21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT CvMHU rr 25 Mayıs 1962 OKURLARIA Kaçak inşaat Bakırköy'den Nesrirt Berker yaz: tesçıl ettirmeğe muvaffak oluyor. = Hukümet, zaman zaman, radyo Mağdur, bir dilekçe île Bakırköy 21 vasıtasiyle vatandaşları ikaz edı Kaymakamlığms baçvurarak hskı ^ yor; kat veya daire alıtken iskân katı anlatıyor. Fen kolu yennde ^ raporunu görünüz, kaçak inşaattan . ınceleme yapıyor. Kanuna uygun 3 dolayı zarar etmeyiniz! diyor. lyi,"i olmıyarak yapılan bu daıreler mu ^ güzel ama, hukümet. bir yandan [ hürleniyor Hülâsa, Bakırköy Ta Sj halkı uyarırken, 6te yandan da, | pu Şicil Muhafızlığınm hatalı tes ş Tapu Çicil Muhafızlığma sikı emir ı çil muamelesi yüzünden, vatondaş 3 ler vererek inşaat proiesini tetkık I maddî ve manevi bir yığın zarar ^ etmeden, iskân raporunu gorme ı görüyor. Bu hata da: anoak mah X den tesçil muamelesi yapmamala ı keme yoliyle düzeltilebilecPk. S rını sağlasa daha iyi olmaz mı? Me CEVAB1MIZ: = selâ, Bakırköy Gençler caddesi, 82 . Okurumuz, yerden göke Kadar numaralı apartmanm bodrum ka ı haklı.. Burada suç, vatandaştân zi 2 tı, inşaat projesine göre, sıgınak, | y#de Tapu Sicil MunafızîıŞınır.dır odunluk, çamaşırhane ve kapıcı o j Tapu Sicil Muhafızlıkları. iskân E dası yapılması gerekirken, mal sa raporunu ve inşaat projesinı gö j hibi kaçak olarak buraya ddrt dai rup i n c e l e m e d e n tt^<,tl f n u a m e l e s ı Ş re inşa ediyor. Bunu da Tapuya yapnfıazlarsa k a ç a k ınpaat s a h ı p l e r i Ş Çocukluğümuzun, gençliğimizin îstanbnlunu bulmak guç artık. Eskiden baba evı gıbı dolaştığımız bu kentte, yabancı gibiyim şitndi. Nuruosmaniye camiinin avlusundan geçıp Çarsıya gıttim Bayramin ikmci gunü. Ora insaniarı bi»ı, bız de onlan yadırgıyoruz. «Turisi» gibi bakıyorlar bize, ingilizce sesleniyorlar. Nuruosmanıye camiinin avlusundakı yüz yılhk çmaflann yeşillerı taptaze, avlu bu çı narlann gölgesınde yıkanıyor sankı. Bu cami çevresıni değıl de, çevresi camii otkiler gıbı gelir bana hep; <;e»resı Miislüman kılmıştır bu vapıtı sankı Belki de yabancı mimar elinden çıkmış olraasındandır bu. Her yapıtta inancın büyük paÇarşıdan çıkıyor «SshailaT» a gıriyoTDHi. DükkSnlar gene kapah. Camîarda göze çarpan k'taplar «Faust». «Emil» çevirılerı. Amerika da girmiş sahaflara. kttaplarla, dergilerle değıl de, Amerıkan vemek odası takımı ile! Hâdi diyorum, Beyazıt camiinin yanmdaki kestane ağacının ?ölgesinde b'r kahve içeyim. Beyazıt camii, NuTuoSrflaniyenin tersine. etkiler çevresmi. Bir yandâ cami, bir yanda Üniversite. va biri. ya oteki ağır bassa bile arada. gene birbirlerini hırpalamadan, yıpratmadan karşı karşıya geçinirler aul sıbi. Burada yasıyan in ?anlar ve hayvanlar, yaşadıklannı ya birine, ya ötekine katılmakla düzenlerler. örneğin bura güvercinleri, cami avlusunda günlerini gün eden Müslüman hayvancıklardır. Güvercın, her yerde oranın dinine sığınmıs, cami, ya da kilise çevrelerınde kolayca yiyeceğini sağlıyan. kendinı saydırmış bir yaratıktır. Ne etini. ne yumurtasını vermeden baktırmasım bilir kendine. Bu «mübarek» yatatığın yasamak için hlç bir çabası yoktur. «Fodla» sını bulduğu yere konar. kanat gerip, genis ufuklarda uçmaya. dunvavı görmege bo< verjr: yalnız yer. olur olmaz yerde de sevısir! Bu bakımdan sevmenı ^iivercınle11. Gene de alısılrr.n.. Beyazıt carr.nnın avlusunca aradım on» ları yoktular H' • ıc\ alanı• ı nıi> dltı üsfüne gelni >. kuslar da Ipdirgin olrhu<:. baska avlu1; s konmusiar dan SultanhamTmina, oradan Balıkpazarına ınciim. Her fey kapalı Meğer ne gunahmi"; Bavramın ıkitr'i eiinü çal'ş mak1 ADftLET C/MCOZ fiapLğmız içiır Bayramin ikincl günü... Devlet Tiyatrosu kcntimizde Hayvan sevglsi suna yollandım. Suyıuk, Galatasarayı geçmisti. İyi niyetli, sabırlı bif yurttaş gibi, bet> de girdırr) kuyfuga. Ama iyi niyet, sabır yetmiyor; sinirli, teîâşlı kişileriz biz Istanbuüular, ahşık da deiiliz tıyatro gişelerinin önündflki kuyrukla ra! On dakıkada bır adım il«rleîtiek, olaeak şey mi? K*ra basanlar bastı basıyor, dahp da önümde iki yüz kişi var! İki gişe çahşıyor yalnız. bilet alanlar hemen bütün şosteriler için ıstekli ölduklarından, gise çabuk is göretniyordu. goremezdı de. Derken bir sbylentı çtktt, oğle vemeğifie gide eekmiş gişedekiler, öğleden sonra saat 15 te açılacakmış gise. Hep birden ba?ka)djrdık. Neyse, acıdılar da paydos yapmadılar. Bu' yıl nedertse pek düzensiz oldu bu bilet satısı. Kara borsadan elli liraya bilet satılmış dlyorlar, inanmıyoTtsm: bnl saydım aldırırdım ama! Üzen bir yan» da »u: llk geceler genellikle özel kisilere ayrılır on sıralar; ça8ırıl*nlar da nedense boş verirlef gelmezler.. hadı gelmediler, gelmiyeceklerini bıldirseler ya? Hayır, bıldîrrnezler de, «JHarıda binlerce kişi yer bulmak için kıvramrken, çağınlanlann yeri bom bos sırıtır salonda. Bir şev daha var Bu çağırılanUr, ılk geceye gelmemislerse, ertası gece gelmege kalkarlar, bu hakkı bulurlar kenJılerinde r e dense; ama ıkinci gece o yer satılmıştır, başka»; almıstır o yeri, olsun ilk secemn »dâvetiisi> kendmde her gece için bu hakkı görür. Son çünlere bilet bulabildisim için, ou yszımı vazdığımda daha hiç bir oyu nu görmüs değilim. Yalnız bir arkada=: «Bu yıl Devîet Ti vatrosuna bilef bulmak, fievlet Tivatrosuna sanatçı bulmaktan daha zor» dedi Doğru! îstan bullunun iyiye. güzele bu dü?kunluğü sevinilecek, övunülecek bır sey. Yalnız bilet i.«i bu kadar uzucü olma?a. daha bir bofveriİJp çağırılma«a. Anka rafalaf da gördükleri bu llgrye daha cömertçe davramp, daha uzvm süre kalabılseler, Istanbulda. Belki o zaman bil«t güçluğü yenilir de sanatçı bulma güçtüğü kahr yalmz! Oyun ?e spor yolu ile saglık egitiminin degeri Yazan: Dr. Saim Polat Bengiserp Terekkeli dedelerimlz: «S** lam »kıl saflam TÜcutia buinnur» dememişler. Dünya topluluğunda artık «aflam kafalı, sağlam vfieotla milletlere daha çok yer ve önem verilmektedir. Kaf» ve bllek bakımından yoksun ve cılız nlnslara yaşamak hakkı bile tanınmıyor. Bag^n bir millet, fertlerinin vetişmesinde »yon ve spor yolayla safhk etitioıiBe verdiji defer nispethtde fizik ve moral olennlnğa nlsaabilmekfe re dünys milletleıi •rannda bu olfunroğa ile eanh olarak yerinl alabilmektedir. Disiplinslz, hedefsiz oyun ve «por hareketleri de aksinç milletleri mânen ve maddeten çdkerten sebepler arasında bo lrnımaktadır Mahalle aralarında çelimsiz yavruların, istikballeri üzerinde kötü etkiler bırakscak olan kovboy taklitlerinden, hımz polis oyunlanndan, birdirbir »tlamalanndan tutun d» dere, göl kenarlarından, lâgıml»nn aktıfı deniz kıyılanndan kaçamak suya sirislerine ve bu yüzden dojacat; blnbir çe?ıt kaza ve tehlikelere varıncaya kadar bütün başıbozuk oyunlar ile mahalle araları kulfip taslaklarının bîr topun arkasından şuursuzca koşmaktan ve enerji tüketmekten ileri gidemiven sözde spor hareketleri, mektepli, mektepsiz gençligin basıboş bırakılmasının oyun ve spor yolu ile belirli bir istikamete yönetilmeyisinin birer örneğidtrler Mektep Öncesi oyun çocuğu ile mektep çocuŞu ve mektep dışı gençlik, bosaltmak zorunda oldukları enerjilerini k3tü alıskanlıkîarla boşa harcıyorlarsa bundan sorumlu olacak elbette kendileri degildir. Bir maçta oyuncular arasından bazan seyircilere kadar sirayet eden. sporeu Sdabı ile bağdaşamıvan sözlü ve hareketli tartısmalar, itişmeler çibi müessif olaylarla trıbünlerden labalar» fırlatıUn şişeler. icimiıi dağlıyan ve seyirci ahlakı ile ilgili haykms, bağırış ve kfifürler de bir ijtikamete vönelemeyi»in baska örnekleri ve mjnUlyonun bir başka yüzSdür. Bn akfi istikamete yönelişlerin. köifi yoU «apı^Hnn, gençlife «âsi ?ençliK» damgacını vurdaracak eğilinılerin aebepltrl nelerdir? Ve bnndan kimler ve bangi makamlar sorum ludur? Kontrolsuz seyrettirılen Amerikan rnacera filmleri mi? Kaldırımları doldnran açık «açtk kötü yavınlar mı? Aile mi? Cemiyet mi?.. Glbette bunların bir laiki vardı r. Butıuıı nedenini inceliyerek değerlendirecek bilginlerimiz de vardır elbet .. Bu, benim çizmemin dışında kalmak t.ıd:r. Bu problem sondajını \e de^erlendirilmesini yetkili ve llgllilere bırakarak ben, aklımın birazıcık erdiŞi, yenc115in oyun ve spo? yolu ile kötü alıskinlıklardan kartarılın iyi huvîara vSnetilmesî, fizik ve morjıl benliğinin yükseltil'npsi konusuna ilismek is tiyorum. Bugünün küçükleri yarının biiyükleridir. Hepimizin bildiği bir çercek de ajâcın ya? iken eçileceğidir. Bn topraklann yannmı fllerine bırskacsğımız cocuklarrmızın beden ve roh eSitimine, moral ve fizik yapısına gereklî önemi vermek zomndavız, Bu yolda bazı makamlara ynrt çspında mesuliyetler ve vazifeler dfismektedir. Bugünkü bilgilerimize göre her türlü eğitimin mihrakı, besiği okullardır. İyi veya kötü bütün alışkanlıklar okuldan başlar. O halde okul öncesi (ana okulları. oynn çocuğu) ve okul içi (ilk, orta ve yfiksek tahsilde) oyun ve spor yolu ile beden ve ruh sağh|ı eŞitimini. hljyenik ve pedstojik metsdlara göre aysrlsmak, planlsmak ve nygnlamskta MJllf Eglttm Baksrjbğımız sorumİB ve görevli bvlumnaktadır. Tflrkiye Halk Saglık Eğitimi MiIU Komitesi bu sene 7 14 nisan tarihleri arannda ynrt ölçüsflnde bütün yönleriyle ineellyerek uyguladığı > «okul sağlıgı» problemini tağlık haf tası konusu olarak seçmekle isabet etmls ve durumu bütin açıkhğı ile ortaya koyarak üfilileri uyannak ıstemiştir. Ha len yıgınak oknllar sistemİTİe ikili, üçlü tedrigatın uygnlsndığı okulIarımıziD kaçının açık veya kapalı oynn ve «por salonu vardır? Bunnn cevabını gönül rahatlığı ile veremeyiz. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle okul idareleri İyi niyetlerini gösterdiler. Bandonnn âhengine uydurulan ritmik haTeketleriyle kız ve erkek SğTencller g^zel bir beden eğitimi örneginı verdiler, lftihar ettik. Yalnıı gönfil istiyor kl bu güzel örnek, bir çüne, bir haftaya. bir aya m&nhasır kalmasın, her günümüz bir 19 Mayıs ruhunu ve hareketini taşısın. Okul dışı gençligin fizik ve moral bakımından iyi yönlere yönetilmesi ve geliştirilmesi işini de «Beden Terbiyesi Genel Müdürlfiğfi» nün kurnlus amacının sınırları içinde görmekteyim. Istanbuldaki 19 Mayıs gösterilerinde beden terblyesi bünyesine dahil tenkillerin hiç bir hareket ve davranış belirtilerini göremedik. A caba bu Genel Müdflrlürün gençleri, gençlîk ve spor bayramında nerode ve ne ile mesgulduler? Kanaatimizce Beden Terbiyesi Teşkilâtı, bir nevi ş»n» oyunu demek olan SporTotodan önce okul dışı kalan mem leket gençliğini, bu vatana vararlı kılmak içîn, kafa ve kol bakımından iyi istikametlere yöneltecek mahalle araları oyun sahalannı, ber çeşit amatör spor lokallerini, jimnastikhaneleri kurmalı, izciliği, eönüllü imdatçılıjı teşkilâtlan dırmalı, hulâs» knrulus gayesini ve ismini benimsemelidir Asker oknlları ile ordnmnzun bn konudakl çabalanna biç bir diyeceğim yok. Onlar bu işi çoktan benimsemişler, plân, program ve disiplin ile halletmisler. Istenilen gaye ve hedefe yöneltmişler. Okulların da yarınm rubay ve assubaylftnnı ruh ve beden saglıgı bakımından tam bir mükemmeliyetle eğiUyoTİar. Orduda da erleri yetiştirerek bir çok şeyler kazanmı» olarak köylerine yollvyorlar. Bu seneki İS Mavıs gösterilerinde asker oku! lamnıı ile sembolik ordu birliklerinhı spor kabiliyetleri, ilatftn bafanlan gölflslerimi* zi kabartacak mahlyette idi. Kahraman ordumuzun her kademesinde gördüjilmtlz bn plân, program ve dlsiplini slvil okallanmız ile sivil teşkilâtımıza ve kulüplerimize de sokabilsek, Türkiyemizin yarınına mutluluk içinde inançla bakabiliriz. Bir zamanUr Avrupalıl»nn «Hasia Adam> diye vasrflandırdıülan yurt kalmtı*sından. milletin tnSkfis talihini yenerek yepyeni bir vatan knran Slmez AtatÖrk, kurdnfu genç Cumhuriyeti gençlere emanet etmişti. Ata'nm 19 Mayıs 1919 da Samsnna ayak basışının hâtırasımn «Gençlik ve Spor Bayramı» olarak kutlanması ile emanetin gençlere bırakılmasının tasıdığı mâna büyük ve kutsaldır: <Km ile, erkeği ile saflam kafalı, sağlam vflcutln genç bileklerde yükselecek yeni bir Tfirkiye kurmak ve yas3tmak..^ Hijyenik ve pedagojik metodlarla geliştirilmiş, plânlı ve disiplinli oyun ve srjor yoltı ile saglık eğitimi çörmiis. fizik ve moral bakımından yül« selmiş eçnçler elinde özlenen Türkiyenin doğduğa gün, aziz Ata'nın ruhn bir kat üaha sâd olacaktır. . Hayvan sevglsl Yen* bir dem«k karslmus: «Hajvanlan Koruma Derne ği». TtıttuğAjnu kopetan ba yanlarımızm önayak olduğu berrıek sıvaıaıs kollırı, hew«n girişmış ışe! Ama neresinden başlanacâk? Hayvan sevgısı nasıl aşılanacak? Kolay ış değil bu. Atına acınnyan, ç«ktiği yük yetmiyormuş gibi kendist de arabaya kurulan, hayvanmı kırbaçhyan arabacı nasıl yola gelir? Kırbacmı alıp kırmakla mı? Boî »ey bunlar. ^s * B U L M A C A 1«> 3 4 5 6 7 8 9 g a y r i m e n k u l l e r i n ı t a p u y a tesçi) et jg; t ı r e m i y e c e k l e r i gibı s a t m a k i m k â 3 n ı n ı da b u l a m ı y a c a k î a r d ı r . B o y l e Ş ce, s a t m a i m k â n ı o r t a d a n k s l k ı n * ca, k a ç a k i n ş a a t da bir h^vli s z s i Ş mış o l a c a k ' ^ Adalet mensuplannın = dilekleri = Niksar'ian adalet mensubn 8 imza ile yazılıyor: 1) Yaptığımız fazla mcsai ücretlerinin verilmesıni,2) Polis memur lanna ve diğer bazı memuTİara verildiği gibi, biz adalet ciensnplânna da »ylık tazminst veTİıme»ifli, 3) Mesailerinrn özalliği ve erke* yrpfarimalan dikkate a'.marak adalet menso^lanna da 25 yılhk = Mf Mîraetten sonra emekh olma hakkmm taTıınınasını, 4) Adalet dairelerinin rrraterned ve veznedar lanna kasa tazminatı verilmesinı, 5) Sorgu hâkimlerile savcılara vekâlet eden baskâiiplere, vekâlet mâa?ı verılmesini, 6) Hiç terfı ei nriyen cezaevi jafdiyanlanna, terfi hakkı tanTnmasinı. 7) Evvelce üerette çalışırkerı, sonradan »slî rrtaaşa geçen bir kısım adliye mü başir ve personelinin, iicrette geçen memurluk kıdemlerinm asli maaş terfilerine sayılmasınt rîca ederiz. SOLDAN SAÖA: 1 «Her hsngl bir maesnaenln U2ak veya rakındakl kendlsine tâbl kısmmın âmlrt» mânasına iki keitme. 2 «Tazla mlktaTda kann do.nıınan karsıhfı İU kellme. 3 «Siyah renk t«k| karık ve aandai yOrütme Hao> karşılıgı İM ke)fm«. 4 TdHcte bnhmnura davet etme hartiketl, tarihl büyük kılıçlardan. 5 BJrlyle yanşan veya bir hayvana Mmnlş olıın Ulmse, Büyük Bıitanya adawnda bir bClge. « orta yerde bir fasıla veya açık vncoda relmesini sağlıyan. 7 Keder ve dngnncc lçindekl kimsenftı nrtnınn kaphran, alev alrasmif yakacaklann etnti «Jnsl duman çıkanç hall. 8 Gflrme kudTetlnden mahnrm otanUT (çodal), nota. 9 CUıf mlktarda, çok btyttk odun parçası. TTJKARIDAN ASAĞTVA: 1 Müslkimlzüı eakl bestecflerlnden birt ( a * ve rtrtbeslni gOgtertr Onvsnı). 2 «Erkek hizmetçl btılmaya çabajama hareketl (iki k«Hme). 3 «TeTkedemcz» mlnastna bir flil. 4 KepazeMT v» rezlller (erttl usul çotul). S lkl dlrbem bir çeklrdek denilecek tarzda sttalO. dayak ve kStek. 6 îatanbuîun kazala nndan btrl, «yaya olarak harekete geç!» karcthfı bir meniaatlnl kurban eder gekllde Dünko bnhnaeantBfedakarlık gösterhaltrdflnıts «ekH me. 8 Tersl *mahstıl tfflnyasr» marmstM ÜH kellmedır. 9 En az. silphe. emlr. 7 KCTKH Au. yı var elbet. Çar$ıyı özlemiştim. ama butun dtikkânlar kapaîı, bcvmboş çarşı, kimsecikler yok. «Lâle zar gömlekli» dukkânlar da kalmamış artık . «Kapalı çarşı kapah kutu» luktan çıkfnış, yeniye özenmiş, ikisinin ortası bir şey olmuş. E^ki Bedesten de kapalıymıs meğer. Bir ikı kuyumcu, açıkgoz, bir ıkı antikacı ile bır ıki yazrnacı açık yalnız. Dolanıyonım çarşı içinde.. rastîadıklanm hep Doğu illerinden gelmis yurttaşlar. Başlarmda kasket. ayakîarın da potur, yağız kişiler; yazma alışverisinde. Çar"!inın kuf kokan rötubetli, sefin havasmda hODarlörler tonnna dek açılraış, ha babam davııl ztırna sesleri.. Bayram kutlanıyor Bizim kentin kapalı çar«!isında değil, Dogu illerin bir çarsısmda gezivorum gibi geld' bana Saat onbır.. gezici bir bertıer tek tük dükkânını açrnış olan esnaîı traş ediyor. Bır dukkindan çıkıp ötekine dalıyor. Erkeklerimiz sabah kalkınca evlerınde tra$ olma huyunu e dinemediler daha htar.bulluyu bir yana bırakmıs koca kppalı çarsı, Taşrahya, tuTİ'<te çalışıyor. İzmit Yalova yolu çok bozuk tstanbnl'dân bir oknmrrraz ysz: Borsa, başlıca turistik şehirlertmizöen biridır. IstaTıbul ile Bursa ârasmda heT gün vapur bulunmadıfı ve mevcut vaptırlar da ıhtı yacı karşılıyamadığı için. Bursaya gîdenlerin pek çoğu. ister ısteme^, î«mlt Yalova Bursa kara y o Itmu seçmek zorunda ka?maktadır lar. Virailarla do!u olan bu yolun bilhassa lzmıt Yalova bolümu, î deta ınsanı camndan bezd'recek kadar berbat ve tehlıkelıdir. Bu tu ristik yolun bıran bnee tamırı ve asfalt bir yol hahne getirilmesi. turizmin gehsmesi bakımındîn zaruridır. tlgililerın onemle dıkkatıni çekeriz. Devlet Tiyatrosu kentimizde Gıser.ın jlk açıldı^ı yun. sabahın besınd" ^ınnıea g^ren Au.. ier vardı. Ben «aiiana sallana saat ona doğru Karaca tıyatroduzene konabilse. Çağırılanlar boşvermeseier, boşverenUr de Anababa evınden, ilkokul sırâlanndan başlamalı i#e. Çocuklanmıza hayran »evgisini asılamak gerekir. Şevgiyle o lur her şey. Bir kez çocuk sevdı mi hayvanl, onu korutnayı oğrendi mi, güveni artar kendine. Insam sevmekten daha kolajdir hayvanı sevmek. Hayvan. Eevlldieinl anlarsa, bağ ianır. dostu olur insanın. Çıkarı için de aldatma2 do?tunu Hayvanlarımızm durumu acınacak seydir kentlerimizde «Oünahtır» diye uremelerine goz yumarız da. uredikleri zaman onlan sokaklarda kuTşunla vurarak, zehırl'yerek gu nahların en büyüftunü isleriz Öldürulünceye kadar da sokak oocuklanndan neler çeker bu hayvanlar. Günde kaç kez taş veTMn diye sormuşlar köpeğe • «Veledi zinâsına ba«li' demiş' Utanacak bir vanımız da fcı:dur işte. Oysa, kedi. köpek \fvm!snnı, doğjr doğmn^ bu islerle ugraçan. Şairnisâr sokağındaki «Hayvanları Koru ma Cemivet'> no adtjrselpr. oradi bunlar en uvsîar bir ipkilde uyanmamak üzere u .*utulur Arr.a. her isimb %\h\. hıı «külfet neve?» gunahtır der bo": venrİ7. Büvuvüp de ba^ımıra dert oldıı mu. da ne «klitfet», ne «Rünah» beosinl bir rpna bırakıo >i'ŞMi pkiT);pr]« «okaklp.'» d'jkii'ii'Or. Bu durıım vüzyıi'ardır sürüo gi'l^r ele Eüne karsi «ayırjtr» detiz. utanıri7. sene de Knka tiiılii davranamayız' BAT OSCABs Radyoda#Bugü.% '.<Wv V ı ' I 7.27 Açıhs ve progfam 7.30 Ney ler 7.40 Kurşnı Kerlm. 7.50 Saz eserlerı 8.00 Haberler ve hara du rumu 8.15 Beraber şarkilar 8.30 Sabah korıferi. 9.00 Kapanıs. 11.57 Açıh=: ve program 12 00 Şarkılar. 12.20 Karıçık şarkılar ve sevilen melodıler. 13.00 Saz eserlerı. 13.15 Haberler ve hava durumu 13.30 Hugo VVınter Halter Orkestrası 13.40 Şarkılar. 14.00 Hafıf şarkılar. 14.15 Saz eserlerı 14 30 Öğle konseri. 15.00 Kapanıs. 16.57 Açıh^ ve program 17.00 Dans ve Caz muzığı. 17.30 Turkuler 17 50 Tarım saati 18.00 Los Panchos Tnosu 18.15 Radyo Kadır.lar faslı 18.45 Haberler ve ha va durumu 19 00 Reklâmlar geçidi. 19 40 Şarkılar. 20.00 Frank Chacksfield Orkestrası 20.15 Olaylar ve yankılan 20.30 Darvaştan kemanla hafıf melodiler. 20 45 Meteoroloji sohbeti. 21.00 Klâsık koro, 21.30 Aile sohbetleri. 21.45 Şan soloları. 22.00 Reklâmlar geçidi. 22.30 Müzik dünya sından 23.00 Haberler. 23.15 Senfonlk müzık. 23.40 Ritm ve Melodi 23^5 Program 24.00 Kapanış. İ9TANBUL İL RADÎOSU 17.58 «1yi akşamlar> v e plogramlar 18.00 Çeşitli orkestralar. 18.45 Uverturler. 19.15 Radyo ile Almanca. 19.30 Yemek ımiziği. 20.00 Ramon Armengod 20.15 Plâk kulübü 20.45 «Concerto for Lovers» Albümümüzden 20.55 Konserto. 21.30 Caz saati. 22.00 Ünlıi Orkestra şefleri. 22.33 Çe ISTANBUL şıtlı muzık. 24.00 Cumartesı'nın prograrnları ve <tyi Geceler» ' \ ANKARA 6 57 Açıliş ve güntın programları 7 00 Kuranı Kerım. 7.10 Saz eserleri 7.30 Haberler ve hava durumu 7.45 Şaıkı ve saz 8.00 Solistler ve Melodiler. 8.30 Karışık ş»rkılar. 9.00 Ev kadınının not detterı. 9.45 lspanyol muziği. 10 00 Ögle yayınının programları ve kapanıs. 12.00 Karı^k hafif müzık. 12.25 Kücük ilâniar. 12 30 Beraber ve ?olo şarkılar. 13 00 Haberler ve hava durutnu. 1315 Kuçuk kon ser. 13.45 Mülkiye Ecevitten şarkılar. 14 00 Frankıe Laine ile on beş dakika. 14.15 Saniye Can'dan turkuler. 14 30 Yma Sumac soy luyor. 14.45 Ya?ar Ozel'den şarkılar. 15 00 Akşam yayınm programlan ve kapanıs 17.00 İncp«az'dan Hüzzam faslı. 17.30 Helmut Zachanas Orkestrasından film mttzlkleri. 18.00 Reklâm programları. 18.30 Kücük ilânlar. 18.36 Yurttan sesler. 19 00 Haberler ve hava durumtı. 19.15 Yaşadığımız gunler. 19.30 Nermln Demırçay'dan şarkılar. 19 55 Küçuk dinlejıcilere masal. 20.00 Süheyl Denizci ve arkadaslan. 20.15 Olaylar ve yankılan. 20.25 Ktiçük ıiânlar. 2 "3 Hüseo. O yın Gökmen'den şarkılar. 21.00 Istanbul mektubu. 21.15 Türk ez güerı. 21 30 Hadyo kitaplığı 21.45 Ülkü Yörükoğİu'darı sarktlar. 22.00 Hafif melodiler. 22.45 Haberler. 23.00 Opera albümünden 24.00 Cumartesi'nin programlan ve iyi geceler. PBOF. NlBIBÜS'âıı MACERAL.ARJ JANE'IN KIZI 158 Reiiml» Roman: 203 Mıîl'üN KI Z Cizen: YVES SAYOL Ceviren: Mazhar KUNT \Copyneki opera munefiRoufl BStön bu konnşma Mellier'yi yarmnştıı. Muhavereye bir nibayet vermek üzere kapıya doğru giderek Parisel'e: Gelin, dedi, gidip Rouvenat'yı bnlalım. Mad»mki François'nın Blanche'la evlenmesini istiyorsunuz, bu rneseleyi bir kere de Rouvenat'>a açmak lâzım . » Parisel bnndan memnun olmadı. Çünkü Rouvenafyı hiç sevmiyordü. tşi onnnla balletmesine imkân yoktu. Rouvenat. dışanda islere nezaret edivordn. Mellier ile Parisel kendisini alalrak içeri götürdüler ve kapıyı kapadtktan sonra Mellier: «Rouvenat, dedi, Parisel, oîlanun Blancbe'ı sevdiğini bana söyledi. Onunla evlenmek isliyor. Ne dersin? Ne mi derim? Söyliyeyim: Vaktini kaybedhor, öyle şey olmaz. François'nın babası hiddetinden titri yordn; «Ben zaten bu cevabı beklivordum dedi. Peki, oilumun kabahati ne?» Kou\e nat aeı »cı gülerek: «Oğlunuzun nadir meziyetlerini hakir eörmek haı'dim değildir dedi. Yalnız evleneoekse baskasıııa talip olmasını tavsiye ediniz. Pekâlâ. Ama bu konuda Matmszel Bianche'ın da fikrinin alınmasını isterinı. Alâ.. kızı sımdi çaİmyorum . Arkası var Yalnız ne zaman evlenebileceğimizi Tetrikası: 109 bilemiyorduk. Oldukça temiz bir işi vardı, ama kaybetti bu işini. Bir bakıma bu kendi hatâsı yüzünden oldu. Parayla, açıkgözce bir ış çevirmek istedi, ama derhal anlaşıldı bu. Şerefsizce birşey yapmak is tediğım sanmıyorum. Sadece, şehirlileıin yaptküarı şeyler gibi y*pmak istemişti o da.» Çevirenler: Mete tianı üener Dinleyenm yuzünde bir kıpırdan ma oldu, ama dilini tuttu. bırnı basarım. Ben arkadaşıydım, • > Bu fikrin akhna ne zaman gel«Böylece güçlükle karşı karşıya ma buna aldıfdığı bile yoktu. Gö diğini bilmiyorum. Bir gün. «Ekaldık; sonra aklıma Llnnet ve O zü Sitnon'dan baska birşey görmü» ğer talihim olsa. onunla evlenîrnüfi yeni sayflye evı geldi, heman yordu,» dim, o da bir yıl îçinde ölüp, büona kosttım. Biliyorsunuz, Mö*yö «8!r»on'un Ise ona metelik verdl tüfl servetifll bana bırakırd> dePoirot, Linnet'i severdım ben, ger ği yoktu! Size cinsî cazibe hakkın mişti. Arkasından da bakışlarınçekten de severdim. En iyi arkada da bir sürü lâf etmiştim, ama tada acayip, heyecanh bir ifade beşımdı benim, aramıza da hefharigi bi! bunttO hftkikatle ilgiii yoktu. lirtlliştİ. î$te bu işi ilk defa o zabir şeyın gırebileceği aklıtnıll ko 3irrton Linaeİ'l istemiyorâu. Ofcu seslnden geçmemifti, o zamanâ ka güzel, fakat lüzumundan fazla pat tbin düşünnüştü... «Şu vey» bu şekilde bu fikir dar. Sadece, zengin olduğu için ne ron tavtrlı buluyordu, halbuki Lintalihli bir kız olduğunu düşunür Simon patron tavnlı kadmlardan tizerinde epey konuşfnuştu. düm onun. Simon'a bir ıs verecek nefret eder! Bu tip şeyler onu son net ölse" ne iyi olur diye. Ben bunun kotu bir fikir olduğunu söyolursa, bu benim için ve Simon derece sıkâr. Ama para elde etme ledim, o zatntn ağzmı kapadı. Son için çok şey ifade ederdi. Linnet fikri de hoşuna gidiyordu. ra bir gün onu arsenik hakkmda de bu konuda fevkalâde tatlı hareket edip, Sımon'u getirmemi is«Tabli bunun farkma Vârdım... bir jeyler okufken gördüm. Biraz tedı. îste o gece bizi Chez Ma Tan ve ona eğer, beni bırakıp Lin kurcaladım, bana, «Tehlikeye atıl te'da görşünuz tam o sıralara rast net'le evlenirse bunun iyi bir şey madan insan hiç bir şeye sahip oIıyor. Doğrusu pek paramız olma olacağını hatırlattım. O bu fikri lamaz! Hayatımda böylesine bir dığı halde bunu kutluyorduk.» beğenmedı. Para olsun vey« olma servete ılk defa bu kadar yakın bulunuyorum» dedi. Sustu, içinl çektı ve devam etti . sın, Lmmtle evlenmesinin kendi«Bir müddet sonra da onun ka»Şırr.dı sizc soylıyeceğım şey, taraa sı için bir cehennem hayatı sürmiyle doğrudur. Mösyö Poirot, Lin mek demek olaeağım söyledi. Pa rarını vermiş olduğunu anladım. kalnet'ın sımdi olrıus bulunması da ra:.] kendi>i kazanmak istermi?, Korkmuştum, dehset içinde bu gerçeğı değıstiremez. Neden hâ kesesinm ağzlnı elinde tutan zen mıştım. Çunkü. bu işi asla yurüdeğil. temıveceğmı biliyordum, anhyoriâ ona kırgın olduğumu fÖ3'lemek gin bir kadınla evlenerek i'tijorum. Sımon'u bcnım elırnden «Bır çeşıt. hiç bir yetkisi bulun sunuz ya. Bir çocuk kadar basitalmak ıçın ne lâzımsa yaptı. Tama mıjan, hükümdar kraliçe kocasına tir o. Hiç bır şeyde ustahk göstemiyle gerçektir bu ! Onun bir da dönerims demışti. Beflden başka remez, üstelik muhayyile diye de kıka bile tereddut etmedığıne kalı sını i=temediğini de ilâve etmişti. bir şey yoktur onda. Her halde I NiL CiNAYETi CHflİSTlE Linnet'e arseniğı yutturur. ondcn sonra da doktorun, Lmnet'ıjı gat ritten olduğunu soylemesıni beklerdı. Her zaman ışlenn yolunda gıdeceğmı düşünurdu o. «Böylece ben de ışe karışmak. onu korumak zorunda kaldım.» Jacqueline bunu Tahat bır *ekilde, fakat tamamiyle inanaraK soylemişti. Poırot, Jacquelıne'ın Linnet'i öldürme sebebi ne olur?.i olsun, söylediklerınin doğru olduğuna emindi. O şahsen Lmnet'n serveüni kıskanmamıştı, ama c ımon'u akıl hudutlan dışmda. mer hamet ve dürüstlük denen ş?^)c^den de fazla seviyordu. «Bir plân kurmak için duşunup taşından. Plânın esasmı ikı VOTlü bir alıbinin (x) teşkil etmesı ge rektıği kararır.a variım Bılr orsıinuz, Simonla benim birbirimize düşman gibi olduğumuza dair bır delıl olmdsı lâzımaı. bu ntıı n\nı zamanda ikimizı de her türlü ıthamdan uzak bulunduracaktı. Benim içm, Simon'dan nefret edıyormuş gibi davranmak cok basit bır işti. Bu şartlar altmda zaten olağan addedilecek Dir şeydi bu Son ra, eğer Linnet öldurülecek olursa, oıuhtemelen benden de suphe edilecekti, bunun için daha ba=tan şüphevi üzerıme cekmem daha ivi olurdu. Yava= yavaş teferruatı da hazırladık. Ben oyle istivordum kı. eeer ışler ters ciderse. beni \ akalasınlar. Simon'u degil. Ama Simon da benim için endışe ediyordu. . J, (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear