Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TEkim 1962 CUMHTJRÎYET Hala Urtaçağ buyuculuğu Batı Almanyada 10 binden fazla bÜYÜcü, miİYonlarca însanı aldatıyor. 72 yaşında eski bir öğretmenin yapiığ] inceleme, ilgi çekici sonuçlaı verdi ve Birleşmiş Milletler uzmanlannı hayli şaşırtiı «Olamaz. inamlır şey değıl bu. Orta Çağdayız sanki» diyordu uzman. Batı Almanyadaki büyücülük üstüne hazırlanmış raporu okuyan Birleşmij Milletler uzmanları şaşmaktan kendilerır.ı aiamadılar. Rapor bu memlekette hâlâ bir Ort«Çağ büyücülüğü nün varlığını açıkhyordu. « 10.000 den fazla büyücü müvonlarca datıyor» dıyordu uzman. bu incelemeyi yetmiş iki yaşmcU Johannes Kruse adında eskı bir öğretmen hazırlamıştı Kt tolik ve protestan kiliselerı de doğfuluğunu tasdik edıyoı lardı Kekliklere yeni bir anne bulundn: Horoz. Tabiatın kendi kanunlarının dışına çıkan anormal, ola! fanüstü bir olaydau söıetmek iste! miyornz. Bilşinlerin yeni bir bui lnşu bu. Dişi hormonla dişilestirii len horozlar keklik yavrularına kuj sursuz bir anne oluyorlar. Neden | tavuklar kullanılmıyor da horozlara annelik ettiriliyor bu işte? Cevabı basit. Cünkü horoz daha i fcuvvetli, daha sözü pek bir anne ! oluyor. Yavruları çok daha uzakI lara götiirüp yiyecek aramayı gözc ! alıvor, gerekince onları tavuktaıı daha iyi »avunabiliyor. üstelik onj; lara daha «erkekçc» bir ierbiye veriyor, daha kuvvttli yetiştiriyor. • Büyük şehirletde dolaşmak gün geçtikçe güçleşiyor. Batıh buna hergün yeni bir çare buluj yorlar, her gün yeni patentler alı' nıyor. Ama yine de otomobil saI yifi o kadar arttı ki, büyük şehir; lrt'de yakında bir yerden bir yere rahatça gıtmek imkânı tamamile ' ortadan kalkacak, hale park yap! mak içın kilometrelerce gitmek ! gerekecek, yanı otomobil şehir içinde dolaşma vasıtası olmaktan | çıkacak. Peki o zaman acele işi 1 olanlar ne yapsınlar? işte bununda çaresi bulundu * otomobil sahipleri ıçin özel olarak yapılmış bir bisiklet, bi!r Italyan ürmasının ortaya attığı bu yeni icat bisikîetin boyu ufak tefek üstelik de 75 santimlik bir çantaya sığa: biliyor, en küçük bir otomobil bagajına gırebüiyor. Otomobil ^ehir oışında bir yere paıkedildikîen sonra bisikleti çantasından çıkarıp parçalarını yerine takmak iki dakikahk bir iş, oııdan sonra j şehrin en kalabalık caddelerinde | rahatça dolaşabilmek mümkün. Patrk etme derdi yok. Insiltere'nin Portsmouth şehrinde anne babalar «Ovuncak tehlike; si» üstüne bir rapor yayınladılar ' ve alârm verdiler. Oyııncak kazaI İarı hiç de sanıldı^ı filıi önemsiz i deüil. 336 vocuk üzeriııde yapılaıı I incelemeler, bunlardan 2M uıııın 0 ovuncak yüzünden kaza geçirdiklerini güstermiştir. Kazaların 33 ü agır, 9 u hafif, "8 i basit çizik, sıyrıktı. Raporda incelenen vakalar arasında bir erkek çocuğu var. Aynı okla âldı^ı yaralardan tam 9 ke[ re ameliyat çecirmiş. 13 yasında ' bir ba.ska çocuk su tabancası yüzünden (hem de sadecr su tıskırtmal.tan ötiirü) bir gözünü kaybetmiş. Bir kız ovuncak kazasından olnüiş, bir erkek çocuğu öınür boyu sakat kalnıış>. Yine bu incclcmelere göre kenarj İarı keskin, ya da tırtıklı oyuncaklar öbürlerinden daha tehlikeli. Plastik oyuııcaklar demirden yapılanlardan fazia kazava sebrp oln: yorlar. Çünkü kırıldıklan için c»m gihi kesiyor, yaralıyorlar; zchirliyebılen boyalarla, kurşun ovuncak lar da tehlikeliler arasında. • Monte Palomar \p Monte \|MIson , •stronom, »strofizikcHerınden iiçü ı Robert P. Craft, Jırbn Mathews ve Jesse Greenstien yepyeni bir tip ,' ttza oismi keşfettiler: bir başka yıldızın etrafmda saniyede 670 kilometre hızla dönen bir yıldız. ' Bu feza rrkorcusu Yay bnrrunda. Unlü moriacı Clıanel bundan 37 yıl önce bir süs ortaya atmıştı: Zincir. Bu modanın riurmadan dcjişen kaprisleri yanında bu küçük süs onemmden hiç bir şey kaybetmeden sürüp gitmiş, hattâ günden güne daha çok yayılmış, ahşılmış, üstüne düçülmüştü. Bunca yıl sonra ondan ilk yüz çeviren, modacının kendısi o!du. Yeni Chanel koleksiyonlarmda zincirin yerini incı dızileri alacak. 1 Âkşemsettin'i nasıl geri alabiliriz? Kendi kendimizi tenkid Hayvanlara dair Yoluna konamıyor İhlimalin ikisi de fena Gına geldi Bir aşırmaca Akşemsettin'i nasıl geri alabiliriz?] illetlerarası teamüllere ve anlaşmalara göMiade siyasi mülteciler kaçtıklarıışlemış olanlar rc memlcketlere edilnıiyor, ancak âdi suç Avnsturya'ya, l.lân.OUd kişi îtalya'ya, 500.000 kişi Isviçre'ye, 350.9M kisî Fransa'ya, 351).9W ki'i Holândaya, 300000 kişi Ispan.va'ya, ÎOO.000 kisi Yugoslavya'ya. 2C0.906 kişi Iskandinav memlekrtlerinc. 150.000 kişi Ingiltere've ve 50.000 kişi de Yunanistan'a gitmiş. Her Alman. ne kadar hesaplı, hattâ ne kadar hasis olursa olsun, gittiîi memlekette, hiç şüphesis, en ax 100 d»lgr bırakmıstır. Bu he«aba göre de, meselâ komşnmuz Tnnanistan, yalnıı Alman tnristlerinden 5.000.808 dolar kaıanmış oluyor. Tnriun diye, yol diye, «tel diye, eğlence diye, kolaylık diye, emniyet diye yırtındığımız işte ba. limirde inşaatı senelerdir devam eden kocaman «tel ne old« bilmiyornm ama, biıim buradaki Hilton'un yansı hâlâ olduğo yerde duruyor. Yunanistanda 1350 1960 arasmda, bir çoğu Atina'nın içinde olmak üzere, eğer rakamda yanılmıyorsam, 300 otel yapılmış olduğunu Yunanlı dostlar söylemislerdi. Ne yapsak, nasıl etsek de, şu Işleri blr ciddî tarafından ele alsak, Yarabbi?. * * * 1962 BÜYÜCÜLERİ, EV DE KALMIŞ KIZLAR Rapora gore büyücü erin tn çok dadandığı yerler Lüksen' burg ile Konstans gölü dolav iarı idi. Çünkü buraiaHi halîcahildi ve dünyadan kopmu.r eibi yaşıyordu Fak3t gösten len bu sebep yetersizdi Ham butg, Bavyera gibi ileri ve tu rıstin bol olduğu yerlerde dn sık sık büyücülere rastlanıyot du. Işin garibi 1962 büyücüle ri, eşlerine yüz yıllar boyunco yasak edılmiş huzura da er:s miş değildiler. Raporda «Köy lülerin bunları hor gördükle ri çocuklara, hayvanlara, hai tâ bütün köye göz degdirmek le suçlandırdıkları» yazılı idı 1H62 büyücülerinin hemen hep si evde kalmıs kızlardı. «Biiyr bozucu.lalrsa hep erkekti Johannes Kruse'nin raporunu her yıl sayılan artan mahkeme dosyalan da teyit etmek tedir. Hem de mahkemelere ancak ölüm ve kol bacak kes melerle ilgiH vakalar gelebil mektedir. Büyücüye inanlar cahil oldukları için, çoğu şerrinden korkup mahkemeye gi'iemiyor geri gönderilıyor. O balde, geçen gün Yunanistanda bir sevahale çıkan Reşat Akşemsettin ue olacak? Çünkü bn »dan), âdeta, canlı bir SDÇ dosyası. İçinde siyasisi de var, âdisi de, hattâ sıhhui de. Şimdi hükümet, âdi soçlarından ıolayı iadesini istemeği düşüniiyornıuş. O zaman Yunarı hükümet i ne yapar? Sivasi suçundan dolayı tutacak, âdi suçandan dolayı verecek. Haydi verdi diyelim. Bu sefer de biz ne yapacaŞız? Mantık icabı adamın, hiiküm giydiği, siyasî suçunu bir tarala bırakıp. yalnız âdi guçlariyle u^raşmamız Inzım. Çünkü. bir biçimine getirmiş, birincisinden azad olnıus. Akla şöyle bir hal şekli gelîyor: Yunan hökümeti Reşat Akşemsettin'i yakalamalı, didik (iidik edip, sekiz on parçaya bölmeli. Onuan sonra bizim hükümetle karşı karşıya geçip. Şu siyasi parça bizim, Şu âdi parça sizin. diye adamı taksim etmeli. >Iutlaka ısrar edilecekse, bn arapsaçının, haşka türlü taranmasına imkân yok gibi g5rünüyor. * * * İhtimalin ikisi de fena müddetle, Londra'ya gönderiliyormn, Şlmdı bizim Saglık Bakanlıfı bu anlafmayı, yahmt, anlaşmanın bn kısmını feshetmiş. Taoi d«ktorlarımız artık Avnıpaya gitmiyeeekler. Neden böyle bir karar verfldlgtnt anüyaraadım. Haberde de tsfaiUt yok. Ae»ba maarafı kesmek İçin mi, y«ksa, giden dvkterlar geri gelmiyor diye mi? Halbaki Avnrpada ıtoja en «ok maktaç «1dntnmnz bir ilim dalı da dokt«ri«f«nı«»d«r. Bizim genclerin evrela Tıp Fakfiltealadt, •eara da, staj gördükleri hMtahanelerde, ne kadar eksik âlât ve edevatla çalıştıklan malflm, Hiç olmazsa ifiderler, görürler, belkl da İmkân nispetinde, memleket hastahanelerlnln b«fIuklarını doldurmıya gayret ederler. Bu vaziyette korkarım. doktorların yerine, Avrnpaya hastalar gitmege başlıyaeak. O zaman, ddviı bütçeilnde, hem magraf çok daha fazla olnr, hem de, eğer gldenler feri gelmezse, maazallsh, memleket boşalır. * * * 'ftnyaSağlık'Teifkiİa'tiyle blr anla#maauı göre Türk doktorlan D varmış. Buna e|itimi için, blr v«yahslk •»{hğı tababeti ve Ikl iene Kendi kendimizi tenkid size, ayrı Buyuruniki ayrıikihabcr. gazeteden, aynı mevzuda, Birinciüi: tedbir aiııınıazsa bu kış et sıkıntısı çekilecek. Çünkü hastalıklar olmuş, Iıayvanlar öîmüş, üstelik yem kıtlı|ı gelmiş, aksi gibi (!) istihlâk de artmış, faian filân.. Bu da ikineisi: et butıranı tamamen önlenmiş hulunuvor. Çünkü «Et ve Balık Kurumu» çerek burada Zeytinburııunda, gerek Erzurumdaki Kombinada istoklan tamamlamış, her turlü ihtivarı d<v?.mlı olarak karsılayacak vaziyetteymiş, biç bir sıkıntı a.ila babis konusa degilmis. Irndiiîiiiiî darılmaca gücenmece yok ama, bizim gazetcci arkadaşlar (elbette Ctımhuriyet'tekiler de) insanı, zaman, zaman, saşırlıyorlar. Herkes, mcslektejı olmadıjı için, bizim gibi bütün gazeteleri okumaz. Binaenaleyh, etle alâkalı olup cia, bu haberlerden birineiyi oknyan telâsa diişüyor, ikinciyi okuyan rali.it ediyor. Pekiv, biz hepsini okuyoruz da ne olnyor sanki?. Memlrk<timizde, bir çok işlerde oldnğn gibi, «yaşıvan görür» tevekkülüvle beklemekten baska elden ne çrlir? lnsallah yasanz. Yine tns.tllah, hirincilerin trlâşı bojunadır da ikincüerin rahatı yerindedir. MAHKEME DOSYALAR1 Her vv. r la^uıeıı Hu.tiüleı ou> ueulerı ıvı kaıMam<tıtianva, hor görmekte, snçlandırmaktadır. Kesim, büyücülüğünden süphe edilen bir kadınla. bu yüzden yakılan evi göriüüyor «Amaaaan ben öyle şey yapamam, der kız, babamın felcini bu «Şeytan pısliği» iyi etti.. Incelemelerı yapanlara gore büyücü ile «büyü bozan»ların fenalıktan yana bir farkları yok. Bu sonunculardan bıri • Eutin» köyünde nefes larlıgı krizleri geçiren çocuğun ana babasına «Onu bir •emiz dövüp ıçındekı şeytanı defetmelerini sâhklamış. Zavaln oğlan dayaktan ölmüş Yine Batı Almanya'da buyücülerin dadandığı ve türlü şeytan efsânesinin dolaşıp ciut rlıığu bir bölgede. geçen yıl ikı bilım adamı ağır bir trc rübe yaşadılar. Darmstadt yakınlarında «Şeytan değirm<>nı» denilen bir yer vardır. Vakti ile büyücüler kaynaşır!))m;ş burada. Şimdi sessi/., s«.dasız bir çiftlik. İki bilgin. Sçiftliğın üst yanında, ofrmantlar içinde bir kulübede, tâ, 11589 dan kalma. büyücülükle l'ılgili bir eseri uzun zaman inVcelediler. Kitapta büyüeülerin (ikullandıkları bıtkilerin hemen f'hepsi yazılı idi. İki bilginden )hiri «Göttingen» Üniversitesı yfolklor enstitüsü direkt>irü Psofesör Will Ericlç Peuckertli. Peuckert, Orta Çağ biiyül'ülüçü uzmanlarının en baş( a gelenlcrinden biridir. Dok/:ora tezini bu konu üstüne ha f'îiriamıştır, Şeytan Değirmel'Tİndeki kulübede, büyücüle'in «Sabbat. adi verdikleri ve I:>n azgm geceleırinde sürünjiükleri merhemi kendi eii ile ,'apmaya karar verince bir ta ım bitkiler toplar. Bunları kitapta yazılan ölçülerle hayvan yağları ile kanştırılr. Fakat, modern bir ilim adamı olarak, klâsik büyücü maddelerinden bazılarını ışe kar:ştırmaz: yara<;a kanını. yılan etini filân. • Korkunç bir takım hıtkılcri »ldım yalnız diye anlatıyor kendjsi, son derece kuvvetii zehirlerdı bunlar Belli bir ol çü buiur bulmaz hayaller pnrünür inşanın e"7Üne.» T± ^ i * Batı Almanyada hâlâ Ortaçağ anlayıjına göre yasıvan büyücülüğfi inceliyen ve rapor hazınlıyan öğretmen, psikolof Johannes Krnsc. Kruse'nin araştur'.cılarından biri, büyüeülerin «Şeytan pisüği» dedikleri biı macunur. bir dükkânda satıldığını öğre nir. Gider oraya. macundarı satin «Imak ister Hıç bir şey softrnadan. Dayanılmaz bir ko kusu vardır macunun. Araştırıcı kaldığı otelin hizmetçisine onu atmasını söyler, aldıŞı cevap karşısında ağzı açık ka lır: ŞEYTAN PİSLİĞİ Gma geldi oldnm blttim, bövleyizdlr. Bizler,iş gclir. Geldiktenunuturuı. kStfiBaftmssls hir sonra iyi Wr tedbir alırız. Sonra yine Derken • başımııa vine gelir. Yine bir iki tedbir. Ve, bn böyle ırider. Ankara nümayişlerinden bahsedip, bflyflk büyük.lâflar edeceçiml zannetmeyin. Bizimkisi Tünel kayışı. Hatırlarsınız. Üç dört sene ervel, latanbnlıın ihtiyar tünelinin kayışı koptn, arabalar sokaîa kadar çıktıydı. O zaman aylarea Tünelsiz kaldık. Çünkü, yedekte, bir tek kayı? bile yokmnş. Drrkeıı, kayış geldi, kayıs gitti, aylarea dedikodnsn ve münakaşası yapildı. Ninavet, k«yış çeldi ve Tünel de işlemefe başladı, Ba Tünel şimdl yine kapalı. Sebep? Kayıç e»kimis. Anla?ıldı ki, yine yedekte, hanr kayıt yok. F,e cnnım Ha nasıl if^Allah afkınız»? Bir tavyarenin fazlacana benzlni, bir lokomotifin f»7İacana kömflrii bnlunnr. Tedbirli şoforler bile. ne olnr ne nlmaz dive, arabalannda bidonla benzin hnlıındurnrlar. Senra da bn müessesenin sıram sıram müdürlcri, memurları, teknisyenleri var. Giile jiîle otarinnlar. * * * ŞEYTAN DEĞİRMENİ 20 SAAT SÜREN HAYAL ÂLEMİ Peuckerrfle arkada=ı bu merhemi viicutlarının bel'Jen vukancına âdeta nefes almıva cak kadar FÜrürler. On bfs dakika sonra ikisi de «Sabbat» tadır. Havaiarda uçmakta, şe> tanlarla rlalaşmakta, haya! şf hirlerden gcçmektedirlf*. Snnunda şeytan kılıklı birilerı ile bir tepeden aşafii ionıı cel mez bir uçuruma yuvarlanırlar, yuvarlanırlar. Tâ... ayılnna kadar Kendilerine gelinr" ne görsünler?.. Hayâl ölemi tam yrrmi saat sürmüştür. ' «Işin garip tarafı şu ki, divor profesör engizisyon mahkemelerinde sorguya çekilen büyüeülerin anlattıklarını y^ ^amıstık TıpVıtı tır>kı?ına.» * * Hayvanlara dair 4 dünyada hayvan Gecir(ii*imiz gibi.ekim bütünhayvan sevgisi kisevçisi jrünii imiş. lîu de insan sevıisi Nasıl kimi insanı srver, mini scvmezsck, hayvanların da bazısını scver, bazısını sevmeyiz. Sevdiklerimizin de (hu noktadan da insan gevgisine beııziyor) bir kısmını (tavuk gibi) günün birinde kemp yeıtıek jçıijj fcir kısmını da (kedi (rlbi) ek^amak, seyrrtrmk için nrveriz. ' Hayvan, meselâ boga ise, .sırtuıa mızrak saplamak (nasıl? tıplu insan gevgisi) büyük bir marifet sayılır. Yine meselâ, kanarya ise (aynen insanlar gibi) kafesc snkup hapsetmrk büyük bir keyiftir. Onun için «Hayvan sevgisi jünü» diye bir umunıi liif etmek doânı olmasa gcrek. Tramvayda biri, bir Ermeııi Madamasının, ayağıııa basmıs. Nasın fena halde acıyan kadın, basan adama. hiddetle «Hayvan» diye bsfırmış. Kadının haline ve sevimli şivesine, adam, elinde olmıvarak, gülmüş. Buna bütün bütün sinirlenen kadın tasrih eiraiş: «Hayvan dedikse Saka kuşu demedik.» Runun gibi bayvan gününti tasrih etmeli. «Kecîi günü»nü, «Köpek fünii»nü anlarım ama, yusyuvarlak bir «Hayvan sevgisi günü» nii anlamam. Zira hayvanlar arasında sevmcdik!erimix, hattâ sadc sevmcdiklcrimiz dej>'. üstelik, zulüm ettiklerimiz, sevdiklerimizden elbette, çok daha fazlrtdır. * * * Istanbul Tıp Fakültesi Dekanlığından: 1 Kumaşı Fakülteden diğer malzeme terziye ait olmak üzere 118 takım müstahdem elbisesinin dikiş işi açık eksiltme ile ihale edilecektir. 2 Tahmin bedeli 4720 lira olup geçici teminatı 354 liradır 3 Eksiltme 11/X/1962 perşemb« günü saat 11.30 da Tıp Fakültesi Merkez binasında toplanacak olan A.EP Koınisyonunda yapılacaktır. 4 Bu işe ait şartname, malzeme nümunesi Fakülte kaieminde görülebilir. 5 İhaleye gıreceklerin 1962 yılı Ticaret Odası belgeleri ile ilk teminatlarını Universite Muhasebe veznesine yatırmış olduklarına dair makbuzlan ile birlikte ihale günü saat 11,30 da A.E.P Komisyonuna müracaatlan. « • ^ • » » • ^ ^ ^ • • ^ • ^ . ^ ^ ^ ^ • ^ • • • ' . ^ ^^ • ' ^ • . ^^ . ^• . ^• . ^ . ^ . ^ • ^ ^^ ^ . ^ ^ ^ ^ • CİNSÎ TATMİNSİZIJK Konunun on şaşırtıcı yonlcrinde biri de şu: büyücülrnn hepsi de kadın Bu gün'in ps1 kologları bunu «büyük bifr cinsi tatminsizlik»le izah cdıyorlar. Zaten Orta Çağ Avrupasında da savaş sonu Alman yasındaki gibi erkekler azalmıştı ve kadınları küçümsüyor. hor görüvorlardı. • Bir aşırmaca Banka müdürü yaslı bir kadın müşterlsine telefon eder: (Basın 1578813686 i Yoluna konamıyor C u istatistiğe lütfen bir göz atınız: bn yaı *y mevsiminde Batı Almanyadan 1300.000 kişl Madam, çok müteessirira ama, bn ay hesabınızda 12.000 frank açık var. Yani, ne demek? Bu parayı bize borçlusunn*. Peki, geçen ay vaıiyetim nasıldı? 8.000 frank alacaklıydınıı. Daha evvelki ay? 20.000 frank alacaklıydınız. Rurada kadın dnrur. Bir iki dakika düşündükten sonra: O halde, der, bankanız bana borçln oldnğn zaman ben hiç size telefon ettim mi? (France Dimanche'dan) Başmız ağrıyorsa... Kırıklığınız varsa... daha ekono OPON SİZİ HUZURA KAVUŞTURUR! 1 ADET • OPON, baş, diş, adalc, sinir, lumbago, romatizma ve soğuk algınlığı ağrılarıa» teskin eder • Günde 6tablete kadar alınabilir GENERAL B O L I Ş I K FLUORESANT ^ ^ ^ AMPULLERİ ELECTRIC D A Y A N I R Faal 635213681 DOLGUN ÜCRETLE ALMAN'CA ve FRANSIZCA Ehliyetii mütercimler aranıyor. ^ Tel: 44 84 25 Q V E R İ R F A Z L A VEÜÜV GA2 SSBttARI YKIJKK I'AKÇA ve KAKIM M:KVİSÎ