25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRf CUMHURİTET 28 Şubat 1962 OKURLARLA B ^ımıııımıııımınıunıııııııııif^ Geçen pazar günü bir dos ; Keçiörenden bir okurumuz yazı Eskıden buraya her sene kum dö tumun ısrarı ile «Mecidiyekö i külürdü Bu yıl yaptığımız birçok 5 yü» pazar yerine gittim. Üç j yor: ıstikametleri i Atatnrk Sanatoryumu bakımsız ricalara rağmen, Belediye hiç al E dört taraftan mekik dokur i !ık, ilgisizlik, disiplinsizlik içinde dınş etmedi. Belediyemiz, demir belli olmadan yüzmektedir Yemekler çeşitli ol çiçeklikler. tarhlar, lü^cs tesisatın S gibı gelip giden otomobil ve i güç ; makla beraber yenmıyecek kadar yani sıra. biraz da bu yola önem E kamyonlarm arasından ^ lükle sıynlarak bu hale *3h ; fenadır. Ha?talar açtır. Tedavi baş | verse olmaz mı? ne olan küçük tan ?avmad;r. Denizcilik Bankasından = tikten sonra nemeydanı geç jj goreyim, aCEVABIMIZ. bir rica = man Allahım, o ne kalabdlık, i îlgililerın dikkatini çekeriz. o ne gürültü. o ne intizamsız İ Kanlıca'dan Niyazi Aykut yaz: lık.. Çamlık yolunun feci hali Beykozdan, Anadolu kıyısını ya Seyayr esnafın kurduğu küI • Pendikten 5 imzalı mektupta ya lıyarak Köprüye gidip gelen vapur E çük karargâhlardan hiçbiri öte • ların Beşiktaş iskelesine uğrama Ş kınin hizasında tiejil.. Yürü • zılıyor: Asfaltın devamı olan Çamlık yo sını rica ediyoruz. Çünkü, Boğa? • mesini bileni parmakla gös '• lu, bir çamur deryası halindedir. dan Levent, Etiier, Şişli, Maçka, E termek lâzım.. Bir çok insan İ Teşvikiye, Nişantaşı, Pangaltı, Kur E hiç bir şey olmadığı halde tez • tuluş, Harbiye, hattâ Taksime gi ~ gâhların önünde bön bön ba • B UL MAC A den yolcular, hep Beşiktaş iskele E ka kalıyor. Geliş gidiş yönle • sinden faydalanmaktadırlar E ri belli olmadığı için karşı : laştıkları zaman omuz omu : Bakırköy sinemasının E za vuruşanların. ;öğüs göğü : hali İ se çarpışanlann hâd ve be ; sabı vok. Satıcıların, bo« ; en 19 imza ile yere çıkardıkları acı feryat ; yor: , müşterilerin lüzumsuz Z Bir çok illerimizden daha fazla çok vüksek sesle ko 2 nüfusu olan köyümüzde yalnız bir sinema vardır. Ama bu sinemanın lâubali ve saygısız tutumu yüzünden ondan da yoksun kalmış bir • la sersemletiyor Parke taş| ları kaldırımlar zaten bohaldeyiz. Şöyle ki: 1) Bu sinema : zuk.. Ortalarda ve yanlarda sinemaskop film oynatır. Oysa ki : çukurlar ve çamurlar. Ötede ekranı normal kare filmlere göredir. Onun için filmin üçte biri ek i beride zerzevat artıklan. ve ; : mis kabukları. kirli kiğıt ; ran dışmda kalır. Bas artistlerin ; parçaları. Giyim eşyası fiyat : «OLDAN 8AĞA: seslerini duyarız ama, kendileri larına baktım, dükkânlardaki : 1 Yabancı memleketlere gidebdl gözükmez. 2) Filmler kesile kesilerden tuzluca. Gıda «nadde : mek için Emniyet Müdürlügürjden le kuşa dönmekte, ortada mevzu leri fiyatlarına baktım. dük : alınması gereken. 2 «İçinde edep diye bir şey kalmamaktadır. 3) ön v« terbiye dersi verilen bina» mâna ııralarda oturan seyircilerin edepkândakilerin aynı.. Fakat ka ; «ına mürekkep bir kelime. 3 «U iizce »özleri, gürültüleri, karanhkliteleri dü$ük; zun boylu olmıyan ve özet olarak Demek. pazar kurmak, hal ; verilen» karşılığı bir kelime, bir ta bile yüzlerimizin kızartısmı belka kolavlık değil, ona eziyet ; kaç meskeni içinde barındıran büyük li edecek kadar çirkindir Nazari binanm İkl başı. 4 Vermeklik taa olarak Bakırköyde bir de beledive tuzak.. Ah. Kabahat hep • reketl, «Esas ve temel kaynak v« ye teşkilâtı vardır. Ama biz, böyMigros» da.. Onun arabaların j pınar» mânasına iki kelime. 5 Er le bir teşkilâtın gerçekten bulunda da mağazalannda oldu*u '. keklere köylerimizde konulan lslm duğunu sanmıyoruz. Çünkü, böyle gibi ivi kaliteli gıda madde : lerden. 6 Nota, çok büyük çaptı leri. yemiîler vesaire bulun ; vücutlu beygir. 7 Kalın değil bir bir teşkilât olsaydı, birinci sınıf teklifl kabul etmeyip geri çevirme ha tarife ile çalışan bu sinemanın üduruUa tstanbulluların bü • aranan reketl. 8 Bazı müesseselerde yemek çüncü sınıf sinemalarda yük bir kısmı gö'lerini çevi j tasunaya tahsis edilmis olan bttyük fartları bile yerine getirmediğini rip uzaktan bile bu pazar yer j tenoere. 9 Hoşnutluk gösteren duy. farkederdi. lerine bakmar ima, nevleyp : dugumuı aevk. usuriu. yim? REE.L : J Bir okurumıızun haklı TUKARIDAN AIAÖIYA: 1 Dünyada en kalabalık nttfuma raerakı •ahlp memleketin baskentinin halkından. 2 Bir, olümUn arkasındaa Malatya'dan bir •knrnmuz ya»ıyapılan feryat ve yazılan merslye. la T«r: [GAtlİP, TAKAT GttÇIK ml var cisml yok masal kuşu. 3 Ankara hastahanelerinden birinEge denizindeki adalardan biri. moArtık her *eyde, her yerde twist. dem dan» orkeetrası. 4 Erekek ced, de yatmakta olan bir iki gün içinde «Tarlaya tohum atar mânaeına Wr taburcu ediiecek bir hastama. a Bir «Twist Smokin»i de yapıldı ı > t ı ı I ) | ı < O S Erlcek cele bir haber iletmem lâzım gel ve ilk çiyen şarkıcı Marina Vlady İ lerin yatak elbiae. di. Kendisine. uçak olduğunu bil oldu. C'stii incilerle süslcnmiş bir si, fırlat: 6 Ter diğim 5.2.962 de uçakla bir mektup siyah saten robla bir caket bn. sl elektrik cere gönderdim. Mektubum ancak 13.2. yanı saglıyan araç 1982 günü. yani tam 8 gün sonra * lardandır, bir eAmerıkalıiar. bir krattan daha Ankaraya varmış. Ha«tam o zamadat 7 Nota, bir edildiği için a|ır sentetik elmaslar yapmıya ytlceliğin üstün na kadar taburcu oldular. Eşsiz «Kohi,den atlayıp geoe mektubum, tabil, geri geldi. Me tnuvafiak rek. 8 Çevri rak bu ya. mektubumu uçakla Nor» un sun'i bir esi mi yapılaDunku bolmacanınllnce «ses» mâna göndermeseydim. acaba kaç ayda cak? Şimdi merak bunda. kalledllmlş fekli sına gelir. terei vanrdı? * «aşaiıya do&ru yürüyen» demektlr. CEVABIMIZ. Ay östüne yeni bir şey kegfedil9 «Kalınca bir bağlama vautaunı Dikkati çekecek kadar «on r.a di. Tüzeyinden 30 metre derinde karşısındaki kimaeye doğru eğimll hale gelerek veren» karjılığfi üd manlarda P. T. T. idaresinden si 560 metre kalınljğında bir bnz takelime. kâyetler pek çoğaldı. bakası var. «««« l Atatürk Sanatoryumu hakkında I llaI1 ( Z A « S 1«\ % rf, niçin severiz? Hepimiz, kişiligi bizim kişiliğimizi tamamlıyan ve bize erişilmez arzulanmızı kendisinde yczşatmak imkânını verebilen insanı severiz Bütünieme Aşk problemlerini matematik formüllerle, hesap makineleri ile çözmek... Fılozoflara. şâirlere göre gülünç bir düşün cedir bu. Daha doğrusu yakın vakitlere kadar öyle sayılırdı ama şimdi değil. Northwestern Üniversitesi profesörlerinden Robert F. Winch, dünyada her kesi, hiç değilse bir çağ boyun ca en yakından ilgilendiren bu konuyu ilmin ışığında inceledi Matematik sonuçlara vatdı «Kimi, niçin severiz?» Insanlı ğın bu büyük bilmecesi bugür artık rakamlara, istatistiklere dayanarak cevaplandırıhyor. Profesör Winch psikolojiden sosyolojiden, kuvvetli istatastik delillerden yafrarlandı. 25 çift üzerinde 8 yıl süren incelemeleri sonunda bir «Bütünlenme Aşk Nazariyesi» yarattı Bu nazariyeye göre: Daba afalgan, daba pervatuz «Hepimiz, kişiliği bizim kişilifimizi tamamlayan ve bize erişilmez arzula*ımızı kendisin. de yaşattnak imkânını verebilen insanı severiz. Kaba, sert, hoyrat adam gizli gizli (nazla nan, korunan çocuk) olmanın özlemini çekebilir. Bir olmaz arzudur artık bu Bu adam tu ta!r bir nazlı nâzik ürkek, çekingen kızı sever Onu koruyacak. onu korurken sanki bir ikinci (kendisi) korunmuşcasına zevk duyacaktır Kız da dah a atılgan, daha pervasız ola bilmenin özlemini çekip durmuştur. O da hoyrat erkekte bu afzusuna erecektir.» Profesör Winch aşkın temel sebebinin işte bu psikolojik ih tiyaç olduğuna, cinsî arzunun guzelliğin, zevk benzerlikleri MOTOR^ 1 Motorun altşnta müddeti "Rodaj,, FİKRİ KARDBŞ Ber fabrika »atışa çıkardıfı »toltvnn eldiven gözüne bir baktm kttabı kovraak löınmnnu hlsseder. Bu kitap, otonnn exellikierini, kullanılışına dair tavsiyeleri, bakım iılcrini sahibine bildirir. Zamanı gelince yapılacak hassas ayarlara da işaret eder. Bakım kitabı otomobil sabibine. araba&ından beklediği hizraetlerde basarıyı, emniyeii, ta&arrufu. makinasının »ınn ömiırlü olmasım sağlar. ALINACAK İLK TEDBtR: MOTORUN' ALIŞMA MÜDDETİ (RODAJ). Yeni veyahnt rektifiye yolnyla yeni bir hale gelirilmiş bir motorun blrbirine sürterek çalışan piston ve seğman yüzleri çok hassas te*gâbiarda tesviye edildıkleri halde yine az çok pürüzlüdür. Tükseklikleri 222A mikron olan bn pürüzler, piston ve segmanları tesviye eden kesici âletlerin bıraktıjı izlerdir. Motor valıstırıldıJı müddetçe pürüzlü yüzler birbirini ovar ve siler, bnnların yerine tedricen cilâlı temas aatıhları raeydana gelir; işte 0 zaman motor alıemıs olnr. Motor en çok, 1«M kilometrelik iik çalısma devresinde özel bakıma mahtaçtır. Met»rn,, sert ve söratli donüşlerden, hele fazia yükleyerek c'evamlı çalıştırmaktan «akınmalıdır. Motoran alışmaıı gırasında yafsız kalması, normal zamaodan çok daha tehlikeli olacağına göre. motor karterindeki yat: miktarının, işsretli seviyesine kadar tamamlanmasına dikkat etmelidir. Knllanıtan yağ. ivi marka ve tereibsn motor fabrikasının tavsiye ettiifi lözncette olmalıdır. Birbirine alıtan püriılü yü»lerden yağın topladığı mtvdent kırıntıların bir an CTvel dışarı atılması için 56 kilometreden sonra karter yaihnı detiftirmelidir. Yaglamada emnjyeti u.|L».mak için karterdeki ya«t seriyrsi normalden biraz fazla •!•bilir; çünkü yeni motorda karter vafının. prstonlann fai kısaıına çıkma trhlikesi yoktur. Tamir edilınif. kendi şaaasl üzerinde çalıştırılaeak n«t«rm (reliace, iş defisir. AlifBM samanını kısaltmak içln, a*t*r yük altında orta «üratte, anyun sıcakhk derecesi 80 OİTSrında oldağn halde çaJıfttnlır veyabnt motorün dönflg htanı artırmak şartiyle avarlı bfr yürttyüçle oto yol» çıkanlır ye raapalarda yarnlmasına ntü»Mte ediimez. Karter y»«tının ile değiştirilmesi en geç yine U kUometreden sonr» yapılır. Yagın ikinci yenilennıesi biraz daha uzun sürebilir. Herhalde kullanılan yağın akıcı ve iyi Sselliklere sahip olması önem Hdir. Bn alıştırma çıkışlan kallanılmıs bir motorda yapıhyorsa, karbnratör ve benzin »»»geçleri, yağlama şebekesindeki yağ süzgeçi, benzin pompasında ve diğer ikmal orçanlanndaki sözgeçlerin göıönttnde balondnrolmssı dah» aı dnemli değildir. Çalıştınlarak alıstınlan bir motoron piston ve silindirleri aratnndaki yağ zannı (filmini) eriteeek sekilde fazla benzin enunemesine çok dikkat etmeli dir. Bunun için, otamatik değilse, jigle kelebeğini devamiı veya sık sık kapatmamalı ve karböratörün fazla benzin püs kUrtmemesi için gaz pedaluıa pompalayıcı hareketler yaptır mamalıdır. Pistonların suhanet yükiiDü artırmamak için de ateşleme Anını ayarlamalır'jr. Yeni bir otomobil u t ı n alan bir kimsenin arabasını büyük bir heves ve heyecaula knllanırken, motorun alışma devresinde bulandnğnnu pek hatırlıyamıyacağını dösünen mübendisler, sürati frenleyici bir vaataya baş vnrmnşlardır. DtYAFRAM. Kimi motorlann karbürstör flân«u ile ga* karısım bornsu arasına fabrika bir diyairam yerleftirir ve ba kısmı karsan mühürle mühürler. Bnndan •aaksat «teemiye motorn anbale ettlrrnejpektir. Anbale, boşta iallyen bir motoran, tam gaz verilince bütün hınyla dönmesidir. Bn hal, yeni motor için zararlı oldugn kadar, sofvk bir mevsimde her motor için de aynı deree«4e yıpratıeıdır. Diyafram, üzerine delikler »oılmış, madenî sabit bir kapaJctır. Emiş b*rasano kıamen kapar, motorun ambalesini düşarar, çekifİBİ xayıflatır. Motornnajı müstakbel uhhtvti için ba geçici tedbiri sabırla karşılayan mal sabibi kilometre (4stergeai 1S00 rakaaunı toplayınca servis istaayonnna gider, kursona kopanrlar, flâns anauıdaıı diyafrsmı aiırlar ve bSylece acentanın kabnl ettiçi bakım garsntisi baznlzaamış otmr. Bmdan «oara eta, bötün »erbestisi ile hırma kavnsnr. OTOMOBİL Aşk Nazariyesi urın devlere tutuluşunu da ay nın ve dığerlerinın hep ondan dınlatıyor. tlk gençlikte kensonra geldığine inanıyor. Gerdine tam güven yoktu*". Tanın çekten «Bütünlenme nazatiyesi şu hani sık sık sorup da ce mak, önem kazanmak ihtiyacı ile göz kamaştıran birine vuru vap bulamadığımız soruyu hemencecik aydınlatıyor. «Ne bul lur. Filim yıldızları sevdası gi bi. Genç kız, ya da delikanlı muş 0 kızda?» «Ne anlar o adam büyüdükçe, gelişip kendine gü dan?» diye şaşkın şaşkın sormaz vendikçe sâdece fizik görünüşe mıyız? İşte meydanda. ne bulesir olmaktan uzaklaşır. Daha duğu. Dobra dobra konuşan derin karakter bağları ile bağ bir kadın bir erkeğe batajr da lanıj. Evliliğe en çok götüren ötekine hoş geliverir Çünkiı işte bu aşktır. kendisi öyle konuşmaya can llmi temeller atmıştır, 0 güne kadar. Bir ka Aşk ve evlenme konusunu dının «hanım hanımcık» oluşu VVinch'ten önce de çok incelebu erkeğe hârikulâde görünüı yenler oldu. Ama hiç biri onun de, bakafrsınız bir başkaEin; istatistik mânâsız, tatsız gelir. Hep ayr, • kati gerçek» kesin tahlillerine dalmadı. Bu ilim îizli özlern ve bütünlenme. adamı nazariyesini ilmi temeltdeale taban tabana ut lefre dayayabilmek için NorthWinch'ın ihtiyaç teorısi. newestern Ünversitesi ile «Milli den bunca erkek ve kadının, • Idealim» dediklen tiple ta Akıl Sağh|ı Enstitüsü»nün yar dımlarını» elde etti. Bir sosban tabana zıt birini al BAY OSCÂB: dıkıarını da çok güzel izâh ediyor. «Sarışın, sessiz, tatlı kız»ı ideali sayan delikanlı gü nün birinde bir «geveze, esmer. gütültücü»yü eş seçen. «Zeki. enerjik, canlı» bir kıza tutula cağına inanan bir başkası. «Ağır. kuş beyinli; kendi halinde bir kızcağıza tutuluverir. Tam tersi Winth için bir sır değıldıı bu. Evlilik diyince akla sosyal sınıf, eğitim, âüe.. bir yıgın şeyde uygunluk geli». tnsanın bütün bunlardan yana kendine en yakın olana hislerı ile de bağlanması tabii gibi gö rünebilir. Oysa böyle bir eş ki şiliği bütünleyeceği yerde neyse onu iki kat kuvvetle belirtir. Böyle bir kızı bulan erkek ya sevmez. ya da uzun sünnez aşkı. Psikolojik bakımdan kendi zıddına rastlayınca tam tet si olur. Kır. «ideal»i değüdir ama çok daha kuvvetli bir aşk doğar. Burada dikkat ediiecek bir nokta var: Kendinin zıddı kızla evlenen erkek, çokluk onu «ideal» ine benzetmek hevesine düşer. Bir gün eğer bunu ba?a!rabilirse «sevdiği kız»ı yitirir. Çocuk*u karısını olgunlaştırmaya. uysal, yumuşak baş | l ı kocasını otoriter erkek yapma ya çalışan bir gün muvaffak ol lursa hislerine asla es olmayacak bir eş yaratmış olut. «Bereket» diyor Winch, «insanlar böylesine kökünden değistirilemezler. Eeformcu koca (ya da kadın) da boşuna bu yolda yıllar harcar duruJr. tstediğini zannettiğine eremez de gerçekten istediği kendine kalır yine» Fizik gSrünüf Winch teorisi ağzı »üt kokan PEOF. NİMBÜS'ün MACEBALARI: yologlar grupu Te universite mezunlan ile birlikte Northwestern Ünivelrsitesindekı evli lerin listesini çıkarttı. 25 çifti «inceieme» konusu olarak ele aldı. 18S0 yılında bu 50 genç ka rı koca gönüllü olarak inceie melere katıldılar. Çeşit çeşıt insanlardan bunlar. Uzunu. kısası, şehirlisi; köyde yetijeni, çalısanı; ev kadını. Hiç birinin çocuğu yoktu. Evleneli iki yıl dan fazla olmamıştı. Yâni tanıştıklaîrı, seviştikleri günlerin hâtırası daha taptâze idi. Hepsi ayrı ayrı beşer saat sorguya çe kiidiler. iki psikolojik testten geçirildiler. Bu eoruşturma ve testlerin gayesi her gönüllünün genel kairakterini ve psikolojik ihtiyaçlarını bulup meydana çı karmaktı. Alînan sonı:c'ar sunu gösterdi: Hükmetnıek ihtiyacı. baçarı ihtiyacı, değişik birine tutulrna ihtiyacı, kendini küçültme ihtiyacı. korumak ya da korunmak ihtiyacı, filân; fi lân .. Her gönüllü dosyası 200 sayfayı buluyordu. Bundan sonra. Winch'le ekipi tam 2 yıl bu 50 insanı incelemeye çalış tılar. Psikolojik tahlilldr tamamlanmca Profesör Winch dosyaları kendisi tetkike başladı. Gönüllülerden hiç birini tanıınıyordu. Hiç biri ile konuş muş değildi. Dosyalardaki kişi liklerine ve kendi Bütünlenme Nazariyesine göre hangileirinin birbirleri ile sevişip evlenmiş olacaklarını kestirmeye çalıştı. 25 çiftten yirmisini bilmişti. İstatistik bakımdan bu isâbetlerin bir tesâdüf olması ihtima li 10 milyonda biri geçmiyordu. Akla uygun sonuç »u idi: Winch tesâdüfle değil. sağlam bif teori sâyesinde bunlan keş fedebilmisti. VKSI TlYATKü: Her Jtce Baat Zl de IY1 8AAI1I OL8UNLAR Cumartesi. Pazar 15 30, sair ffünler 18 de IÇtMtgpgKİ A8LAN. Salı günleri t.'tnsil ynktur TKPKBAŞI Tt¥ATRO«U: ATCAKLA F»LI.BR P«r*«!nb« . Cumartesi h:iric. Her gün saat 21 de. OPERADA: COSİ FAN TUTTK Per«erabe ve Cumartetl 21 de F^TtH TİYATROSU: Her gece aaat 21 de ve CumarKol. Pasar aaat 15.30 da MOR DEFTER Pazartesl günleri tflnMll yofctur. T»l: 32 01 71 KAUIKOv TIVATROSU: Her gece 21 de ve Cwnarteal Pasaı 15.30 da TEŞtL KTJKBAÖA Perçembe «ünlerl tmnrt] jroktar Telrfon: 3fifc«82. CSKCDAR ROLCMC: Ber gün «aat 21 de n CumartMl • Pazat 15.30 da SAHİI.DKKİ KANAPE ve PUSUDA F u t r alteleri saat 11 de çarşamba günleri faat 14.30 da MİLYONLUK YZĞEN (Çocuk Tii'atrosu) rum:ı günlcri ten.sil yoktur. İSTANBUL TİYATBOSU Pazarte»l harlç herjece 21.15 te. Çarsamba Cumarteei . Pazar 15 te Ctct B«T. Yalnız Pacartesl g«celer) 21.15 te Silı hariç hergün 8 da KAPAKAN DO8TA. SİTE TIVATROSU: GÖNÜL AVCISI Her akçam u a t 21.İS te Çarş;i"iha, Cum.irtesi Pazar matlne 18 de. KÜCÜK SAHNE: Pazarteai. Salı Carfamba SAİRtN MKK.IDPLAR] Perspmbc Cuma, Cumartesi. Pazar OYTJNCAKÇ1 DÜKKANI MatinrlPr Salı. Cuma. Cumartesi. Pazar 17 de. KEST OYl'NCULARl (Karaca Tiyatro) 44 «« «6. W.l.l»fi2 den Itibaren Suvare 2] 15 BÜYÜK 9E«ASTÎYAVLAR. Matine 18 00 APTAL KI7 Pî73rtpsj oyun yoktur OPfRA Aksaray: TEVHİT BlLGE KOHVtUt MĞLMStVOR Gaz ınfrr Özcan. AMAN İDARE ET; pazartegi, nalı, ç«r?amba suvare 2M5 matine If 15. Tel:: 21 57 22 RULVAR TtYATHOSU: Pazartesi hariç her gece 21.15 te BANA ÇİÇEK VOLLAMA Çarsamba Cumarteai, Pacar matine 16.15 de. AZAK TtYATROSU (Beyazıt): Muammer Karaca SENATüR. Heı akşam 21.15 Matineler çarsamba. cumartesi. paıar 16.15 te Tel: 22fi24f JANEÎN KIZI 84 BUYUK BIK MUESSESE İyi İncilizce ve Türkce büen teerübeli BAYAN DAKTİLO aramyor. İstekblerın k ı » hal tercümelerüü havi bir mektupla P.K. 153 Galata adresine miiracaatları rica olunur. İlâncılık: 2158,2590 U2S7 Kesımli Koman: 121 MEL ' U N K 1 Z Çuenı YVES SAYOL ÇeyİTcn: Mazhar KUNT Seneler geçti. Leuillon, çi(tli|inde dejışen bir $ey yoktu. Tarlalar eskisi fibi bakımlı hayvanlar besili idi. Yalnıı şimdi esmer Lucile'in yerine sarışın bir genç kız fülübleriyle ortalığı şenlendiriyordv. On sekiz yaşına basan Blanche, gayet gtizeldi. Herkes de kendisinı seviyordn. 24 haziran 1850 de vuku bulan faciadan sonra bijtün bir nesil geiip geçmişti. Köydekilerden pek azı Renand'u hatırlıyordu. Ar tık onnn isminı kimse ağzına almıyordu Blanche ds ondan bihaberdi. Fakat Mellieı anntranyordn. Viedan âzabı ile çöken bu adara. mrtık lyiden iyiye ihtıyarlamı^tı. Çittlifin bötân idareti, Ronvenat'nın eliude idi. Bir mayıs sünü kâhya yine efendisini zi ^aret etti. Kouvenai, efendisinin aksine ola rak dinç kalmıştı O gün Mellier'yi bayli le ııa vaziyette buldu vc: «Jak dedi. voksa has la mısın? Hayır, hasta değilim ama, se nin dediğin oldu. Klimde olmadan tiep Lurilt'i düşiınuyorunı. Aeaba bu Un ne oldu'.' (ArkaM var) Cornelia Robson. dili doiaşarak, ! CUMHURİYET'in Tefrikası: 31 kadarcıjştan eliyle bir işaret yap «Ah, Mösyö Poirot,» dedi, «N ha tı minicik tatlı yavru olduğu zankulâde, değii mi? Yani demek | mandanberi tanırım. Babas,ı\!e çoistiyorum ki, ne kadar kocaman. cukluk arkadaşıydık. Çok dikkate ne kadar huzur verici onlara I değer bir adamdı, Melhuish Ricî bakınca insan kendini küçülmüş | geway, çok da muvaffak olm'i.ş hır hıssediyor bir, bir böcek gibi aciam. hissediyor sonra insanın gözün«Anladığıma gore, kızı büyük bir de hiç bir şeyin önemi kalnııyor. servete kavuşmuş... Ah. pardon öyle değil mi?» Çevirenler: Mete Ergin Gani ieual belki de bunu söylemekîe ha';' etOnlarm yanıbasında duran Mr. tim.» Fanthorp, «Çok şey te«,irli,» di«Fevkalade değil m*?» (Içte da geimi|tim. Yani Kahire < Andrevv Pennington, bir parça ye mırıldandı. «Oh, ev«t, er«t.» deydim demek istiyarum. Daha ön I hoşlanmış göründü. Yanlarına yaklaşan Simon D o y Linnet guverteden ool*r« dcjru ce, Nil boyunca böyle bir seyahat ] Oh, bunu aşağı yukarı herkes bile. «Ne muhteşem, değu mi?» de geliyordu. Koyu kayuı rosgi bir yapmamışlîm. i üyor. Evet, Linnet servet sahıbi rtı. Samimi bir şek'.lde Poirot'ya keUn clbİM giymiati. QttW»ıiiyor «Cermanic'le geldtniz zannede flo;ıerpk, «Biliyor musi'.nuz, böyle du. Foirot'yu faıla bir beveı göı rim Madam Doyle öyle söylüyor I bir kadındır.» «Ama yine de. boısadaki son dütiotet.'er, gezintiler fıî?n bana gö termeden, ufak bir bas elmeuyle du da • re seyler değil; öyle şeylerden faz selâmladı ve kocasını ahp çetildi, Pennington, Poirot'dan taraia ?üş, ne kadar saçiam olursa olsun herhangi bir bütçeyi sarsabilir.» la zevk alan bir insan değilimdir, gitti. keskin bir bakış attı. ama böyle bir yer insana tesir e Poirot bir anhk bir x«vki« ür «Evet, öyle oldu,» dedi. »Tabiî, bir dereceye kadar doğ diyor. Bilmem anlatabildim mi? pererek, tenkidl davranı«lannd«n «Acaba aynı gemide olan arka ru bu. Son günlerde durum çok Su eski (iravunlar, herhalde fev ntürü kendisinden pek fazla ho» da'lanma rastladmız mi, diye me güçleşti.» kalâde heriflerdi.» lanılmadığını anladı. Linnet kendi rak ediyorum Rushington SmithPoirot, «Bununla beraber, MaDiğerleri onların yanından çe sine, ya da yaptıklarına «on dere ler.» dam Doyle'un keskin bir iş zekâ kilmişti. Simon, sesini alçalttı. ce hayran kalınmasına aiısıktı.Her «Bu UimHp hiç kimseyl hatırla Bina sahip olduğunu zanneder'tn,» cule Poirot bu âmentüjrü aeskça mıyomm. Gemi doluydu; sonra kö diye mırıldandı. • Bu seyahate çıktığımıza son derece memnunum. Bir çok şeyleri bozarak gunab islemisti. tü bir havada geldik. Yolculann «öyledir. evet öyledir. Linnet şey düzeltti. Nasıl oldu hayret Yanına gelen Mrı. AUerton fı îoğu kamaralarmdan çıkmadı. Hem ediyorum ama oldu işte. Linnetin .ıldadı: yoleuluk o kadar kısa sürdü ki, in zeki. pratik bir kızdır.» Grup durdu. Tercüman. büyük sinırleri düzeldi. Linnet, işlerin «Şu kızdaki değışıkiige bakın! «.an vapurda kim var, kim yok pek den nihayet bilfiil ayrıldığı için, Assuan'dayken pek huzursuz, bed farkında olmuyor.» Ramses tarafından yaptınlan mndiyor » baht görünüyordu. Bugün ise, o «Evet, çok doğru. Madam Doy bet hakkında onlara bil™i veriyor«Çok mümkündur.» dedi Poirot. kadar mesut görünüyor ki, insan 'e ve kocasiyle karşılaşmanır, ne du. Giriş kapısının her iki farafın«Jackie'yi vapurda ilk gdrdü^üıı acaba (fey) mi diye endişeye dü hoş bir sürpriz. Evlendiklerinden da birer çift olmak üzere Kamde delışete düştüğünü sonra bır şüyor.» haberiniz yok muydu?» ses'in kendisinin kayadan oyulmuş den artık aldırmadıîım söylüvor. Poirot daha cevabını vermeden, «Hayır. Mrs. Doyle bana yazmış; dört heykeli, kaynaşan ufak, îııri«t Bu yaptiRi saçmalıklrınn bizı hiç gurup dâvet edildi. Gurup tercü sonradan mektubu arkamdan gön grupuna tepeden bakıyordu. rah&tsız etmediâini %6^tfr^t^f.%\? omanının önderliğinde Abu Simbeli dermişler, elime ancak Kahirede Tercümanm söylediklenni hor gö na. Yalni7 şeki! kötü işte o ka ziyaret etmek üzere sahile çıka ki beklenmedik karşılaşmamıüdan dar. Bizı fena hald» simrl<?ndive rıldı. ren Senyör Richetti. bu heykelle bir kaç gun sonta geçti.» ceğini s?,ndı. ama şimdi. iştp. hiç Poj.ro!. Andrev.' Pennington'la «Anladığıma göre, Madam Doy rin kaidesine Zencüer ve Surivelî de sinir)enmıvorU7 jHık KJIHI O yanyana düşmüştü. le'u çok eskidenberi tamyorsunuz, esirler tarafından kazılmış olan rö na go^tprmfk lâztm.» «Bu, Mı?ıra ilk seyahatiniz mi?» öyle mi?» Poirot rlüşünceli bir tavırla, «E diye sordu. «Evet, öyle dlyebilirim, Mösyö liyefleri incelemekle meşguldü. vet,» dedi. «Hayır, değil. Dokuz yüz yirmı Poirot. Linnet Ridgew»y'i daha şu (Arkası NiL CiNAYETi ; ^A GATH A CH&İST İ €
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear