22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT CUMHURÎYET 11 Ocak 1960 CUMHURIYET» ın Zabıta romdnj. 3y ıııııiiüJnııiJiııııınınııııı ııııııııtıııııııııııııııııııııjıııiMiııııiıııııııııııııııııııııııııııııııııııınııımıııııınıııııiituıımıııııııımııımııı MEMLEKET DAVALARI Alaman kaşığı : Fakir BAYKURT Şehir çarçısındaki berber, hem fcayanlan, hem baylan traş ediyor. Dukkânı biraz genışje. Bir çok şehirlenmizde, bır çok kasabalarımızda, erkeklerie kadınların sinema gunierı ayrılmıçtır. Ortaokullarda, hselerde erkekierie kız lann sınıfları ayrılmıştır. Koy enstituierindeki kızlar da seçılip Boluja. Beşıkduzune kapatılmıştır. Yasaksız parti toplantıUrında, alabildiğıne şırnartılmış poIjtifcacı'ar «zenne kısmı» ıçın ayrı sokak'ar açmayı bile teklıf etmişlerdır. Briyle bir zamanda. hayanlarla bayların aynı salonda, ay nı berber* traş otması bjraz tuhaf değıl mı? Tuhaf »ma, tuhaflıjın kclayını bulmuşlar: Araya kuçul: bir paravana, tamam. Ikı taraf fcirbirıni gormüyor. Sadeçe konuş»*l»r, fiulustneler duvuluyor, onun da bır zararı yek. Berberd» dort makas çalışıyor. tkisı bsylara, ıkısı bayanlara. Bay ların tarafında uç kişi sıra beklıyor. Sıra beklıyen, oteki tarafta daha çok; gurultü fazla. Başkent fcayanları, daldan dala, her konuda fıkir yurutuyoriar, gurultıi ediyorlar. Ara (ir« lctpı açılıyor, ysni müş terüer gelıyor. Sıra beklıyenler çoitlıyor. Sırası jelen bir bayan, koltuğ» f«çer geçmez şoyle soyledı: «Benina stçımı Farah Dıbs'nınki gibi yap!» Farah Diba'nınki gibi... Berber şaşırdı. Berı tarafta baylar, bırbirlerıne b»kıştılar. Berber:t Hamfendiciğim. ben F»r«h Diba'nın laçlarını bilmiyorum ki! l!k defa böyle bir emirle karşılaşıyorum. Özür dilerim..» diyip ellerını oğuşturmaya baçladı. Bayan: «Gazetelerde o kadar resmj çıktı. hiç görmedın mi?» deyince: «Evet, gördüm ama...» dedi, «ben başka taraflanna bakmışım anlaşıJan, saçları hatırımda kalmamış..» «Ben tanf ederim.» dedi bayan. «Buyurun öyleyse...» Bayan, saçlannı aynada avuçla. yarak, tutup tutup göstererek, ist*difi saç biçımini tarif etti. Sıra bekliyenler de biraz bayana yardım «ttiltr O kgdar ustaca tanf etmiş olacaklar ki, berberin makası şakır ?ekır işlemeye başladı. Arada bir duruyor, «nanl hamfendi. giizel oluyor mu?» dive soruyoHu sma, lâf olsun; anlamış, İçini yoluns koymuştu. Bavanlar tarafından bir başka mıi5terinin sesı duyuldu: «Benim saçları da Farah Diba'Bin saçları gibi yap!» Baylar. oflayıp puf'.amaya başJadı'ir lc'en içe kızdıkları. kadınlanmızd^ki bu yabancı hayranJığına içerjçd'kleri anlaşılıyorriu. H»'*"iki içerlivecek ne var bunda? Sad°'e kadııılarımiz değ'l, aklı b=î«'r!da «'d'nlarımız. fikir adamiarımız, Batı hayranhgınl en ıSn urun« ulaştınp bıraktiktan «onra. fimdi hep Doguva bakı«nrlar. Âvri'n'ır ki. bir ulusun ilerlem'î'î^'ie, öncü durumundari'r'Tr. Y?hut. bir arabsda ön t^ker. ön te'<*r n?r»ve gider«e. arka tek»r de or,q uv5r. Farah Diba'nın saçları da ö V. Bakışlarımız Doîuya çevrili. GiHişatimızı or.a göre ayarlıyacajız artık. Çaliba buman ic'n. bpri tarafta sırası gelen bir bay: «Benim ?açlansıı da Sah'ınki eibi yap.» dpdi berbere. Biz. tarih«ı bilsinlerimizin ?ık «tk »riylefhSi gifci, tâ 1839 danberi Batıya hakarız. Ha bak. ha bak! BsVmak'a oişavdı. e!b»t bir yanımtrAan he11i olurduk. Büvük. kü{ük e! *!e verip, Koea Atatürk'ün devrİT'1=»i»ıi bile çar eur ettik. Çimdi üc beş avdının ah vah etBie?i b'r fee yaramaz. Atı alan yobsz Üi^Harı geçti. tç i«ten geç tikten «"iTa kapı kapamaya kalkpnış gıbi bir hiümiz var. «Pof',"ian almah Do»udan! Ne varpa Doğu u . garlıiında var .» Bir SPTIÇ knnferansçı, Ankarada böv'e baŞırıyordu. Hiç kendimizde değer gnren vardır. Bazıları da yapacak iç kalmadığı zaman. ojretmenleri toplayıp !:onferans çeker. Konferans ı=i pek moda Bazı kere. Bakanlık ıleri gelenlerını de çağırıp bır şeyler söyletırler B.r sefermrie. Amer/kada dort yıl kalarak ıyıce o'.gunlaçan bırıni çağırmışlar. Adara, öğretmerılerin karşısına seçıp: «Amerikada şovle, Amerıkacla böyie.. Bi7de de öyle yapip çatalım » demeve başlamış. Iki bııçuk. üç saat surmuş bu tras. Yabaneı memlekftler hakkındaki konuşma larımız da nedençe hep uzun olur. Akılda tutulacak bir şey de sovlenraez çok kere. tnfanda, kala kala bır ezınti. bir sikıntı, bir geri kalma acısı kahr. o kadar... Kon feransın sonunda. 2S yıllık ya^lı bir ojretmen, ayağa kalkıo şu «oruyu sormuç: «Gıizel anlattınız biz de dınleriik Ve anladık kı Amerika ileri, biz gerı Şımdi ben tızın bu konuçmanızdan s;nıfıma ne gotüreceğim''» Herkes şaşırmıç! Üç saatlik koBuçmadan sıntfa goturecek se çıkaramıyan oğretmene acımıçlar. Halbuki. dort vıl Amerikada kalıp da. getireçek bir sey bulamadığı için. işporta malı beş rın navlon gömlekle. bır buz dolabı. bır de arabacık getıren bevefendıye «cınıak daha uygun olurdu. Karşımırda. ışıklar içinrie, pırıl pırıl bir dünya var. Bakıp nakıp i?e varar bir şey gcıremi\oru7 ; Kf^rler g bivız* Her halde bıınun İçin, kenriı d«â»rlerımı?i de görmüvoruz. Değerlerimizle bir'ik. artlarımızı da görmüvoruz. Trk tuk (eörenler çıkarsa. onları da sevmiyoruz. Sonuç berbat bir asagılık dııvgusu oluyor. Aşağılık flu>gusu. teVer teker hepimize huİ4?:p topluma mal oluvor. Başlıyoruz ondan snnra Alaman ka^ıgıvla Fran = ız turşıısu kaşıiclamaya Farsh Diba'nın saçları... Sv.h'ın tr»*ı .. B» r. «kaş'ıklamıvalım» demiyorupı Elbet. bu buyük riunva içinde kırd; hilinde. içir.e kapalı bir ulus olmamı? mumkün deSil. Ekonomide. kültiir alıçverişlerinde. askerlikle politikada. oteki ulu=larla, hir takım tlgılenmtz mut. laka olacak. Hattâ bunlar ne kadar çok ve karş'l'Mı olur^a, o Vadar ivi olacpk. Faknt bunları vaparken. kendıınizi aşağı gormsk neve? Chagall bugün hâlâ insanhğın ölmez gençliğini Ressamın ömrü de inanılmıyacak bir rüya gibi geçiyor Chagall'ın yalnız resimleri değıl omru de inanı'.mıyacak bir rüya gıbidir. Ajk ve sanatten bir ruya. Gençliğındeki bir tesaduf bu unla sanatçının butun eserlerıne etki yapmıştır. Rusyada, doğ duğu kasaba Vıtebek'i gormiye gitmişti. Bır gün oda kapısı vuruldu Bır kız sesi geldi kulağına. «Sanki bır kuş cıvıldıvorHu » Chaga'.l kizı o gup gurmedı. Ama daha sonra rastlavjnca tutuluverdi. «Beila'nın bır bakışı varhğ:mın tâ dermlıklerıne işledi.» Diye anlatıyor. «Hıssettim ki nem varsa biliyordu o Çocuklugum, o günkıi ömrüm, geleceğım... Hepsinı. Bırden bütiin kalbimle ınandım. îşte, dedim, o... Karım benım.» O dakıkadan ıtibaren Chagall'ın hemen butün eserlerinde a.;k vaıdır, kadma, anneliğe ibadet vardır İlk bu tablolar ılk bakışta çok hayal işi gorünürler Bayram eden. $enlik yapan âşıklar baş aşağı yürümekte, havada uçmakta, dallara yalanmadsdırlar. Şenlığe katılan obur ınsanlar da dam tepelerinde keman çalarlar. boru öttürürler. Bu neşeye kuşlar, dörf ayaklı havvanlar hattâ bahklar da katılır. O gıine kadar Dbyle bır tek resım görülmuş değildi. Bella onların kendi saadetlerınden doğduğunu anladı. Yalnıı onu değil, bu siyah bukleli, gözlerı elektrik mavisi, iri yapılı delıkanlının do.§uştan şair olduğunu da. Asrın başlarında Chagall «Vıtebsk»ın kıyıcığında, kimselerm bilmediğı bir insandı Babası bir balık antreposunda çalışıyordu. Geçinebilmek için annesi de ayrıca didıniyor. bir bakkal dukkânı işletıyordu Chagall'le sevgilisinin ailelerı evlenmelerine razı olmadılar. Nive güvenip de evleniyordu tu delikanlı? Metelıksiz hir res^amdı üstelik bir • garıp modernizm» peşinde idi. Chagal! sevdıfi kızı alamıyacağını bilivordu Parası yoktu. Önce para kazanmalıydı. 1910 ria Rusyayı bıraktı. Parise gitti. Sanat dünyasının haşkenti ıdi bu sehır. Orada seçılmeliydi. Yaptığı bütün tabloların vecd gıbı neşesinde hep aşkını ya^tıyordu. l!k fırr.atta Rusyaya döndü. Bella ile evlendi. Ve hemen harb patladı. Arkasından ihtilâl koptıı. Komünistler onun sanat kudretini politikaya âlet etmek ıstedıler Yapamayınca bunun acısını çıkardılar. Bella ile Chagall sefaletin en koyusuna duştuler. Açlıktan ölecek hale ge'.dıler. Fakat 1923 de bir yolunu bulup canlarını Parise atınca Cha sall adınm bir «şöhret» pâyesıne eriştiğini gördüler. Genç ?anatçı Rusyaya dönerken Hollânda ve Almanvadaki do<;tlarına bazı . tablolarını sergiye koymalan için bırakmıştı. Bu tabloların hepsi satılmıştı. El°ş'ırıcıler onu »öklere uçuruyorlardı. Chasall derhal bir atölye açtı Yeni eserler vermive başladı. Neşeden coşup taşan eserleri âdeta kap'.şıldı Ömründe i!k defa rahat bir evin zevkine uîaştı. Karıcığına gönlünün dilediği lüksü verebildi Chagaü'ın eserierinde en küçücük şeylerden bile saadet taşar. Temel ki=ileri ya kollarında bir k?d'nı tutan bir erkektir, ya da baîrına yavrusunu basan bir kadın. Chagall renkleri, alâ'mısema renkleridir Ağarları egzotik cıçeklerle bezehdır Bır at keman çalar, bır ınek evın damından atlar, altın rengi bir yuvada bir iv.'Mk >umurta5i durur. Eserlerine peri ma^alları, insanı şasırtan ha\aller olduğunu soylivenlere Chagall sinirlenmektedir. Ona göre bu tab ve aşk vessamv lolar heyecanların, his hayatının ifatiesidir. Ve onca insanların iç dünyası gozle görülür dünyadan daha gerçektir. Keman çalan at, zıplıyan inek. yumurtlıyan tavuk insanın yüz yıllar boyunca süregelmiş hayali, rüyasıdır: Yuva saadeti Bu yumurtadan bir başka tavuk çıkacak sonra bir küme? doğacaktır Bir ineğiniz varsa zengin savılabilirsiniz. Evlenebüecek kadar zenşin. Ya hele işinize gücünüze vardım edecek bir atinız olursa'... O zaman karınızla. çocuklarınızla ejleneçek vakit kalacaktır size 19W da Chagall.hâlâ Pariste idı. Kar'sıyle istilâdan kaçıp \mprikavi sigın^ilar Saadet tablolarına harbin acıları ile daha ağır baslı bir mânj karıştı 1944 de Bella birden hastalandı ölümü «anatçıyı derin bir hüzne gömdü Bununla beraber bir zaman «onra veniden sanatıne veniden Parise döndü Yıne tablolarmda. yervüzünün çekım kuvvetınden kurtul mus canlılann havalarda vüzen altın rengi dünvası başladı. Chaesll bugün hâlâ dünyanın bütün sevdalılarının şenlik lerini, insanlıgın ölmez gençliğini yaşatıvor ama sanati daba derinlesmistir daha kudretlidir GÜRUNMEYEN V V CKAflS H A i l C t VILUAN Doris tanıdığım ınsanların en mukemmelidır. Olabilir, iki gözüm. aksini ıddıa'etmek aklımdan bile geçmez. Ama bır an için kendinizi Savory ile evlı farzedin. îçınizde, onu öldürmek arzusunu ne kadar zam<ın sonra d.:>arsınız aeaba? Pekı o halde Doris kumda bir çukur açıp içıne mayın mı gömdıi, yanı? Buna hiç ıhtıma! yok, kabul edıvorum. Ama dinleyin Maude, şu, akla daha yakın geliyor. Suçlu sakın, Anne Meredith'in nişanlısı Vane olmasın? Reggie Vane mi? Bu da saçma, Vane çok iyi bir çocuktur. Savory ile kavga etmiş de. Bdyle düsünürseniz Saınt Pols kasabasının yarısı suçlu sayılabilir. Ama çok kötü bir vaziyet var. Kasabada daha şimdiden bir esrar ve şüphe havası esiyor. Bu sabah öte beri almak için çarsıya çıktığım zaman dikkat ettrm kimse bıribirinın suratına dikkatle bakamıyor, iki kişı konu^urken bir üçüncusu yanlarına gelse s.jsuyorlar Tahkıkatı yapılmakta olan bır cinayet hâdisesi daima bnyle teair ler yaratır. Bu havayı etrafımda hissettim. Ama biz ikimiz bunun dışında kahrız diye ümit etmiştim. Halbuki şımdi bi? başkalarınuan daha beter durumdayız. Hakkmız var, bu cereyana bız de kapılmayalım. Haydi ben gıdiyorum. Wedgewood, işinin başma dondü. Bu arada. Anne Meredith. endişe ve tereddüd içmde, dayısının evine dönmüştü Tuzağın dayısı için kurulmuş ol ması, onun bir cinayete kurban gitmesı ihtimali, genç kız için şiddetli bir darbe olmuştu. Dünyada en çok sevdiği iki insanın nasıl güçlükler içınde çırpınmalan ihtimali bulundjğunu tahmin ediyordu. Yengesı Dorıs'den şüphelenmek elbette kimsenin akhndan geç mezdi. Ama Mr. Forrester öyle değildi. Eğer onu tevkif ederlere yengesi çok ıstırap çekecekti. Frenceh'e, ohlar arasındaki münasebetın nev'inı söyliyen de kendısi Jİmuştu. Genç kız, French'ın suallerine cevap verdiğıne nâdımdi Ama vermemezlik de edemezdi. Fren. h onu müşkül bir mevkide bırakmış, çok israr etmiş. suallerine çevap vermezse gidip Forrester'i bulacağını söylemişti. Halbuki Forrester bir şey söylemek ıstemez^e, French işin içinde iş bulunduğuna hükmedecek, hakikati meydana çıkarmcıya kadar uğraşacaktı. Bundan da beteri, ortada bir de Rçggie'nın bulunmasıydı. Acaba ondan şüphe ederler miydı? Reggie Savory ile kavga etmiş, olmıyacak tehditler savurmuştu. Acaba French, bunu cinayete kâfi bir sebep sayar mıydı? Anne Meredith'in acele bir karır vermesı icabediyordu. Acaba vaziyeti Dorıs'e de Reggie de haber vermek iyi mi olurdu? Bır tesadüf, Anne'ın kararı üzerinde müessir oldu. Bahçeye girdigi zaman yengesini orada gördü. Doris, el işaretiyle onu yanına çağırıyordu. Bu fırsattan istifade etmek lâzımdı. Anne, doğruca onun Vanır.a gidip oturdu: Yenge, dedi. size bir kötü haber vertceğim. Daha doŞrusu şımdılık kötü değil de ileririe kötü ola bilecek hir durumu anlatacağım. Şimdi Wedgewood'lardan geliyorum. Müfettiş French Mr. Radlette'in yanlışlıkla öldürüldüğü, kaati lin dayımı öldürmek niyetinde olduğu kanaatinde imiş. Doris sessizce, yeğenini süzdü. Yuzü birden bire sararmıştı. Kısık bir seşle sordu: Kötü haber demiştin, ne demek istedin, şekerim" (Arkası var) J SATlLİK ARS\LAR t t t fiisli Sır» O\izlerrfe Tel; «4 98 38 >aat 10 13 iyi Whisky'den anhyanların tercilı ettikleri marka... Yeni vetişen kızınızın, oğlunu re duzen vermiş. Bız de ilhamı ozun F'k sık sur.ıtinı a^tıâını (ŞÖrü radan aldık. Kız hayatından mem vor. şıkâvp'Vr ettıŞini duvuyorsa nunmuş Anne kızın arası çok tatEvet... B'i «açmanın ıkı adı var. ni7 meselevi bır de su yönden riü lı imiş. Cünkü istedikleri zaman Biri Sau''i'''aie, öbürü umpolo çiinüniiz: Cocuğun bir odası, oda odalarına çekiliyor. kendi hayateıe tkisi rle bir kanıya çıkar: «At cıgı. kpn^'nin olan bir köşeriSi j lannı yasıvor. istedikleri zaman lamaca» dıvebi'iriz Ama, hula var mı* Gn»dp biiviitmemeli. Bir buluşuyorlarmış Fikir, hiç de yahup 61°. >oyo gibi gel»eç bir cofuk o^ası hir masraf kanıs! rie dırganacak gibi değil Tam tersiçekiyor ki eğlence n l m a ' t ' t ' n i gö^tprmek icin giirlir ft^tündp düşünmeyinee öy ne . tnsanı öylesine sonuna hir" ilim « e k i t a k m ı ş ' a r . le gibi "elir B'r ver ppnislici me bugünden tt>7İ vok deneveyim diSrsyolo2İe. psrchnlogie ' gibi bir splpsi de dpBildir Ufaeık apart yesi gclmivor mu? Bir kere >»sa« maida b''e cok defa (çok defa kabu) edince. ıhtivaca göre degied^ı verm'şler yaratılabilir. Bize kadnr a°len. bizi de yavaş divnrnz. ber ?amah değil tabiil o şiklikler. venilikler tan vBv? c tan «nrrp?^a bp^l'van bu na bir odarık avırmnk, daha doŞ B'i. avrı b'r 7(»vk olur ' en''ir> hava Ha nered^n çıktı. ne rnsıj nv^irrp'ij. ifat e'mek müm1 reden esti v i n e ' R ; r Amerikan fo Vı'ip^ıir ^'^ndi ; odpct. kendi kö^* t"Şraf"'.sımn bp'.'p'r^en y Adamın sî olıira ı '•or^ îunu7İa hele veı ; bir gün ak'ma n e r ' d e n esti ise es ni v( t <»' '»rlp ar?ni7da ç'kan can sıVn bir cok kücük anlaçmic «tnspn'prın hpp nnrmal halS a ç ' ı r d a gul modasını bır aklerinde foto"r.ifiarını cekmek de ma^lıklsr. tads^hv'ar kendiligin?am B. B varatmıştı. Onu, başıne oluvor • demış. •Sun'arı bir ö"^ orta^an kalkar. nın alnına geîen verinde koskoca honla*T'"n da. öv'e resımlerini aÇorıık ndası mutlaka bol para İpiiTi » Ve b ^ ' s m ı s mıi^ter'^erini isi dp'riidır. dedik. Cünkü hemen bir kırmi7i gülle bir filmin ilk geJ 7 ı r i M ı p hoplitrrııva O n ' a r bava hemPn mnhiK3(7 da vapaHIirsi ce=!nde görenler mndanın «en güzel surprizi» gibi dort elle sarıllandı mı. o.. rık! .. fntograflannı nİ7 bunü Rir kere sandalveve. ' mıslaröı Avlarca hıkmadılar. Sim c°':'.verıvnr F^kidcn rpsim çekti kol'ııSa filân !'J7um voV Yere ' « D ı k V11. V'' m ı H n m a v'. TI 17 » ııstMne oturulabüerek bir di bu gulp. bu «saçlara iliştirüen İ ıere tek kırmızı gül» modasına sanatdfnmez mi ir''' 1 Simı .'Hıki'jt. halı, halı verin' tutacsk bir çev çılar veni hir hava verdiler: îsyavmal ^eter. Üctüne renk renk. hon!avın> ^ n ı v n r Ve hunrian pan.vol dan«;özü hava^ı Tabii iri, • îıt^»•'"aca ı'mi» do^uvor Saut^! > cici minderler atılır. Yatak gün sal'.antılı hir çift küpeyi ve yagie pı ilme göre havada bir met dÜ7Ün div?*ı gibi oturulacak cins nnkların i^i van«nda iki saç bükv re vük=eldinİ7 mi şahsiyetin'7 ap ten se"i1p ''lir Duvarlara ucuzca lümunü de u n u t m a m a k gerek Sevdigi küçük arık ortaya cıkıvormuş. F r a n " z raf^r vaitırılır artık. ş»vler. biblolar. kitaplar buralara lsrın b ' r atasözü vardır: •Kiminle d'ı^ün ksfVtıftını sö'le, kim n'.du dizilir f"!İC!sını varsa duvaçiçegini penceresinin Ğunu söylive^im ^ t t + e şimdi de ra a^a^'lir • Nasıl hnn'ad'Sını s^^'e. kim ol önünp kovahil'rsiniz. ArkadaşlarıO L U M nı biip bu ndaya alabiür. Yerde. L: kı Zıraat Müdürlerirulen se'p «frne egleneb'lir. miİ7İk dinBıitün bıınların bir fotoğrafcınî'Thıım N^dır BirvarMn eşi. 1 nın kafisındsn c k n ı a s : bir sev He li'pbihr ovıın ovnıvabilirler TID Fıku'tt ! An ı'umi asistanı Nazprî oŞ'itler vermivoruz. Seri ğil de a d ! ? r ı n ı ıiü«"anın ' hildıdi. Kâmuran Birvnr*ın annesi, aklı basında in?aı'arın da ona ha''"ndp p'bi^p ma>T37alarının diî. E T. T Dahiliye M^teha«sısı rektöriı i;;r Amerikalı kpdın. virDr H^tık Sel. Dr Şefık Srl. uvmesı bir hos. tV'^dsor Dükü, F.nver Sc] ve Mukaddes Sel'm Marvlir Monrne ve daha bir cok mi?inin altmdaki kızına ancak bir liardcşl c ri, Kâ m j 1 e Bi rva r" ı n ...eshuHar eünıın sntoinii me^hur npncere gpnişliginde bir kün'irük, ı' ivmvalidesi ları oldular. Ar=tlarır.da profesor küçücük odava bu dü=ünceye göSAADET BİRVAB OppenhPİTier bile var. Hirosima' yı verinden fır'atan profesörün sanlar mı varatmış?» diye bir türî' 1 1960 günü vofat etmi c t;r j 1 19f>0 ^ünü ıkindi namazınşimdi ken'h de hopluvor. Bir fa lü akıl erdır«"nedik!erini duşündun st<nra Aksaray Validc Cacia ile sül'inc'i bir t " k kfl' rrıP "ie nüz mü hiç? t?*e bir gün şehirler. ünden kaidınlsr^k KozKı nıebirlestiren a f k l ' bir devir. Bun rimizın kazıları ıçinde dergıleriz rhğındaki eb rt dî i?tirah'\tgâdan 1000 vıl. 2000 vıl sonra bizim mj7i bulup çıkaracak arkeoloğlar Ihii'i tp\di edilecektir. 3Mf>\iî sararmış ' fotoSraflarımıza bakan şnşmıyacaklar. Hiç de durgun ınrjhiTLet eyliye. ların «Atom devrini bu durgun in sanlar değiliz! kaorisi \ir cocuk odası bir kaoısı I Dünya Olaylan S0 yaşında lsveçlı mejhur aktor ve sahne vazıı VİCUIT Sjcestroem uzun bir hi.'talıktan sonra Stokholm'da h'lmüstür. Aktör daha son zamanlarda Inçrıd Bergman'ın •Yaban Çilekleri» filmınde baş roliı oynamıştı. •* 85 yaşında Sir Winston Churchıll şimdi de MonteCarlo'da fl5 yaşına rağmen hâlâ canhh^ını nuhafaza eden eskı Basbakanın. hayatını mevsmlere gnre svar'adıgı için bu kad\*>r zinde kaldıjı söyleniyor. Bosdo giil BEYAZ MMENTO tthalâtçı sıfatıvle derhal teshm Beher torhası 30.90 TL. A D R E S • DEMİR KERESTE TİCARET A Ş. Transturk Han kat 3 Gs:a;a Jstanh.ı] Telefon. 4» 36 0(1 *9 11 41 Telcraf: DEMKERLtMGalata İ L ÂN Gaijıada Postane karçısında Iş Bankası ustunde. asansor ve kalorıferh kat, ıkı caüdeye cepnesı vardır. Müracaat: Kurekçıler, Topuz handa Raıf Alkan K O R U Y U C H M E L E K L E R ŞATONUM KlWALÎCESİ VAL 36 ÇOK UZAKLAf O L A M A I IMDA PİYE BAĞİ^SAK Bizf CHARLE5? Bu mütalaa kulağa hoş gelen bir şeydı. Wedge\vood. bir az düşününee, Crane'in verdıği fikri kuvvetli buluyorda. Savory'nın o sabahkı nıyetinden mâlumatı olmad'.ğı muhakkaktı ' Üstelik, Savory'nin ölümunden zivade Radlett'in ölumunu temenni etmesı akla daha yakın geliyordu Çünkü Radlett ölduğu takdirde. karısı Maude'a büvücek bır miras kalacaktı. Sonra. Savory ile arasında geçen kavga. eçer onu öldurmıve teşebbüs edece ği kadar kuvvetli bile olsa. her ge çen sene aralarındaki kini azaltmış olmak icabederdi Wedgewood öfkesinın en siddetli devresinde Savory'nin vücudunu ortadan kal dırmak düşünmediğine gore. aradan eeçen yıllar bu öfkeyi hafifletmışken bu cinayetin aklına gelmesi ihtimali pek daha azahyordu Wedgewood, sırtından ağır bir yük alınmıs gibi ferahladı. O gün öSierien sonra, Anne Meredith'in Wedaewood'ları ziyareti. ışı başka bir safhaya döktü Anne Meredıth, bu ziyarete bir bahane bulmu«tıı ^'.ık'iv'e Maude'jn ken ; d sine ariyet verdiği birkaç kitabı gerı eet'>ivordu. Fakat Wedgevvood bunun sadece bir bahaneden ıbnret olduğunu hemen anladı. Anne Meredith sır verebileceeı kimseler savdığı bu karıkocaya dert dökmi ye gelmıştı Dereden tepeden konu şuld'iktan «onra Maurie: Biliyor musunuz, dedi, o baş müfettişın sordugu bütün suallerın heclefi neymiş. anladık. Maude. böyle dedikten sonra, Cra ne'in sozlenni naklettı. Wedgev.ood, bu sözlerin Anne üzerınde bıraktığı tesiri hayretle gordu. Genç kız. önce. sıkıcı bir moamman;n böylere çözülmesi karşısında normal bir ilgi göstermiş, sonra yüzünün ifadesi bırden değışnııs, tereddüt etmiş, söylemekte olduğu bır cümlenin yarısında takılıp kal mıştı. Maude: Bir şey mi düşündunuz? diye sordu. Anne. sualın mânas;nı anlamamış gibi baktı. sonra, yüzünde bır dehşet ifadesıyle kendini toplamaya çalıştı. dili dolaşarak: Yoo. hayır . hayır, dedi. Yahut... Evet. Doris yengem, dayımın o sabah Saint Pols'e gideeeğini bılıyordu Sakın polis bizden şüp helenmesin diyecektim. Wedgewood ger.ç. kızın korkusurıun asıl sebebı bu olmadıgını deı'hal anlamıştı. O gittikten sonra, Maude kocasına : Acaip bır şe\ bu. dedi Anne'in bu hahne siz ne dersıniz? Sozlerıne inanmamak için bir sebep \ok. Polisın, Dorıs'den yahut kendısinden şüphe etmesi 'htımalı onu korkutuyor. besbelli bir şev Maude. mustehzi bir tebe«surnle: Aman, ikı gozum. dedi. Akıl var vakın var. Bence. Anne'ın kork t ıi?ii sev bundan daha onemli, mu hakkak Yoksa Anne'ın kendisinden mı şüphe edıyorsunuz? Ne. münasebet, a canım! Anne sinek bile oldüremez. Ama halmden bellı. bıldifı bir şey var onun Cınavetı kimın işledieini bilnıc^ıne ımkân olmadı^ına göre Övle olması lâzım. Buna rajmen halı c uphe u\andınyor Sebe bı r.e olabılir? \Vedae\vood ba>:nı salladı Durun b.ıkalım. dedi. Hangi sualdi onu böyle saşalatan? Kaatilin, amcası değil, dayısını hedef tuttuğu meselesi. Doğru. Anne dayısının yanında oturd'iğuna göre, yalnız ev hal kını değıl, Savory'nın temafta bulundu<ij kimseleri de tanıyor. Ne demek istivorsunuz? Bir az evvel bizzat sizin dediEiniz şeyı Anne, asıl suçlunun kim o'duŞunu birden bire tahmin ediverm.ştır Bu mevzuu bizim kurcajamamız doğru değil, ama, Anne'ın aklına gelen Doris'den baskası olamaz. Doris mi? Yoo. imkânı yok! TİYATROLARI DRAM: HAMLET Pazr.rtesi hariç her akçam 21 de Tel: 44 21 57 B U L M A CA 1 2 yek' Ankarada ilköğretim müfettişi pek feol ma^silah. Savşat'ta. dağ!arın. dereîerın irinde 170 eğitimciyi bir tek arkadaş denetlerdi. Bu»«dakilerİH ss'isı kırktan aşağı dfŞil: birıre de kırk öğretmen ya dü?«r, ya duşmec. Onlarır da yarifi ra»i r lndıır. Müfettişlerin coJu kendi iirde, kendi kuşundadır. Dergi çıkaran. ma=a', kitabı bastıran. b n r ' n n ilk*kuUapa: öğrençilere, cğretrnenlere sattıraniar m I I I ! ! I 1 1 1 1» ! 1 4 5 B 7 8 YENİ TİYATRO: TAHTARAVALLİ Salı hariç her akşam 21 de Tel: 44 04 09 IAMES BUCHANAN » CO. ITO. İÂDYOIBÜGtİNKİI PR06RAM tlı*>v£'.i <?"=tr>ral Senfonisi'» 22.50 Gecey* doğru S3M Haberler 23.15 7.2T Ac:Uş ve program 7 80 Gmay §e'ir'miîi riyaret eden sanstîilar ıFrandm sevgılı dır.ley:cıler > 8.08 Haber çoi=i G!>r: = M 23.45 Gece melodileH ler 1.15 Her telcien 8,35 Müzıkii 24,00 Pr.gram ve kapanış. sabah gezint'=i , I IKîNCİ PROGRAM ! ANKABA 9.65 L. V Baethov«a (3 Na lu De mi i 6 57 GıinaycUn ve gunun programiarı por »ıysns kançfirtasu I 9,40 Ev k»(Erken uyanar.larır: 4ını için tr.vjzık 1300 W A. Moz^rt " ?0 Bugjn 136 No. lu Do major senfoni) 10.30 proeramı ı S 00 Haberer 8.15 MeSaz eçer'eri 10.45 Bırkaç dans p'âğı t«nroloiiden haber 8.17 Bugun (Prog 11.00 '.V A. Mozart (La majör sonatl ra«ıın Hevamı) S.00 Ikinci program. 12.05 Bs'.e müziUleri 12.30 Beraber 11.SS Kvıtılf Ks£W müHik 11.45 T*Rgolar r İ2.80 tkjnci programın ka ve *o!o şarkılar 13 00 Haberler \Z 15 ^T?teoro:&jiaen haber 13.17 Ha. vay Adblar:r.dan meloiıler 13,30 Gö1£ 27 Açıhş ve o'flgraın 1Î.S0 SEFnul Akm'dan şarkılar 14.00 Melodikıîsr (»erihsn AJtında^ 6^E€ri> 1? "0 H t K > r 13.15 Ctsitü tığl» mü !er 14.30 Î.Ivrîafa GeceyatnıaE'dan ••jrkü'er 14.45 Eddy Arnold ve Gıtaliâi 13.45 Beraber sarkılar 14.15 rı 15.00 Iki saat ara. CJ'.s konseri lE. E'gar. M. Ravel «Enstrp^uksiyon ve Alîep*oı>) 14.45 Tur16 57 Program 17,00 İnce=aidan küler (Ha'in Mutlucan) 15,00 Frog Suzinak Fssh 17,30 Sağlık koiHişrn^" r£35 ve kapanış. sı 17, !0 Fahriye Caner'den sarkılar 16.57 AçUıç ve program 17 00 Si 18 00 Yurttan Seiler 18,30 B.ze jin içLıı s»ç1.k)enmiz 17.15 Kayip gelenler 19.00 Haberler 19,15 Me: mektupları 17 20 Ileri Türk MusikUİ t«or^lo: clen haber 19.17 Tsrihter. bır Toplul>j»u 17,45 Nej3t Cendeü ve ysprak 19,20 Stü<1yo 4 ten melodiler »rkadaşlarü.dan caz muziei 1* 00 19.35 Erol Pe':can Caz Top'.uluğu Hakkı Derman Fasıl Heyeti 18 30 19 ^0 Kitnr» »aat; 20,00 Kıbrıs saatı Mürik 13 9fl Habertçr 19.15 Bire 20.15 Rdyo Gazetesi so.30 Ne rin kalır<sa 19 S3 Şsrkılır ıS'lih Dizeri S uihiMen s a r t ı ! " r Sı 00 Pazartîsı r 20.00 Kıbıs «aati 20 15 Radyo Ga >>r.eri 2145 B;zt geieiler 22 08 zetesi 2"r^ Safkılar rîl'fharet Yı! B M.M. nds bugün 2g.l5 Cemil Ba. <ır.ım) îl 00 5es ve saz öünyan,ızdan ="aan Tango ve Çigan Ork»ftrasj çehreler ı Msut e«mill 2120 Melo. <>'1 tö DevGmı yarıc akşam 23 00 H"*idep Husioıiıye 21.40 Kısa haberler =r bCteni 23.15 Oda mÜ7İ|i »1 45 Taîiva hikâyelerinien örnekler 'Brhm«: «La mlnör kuartet»! 23.45 22.00 Radyo Senfenî Orkestrası (H Duke El'.ington ve Orke'frası 24,00 W<igner .R.eRzi Uvertueu*. L. v. Be« Yarinın programları ve iyi geseier. BÜTÜN İ5TEDİ6İM 0 HİLD Ğ|'L AYNI S İ LAHLARLA KA aeoe HALOE ; • ş£ m DUYMAS EN KULAK m 1 I IS! 1 1 I •1 1 1 \m ı Perşembe, Cuma. Cnmnrtesi, Pazar 21 de. Tel: 22 79 37 İSTANBUL BÖLÜMÜ: A K İ F B EY ı ı m m LÂLE TİYATROSU: YARAMAZ ÇOCUK Çarşamba hariç her akçam 21 de Tel: 44 35 95 •i «MKSSNfefi x»:safca> > 2.^^SS3î: ISTANBUL 8AV USCAJBL: I'KOF StıMBÜS'ün MACERALARfc SDLDAN D E V L E T İ Ş L E R t 1 Kâğıt paranm bir adı. 2 Perşembe hanç her ak«am 21 de Kı.muta telâkki eden (ıkı kelimeı. Tel: 36 Oi 82 f 3 Bilhassa denızlerin karalar Şehir t i y a t r o l a m ı n her bolümünda içerisme doğru gırmiş oldukları Pazar günieri 15.30 da matine. yerlerde yapılan tesisler. bir zaman parçaMnm tersi. 4 Bazı TİYATRO nıemlek'tleıde işçılerın ıstekıeriı MUAMMER Fazarteşi h.ırıç her ni elde etrrek için başvurduklprı J gece 21 de çare, doktorluk ilmi. 5 ÇevrilinSalıncakta İki Kişi ce bırbiri ardıra dızilerek işliyen Pazartosi hariç her nakliye v;ısıtalarına verılen isim gün 13 de belirir, nota. 6 Kendisini biz taT\HTA C\V\KÎ.\R R n c a şîdığımız halde o herkesin ağzında tekrar olunur. metelısı bulunT l ,, u h h hfi mıyacak derecede züğürt (argo). 7 «Enerjik insanlarm himm^ti onları bile devirir» diye Arapça İSTANBUL TİYATROSU bir atalar sözü vardır, Divan EdePazartesi, Salı, Çarbivatı devrınde sofralarda içki daşamba. Perşenıbe ğıtan şf.hıs ı eski terim). 8 Has21 de talık t eskı terim ı. Bulunmaz Pansiyon Cunn. Cumnrtesi, I'I'KARIDAN AŞAGlTA: T>\ZP.T 2! de 1 Balkan devletlerinden biriİMAM GEI.Dİ Mİ rinin başker.tı. 2 «Şef mevkıinÇarşamba. Cum?rdeki kimse> karsıhğı iki kelime. tesi. PıziT ]"• da 3 Bazan ayağımıza kadar gelir Tel: 44 22 36 TEVHİT BİI.GE de teperiz, bir çeşit ağzın yarı*. TİYATROSU 4 Erkeklerin süs eşyasından. • itBLS OLACAG1M c BaMıca gidamız (ski terim), ifer akşam 21 15 te msan sözünü ?umartesi. Pazar, T EİSlRlı İKİtlTl Çarşamba lfi da ZıAiEİDıi talebe ve haik A.İR a matinesi A dır 6 Ba'ık OİNM avlama vasıtaSÜPER KUKLA E'KİÎ'A sının yarısı. su atrü^ıı tenı^îlleri ocaktan itîbaren ve gızli sev (es E •ÜİA S\RAYDA ki terim). 7 Dunku hulm.ıcani' gün matmp 17, Ona eskiden halledilmiş şekli 21.15 te. Çaru\..«âsina» derler,?mba, Cumartesi. Padı. 8 AKdenizin sevımlı zar 11 de tenzilâtlı talelımanı. ue m^tıuıM. Tel: 44 63 24 44 16 56 KADIKÖY BÖLÜMÜ: tiiİAm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear