın, uyku hapı ile Yoktur ! Çünkü totaliter rejim, denizaltı gemisinin suları yararak, releri buisunlar... teşebbüs etmiştir. Kocası kendini muhafaza etmek ve ayak satha çıkması gibi, Türkiyenin meDiktatörlügün palyatif tedbirle( intihara ile geçimsizlik yüzünden arası a ta durmak için demokrasiyi inkâr denî insanhk âlemine yükselmesi. rin« ve uyutucu usullerine karşı çılan ve evden aynlarak otelde etmeye mecburdur. O tabiati ica Türk dehâsının yeni bir zaferi o hastahğı tedavi eden ilâçların sankalan Ayvan Yalaz, koma halin bı bu»u inkâr ettikçe, hürriyetle laeaktır. Her zafer gibi, bu zafere cı verenlerini tercih etmeliyiz. d e Haydarpaşa Nümune Hastaha rine ekmekleri gibi bağlanmış o ulaşmak da zordur. Bu zorluk detnsanlar fibi, railletler de ıstıkaldıfrılm>ş, ancak midesi lanlar, mücadeleye başlıyacaklar mokratik yolun emin olmasmdan raplar içinde gelisirler. Elverir ki ( nesine | r.in yıkandığı ve sıhhi dunımu dır. Bu tnücadele zemin altında o ileri gelmektedir. Bünyemiz için o ıstıraptan kurtulmak için i n t i " nun düzeldiği hastahane ilgilileri lacak, ve memleket yine rahat ve deki sivrilikleri kuvvet kullanarak hara gbtüren uyku hapmı yutmataı»fından ş huzur gormiyecektir. Bu totaliter düzhsnelt tetiyenler, bu sivrilikle sınl»r. * nizamdan (iki.,tüfiü kurtuluş yolu rin daha kuvvetle fışkıracağım uI>urnşma sırasinda varaırV ı) Ya demokratik kuvvet nütmamalıdırlar. On yedi yıltfır, heyecandan ağladı 2 yıl önce Üniversite Gençliğinin ler ayaklanırlar. dikta rejimini yı içinde yıırüdüğümüz bu hayatın; gericiligı tel'in etmek maksadiyle karlar. Memleket de bu mücadele en zor devrelerfnl idrak ediyoruz. Cniversite bahçesinde tertip ettifi de larsıhr, 2) Ya diktatör. yıkıl Karsı sahili gördüğümüz bir sıramiting sırasinda Hukuk Fakiiltesi mamak için, Hitler'in yaptığı gibi, da .nefesimiz kesilirse, memlekete öğrençisi Nuri Yazıcıyı dövmekten memleketi de bersber jrıkar. Bu se yazık olur. Halledümesi güç olan sanık Bumin Yamanoğlu dün Üçün bepten dolayı, totaliter rejimin ba problemjerimiz var. Eakat bu prob lemlerimizin hiçbiri 1946 Yunaniscü Toplu Asliye Ceza Mahkemesin ?ı olsa bile sonu yoktur. de yargılanmıştır. Ihzaren duruşmaya getirilen Nuri Yazıcı. duruşma sırasinda hâdiCumhuriyet »109 senin oluş şeklini anlatırken, eski günlerin heyecanını duyarak ağlamıştır. TEŞEKKÜR 1 J VEFAT Uzun Hasan oğullarından merhum Maliye Müfettişi Salih Beyin ve merhume Nimet Hanımın kızları, Vagon Fabrikası Muhasebe Müdürü Sadettin Onat ve Avk. Rifat Onat'ın hemşireleri, Bedia Onat, Hâkim Lâmia Onat'ın görümceleri, Ayşe Onat ve Salih Murat Onat'ın halalan HAUDE NECLÂ ONAT Hakkın rahmetine kavuşmustur Cenazesi 28 haziran 1962 (bugünkü) perşembe günü ikindi namazını mütaakıp Aksaray Valıde Camiinden alınarak Eyüpsultandaki aile kabristanına defnedilecektir. Cumhuriyet 81 İTALYAN HASm ÇANTALAR YIKANIR VİDELA ÇANTALAR Peraksn* Fiî!ı:125 Tl kli#s,boi nvooelieı TOPTAN »« PER4KENDE Y E K T A (rtftl* cai 234 Tel: 495815 Galatasaray J İlâncUık: 4855 81 •;r^s/s ANKARA ile ^ Yapılacak 18 günlük " * * * . TURİSTİK AKDENİZ İSTANBÛL BANKASI . Scrmayesi 20.000.000. Lira Seyahatine katılmak için acele yerlerinizi ayırtınız. Fiyatlar 1000 TL. stndan başlar. Tertipleyen: Devrim Tvriam 49 53 5j 44 41 02 ReıervasToa: Yes Turizm 48 57 07 D İ K K A T : Gemi için DENİZCİLİK Bankası ile gerekli protokol yapılmış olup biletler bankanın İstanbul Ankara Izmir acentelikleıinde de satılmaktadır. Reklâmcıhk 2813/81! >6«cc ».a» Türk Denizcilik Limited Şirketi I nin Fransada inşa ettirdiği <8 bin ı tonluk tanker bir hafta sor#a ffh i (, rimizden gidecek mürettebatına j (ı teslim edilecektir. Ticaret filomu ! zun en büyük tonajındaki gemisi j i olan tankere «Ata» ismi verilmiçı j tir. 6 mılyon dolara ve kredili ola i j rak satın alınan tanker, önümüz| deki günlerde limanımıza gelecek ı ve törenle karşılanacaktır. «Ata» tankerinin inşaası bitti BEŞİKTAŞ Şubesi 2 Temmuz Pazartesi günü Muhterem Müşterilerimizin Hizmetine giriyor. BU ŞUBEDE tasarrui hesabı açtıranlar için İ ölümü ile bizlerl »ontuz »cı içinde bırakan annffmlz ve büjilk annemiz DUL BAYAN «renaz» mer»?lmine blzzat isti. r»k eden. çelenk gönderen. ç«lenk yerlBe hayır müfsseselertne teberru «den. telgraf. telefon ve mektupla tazlyette bulunan akraba ve dostlara ayn ayn te?ekküre teenürUmüz mânl olduğundan gazetenizln dflftletini rlca ederlz. Kvlâtlan: Nubar ve Yetvart Sıvaciyan. damadı: Sellm Mıpırlı ve evlâtian IlSncılık: 49T7809» ANJEL SIVACİYAN'ın İznıir YaliUğinden (Sınai Imalât İşleri Yaptırılacak) Ödemiş Birgi Bozdağ Salihli İltisak yolunun 51589.70 lira, Tire Boğaziçi Bele\i yolunun 98116.59 lira keşifli sınaî imalât işleri kapalı zarf usulü ile ayrı ayrı eksiltmeye konmuştur. Geçici teminat Ödemiş Bir*i Bozdag Salihli Ötisak yolu için 3829.49 lira, Tire Boğaziçi Belevi yolu için 6155,83 liradır. Keşif ve eksiltme evrakı her gün mesaî saatleri dahilinde Bayındırhk Müdürlüğünde göriilebilirİhaleleri 9/7/1962 pazartesi günü saat 11 de Izmir Hükumet konağındaki mahsus odasında Vilâyet Daimî Encümenince ayn ayrı yapılaeakttr. Isteklilerin, bu işlerin keşif bedelleri nispetinde benzeri bir işi teahhüdü altına alarak başarı ile ikmal ve teslün eylediklerini ve kabul i^lemlerini yaptırdıklarını ispata yarar belgelerini 4/7/1962 tarihine kadar Valiliğe verecekleri düekçelerine eklemek suretiyle ftetkiki sonunda) Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları yeterlik belgelerini, geçiei teminat mukabili banka makbuz veya mektuplarını, 1962 malî yılına ait Ticaret veya Sanayi Odası belgelerini, teklif mektuplarını muhtevi kapalı zarflannı ihale saatinden en geç bir saat evveline kadar Vilâyet Daimî Encümen Başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri ilân ©lunur. NOT: Yeterlik belgesi için telerafla müracaat ve postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmez. (Basın 9401 8U8 20.000. Lirahk • Mustafa Nevzat ilâç Sanayii A.Ş. Haziran 28 Muharrem 25 Hususî Ikramiye Keşidesi V. ] 4.2^12.17' 16.13 lfl.45 21.48 2.C6 ISTANBUL BANKASI İlâncüik: 4838/8104 2Kişiye 5.000.Lira i Yazhk veya bir yillık kiralık Modern ahşap İlâncılıi: 4952/8098 SJ4 4.32 8.33; 12.00 2.03 6.22 ^»»»»"»""»»"»»""«iMimııııiHimımmııııııııııi'iımıııııııııııııııııiMiııiHiıı,!,!,,,,,,,,,,,,,,» EuCÜMHURIYET. in Edebî Tefrikası: 26 hatlığına diyecek yoktu. Kim bu kadar varhklı olsa böyle durur. böyle güler diye küçültmeye çabaladım onu içimden. Soğuk, çekingen durusumla alay eder gibi gOTİerini kısıp keyifli keyifli enlerek ozandı, elhnden tutuverdi. « G«l bakalım, çelin hanım:» dedi. Biraz evvel oturduğn masaya götürdü beni. İki adam ayağa kalktılar. Biri Işık Tapı Şirketinin Heyeti Idaresindenmis. Taşh, miyvp ynzlu, pek kendini beğenmiş bir adamdı. öbürü Işık işlerini topluea füien Genel Müdür Mecdi beydi. Onun önemli bir mühendis elduğunu takdim ederken, alay eder gibi söyledi Kâzım Işık. tki adam da andan çok daha şerıç oldukları halde gözlerinde yorgun, hattâ yılgın bir mâna sezer gibi oldum. Bir an evvel kalkıp gitmek istercesine ü'Şmiştiler demir koltuklara. OQların yanına oturttu beni. Sonra rıhtımın öbiir ucuna doğm bakarak : « Serra, gelsene buraya!» diye sesleııdi öteye. Hasırlann üzerinden ince esmer bir kadın, lâstik bir top gibi fırlayıverdi. Peşinden obür leri de kımıldadılar, çevremiz kuşatıldı bir anda. Kâzım Işık : « İşte bizim teyze kızı!» dedi. Kızın çıplaklıçmdan utaııır gibi oldum. Kasıklarını ancak örten pembe kilotu, göğüslerinin uçlarını kaplıyan sütyeni ile (larmus pervasız gülüyordu, karsımızda. ÎIçisi/. şöylc bir baktı bana, Ahmedin yanına geçti, koluna girip rahat rahat konuşmaya koyuldu. « Bu da Şakir!» dedi, Kâzım Işık. Arkasından ekledi hemen: «Pek mühim adamdır. tstanbnlnn dans ve pingpong şampiyonu kendisü.» Şakir, Serranın kocası, Ahmedin kolej arkadaşı alan jenç mühendisti. B«ylu boslu, sarışın bir adamdı, Kâzım Işığın alaylarına alışık olduğunu göstereıı bir tavırla gülümsedi. Onun gerçekten de ping pangdan, danstan, cazdan başka biçbir kon«ya karışmadıgını, bu konu lara ise bir karıştı mı bir daha uconu bırakmadan coşup kafa şişiren bir geveze olduğunu son radan anladım. Obürlerini de tanıttı Kâzıra Işık. Şakalaştığı bir Niniş hanım vardı. Nermin hanımın pek yakın dastuydu. Kocası Ankarada önemli bir işteydi. Yazları geiip yandaki köşkte oturuyorlardı. Kadının asıl adıııın Nedime olduğunu, Villa Işıkda her kese olduğn gibi, ona da bir ad uydurulduğunu Cihangir fısıl dadı yanımda. Hoşlanıyordu o da zaten. Suzan hanım adın da bir başkasını tanıttılar. Ona da «Suzi» diyorlardı. Taşlara hasmak pek ağırına gidiyormuş casına, balerinlcr gibi parmaklannııı uçlarına basarak yiirü yordu. Havada, küçücük bir burnu vardı. Güzel kadındı. « Sosyetenin meşhur seksapeli!» diye, onunla da alay etti Kâzım Işık. Daha başka kadınlar, erkekler de tanıdım. Birçofunun adını, birçoğunun da yüzünü unuttum şimdi. Talnız birbirinden güzel. parlak olduk larını hatırlıyorum. Dünyayı asası eören, insanı itercesine uzaklaştıran garip bir gülüşleri vardı (Arkası var) Engin manzara, tesisatlı »u, j îpra gaz. Üsküdar 45 Klm. Ankira yolu üstü. Dört Evler . 1 Lutfen Tel: 21M94 Hafta Sonu Evi J Cumhuriyet 8111 CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruş Haıid Turkfye Ura Kr. Ura Kr. 75.00 150.00 4000 »0.00 22.00 44.00 Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacı'ık ve Gazetecilik TtJrk Anonim Sirketi Cagaloilu Balkevt Sskak No. 3341 Sahibl Sanelik S aylık 9 aylık FLBIDE CELÂL < Deniz tarafına geçelim de bak, ne güzeldir!» diyordu. Bahçeye afabeysinin harcadığı binlerce liradan söx ediyordu. Kâzım Isık'ın ttalyadan getirdiği bahçe uzmanı garip bir ttalyan, hiçbir şey yapmadan yan sclip yatmış, tam bir yıl semtın kızlarmı baştan çıkanp keytiııe bakmıstı. Kâzıra Işık, babçenin Cap d'Antipe'de bir zamanlar kaldığı villânın bahçesine benzemesi için su gibi para akıtmıştı. Italyanın yüzünden ne ağaçlara kıyıp sökmüş. ne kadannı sonradan diktirmisti! Kvin çevresini döndiisümüz zanıan, Kâzım Işık'ın bahçedc daha ne güzellikler yaratmış ol duğunu daha iyi anladım. Evin önünden denize inen setler çiçek doluydu. Denize doğru bir renk cümbüsüdür akıyordu. Köşkün merdivenleri. seniş teraslar aydınlık bembeyaz göz alıyordu. Biraz daba ilerleyince denizin mavisi açıldı önümüzde. l zakta Adalar, nfka yapışmış çöründüler. Bir parmakIığın önündeydik. Aşağıda rıhtım, iskele başlıyordu. Kiiçük. ince pek sevimli bir iskeleydi. TJcuna bağlanmış sandallar, motörler gördüm. Daha ötede bembeyaz giizel bir kotra tnlarda beyaz bir kuş gibi sallanıyordu. Rıhtınıa efilip baktık Ahmetle. Renkü şemsiyeleri, beyaz masaları. sol taraftaki dantel dantel eymalı beyaz oydncak ban gördük. Hepsini eördük onların aşağıda. Yabaneı derfiler deki plâj ilânlannı hatırladım. O resimlere benziyorlardı. Benim için jerçekten oıaktılar. Flalbuki orada, aşafıda gOnese karşı uzanmış keyiflerine bakıyor, beyaz caketli genç bir garsonun verdiği içkîleri içîyor, çülüşıip konuşuyorlardı. Güzel mayolan, yanmış derileri, umursuzlnkları, cıptaklıklan kar şısıııda givimiraden utandım. Merdiveoieri innseye başladık. Daha bizi görmemişlerdi. Ben onu hemen gördfim. Masalardan birinde adamlarla oturuyordu. Biz merdivenin yansındayken başıuı kaldırıp baktı, tatlı san elâ güzleri gülüverdi. Dünyaya meydan okuyan bir hali vardı. Yaşlı bir adam bu: Diye, düşündnm. Ahmede benzemivordu. Yanındaki adamlara bir seyler söyleyip kalktı yerinden, bize doğru yürüdü. Ahmet yavaştan belime sarıldı. Merdivenleri öyle indik. Hasırlann üzerine yayılmış güneşlenenler, masadaki adamlar kıpırdadılar. Başlar bize döudü. Onun arkaaındân genç bir adam daha seğirtmişti önümüze doğru. Ahmet onların ikisini bana göstererek : « ,Jşte afabeyim, bn da Cihangir!» dedi. Cibançir, ağabeysinin gerisiode beyaz, güzel dişlerini göstererek güldii. Gözlerinin mavisinde, ağzının kırmızıiığında insanı saşırtan bir tazelik, âdeta kadınca tatlı, bir yumuşakIık vardı. öbürüne şelince, sin güzleri çiferimi oknmak istercesine üzerime dikilmişti. Biraz alaycı gülüyordu. Hoşuııa gitmek, «aferin, kardeşim iyi birini seçmiş!» demesini sağlamak için yapmıyacağım şey yok tu o anda. Bunun için ne türlü Uonuşmam, ne durum almam gerekti|ini bilmiyordum. Buruşuk keten beyaz bir pantolon eiymişti. Güneşin altında çıplak. kuvvetli gövdesi, çözleri, saçları. her tarafı sağlıkla parIıyordu. Kardeşinin elini sıkarken sülüşü açılıverdi. « Demek treııdeki sevgili, bu küçük hanım!» dedi. Alayı dokundu ikimize de. Gülemedik şakasına. Sesi kesikti, çatallıvdı biraz. Gene de dokundu bana. Kardeşlerine benzemiyor! Diye, düşündüm. sesi bir baska. gülüşü bir başka!.. tşte Kâzım Isık karşımda yanmış gövdesi, san çözleri ile durmus gülen bu adamdı! Ra | ; TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN: Vazı Islerlnı fiilen ldar» eden MesoJ MüdUr NAZEME NADİ KAYHAN SAĞLAMER (İnşaatta kuüanılmış muhtelif eb'atta kereste satılacaktır) 1 Afyon Madensuyu İşletmesinde mevcut muhtelif eb'attaki kerestelerden: A. Yuvarlak ağaçlar: Tahminî 3.093 M3B. Kabp tahtası : Tahminî 50406 M3. C Dikmeler : Tahminî 108.689 M3. D. Kalaslar : Tahminî 21.470 M3. E. Kapak tahtası ve parça klepelikler : Tahmini 90^46 M3. şartname gereğince açık arttırma suretiyle satılacaktu. 2 İhale 157.1962 tarihinde saat 10 da İşletmede yapılacaktır. 3 Muvakkat teminat A, D ve E grupları için 1000. er ve B, C srupu için 1.S00. er liradır. 4 Talipler her grup kereste satışlarına girmekte muhtardırlar. 5 Dernek, ihaleyi yanıp yapmamakia serbesttir. 6 Bu işe ait şartnameler, Ankarada Kızüay Genel Müdürlüğünde, İstanbulda Kızılay İstanbul Müdürlüğünde, Izmir de, Eskişehirde, Afyonda Kızılay şubelerinde ve Aiyon Madensuyu İşletmesi Müdürlüğünde görülebilir. Cumhuriyet 810i . Gazetemlze göcaertlen yaalar ko~ j nulsun, konulmasm lade edilnoez tlanlardan mesuliyet kabul olunmaz * Abon« T* Ilao t?l«n için. lartın [ 0«tüne cAbon» veya «Han ServisU lcaydınıs kanmao lâzuooır. = E BO GAZETE BAS1N AKLAK YASASINA UYMAY1 TAAHHÜT ETMİSTIE CUMHURİYET İLÂN TARİFESİ açHli (Maktu) 150 TL. 231 üncü sahlfeler (santlmi) 30 TL. 56 ncı sahifeler 23 TL. (santinü) Nişan. Nikâh. Evlenme, 75 TL Oogunı (maktu t Oiüm. Mevlit. Teşekkür (5 santime kadar maktul 90 Kayıp (10 kellmey» kV 10 TL. dar fmaktu) ^ımııııı.ıının.mu.nımmm.ıımıııııı.ıııımıııı.ı...H.ı.MMi.....ı. l .....,..ı. ıımı.ıııı.ı.,,,,,,,, m , m ı I I I I I I I I I I I l l l l I I I I 1 I I l l l ,,,,,,,ıı,,,,,,,,,,lllımıll,IımıIIIIIIIIIIIIIIllIIII11|l#