24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ICisan 196.. CUMHURÎYET BE9 \ Otomobil Sonayiinde rekabet Avrupa, Amerika ile başbasa duruma geld! Amerika, otomobil sanaviinin ilk geliştigi ülkedir. Bugün Amerikada h e r 2 5 3 nüfusa hir motörlü basıta düşmektedir. Yakın zamana kadar. Artıerikan otomobil sanayii rakipsiz addedilmekte idi. Fakat son on bir yıl zarfıııda, Avrupada otomobil v e diJer motörlü vasıtalar imalâtının süratle arttıgı görülmektedir. Avrupa otomobilleri, saglamlık v e kalite itibariyle, her tarafta aranır tipler arzetmektedir. Alman, Italyan v e lneiliz arabaları. Amerika piyasasında dahi geniş ölçüde tu tuıımuşlardır. Vukarıki graftk. Amerikadaki v e Avrupadaki on bir yıllık motörlü vasıtalar imalâtını cösternifktedir Amerika v e Avrupada otomobil imalâtının muhtelif yıl lardaki seyri şoyledir Amerika 1960 1951 1952 1953 6,660,000 5.328,000 4.320.000 6.300.000 1954 1955 1956 1957 1958 1959 1960 5.536,000 7.920.000 5.808.000 6,200.000 4,228,000 5,580.000 6.672.000 1.920.000 2.400,000 2.500.000 2.868,000 3.540,000 4,116,000 t.776.000 Kennedynin I salıncaklı İ sandalyası «1962 Kolonya Beynelmilel Mobilya Sergisi»ni ziyaret eden 85.000 kişiden birçoğu yasak levhası ofmayan yerletde «Kennedynin salıncaklı sanrial\ası»nı bir teerübe etnıek arzusunu yenememi.şlerdir Avrupa kıtasının en büyük mi)bilya sergisinde teşhir edilen yüikrce çeşit 'Kennedy şalıncaklı sandalyası» pek yakında Avtupa'nın hemen hemen bütün oturma odalarını fethedeceğe benziyor. Çünkü 868 firmanın iştirak ettiği bu sergide en çok alâka gören mobilya işt* bu sahncakh sandalya olmuştur. Sergide gösterilen mobilyalafrla en az 5.000 ev döşenebilirrii .j Sergı. beyneimılel mobilya pıyasasında büyük bir değişik lik olduğunu göstermiştir. Yine eski stil mobilya tercih ediimeye başlamıştır. Bu meyanda XVI. Louis devrine ait mobilyalar ba.şta gelmekte, sonra da süslü bafrok stili. za rif Renaissance stili ve İngiliz mobilyacılığında bunlara muadi] devırlere ait stiller alâka fjörmektedir. Kolonya sergisjnde klâsik devre ait ka ba, ağiT Alman ve Hollanda mobılyaları da çok satılmıştır. Bu eçyaların muhakkak hakıki stil eşya olmasın a lüzum yoktur. Zaten hakiki olan lann fiyatına pek güç yetmemektedir. Bu sebeple seri halindc yer.i imâl edilmiş koyu renk stil mobilya birçok zi yaretçileri cezbetmistir Altıtnız kaymyor Helva =AkıI Dost sözü Asıl sebep Çat orada, çat burada Kapı duvar Altımız kaynıyor D ' f tarihte. Diıaıı otelinde, tesadüfen tanıdı^ * âım bir Araerikalı mühcnı'is (ki, galiba. Seyhan burajıııın hir kısım iııs.ı.'.lıni idare eımişli) baııa «Türkiye, yalnı/. yeraltı ve deni/altı servetlerini iyi kullansa. başka hiç bir şeye ihtiyaeı olmadaıı. ralıat rahat geçinir» demişti. Zaıınederim dogru bir lâl'trr. Evveli madenleriıni/. biııhir tıirlii derlet tormalttesi yııründrn. kolay koiav işlelilemez. Farzedelim ki işletildi. Tol olnıadığı içııı istasvoıılara. oradan da, vaşon bulunmadı»! için, liinanlara sevketmek birer büyük gailedir. I'arzedelim ki limana geldık. Burada da cevheri (fepolamak. vapur bulmak ve yüklemek, yıııe devlet formalitcleri yUzünden. başlı hasına birer ayrı mesele oiur. Far/edeliın ki hepsini hallettik. O zaınaıı ya vollama gtcikir. ve alıeı yabancı firma (eçer bütiiıı bütüıı boznıaz^a) anlaşmada bir takım kısındlar yapar, yahut, fiyat «vlesine yiikselıııistir ki. baska hiç bir memleketin. avnı çeşit madenivle, rekabet edemez bir hale düşeriz. Bu madeni feendimiz de kullanacak olsak, avnı iorluklardan dolayı, yaptığımız mal ister istemez pahalıra çıkar. Ve, dışarıdan yarı fiyata çetirtebileceğimiz bir seyi. kendi pazarımızda yiiksek rakamla satarız. >Iadenci ayrı. kamyoncu ayrı. trenci ayrı, limancı ve vapurcu ayrı. Böyle yelmis. böyle sidiyor. Seneler senesi bir u|urlu kafa çıkıp da bunları ı!erleyip toparlayıp. işlrrı kolaylaştıramadt. hir sokaklarında otomobillere ve yayalara bakınız. Hiç hirisi bir sıra takip etmez ve hiç kimse, kaldırımdaıı kaldırıma «yaya geçidi» ııden çeçmez. lllâ ya biri ötekinin önüne geçecfk. ya da. hep» ortalarda dolasacak. Imd i î i i i î ltalya'nııı Palermo takımıııa sideıı Galatasarayh futbolcu >Ietin Oktay orada muvaifak olamıyormus. Gazetelerin spor sahifelerinde bunnn sebeplerini okuyornm: morali boznlmuş, memleket hasreti çekiyormuş, aksilik bu ya. sık sık sakatlanıyormoş, falan filâıı llayır. Hiç biri değil. Futbolcumuzuıı Palermo'da muvaftak olamamasının tek sebebi, hepimiz gibi. onun da tisipline tahammül edemeyişindendir. Zira Italya'da proi'es.vonel tutboleular, dehsetli diyebileeeşimiz. bir takip altındadırlar. Yemelerinden içmelerinden tutun da yatıp kalkmalarına kadar. aklınıza ne çelirse. her hartkeittri. niinün 24 »aati d*vamınea. kontrol edilir. Palermoyu bilmiyorum ama, bir çok Italyan kulüplerinin. bir nevi hususi, polis teşkilâtı bile vardır. Biz profesyonelliği aldtk. Fakat. hemen biilıiıı diser kopyelerimizde bldueu gibi, onun icabettirc'iği şartları yerine setirermedik. Futbolcu Metin Oktay ın talihsizlifi de bundan baska bir şev değil. Kendisini, birdenbire, bir çeşit «açık hapishane rejimi» içinde bulunea rteşesini kaybetti. Insaııın da bir defa neşesi kaçtı mı, futbol defil. tavla bile oynıyamaz. ^ ^' ^ 5.000.000 4500.000 4.000000 3S0000O OTOMOBİL SAMYIINDE ' Wj& AMERİKA 4VRUPÂ RfcKABETİ Grafikte ve rakaralarda görüldügü Kibi Amerikada imalât muayyen bir seviyede dalealanmakta. Avrupada i«e mü temadiyen artmaktadır. Kam yon. kamvonet. stationnagon v.s. hizmet arabaları istihsalinde ise, Avrupa simdiden Amerika ile başabnş duruma K.elmiştir. Hu yıldan ıtibaren hüvük Amerika otomobil firmaları, modellerini degiştirerek Avrupanın rekabetine karşı koymaya hazırlanmaktadırlar Otomobil sanayii, Avrupanın istikbal vâdeden ve üstüıı duruma geçmek istidadını gös teren tek sınai istihsal brançı değildir. Bilhassa Müşterek Fazar kurulduktan sonra, Avrupa sanayii. müteaddit sahalarda dikkate savaıı inkişaflar kavdetmistir. 3 000000 M 2.500 000 2.000 000. I.ÇOO000. l.oon.000 Avrupa 1.004,000 1.200,000 1,236.000 1.476.000 Helva = Akıl O i z i m toprakallı bövle. Gelelin denizlerimizin **altııu. Bir İzmir «.ipurasıııı Istanbulda, bir İstanbul harbunvasını Eskisehirde. yahut, bir Iskeııderun karidesini Aııkarada yemek hemen hemen mümkün degildir. Piyango bileti gibi «çıkarsa vıkar» kabiünden tesadüfe kalmıs bir işdir. Meselâ, Ne» York civannda karides için, ve Kranssda (lannederim Bordo'da) istiridye için kurulmus muazzam birer «sanayi» var. Adaınlar c enize kilometrelerce btton döşemişler. Buralarda, tıpkı tavuk besler çihi, bu lıayvaniarı hesliyorlar, yumurtlatıyorlar. üretiy«rlar, vc her .çfin, tonlarla. memleketin dört bir tarafına sevkediyorlar. Lodostu. poyrazdı. mevsımi jeldi, mevsimi Sitti, gibi 5evler yok. Elâlem. hiç de£ilse. bazı deııiz mah.sulünü kursunkaleme çevirmiş. yapıp yapıp satıyor. Yani. ki5aca. bizimkisi Hocanın meşhur hikâvr^ine pek benziyor. l?n var. şeker var, y a j var. hepsi var da. bir «ürlii helta vapıp veme. ! siııi bfceremivoruz. I Çat orada, çat burada A kis mecmuasının (sahibi Metin Toker) bir •»»••»•barrirı (o d» Metin Toker) başvazarlanııın (yine Metin Toker) üç dört çün Atinaya gi; dip döndii"' nü ve tetkik yazılarının neşrine, bu haftadan i I ittn, başlıyacaçını müjdeliyor. Ho.ş git.i. safa geldi. lnşallab o, giizel çtizel yazar, biz de istifade ec?eriz. Fakat, üç güncük içinde, neler yapmamış ba Metin Tvker Atinada? Vay, vay, vay! llân seklindeki yazıvı okurken. âdeta, başım döndü. .Ne Başbakanı. ne Dışisleri Bakanını, ne Muhateiet liderlerini. ne Markezinis'i, ne Veııizelos'u. ne Pesmaz»$ln'»u, ne Türkiye Büyük Elçiliğini, hattâ ne de Basın Müdürlüçünü ve gazeteleri bırakmamış, herkesle konuşmuş. ö y l e ki, üç çün bütün bu adamlara sadece bir «merhaba» demeğe bile yetmez. Maamafih. tetkikin tsaslısı da, doğru.stı, böyle olmalı. Aylarca aturap, vakit kaybedecek, ne var? lşte üç günde memleketi tlerlrr toparlar. cebine koyar, dönersin. Ancak, mecmua bu vesile ile «tnsanuğlu kus misali» sözünii tekrarlıyor. Galiba. bu pek verinde degil. Metin Toker dostumuzun tetkik (!) scyahatine «Kus misali» yerine «Pire misali» demek. zannederim. daha münasip olur. * * * ^i ••Ifflll'ttllflfllllllllllllllllllllllllfiHlflltlllltlllllllllJllllllllllllllllIIfllllllflllllIflllllfllllllllflirfllIlllllTllltlllllIllllllllIItriIllllllllIlllllllllltlllllV^C^ M Ü S A B A K A S I T A L İ H L İ S İ N E 1 I :•; :J: ^; Dost sözü * arkadaşımızın Seks (cınsiyel) anketini hiç be^enmedim. Btn Meelisteki milletvekili çibi defilim. Xe tüylerim ürperdi, ıı» kaihime çarpıntı çeldi. ne de uykum kaçtı. Sadece b«ğenmrdim. Bir defa hos c'eçil. soııra. favdalı hic dejil. Uuna benzer bir anketi, en yeni olarak. Amerika'da Dokter Kinsey yaptı. Ama o, jsistanlarından ve talebelerinden 2025 kisilik bir heret knrdu. Bu adamlar mekteplerde, Tniversitelerde. <enç ihtiyar ber yaşta halkU uzun temaslar ve «etkiklerden soııra bir eser vücude «etirdiler. Kaldı ki bu dahi «ticarî» mahiyetinden dolayı tenkid edilmix ve pek de eiddive alınmamı.ştır. Milliyet'in suallerıııden bir tanesini alalım. Meselâ «Karınızı (vahut koeamzı) aldatır mınınıı?» Boyle bir snalin ccvabına. e i e r aldalıyorsa. kim imzasını atar? tmzasız olunca ne kıymeti kalır? Doğru mu yalan mı, hattâ, cevabı vcren evli mi. desil mi. ııereden bilinecek? Baııa öyle geliyor ki. arkadaşımızın anketi, okuyucuları arasında. dâha ziyade bir alay ve eŞlence mevzuu olacaktır. Böyle bir şey lâzım degildir. demİTornm. Lâzım olmasına elbette lâzım. Fakat bunu, işin ehli hocalara, profesörlere, mütebassıslara bırakmalı. Bırakmalı da. hiç bir şeyimizi bildi|imiz yok. bari bn bakımdan olsun, ne hah'e olduğumuzu anhvalım. Y00000l> danlmaca fücenmece y o k. Milliyet Kapı duvar nrüalı bir rfoklora. Amerikada bulunan kızıudan 50 lira cegerinde, ne olduğunu bilemedisimiz, bir hediye gelmiş. 360 lira gümrük iütemişler. Adara almıyacakmış ama. geri gönderirsc ayıp olur diye, sonr3dan vazgeçmiş ve aİBkaya karar vermiş. Buna benzer bir vak'a, iki sene kadar e v vel. bizim Burhaıı Felek'in basından geçmiştt. t'stada. bir tngiliz Hava Yollarl şlrketi. senebası münasebetiyle. belki de hiç kullanniıyacaçı, küçücük bir cep defteri yollamıstı. 260 kuruş mu. 3 O kııruş mu rie. bir giimrük parası isteK diler. Felek krzdı mızdı (parasına değil, sisteme tabii) ama. o da ayıp olmasın diye, ücreti ödeyil» defteri attlıvdı. Ben. eeçen yaz. Evian'da tedavideyken annem iki tane eömlek göndermiş. Telefonda sıkı sıkı tenhih etti: fazla gümrük isterlerse sakın verme. deymez. Halbuki. ne gümrüiıü? bir aksam üstü, otele döndüsüm zaman. paketi odamda bulmuştum. Gazetelerin yazdığına göre. bir Norveç vapuruyla fstanbula gelen turistler «her sey iyi. hos ama» demMer ve eümrük ıraıa.veneleriyie para bozdormaktaki müşkülâttan şikâyet etmisler. Yaza yaza ne kalem dayamyor, ne kâeıt. Nasıl yapmalı da. ha isleri, bir ııormal düzene koymalı Yarabbi? B 1İ bir RAMBLER AILE ARABASI •J%W Asıl sebep nizama ve intizama pek B iz disiplin denilen milli tarafımızdır bn. Şedavanamayız. Bir % RAMBLER 62, halen Amerikada en çok aranan ve en çok satılan arabalardandır. En kiiçük arabalardan daha ekonomiktir (4 şişe ile 210 km.) Puro Fabrikasının hediyesi RAMBLER 62'yi, İstanbul Levent, BUyükdere Caddesi, PURO TUVALET SABUNU ve FAY TEMİZLEME TOZU Fabrikalarında bizzat gidip görebilirsiniz. i TIYATRO: Nevsim sona yaklaşırken dütmek» için yazıldığı bellidir. Bu «düşündürme»nin yer yer «gü'.üm seten». yer yer de «dokunaklı» olan taraflan yok değil. Ama aslında, bütün oyun bir «kafa oyjnu>, şairce «bir düşünoeyi sahnede yaşatma» deneme?idi*. Böyle güç bir denemeye gıriştiği. hele bir takım «kendince» hükümlere. soDevlet Tıyatrosunun. Ankaradan nuçlara varmıya kalkışmadığı için Oktay Rifat'ı övmek gerekir. Yal sonra. şimdı Bursada, Ahmet Vefık nız. bu çeşit oyunların tadına va Paşa Tiyatrosunda oynadığı «Bir rabilecek seyi'rci sayısının az oldu Don Kışot» Bursahlara ve lıaı'ta ğu bir gerçektir. Onlar da aile ha tatilini Bursa'da geçirmiye giden yatını daha çok ekonomik açıdan îstanbullulara yeni bir Anouilh Fransada. General de ele almış olmasını yadirgamış ol ^ tanıtıyor. Gaulle'ü iktidara getiren sosyol ve mahdırlar. politik gelişmelerin ışıgı alında. Turgut Atalay yazarın ikız" dü «kurtların kemirdiğı Fransayı kurt «Atlarla filler» şüncelı oyununa uygıın dekorlar larından kurtarmak. ıstıyen mııhaOktay Rıfatın Şehir Tiyatıosun çızmis. Zihni Küçümen de btı cju fazakar dünya görüşiyle ilerici. a[ da sahneye konulan yeni oyunu, şünceyi kavrıyan. yansıtmaya ça ma her seyin kolayına. rahatına, yeni bir denemeye giriştiğini pös Iışan bir sahne düzeni kurmuştur. ucuzuna kaçan, makine medeniyetine dayanan dünya görüşünü çaj teriyor. SatJ'anç oyununun kişile«GAZETECÎDEN DOST» ri gibi, sahneye çıkardığı kişilerin, Şehir Tiyatrosu «Gazeteciden tıştıran bir Anouilh... j biribirinden ayrı, biribirine katşıt Dost> la bir yeni tiyatro yazarı taZiya Demirel'in ifinalı bir düı «yüzieri» olan kişililerini belirt nıttı: Recep Bilginer. zenle sahneye koyduğu bu mce esVakası bir İstanbul gazetesinin prit'H komedi Refik Eren'in güzel mek. Hayatın, geçen yılların. mat ! olmak» korkusunun ikinri plâna Ankara bürosunda ve dalavereli dekorlan içinde oynanıyor. Baçroı' ittiği. ama büsbütün sijip yok ede işler çeviren bir sosyete hanımının de Yıldırım Önal, ayr.ı rolü Pans' ! mediği bu «yüz»leri de sahnede salonlarmda geçen «Gazeteciden te oynamış olan Paul Meurisse'ı Dost». örnekleri çok bilinen. çok aratmıyacak. zeki ve ifadeü biı canlandırmak, dile getirmek. Pirandello'dan bu yana. birçok duyulan bir «nüfuz ticareti» hikâ kompozisyonla, Fransızlıgı duyuYazar lan bir general tipi çizmıye muyazarı tedirgin etmiş olan bu «ki yesinı sahneye çıkarıyor. şilerin kişiliklerini arama» çabası, «ayrık otları» na benzettiği kötu vaffak olmuştur. Genç ve güzel Oktay Rıfat'ın oyununda bir dtam, lükleri. bir komedi havası içinde. karısını (Tijen Par'dan sonra) Ja!e Ayata zarif ve inandırıcı bir oyunya da bir komedi araci olarak ele göstermek istemiş. Recep Bilginer'in oyunu canlı, la canlahdırmıştır. Yetişmiş kızınalınmamiş, Karıkocaoğulnişanh da Senıra Savsş. gizli toplantı aıdörtlüsü kar.şısına çıkardığı öbür akıcı. nükteden de yoksun olmıyan kadaşlarından hırdavatçı Ledadu' bir konuşma içinde. inandıııcı bir dörtlü, biTincilerin içiçe. yanyana vaka etrafında. inandırıcı kişiler de Ahmet Demirel. Baron Belazor' yaşıyan kişiliklerıdir Bunlar a ı a çıkarıyor karşımıza. Bütün kusuru da Aclan Sayılgan, Lebelluc'te sında bir çatışma, yüzeye çıkmak elindeki bol malzemeyi dram tek Haydar Ozansoy. genç Mendigales' için kuvvetli bir istek, bir özlem gerçekliği olan nigi bakımından daha tesırli, daha te Raik Alnıaçık de görülmemiştir. Yazar sadoce çekici. sürükleyici bir «şekil» için canh (ipîer çizmişierdir. lıayat, aile. ka!rıkoca dedigimiz de degerlendirememiş, her şeyi aprealiteyi meydan a getiren doku açık söylemiş ve göstermiş, sürpriz nun ne karmaşık ipliklerden \'s ıl unsuruna, seyircinin kendi kendine , miklerden dokunmuş olduğunu yorumlamaktan ve «keşf» etmeksezdirmeye çahşmakla yetinmiştir. ten zevkalacağı bir şey bırakma«Atlarla Fil!er»in 'güldürmek», mış olmasıdır. Bunu da ilk deneroe Reklâmcılık 1451/42S4 ya da «ağlatmak»tan çok «düşün için hoş görmeliyız. Mevsim sonlarına doğru bütün tiyattolarımız, dağarcıklarmda ne r varsa orta3 a çıkarmak için biribir leriyle âdeta yarış halindedirler. Belü ki perdeleVini dolu salonlar | önünde. alkışlar hızını kaybetmeden kspamak istiyorlar. Özel tiyat rolar, genel olarak, «gişe durıı1 mu»nu kötüye çevirmemek için ; en çekici oyunlarını sona bıiakırken ödenekli tiyatrolarımız, bu yıl en verimli mevsimlerinden birini yaşıyan yerli oyunlara (kısa süre lerle de olsa) sahnele^inde daha r;eniş bir yer ayırmaktadırlar. Bu kadar çok yerli oyunun mevsim sonlarına sıkıştırılmasınin oyun yazaMığımız için faydalı mı. zararlı mı olduğu ayrı bir incelenıe konvısudur. Bunu daha sonraya bı rakarak gördüğüm oyunla'dsr ?>z ptmekle yetineceğim. Yazan: MÜSABAKAYA İŞTİRAK ÇOK KOLAYDİR: Lütfi AY .i adet Puro Tuvalet Sabunıı ambalâjı ile birlikte 3 adet jmvarlak Fay Temizleme Tozu üst kapağı biriktiriniz. Bunları bir zarfa koyup zarfın arkasına açık adresinizi yazarak P. K. 572 fstanbul adresine en geç 2ö Haziran akşamına kadar postalayınız MÜHİM: a) Mektuplarınızı katiyen taahhütlü göndermeyiniz (pratik güçlükler olııyor) b) Zarflarm iistüne P. K. 572 İstanbul'dan başka birşey yazmayınız (Puro Fabrikası v. s. gibi) PUROFAY MÜSABAKASI TALİHLİLERİ ?& Tunç Yalman. kendi çızdiği de( korlar fçinde. sahneye koyduğu oyunda. gazete ve politikacılara ag I kuran sosyete çevrelerinin havasıj nı vermeği başarmıştır. Görgün' ; de Atacan Arseven sevimli bir muhabir tipi çiziyor. Sevim'de Güi Gülgun. Hıcran'da Hümaşah Göker. biri çıkarına. öbürü zevkine düşkün iki kadın tipini isabetli çızgilerle canlandırıyorlar. Bursa'da «BİR DON KİŞOT» 1 TEMMUZDA BELLİ OLACAK: •<0f« Alüsabakaya iştirak edenler arasında Noter^huzurunda *yapılacak »kur'a sonunda 1 talihli RAMBLER AİLE ARABASIM, 100 talihli bir düzine Puro, 100 talihli 1 düzine Fay, 100 talihli 1 kutıı An Bisküisi kazanacaktır. Bol Köpiiklü ve Nefis Kokulıı *»,,• ?fr PURO Tuvalet Sabunları 100 de İOOSaftır L*JANU GUTRn
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear