24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
pencere Burgiba'nın nezaketi Habib Burgiba, özgur Tnnus'un ayanık Cumhurbaskanı Şnphesiz Atatürkçülüğe bizim düpük devrin başlanndan eok daha baglı kalnııstır hcr zaman Dünkü Curahurii et'te bn, ileri fikirli baskanın Turkıye için yaptığı bir koBUsma yayınlandı. Bnrgiba dijor ki : « Tunus ibtilâli, her şeydtn fazla Büyük Atatürk'ün temsil ettıği Türk ınkılâbından ilbam almistır.» Tunus gıbı dıger As>a \e Alrıka ülkelerinin, aomurgecılere karşı dıreıusierınde Ataturk thtilâlınden kuvvet aldıkları dünyanın bıldığı gerçeklerdendır. Ama ııe yazık kı, sömurgecilerle sstaşiarda azgcliMn.. nıılletlcre örnek olan Ataturk Turkıyesı, 195(1 den s,oııra bu idealdc omuzlarına duşen öde\ı gerektigi gibı başaramamıslır. iiabıb Burgıba, bu konuda buyuk uır nezaket gostererek : « Mucduelemız sırasında Turkıjedeıı anlajış gbrduk» demektedır. bir bakıtna doğrudur bu . Fakat esei edılecek nokta, l u ııu»iuUrıu lurkierden gorduğü anla}isuı Turk mıüetioıa ezel hıslerı çerçe\csındeu dışarı bır turiu çıkanıamasıdır. Bn duyjular resmıyeıe üır türlu konamamı^, zamaıun iktidarı, Türk milletinın ımekıerının tertıne bır tutunıla boyunduruk altındakı mılletlerın sasajiarını baltalamışlır. Uırleşmış Mılletler'in za üıtUrı, bu poııUkanın bızım ıçın utanılacab. vesıkalarıdır. On j ı l uoyunca, JstiKlal savaşlarını surduren Kuzey Atrıka miUetlerınııı ıüealierını gecıktırecek, ozgurluklerıni zıncırlıjecek ne turlu davranış \arsa, yofuna katıımışızdır, Hele Gezayir Istıkiâl baıaşınaakı gev^ekiığımiz \e menlaat besaplarımıı gavunulacak gıbı değılaır. B u bu davraaışları Ataturk ıhtılâiinın hedetlerıne a.ykırı buluyoruz. Zateu, Ataturk devrımlerinin Turkiyeye çıadigı jönle 1950 deıı sonrakı j o n bırbırıne taınamen zıttır. Ya bu aıtlık yalmz bır veya ık. konuda değildır. Ataturk devrınae a e u e t ç ı ıaık. UevUtçılık Ukeu Ataturkun temet ilkelerınaeıı birı olarak 1837 degışıklifinde Anayasamıza da girmıştı. 1'JâU den »onra bır lıberalizm furyası bu ılkejı ozel cermave elıode oyuncak etmıştir. Ataturk de\rınde üüyunu I m u m ı j c m u »on kalıntılarıuı da temızlıyorduk. Nıtekım 1950 de hıçbır yabancı devlete bir kuruf borou elmıyın bır muMskıl devlet halınc gelmiştik. Şimdı gırtlafına kadar yabancı devletlere borçlu bir millet halindeyiz. öyle»ine kı, gelecek kuşakiar yeııı bir Uüyunu LmumtyeOIJ> aiırlıfım aırtlarında hiaaedeceklerdir. Atatürıt devrinde bıitün yabancı firketlerı • kı biıyökce öıel Mrmaye olarak Atatıirkün karşısında yalnız bunlar vardı mılUlefürmif ve ksmulaştırmıştık. 1950 deu sonra yabancı firketl»re ve »ermaveye olağanüstu ımtiyazlar tanjdık. Ataturk ihtilaliyie Kapitülâsyonları »ılkip atnuştık. Türk toprakları üıeriade biçbir yabancı imtıyazi tanınuyan bir kalkıniftı bu... 1850 den sonra topraklarımız uzerinde yabancılara «kaza» hakkı tanıyarak, onları en bayajfı tuvlarmdan dolayı Türk maokemelerınln yetkui dışına çıkardık. Ba Srnekler dilediginiı kadar coğaltılabilır. Çünkü 1950 den »onra Turkiyed* ne yapılroışsa Ataturk ibtilâlinin getirdıgi ilkelerin t e n i n e yapılnuatır. Bonların heptinin tocyal ve *iya»ı •ebepleri vardır. Ve bir ayrı yazı konıuudur. Fakat genel \e objektlf bfr açıdan baktıfınuı laman gördügümüz, 1950 den ion ra Türkiyede Ataturk ilkeleri Utikametinin kayboldugudur. Fekl enları nasıl ve nerede bulabiliriz? diye soracaklara Ue verilecek eevap çok basittir : K u e y Afrika milliyetçilerint do|ru uzanınu! O ilkeleri Habib Burgiba'nın Tunusunda veya YusuJ Bin Ueddanın Ceza ylrinde filiılenirken görecek»iniz! • Bn yanfta Atatürk Türklyeıi çoktan geride kalmıştır. IKJ CUMHURÎYET 14 Nisan 1962 ıııı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuııııııııııiiiuyıııuıııiHiuıuııuııııııııııiHiıırııııııııııııııııııııı|ıııı | DÜŞÜNCELER f Illl|llllllllllllllll|l|||||||||||||||||||||||||||!||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||l|||||||||||||||||||||Ellll HEM C NALINA MIHINA ••• 4 4 MaUmatık oğret îmdi Durkheimi meai bir okurum, okutur da M ı n r t yazılafrımda bulduyasak ederseniz, ğu iki yanlısı baaykın g;bi gelena mektupla bılcek ama, Durkdırmek zahmetine heim'ı de gereğınce katlanmış, kendısıne tejekkur e larırAi7 arasında, «Onun dıyalek oğretemezsıniz. Bu kültur bolunederım. Buyuk matematikçi Gauss' tigi başasağı duirur.» diyenler de mez. Hukuk Fakultesını bıtırmek dstanbul Polıs Laboratuvarı» un bır çocukluk hıkâjesı, yazılavardır, ama demek ki bunlar He uzere olan bır hantmla konuşuyor ! dun oğleden «onra yspılan bır tö rımdan bınnde, Pascal'ın çocukgel'in bır tek kıtabım, bır tek sa dum geçende, Ünıverfite oğrenimı renle hızmete açılmıstır. Torende luk hikâyesı olarak geçı>or, karışıçınde Marx'tan bır tek satır okuAmerıkan B. Konsolo^luğu ı!e Em tırmışım demek. Daha ortaokulda tırını ckumamışlardır. Ben buna mamış . Yırminci yuzyılh kısi, bakarek, «Hegel'i Turkıye'de bınıyet Genel Muduru, Savcı ve po ıken Gauss'un matematik yetenelen yoktur. deyınce, yabancı dil Marx'ı bilmeden aydın olabılir mı? iıs jeflerı lâboratuvarı kuran ği uzerinde duran annesı, bunu oğ Bugun yabancı dil bılen, yaban'jıltDİeri, yabancı ülkelerde feUeAmerıkah uzman Mr. Goın ve lunun bır arkadaşı ıle konuşmuş, ft ckuyanları one luruyorlar, boy cı ülkelerde okumus aydınlanmız, î/ıuşavır Mr. O'brıen dığer ılgılıler bızde kaç ana baba çocuğu ile boy lece de benim yanıldığımı kamtla Batılı duşunurlen gerçı eskılerden hazır buiunmuşlardırdaha ıyi okuyorlar, daha iyı bılilesıne ılgıleniyor demeye getınICA yardımından 1957 yılında yordum . «Nıyetım buydu, Ga ır.ak ıstiyorlaf. Geçende bir arka yorlar, ama onîarı gene de duşunu dafim' memleketımıze gonderılen malze uss olmuş, Pascal olmu», ne çımuze, davranışlarımi7a gereğınce Benım Samatya'da oturur bir katamıyorlar. Ben, burada çıkan meler, ancak yenı hizmete gırebıl kar!» demiyeceğım, yanhş yanli$tanıdığım var, Hegel'i çok iyi bi bır yazımda, beğenerek olsun, bemiş ve Amerıkada yetiştirilmiç ele tır. lir, ama o kerata d* yazmaz, dedı. ğenmıyerek olsun, Sartre'ı bılmıyomanlara teslım edümiştır. Suç ve suçlunun me}dana çıkırıl Matematik ofretmenının bu mek Bı'ir de yazmaz. . Yazmadıgına ruz derken bucu da »oylemek istemasındu buyuk fa;. dalar «»ğhya tubu, son gunlerde kafamı boyuna i o t e bilmiyordur, dersem kim ter mistım. cak olan ctstanbul Poiıs Lâborttu \ yoran bır konu için işiroe yaradı: »inı »avunabilır? Üstelik böyle bir Geçende bir arkadasım, Sartre varı» Emniyet Genel Mudürluğu ı Ben. toplumumuzun bir yanını adam, yalnız Hegel'e değil, batı 5 mci Şubesıne baglı olarak çalı j ele^tirirken, Pascal yelrıne Gauıs' kultürüne de yabancı »ayılır. Çun ile Garaudy arasındakı bir tartısşacaktır un adını kullansaydım, lanırım, kü bılip d e susmak doğu külturu mayı dılımıze çevırirken karşılaş• onun kim olduğunu da anlatmak nün bır ozellığıdir. Sonra, Hegel'i tıjı guçlukleri anlatıycdu. Sartre' ın, Marx:ıme için gereklı birtakım zorunu duyacaktım. Çunku Gauss gerçokten bilen, d o | u kültürune mediationları ilk olarak getirdiğinı bizim ülkemızde tanınmaz, onun bağh oldugu için degil de, dihmi soylemesı uzerine, Garaudy'nin onzin yetersızhğınden ya da »nlıyaadını daha çok matematik oğfretcak okur bulamamaktan dtürü, bil dan once de bu ısın vapıldığını llemenlerı bılirler. Oysa Gauss, geldiklerinı yazamıyan bır aydınımız rı surmesı ıle başlıyan tartışma, mış geçmıa matematıkçılerin en olduğunu duşunelim... Bu aydın bizde bulunmıyan bırtakım kavbüyüklerinden biridır; üç büyuk ramlarla »urdurulmektedir. Sozgebı/ırn aydınımız mıdırT matematikçi saymak gerekse, lışı, mediation o kavramlardan bırı Belkı de Turkiye'den ayd« bir ışte. Sozluk ışınıze yaramaz, dıhTrafik bakımır.dan bır mahzuru Atchımedes'den, Newton'dan sonolup olmadığını duşunmeden, elek ra onun adını «oylemek adet ol ikı, Hegel'i bılen turutler de geçı mızde Arapçası olsun yok. Demek Bırakın kulaktan dolma bız bu kavramla duşunmeye dahs trık, telefon, «u, havagazı ve ka mustur. Bızde ise Gauss'u nere yordur. nahzasvon için tokaklaHn, cadde t deyse sadece matematik oğretmen ya da aktarma bilgılerle aydın ge alışmamışız. Evet, oğrenırız, anlatbılmesı, toplumumuzun çınmeğı, yabancı düşunurleri oku maja başlarız, gıde gıde anlarız l e m açılması; esasen arap laçına lerının donmüf buluntn şehır trifiğını sımdilik ondan yararlanacak du makla, ladece okumakla da aydın da, ama ne Sartre'm, ne de Garaudaha da fec! bir duruma iokmek ruma gelmedığını göstefrır. «Efen olunmaz; o düşünürleri kendımıze dv'nm burada hakkından gelemekendımıze çevırmek, yız. Onların arasındakı tartısma, dım, bir matematıkçıden elbette getirmek, tadT butun bir toplum değıl, o toplu toplumumuza maletmektır gereklı bır duşunce luksu değıl, pratık haTrafık polıslerı, sabah go»c;\lejararlanır» olan.Ahmet Hamdi Tanpınar, Ha yatın bırtakım sorunlarına ışık turi Daşma geldıklerı zaman. ba^ı mun matematıkçılerı san Âlı Yucel'le ılgili anüarını an tan, jon kerte gereklı bır çaba, hacacidelenn geceden açıldığını, k» dıyemezsınız, dersenız sozu geçen lattığı bır yazısında, bır gun Ha yatın bır parçasıdır; yarın yığınpatılraadığı ıçın trafığin aksdüığı topluma haksızhk etmış olujrsunuz. san Âh'nın Ikbal Kıraathanesine larla insanın davranışını etkılıyeÖnemlı olan, buyuk bir matematik nı goimekte ve durumu ılgılılere gelerek oradaki arkadaslcrma, «Ar cektir. îşte aydın kafanın toplum jerı bıldrtrerek yolları trafığe kapat çınin sadece matematıkteki tık hepımız Bergson'cuyuz.» dedı içındeki yeri ancak boyle olabılır. rr.aktadırlpr. Bu yuzden yolları değil, bılimdeki, kulturdeki, felse ğıni yazar. Demek Bergıon, o yıl Bızde ise bırtakım sorunların bilki;aa smeleler ıle trafık polısleri fedekı yeridır. Bu bakımdan Ga lar Türkiye'de bır düsünce akımı gısı, onları toplumıal yaşayıs baarasır.da sık sık nahoş olaylar ce , uss'u sadece matemaükçılerımizın yaratmak ışinde kullanılabilmistir. kımından gereksınmedığımız, yarın 1 r<\an etmcktedu Bu cıı:yla:c»n değıl, bütun duşünurlerimizin, bu Durkheim de byle. Bu iki düsunu için çozum beklıyen ışlerımıze biri de aun »abah Mı*ır Çarjısı | tun aydınlalrımızın bilmesi gere run bizim eğitımimizde, liyasetı karşıhk saymadığımız için, ister j kir. Böyle olmadıkça o buyuk a mızde. ahlikımızda etkılerı oldu. ıstemez usumuzda da canlı bir mınundc vukubulmu^tıır Elektıik tdaresine iıânsJD bır . dam. bızım kultürümuzde, duşünü Ama bana sorarıanız, çagdaı du telık kazanamıyor. Toplum mu kadinı'io grupu, dün sabah. Mısır Çar şunce akımlarının tumüne aynı il fayı yaratır, yoksa o kafa mı topmuzde yer almamıs demektır. lumu, gorusunu bir yana bırakaş'«iı ,ı önune geîmis ve tra'ık ba I Ad: tilınıp de, gene kulturumüz gı ve hosgorurlük gosterılmediğı, hm ve dıyelım ki, bunlar ancak kıTindan gunün ht »aatınde >uk bunların bır takımına yasaklar kon de yer almamıs olanlar da var lu tuıunan bu ca1dc>ı kazma.a duğu için, Durkheım'cilikle Berg bırbirlerıni karşılıyabildıkçe varStngelişı, bugun çağdaş feUefe, bi dırlar. Bu bakımdan kımı aydınb?'iimıstır. Orada gorevlı bulu(on'culuk, olabıleceklerinden daha larımızın, .Aklımız bılgimiz yırlım tafrtışmalanndan hangisıne az yararlı olmuşlardır. Çunku bir nan Trafık Komıs:r v s poliıltrı, goz atsanız, altından Hegel çıkma felsefe goruşünun, bır toplum an minci yuzyılda, toplumumuz on »ekazı japmamalarını, zira trafiöın sm cımuyor. Oyja Hegel'in Turk layısının düşünceye yapacağı bas kizinci yuzyılda» gıbı lâflar etmet >man.en duracağını, ruradakı Dir çeıı« bfr tek kitabı yoktur. Ünıver lıca ıyilık, daha başka goruş ve lerı, bu koşullar içındeki bılgılerıtıkirıklğıın TaksfnV kadar >ıta| siteleri bıtirenler, lıse ogrencılerı, anlayışların kurcalanmasına yol mizle gereksiz bir övunme ve topye> eoeceğını ifade etmıslerdır. Fa onun adını gerçi bılıyorlar; aydın açacak bır canlılık getirmektir. lumun durumu bakımmdan da ışe k ıt »meleler, âmirletınden »ıdıkvaramaz bir belirlemedır. l'ırı enıre göre caddevı kazacalr!^rını löylcmışlerdir. lîunun üzerlne örafık polisleri, ameîelen Mifir Çar^ısınm önunden 117 ıkîastırmışUÇAKLA H A C lardır. istanbui Polis lâboratuvarı hizmete girdi SamatpadaKi r Hegelei Halk yine tekzip edilen habere doğru diye bakmaya basladı nmharivet î a z ı Müdirrlerl dün bana ?u teklifl yaptılar: Randan »onra ne kadar miihim olnrlarsa olsnnlar memleket hsberierini birinel sahifeye koymıyalım! Teklif elbette makul defildi, ama mantık ve muhakemeleri yerinde olan bu serinkanlı ve doğru RÖrüşlü arkadaştar karşılastıklan hâdiselerle o derece çilcden çıkmiîlardı ki akıllarına gelen bir çarenin isab«tsiziifini fark etmeseler dabi yerden göğe kadar haklı idiler. Anadoln illerinin bir kısım Vali, Kaymakam ve Nabiye Mttdürleri son zamanlarda i?i çücfl bırakmı$, âdeta gazetelere tekzip yağdırmaktan başka şey düsünmez olmoşlardı. Bu işde bazan a derece ileri varıyorlardı ki banl: «Falan ilde aÇaçlar çiçek af tı» veva «filân yerde faydalı yagmnrlar yagdı» diye yazıanız bnnlara dahi birer tekıip yazısı gelmiyeceginden emin değildiniz. Hattâ bazı idare adamlan b u tekzip mfleMCsesiol vaktiyle bir haberine, bir makalesine, battâ bir serlevbasına aîınmıs oldnkları bazı gazeteleri âdeta tâzip içia bir vasıta olarak kullanmıya dahi kalkışıyorlar, 10 gazetede aynı gıinde çıkan bir haberi valnız hoslanna gitmiyen bir tek gazetede yalanlıyorlardı. Talnıs valiler, kaymakamlar, nahiye müdürleri degil, bnnlara ilâveten hnsnsf »ahıslar da aynı yolu tntmnş bulnnnyorUrdı. İsln en garip tarah telulp y»Mİannda çok kere esa» baher teyld ediliyor, yalnn tefermat kabilinden bir hususun tavıihl için yalanlamaya bMvnrulnyoı do. O şekilde kl bunlan yollayanlann kendi şahsi reklâmlan ufrnnda tekıip müessesesinden istifadeye kalkıştıklanndan şüphe etmive ba?lamı?tık. Nıhayet doğrnlntu yiude vüz muhakkak hâdiselerin yalanlanmasına cüret edildiğl dahi vâkidi. Bn dnrumda arkadaşlanm asabiyete kapılmakta elbette haklı idiler. Şimdi ba mesele üzerinde bir dakika dnralım r e düşttnelto: Kanun vazıı, tekıip müesseaeslni devam ettirmekte, çnpbeıif Ri, haksız sayılamaz. Basmda, nâhak vere şerefi, namnsn, itıban, şoHretiyle oynanan bir adama veya müesseseye kendismi mudafaa etmek imkânını vennek lânmdır. Fakat ya bn müdafaa yerinde, haklı, maknl de|il«e? Ta bu müdafaa ber türlu asıl ve esastan âri, düzme ve yalan ise? Kanun bunu da düsünmu? ve tekzip müessesesinin işlemesinde, tetkik ve murakabeyi hâkimlere vermiş, hattt, basına, bir 8»t roahkemede itiraı hakkını da tanımısür. Tanımıştır ama, tatbikatta b a tetkik ve m«rakabe elhan hiç bir zaman lâyıki^le isleınemiştir. Siirt lline dair bir haber veriyorinnu». Siirt ValUI tekıibl dayıyor. Haberin dogrnlngnna yüzde yü« eminsinlı. Valanlaraa yazısının neşrini kararlaştıran Slirtli bâkime, lstanbulda blr üst mabkemede itiraı ee'horsunuz. Peki, tstanbnlda olan ba tt»t mahkeme, bir kısmı lstanbulda, bir kumı Siirt'te balanan ta ra/lardan hangisinin haklı o l d a | u n a nasjl kestireoek? Buna ne vakti, ne de imkânı raevcuttur, degil mi? Onnn İçin, hikime göre yapılacak is, tutulaeak en kolay yol, karan taadik Ue tekıibi nfsrettirmektir. Niteklm, çok kere de öyle yapıyor. Duruma bülisa edersek, fnno söyliyebiliriı. Bngün amnmf efkâr, basında çıkan vüzlerce ve yüılerce dogrn haberin yalan landıfına sahit olmakta, gazeteye mi, yoksa tekzipcilere mi i n a nacagını saşırmaktadır. Uazeteler de tekzip bollugn karşııında dü?ünmektf, yalanlanması mnbl emel dofru haberleri dahi koy makta tereddüt etmektedlrler. Peki, şa halde ne olacak? Ba durumn, gSsfinüue aiaa Hfikttmetln İdare adamlarına tekzip l p t l l i l a n ile bannın haber rerme hürriyetini baltaladıklarını ihtar etmeri beklenir. Eder mi, mi, etmez mi? Etmese de, bizce, yine telâşa mahal yoktnr. Tekıip sahiplerinin yaptıkları sniistimal kartunnda, bagün şaakınlıfın dan bahsettiinmiz nmumî efkâr elbette kendlsinl toplamasını bllecrk, neticede tekzip edilen her haberl, dogra diye oknmaya baflıvacaktır. O, bu yolu totmamnı bildi|ini, yakın mamli», ptk âsikâr sekilde ispat da etmiftir. Bizce, tehlikede olan Türk b u u u n m afihreti de|il. ba Ukılpcllerin, l e dolayısiyle İdare makineıinin Itibandır, dlyonts. 8 a f doynnnn bnftnkfi kötü davranışı yenmeslnl bekllyellm. CEVAT FKHMİ BAQKCT Melih Cevdet Anday Yol amelelerinin faaliyeHeri şehrSn trıfiğini aksatıyor Abdülmecid'in çiftcsi 5000 liradan satıldı SEFERLERİ İÇİN CUMKURİYET Nüshası 25 Kuruş * Poplinleri Elbiselikleri Trençkotlukları Çamaşırlıkları TEKSTİL FABRİKASI Reklâmcılık 1519/457S îBudııî f Son Halıfe Abdulmecide ait olduğu Muze Mudürlüğünce de teyıt olunan çıfte, dun 5000 llraya satılmıştır. Nofrmal bır çıfte boj unda olan sılâhın uzen altın kak malı olup «Abdulmecıt Bın Abdulazız Han» ıbaresini taşımaktadır. Çıfte, Abdulmecıdın akrabası bir hanım tarafından satılmiftır. Bu arada, tarıhi kakmalı av >ilâhının yenı sahıbı Etnoğrafya Mıi zetinın sılâhı satın almak için ken disiyle temas halınde bulunduğunu bıldırmektedır 9 trafik kazasında 9 kişi yaralandı T Ü R K T E L E F O N Ltd. Şti. Adagide Belediye Başkanlığından: 1 Massoy Fergison marka mazotlu 35 beygir gücülü Hıdrolik kasa tertibath kapalı zarf usulü ile bir adet traktörün bedeli peşin olarak satın almacaktır. 9/4/962 tarihinden itibaren on bef gün müddetle eksıltmeye konulmuştur. 2 Taliplılerin 24 '4/962 salı günü saat 11 de Adagide Belediye Daimî Encümenine 36 000 lira keşif bedeli üzerinden % 7,5 depozito akceleriyle bırlıkte müracaatları ilân olunur. (Basuı 5310/ A. 3096/4591) Dun şehrımızın muhtehf »emtlenr.de 9 trafık kazası olmu; ve neIthal maü tıcede bın ağır olrnak üzere 9 kıfi jaralsnmıştır. İstanbui Teknık Üniversiteıi Şehırcılık Kursusu Doçentlennden Siparişleri kabul edilmektedır. Gunauz özdeş idaresmdeki hususı oto, Zincırhkuyu istikametinden Eeşıktaşa gehrken 4 yaşındaki Can Kıfrbıyık adlı çocuğa çarpaGalatasaray Yeni Çarjı No 40 Tel: 49 32 00 44 12 57 rak yaralanmasına sebebiyet verÖâncıhk: 3258/4560 rcıştır. Samklar yakalanmı? ve olayla ılgıh tahkikata baslanmıştır. Telefon Yeraltı Kablosu abo ı tı 11111 ıi 111 ı ıttı • ı n ı ı ı ı 111 Seyabat acentası cmnnize imadedir. GİDİŞ DÖNÜŞ: 2550. TL. Telgraf: Sabotur Ankara Telefon: U 9 7 N Balin Oteli No. M4 A NK A R A SABO Tflrkly* Harid U n Kr. Ur» Kt. 75 00 150 00 40 00 80 ©0 S ayhk »2 00 44.00 B u u ı »« Ytyan Cumhurtyet Matbaacıhk »• Gazetecllik Türk Anonta S ' 1 * * 0 Cağalogiu Haikcvi Solrak No. Î9» Sahibl ScneHk y • SARA ESKENAZI ve Ort ^ | NAztME NADİ J»lerlnt flüen ld«r« Mesul Mudur Halefl ESTEB PABDO lnc« bir zrvk ile el isl olarak islenmif kadın ramagırkn, ymzak örtü ve takoBİan ile aofra Srtttlerinin an y«oi modellerini aalonumuzda bulacakama. Frmnnz rruılı Korwlw 4 İ TL. tstiklâl eaddeti 198/3 Galataa«r«y Mısırlı Mağazaamm üstfl. Tel: 4428 01 İUtnohk: S263/4561 VECDİ KIZILDEMtR GucVemlxe gonderüen yanlar konultun, konulmuın 1»de •dUm«x llânlırdtn meruliyet kabul »hmmaz PAZARLlK SURETİYLE ELDEN SATlŞ 15 nisan 1962 pazar »aat 1016 ya kadar, Galatetaray, T«nlçargı, Lüks apart. 33/3, İtalyaa ualubımda modern yemek odası, mobilyab radyopikapbarkütüphan* yeni vmriyette 12 ayak Coldspot buz dolabı, elektrik dönarli b m j EUREKA elektrik süpürgesi; krictal r e brortz avfaeler, tablo •• minyptürler, biblolar T & 3287/4598 NİSAN 14 ZİLKADE 9 c a U V. V Harb Âkademileri Kumandanlıgından • Abon* »• Uân lfleri İçin. saıtm OatHne fAboneı vey» «tlân ferrisiı lcaydının konraan lâzmodır. Cıımhuriyet 4578 * BASIM BU UYMAY1 YASASINA ETMlSTtR. * O •c c m B M < j 1 37 8 47 ] S 2 2 | 1 2 14 15 57,18.47:20 24ı E. ]10 36 5 28 9 11 12 00 Harb Akademılerıne imtihania iki Bahçıvan alınacaktır. Bu bahçrvanlara 360 lira ücretle 75 Ur» tayın bedeli verilecektir. Isteklilerin hal tercümelerini gösterir birer dilekçe ile U niıan 1982 tarihine kadar Harb Âkademileri Personel Şube Müdürlü&un« ! müracaatları İlân olunur. (19S Basın 5287/4574) 11111111111111111111111111111111111 r/^ Ti T ı u M 111111111 M 111111111111111111111111111111111111111111111111111111111111 n 11111 f 1111111111 • 11 • < 111111 M 1111111111 T 1111111111111111111 finfCTn. Tefrikası: lietıtıenzı uymus, doıukalm'ijtı. Soluğu kesilmış gibhdı. « son \apurun arkassndan, suya «.ap! di>c bir şejin a(ladığıııı dujaum balık sıçrar gibı Onuıı uzerinde pek durmaılım ama, çıkmadan bnce iskeli'M şö> le bir dolasırken bak tım \erâe bir ç^nta var; sonra gözüm s u ı a ılisti: S m u n vüzuııde küeuU bir kadın şapkası \uzmordu Polise haber \erevı.ıı deciirn.» ts^ele mcınuru burada Sachfa baktı, polis «e\et» der gıbı basını salladı. ^ Ka\ıkları çıkardık arama\a. Tam iki saat çöluıı altını iistune çetirdik. en sonunda kızı bulduk.. ulmustu elbet.» ts kele memuru burad3 acır, sa\gı du\ar şibi biraz üurdu. Bu sakın <ı/ııı., ahbabınız.. olmasın Bvırun öğieden sonra bes vapuru\la geleıı lnçiliz kı zı » Da\id, şoileriııi karşısındaki bu ıkı adama dıknıış. donakalmıs oyle haknordu. Geri geri crltilüi. Sonra bırdeıı çıiçın gibi ağlaraaya başladı. « Aman yarabbim! olamaz!» diyordu. «O dtğildlr .. Ama, bir kız diyorsnnnz... Evet, bu korkunç bir ürperti geçirdi. lak elbiıeleri inceeik na yapışmı*, o ynvarlacık gft E Kalabalık, bir araya geldlgi ğüslerini, nftrin baeaklannı ol E gibi gene hiç konnşmadan ayduğn gibi ortaya çıkanniftı. Ba E rlıdı. ötekiler bekleme oda«ıeaklannın birl*ail|i yerdeki E na girdiler. Kathy'yi orada, ta vandan earkan tek karpuı lâm hafif kabanklık tıp dlllnde E banın altındakl çam tahtan ma «monı veneria» derlerdi buna, E sanın üzerine yatırmışlardı. bana habrladı, çflnkü doktorE Üzerinde çarşaf falan yoktu; da hepd elumün a çiğ atan= yalnız, yansına kadar balıkçımazlığıyla, = lardan birinin eeketinl örtmüş•anki eınlfiiplakBUf glbl. k«lll E lerdi. Sacht bunn nnılea actı. •lmoıta. = David önce bakamadı. Donap Çoraplanndan blri dü»mü|, Iskele memuru: «Sizin için giın buraya geldı... Kathy.. kalmıstı. Çok şey istlyorlardı ayak bilefine toplanmıştı; göm = çok acı, Bay Moray» dedl. «Ra Kathy Urqnhart.. Dediğiniı giondan. Eli, ayagı kesilmis, bitl e | i n i n bir dügmeıt çözülmüftü. ~ hatsız etmek istemeyiı ama, bi kin düsmüştü. Göılerini masabi, ahbabım... çok sevdiğim, e» Bir eli de, bir fey almak üzere E ki bir arkadaşımın kızı .. Son •e büyük yardımınu doknnur. nın öbür ncana dikmif, taş ginıanmıı gibi, avuea açık, ma = Bay Sacht diyor ki, gelseniz de vapura yetişmek Için kosa kobi, Syle bakıyorda. Yalnız afa •anın kenarından sarkıyordu, E ölüye bakıp kim olduğunu söysa çittiydi ..» eık blr kahrerengi ayakkabııslak deriıi çoktan bembeyaı = leseniz.. O zaman zaptı tamam Scaht, yavaş yavas kavrar nın aşınmıs tabanını gSriiyor, kesilmisti. = lar.» gibı, basını salladı: masanın üst kösesinden şıpsıp David, bakmak soronda «ldu David Moray: «A, elbette . « Ta? Demek, karanhkta ko damlıyan bir sn tesi işitiyordn. gunu düfünerek, gözlerini kı = Evet, geleyim .» dedi. suyordu . Belki.. belki degil, Odada gaz lâmbalarının is ko zın yüzüne dogru çevirmek a = sauiaın, kaza oldu.» Bir yardımda bnlnnmak, sekosn, sigara dumanlannın eksi zere kendini zorlarken, derln = Da\ ıd, şaşkın şaşkın, bir ona, ve seve işbirligi etmek fsiiyen kokasn vardı. Oradan kaçmak den derine bir firperti »eçirdl. = bir ötekine bakıyorda; Kendibir hali vardı. Uter gibi başını biraz cevirinBir kere baktıktan lonra da, E ni kabahatsiz göstermek için Iskele memuru: «Önce, üıeri ce, gözüne yerdeki sieara tab çözlerini baaka yana döndöre E bir sev bulmaya, bn korknnç nize daha kahn bir şey givin ki la*ı ilisti. Üzerinde MeUbnrg medi. E felâkerten sıyrılıp çıkmaya çaüıümiyesiniz» dedi. «Biz sizi buBirası yazılıydı. tçi sigara arKatby'nin yüzü yakarıya, ı = lısıvordu. rada bekleriz.» tıgı doluydu, masanın üzerinşı|a doğru dikilmis daran >ti = den alıp yere koymuşlardı. « Başka ne oUbüir ki?» deDavid. giyinik olmadığını nnut zü büzülmüş, yeşilimtrak bir tskele memuru ona bir se\ di. Sonra, kendini zorlıyarak, mnştu. Gitti, taşhktaki dolaptan renk almıştı. Moraran dudakları E söyiüyordu. Başını kaldırıp anlalmava başladı: «Memlekebir ceket, kasket, atkı, bir çift yassılmış, çökmüş, sırsıklam taç = bakması lâzımdı, joksa ondan tıpp dönüyormuş.. beni de bir de içi çuha kaplı kar ayakkaları alnmdan arkasına doğru ya = kuşkulanırlardı. Kendini zorlı cormek istemis.. kısaca.. Allabısı buldu. Bunlan gıyip, koşa pışmış, o inceeik bembeyaz boy = yara, ağır ağır dofruldu, basını haısmarladık demeye. Uastaba kosa, ötekilerin yamna döndü, nunun iki yanından bircr ıslak = çe\irdi. Gene çekiniyor. kızın kıcıydı.. iyi yetişmis.. çok i> • birlikte yoldan aşağı inmeye baş ip gibi sarkıjor, uçlarıııdan şıp E yiızüne bakamıvordu. Soyle ça \etismis bir hastabakıcı.. Da\ı ladılar. şıp sular damlıyordu. E bucak, kısaca bır çöz attı. sıyla Afrika'da çalışmak istiHâlâ kendinde değildi; içinÜlü çirkinliği içinde bu yü E yordu.. dayısı misyonerdir Kathy'nin bövle kımıldamaden gelen bir dnyguya kapılzun hemen hemen tanınacak >a = Araba\la gönderejim dedim. is dan yattığına sastı. Hele onu mıs çidıyor. vardım iste»i\ le m kalmamıs, dayanılmaz, a c a = temedi.. bileti varmıs, vapur çocuk çibi görünce büsbütün sürüklenivordu. Talnız, iske^ip bir bilmeceye dönmüştü. yolculuğunu severmiş. Ajaçı sasırdı. Onun ne kadar ufacık. l e ı e gelip de, bekleme odası Hele gözleri daha da acayipti: = kaymış olacak... Yajmur yagdı ne kadar hafifcecik bir şev ol Hâlâ açık, dnrajor, her turlu ş işini «orcn o tahta kulubenin çünkü . kar da, erlyince, hiç dnğunn o herkesten iyi bilirdi anlamdan nzak, David'e dikil = dışında toplanmıs, hiç konusfüven olmat». Şlmdl...» ama, höylesine genç, körpe olmiş, Syle, bakıyorda. E madan ovle duran kalabahğa Ellni yfistn* kap«dı. (Arkaaı Tar) C dugn hiç aklına gelmemlşti. !•yakiatınca kendini tntamadı, IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIUIIIIIIIIIIIIIIUIIIIH^ TASARRUFLARINIZ VAHDET GÜUEKİN A^ACT SAADEET V E İ KAVUŞTURUR (Basın 4983/4593)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear