02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
IK1 14 Alayıs UJtoO Bütün geminiıt oldugu kızıl saçh kadın 5 GEMÎ İÇİNDEKİ G t N D E L t K HAYAT Seferlere başladığımız ilk gunlerde bomboş denızler, altından uj tunden ne gıbı tehlıkeler geleceğını kestıremedığımız sular, bılhassa i5sız sahıller açıklarında demırleyıp sabahlarken etrafi kaplıyan korkunç sessızlık ve karanlık âsabımızı bozuyor, hepımızı rahatsız edıyordu Fakat bır çok acıların dindiricı ılâcı olan a'ışma nıhayet bızım de ımdadırr.ıza vetiştı. O kadar kı zaman geçtıkçe İçınde bulunduğumuz tehlıkeler hepimiz» tabıl gelmıye ba$ladı. Hattâ savaş bolgelenne yakın lırnanlardan gelen bombardiman »eslerini duyduğumuz zaman vafeından seyredellm d n e bulunduğumuz iskeleden kaikmakta acele eder olduk. Bovle durumlarda ıçımlzde bır futbol musabakaiına •»•ya boks maçına giden ın«anla«1» lsteklennı ve sabırsızlıklarını dtıymıya başladık. Uzun zaman gemi adamlan lle limanlardaki isçılerden baska kım »eyi gormememız hepımızı derbederlestirmişti. Çogumuzda !aç »akal bırbirıne karışmış, gıvinmemı«1 ihmal etmıye başlamıştık Yalr\ft her gun traş olan Üçuncü Kaptanımıı bir istisna teskıl ediyordu. Onun bu medeni intızamınf kıskanıyor, fakat bir türlü kendisine uyamıyorduk. Erkeklerın kemdılerine çeki dusen vermesınd> meğer kadının na kadar buyuk rolü varmıt. Coğrafya mecmualarının blrinde Güney Atlantik Okyanusundaki (Tristan Da Cunha) adasmda bir tamantar hiç kadın bulunmadığı nı okumustum. Mecmua, ada sakıtılerinin resimlerini neşretmistl. Hepsinin takallan gdbeklerinde ldi. lst« biz de onlara uymustuk. Bir tesadüf Üçüncü Kaptanımızın her seye ragmen sık sık traş olmasının sebebini açığa vurdu. Zavalh yalpalı bir günde duşmüs, kplu ve ayagı incinerek bir kaç gun yatağından çıkamamıştı. Genç çe bir adam olarak yatağa giren Üçüncfl Kaptanımız iki üç giin içınde bembeyaz sakalh bır pirifşni oluvermişti. Meğer her gun tras olmasmın sebebi bevaz çıkan gakallarının gorunmesini önlemek fçinmiş. , Gemıde hepimizi meraka sevk eden bır konu da Çarkçıbasımızın takkesi idi. Hiç basından çıkraıyan bu takkeyi evvelâ soSuktan korunmak için taştyor zannederdık Halbuki havalar ısındıktan sonra da çıkartmaması^^rnerakunuı.,^rttırdı, Bır gun telsiz memuru (Biİ\m Çarkçıbaşının takltesinin altında acaba>ne yar? Bujnıı .öStejımek için birlikte derıize düşmiye bile razıvım Belk! takkeM basından duşer) dıve merak derecesini örtaya atıvermisti. Kamarotu geceleyin de takkesi iie yatıp kalktığmı anlatmış, kimseve zaran olmıvan bu takke hepımize merak olmuştu. Fakat bu nâzik arkadaşımıza soramadığımız İçin bunu hiç bir zaman anhvamadık. Çarkçıbaçınm takkesi, esrsrmı muhafaza etti. Bu derbederlik «eferler e=nasmda yalnız bir defa, o da Kullük limanma gelirken ortadan kavboluyordu. Bu limana gelirken birer karıs uzamış «akalUr kesıhyor, herkes yıkanıyor, vamalı elbiieler çıkarılıp yeni elbıseler gı yiliyordu. Kulluk limanına gelirken gemi =haberlen âsık K c k inşa aa gecekondular D Ü Ş Ü N C E L E R HEM NALINA. MIHINA Küçülen dünya Soylıyemedıklerımız selerin layısı, hapisbsnedeki azılı kaatillerin s^ıısından daha çok çıkar. tste asıl samimi oldafcumuz dış ölçülerin dışına çıkabilmektir. an o andır; ve belkı de haklı ol Bu gerçekten tanrısal bir yiğitlik duÇumuz an tir. tnsanlann yüzünde iç içe geç Biz samimi, «kendi kendisivle mis bir takım kabuklar vardır. tntarlı insan» devince bep ideaBunları aralnacak olsak, birbiri listleri hatırlarız. Halbukı, ideane benzemiyen bir takım çehreler listler düşündüklerı, ha\al ettikkarsımıza çıkar. Kendimizi kendi leri şevlerle hareketleri arasında mizde yitirir, acaba hangisi ger tutarlık peşinde kosarlar. «Olanı» çek biziz onu anlıyamajız; ve hiç «olmıvana» yaklastırırlar. Kendişüphesiz, samimi olamadıtımız lerlni, kendilerinin difarda bir obiçin, asıl bize benzemiyenl biz sa Je İle tamamlarlar. nırız. Baudelaire'in en güzel siiri, Belki tuhafınıza gidecek ama, hayır vanlış sö^ledim, en içten ge baksız blr taribi olavdan bahsedelen şiıri «Lf» Flenrs du Mal» kl cegim. rVeron dive bir zalimden tabının okuvucuva bitap eden ilk her fırsatta söz açıldıgını bilirsişiiridır. Orada bizim ne mal ol niz. Hattl bn zavallı adamın adı duğumuzu, yüzümüze tükürür gi bir nevl canavarlık sembolü olbi, ne guzel söyler; mustur. Halbuki, biraz dikkat edecek olsak, Neron'un sadece ak«Rıyakâr okuvucu, benim benzerım ve kardesim» lına geleni vapan safderun blr tip Evet aklımıza geleni sövliyeme ve gerçek samimilije ulaşmış bir yiz, sölyesek yazamayız; yazsak insan olduğunu görürüz. O. aklına yapamayız. tnsan içiçe tel Brjrüler geleni yapan hani sn blzim yale örülmtig kafeslfr İçinde yaşi pamadıSımız bir çocuSa benzivan bir ma\muna benzer. Bn mav yor. Aklına Romavı yakmak gelmun hep olamadıfı şevleri hayal mi». Roma kül olmuş.. sonra aklıetmiş, onun knrnntnsu irinde ya na saı çalmak gelmls^ otnrmns şamış. Bir türlü kendisi ve kendi aslu uslu sazıııı calmıs.. kendisini sinin olamamış. tlk ceddimize çok zalim ve barbar dive öldürmek isbenzhen şu orangotan mavmnnn temisler; o; «Yazık, dünva büjük dive hann düsüntiyorum da, sanki onun bir sanatçı kavbeditor» yüzünde. maskelerinl vırtmış In vıflanmıs. Bütün «uçn aklına « l e sanın ozlunun bir ceza şeklinde ni vapmak. Bir kelıme ile samimi teşhir edildlfini gSrür gibi olnyo olmak. Ona karsı husumetimiz ise, belkl. onun kadar samimi olamarum. vısımızdandır. Ona zalim demek Düşünce İnsanın kendisinden bir yersiz ve günah; o sadece aklına parçadır. Kim düşüneesiyle ortaya gelen) yapan kocaman bir çocuk. çıkmışsa yeri ya daratacı, ya çarOna yaptı$ının bir eanavarlık olmıh veya ateş olmoı. Kim düşündatunn sövleselerdi, bavatında ilk eesiyle ortaia atılmışsa, arkasındefa safkınlıga ugrar «A, a, o da da, kanlı bir vol hırakmış.. FJer ne demek, ben sadece eglenivolnsanlar düsündüklerini «5\lese, rum. ded I.Kendi'ine «Bir zalim yapsa işte o zaman hakikl mücgöster» deselerdi, basını keslp, son rimle gerçek mâsum ortaya çıra rikkatle baktıgı hocası filozof kardı. Seneka'vı göstererek «tşte bu aXIX nncn yflzyıl romantizml, şl dam> derdi. «Nicin» dlye sorulsavirde, edebivatta. mnsikide zincir dı: «Çünkü dflşünüyor» eevabını lerini kıran bir haşıbosluk ibtira verirdl. sı idi. tnsan kendisinden, kendisini bağlıvan şeylerden kaçmak, Biran İçin, Insanlann »kıllarına varlıgını hür bir rüzgâr İçinde sa geleni yaptıklan bir dünva haval vurmak istivordn. Netice başı boş ettim. Duhamel'in salak kahramaluğa çarparak vıkılıverdi; ve sa nı bövle bir dünvada ne haltlar dece ıstırabı daha derinden dur karı«tırırdı, oraıını bilemem; fadn. Ama o Tann olmak, varatılı kat bövle bir dünva Insanlann birı şını nnutmak istemişti. Fakat son çok münsifbetBİzllkler yaptıgı blr suzluk onu tıkayıverdi. Onlar sa dünva olurdu. Ama bir çok münamimi değilierdi; Samimi oldnkları lebetsizliklerin de öniine geçilirdi tek şey, insanoglunun hüznünü ve sanırım. aczini tatmalan idi. Samiml olmak. aklına geleni sflv lemek, aklına geleni yapmak ne V E F AT kadar güç ve ne büyük sanat. Şöy SQrmpr,e »»rafmdan merhum le bir içimlzden geçenlerln hlkâöksüzoğlu Mu«tafa rafikası. yesini yazsak, insan kendisinden Sfher Der«U, KÂzım. thaan ve Ahmet Taluv'nn anceleri. RPkorktugn kadar biç bir şevden flk. Amm. Nevzat Taluv'un bakorkmaz. Bazan, bir gön içinde, bdannelerl ve Niznmettın. Ceişlediğiroiz düsünce »PÇU için bin malettln. rahrettln'ln babaanyıllık ömür kâfi gelmez. Şöyle bîr neleri kendimizi voklasak, zihnen öldürZEHRA TALUY mek arzusunn duyduğnmnz kim13 S 19M cuma fUnü ı*at 11 de vefat etmlstir Cenazetl 14 9 960 cumırtfjl fünO C|> namazım 4 Dr. Operatör t mtltaalcıp Sanver Csmilnden knldınlarak «11* mezariıgina defnedilecektlr. adamlarının ust ve başlarına çekl duzen vermelerı, traşlı tertemız ha'lerı n a " m dikkatımı celbetti Yuk alıp verme bır hajlı zaman tutan (Kulluk) te ekserıva sabah sast 10 a kadar kahrdık Bır sabah bu tertemız gemıcılerın baktıkları vere dikkat ettım Sahılde yuzlerce meUe ılerıdekı evlerın açık camlanndan bırınde kırmızıya kaçan sarı iaçlarını, hiç bir şevden haberi olmıvarak tarıyan guzel bir kız gordum Hep«ı ona bakıyorlardı. Bu ne kadar masum bır sevgı idı Ha\attan uzun zaman yemek ve ıçmekten başka na sıplerı kalmamış olan bu denizcilerin erı sevdıkîerı lıman (Küllük) olmuştu Hepsı guneşın saçlarında yankılar yaptığı bu güzel bajın sabah tuvaletını helecan ve hayranlık ile seyredeceklerı gunü beklivorlar, fakat kımsenın bu gu zelın kim olduğunu ojrenmek aklına bıle gelmiyordu Bu öğrenilince tılısım bozulacakmış gibi bir hi": Mkimdı. Bu yıldızlar kadar uzak addedilen, onlar kadar güzel varlık gemıcilerı buvulemiş gibi idı. Hiç klm=e ondan bir şey beklemiyordu Avda bır iki defa, o da çok uzaklardan gordukleri bu Denız Kızı kadar hayall v t trisllmez sevgiliyi gormek Ideta leferlerin zorlugunu unutturmuı gibi oluyor du. r STENO DAETILO Ankara'da vazife gormek üzere Türkçeden bagka İngilizce veya Fransızcaya vâkıf Steno bllir bir bayar daktilografa ihtiyaç vardır. tklnci bir dile vukuf tercih sebebidır. Ücret tatmin edicidir Taliplerin Ankara P K. C39 numaraya kısa hâl tercümeleri, istedikleri ücret ve referansları ile müracaatları rica olunur. 5 Küllügün lsminl de (Güllük) kovmuslardı. Hayatımdt kıskandıgım pek az şey vardı. Bunların başında gelen, gençligin, kıskançlık ile andıgım tarafı, »n ufak bir şeyden zevk alınan o büyülü yıllarıdır. Gençlığımde na ufak şeylerden, ne büyük zevk duyar ve ne kolay mesut olurdum. O zaman lar, rıhtıma yanaşmış ve dünyanın uzak llmanlarına fidecek gemilerin guvertesinin bir kısmını gormek dümen dolabını ve llman liman dolaşan gemicileri seyir etmek benim için ne büyük bir zevk olurdu. Ajtık hiç bir zaman geri ru>îtınn Isterseniz ben bu bâli pek gelmıyecek olan gençligin o sihirli Prof. Manizade Beynelmilel yermheceSim. lnsanlar akıllarına yıllan ne guzeldıniz! . Ellerinde Cerrahlar Kongresine gitti geleni zaman zaman sdylemesebu yıllardan bulunanlar; sahip Prof. Dr. Derviı Manızade, Bey lerdl, patlarlardı. Devamlı ve süoldui*unuz şeyin kıymetinl biliniz. nelmllel Cerrahlar Koleu'nin Ro reklf düs'lnce kadar hiç bir ?ey Çunku bu tıhsımla en ufacık şev ma'dakı ilmi toplantı^ında bulun can sıkıcı defildir. lerden mesut olmanıza mukabil mak uzere şehnmızden ayrılmıştır. Bakın aklıma geleni ylne söyllonu elden kaçırdıktan sonra işler yemedim; halbukl ben demek Istersine donecek, en ufak olaylar 1 ilkokul ruüdürü ile 8 öğrettivordum kl, insan aklına gelen! sızi bedbaht etrmye klfi geleceknıen Amerikaya gidiyorlar sSvlivebillr; ama aklına geleni tir. Şehrımiz deneme ilkokulların yapmak, iste bu güçtür. Aklına sövlivenden baskalanna Çok genç Iken Ortaköyde bir dan bır mudür ile sekiz oğretme geleni gorgu, bılgı ve ıhtisaslarını pek zarar eelmez; ama aklına geyalıda oturuvorduk. Bır gece de nın nız tarafından ruhları ürperten artırmak ıçın Amerıka'ya gitmele leni yapandan bazan çok zarar gelir." bır armonık sesi geliyordu. Cama rl kararlaştırılmıştır. Amerika'ya gıdecek dokuz kişi, yaklaşıp perdeyi araladım. Biran için sövle bir düsönellnl8 ay lisan Aklımi7dan geçeni yapsak ne oBogazın ç n güzel mehtaplt ge daha önce Ankara'da lur? Meselâ. tramvavda veva otocelermın Ortakoy kıyılarından gö kursu goreceklerdir. büste\iz: Bnümüzde oturan kadıruldtrfiurlü fddîa ederler. Bu gece Maden iş kolunda işsizlik nın saçlarmı çekmek veva okşariedıltterınden de fazl» bir güzeltehlikesi mak aklımızdan geçebilir. Daha lıkte, bir peri ma^alı gecesini andırıvofdu Ay sanki ışıklarını haTekttll ve bılhasta lastik i? ko münasebetsiz şeyler de düşfinebivanın zerrelerine dağıtmıştı Bu lunda devam eden ışsızhğın, dığer liriz. Tahnt karsımızda duran apembeve kaçan s a n renkh durgun sahalara da sirayeti beklenmekte damın sakalı sinirimize dokunur, onu cekmek de istivebiliriz. Veya avdmhğı kendi değil de, atmos dir. ferin içindeki görünmiyen zerrellgililer tarafından belırtıldığı canımız bagırmak, ovnamak ister. ler saçıyordu. Işte o guzel armo ne gore, onumuzdeki gunlerde ış P.unlar mâsum bir takım arznlarnık sesi bu yankıların içınde kal sızlık, bılhassa madanı? sahasının dır. Fakat dıırup durnrken sanki mış, murettebatsız zannı veren çehk cıvata ve vıda kolunda ken tabli bir şrvmis gibi, ki aslınse".z bır silepten geliyordu dını gosterecektır. Buna sebep de, da tabil olan budur bir adamın sakalını çekecek veva bir kadının Hâlâ duyar gibi olduğum armo bol mıktarda çehk cıvata ve vıda sarlarını oksıvacak olsak. yanacanık se«ini ne buyuk bır ze\ k ile nın ithâl edılmış olmasıdır İımız is münasebet<»İ7İikten önce dınlemıştım Bu harıkulâde dekorDığer taraftan Madentş Sendlka «o^ nattıeımız^ şeklinde \orumladan âdeta buyulenmiş gibi idım. sı bır hafta zarfında 2 ı? ıhtılâfı nır; u bu, cevremizde kızgınlıkHattâ gemıci olmama sebep olay çıkartmış ve vazıyetl îl Hakem Ku tan çok korkn urandırır. Demek lardan birı de bu olmustur, diye ruluna mtıkâl ettırmıçtır Bu hâ ki hic birimizin samlmî, oldujnb.hrim Hiç şuphe yok ki Bofcaz disede Şışli ve Topkapıda bulu muz ve düsündüfcumüz gibi vaşada mehtap yıne ayni guzellıkte nan 2 fabrikada ışçı mumessilleri mamıza ve hareket etmemize imışüdıyor amma gençlık yıllan, siz nın ışlerine son verilmıştir. kân \ok. Samimi olmak ganıldığı neredesınız? Topkapıdaki fabrikada Işçt mü kadar knlav deiil. tç ha\atımi7İa (Arkam var) mes«llinin, işçi ucretlerine yuzde dı? ha>atımız arasındaki bu uvS0 zam için çıkarmış olduğu ihtı mazlık bazan bir dram haline eelâf yuzünden i<;ınden çıkartıldığı lebilir' Samimilik, hakikatte, sahteliğimizi çizlemek icin u^duruliddia edılmektedır mu» bir kavramdır. tnsan hiç bir Şışlıdeki l?çi mumessili de sebeo gosterilmeden ıjinden uzaklaçtırıl zaman tam samimi olamaz. Samimı=tır. Her 2 isçının durjmu tet mi olmak ınsanı frenli^en iç ve kık edılmektedır Elimde kalem, masamın başında duşünu\ orurn. Eskiden bir sürü konular itişerek baş ucuma dikilirlerdi. Hata da o kadar berbat ki, gökten Geçen pazar gününden düne açatlara sanki kirli bir bulut dokuiecek. Bugiın, di>ornm, kendi kadar 300 ün üstünde kendime, güzel \e rahat şevlerden gecekondu yıktırıldı bahsedeyim. Aklıma ^elenleri söv lı^evim. Meijfr insanın aklına eeŞışli, Ha^koy. Kuştepe ve Hurri leni «övlemesl ne kadar da çüç sev yettepe^nde kaçak olarak ınşa o miş. F.Şer blzl bir hav\an çibi gülunan 500 e yakın gecekondunun den mantıSımız olmasa\mıs, sözvıkım ısıne tstanbul Beledıve Za leruniz bir esrarkeşın sa\ıklamabıtası tarafından devam edılmek sından fark edılmezmis. Hani <detedır Beledıve Zabıtas'.nın te^kıl li sacması^ derler va. iste övle ettığı 80 kışılık ekıpler geçen pazar Relki b37iları kıiku jülecek ve bu gununden dune kadar 300 un ustun lâflarımdan akıllarına gelen mânavı çıkaracak; ne vaparsın, «derde gecekondu yıkmıştır Kaçak yapılıp da meskun bulu visin fikri ne ise zikri odnr» dernan gecekondular, bıhndığı gıbı Ifr. Talnız İnsanın aklına Relenl §5y Beledıve ZaDıtası tarafından yıkılamamaktadır Bu pıbı gecekondu lemesi İle aklına eeleni düsünmeların tapuları Beledıve tarafından si a ^ ı degildır. tnsan, h.klkatte hiç bır lurette verilmı>ecek ve sarhoş gibidir. Mantık diizenini, brınlar ıleride istimlik edilecekler msntığın irademiz ve düsüncemiz üstünde \aptıjı istipdadı bir kaldır. dırı\erdirnz mi ortava bir deli cıkar. tnsan kendisine deli denmesinden korkar. Aklına geleni §övli\ene düpedüz «deli» derler. Aklına geleni düşünüp vazan da bir baska ne\i delidir. Sadece makam lan ve meskenleri airıdır. Birini tımarhaneve, diîerini hapı^haneve Şehrımız plajlan 1 haziran tari tıkarlar. Biraz derince düşünecek hinden itıbaren açılacaktır. Bu olursak, tımarhane İle haplshane cümleden olarak tstanbul Beledı »ra'inda pek övle sanıldıfı kadar yesi kontrol ekıpleri onumuzdeki büviik farklar voktur. Birısi aklın pazartesı gununden itıbaren plâ] duzenini, dıgerl de aosyal duzeni kontrollerıne başhvacaklardır Bu bozmnstnr. arada plij aularından alınacak oAklına (feleni sö\!emek gene kolan lular laboratuvarlarda muaye lav. Cç be? kişi bir aravs gfldine «dilecek ve ondan aonra pUjla fimlz zaman konndan konnva nara açılı» mu«aade»ı verilecektır. sıl atladığımi7a dikkat etmeviz, Aynca, bu »ene, balıkçılann ifade tktlıadl, siyasi darnmdan hahse•ttiklerine gore Marmara »ulann derken, bir de bakarız ki. Mareada köpek balıkları bir hayli çoğal ret'in diifunUndeviz. Hani mahaile miftır. Bu durum da tetkık edıle kadınlarımn avaküstü konnsmalarek, kopek balığının hangı plâjlar n \ardır; az çnk her toplantıda da daha çok bulunmaaı ihtimah konusnlanlara dikkat ediniz. ipe varıa o plâjlara dubalarla i;apet sapa gelmez çairmmlar icinde, »ler konulacaktır. sıl konuvu bulmanız güçtür. DoS Y aza n : Cahit Tanyol ünya gitgide küçülüyor. fnsan kafasını bir takım nebatî kimvevi • cerrabl osollerle küçülte küçülte yumrnk bovnna indiren bazı Amerika vahsileri gibi, bilginler de. yer yuvarlagını fizlk ve mekanik osnllerin türlüsü sa>esinde, maddl ve manevi sahalarda, biç süphe yok, küçülttüler. Dikkat edersek, herseyin çapı gitgide ufalıyor. Takın bir taribte. veme içme denilen Âdem baba yâdigSrı nsulün, aspirin kadar bir hap yntnvermekten ib»ret bir sisteme verini bırak»ca|ı iddİMinı yabana atmayalını. İçinde bulandufumaz çagın icabı, bir vandan nakdin, öte yandan vaktin azlıgı, insanlan her şeyin kısasına doğru çekiyor. Eskiden aylarla ölçülen en nzun yolculuklar, slmdi saat ölçüsüne inmistir. Eskiden sanatçı, saçını nzatan adamdı: simdt dibindrn tras ettiren kişi, en büyük sanat temsilchri. Eski ressam, eserini renk bollugn ile beğendirirdl. Simdik) fırç» sanatçısı. iki üç çizgiye kendince mânalar xeren adamdır. I'zun önvanların yerini ABC nevinden tekerlememsl hülâsalar »İdı. tnsan isimleri de övle. Fatos'larla Memos'lar \akında nü fus kütüklerinde yer alacafa benzer. Yemek divince bugünün adamının aklına ya tost geli\or, >a sandvic. Yağ. tenekeden inip kntuva bindi; su, damacanadan Bİse\e. Eski konak simdl apartımandır; konak yavmsn. kooperatif evi; eski ev de gecekondn. Bn arada, liflar, dediğim glbl. ç«k kısaldı. Dünysyı bir vecize. bir slogan salgını sardı. Karın doyarma nasıi «peynir ekmek, bazır yemek»le Idarei maılshat usulüne baglanıyorsa, «lâflar ve yszılar da Syle. Çünkü kimsede ne uzun Uf dlnleyecek hal var, ne nznn yazı okamaya taka« re sabır. Dünva arsivlerini dolduran koca koca dosyalar, kucaklar dolusn kâğıtlar da şimdi yerlerini mikrofilme bırakı\orlar. Elimde bir şiir kitabı var. Eskiden bildigimlz mânadaki siirin, son zamanlarda çok görülen, minikleşmıs şekildekl örnekleriyle doln. Yeni dünva anlavısı sllrv Intlkal edincc, kafiye zarnretlnin icabı uzun uzun mısralar kısalıvor; vezin, kaafive, virgül, genel olarak bütün noktalamalar. şekle ait savılan bu susler safra gibi atılıyor. sonnnda mura veelze halinde kalıyor. Genç sairlerin hemen hepsi slmdl şairden zivade blr vecize«cidir. Elimdeki siır kitabının sahibl de Syle. Ama, garip değil mi, kitabı elimden bırakamıyorum! Bn vecize mısralann içinde. zlbin yoruenlan çok. Zevkli sevler ama, sizi yormamak için, zevkine daha çabuk vanlabilenlerden blr Iki'ini buraya nakledeceğim: «Düsümde seni gördüm dün gece. vanında ben voktum!» «Dll ba, durnr mn afızd», raynn bardakta darnşn gibi? Bazan yılanı deliâinden çıkanr, bazan da insanı çileden. Belli olmaz kl eşref saati!» «Goz ya^larım, ya hep içime aksaydı bunca yıl? Boğuldugum gündü!» Evet. güzel şeyler. Dahs ne gözelleri de var. Amm, aoaba nlçin. insana silrden zlyade bllmece gibi, vecize gibl gellyor? l'zun lâfın kıgası nznn lâflar kısaldı, efendim! Hamdi VAROGLU Plâjlar 1 haziranda açılacak //»"ü. Ernest HemingwayJm Saheseri CANLAR KİNİN İCİN ÇALIYOR lspanya iç harblerinB alt büyük edebt aşk ve maeera romanı. Son yılların en çok okunan eserlerinden biri (4. BASKISI ÇIKTI) YILDIZ ROMANLAR LUkı ciltli serisinden (Flyatı 10 Lira) Çıkaran: Türkiy» Yayınevl { Macit Madenli' â ^ f f > Avrupadan donmus, ha^tala f rını Taksim. Talımhane, Top f çu cadde^l No 18 Asr! apart ( • manda kabule ha=;lamıstır. Telefon: 48 10 34 CÜMHURIYET NUshası 25 Kurus TUrklr* Hartei Llr» Kr Llra Kt 7S0O 190 00 40 00 80 00 »0O 44 00 Pasan »• yayan Cumhurlyrt Matbaacilık ve Gazptecilllt Ttlrk Annntm S1rk»M Cajtaloglu Halkevi «nkak No 3941 Sahlhı Y^^ı i|lı«rın) tlllfn lönr» rüvn Mfsul MUriül GaZPtı miit gnnd>rıl«n evraü v» yjzı lar neçrfdıinn fdllmfBin lade « l i l m « nlHrdin m^euhvpt kahul pdilmt2 »«•neiliı < avhk S aylib 30 AĞUSTOSTA 100 KİŞİYE T E Ş E K K U R Merhume annemlı 10 0 . 0 0 0 Son Ptra Yttırımı LA İ R AYŞE SIDDIKA Salh'nın vefatı munasebetıyle renaze merasmııne iştirak eden. bız/at tcşrıf buvurarak ve> a telgraf, mektup veya telcfonla t.izıvette bulunmak «uretıyle kederlerl[ mlzi paylaşan büvüklenmize, akrabalarımıza ve dostlanmıza, arkadaşldnmıza candan mınnet < e çukranlarınıızı arzedertz , Aıle»! 3 HAZİRAN 1960 AKŞAMlNA KADAR Hesap acmız veya rtıevcut hesabınızı srtınnız NÂZÎME NADİ ŞAHİN PERESE DOĞUBANK T.A.S. BANKASrnm MAYIS 14 ZİLKADE 18 a I TÜRKÎYE VAKIFLAR j V < > Ü J 4 44 12 10 16 06 19 '.9 21 08 2 40 , E. | 9 26 4 53 8 48 13 00 1 bO 7 22 ÖMÜR BOYÜNCA AYLIK GEIİR İKRAMİYESİ I C f M H U R t T E T ' i n Edebî Romanı: Aynnr nihayet Ankar» radyosunda karar kılmıştı. tstasyonu ayarladıktan tonra konsolun çekmesinden küçük bir kesekâğıdı şam fıstığı çıkardı. Eline kitabını aldı. Maganın başına geçti. Müzik dinliyerek okuyor, bir taraftan da fıstık yiyor, kabuklarını da örtürıün fizerine bırakıyor. Hilmı Bey söylendi: Sofrada yemek yemeı, §onra . Anne, karanlık düsüncelere dal mıç. elindeki çorabı Brüvor, bitince katlıvor. bir baskasım alıvor, tahta yumurtayı içine yerleştiriyor, vıne başlıyor. Bir ara basını kaldırdı. Kızına baktı. tçi sızlıyarak onu bu akşam çirkin buldu. Hele ön disleri ile fıstık kabuklarını ayınrken, iştiha ile çiğnerken, âdeta hayvanî bir hali var. Te ni ne kadar esmerdi. Hem de biçimsiz, j e r ver lekell sibi hır esmerlik. Çene çıkık, a | ı z kocaman Şimdi büsbütün ümitsizleniyor; Kirase almı\acaktı onu. Tamah edllecek, bir erkefi çekebllecek hiç bir seyi yok, çünkü. Ne parası. ne de gnetlllği. K\lâdını, kendileri de öldükten sonra, bayatta yapvalnız, himayesiz. faklr ve perişan görüyor. Hayır, kader bu kadar zalim olamazdı. Bir gün mnhakkak onnn da kısmeti açılacak. Tüzleri gülecek bir gün .. Fakat ne zaman? . Ufukta bir ütnıt ISIJM »rıyor... Sokakts arka arkaya, arabalar geçiyor: tstanbul treni geldi. Radvodaki orkestra programı sona ermişti. Spikerin sesi du^uldu «Simdi ılnema dürnasın dan sevilmiş melodller dinllyeceksiniz». Uzakta bir bekçi düdük öttürdü. Hilmi Beyin ellnden gazete^ı düştü. Gözünde gözlflfii ile nyukluvor. Avnur artık oknmuvordu. Ba kısları sabit bir noktava takılmış, mihaniki bir hareketle onündeki fıstık kabuklan ile oynuyor. lerden, yabat zamanmda illm tft meleklesmig. ve irfanı ile söhret kazanmıs Heyecanla, aşkla onu nzun nbüviik bl basından, zalim \e inznn se\retti. Radvoda t°krar kosafsız dive anılan ka\ i'ppderin nusma ba<îlavınca. Hilmi bey den, hattâ, hayatına bir tabangözlerini açtı, gerindi. ca kursunu ile son vermis o >a Havdi artık kalkalım, harı meczup, sarsak ve zaavllı nım. 'îen \orgunum ka\inbiraderinden de bir se>ler Yattıktan sonra Dürnev ha\armıydı eviâdında? nım uzun zaman karvolasında Hilmi Bevin bir fömleiini albir taraftan bir tarafa döndü dı. Baktı. Düîmesi kopmuş. tğdurdu. Bir türlü rahat edeminesine baska bir iplik geçirdi. yor. Tekrar dikisine ko^uldu. Koca^ı da blr ara kımıldadı. Vazan: KtKKAT KÖKNAR Arada hafif bir iç çrkmesi Yavaşça düsüncelerine refakat edi^or. Dürnev Hanım kendi kendi I'vııdun mu? dive sordu. Duvardaki saatin tıkırtısı isine. «Acaba kafasından neler ge H m r , Hilmi bev. tilivor. Üstüste olan iki rakkas çivor?» dedi. Hiç bilemez, tah Bak. ben ne düşündüm Bivavas >a\as birbirinden avnlımin edemezdi. Kızı ile âdeta azim veni gelen kâtip thsanı bir vor. n/aklasnor. ralarına bir duvar çekilmısti. aksam ^emeje çaîıralım. Ne kadir zaman gecmisti? Onun arkasına saklanır. kilitleFazla izahata lüzum kalmaBırden. radvodan gelen harikunir, bütün hislerini, fikirlerini dnn. diğeri dâvetin maksadını lâde bir kadın Sıesi ile ürperdi. kıskanç bir titizlikle gizlerdi. anladr (sini bıral'tı dnrdn. Bir onera «"îu, benim çocuğum, benden Naii! bir cocnk bu? arvası idi. .Ne oldujıınu bilmibir parça; fakat yine de ne ka Vall?hi hiç fena değildir. lor. m^n^sını anlami^ortlu. dar a\rı. ne kadar farklıyız » Temiz, dıirüst, ralıskan LlseYalnız perde perde >ükselen. Sonra düşündü Acaba nesilnin son sınıfırdan Cıkmıs. inen naSmeler onun vüreftini ler bovunca ailenin hangi fcrttitreti\or. A^ni zamanda musileri bu vücntta birleşmisti? Bu ki bir mnfİ7e \aratıvor Kalbi Ne bilevim 2829 olmalı. ş jüze seklini, ifadesini vermişkinlerden. hırslardan, kıskanç Fa»U genc § ler? Bu be\nin, bu kalbin teplıklardan temizleni\or, ruhuna kilertni, dayşularını idare edi DoŞrn. Bana da ö\le çeliş çoktandır özlediği derin bir hu yorlar? yor. s zur ya>ılıvor. Ara sıra onda kendlsini buRir müddet sustnlar. Sonra gj lurdı;. Bazan, dehşetle, koraO sırada kmnı grirdü O da kadın % sının karanlık K süphecl ruhu dinlhordu. Bmıııı koluna da^a Zararı vok, dpdl. Sen eve s nun belirtilerini kızında da eıi mış. d^lmıs dmlivordu. Ve şatetir bir kere. Yas meselesi o g rürdü. Her an de$i$en. anlasılsırdı A*nur sımdi çok güzeMi. kadar mühim detil. = maz bir Insandı A\nnr. Kâh Sivah, gür kirpiklerin arasınBirden erkP^ine karaı kal1 havai. bodbin. ke^fine, zevkine tl^n gnve çalan ma^i gor'erı binde derin bir minnet hisai ğ düskün. Tıpkı kardesı Kadrı. hul>a ile nemlpnmis gibi parlıdnvdn. Ne <fr olna. her s e i * E Derken, bir bakısı. bir halı. bir \or. DudiUları hafif tatlı bir rR*mpn hu adaıı onnn hava'ta §î sözü ile sanki te»zezadesi PetPbesiümle ara'anmıs bi'*un \u vegâne dayanafı, dert ortajı 1 ran. Acaba çok eskiden ölmu^. 7Ü sanki icten gelen bir ısık'a idi. | isimlerini bıle bılmediğı dedea^ dınlanmıs, mânalanmıs, ade(Arkası var) E VAKIFLAR BANKASrnm I Son ikramiye çekilifinde her ay 500. liralık ÖMÜR BOYUNCA AYLIK GELiR ikramiyesini kazanan talihli Bay Ertuğrul Büyüközkaya'ya ÖMÜR BOYUNCA AYLIK GELİR İKRAMİYESİ SERTÎFİKASI tevdi «dilmiştir. Yukarıdaki fotoğraf Türkiye Vakıflar Bonkasının Ankara Yemmahalle [ Ajansından mudie sertifikanın tevdi'ini tesbit etmektedir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear