22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IKİ CUMHL'KrYET 14 Mart 1960 {Amerika Mek t u p 1 a r ı Amerikada ve insan • Birleşik Devletlerde psikoloii ' sosyoloji gibi insan bilimlerinin '»'gelişmesi bir çok noktalarda Av• rupadakinden farklıdır. M Amerikan psikolog ve sosvoloclan bu yolda daha ilk adımlarını atarken. AngloSaksonlara has bir deneycilik sezgi?iyle teorik eekişmelerden sakmmışlar, dikkatlerini doğrudan doğruya olayların incelenmesine çevirmişler, böylece Avrupalı bilginleri bir kaç kuşak boyunca yoran verimsiz. boş tartışmalardan sıyrılmışlardır. Sehır reklâmcılık bilimleri =tıaberleri K Ö Ş E M D E N Nurettin Şazi Kösemihal torler. tüccarlar; psikolog sosyolog gibi insan bilimleri uzmanla| nna başvurdular, onların yardı j minı i^tediler. ' ] Türlü soru teknikleriyle halkın | isteklerini anlamıya çaİışan araşBayat balıktan zehirlenen tırıcılar, uzun inceleme'erden son aile tedavi alhna alındı ra şu sonuca avrdılar: Ha'.k çosu z^ıman nevi sevdiğinirı farkında Eyüpte Vırandağ sokak 112 nu ri^sildir; ne istedisjni de pek bil maralı evde oturan 7 kişiiik bir m»z. bilse bile doğruyu söylemez. aile. yedıkleri balık etinden zehirÖrnejin, halkın verdiğı cevap lenmişlerdir Yapılan tahkikat solara bakılırsa «Monthly Atlantıc» nunda balığın Emınonündeki bir in Amerikada en çok okunan der balıkçıdan ahndığı ve bayat olduPsikoloji, sosyoloji olavlarının gilerden biri olması gerekiyor Bir ğu anlaşılmıştır. Zehırlenenler: 65 incelenmesinde; fizik şimi, biyo de istatistiklere başvurunca bakı yaşında Reylıan Badur 30 yaşında loji gibi tabiat bilimlerinin kesin yorsunuz ki en düsük tirajlı derSüleyman. 34 yaşında Yusuf Zıya, deneyleme (expermentation) meto gilerden biri. 27 yaşında Mrlâhat. 19 yaşında Aydu da ilkin Amerika Birleşik DevGene: «açık renk mi. tabii renk şe ile iki çocuktur Bunlar tedavi letlerinde kullanılmış. orada yaymi bira içersiniz?» sorusuna cevap altına alınmışlardır • gm bir şekil almıştır. Gerçi insan verenlerın ücte ikisi «açık içeriz» Zabıta, hâdise hakkında tahkibilimlerî alanında olaylara dayademiş. Aslında tabii renkli bira a kat yapmaktadır. nan ilk incelemeleri Avrupalı bilçık renkliden tam dokuz misli ginler yapmışlardır, ama bu incefazla satıhrmış. lemelerinde *denevleme» den de«Renk Araştırma Enstitüsü. bir | ğil de daha çok gözlem (observation) den faydalanmışlardır. Kısa de şöyle bir deney yapmış. Kadın j derneklerinden birinde konferans! Emınonü ve Beyuğlu seıntlerın»ı psikoloji sosyoloji bilimlerinde de dun. iki varalama vakası olmuş kullanılan gözlem metodu Avru salonuna girecekler için iki bektur. pada tutunmuşsa, deneyleme me leme odası var. Biri modfrn saEminonunde portakal satmak todu daha çok Amerikada yer de; biri de eski tarz eşya ile a£ır hahlarla döşeü. Gelenler bek yüzünden munakaça yapan Turan almıştır. lemek için ilkin modern odaya Akgul adındakı bir şahsı, 19 yaşınAvrupah Amerikalı bilainler a girmişler. bu odada yer kalmayın da Ramnzan Karaluk adındaki bir rasındaki önemli farklardan biri ca da ötekıne geçmiye başlamış genç, bıçakla yüzünden yaralamısde: Amerikalıların psîkolojinin. lar. . Konferanstan sonra bayanla tır. Hadı«evı nıutaakıp kaçan Rasosyolojinin günlük hayatımızdaki ra «odalardan hangisini beâeni ma/an yakaHnmış ve uzerınde ya4 her türlü insan münasebetlerinin yorsunuz?» diye sorulmuş. Uzun pılan aramada, 1 santım urunlubir mavzer açıklanmasına büyük yardımı do uzun düşündükten sonra yüzde 8Sİİ ğunda bir kama ıle kunabileeeŞine, bu yola da insan eski tarz odayı beğendiklerini söy mermisı bulunmuştur. münasebetlerinin düzenlenebilece lemiş. Dığer yaralamd v akası ise, Beyğine inanmalarıdır. Avrupalı bilGene ayni enstitü baska bir de oğlunda A^aravur Pasajındakı bir ginlerde bu inanç zayıftır. Gerçi neyinde: Ayni çamaşır tnzunvı üç ıçkılı lokantada olmuş ve tsmul •Durkheim gibi bir çok Avrupalı Görgün adındakı bir şdhıs, beraayrı renkte paketlere dolduruyor. sosyolog: «Sosyolojinin pratik haberce ıçki ıçtiğı Mardik. Çirin adın Paketlerden biri sarı, biri mavi, daki arkadaşı tarafından bıçakla •yata yararı olmasaydı bir dakika biri de mavi üzerine serpme sarı... karnından yaralanmıştlr. Yaralı bile üzerinde durmıya değmezdi» Bunlar ev hanımlarına dajhtı'ıvor. İsmail İlk Yardım Hastahanesıne . demişlerdir. Ama siz bakmayın on Üçünü de kullandıktan sonra han kaldırılmış, sanık yakalanmıştır. lann bu sözlerine .. Olayları incegisini daha iyi bulduklannı bil.leyip de bunlar «rasında degişPolıs her ikı hâdiseyle ilgili tahdirmeleri rica ediliyor. Cevaplar mez bir takım münasebetler arıgerçekten dikkate deSer. Bayan kıkata devam etmektedir yacaklarına. insanlan ya da ele ların çoğu san kutudaki tozun Tütüncülere prim aldıklan toplumlan nasıl hayal çok kuvvetli olduğunu. çamaşırlaSon bir kararla 1958 mahsulu ediyorlarsa nasıl görmek istiyorrını parçaladığını. mavi kutudaki Marmara ve Karadenız tütünlerılarsa, onları olayların incelenmenin çok kuvvetsiz olduğunu çama ne tatbik olunan primin yüzde otuz sinden çıkarılmış birer kanun gişırlarını kir içinde bıraktığmı, ve Ege mahsulü tütünlere verilen bi ileri sürmiye kalkışmışlardır. Bir Avrupa Üniversiteşinde ogreneilerden biri derste sosyolojinin haystta ne işe yanyacaçını sorar. Profesörün verdiSi cevap şudur: «tlkin insan zihnini geliştirmiye, sonra da sosyoloji öğretmeni yetiştirmiye yarar. » Işte yakın zamanlara kadar Avrupah bilginlerin çogu insan bilimleri hakkında böyle düşünmektevdi: Ama Amerikada otuz kırk yıl önce başlıvan psikoloji ve sos, yoloji alanındaki deneylemeli (experimentale) araştırmaların hızla gelişmesi şu son yıllarda. özellikle Ikinci Dünya Savaşından sonra onların bu düşüncelerini sarsmıya başlamıştır. Artık Avrupalı bilgin ler de Amerikalı meslekdaşları gi bi psikoloji ve sosyolojinin endüstri ve ticarette satıcı, ahcı. işçi. ustabaşı, şef, müdur münasebetlerini: ailede karı koca evlât arasındaki münasebetleri; hükümet dairesinde astüst münasebetlerini, ekulda öğretmen oğrenci münasebetlerini ve daha bunlar gibi şokakta, eğlence yerıenııde, mahkem e ı « ı * . 'ıapishane!eıde, tapınak 7 kişilik bir aile zc»hirlendi larda her gün bilinen binbir çe di kendini bilen katı (bilinçi. kendi çit küçük küçük insan münuase kendinden şöyle bövle bulanık hir hetlerinin deneyleme metoduyle şekilde haberi olan katı (altbijncelenety'pceğine, bu yolla da linç), kendi kendinden hiç haberi ^bunlann daha düzgün, daha rahat, (Arkası Sa. 5. Sfi. 1 de) daha gönül açıcı bir yola gireceJine inanmıya başlamışlardır. Kısası Birleşik Devletlerde hiç 'bir insan münasebeti yoktur ki, jfelenekci ampirik rıleiden sıyrıHacı Cevher AHoğlu'nurı kıyîarak, bilimin, bi'ıimsel metodun metli epi. tüccardnn ÇalatSB»aydınletıcı ışığına gırmemış buraylı Şadli Şadi ve Habib Ali lursun. Günlük hayatımızdaki bu oglu. Echiye ve Zübcyde Alioğlu ile Zümrüt Konkur'un sevbinbir çeşit münasebetten gelısi gili babalan. Doktor N'uri Kongüzel birini. örneğin ahcının sakur. Selma ve Semiha AHoğtın alma iştihas'.nı kabartmıya çalunun kayınpederleri, İstanbul lışan reklâmı ele alalım. tüccarlarından * * * Hacı BEŞtR ALİOĞLU Birinci Dünya Savaşından sonra Hakkm rahmelıne kavuşmuşBirleşik Devletlerde her çeşit entur. Ctnazcsi 14.3.1960 pazartesi güni) Beyazıt Camii Şeridüstri hızla gelişip de piyasayı finden öğle namazını mütaakıp mala boğunca. bunları satmak bir kaldınlarak Edirnekapı Şehitlimesele oldu. Ahcının satın alma gindoki ebedî istirahatgâhına iştihasını artırmak için türlü ça•pvdi edilecektir. Allah rahmet relere başvuruldu. Her şeyden öne;> Iiye. ee malı halkın isteğine, gönlüne Çelrnk gönderilmemesi rica göre hazırlamak ^erekiyordu. Buolunur. nun için de endustrıcıler, fabrikaIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII I mavi Ü7erine serpme sarı kutuda prımın yüzde 15 arttırılması, 1959 | kinin de çok iyi, fevkalade oldu mahsulü mallara da umumıyetle ğunu söylemişlerdir. dolar Aaşına 620 kuruş prim verılBaşka bir örnek alalım: «Niçin mesi münasip görülmüstü. dişl»rinizi fırçalıyorsunuz?» sortıEge piyasasında bu sefer tütünsuna çngunluk: «mikroplar disi çü lere bu hesap üzerinden fiyat verütmesin diye...» cevabını vermiî. rilmiştir. Ancak 1959 mahsulüne Halbuki yapılan incelemeler diş verilmesi tensip edılen prim haklerin bu düşünciye en aykırı bir kında kararname henüz çıkmadısaatte fırçalandığını ortaya koymuş ğından ihracatçı tüccar, gelen tektur. Gerçekten çocunluk dişlerini lıfler üzerine tereddüde düşmüş günde yalnız bir kere sabahları ve durumu Federasyona bıldirmiş kahvaltıdan önce fırçalamakta... tir. «4 00 22 00 3 aylık Yani sabah öğle akşam yemekle20 bin liralık esyasını çalmışlar Amerikada bövlesi olduktan sonBrt.aı, ve y a y a n 1959 primi hakkında lüzumlu ka dır.ç ra bizde havda havda! » demeye rinden diş aralarına biriken mikC u m h u r i y e t M ^tbaacılık vp çıkması hakkımız olmamahdır ve bövle bir ropl.ar, yapacağını yaptıktan ıon rarnamenm bugunlerde GazetPcilik Tüık Anonim $ l r k e t l Bu, altıncı levha!... beklenmektedir. ra .. Kırık not alıp da evdekileri al düşüncenin ovalavtcı gafletine düş Cagaloglu Ha!U»vı =..k»k No 3441 ' " ...... ı Sahibl datmak icin karnelerini bozarak memeliviz. Toplumia hu türlü kö Dünkii hırsızlık vakaları Bütün bu araştırmalar halkın NÂZİME NADİ Sehıimizin muhtelıf semtlerınde düzelten üç kız tstanbuldan Eski tü olayların kolavca me\dana cıkbir şeyi satın alırken kafasını işVazı ışlcrını fillpn ıdare eden lefmedi^ini ne îstediginin de far dun, beş hırsızlık vakası olmuş ve şchire kaçmışlar, orada ağlıyarak j masına istidadı önleyici tedbirleri MPSUI MUdöT kında olmadıgını ortaya koymak bunlardan ikisinin fail: suçüstü ya polise teslim olmuslar ve şöyle de ] bir an önce aramalıyız. Bir toplum mişler: dan. tıpkı çevremizdeki bütün mik tadır. Bövlece halkın akhndan, dü kalanmı^tır. ŞAHİN PERESE şüncesinden faydalanamıyacağını «Biz evlerimizden kaçmadık. Sa ropları vok edemedigimiz gibi, bfi Üsküdarda. Kısıklı Caddesi 26/1 evıak ve yazı anlıyan bilginler araştırmalarını numarada oturan Suphi Rahmancı dece derslerden çok bizim kıvmet tün kötülükleri kaldıramayız. Fa , tîa»tnnız« . .. .. j , ., , . 3 I'JT n d c r p r l ı l c derinleştirmek. müşterinin ahcı adındaki şahsın evine, mutfak pen, , . * , , , . . . Lar npşredılsm edıımi'sın tade nın alt bilinçine (subconscient), ceresinden giren meçhul bir şahıs, lı olduğumuzu aılelerımıze anlaj kat onlara mukavemet ve muafı j 1 ! â n | J T . d a n me?UHvpt kahul I ycti sağlayıcı vasıtalan hazırla . bilinç dışına (inconscient) inmek gardıropta bulunan 5 bin hra para tarak onları üzmek istedik.» zorunda kaldılar. RECEP TURGAY ile 4 adet gümüş fincan zarfını aBilindiği gibi bilinç (çuur> imi lıp kaçmıştır. Eminönü Vergi Dairesi Müdürii zin derinliğine üç katı vardır. Ken Buna benzer bir hırsızlık vakası tasözlerimiz arasında. mâna bakımından zayıfma rastlamak imkânsızdır. Ama bazı atasözleri, hattâ deyimler o kadar knvvetlidir ki, lök gibi oturmus tâbirini onlar hakkında çekinmeden kullanabiliriz. Meselâ su «hem kel hem fodul. tâbiri. hayatın türlü cephelerinde ne kadar bol ve geniş tatbik sahası bulur! Yazan: Teyze, 7,ehra mak elimizdedir. ile derse çalışacaDinî duyguların «Kel basa şimşir tarak» la o, birbirini tamamlıyan iki deyim bu alandaki etkigız. Merak ctmeolarak âdeta, her kilidi açan bir maymuncuk gibidirler. leriııı şrözden uzak yin. bizde. Kel, başım şimşir tarakla taramağa, yahut şimşirden süs ta tutamayız. Fakat rağı takınmaga kalkısmadıkça. kelliği:\i ayıplamak kimsenin akbunun da yetme Başüstüne. ha hndan geçmez. Ama ille de şimşir tarak isterim diye tutturdu diği, yukarıdaki levhalara ilâve eva kararmadan gelir. ı Bu, vedinci levha! muvdu, iste o zaman fodullaşır, bn fodulluk da kelliğinin, yüdilebilecek cinsten olaylarla sabitDaha var ya, bu kadarı yeter. Bu konuşma. bir bakkal telefozüne vurulmasına sebep olur. niyle olmakta; evden edildigi bis Gazetelerden ayrı ayrı okudufu tir. Gençli*i elde tntarak ve simEtrafımıza dikkatlice bir söz eezdirdijimiz zaman bir keller zaman si vtrilmek istenmekte ve iki de muz bu tek tek haberleri yanvana dikinden çok daha fazla ve fodullar hollııSu içinde yasadı^ımız veıhmine kapılıyoruz. likanlı da kapıda beklenıekte. A çetirdiçimiz zaman, onları âdi bi içinde elde tutarak. öğretmen ve ! dına annesine telefon edilcn kızla rer zabıta olayı gibi görmeye im profesörleri telkine müsait durutste sıze en vakın bir misal. Derslerinden kırık not aldığı kân var mıdır? Bütün bu olgular. ma çetirerek şençliğe Şarkın ve arkadaşı dükkânın içindeler. için küsen. ama kime küstüğü belli olmıyan bir hanım kız. bir Bizim mahalle bakkalı, bu türlü istisnasız, her cins latandaşın ?ö Garbın yüksek kültiir kaynakların rivayete göre ev halkına ders vermek için. iki arkadasını dayalan ve dolaplı konuşmalardan, zünden kaçmamakta • . vakınlan dan bol bol tattırabilmeljyiz. En ha kendine uvdurup kacıyor. soluğu Eskisehirde alıyorlar. emnivetli kötülük seromu. budur. hele okul tatiUerine rasthyan za daha derin üzüntüde olmak üzere Hem kel hem fodul tâhirl, bn ise tıpatıp uymaz mi? Kınk Bn kadarı da meselevi çözmez. maıılardaki rande\ucu İ7dihamdan hepimize elem vermektcdir. Ne not. her zaman alınabilir. Alınmamalı ama. olmuş bir kere. kurtulmak icin, telefonunu kaldır çare ki. kötülemek. hele vüzlere Fakat hiç değilse kötülük nispeti Kellik de övledir. Lepiska saçlı lığa nazaran elbette istenecek dı. Bu konusma, levha'ardan bi tükürmek. bu dertlerin devası de ni azaltır. Asıl önemli nokta. topsey dejil Ama tabiat bazan veriyor. Gel eelelim, okula yahut lıım içinde vüksek ve özlü deferj Ştildir. Hoca, camide ramazan vaızı r i:,, eve küsmek, haşkalarını da peçine takıp divar diyar göçmek Bir gazetedeki tefrikadan özetverirken ögretmenleri sn vey» bu lerin tutulması. menfi durumdakiövlesine iki simsir tarak ki, fodullnktan baska sıfatla tarifine Kücük kızkardeş, on iUi on üç sebeple tekfir eder; köy enstitü Ierin kötü bellenilme§idir. Bütün imkân yok. yaşlarında. Evde babası, annesi siinden eıkmıs eenç e|iticileri dünvada sarsıntısı hissedil'en bnhyok. Bahçeden içeri girince bir sts yazarın biri veya bir kaçı solcu ran. vukarıdanberi anlatmayı aRamazan gelince. cemaati akıllı uslu sözlerle. dine ve dün ler duyuvor ve o seslerin geldiği lukla damialavıp kötüler; maarif maç tuttuğumuz bu «kıymetler düvaya favdalı vaızlarla aydınlatsınlar dive vâızlar tâvin edilizeninin hozulması» nda özetini buodanııı anahtar deligine gözünü I mercileri, öğretmen tâvin edecekyor. Derken. bir haber. V'âizin biri kürsüde. oruc tutnman kânişanlı lerinin hüviyetlerini bile tesbitten Inr. tçinde vasadığımız bu ç a | firdir. divor Bir haokası. sinemava gitmek «ünahtır. dive tuttuuydurup bakınca sı delikanlının beraberce yere dü âciz olur; bir kısım öârenciler gü içinde iyi divebilecegimiz hareketrııvor. Hezevan dolu kafa. hiç şüphe vok. dışı sacsız kafa ka Ier nelerdir. fena diveee|imiz haşünceye kadar neler >4i)tıklarını nün yirnıi dört saatlnin topu todar keldir. Ama onu mevdana çıkarmak için ramazanı, kürsü reketler nelerdir? Nazari olarak nefesi kesile kesile seyredip oku pu iic dört saatinde okulda kalavü cemaati bahane etmete de fodulluk derler. yucularına çüzel ve pürüzsüz bir bilirse bövle rızî, geçici mu bunu tesbit etmek. cok kolaydır. Takım halinde eencler. bir semt insanlannm mallarını salNitekim nu konnda hayli nasihat dille nakledivor. Anahtar deliğine kabelelerle işin içinden çıkmak kitabı da, bizde ve her verde bol la sırt edin canını vakıvor. Paraları mı yok? Tecbive mi edil gözünü uydurup ablasiyle müstak mümkiin olamaz. bol yayımlanmaktadır. Fakat ameraemişler? Tahsilden yoksun mu kalmışlar? Y'oo! Vakti hali yebel eniştesini nazardan kaybedinHer kamu meselesi gibi, yukarı li havatta o nasihatlerin tersini eö rinde. hat<â zengin. battâ muteber aile cocukları. Sosyal dur ceye kadar anlattıklarını buraya | v a aldıjımız gerçek levhalarda bir reıı. hattâ nasihati verenlerin aksirumlarına vakısır terbive almıslar. Tahsillerine hiç divecek alamam. Alırsam, «Müstehcen» dijyönü «örüneıı «düzensizlik^ olay ni yapm ıkta oldutunu bilen eenç»ok. Kimi şn llsede, kimi su kolejde okuyor. O halde? O halde ye Cumhurivet Savcısı beni de. bi| ı a r ı n ı d a toplum bakımından in ' ' k ' kendilerinin icadı olan tâbirle hi"n o dert. Kellik ve fodul'uk. Sizin malınızı çalmak yetmiyor zim «Cumhuriyet» i de suçlu gö celemek ve o u n volu>la çözme ve onun olu>la çözmei sihi, satıp parasını hovardalikta yemişler. rür, knvuıturmava çeçerler. Bu i' v e ralısmak'zorundavız. Ev okul' sövlivevim. bütün bu lâf'ara «boş ki h! j ve toplum, birer sosyal kurum o veriyor.». i : kinci levha!. Geren gün bir hırsız tutuldn. Sorgusunda hâkime. orucluvum. Atatürk Bulvarında ögleyin ca larak hirbirini tamamlayıcı hareMeselevi daha yaygm görmededi. Ankarada bir soför, araba s ı n a müşteri olarak aldığı bir zete alıvorum. tki okullu genç, ketierde bulunmalıdır. Bu ahengi liyiz. Genç kuşakların ruhlarım genç kızı kaçırmaîa kalkıstı. O da ornçlu idi. konusuvor kuracak ve her üç sosyal kurumu doldurmak için bir asır içinde iki Minarelere hoparlör takmak hem cirkin oluyor. hem de ta B.uıa Dak. suradan iki sand beraberce işletmeye imkân vere müthiş dünva harbi gecirmiş bu e ş y e ân kılmaması için verilen karara. yapılan tamime aykırı diye bir cagda yalnız siyaset ve savunma viç alalım: şımdi eve gidilir mi; c e k kuvvet, ancak devlettedir. vazı vazmıstım. Hoparlör gibi civak civak baeıran küfürlükahseve gider oınn oynarız. dâvalarını detil. terbive meseleleÇünkü devlet. valnız toplumun ha mektuplar aldım. t'şenmedim, tahkik ettim. Sahiplerinin hüvi Benim paranı >ok, defter firini. hattâ okul gitabı ve öğretim lini detn, eelecejini de düzenle usullerini birleştirmek, adını koyvetlerini kendj dostlan bana bildirdi. Hiç birinin namazla nilân aldım. Harcadım. vazla alâkası gösterişten öteye gecmiyor. Benim elli liram var. Haydi mevle görevlidir. Maarif mercile dujumuz kıymetler buhranının en rinin durmadan kolaylaştırıcı ted tesirli çaresi olacaktır. İleri denigel ukalâlık etme! .. E, o halde. nedir bu yavgara? Ne olacak, yine o dert. Fobirlerle basıboş hale getirdifi hir len memleketlerde hakikatten taBu üçüncü levha! . du) kellerin şimşir tarak derdi! kaç miiyonluk, koskoca bir istik mamiyle uzak fikirlerin yalan van ,. «Yediler .hırsız ,çetesine ,mensup bal kutlesi: her hallcrtne rajmrn ,. . ; , , Hamdi VAROGLU lıselı eençlr ha.'ikında. fa suçtan bal. kutlesi: her. hallcrtne rajmrn lıs telkin edildiklerine sahit olur. , , . . , , , .. ... ' evde ekmpk. okulda oturacak ver. varrılanıa . . , yargılama .vapılması uv«;un görül i toplum ıcınde kotuvu ıvıden ayır ken milletlerin gade para ile ve I uygun gorül. . . . . . . . ., • , müş ve kendılerı bu yolda ıkrar ; maz bir hava K..I^..I,^ kurunun si'âhH birlesecetini sanan devlet „« i buldukça b adamlan beşeriyetin önderleri olda bulunmuslardır. Gençlerin buı yanında vası da vakarak bozulma mava devam ettigi müddetçe isgün Adliyeye sevki sırasında bazı ya devam eder. tikbalde «şer» den baska ne bekhâdiseler olmuş vf halk, gençlerin Bu duruın. her memleketin ken lencbilir? yüzüne tükürmüştür.<> di iklimine uygnn olmak Bu dördüncü levha! . . bir sofuk dalgam «ibi yer«Bir suçtan dolayı bir yıl dört ay hapse mahkum edilen \e mü rüzünü valamaktadır. New York'Uakıbeıı firar edeıı biri Kalecike »a Savcılık. öğrencilere dolgun paSelânik eşratmcian rnerhum banker Mehmet Kapanba?h Yahn köyüııde öğretmenlik ı r a karşılıfeı tez ve sahte imtihan Nüshası 25 Kuruş cının torunu, merhum Osman Kapancma eşi, tüccarhazırlıyan d ö t bü dört büro bulyaparken yakalanmı?tır.» kâid h l bl Türkl.ve Harlcl dan Yusuf Kapancı Paristc doktor Mehmet Kapancı HâLtra Kr Llra Kr Bu, beşinci levha! muştur. Yine para ile §orumla ötrika Kapancı ve Nevber Telimenin anaeleri, Mimi Ka«Bakırköv Emniyet .Amirliğinde t renci verine başkaları imtihana pancının kayınvaiidesi, Nadir Maltanın ablası, İbrahım 150 00 T5 00 Senelik görevli bir polis, bir şoförle işbir girmi!jtir. Bunu krndimizi avut80 00 10 00 Mariz. Sibel ve Cin Kapancinın çok sevfdli babaanneleri liği yaparak altı Amerikalının 15 • mak icin haber vermiyorum. «Eh, S ayllk ffikürmelile olmaz! A Hasan Âli Yücel N LN . AI A n L . r l MIHINA Keller ve Foduüar U17M CUMHURİYET I K T I II A I Salihatı Nisvandan ÂYŞE KAPANCI 12 rnart 1960 tarihindet irtihali daribeka eylemiştir. Cenazesı 14 mart pazr.rteFİ günü, öğle rıamazından sonra, Tegvikiye camünden kaldınlarak Üsküdardaki aile kabristanına defnedileccktir: Allah rahmet eyleye! ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııç da Fatihte olmuş ve Lütfü Çelen adındaki bır şahsın evine. pencereden giren meçhu! bır şahıs evde bulduğu para ve giyim eşyalarından bır kısmını alarak kaçmıştır. Polis. kaçan failleri «ramaktadır. Gelir Vergisi Kanunu ve Tatbikatı İlâveli İkinci Bası Muaddel şeKliyle Kanunun şerh ve ızahı teölığ. tamım adet en yenı emsâl ıçtıhat karariarı. beyanname tanzımı tâdll Ksnunlan ve ilgüi ÖUFUSI kar.unlar vergi cetvellerl .Kitapçılarda satılmaktadır 9S4 sahife. Flyatı 65. Cı!tllsi Taşra siparlşlerınln Istanbul, Yudız. Ihlarrur N'ardpnk adîesine vapıîmapı ve 1450 esasları, 75 Ura Sok 58 V E FA T Denize düşerek boğuldu { Ortaköy kayıkçılar iskelesinde dolaşan 60 yaşında Rııa Yayma adındakı bır şahıs, dün denize düşerek boğulmuştur. Yapılan tahk'katta Rıza'nın akli muvazenesınin bozuk olriuğu ve ıskeled' dolaşırken ayagının kayması neticesınde i dtnize düstüğü öğrenilmiştir. Rıi za'nın cesedi denizden çıkarılarak i Morga kaldırılmıştır. Polis tahkikata başiamiştır. Sayın Ooktorlara DUOGYNONSCHERİNG Amp Perakende satış fiyutı T. L 5.10 Yeter miktarda eczanelere dagıtılmıştır. SCHERİNG A.G. BERLtN BtRLEŞİK ALMAN İLAÇ Lısansı ile FABRİKALARI MART 14 RAMAZAN 16 n V c TÜRK TİCARET B AN K ASI =• a V. 1 6 14 O 609 | 3 9.29 e S < ES >• E T. Ltd. Şti. nde imal edilmiştir. Teyzı ve propaganda: Kimya ve Ecza Maddelerl Ltd. Şti 15 44 13.13 15 45 4.35 E ]11.39 îî.oo 1.30 10.20 = «CUMHURİYET» in EDEBÎ ROMANI: 37 Uzun kış gecelerinde mısır patlatıp tatlı tatlı yârenlikler edebilmek için lâzımdı odun. Kocası «Bakalım» demişti. «Bey efendi söz verdi. Sözünde durmaamzlık etmez ya. Koskoca bcyefendi!» Genç adamın çayını bitirip kalktığını, hattâ dUsünceli dü • şünceli çıktığını tarketmedi. Nereden bilecekti Iskender'in ak lından geçenleri? îskender istiyordu ki, Eminanım, bugün izin alıp erkenden çıkmasının sebebi üzerinde dursun, eşelesin, bir şeyler sezsin, üstelesin. O da zorla anlatsın erken çıkıs sebebini. Bir kız seviyorum, desin. sabahleyin beraberdik. Dolmus • ta yanıma oturdu. Aksaray'a kadar yanımda geldi. tnelim de dim, indik. Lâleli'de kolumı girdi. Gören filân vızgelir de di senin yanında. Annesinden filân da korkmadıeını söyledi... Beyazıt's eeldik, Birbirimizder zorla avrıldık... Büroya girdi, Remington'ı; nun ba>ın^ ceçti. <=f>nra. duştüm ardma. Hi>' sezdirmfdeıı çalıştığı veri öc frendim. Arkadaşları çrddü beni. Ctanıp kaçtım. Ama böyle si daha iyi, onu ne kadar sevdiğimi anlamıştır. daha iyi anlamıştır. Bundan sonra sabahları birbirimizi bekliyeceğir, birlikte binecegiz dolmuşa. Xişanlım gibi, karım gibi oturacak yanımda. Canımın istedigi yerde «Inelim!» diyeceğim, «Peki» diyecek hemen. Ben onu sevivorum, ben onu çok seviyorum, benim onu ievdiğim gibi dünya'da hiçbir erkek bir kızı sevmeimştir: Bir cigara yaktı. ablam mı? Babam mı? An nem mi? Topu da vııgelir. F.rdal'a gelince . Evet 0 tehlike. Kardes mardeş. ne dive birlik te oturalım? Biliyorum Nursen' in ona aldırış etmiyeceğini a ma. gene de Genedesi menedesi vok. Karımı babamın evine getirmem, avrı otururur *>n. Nursen. Leman abl». O 'i«man abla demem «rtık, ann*' derim Bir az genç ama, olsun sen? de anne demek lâ'im Hem kimbilir, brlki de o za Tian, vâni evlenirsek, kalkar Uooasıııın vanına zirler. En do? ruso hu raten. Kalksın, gitsin. Benim babamın şekeri, kalbi. tansıyonu. Anneme çelince. Bı*ni ararladı. kücük memur dedi. O da ölsün. Ölmesini istemezdim ama istivorum artık. Evet i«tivorum. Hic kimse olmasın yanımızda. O. ben, hir de cocniumuz. Ablamı da iste mem. O da bulsun kendine eöresini ranım. Ablavsa ne o'du? Hiç kimnevi du«iinniek istemi• o n . hir l'im»evi! •Tm Büronuıı dııvarındaki vuvar lak saatin akrebivle velkova1 1 Hiç farUına varmadan i'er 1. •iven akrenle velkovan. yavas va\as geİPn kadınlı erkekli memurlar. Korkut hattS. Her sünkü gihi bakmıvordu bugün onlara. K7mıvordu da. Hattâ k*ç vakittir dargın olusunu an 'ıvamıvorrtn. N> flive. ne d'vp darıındı? N e vardı darılncak? Simdi barış oUa. sor^alar. an latsa. ArtıM o da oıılnr gibivrii Ona da Uadınlar kızlar gelebi Mvorr'u. Dfmi'k şimdivf kadar Hep vanlıs anlami'tı insanları Su fıtt^ı^^n Korliul'taıı np far ';ı varHı? P^>ha süflü olıışu b>r u n a . omuı da i^te Korkut zi bi sevgili«;i vardı. Bugön saat izin alıp Sâhi. şimdiden girişseydi işe! Saçlarının yarısı afarmış, el lilık şef masasında. o her zamanki bitmez tükeıımez evraklan arasındaydı. Kalksa. gitse. söylese. izini kooarsa Her zamankinin ters'ne. bu?ün valnız sefi defil. Korkut u bile öpmek se'ivordu icinden. .. KfJklı, gittı. set cözlüçünün ustunden u s u i C a haktı; Hayrola? Yutkundıı. nisman oldu geldiİ'ne birden. Ne di\e eelmişti sanki? Sefin tuvalete filân çıktıiı hir ânı ko'Iıvamaz mıvdı? Koridorda vakalar. söylerdi. '•'•îke övle vansavdı. Ta şimdi İ2İn \ermp7se? Ya ters bir lâf *ö' lerse? Ya serv'v*ekiler gü• crlcrse? Bir şev mi söyliyeceksin? Scr\is isi bırakmış ona bakıM.ıdu sanki. öy!e gelivordu. ".ışını sertce kaldrdı, cevresi1 e bir K07 a*tı F v et. bakıvor'arch. N> n i n r " nlsun, ok yaylan cılimıstı ff't'.k : Evet, rledı Söyle bakalım. Bu";"n dörtte tıkmak isti•nnm da Hensi bu kadar mı? Gü'rtü. Spf H güldü. Sonra' » tvi va. dedi. Tesekkür ederim! Srvînr, ?el nltmf tekmi! eö\ 'lr«inden aknor, kul.iklannı i"inlatıvordu. Spf to. ötpkilcr de. Dünva. bütün insaıılar da ne ıvivdiler1 rtemPk sant dörtte cıkacak. Karaköy, Brvazıt dolmusu. çalıştıgı yer. Sonra hep 0 sabahki uysallığiyle ış den çıkacak. göreeek, a, diyecek, çeldiıı mi? Kolkola yürüyecekler .. Hemen eve gitmezlerdi. Bir nıuhallebicide oturma vı teklit eder. girerler. Nişanlısı, > a da karısı gibi, garsonu çağırır, ne yiyeceğini sorardı. Yerler, içerler, konuşurUr, çıkarken parayt kendisi verirdi. Nisanlısı. kocası gibi! Sahip olduju bır kadının mas rafını görebilmek mutluluğu içinde, kalktı. tuvalete çıktı. Çı kınca servis basladr İzin mi istedi âbey? Şef biraz geç : Evet, dedi. Sağdan Vedia : Niçin acaba? Soldan bir baskası 7 Aklı öyle hükmetmiştir.. Deli! ! Abev sen olmasan ona bir bir daha Sef elinden kalemi bırakıp duğruldu : Böyle lâflar istemem demedim mi Korkut? tçerliyorum be âbejT. Hepimizi küçümsüyor! Kara kuru bir memur alındı : Bu scrvisin en küçük memuru 0! öyle ama, kendine sor bir de.. Tuva'etten erne o az öncekı np«eyle döndii. Hâlâ ici icine «.ı^mıyor, hâlâ uıu'ordu. Saai ('iirttp çıkıp Nursen'le bulus maktdiı başkasını ddsünmüjordu. (Arkası var) dörtte o da Korkut gibi seften :i[||||!||i!|||ii!tı||!|||!!!i!iii!|M TUHK TİCARET BANKASI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear