22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKİ KREMUN'İ YENEN ASK Hâdisesiz gecen giinler ri olmazdı. Aradan birkaç gün geçmişti ki, kapıcı gelerek kendisini iki polisin aradığını v« niçin gıda maddesi karnesi temin etmediğini sorduklarını söyledi. Nora sevincin den neredeyse kapıcıyı kucaklıyacaktı. Mademki mahallî zabıta, ken disine bir vesika vermeyi kabul et misti, şu halde Nora artık Rua polisi nazarında normal bir insandı Artık ona bir kaçak nruamelesi vaDilmıyacaktı. Hiç bir seyden korkusu kaİTi'>'rı«tı art'k NKWD sonunda kendisini unutmuştu. Ydhut bile bile. t=kinten vazgeemiçti. Nora hemen asağı kcştu Kapıda ken «Bumı a!» dedi «evimin anah di=i'i bekleyen nolislerden biri saat altıda poli» merkezinde bulunmasl tandır. îstediğin zaman oraya dersin. Seni hizmetçim olarak tanı nı söyledi. tacağım. Ancak bu şekilde polisin Gene kız kararlaştırılan «aati »a elinden kurtulabilirsin.B b'rsızlıkla bekledi ve tam 6 da *<* Murray'i Elçilikten çağırmışlardı. k'ğa fırladı Fakat daha iki adım arkaBeraberce sokağa çıktılar ve köse atmıstı ki, alaca karanl'kta baslnda birbirlerinden aynldılar smdan bir ses duydu: «Affedersimı nereden gidilir?» Nora da doğruca Murray'in Sophiis acaba metroya kaya'daki evine grftti. Murray bu Arkasına dömdü Avnı anda iki kuv evde arkadaşı Bareshaw ile beraber vetli el kollarına sımsıkı yarjiçtı ve kalıyordu Nora evin civanna gel Nora neye uğradığnı anlayamadan diği zaman NKWD memurlarmın o kendisini bir otomobilin iç'nde bul nlarda dolaşmakta olduğunu gördü du. Arabanın zemmine yat'*"lrruştı. Murray'in evi. İngiliz Elçiliği men Adnmlardan biri eğildi v» bağırıp «ubu olmssı dolayısile memleket çagıran kızın ajzmı elivle «ımgıkı kap=dı. Yolculuk kısa sürdü. Adam dışı gayılıyordu ve o eve girmek lar onv »ürükleye sürükleve polis için eld« İngiliz Elçiliğinin vesikas merkezinin revirine götürdüler. Birbulunmaaı gerekiyordu. az sonra da poli» elbisesi givmiş Nora bir koşeye saklanarak NK genç bir kadrmn huzuruna eıkartWD devriyesinin uzaklaşmasmı bek tılar. Kadının yüz hatlan bir erkel«dl. Aradan bir hayli zaman geçti ğinkine benziyordu. Üzerinden büGküç kıs çok üşümüştü. Nihayet tün dişilik vasıflarinı atmaS» biı meınurlar biraz uzaklaşınca derhal hayli gayret etmi» olduğu besbelliveve doğru seyirtti ve acele hareket di. KaşUn çatıktı Gözlerinde ealerl* kapıyı açarak içeri daldı. Ka rip bir pırlltı vardı. Bir TfiHdet pıyı kapadıktan sonra duvara da Nora'yı süzdiikten sor.ra co<hık ve yandı ve d«rin bir nefea alarak biı mütehakkim bir »esl«: «B'zden kamüddet dinlendi Artık kurtulmuş çabilecğini ummuştun değil mi''» *• Dudmklan titreyerok dua etti. dedi. ((Seni gidi serseri kız1» Ve hiç Aradan birkaç hafta geçti. NKV7 beklenmedik bir «nda Nora'nin suD tejkilâtı durmadan İngiliz Elçili ratına bir tokat asketti. Tırnokian J4ne müracaat ederek NoraVıın ken Nora'nm vüzünü yırtmıştı. Gene dilerine teslfan edilmesini istiyor kızm vanağı hafifçe ksnamağa baş . lardl. Zira oari kanunlara göre an ladı. Sonra avnı mütehakkim tonla cak NKWD ni n müsaadesi tahtmd» «Hüvivet vesikanı göster bakalım'» bir Rua yatandaşı ecnebi müessese Dedi. Nora ceblnden çikardıfrı vesilerde çalışabilirdi. Nora ise böyl« kayı ona uzattı, kadın veaikayı ala bir müsaadeye gahip değildi. Bun? rsk kalın bir kslemle boydan boya rağmm İngiliz Elçiliği genç kızı çaprazlama çizdl Bu hareket Nora' NKWD ye teslim etmemekte ısraı yı iliklerine kadar titretti. O ana ediyordu. kadar sahib olduğu tek jey de böv Haftalar geçiyordu. NcTa arasıra lece elinden çıkmı» oluvordu. Arbir inaandı pencereden e+rafı seyrederke n bah tık ne idiğü belirsiz çede düşüneeli bir tavırla bir aşa Devlet onun varlıftmı bundan böy fc bir yukan dolaşan uzun boylu le tanımıyacaktı. Genç kız ağbmaîngillz Elçisi Sir Stafford Cripps'l mak için dudaklarını «ırdı. 6 Uzun müddettir görüşmemişlerdi. Murray bu arada neler olduğunu sordu. Nora olan biteni ağır ağır anlatmaya koyuldu. Fakat içinde garip bir sıkmtı vardı. Murray ile artık son görüşmesi olduğunu düşünerek üzülüyor, bu saatlerin sür' atle geçip gitmesine tahaTnmü] edemiyordu. Arkasma bile bakmadan ondan kaçıp, kendini kaderin kucağına atmak istiyordu. Farkma varmadan lâfı kısa kesivordu. Nihavet ayağa kalktı ve £enc adatna elini uzattl. Murray onun gözlerinin ici ne baktlktan sonra avucuna biı anahtar sıkıştırdı ve : Setıır H haberleri Gatalca yolunda traf ik kazası İki kamyon hurdahaş oldu, biri ağır, 2 kişi yaralandı Çatalca esfaltında gece yansından sonre 1 kişının ağır 1 kışııım de halif yaralanmasıyla netieelenen yeni bir trafık kazası d:ha olmuştur. Şükrü Tııyarkı idare&ındeki (Kırk lareli 70163) plâkalı kjrpuz yüklü kamyon Kayıkü köyü civarında 33 üncü kilometrede yolun sağ tarafında dururken, arkadan gelmekte olan Me cit Bulut ideresmdekı 84319 plâkalı kavun yuklü başka bir kamyonun sa demesme uğramıştır. Keza sonunda her 2 kamyon hurdaha» olmuj ve Esat Eren isminde bir şahıs fğır, Refık Sıhirbaz da ha. fif yaralanmıştır. Ağır yaralı Cerrahpaşa hastanesıne nakledilerek tedavi altına alınmıştu. Yapılan tahkikatte kbzanuı arkakamyonun şoföru Mecit Bulut un, kar gıdan gelen bir vasıtanın uzun farLrı nı 6Öndürmemesi yüzünden meydana geldiği anlaşılmıjtır. Kazayı müteakip durmadan yoluna dev.m eden ve farkUırmı söndürmeyen vasıta jan darma tarafından eranmaktadır. Çorlu Savcılığı tahkikata devtm etmektedir. CUMHURİYET ( 1 1 10 Ağustos 1959 p A Rİ KT U BLA R I Paris Cezaırin dagları bir haf tadır gene top seserile inlemektedir. Fransızlar gayet üstün kuv vetlerle Kabilya bölgesinde geniş hare kâta başlamışlardır. Atlas dağlarıııdan sahillere kadar gene gün lerle ve belki de aylarla, yeni bir kin ve gazap rüzgârı esecek, iki taraftan da sayısız kahramanlar düşecektir. Sonu ve sonucu belli olmayan, âdilâne bir hal çaresi için hâlâ cüretli adımlar atılama yan ve bu yüzden hâlâ devara edip giden bu mânâsız ve fayda sız sava», bu kıyasıya mücadele ne zaman dinecektir? De Gaulle'ün işbaşına le Cezayirde âdilâne bir liberal bir hal şekline umutlanııın kırıldığmı eeklerd>? gelmesiy sonuca ve inananlaı mı göre Cezayir meselesi ve Birleşmiş Milletler... r A&demir YAZAN: 1 c I f SABAH Ördek hikâyesi gibi. ama. •••• ir kibrit kutusunun bana verdiği ilhamı, şimdi belki de, hava bulutl» deyince buluttan yağmnr, yağmurdan göl, gölden de, suda yüzen ördek mânası çıkaran adamııı tedai silsilesine benzetenler bulunacaktır. Belki de haklıdırlar. Ama tedai denilen şey insa nın kendi elinde değil ki! Şimdiye kadar bu kibrit kutusn na pek dikkat etmemis, öyle alıcı gözle de bakmamıştım. Nihayet, kibrit kutusudur bu Içindeki kibrit çöpleri, çakıldığı zaman bomba gibi patlayıp evi ateşe vermek tehlikesi göstermedikçe, dikkati çekmez. Başıma böyle bir hal geldi de onun için, evirip çevirip baktım. Işte tedavi dediğim «ey o zaman oldu. Kutunun üstünde bir orman resmi var. Bir de yazı. Orman servettir, koruyalım. dive. Okudum, elimde olmaksızın gülümıedim. Başüstüne, diye düşüııdüm, koruyalım. Ama şu, çakılınca çatlayıp ııçrayan kibrit başlarından, malımızı mülkümüzü naml koruyalım? Sonra, bu orman resmi acaba ne demek istiyor, diye de düşündüm. Demek istediği bu otsa gerekti: Kibrit çöpü tahtadan yapılır. Tahta, ağaçtan olur. Ağaç da ormandan çıkar. Ağacı koruyalım, hize tahta verıin ki tabtadan çöp yapalım, kibrit «atıp para kazanalım. ormanın servet olduğu da bu su retle anlaşılsın. Uzun bir tefsir, ama galiba doğ ru. Çünkü, kibrit kutusn üstünde orman resmiııin başka türlü ne işi olabllir? Vecize, orman vecizesi, ikaz, ihtar, nasihat filân mı? Oyle de olabilir. Ama ben böyle bir nasihatin, vani orman resmi yolu ile nasihatin taydadan ziyadc larar verici bir şey oldugu kanaatindeyim. Elinde kibrit kutusu tutan bir" kimıeye, durup dururken, ateşle ormanı bir arada hatırlatmanın mftnası var mı? Düşünmeli ki, kibrltl kullananlar yalnız şehirliler, taatan, betondan binalarda oturup, mfalt caddelerde, kaldırımlarda dolaşan lar degil. Kibrit, tütünle beraber, •igara ile beraber, köylerde, kırlarda, ormanlarda da dolaşıyor. GUnahlarını affettiğimiz, ileride belki gene affetmege mecbur olacağımız neviden kimi takat kafalı kimi kötü niyetli, kimi ne yaptı ğını bilmiyecek kadar cahil nict insanın elinde de dolaşıyor. Yuktrıya naklettiğim cümleyi inıanlarla beraber şeytan da heı halde okuyordur. Şeytan, bu dedigim kafalara pek muıallattır. O kuduğu cümleyi kendi habi» kafa•ının İçinde biraa oıatır da, o nevi kafalara .öyle üflerıe diye aklım dan geçti. «Kibrit çöpü tahtadan yapılır, tahta, agaçtan olur, ağa( da ormandan çıkar. Agacı koruvalım, bize tahta vemin ki, tahtadan kibrit yapalım, kibriti çakıp ormanı tutuşturalım.» Dedim ya, elimde değil. cümle, bn şekli alıverecekmis fibi geldi bana. Böyle *ey olmaz, fantezide de bu kadar ileri gidilmez, demeyin. Gidiliyor i»te. Benim aklıma gelen »ey, lararlı olmak İçin fırsat »rayan bir kafaya da glremez mi? Fantezi, kabul. Ama fantezi uğrunda neler oluyor. Hasıh. ben, kibritle ormanı hir arava getiren bu kutunun üstündeki resml befenemiyorum. Ona baktıkca ateşle barul yanvana eelmiş gibi bir vehme kapılıyorum. Hamdi VAROĞLU Baîhan leşmiş Milletlerde Fransa suçlu iskemlesine oturmaktan kurtulamı yacaktır. De Gaulle hem Fransa içinde hem Fransanın deniz asırı toprak : lannda geniş bir birlik ve Fransa camiası kampanyasına girişmiştir. De Gaulle gibî hem politika hayatında hem şahsi hayatmda tertemiz ve tam manasiyle «integre» kalabilmiş bir liderin bu dâvayı basarabilme şansları büyüktür. An cak tarihi bir gelismeyi ve bilhassa sosyal akımların da affet mez kanunlarını gözönüne almalı yız. De Gaulle. Cezayir dâvasında şimdiye kadar daima liberal ve adilâne bir hal tarzı için konırşmuş < «Ivahramanlaı barışı» için Cezayirli vatansever lere tekliflerde bulunmuştur. Fakat. buna mukabil. bu dâ\ada müfrit ve uzlaşmaz tavır takınan grupları da tamamen nötraüze e diyebilmek giiçtür. De Gaulle Fransanırı diğer müttefikler ve beynelmilel teşkilâtlar nezdınde ne kadar müskulpesent ve ıdaresı zahmetli bir üv e olduğu bilinmektedir. De Gaulle'ün Franıa içinde kuvvetlni ve popülarıteşini yapan biraz da budur, Ancak dâvâ Batı dUnyasının birliğl hcle Doğu bloknna karşılık olarak beşer kıymetlerine verdiği önem olarak belirlnce Franıanın ve müttefikle rlnin handikapları anlaşılır. Ütküdarda Atpazannde karjjuz ser gisinde çalışan 45 yaşında B haeddın Özbayraktarla 29 jvşındakı ortağı Ra fet Kesen if yüzünden kavga etnıışlerdir. Kcvga sırasında Batıaettın bı. çakla ortğı Rafeti muhtelıf yerlerinden ağır şekilde yaralamıştır. Yarah Nümune hastshanesinde tedavi •ltına «hnmış, sanık yakalanarak tah kikata başlaıımıştır. Kadıkönde Kayışdağı caddesinde 45 numaralı evde otuıan 59 yaşındo Meh met OkuKjğlu, alicak yüzünden k.v j (a ettiği Muzjrffer Atabenler tarafından çckıyla kalçasından yaralnmıştır. Yaralı tedavi edilmiş, sanık yake ^enmıştır. lsmeil Yurdayiğit ile karde?i Satümn Yurdayiğit, Kasımpajeda Imambshçe »okağında Ferit Ateşgüneş, Hamdullah Karasöğut ve Ismail Özmutl« kabadayılık yüzünden kavga etmiflerdir. Kavga sırasında îsmail Özmut, l!smail Yurdayiğiti bıçakla yaral"mış, Ferit Ateşgüne? de tabnne sını çekerek havava ateş etmiştir. Yarelı teda. vi altına »lınmış. kaçan »=nıklann görüyordu. Bazı sabahlar TuğgeneInsan azmanı kadın polis. bütün arprm sma baslanmıştır. ral Mason Mac Farlane bahçede biı Amerika Birleşik Devletleri tebu yaptıklan yetişmiyormu» «ibl Ürdün Eğitim Müsteşarı fortla idman yapıyordu. Bunu seyçen defaki müzakerelerde çekim Nora'nm eüne sarıldı ve parmağınretmek Nora için çok eğlenceli oluAlmanyaya gitti ser oy kullanmıstı. Bu Fransa için yordu. Sir müddettenberi İstanbuHs bu kâfi derecede bir ihtar ölmalıydı. ken «Artık bunlara da ihtiyacm Aradan haftalar geçti. William kalrriıyacak» dedi ve sonra onu dı unan Ürdün Eeitim Müstesan Sait De Gaulle'ün bu ihtarlara hiç de kulak asmavacftğmı bHdi$inılzdetı Bargshaw İngiltereden çağırıldı şan çtkarmaları için yanırfdakile Derra dün şehrimizden uçakla Batı Birleşmi» Milletler Genel SekreteAlmanyayî gitmiştlr. Evde bir veda partisi verildi. Nora re işaret etti. rinin telâs ve acelesini anlıyorm. London Times'in tdare bir zamanlar olduğu gibi gene bu (Arkası var) Japonya, Ispanya, Yunanistan ve Meclisi Reisi gitti partide hazırdı. Fakat bu sefer önIskandinav memleketlerinin de Bir müddettenberi memleketimiz muhtemelen bu defa da aleyhte eekl gibi misafir olarak değil dt de Dış İeleri Bakanlığının misafiri oy kullanacaklarını tahmin etti beyaz önlüklü bir hizmetçi olarak olarsk bulunan London Times aa ğimizden Cezayir me»ele»lnln BirGeceyarısı dâvetliler gittikten sonACI BİR ÖLÜM zetesinin İdare Meclisi Başkam leşmiş Milletlerde tartışılmasının ra bütün bulaşıkları yikadı, ortalıCampell Stvvvart dün uç'kla Lon Fransa için bir hezimet olacağını Mürv^t Dikmenîn sevgili" eçi, ğı topladı ve yatağa girdi. Tam uyşimdideıı söyliyebiliriz. draya gitmictir. Belma ve Kerim Dikmenin bakuya dalmak üzereydi ki, dışarda baları. Sıdıka Dikmerıin oğlu, \ 10 yaşmrİR bir kız bplkondan B& hezimet Birleşmi» Milletlergarip bir gürültü duydu. Kulak kaAH ve Kadri Dikmenin ağabeyle Fransa arasında bir «bozuşma» diişüp yaralantîı lerı barttı. Ussklardan köpekler uluyor ya yol açacak mıdır? Buna hayır Sultaniihnvtte Kücükavasofv», ARİF DİKMEN 1 lardı. Nora çok denemisti. Ne za Caddesipde 152 nunıaralı evde otuj vcfat »Imiştır Cmnutrsi 10.8 93 ) man köpekler ulusa, bir harb çıkaı pizartf>=i günü ciğle namazını ran 10 vaşında Sabahat Turh^n 'sT E Ş E K K Ü R veya başka bir ktttü haber duyumüteskıp Şişli Camiınden kıılminde bir kız. balkonda çiçek suBUyUk kaybımıiı ievgıli ılle bülurdu. Nitekim ertesi sabah, yani dırılarak rpriköy mezarlıfcına larker 3 metre yüksekten sokags yügumuz ilecektir. Mevlâ rahmet 22 rjaziran 1941 sabahı Almanların dÜBmüştür. ASÎME KAYMAKÇALAN'ın Rusya'y* yürüyüşe geçtiklerini öğMubtelif ycrlerinden yaralanan hıFtalıgı ennatında kıymetlt altkalarendi. İşler gitgide çıkmaza ^iriyor Sabahat Guraba Hastahanesi'ne va rını eüirgemiyen Doç. Dr. Celâl Öker du. Akşama doSru Moskova semaDr. Erdogan Noyan, Dr. Necmettin t!nlsr?k tedavi altma ?l'.nmı?tır KIRALIK FABRİKA lannda alarm düdüklerinin siniı Kelcşoglu Dr. Burhan Hasekioğlu ve DEPO BİNASI Dr. Ihsan Ztrr.bilci ve Doç. Dr. Mah bozucu sesi çınladı. Harb başlamışAĞUSTOS 10 SAFER 5 nıut Nedim Zembilciye. cenaze me Eyüpte 200 tonluk motorkrın Ü. r.ısimine i^tırak eden, çelenk gond»yanaçebileceği rıhüm ve 100 rcn, bizzat gelerek veya telefon. telbeygir trifaze eereyam buluNora, «belki bu sayede NKWD gr.if ve mcktupla acıınızı paylaçan nan 700 metrekarshk bina ari i zıvata ayrı ayrı teşckküre teesstlöenimle uğraşmaktan vazgeçer ve sssiyle birliktc kısmen veya rtlmüz mâni oldugundan gazetenlıln kendi dertlerini balletmeğe çahşır» V. ] 502 12 1918.11 19 15 21.00 3 03 tavassutımu rica ederiz. tamamen kiraye verilecektir. diye düşündü Nihayet böyle zaKaymakçrlan, Bilge. Bumin. Otov» Tel: 21 44 86 E. ] 9 451 5.02 8.54^2 00^ 1.45| 4.46 msnlarda bir tek insamn pek değeBcngü. Güneri Aileleri 1 Dünkii kavgalar ve yaralamalar j Fransa muhtemelen gene Cezayir mes'jlesinin Fransanın bir «iç Birleşmiş Milletler Genel Sekmeselesi» olduğunu ıleri sürecek reteri Hammarskjöld bu hafta Pave bu konuda hiç bir mudahalevi rise gelerek Fransız devlet başka kabul etmeyecektir. llukuki banıvla uzun boylu görUşmüstUr. kımdan da haklı görülecektir. Mister «II» ın Pariai ziyaretinin Ancak böyle hem ateşli hem ihtiCezayir savaşlarıyla çok yakından rash konularda milletleri hukuki ilgili olduğunu rahatlıkla söyliyctezlerle, delillerle ikna etmek de biliriz. Kabilya'daki geniş taarruz mümkün degildir. Onun için Birharekâtı Birleşmiş Miletlerin elçisini belki de, aceleye scvketmiştir. Ancak Cezayirdeki askeri operasyonların düııya üzerindeki etkisinden daha önemli bir mesele • vardır ve muhtemelen Mister «H» ' Atlantiji bunun için asmıştır. ) Cezayir meselesinin Birleşmll Milletlerin çündemine alınması ve eylül on beıjte müzakere edilmesi için Afrika v e A*} a devletlerinin verdikleri ö'nerge Fransanın işini KÜçleştirmektedir. Müzakere edildiği takdirde Fransa aleyhinde ezici bir çoğunluk belirmesi çok mümkündür. Hemen hemen bütün Asya ve Afrika devletleri ve müs lüman ülkeler Fransa aleyhinde oy kullanacaklardır. Bir çok Batılı dcvletin de (çekimser oylarla) Fransayı desteklemivecefinl düşünürsek Franeanın aleyhlne kırka yakın oy meydana gelecejini, bona mukabil lehte olanların bunun yansından pek de fazla olmıvacafını tahmin edebiliriı. Hele Küba, Venezüelâ (ibi Güney Amerika devletlerinin, bu bölgelerdeki politik gelişme dolayısıvia, bu defa Fransa aleyhinde oy kullanacaklarını söylemek mümkündür. Fa2Îa göneşte durmaktsn müteveüit baş dememiştir. Sosyal akımların affetmez kanunları derken daha zi yade bu iç mücadelenin şartlann dan bahsetmek istedik. Fransada De Gaulie'ü işbaşına getiren cereyan sonraki gelişmeleri ne olursa olsun Cezayir dâvasında belirli ve kesin bir tutum takınan bir azınlıgın desteğıle hızlanmı» tır. De Gaulle icraatile bu grupu hayli hırpalanmıssa da tamamen bertaraf edememiştir... $••%<Cezayir dâvası Birleşmiş Milletlere geldiği zaman Türkiyenin dav ranışı ne olacaktır. Ne olmalıdır? Biz bu «ütunlarda fikrımizi son yıllarda usaıımadan tekrarladık. Cezayir yüz kırk yıl evvel Türk Imparatorluğuna bağlı bir iancak tı. Buralarda saygılı bir mazımlz, eserlerimiz, şerefli bir hâtıramız hâlâ mevcuttur. Bu müşterek din ve tarih bağları Türkiyeyı Cezayir dâvasında katiyen yabancı ve tarafsız yaparaaz. Onun icin bn dâva kangren olmadan hükumeti bir arabulueuluk rolüne te^vik etmck için elimizden gelenı yapmıştık. Fakat bu tırsat kaçırılmıştır. Kuzey Afrika ve Orta DoŞu siya setinıızde hatalı bir yol takib » dilmistir. Son çörüsmelerdc ve tartışmalarda D.P. hariciv esinir bu hatalı yoldan döıımek için pav retler sarfetmekte olduğunu misal lerile görüyoruz. \ e vazık ki «rodage» devresi çok uzun sürmüş elimızdekı polıtik plattorm kav bedilmiştır. Ancak geç de olsa bu yola girdi^i için, bu politikayı deı teklemek, geçmişin kırgınlıklarını unutmak, tarafsız Insanlara dü»en bir vazifedir. De Gaulle Frantso nın da eski Fransa olmadığını, hem Afrikada hem Avrupada iddia ve bir sistem peşindl oldugunu hatırlarsak takip edecefimia hareket tarzının bir çok verilerin ısıgı altında gözden geçirilmesl icab ettigini teslim ederiz. Bu bakımdan hükumetin seçi» görevinin hakikaten güç oldufunu kabul etmekteyiz. Şartlar hem değişmlş hem de ajırlaşmıstır. Altılar veya Yediler Avrupasında almak iıtedijimiz yerin veya dettekliyecefi miz grupun da bu Cezayir dâvası tartışmasında belirecegini tahmin ediyoruz. OPON FAYDALIDIR OPON, baş, diş, adale,sinir,lumbago ağrüannı teskin eder OPON, grip ve nezle başlangıcında birçok fenalıkları önler 3 cu w m Almanca ve İngilizce tercümeleri en doğru ve en titiz olarak yalnız Tercüme Servisinde Tel: 44 84 25 Gal'ta, Mertebanl Sok. Yakut han (4 cü) Noterin binosO Dığer Dış Ticaret Mevzuatı tercümeleri de bulunur Resmi ve hususi tercüme kabul edilir GÜNDE (y TABLETE KADAR ALlNABİLtR Yara, Yanık, Pişiklere II CUMHURÎYET'ÎN TEFRİKASI: İ G RTIIDiREK «Canını sıkma Emmi,» dedi. «O anam hep kendi kendine söylenir. Aldırma emmi. O ha söylensin, de löylensin. Aldır ma.» Bu sözler azırık yüreğine su döktü. «Şu Uzunca Ali rte iyi, ne hos çocuk. !Ju yezit Mcryem ceden düsmemis sanırsın.» Azıcık açılınca, önde giden Aliyi çaşırdı, elini omuzuna koydu, muhabbetle sıktı : «Sen sagol, iyi yürekli yav rum.» dedi. «Baban da senin gibiydi. Ben kimsenin üzümüntt almadım Ali. Çukurda kim •e de yüzüme tükürmcdi. Kim•e de sırtıma bınmedi.» Ali gülmsedi. «O da mı kaygı, Halil Emmi! Tükürürler de, öldürürler de. Onlar Çukurova agaları. Mühur kimdeyse, Sülevman o Ha lil Emmi » «Bak. sana deyım de Alim, inan bana. Gelinimı de gb'zümlen görmedim. OSIum \utnyor Havırni7. Benim elimden ne «e lir ki » Ali «O vutuvor. «ana ne?» «Ho«to«t domuz mah! Host: .Gc'^er de kurtu!a\ım, inşallah.» ArUatlan ra^ba^o^lu çağırdı. Ali bekledı. Tasbaşoğlu «Gel kardeş,» diye ıBze başladı. «Anladın ya, köylü gene Muhtardan yana oldu. Bis ayrılıp kendimize ayrı tarls bu lalım. Muhtar rüıvet yesin di ye, ber Allahın yılı biz ell bos mu dönelim köye? Bu Allaha yakışır mı?» Ali «Bu Muhtar başımıza çok iş ler açar.» dedi. «Köylü tüm biz den yana geçinceye kadar bek liyelim. Bak, gün ikindin oldu. iki konalga geçtik, herif gbçu durdurmadı. Bak havaya, Hava da bozuyor. Şu esen yel, yağmur yeli değilse, ben de bir şey bilmem. Istersen Koca Halile sor .Köylüye kötülük edeoek.» Tasbaş «Kaıdı var^ Ali. «Akşama kadar böyle yürür se göç, kimsede can kalmaz.» Taşbaş. «$u taklitçi deyyustan da köylü kurtulamadı gitti.» Ali. «KBıtdoğlu tabanıızlık etmi. yevdi » Meryemce habire homardsnı yordu. Taabaf bayını kuzevc dondurdü. Oteden, dagların üstUnden gelen kapkara kesilmr hulutları gösterdi. «Şunu görüyor ma«un? Bir tu tarsa burayı, ortalık selifle gi '*»***«' '**»»•*' der. O zaman gör kıyameti. U laman gör rezilligi. Aliah vere de biz gediği agıncıya kadar...» Ali buluta baktı baktı. «Bu bir saat sonra burada Bir de patlar ki, adamın ödünü kn parır yaz yağmuru.» Tasbaş. «Aman, şu muhtara yetişelim. Ona tehlikeyi söyliyelim Ormana yetişmezsek bu koyakta bizi sel götürür. Çabuk olalım Ali. Aman çabuk olalım.» Koşa koşa öndeki Mnhtarın yanına vardılar. Taşbaş, eliyle kuzeyden ka rarıp gelen bulutları gösterdi. Tam bu ıırada da soğuk biı yağmur yeli tozları kaldırdı, geçti gitti. Muhtar telâslandı. «Allah, AUah! Ba da nereden çıktı? Amanın söyleyin mil lete, taerkes ayagını çabuk tutsun.» Altındaki es^fi dürtükledi. Kara e«ek T«rulmuştu, ama slv rl değneğin ucunu kıçına yiyınce kosmağa başladı. «Taşbaş kardaı, söyle köv lu ye çabuk olsunlar. Ormana. Yoksa sersebil oluruz. Millet hep satlıcan olur. Kırfacan olur. Amanın! Bekçi! Bekçi!» diye baçırdı. «Araanın gel! Gel de millete bir tellâl çagır.» Millet, zaten başına geleceği sezmiş, hızlanrnıştı. Bekçlnin tellâl çagırması fazlaydı. Ama çagırması gerekti. Muhtar tel lâlsız is görmezdi. «Eeey ahali, duyduk duymadık demen, şu bulutu görür müsünüz? Ercıyes üstünden ka rarıp gelir. Yaman gelir. Bu afaçşız düz Hoyakta, bu yag. mur tutarsa bizi hepimizi gel alır da gider. Yağmuru yer de kızınacak ateş. vakacak odun bulamazsak satlıcan oluruz. Kırfacan gibi dökülürüz. Onun için herkes canını dişine taksın. Var gücüyle önümüzdeki or mana doğru jürüsün. Atlı atını, eşekli eşeğini sürsün. Ya> a1ar tabana kuvvet. Duyduk dny madık demevin. Haaaaaa . .» Muhtar kalın gür sesiyle bek çiyi yeniden çagırdı. Bu sırada teneke sesleri. çocuk ağıtlan. bagırtı patırdı da arttı. Herkes hızlanmıştı. Canını di<ine takmıştı. «Bekçi, tellâh eğsik çağırdın. Köy ithiyar hevetinin, ve de muhtarımızın emriyle. yağmur geldifinden dolayı, ve de çabuk yürüyeceksiniz demedin! Ve de gıgırlan unuttun. Geriden gelen çobanlara Ibrahlm oğlu 1338 dofumlu Ali L'zuncayla Cabbar oğlu 1335 doğumlu Oksüz Duran Altıntop köy ihtiyaı hevetinin ve de muhtarımızın emriyle gidccekler, çobanlara diyecekler ki, toplayın sığırları ormana sürün. Haydi yallah.» Havuhuy İçinde bekçlnin sesi kavboluyordu. Alivie Oksüı Duran geriye döndüler. Duran: «Herif bize taktı kancayı. üayrı ölünceye kadar. Taşbaştan korktu. Arkalı herif.» Ali; «Bu adama karşı durmalı.» Karşııından gelen karısını; » •* «»»"»»»«» «Ata iyi bak. Dün yem yemedi.» diye tenbihledi. Bn sırada anatı yanından ge> çiyordu. «O gâvur seni mi gönderiyor sığıra?» diye acı acı sordu. «Ne dedln ki ona? Karşı mı kodun ki? Bu atta hal kalmadı. iki ke re dizinın Ustüne geldi de kalk tı. iki adımda bir de tökezlivor.» Ali : «iyi olur, iyi olur,» dedi. hız la yürüdü. Bnlutlar gittikçe karararak yaklaşıyordu. Yağmnr yeli bir duruyor. sonra birden kalkı yor, tozları döndurüyor, göçün üstünü kapatıyor, çok az biı zaman gözgözü görmüyordu. Şimdideıı herkes üşümeğe başlamış, yağmur yemiş gib büzülmüstü. Küheylân bir daha dizüstu geldi. Meryemce: «Amanın, amanın,» diye bafır dı. «Araanın uşaklar, yetişin!» Bir de iki delikanlı yetişti. Onlar yetisir yetişmez de Küheylan bir dayandı, ayağa kalkı verdi. Merjemce : <tOh.ı> dedi, (tAllahıma şükür Çok şükür.» Bir yağmur yeli daha geldi ortalığı toza boğdu. Meryemce ağlamsı aglamsı : cBen demedim mi bu kocamıs, beygir, iki kişiyi götüremez. Şu benim akılsı? oelum da hiç büyük s T dinlemez ki. Ölsün dı ÖÜ atı açıkta kal«ın. Acıkta . « Parmağmı diş5İ7 ajzına soktu hırsîa somurdu. Çekti. Çekince şap diye bir ses çıktı. A / ndan çıkaıı parmağını havaya dikti : «Hah böyle, bunun gibi çırılçıplak açıkta. Varayun ben ine «•«"•'• r r î yim bari. Yürüyebilirsem. Çocuklar. gelin beni indirin!.> İki delikanlı geldi, onu atm üstünden alıverip yere indiriver düer. Koca Halilin kiiçük kurnaz, acılı. yeşil srözlerinin içi eüldü : < Bire çocuklar, beni de ş.a eğerin üstiine koyun. Arkam yaear oldu kemiğe değe değe.» Deükanlılar onu kaldınp eğere »«•«•irdiler. Koca Halil yiiksek sesle : ı Allaaah.n diye bağırdj. «Al lah ne muradı varsa versin şu Uzunca AÜnin. Bu kovde onun »ribisi vok. Benim bb'vle bir oelum olavdı. vemez iemez. yatar kalkar Allahıma dua ederdim. Bani höyle bir melek verrli diye. Övle nanVnr snalar eibi ho mur homur h<wnur(l»nnıa»dım ihfvarlarma söçme'dim. Oooh »rk»rn r?hatladı. Ne de yumuşak e»er!» Mervemee volnn kıvısına ce kildi. Koca Halil karcısına gelinceyp kadar durdu. Hısımla Kocf Ha'ile baktı. Koca Halil memnun. bıvık altından gülümser Kİbiydi. Meryemce buna içerledi. Atin hasinı rıtttıı durdurdu. cÇocuklar.n dive seslendi «ölünüzün hayrına heni bir daha su ata bindirin.» G^ne o deükanlılar geldiler Giılümsüyorlardı. ı Su kocayı gene eski yerine beni de verime. Ölürse ölsün t'zun Alinin de kocamıs atı.» Delikanlılar Knca Halili eğcr den aldılar terkiye. Meryemceyı de verden aldılar eğcre ohırttular. (Arkası var) karşı Emniyet Genel Müduru Cemal Gök tan Ankar«dan şehrimıze gelmiştir. Göktan Istanbulda bir kaç gün kalacak ve tetkiklerde bulun caktır. Genel Müdür, bilhassa ,son tâyin ve nakilterden sonre isUnbulda mcy dana gelen Emniyet âmiri ve komiser muavini darlığı etrafında temasl r ya ı pacaktır. Emniyet Genel Müdürü şehrimizde I j Galatada dün bir yangın çıktı Galatada Haraççı Ali sokağT'l^ Çaul Bensiyona ait 26 numaralı terzihanede yangın çıkmış ve dü'u kân tarr.arr.en yandıktan sonra Ftes sö'ürülmüstür. Yansmm cıkış sebebi tesbit edileme^ieir 'en tahkikata devam olunmaktaHır. Niihssaı 23 Kurustur \BONE ŞARTLARI Lira Sentut A aylık S «ylıte Kı jr» Kr 75 00 4n (ir22W H(l ' P İ4 1)0 Cumhurıyei MHlh^rtcıtıU V»GazHtfıılık Tilrk Anııhım İirk<tı It! 41 Cagalngiu Halkrvı snk'ıl< ^ Snhthı Dr. Suphi ŞENSES İdrar Yolları ve Tenasül Hastalıklan Mütehassısı Galatasaray Usesi karşısı, postane sırası. Tel: 44 53 67 Yazı ışlcrını NAZÎMt NADİ fı'lcn ıriir» ~dın Garetemıze gnnderıien evr^ı< ve vazı tlânlardan mesulıvp! kahui pdllrr' z lar msredilsın edilmesın iaae pdılm»'2 NUYAN YİGİT MPP'UI MÜIH" LEZIZ ANKARA MAKARNASI rakipsizdir TEMİZ BESIETİÇİ Nuh'un NEFİS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear