22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Iîvl encere Plânm masalı Sehtr Plânlatna Dairesi yetkililerinin istifaları kabul edildi. Şimdi herlıalde, istifa edenlerin yerine yapılan yeni tâyinlerdcn sonra ola^ar tabii seyrini izliyecek; politikacının istediği degişiklerle plâıı, \amalı bir torba haline dönecektir. Bu hükmümüzü erken ve mesııetsiz bulanlar olabilir. Ancak biraz daha geri giderek plânlamanın hikâyesini baslangıçtan beri gözdcn geçirirsek, oiaylara aydınlık bir tcşhis koymanın raümkün olduju görülccektir. Plânlanıanın hikâjesi şöyle baslar: Plânlama Dairesi, Milli Birlik iktidarının kurdugu bir müessesedir. Plânlamanın elemanları da Milli Birlik iktidarı süresınde tâyin edilmislcrdir. Gene bn sürc ıçinde hazırlanan ve kabul edilen Anayasa, plânlamaM temel müessese'.eri arasına almıstır. Bütün bu islerin çok basit mânası sudur: Eğer thtilâl ldaresi bö\le bir te^kilât kurmanııs olsa, şimdi tsmct Pasa ve bakanları plân kelimesıni ağızlarına bile alanııvacaklardı. Çünkü bugunku parlâsnentonun çoğunluğunu tutan politikacıların plân hakkındaki fikirleri Menderes ile es drğerdedir. Bugünkü politikacının karakteri, on yıllık plânsız gidişten baska bir nsule jatacak dokuda değildir. Bu fikir, arkadasları arasında bir hayIi si\ rılnaiş \e itibar sahibi olmuş bir tnilletvekilinin, pek şöhret kazanmıs su cümlesinde ^atmaktadır : « Plân dedikleri zaman tüjlerım ürperivor...» Bıitün bımlara rağmen halkın referandurala kabul ettiğı Ana\asanın 129 uncu maddesı der ki : « lktisadi, sosyal \e kültürel kalkınraa plâna bağlanır.» Demek ki, buçunkü politikacı seçilıp de parlâmentoya geldiJi vakit karşısında bir emrivaki bnlnyor : Plân ve Plânlama Dairesi . Dahası var : Plân genel olarak şöyle yapılır: Politikacı, siyasi tercihlerini tesbit eder. Plâncı, bu tercihleri gözönünde tutarak, ilmî esaslara göre bir teklif hazırlar. Fakat bizinı plân düsrnanı politikacı iktidara çeçtigi zaman, üstelik Piâncılar e\\elki iktidardarı siyasi tercitıler hakkında ilk isaretleri almıs durumda idiler. Milli Birlik iktidarı sırasında 5 teramuz 1961 Urihli Resrnî Gazetede yayınlanmış «Plân Hedefleri ve Stratejisi» adlı vesika ellerinde idi. tlk Ismet Pasa kabinesi de «Plân Hedefleri ve Stratejisi» ndeki kararları benimsemis göründü. Zaten o aylar içindeki siyasi konjonktür, politikacının, Millî Birlik İktidarının getirdiği karar ve müesseselere bugünkü kadar açıkça aykırı tavırlar almasına müsaade edecek bir havada degildi. 22 Şubatın öncesi ve sonrası hatırlanırsa, politikacının bn çekingenliği kolayca anlaşılabilir. Bilhassa ikinci koalisyon kurulduktan sonra ve plânın kannnlasma safhası yakınlaştıkça ihtilaf bütün açıklığiyle ortaya çıkmaya baslamıştı. Ama ne çare ki iş işten geçmiş, Piâncılar aldıklan direktiflere, bildikleri esaslara ve Anayasa prensiplerine göre plânı meydana getirmişlerdi. Politikacının müdahalesi bundan sonradır. Ve bilinen xihnlret duruma tam mânasiyle hâkim olup da eline geçen plân üzerinde kendi menfastinin tercihlerine göre değişikliklere başlayınca, plânın rubu da, bütünlüfü de kaybolacaktı. • Hikâyenin esası budur. Ve şaşılacak bir Urafı da yoktur. Plân, 27 Mayısa paralcl bir 1leri hamle idi. Bütün ileri hareketler gibi eritilmis, yok edilmiştir. Politikacının elinde olsa yalnız Plâncıları istifaya zorlıyan degişiklikleri yapmakla kalmaz . Plânlama Teşkilâtını da dagıtır. Ne yapsın ki karsısında Anayasa var. Ve bereket Anayasadaki fikir ve müesseseleri destekliyen zinde kavvetler var. Işte bu darnmda tek yapacagı şey, plânlamayı kendi siyasi ve iktisadi menfaatlerinin hegemonyası altına almak olabilirdi. Bonn gerçekten başarmıstır. Şimdi plânlamaya, emirleri kabul edecek iki «Evet efendimci» raemur da tâyin etti tni, gel keyfim gel. . Ancak memnriyetin başka, plân işinin lse pek baska şey oldngunu neticede ögreneceklerdir. Hepimiı ögrenecegiz. Ama çok pabalı bir (iyat ödiyerek Universite ve yüksek okullarda sınavlar bugün başlıyor rleri Dil Oevtimi Yazan: «Biz bugün XVII. yüzyıldaki gibı yazraıyorsak, Racine'ın \e Saint E%remont'un dili lokomotiflerden \e işçilerden suz clmeye elverişli değil de ondan » J. P. Sartre i Geride bıraktığımız hafta içınde kutladığımız «Dıl Bayramı» bu yıl ayrı bır anlam tasımaktadır. 9 temmuz 1961 de yapılan halk oyu esnasında mıllet tarafmdan da tasvıp edilen bugunku Anayasamızın bır çok noktada Ataturk'un fıkır ve ıdeolojısinden mulhem olduğu, başka bir ılade ile, Atatürkçuluğun yeni Anayasanm fıkri kaynaklarından bırını teşkıl ettığı malumdur. îşte bu baksmdan 27 Mayıs Devrımını ve onun temelı uzerine kurulan 2. Cumhuriyet Devrmi Ata D Ü Ş Ü N C E L E R MEKTUPLAO.I evgili okuyucular, Türk Dil Kurumu Tanıtma Kolu, geçen hafta içinde ga)zeteleri ve bn arada «Cumhuriyet» i ilgilendiren bir bildlri yayınladı. Buna göre haziran ayına ait 10 gazete, haberlerinin öz Türkçe olup olmadığı noktasından taranmıştır. 8879 haber seçilerek 100,000 sözcük (kelime) elden geçirilmiş, neticede Türkçe sözcüklerin çokluğuna göre yapılan sıralamada «Cumburiyet» ancak dokuzuncu olabilmistir. Ankaradan aldığımız özel haberler aslında çok müşkül olan bu taramanın ve böyle bir netice çıkarmanın ciddiyeti üstünde bizi bir bayli düsündürmüş bulunmaktadır. Bunun dışında elde edilen (yanlış . doğru) neticenin bir bildiri İle açıklanmasını da beğenmediğimizi sdyliyecefiz. Geçenlerde Dil Bayramı dolayısiyle tstanbulda yapılan bir açık oturumda dilcilerin öz Türkçe kullanmıyanları (züppe), (de\şirme) gibi kelimelerle vasıflandırarak tutar göründükleri şiddet yolunun bütün Dil Kurumuna az çok bulastığı böylece açık olarak görülmektedir «Cumhuriyet» Atatürkçülüğü ve inkılâpçılığı söz gbtürmiyen bir gazetedir. Dil inkılâbı da onun desteklediği belli başlı amaçlardan biridir. Ancak yine «Cumhuriyet» dilde öz Türkçeye gitmek yanında daha bir çok gorevleri olan bir gazetedir. Bu görevierin yerine getirilmesi, ber şeyden evvel onun çok okunmasına, bu da diğer hususiyetleri yanında dilinin anlaşılmasına bağlıdır. tşte biz bu birbirine aykırı hedefler ortasında mümkün olanı yapma>a çahşırken Dil Kurumunun inkılâpçı bir gazeteyi böylesine teşhir hakkını kendisinde gdrmesini beğenmek ve alkışlamak bizim için elbette mümkün değildir. Meselâ «Cumhuriyet» in öz Türkçeçiligı iman haline getirmiş bir Basyazan vardır ki onun bazan bizi bile isyan ettiren asırı gayretlerinin dahi pek sayın Dil Kurumumuzca nazara alınmamıs olması (Cumhuriyet) çileri ne kadar şaşırtsa >eridir. Maamafih bütün bu düşüncelere rağmen gazetemizin sekreterleriuden ve muhabirlerinden haber dilini yabancı kelinıelerden ayıklamada daba dikkatli olmaları istenmiştir. önümüzdeki günlerden itibaren elbette bu direktife gore davranılacaktır. Bu arada Dil Kurumu Tanıtma kolundan da basını uyarmada biraz daha yumuşak metodlar kullanmasını ıstiyebilir miyiz? Dr. İsmet Giritli tstanbul Ünıversıtesı. Istanbul Teknık Üniversıtesı ile Istanbul'da bulunan dı|er yuksek okularda 196162 oğretım yılı guz donemi sınavları bugün başhyacaktır. Sınavlar ekım sonuna kadar sürecektır. Ayni iş kohında kurulan sendikalar tek teşekkül etrafında toplanıyor Madenlş Sendıkası, aym ış kolunda kurulan sendikalann tek bir teşekkül etrafında toplanması içm çeşıtlı teşebbuslerde bulunmuştur, Sendıka Genel tdare Kurulu Izmir toplantısında bu çabaları memnunlukla karşılamış, Turktş'ın teşkilâtlanma plânını uygulamada gosterdıği çeşitli eğihmlerı yetersiz bulmuştur. Dığer taraftan ış yerlerinde çalışan butun işçilerın sendıkalı olmaları ıçm çalışmalar başlamıştır. Bunun tahakkuku için Merkez lcra Heyeti gerekli yerlerde bölge merkez subeleri açmağa karar vermiştir. Bu suretle Türkivenin en ucra köşelerınde bulunan maden işçilerirun de hayat şartlan kontrol altına alnacak ve düzenlenmesi için ilgihler nezdinde teşebbuslerde bulunacaktır. Sene Sonu Çekilişinde turk'e bir donuş, Ataturkçuluğu hayatında yerı yoktur ve olamaz. II devam ettirış devrı olarak vasıf«Ataturk Devrımlerı» adını verlandırmak lâzımdır. Gerçekten Anayasamızın daha dığımız eserdır kı, Ataturk'u sadece (Başlangıç) kısmında «Ataturk dev. rahmetlı bır kahraman olmaktan rimlerıne bağblığın tam şuuruna çıkararak, yaşajan bır dâva, fıkır sahıp olmak» esası vazedılmiş, ve ıdeal haline koymaktadır. Millî Mucadele başlangıcından aynı Anayasanm 156. maddesı ıse bu kısmın Anuyasanın temel goruş itibaren soyledığı nutuklar, verdığı ve ilkelerini belırttığını ve Anamulakat ve beyanatlar ve yolladıyasanm avn!ma7 bir parçası oldu ğı mesajlardakı ana fıkırler bır felsefe ve rîunya goruşü halinde ğunu ılân etmiştir. Bunun anlamı kısaca şudur: A eserinı emanet ettiği Cumhunyetçi taturk Devrımlerıne ve ilkeler'ne kuşakların dımağ ve kalbınde yatbağlılık bundan boyle Turk sıyasi makta ve atmaktadır. O diyordu kı. «Bır millet sanathayatında memleketımızın gelışmesı iın sadece şayanı temennı bir tan ve sanatkârdan mahrumsa tam esas olmaktan çıkmakta ve rıavetı bir hayata malık olamaz... Guzel mecburi bır prensıp haline gelmek sanatlarm her şubesı için Kamutay'ın gostereceğı alâka ve emek, tedır. Bu itıbarla Ataturk Devrımlerine mılletin ıtısani v< medeni havptı bağlı olmıyan hı bir zumrenın ve ve çalışkanhk venminın artması kişinın 2. Cumhurıyetımızm siyasi ıçın çok tesirlidır » Ataturk'un bu sozleri ile «Kultür ve onun gerektirdıği bağıntıh ozgurluğun bulunmadığı toplum ne kadar duzenlı olursa olsun bir vahşı ormandır. Onun ıçın de her gerçek sanat jaratışı yarın için bır mujdedır » diyen ünlü bir düşünurun ıfade^ arasmdaki yakm ilgiyi gormemeye imkân var mıdır? Nıtekım bu gerçeklerden ve ılme ve sanata boyunduruk vurmak istıyen totilıtre rejım'.erın tutumlarındnn ve buyuk felâketler paha^ına kendisıni faşızmın pençesınden kurtaran Batı Almanya ve Italyanın 1949 ve 1948 tarihli Anayasalarmda da mulhem olsn Türk Anavasa vâzu; ' i'.ım ve sanatın hur olduğunu zikretmek luzumuniı hıssetmiştir. «Cumhuriyet» Ankara'da da basılamaz mı? Polise hakaret eden şahıs için kovuşturma açıldı Evvelki gece Yani Kırbaca ismındeki bir şahıs, îstıklâl caddesınden geçen bır otomobile bmmek istemıştır. Trafık polisı Ma ] vil Baş'ın Istiklâl caddesinde miş ' ve binişin yasak olduğunu hatır' latmasına sinirlenen Yanı hakaret i te bulunmuş ve «yarın sana göstej rirım» demıçttr. Polise hakaret e' den ve tehditte bulunan sanık hak kında kovuşturma açılmıştır. ÜRMIK PARA İKRÂMlYELERİ 200000 Lira Kişiye Prenses Beatrix Türkiyeye gelecek Holânda Vehahti Prens«s Beatrix, Türkiye Milli Gençlik Teşkilâtmın dâvetlisı olarak yılbaşmdan sonraki gün'.erde memleketımizi ziyaret edecektir. Avrupa Kultür Vakfı himayesinde kurulan, başkanlığma Holânda j Veliahti Prenses Beatrıx'ın seçıl| dığı Avrupa Gençlik Teşkilâtınm I olağan toplantı^ı geçen hafta içinde Batı Almanyanın Kaub sehrinde vapılmış ve Prenses Beatrıx sozü edilen toplantıda dâvet tekı lifini kabul ettiğini bildırmiştır. j Memleketimizdeki bir haftalık i ziyareti sırasmda Prenses Beatrix eğitim müesseseleri ile gençlik teşekkülleri ile temaslarda bulunacaktır. ıooooo 25DOO 51 Kişiye üra AMERIKAN ERKEK DERSHANESI 39. ncu Hizmet Yılı er Lira """** HAZIRLIK OKULU Okula devam edemiyen öğrcncilere mahsus her gün 5ğleye kadar devam eden İNGİLİZCE dersleri A K S A M K U R S L A R I İNGİLİZ FRANSIZCA ALMAN'CA MUHASEBE ve SPOR derslerine BUGÜN başlanacaktır. Alemdar cad. 23 Sultanahmet Tel: 22 17 37 5.000er Lira 1.000er Lira aynca 1 1300 Üzerinde 21.5 santim uzunluğunda bıçak bulundu Hâncılık: 686513457 Bazı arkadaşlarımız bir müddettenberi gizetelerini tstanbulda \e Ankarada auıı zamanda basmak suretiyle tevzi isinde çabukluğu sağlnan yeni bir hamleye girişmiş bulunuyorlar. Anadolunun şimdive kadar Istanbul gazetelerini bır gün sonra okuvan bir çok mıntakaları böylece gazetelerini a>nı gün elde etmeye muvaffak olmaktadırlar. Bu iş şu yolla imkân altına girAnayasamızın 21. madde'inin I. mektpdirfıkra«ı aynen şovledır: «Herkes Gazete sahifeleri tstanbulda dızilmekte, bu sahifelerin matri» bılim ve sanatı serbe^tçe öğrenme kâfıdı dediğimiz yanmaz kâgıt üzerine kalıpları alınmakta, bu ve ogretme, açıklama. yayma ve kâfıtlar uçakla Ankaraya sevkedilmekte, orada kalıplara matbu alanlarda her türlü araştırma baacılıkta kullanılan maden halitası dokülmek suretiyle »ahifehakkma sahiptir > ler yeniden elde edilmekte ve bunlar kiralanan makinelere takıIII larak tabf işine başlanmaktadır Böylece bir gazete tstanbulda Vâız kılıgına girmek lüzumunu ve Ankarada aynı zamanda basılmaya başlanarak tevzi isinde hissetmeden. hattâ kür«ülere çıkgazetenin îstanbulda basılıp Ankara\a se\kedilmcsi için geçmesi madan ve oğut vermeden bir kaç zarurî 6 • 1 saatlik zaman tasarruf edümfktedir. yıl içınde yalnız toplumunun deöil Bazı okuyucularımız ısrarl» «Cumhuriyet» in de aynı >olu bütun in«anlı2ın âdeta bir (Vicdatutmasını istemektedirler. «Cumhurivet» in 90,000 in üstünde onı» haline gelen Albert Camus: lan tirajının yarısı tstanbula aitse diger yarısı da Anadnluva «Bugunun dunyasında sanatçı ne gönderilmektedir. Anadolu okuyucularımızın hiç olmazsa büjuk yapabilir'1» sorusuna su cevabı verbir kısmının «Cumhuriyet» 1 günü gününe ele geçirmelerıni elmisti: «Zamanımızda olup biten I ijlere sanatçı olarak kansmak zo j bette biz de isteriz. Fakat bugün için bu iste&ı yerine getirmek teknik imkânsızlık yüzünden maılesef mümkün değildir Çüııkü runda değıliz, ama ınsan o'.arak ı Ankarada «Cumhuriyet» büyüklüfünde bir gazeteyi basacak olkarısaeagız elbet .. Topluk işlerine ] çüde tab' makinesi mevcut değildir. in«an tarafımızla katılırsak, yasadığımız gerçek ister istemez, soz «Cnmhuriyet» 1 teven aziz okuyucularımızın bir müddet için soyleyişimizi etkiler. . Soyleyişte «abırlı olmalarını rica edeceğiz. Almanyada yapılmakta olan made sanatçı değil'ek neyin sanatçıkinemiz tstanbula getirilip i^lemeye başlayınca bugün kullansıyız? Insan acılarına ve guzrllıSe dığımız da sökülüp Ankaraya götürülecek ve iste o günden itiavnı zamanda hizmet etmeliyiz. baren bizim de gazctemizi tstanbul ve Ankarada aynı zamanda Klbette sanat •ek basına doğruluk basmamız mümkün olacaktır. Bu projemizin tahakkuku için en ve özçürlük getirecek bir dırilışi j çok bir yıl beklemek lâzım gelecektir. Maamafih bu müddet zarsağlavama7, ama sanat olmadıkça fında tevzi işini çabuklaştırmak bakımından alınması mümkün bu dirıliş seklıni bulamaz, bulamaher türlü tedbiri de ibmal ediyor dejiliz Bu tedbirler savesinvınca da hiç bir şeye benzemez . . dedir ki artık Jjer gün sabahları saat altıda Ankarad^. «CumhuZamanımızdan ayrılamıyacagımı«n riyet» ibulmak mümkün olmaktadır. Tine bu tedbirler savesinlayınca onunla birlesmeye karar de prk yakında t ü t ü n Çukurova mtntakası gazeten»^ öğle üsverdim » tü satın alabilecektir. Atatu^k'un dediği gıbi, «Kat'î o«Cumhuriyet» in bütün memleket sathında avnı gün zarfınlarak bilmelidir ki Türk milletinin da okunacağı gunlerı bızım sizden fazla özlediğimize emin olun milli dili ve millî benliği bütün »evgili okuyocular .. hayatında hâkım ve esas kalacaktır.» *** Genç nesillerin yetiştirdikleri »öbretlerin «Cumhuriyet» sahlfelerinde yer almaları için yaptı|ımız çalışmalar, bu hafta ilk neticelerini verecektir B genç kalemleri anümüzdeki günlerm den itibaren birer, ikişer «Cumhuriyet» yazarları arasmda görmeye başlıyacaksınız. Sevgl ve »aygılarıml»... CUMHURIYET Basan ve Yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık TUrk Anonım gırketl Cagaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahibi Yazı ışlermı fıılen ıa.ıre eden Mesul Müdür Nüshası 25 Kuruş HANDAN İMREK İle NAMIK KÜÇÜKKUTLU Nlşanlandılar Galatada Kemeraltında Genelev lerde şüpheli vaziyette dolaşan 30 yaşlannda bir genç, polij tarafından yakalanmış ve üzeri arandığı zaman 21.5 santim uzunluğunda bir bıçak bulunmuştur. Zıleden yeni gelmiş olan Veli Kıdık hakkında sorusturma vapılmaktadır. Genç şöhretler, Cumhuriyet sütunlarında DO ĞUM GÜZÎN ve Dr Tt'RHAN Feza adır.dakl ogııllannın | doğumunu akraba ve dostlanna duyunırlar. İ7mir Cumhuriyet 13474 Suadlye 30 Eylul 1962 Sebebi anlasılamadı Tepebaşında Kazeveci sokağmda Melodi Reklâm sirketinde çalışan j 21 yaşlarındaki Neval Tunçel adın | daki kız henuz anlaşılamıvan bir' sebepten dolavı bır miktar uvku| hapı içerek intihara tçşebbüs et1 mistır. Yapılan bütün soruşturmalara rağmen Neval'i intihara sevkeden olay tesbit edilememı^tir. Genç kız tlk Yardım Hastahane«inde koma haliide vatmaktadır. NÂZİME NADİ VECDİ KIZILDEMİR ANKARA BÜROSU: At^turk BuKan Yener ApYenlşehir Telefon: 12 95 44, 12 O 20. y 12 04 hfi. 17 5" 35 YEŞtM USTA İle AKIN YÖNTER Nlşanlandılar înonü Cadck"'i îşmen Han Diyarbakır Telelın: lOfl Gazetrniıze gonderilen yazılat konulsun, konulmasın lade edılmez llânlardan mpsuhyet kabul olunmaz * Abone ve llftn ı?lerl lçin, zartın üstüne «Abone» veya cîlân Servisı* ka\dının konması lâzımdır. * BU GAZETE BASIN AHLAK YASA°IXA UYMAY1 TAAHHÜT ETMtŞTtR DOĞU İLLERİ BÜROSU: Cumhunypt 1" Ekirn 1 Cemazivelevvel 2 Lisansları olanların 27 11 77 ye telefonla müracaatları rica olunur. îlâncılık 691213449 5102 ve 7602 6 54 13 04 16 22,13 5.1 20.23 4.13 BANKASI = «CUMUURJYET» in EDEBİ TEFRİKAS1; ağır açır çıkar gibi durulmuş nın birincisidir.» yaprakları açılıyor. İste bu gülTozo Poyraz: ler büyüsüdur. Ulu Memet E«Allah senin yalancı belânı fendimiz bir akıl etse de güllu versin.» dedi. «Lâfı bol batasıavuçlarını basına sürse, bası heca.» men tas olmaktan çıkacak. Aklı Murat: jok ki dusunsün. Bu güller benim a\ucumda neden bitti, de«Talancı sensin,» diye karçısın. Tam bu arada başına, o ta hk \erdi. «Allah Eenin o siüâsın üstüne gelmis bir karakus leyin bin belâsın versin.» Sonkonmus gözlerini gagalamağa ra da köylülere sordu: «Ben mi baslamış. Gagaladıkça da basıyalancıyım, Tozo mu?» bufuyla üç kere taş bedene vunı sallarmıs. Derken, sağ elini Cç o^'lu var, üçünun de adı bunlardan sorulur. Bütün bunKöylüler: ruyor. Birden gövde çözülüjor, ların ulusu Tasbaş soyudur. Siz başına götürmüs, gülün bir \apMemet. Bu Taşbas Mcmedin ba«Sen dogrusun,» dediler. insan bedeni oluyor, et oluyor. bilmezsiniz, ben bilirim. Bcn rağının uıu basına değmis. Değbasının adı. onun da babasınııı t l u Memet Efendimiz sevincin«Hem de oklava gibi. Tozo j a n difi j e r taşlıktan çıkmış, kus adı, onun da babasının adı Me bilirim de, bu sırrı ilâhiyi hiç den deli oluyor. Scnra bir de gagaladıkça, o elini basına degkiraseciklere demem. Şimdi sılıs biliyor. Ta da bilerek yametti. Tasbas sulâlesi yervüzübakıyor ki adamın bası taş ol dirirmis. Sonra iki eli>lc birden rası geldi de açtım ağzımı. Gune iııdi inelı Mcmettir. Bunda lan söylüyor. De ki ona. behev mus. Kanlı canlı bir gövdede zelce adını andım Tasbas soyubasını tutmas. Bas tümden tas bir is vardır, Muhtarımızın güakılsız, kafadan gayri nıüsellah taştan bir bas. L'lan, daha kölu olmaktan kurtulmus. Ulu Me adam, öyleyse, o ria<;da Loyle zel ağzıUe \e öe bunda bir Mr nun. ettik, diyor L'lu Memet Efendimet Efendimiz de oraya düsüp rı hıkmet glzlidır. Bu köy aklı «Bir gün dağların ulusu bübir is olmamıssa, bu sova nemiz. Toprağa kapanıp sabaha üç gün üç gece uyumus. Köye başında bir köv olsaydı, bu Tasyük Taşbas, bunun dedesinin den Tasbas demişler? Behty, kadar dua ediyor. Sabab jelleri gelmis, basından geçenlerı bir bas sülâlesinin jakasını bırakdedesinin dedesi, ilk Memetlerbire gayri müsellahlarin müsel eserken bir de bakıvor ki hiçbir anlatmıs da kimseyi inandınıaztiı. Hcm de hiçbir zaman. dcn birisi dağa yukarı gidiyorlahları. Haydi söyle bakalım, bir şey olmamış. Karşısındaki ramamıs.» Ben her bir seyleri bilirim ama, muş. Bir de ne görsün, boğazıde Murat.» taş kafa oldufu gibi durup dubu kövde benı kimse dinlemcz. na kadar tasa kesmiş bir adam. Köylüden bir jaşlı, Tozo «O Molla Ahmet de*il. adıyrur. Ulu Memet Efendimiz kızıVarsin dinlemesinler. Benim de Ait yanı taş, üst yanı konuşan, Poyraz: yor, diyor ki bu adamın başı la sanıyla Tasb3şoglu Moila umurumda mı? ağlıyan gülen, bir baş. Büyük, «Bana bak,» dedi, «Çarıksız taş olmaktan kurtulsun, sevdaMemettir. Milletin ulu sovuna kara gözleri var. Perçemi alnı«Bu Taşbaşlık nereden gelir Murat. AUahın bin belâsı »lısına kavuşsun da benim başım inkâr edince ne geçrcek eUmina düşmfiş. Alnı azıcık terlı. bu so>a? İste en önerali j e r budam. Bu Taşbaşoğlunun ba» taş olsun. Birden, başı taş oluze?» Bir bahar patlamış ki dağda da rası.. Bunun üstünde kazık çaşından geçmemiştir, Molla Ah yor. Sevdalı delikanlı da taşlıkbu sırada, bahar derim sana. «Hem de bizim Tasbaşoğlukıp duracaksın. Hem de ; çok medin hikâyesidir bu. Molla tan kurtulup «evdiğine gidiyor, Daglar, çiçekler, ağaçlar ninnimuhkem duracaksın ki işı annun öz bir atasıdır.» kavoşuyor. Ahmet dağın tepesindcn hiç leniyor. Iıyasın. Hem de yüreğine su «Bazı kendinl bilmezler var düze inmezmiş. Bir gün oraya «Şimdi diyeceksiniz ki Ulu «Uln Taşbas, ait yanı, ellerı serpile. Şimdi size söyleyim ki sın inkâr ctsinlcr. Ne geçecek çıkmış, kurda kuşa. cümle da* Memet Efendimiz, şimdiki bu ayaklan, gövdesi taşa kesmiş bu millete ııeden Tasbaş mılleyaratığına ermiş olmuş, bir da ellerine bakalım?» Tasbas Meraedin dedesinin dedelikanlıya yaklaşıyor. «N'edir ti demişler. Neden sorup arasha da asagı inmemiş, Yedigini «Hem de yüksek bir nt3sıdır.» senin bu halin?» diye sornyor. desi ne yaptı diyeceksiniz? Ağtırmazsınız, ey budalaca millet? içtiğini ona kurtlar kuşlar, B «Bu taş olma işi onu n basınO da başına geleni anlatıyor. zı açılmaz ki dua etsin, gözü Netlen sorup arastırmazsınız da, dan geçmedi de, neden bu soyok ki görsün, aklı yok ki dü teki dağ yaratıkları getirirlerayağınız» ona göre denk almazDiyor ki, bir büyücü sevdiğimc mis. tste bu onun basından geçya Tasbas dediler. tnrianda akıl sünsün. Kulağı yok ki isitsin. sınız, ey ahmak âdemoğulları? âşık oldu. Beni bu hale getirip miştir. Sen de, uydurukçu oğvar. Bazı knş beyinliler diisimBu Taşbaşlık nereden gelir bunsevdi|imi elimden aldı. Sen kı Da| başında tas olmus başhle kalakalmıs. Bereket ki bedeni lu uydurukçu, \alancılar başı. lara?..» diyordu. mez ki, bizim «oyumuza neden bu dağların ermişi Uln İVIemet kutsal beden. Dağın kurdu kuTasbaş sülâlesine yüklüyorTasbaşlı dememisler. Efendimizsin, bul bakalım der«Nereden gelir, nereden gesu, vılanı akrebı, kaplanı a\ısı sun!» dime bir derman.. Ulu Memet. lir? Bu Tasbaslar hep datlar üs• Ancnna. biz atamızdan deonun bedenine dokunamaz. Bir bulurum diyor. Elini çörünmezÇarıksız Murat: tüne çalmrlar. Bunlar yüce daç demizden bunu böylece duylere uzatıp, Cennetten bir nar gun bakmıslar ki Llu Memet «Sen bilmezsiıı. senin aklın er ların uiuları, ernarişleridir. Tüm duk.» Efendimızin ikı a\ucunun ortayüce dağlar üstüne hüküm yü çubuğu koparıyor. Toprağa kamcz. tşte, o dag başında kalan Dediler. sında iki katmerli gül açmıs. panıyor akşama kadar dua edirütürler. Kurtlar kuşlar, tilkiMolla Ahmet değil. Molla MeGüller kocaman, karanlıktan (Devamı var) yor, dua bittikten sonra nar çuler çakallar, ayılar kaplanlar mettir. Hem de Ta^ıasogulları^âlllUIlllllIIIIIIIMllilIlllilinilIIIIIIIIIlUllllllllllIllIlIlllllUllUniUl UilllliailIIIIlIllIltHllUlinillilUKIlUllllUllUMIUIİIIIIllltlllltlllUIUIUlUllUUllIlllUUinilllllMIUIIIIlIllllIIIHIHin^ 51 Gök bakır KİŞİYE ÇEŞİTLİ PARA İKRAKAİYELERİ IZMRSIMA RRSARHESRPfi|IKlI Rcklâracdık 4100.1344ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear