02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
ALTI CUMHURİYET 31 Mavıs 1960 Malum Devirde Yasak Olan Resimler •:?• DÜŞmekle Cevher Sâklt OlmaZ KadrÜ Kiymetten,, Ute, Üniversite hâdiselerinin ilk resmi. İstiklâl Marşını söyliyen taIebeIeriçiğniyenmeşhur(!)polisBuminYa. 0 ifiiıı geıtçlik <|tt rii lııı cııı i * birheyecanla şahlaıtmıştı Dünya tarihinde şimdiye kadar görülmemiş olan bu muazzam hürriyet şahlanışı, asîl bir gençliğin Ata'larının yadigârını koruj mak için atıldığı cansiparane bir mücadele idi manoğlu'nun cipi. Talebelerin kahramanca karşı koyması üzerine kaçıyor. Bumin Yamanoğlu, kendini otomobile dar atmış, buna rağmen yakasından yakaladığı bir hürriyet mücahidini de sonu biHmmiyen bir geleceğe süriiklüyor. (Foto: Mehmet Ali ŞAHİN) !7 nisan çarşamba.. O gün, bütün bu yetkiler, memleketi sonu kagazeteler T.B.M.M. Tahkıkat Ko ranlık bir rejime surüklüyordu. Bu misyonuna tanınan o'.ağanüstü yet yetkilere dayanan Komisyon; arkıleri manşet'erine aimışlardı. Bu tık dıledigi kimseyi dılediği gibi yetkiler neydi?, Henüz halkın bu sorguya çekecek, en mahrem yerle yptkilerden haberi yoktu. Fakat, re kadar elini uzatabilecek, diledigunlprdpn beri endişe içinde hâdi jği yerlerde araştırmalar yapabileseleri takip etmekte olan gençlik, cek, her lürlü evrak ve eşyayı alabu olağanustü yetkilerin ne rîemek bilecek, istediğine dilediği kadar olduğunu biliyordu. Anayasayı ve hapis cezası verebilecek ve gazeteonun vatandaşlara tanımış olduğu leri kapatacak hattâ matbaaları bi bütün haklan elinden alacak olan le mühürliyebilecekti. Kn khtüsü. Insan haklatifiı ve varlığım hiçe sapan Hmhunç rnüdahalemn inamlmaz hikâpesi bütün bu kanunsuz hareketlere mâruz kalanlara, hıç bir itıraz hakkı da tanınmıyacaktı. Ataturk'ün, «Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmekîe» görevlendirdıği Türk Gençliği; kendılerine verılen bu görevi, yenne getirmenın zamanı geldiğine çoktan inanmıştı. Bu uğurda «ölmek var, dönmek yoktu.» Artık, bir takım çahıs ve zümre saîtanatına «son» vermek lâzımdı. Atatürk Türkiyesinde, «diktatörlerin» yeri olamıyacağı, butün dünyaya ilân edilmeliydi. Bunun için de tek çare, medenî milletlere yakışır bir vakarla harekete geçmek ve efendice bir «nü mayiş» yapmaktı.. Işte, 27 nisan çarşamba günü, gazeteleri okuyan, radyoları dinliyen gençlerin tek dü şuncesi bu olmuştu. Nümayiş yapıl malı, karvunsuz hareketlere son verilmesi istenmelivdi Nitekim bu düşünce, ertesi gün Üniversüeye ge len bütün gençlerin fijirlerinde yer etmişti. 27 mayısı hazırlıyan, 28 nisan perşembe günü oldu. O gün, CUMHURİYET istihbarat teşkilâtı, hemen her yerde, hattâ en ileri saflarda bulunuyorlardı. Silâh ve zulme karşı, sadece imânlariyle mücadeleye girişen Hürriyet Kahramanlarının yaptıklannıı en ince teferrüatına kadar görmüşlerdi. Bir fotoğraf makinesi sadakatiyle hâdiseleri tesbit eden Cumhuriyet istihbarat servisinin, objektif bir şekilde verdiği, fakat malum rejim dolayısiyle neşredemediğimiz yazılarını, bugünden itibaren bilinmiyen taraflariyle sizlere takdim ediyoruz. \ İL= Üniversitedeki hâdiseler Bugün 28 nisan perşembe.. Sa at 9. Istanbul Üniversitesı kantininde. Bir kıpırdama, bir kaynaşma var. Talebelerin bir kısmı ayakta, kendi aralarında heyecanlı heyecanh birşeyler konuşuyorlar. Kim se np olacağını bilmiynr. Saat 9.50: Teneffüs zili çahnıyor. Talebeler bir anda kantini boşaltı yorlar.. Koridora çıkıhyor ve bu sırada Hukuk Fakültesinde dersten çıkan diğer talebelerle birleşiliyor. Tahkikat Komisyonuna veri len «Anayasa ve prensiplerine ay kırı» yetkileri protesto etmek gayesiyle. orta bahçeye çıkıhyor. Burada 2000 den fazla talebe top lanmış. Hep bir ağızdan İstiklâl Marşı okunuyor.. Saat 10.10: Elinde «Laica» marka fotoğraf makinası bulunan biri ya nımızdan geçti. Elindeki makinayı bakıhrsa bu talebe değil. Biz gaze teciler' de tanımıyoruz. 26 yaşlarmda. Sarıştn. kahverengi elbiseli bu şahıs. marş söylemekte olan gençlerin durmadan resimlerini çe kivor.. İstiklâl Marşını söylemediği ne göre, bu şahsın polis olduğunu I zannedıyorum.. Fakat kimsenin buna aldırdığı yok. İstiklâl Marşını. «DaS başını duman almış.» marşı nın söylenmesi takip ediyor. Bun dan sonra da gençler ön bahçeye doğru. hem yürüyor hem de «Hür riyet, Hürriyet!..» diye tempo tutarak bağırıyorlar.. Ve bu hava içinde merkez binadan geçerek «Atatürk Anıtı»nın etrafında toplanıyorlar. Bumin Yamanoğlu ve ı arkadaşları geliyor Tekrar İstiklâl Marşı söylendiği bir sırada, «Bakırcılar kapısında» hazır beklemekte olan «00346 plâkalı» polis jeep'i, bütün hızıyla gençlerin üzerlerine doğru geliyor. Bu arada, bir gencin ayakları ezi liyor.. Ne oluyor demeye vakit kal madan, duran jeep'in içinden Emniyet I. Şube Müdür Muavini Mu zaffer Yılmaz ve hepimizin tanıdığı polis Bumin Yamanoğlu dışa rı fırlıyorlar.. Dağılın!.. diyorlar sert şin bir sesle. Dağılın.. ve hâ Fakat gençler olduklan yerde sanki çivilenmiş gibi. hiç bir tara | fa kımıldamıyorlar bile. Bumin : Yamanoğlu'nun mevcudiyetiyle »sapları yavaj yavaş bozulan genç ler: «BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR» İşte bütün suçu Hürriyet demek olan bir gencin akibeti. Kendi vatanınm parası ile alman tabancalarm kurşunu ile vurulmak. Tabanca sesleri bir gün oldu kesildi. İnen coplar durdular. Fakat O'nun, O'nun temsil ettiği gençliğin sesi daha vakur daha gür çıkıyor. «Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. foprak eğer uğrunda ölen varsa Vatandır» Türk tarihinin bu günlerini yazanlar her paragrafta bu meşhur halk sözümüzü tekrarlıyacaklardır. 28 Nisan günü Anayasayı, Atatürk ikılâplarını Türk Demokrasisini çiğniyenlere Üniversite gençliği «DUR» masum ve temiz göğüslerine çevrilen namlula ra kahramanca «VUR» demişti. O gün Beyazıt Meydanmın re «DUR», Ulu minaresi ve yaşlı çmarları «VUR» diyenlerin p pek ç ğ çoğunun kanlar i ç d e yere düştüğünü gördüler. Fakat yere düşmiyen bir bayrak kaldı. içinde yere düştüğünü y ü r r i y t bayrağ düşenle l klktl f k t d ü ü l öl b düül k Hak ve Hürriyet bayrağı, düşenler omuzlara kalktılar fakat düşürenler öyle bir düştüler ki Ttit* yok.. Bu yüzden de, gençler kısa bağınyorlar.. Fakat atlı polisler bir zamanda, yumruk ve taşıa gi her «Hürriyet» diye bağıranı susriştikleri mücadeleyi kazamyor turmak için copunu kullanıyor... lar... Yaralanan, sakatlananlar var Bir SAAT 10.20: Mücadeleyi kaybet kısım gençler de, bahçeye dağıl Siz kim oluyorsunuz da, bizim tiklerini anlayan polisler tabanca mış.. Bu arada, tesadüfen hâdise havaya dağılmamızı emrediyorsunuz, diyor larına sarıhyorlar.. Once mahalline gelmiş bulunan bir sebir kaç el ateş ediliyor. Atılan talar hep bir ağızdan. yahat acpnfasına ait otobüs duruFakat gençlerin dağılmamakta bancalar, cümle kapısında bekle yor. Bir gencin, « Arkadaşlar, rju direnişleri, o civarda pusuda bek mekte olan atlı polisleri, harekete otobüse polisler sığınmış..» demegeçiriyor.. lemekte olan sivil ve resmi çok sasi üzerine, bütün gençler otobüsü yıda polisi harekete geçiriyor. ElBu defa da mücadele dört taş yağmuruna tutuyorlar. Bir anlerindeki copları, düşünmeden sal nala sürdükleri atlariyle genç da bütün camları kırılan otobüs lıyan polisler, bir yandan «dağı lerin üzerine hücum eden atlı derhal hâdise mahallinden uzaklahn» diyorlar, bir yandan da önü pnlislerle başhyor.. Universite bah ne gelene saldırıyorlar.. çesi bir hürriyet savaşı alanına döBu silâhsız gençlerin, tabancalı nüyor. Polisin cop ve tabancasına yumrukla polislere karşı giriştiği mücadele karşı, gençler sadece Bu yazımızın devamını yanin ilk adımı oluyor. Fakat he! kendilerini savunuyorlar.. Bir yan rınkı nUshamızda bulacaksınız. nuz polisin tabanca kullandığı dan da «Hürriyet, Hürriyet..» diye
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear