23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İT Temmu» 105» Haritatmzda bir nokta... Bir uzun uyku içinde tol biraz düze vuruyor. At da boş gidıyor. Alim'e «Bin» diyoruz, bin. miyor. Arkadâşırna «Sen bin. diyo rum, 0 da binmiyor. Onlar, buralard& hayvancllığın nasıl kalkınacağını kümışuyorİar. YoUarın nasıl yapılacâjını... Arkadaşım, Alim'e anlaııyor. Alirn d» hep «Biliriz:» diyor. «flelbet!» diyor. Hiç bir şeye oimaS dediği yok. «Yaparız emme bir delıl lâzım» diyor. «Delilsiz turbeye gıril mez.» diyor. Ben onun olUr demeierinö nelbet demelerine inantnıyorum. Alün d« öteki kerr.şul&n gıbi bir uzun uyku içinde. «Uyumüşum. uyandıran oüıı«i«l» Ceıinet köşkü iandım yârü koynunu» türküsü gibi. Uyumuş, uyondu<irı olmamış. Evde, okulda, so kakt<i, taflada, yolda; uyutan bır eği tiffl ttjttunumüz var. Radyolarırruzın iüatla valaığı, neyli meyli ilâhiler, tekke y.lâkları, ayakta uyukluyan tu intimiarın verirnli bir iş gününe ba§lamal«rına yardım eder mi? İleriye duğıu itet mi onları? •Candan sevgüi köylü kardeîler!» demekle köy lünıin uyuıac&ğna ben dt ınanmıyorum. Lâfla peynir gemisi... Ata b«n biniyorum, Arkadasım, Aiim'le konuşmaya iyiee dalıyor. Sü rüyoruru atı. Yeni bir hayat görüşu, jerU bir yâçama sevinci, yeni bir kül tür... Kafaları temizlemek için gür bir ırmak: «Akıl ırmağı»! Bütün «Ba ül«ları silip süpürecek bir akıl ırma. ğı. Gür... lnsanlar, hiç olmaîsa iki güne bir yıkanacak. Derideki delikler açılacak... Okuldaki çocuğa temiz lifii, solunumu, dinçliği, zindeliği, yap tırarak, yaşatarak öğreteceksin. Alış tıracaksıh. Kırda doğan, çadırda doğan, köyde doğan; yani bütün çocuk ları alıp okutacaksın. Bu sabundur, bu hamamdır, bu yazıdır, bu resimdır, bu çalgıdır; bir bir belleteceksin. ucsterip yaptıraeaksın. Onu vatanduş edeceksın. Sabahları erken kalk mağa, dalgs geçmeden çalı?mağa, ça iîşroanin (onunda araçları temızleme ğe, temiz ye'meğe, temiz giyinmeğe alıştiâacakîın. Sabahları uyandığl îeman 6yle bir 8** duyacak ki, ııp zıp zıplamalar gelecek içinden. «Imıh..> demlyecck. Gerneşmiyecek. Ağzıriı ayırıp iki « a t tanemiyecek. Üşenmi yecek. Erinmiyecek. «Off» d«miyec«k. «Bugiin de mi i??» demiye. c*k, İaltmedigi taman rahatau ola cak. Votun Üsttiflde bir tek dam. Damın h « yanı afaç. Bir bu damı yapebıL ffiek için tonla ağaca kıyılmış. Buralarda evler hep ağaçtan. Ta| yok. Tah U dc yok; yani ağacı ijlemek yok. Ya baltayı vuıup kesiyorlar, yahut yaT4> ıkiy€ ayırıyorlar. Çok ağaç gidiyor. AHm: «Burseı Necati bey gilin kıj. Uları.» dijoı. «Baharda gelıp burada Otururlar. hayvanlarını kayırırlar. Ne cali beyııı an«sı burada oturur. Şu tarlâyı da işlerler 15te.• Bayırda bir parça topraktı tarla dMiği. «Necati bey krndisı memur; köydeki kardaş lar 1 i»ler .> Evet, Ntçafe bey jna}j«4«, ıwşjQur. Vergi işleruıe bakıyor. Çağlıyan'a ya km Demirci köyünden. Ama hanımı Çağlıyan'dan. Şimdi bizim kaaabada. Oradon tv yeri aldı. Çocuklarrnî okula verdl. Bizde öğrenci bir kızı var. Bir kızı da bizden gıktıktan sım r» Nin« Hatun öğretmen okuluna gi dlp 8ğıetHien olmuş. Oeçen yü. tlk Oıarak da Çağlayana vermişler. Şimdi Çağlıyan'da çalışıyor. Necati beyln ahbabları diyor Vi: «O kızı oraya tioğı» betına attı, »ğretmenlik yaptırıyor! Bir aldırmadı merkeze!... Ba zıları da şöyle diyor: «Necati beyde n« kabat? Partide adamı yok. Şimdi l< yaptırabilmek için partide adamın cîacak. Ne yapsın Necati bey?..» Ama Necati bey hofnut: •Çağlıyanda kayuılarun var. Kızım onların golge«itıue rahat çalışıyor.» diyor. «Bir var kı ifte» gidilip gelinmiyor. Sekiı sa•Uik yol ama, kıjın kar kapatır. Dereler azar. Geçilmez.» Yolumuz dereye sallamyor. Köpü. re köpiire akan çayı geçeceğiz. Derenin en dar yerinde bir «köprü>,köprü değiL köprti müsveddesi de değil. Tari hin en karanlık devirlerinden dirilip gelmiş bir «$ey». îki kalın ağaç uzat mışlar. Ağaçları taşlarla, kayalarla iğreti tutturmuşlar. Sonra ince ince, hemen soba borusu kahnlığında belkı elliden fazla çam. Taze çam fidan ları. Kesmlşler ve uzatmışlar. Taze taze duruyoılar. Koprü yeni yapıL miş. Bu ağaçlar kesileli belki yirmi gün bile olmamış. «Akmaları, acı göîyaşları gibi domur domur parlıyor balta yerlerinde. Kö'prünün altından sular deli dell akıyor. Şımarmış bu suıar. Bir nice zamandır dur dij'en yok bunlara. Vey9el: Pavlikeye ver •em senl! diyordu: aîdıı^m yok. Atı S'jrüp geçiyorum. Çay harh lAKlB BAV'htRI i yor. At, önce bir irkiliyor. Geçmek istemtyoi" Ozengiye dokunuyorum. yürüyor. Karşıy* geşince duruyorum. Ar'caJaşltr yetişiyorlar. 14 Haziran 1907 de Fransa'nın > YAZAN: «îkı hotti önce yaptık bunu.» di Vauclıue eyaletinde doğan Rene yor Alim. «Muhtar hepimUi topladı. Chariri fizik yapısuıa yaraşan baÇay boyuııca altı tane köpfü yaptık. sit bir kö\lü hayatı yaşamaktadır. İki gün ıgıajtlk. Her yıl yaparız böy Isgal strasıtıdaki tavaş hareketlele, Yapârız emme «eller alır götürür. rine «Capitaine Alexandre» müsNeoati n?jı ramazan bayramında, tear ismi ile iştirik etmlş ve bu baska bir cümleden doimaz. sü niıı cazibesi siyasi bakımdan defil deminki ttk dama kadar geldi, ana 'ara ve kredi darllğl yüzün savaslarda eösterdği cesaret, ze kutun derinliklerinden süzülür çı etiU bakımındandır. Trajik ve aeğ c. sır.ın tluıi öptü de köye çıkıp klSL husule geldiği anlaşilall kâ ve meharet sayesinde şan ve kar. Siırrealizmdfki «automatısme şağılık bâdiselere göğüs geren, onnı gonı.edii Kayınlaıını göremedi. psychique» (ruhi makinalaşma) ve ların karsısında dimdik ayakta da halka Ş ° h r e l kazanmıstır. Yoliar kar. Köprülerl de tel götür bll fiat düşüklüğünün ntikalini önlemek İçin esna Renf Char, insanhk kaderinin rint, özlü sözlerin çerçe\esi için ran adamı bir mit olarak kabul ıtıüş; nasıl geçer, nasıl gÖrür? Dtişün: mesuliyetlerini yüklenmesini bil de teksif edilmiş siir yapısıııa terk ediyoruz. Her halde gelecek nesilBüraya kadar geliyor da... HayretUk fın engeller çıkardığı bildirilimiş çatdaş büyük şatlerden blrt etmiştir. Belftgattan tttak olmakla ler «l'ykil s»hifeleri» ni bir harb yor bir iş! Seller köprüleri her yıl götüI dir ye bundan ötürlldür ki şiir beraber, şiir cümleden zivade ke sembolü değil, bir uvku ılihı 0rür. Bız de yeniden yaparız. Bazı da o | yapısını hayatın Uzerinde kurabil limfye, kelimeden zivade hareke larak bileceklerdlr. >azın götürür. Emme muhtar toplar Son bir »y içinde gıda maddeleri Renö Char insanlık için hülva' miştir. Daha genç yasta sair «Ta te vakindır ve sükut ile kuçatıl>aptırır. A | a ç dt yakın..» flatında yüzde 1015 arası bir düşüklar kurdugu zaman onun bu bül, biatın tutumunu taşırabilmek ha nııstır. •Bu geçtiğimiz köprü çok sağlam!» lük göze çerpmaktadır. 1 Keıip Char'ın şiirindc. şairin sü vasında acıma ve sefkat hissi bureketlerin kanını arttırmak» hüldiyorum. Bu halin, piyesadaki para ve kre. yasını besletniştir. kut içinde birdenbire canlanan lamayız. Diışündüğü ınsan. göçaü Gülüyor: «Sağlam değil emme, ida di darlığı yüzünden tüccann malı isvarlığı bizi kendi \arlığımızdan vesitli rüıgârlarla sertleşıniş. «A re eder. Bugünlük... Geçerken biraı Üf edememesinden ileri feldigl anlaavırıp ö|le iamanınln (yani |üne pokalips'in fırtınalarına ve aşkln dıkkatli olmak yeter. Demin sen at şılmaktadır. Araçon ve Elluard'ın ııcslinden ^iıı eıı kuvvetli zjmanı \e dolayı meltemleriııe alışmış insandır (1): tar>. inmeden geçtin. Ceaaret. Hazreti Ancsk, evvelcc dondurulmui olan olmakla beraber Retif Char onla Slle ölümün en uzak gorundü|ıi «Ben ki bitkinlik, bmıt, Cesâret Ali Efendimiz demiş ki: «Bana ceSur rhallârdan fiatları serbest bıra rın çiir nenline mensup âeftldir. »aat) kama?lmcı sahasına do|ra ve korkaklık her türlu hislerı du aıyorlar, yalandur. Benden daha ce^ kılanlarda bir yükselme görülmekteDaha pek penç iken sUrreaİizmin fırlatır. Fakat ?air uıuıı müdd.et yahilmek tmtlva«ma malikim!» (2) surları var. Üç mlllet var bendtn ce dir. tesirinden kendini kurtarmış, baş kelimelerin stratosferinde hapsolRene Char 1937 de yazdığı «l'n sur: Biri, attan inmeden köprüyü Sthrimiî Tlcaret Borsasının bültetı ka bir çağırış ve yeni bir dil pe maz, yeni göz yaşlan ile yıkanır, placard pour un chemin des ecogeçenler. Biri, kapıyı kitlemeden uy lerinin tetkikinden çıkarılan neticeye yeni ttmitler peşiııden <ider, «V lierı» (Oğrencilerin yolu için bir şinden gitmtştir. kuya yatanlar. Biri de üilemaden gtire hazirtn ortaUrında 240 kurU| fükta bir meçhul olmadsn yaşa dolap) isimli eserini tspaenol ic suyu içenler, yani testiyi dikip... Bun lan fcsulye bugün 220 ye, 120 krş. Sürrealizmden beri çağdaş şiirde nılabilir mi?» der. harhinde öleıı çocuklara ithaf etlar benden daha cesurdur.» Hazretl olan kırık pirinç 105 krş. iç fındık imajlar o kadar bollaçmıştır ki Son eıerlerlnden biri olan «Feu mlştir». Bu yazıvı insanlık bir dehakikate dayanan Imajlardan hiç Ali Efendimiz böyle demiş. Hazreti 560 dan 500 e, ay çiçeği yağı 390 dan bir dayanağı olmnanları ayırmak illet d'hypnos» (tt\ku sahtfeleri), fa göğsüne asmış ve bir daha oraAlı Efendimiz bir gün Hazreti Mu360 a, keten tohumu 114 den 106 ya gUçlfşmiştir. Tabiidir ki ?llrln Val savaş günlerlnin bir deııevindfn dan çıkartmamı^tır. Çünkii kanla hdmmedimize varıp demiş ki: «Yâ düşmüstür. nız mekaniıması hiç bir zaman mo başka bir şey değildir, Ren e Char \azılaıı beyınnameler bir daha söTaftrının elçisi! Sen ki bir koca Tan Ancak kaşar peyniri 619 dan 740 a, vaffakivet temin etmeı, manysk Fransanın mukavemet senelerinde külüp atılamaz»(3). Fen e Char'ın rının elçisi olursun da...» beyaz peynir 340 d<=n 400 e çıkmıştır. lar, »ahtekârlar ve beyin isterik kanlı bogufmalara sahne olan bir bu cseriııden iki mısra okuyalım: Atı sürüyorum tekrar. Yeni y«ni Ayrıra mevsim dol'jyısile sebze ve «İnsanhk bir uvurçerer gibi 61evatette yüsbaşı rtttbesile vatite köprüler. Dere akıyor. Dere boyu m«?yvelerdp de bü^iik fiüsilklük vnr. leri pek kolaylıkla tanınabiltr. Kapalı anlatılı «iirde cümleier KirmüslUr. Bununla beraber, şiiri dilrUctt mavinlere dogru gidiyor gidiyoruz. Bir o tarafa, bir bu tarafa dir. Fakat esnaf bunun gereği gibi geçiyoruz. Derenin blraz Mjmdan, müstehlike intikâline engel olmaktabıraz solundan. Ac tonra bir aırta dır. çıkıyorum. Köy görünüyor. Yütlerc* ağacm kıyılmasile meyd«n« gelmiı, fakat ömrü sadec* bir,tek yıl olan Türk Amerikan müştcrek bu çocuk oyuncağı köprüleri düaünasker! yardım heyetine tâyinj mekten köye bakamıyorum. edilen subaylar geliyor Arkadaşlar yetişiyorlar. Alım: «İşte bizim kööööy!..» diyor. Amerika Birleşik Devletleri Do«Bizim köy seksen hane üstünedir. nanmasına mensup (S. Daby) gej Nüfusumuz 637 dir. Sayımdan M&rt miai 24 temmuz günü limanımıza n uhtar dedi de aklımda kaldı/dı, tnıme doğanları ölenleri <«tmadını felecektir. Oemi Tilrk Amerikan thbii hesaba. Kalabalık nüftu yardır Müsterek Asker! Yardım Heyetibizim buralarda. Fukara miıie . t\x. n« yeni tâyin olunan subay ve aile karanın çocuğu, malum... Çok çocuk lerinden müte»pkkii *3 yoleu getirolmada 1} yok, gittikçe idar* daralı mektedir. Geml 85 yoleu ilt 25 \or. Sonu ne olacak bllemiyorum..» t«nm«»da Hmsnımıtdin ayrılacakiki üç tane dere gelip bir yerde tır. birleşiyor. Arada biraz genış tarlalık KİŞİYE BİRER Bandırlar var. Geniş dedlğlm, tabli bura Fuar münasebetile yapılacak !jia göre. Orasmdan burasından eğ maya ilâve sefer [iT'ir F:3ir nıünaîtvb"tıle b'.ı yıl r' çizgilerle bölünmüı, pek iyi dö. ;enmemi«, pek iyi bezenmami; bir da 15 ağustos «arıhinden eylul sonu ufak sofra. Bu ufak sofranın etrafıtı na kadar devsm «tmek üzere Bandır da 637 tane boğaz. 637 kâşık btrden m? sürat po«tal«rın» ilâveten cumar tesi sabahları Deı>izyolla'ı idaresi uz.uııyor uzanmca...» Bir v J ta minartyle camiyi «eçiyo saat 8.30 da îstanbuldan Band<rmaya u ram. B c y u badanalı okulu arıyorum, i;4ve bir sürat postâsr daha kaldm gı'ramiyoıum. Alim'e soruyorum, «Tâ lacaktlr. Bu postanm da dlğer posta. jokarda, derede!» diye gösteriyor. lardaki gibi trenle iltlsakı bulunmak tadır. •Buradan görünme» ki gösterstm...» Limammıza gelen lthal «Niye köyün İçinde degil?. «Komsular orayı uygun bulmuflar». mallnrı 1610 Kİ$İYE diyor. Dün limanımıza fo.en muhte^if •Çok uzak ama.» bandıralı gemilerle, 30 ton teneke, 6 •Yırmi dakka derler. Daha ytkına ya adet kamyon, 12 ton tel. 61 ton cam, {»iacaktı emme, yer bulunmadı.» 116 ton çay, 35 ton banyo küveti, 10 Dereden yukanlara, okulua buluh adet cankurtfcran arabası, 1 ton* da taraflara bakıyorum. Incacik yün eelmi|tlr. iralık çogitli oir çizgiden, bir yolcuktan baska bir îsverten 10 tane çakar şey göremiyorum. İnce dermansz, (a ra ıkromiyeleri feneri getirtiliyor ıtsiz bir jpl. Bir damar. Bu köye ha Oenizlerde seyrüsefer emniyeti ba yat, bu köye külttif, bu koye güç, bu ince, bu çareslt küçük damardan kımından Denizcilik Bankası, Çaltıg«lecek. Öyle diyoru*, öyl» umuy» burnu, Kuruca, Şile, Cide, Karabiga. GÜUük, Aren, Çekovs, lmroz, tmralı ve Pazarkalesi 6r>üne konmak üzeYARIN re 10 adet döner çakar feneri Isveçe ısmarlanmı|tır. renerler Isreçten ge lir gelmet yerlerine takılacaktır. maddelerinde ucuzluk E Rene Char ve kapan annnın şıır Melâhat Menemencioğlu mucitlerin şarkısını dinliye dinli>e.» Ren^ Char'ın şiirinin kuvveti, ne gece>e ne de gündüze ihtiyacı ol> mamasından BturttdUr. Vaıılannda ne hatıra ne de tasvir bulunur. Bize yoklugu telkin eder ve ba yokluğa malik olmak arzusunu verir: Yazmak için acele ediyorsun Satıkl hayatın ardında kalmıssın Eğer o> le ıse Kaynaklarınd bir merasım alayı hatırla Çabuk ol Çabuk ul ula^tır başkaUrına Harıka ısyan ve hayırseverlık hakkını Gerçekten ardında kalmıssın hayatın Tek kavuşmak istedi£in hayat Insanlar ve e<:valar tarafından sana Redriedılen hayat O havat kı sutıu olmıyan tavaşiarın kenarından Gıiçlükle bir kaç kirintı verır Onun dı?ında her şev can çekışme, kabaiık ve tebe.sumdur Rene Char hareket ve rüya mef humlarının ollmece JaraHarını en ivi halledehilen sanatçılardandır. Hareket etmek arzuşunda metafitlk bir bedblnlik »ttrünur. Fakat hareket içinde kalmak artusu var oldukça Reıie Char mutlaklık ile dolmus aiırlâsmn bedbinli|l ile sevnırîe mshkumdur «Surrealitenln uzlaşılması imkantıı alanında insan ancak obur bir yaş»ma se1 bebi olan aşkın'litif kurbanıdır.» «I.e marteau sans maitre» (Sahipslı çekiç) isimlt ilk kltabında şair sogumuş madenlerden kıvılcımlar çıkarmasını blliyor. «Bu so ğumus madenler, Insanlığı boyundıırıık attına alan sistem. tart ve düsünce imajlandır (4). l*te bu eeserden bir kaç konkre mısra Kavuşulmıvan uyku Goğsüme dayanmı$ ağaç Kırmuı kavnakların yolunu çcvirmek için Ebedi gelişmende Daha çok mu surükleneceğım? Dostlarım, daha şimdiden litleri karanlık ufuklarda kesfediyorura. Veyahut «Jacqumard ve Julie» isimli eserinden şu cumleyi okuyalım Vaktıvle gök ve toprak blrbirinden nefret ederdi Fakat gok Ve toprak yatgrdı Kanaatimizce dünvayı açıklamak ve insanlaştırmak isteei ba kadar mökemmel hir şektlde ifade «dilememiştir. Bugüne kadar elpştlrmeciler, mu hakemenin şiîrden daha aarik olduğunu kabul ediyorlardı. Halbu' ki Georjes Moanier'nin Rtn£ Char'a ha«rettiği kitapta, mantık volu ile degK, doygo ve irttibİFarın ovunu İle muthiş bir dıişünceler sisteminin raevdana geldifinl görürüz. Char'ın slirlnde, ancak imajın altındaki Imaj şiirin anlamını açıkiıyor. Tabiidir ki ba tan liir metaficiktir, fakat ba ailrd* rua eşyaların «•laca|ına> iştirik eder. Iı E D E B İ B 4 H İ S L E R ı En biiyük derdimiı *** YAPI ve KREDİ BANKASİ Üçüncü Çekilişle APARTMAN DAİRESİ KİŞİYE IİRA SON PARA YATIRMA I }) Okutmah! Ama Dolar kaçakçılığı samkları mahkum oldular Yurt diiina 640 dolar kaçırmak* tan «anık Femand Outllaume ile Izak dün 1. Asllye Ceta Mahkemesind'e l'er yıl hapis ceeası ile 5er bin Ura para odemeye mahkum e. T E Ş E K K Ü R Geçirmlî oldugum safra ke?ej>ı ameliyatını büyük bir hazakatle yaparak beni rahat vc huzura kavuşiuran Çapa ekpperimpnta] ve tedavi kliniği kıymetli Operatörlerinden Doçent Dr Sayın Temmuz 17 Muharrem 10 Ikiııdl s Oğle S i c İ z V. | 4 40 12 20 16.18 K. | 9.01 4.41 SÜLEYMAN Dırvana'ya ve kıymetli metal arkadapl ırı; Orhan, Bedri, î"ikri. Metın, Necdet, Kaya, Ünal, Hüseyin, Fethi beylere v« degerli dahiliye müthasssı Dr. Sadun Kandana başhemşlre Avten, îhlamur, Melâhat v« diger hemşire hanımlara ve hastane pereoneline candan te$ekkürt) bir vicdan borcu bilirim. ARİF TETİ1CER 19 39 21 35 2.26 1.58| «.47 8.39 12.00 YAPI ve KREDİ BANKASİ 52 merdıvene dogru atıldı. Artık gece olmastu. Loraine yatagına utanmıstı, fakat uyumuyordu. Yorgunltıguna ve daha evvelki saatler içtnde geçirdiği yıpratıcı hevecanlara ragmen, genç kız, kendini istirahate veremiyordu. Gtrçi aynı yatakta daha başka uykusuz anlar da geçirmiS' ti, Fakat bunlardan hiç birinin $imdiki uvkusıizlüfu gibi farip bir iç huzursullnju ile, bir bekleyişle, aynı zamanda bir âcizle kanşık olduğunu hatırlamıyordn. O anda, duyduğu bu hisler sayet belirli sekilde idi, âdeta tahammül edilemez derecedrvdi. Cvumak için sarfettiği |ayretlerin ne kadar boş olduğunu anlayınca, yatağından kalktı; sırtına, gene Mtlan'a aid bir rob döşambr aldı, atrsi eanlandırmağa çalıştı. Ocakta bir kaç parçacık kor kalmıstı. Ama bu korların üstüne yerleştirdiği odun o kadar kuru idi ki derhal alevler yUkseldı. Loraine. şöminenirt onüne bir koltuk sürdtt, fakat bemen oturmadı. Pencereye yaklaştı, perdeyl açtı, dışarıya baktı. Othon haklı idi. Fırtına diniyordu. Daha doerusu, ormam slmdi eskisi kadar »arsmıyot du. Talniü, büyük fırtınsları mutad olarak takib eden dur' »unluktsn henü« eser yoklu. Rüzçâr hâlâ eshnrdu. Zaman zaman. sato bastanbaşa, seren leri kopnus bir tekne gibi Inlm inim inliyordu. Devamı var . m CUMH'JRİYET'tN TEFRİKASI: TÜRKİYE KREDİ BANKASI Bu sefer, Zaınos. belli betirsiz, bir ürperti geçirmljti. Loraine'e bir bakış fırlatmak tan kendini alamadı. Tam o sırada başını kaldıran Othon bu bakışı gördü. Hafifçe giilerek : Hayır, dedi, hayır, bu yol cubıktan Madmazel Marley fay dalanacak değil. O, bu ormanlarda yapmağa zorlandığı yorucu yolculuktan sonra biraz halsiı dliçtü, yola çıkmadan ön ce birat beklemeği tereih ediyor. Zaten acelesi de yok, Heıtı Wieıdorf'un, ilkbaharda o kadar caıib tarafları vardır ki... Ama «it, Zamos, bu seyahatten İıtifade edebilirsiniz. Eğer yanılmıyorsam, her «ene, 8teberi aatın almak, liyaretler yap mak, nrardrobunuıu yenllemek, Mtlan'ın gardrobunu tatelemek, yeni yeni kitaplar almak, ne bileylm daha bir çok iıler rör Suadiyede beheri 40.000 tira değerinds APARTMAN DAİRELERİ ve ZENGİN PARA İKRAMİYELERİ Her 1ü0 lîranıza BiT'|«n$'*v»f«n »ıglna Banltı Son Para yatırma tarihi 25 Temmuz 1959 N Acele ediniz. mek için, her seıw mutlaka bas* kende littlilniz mevsim gene geldi. Onun için, favdalanın bu fidlgten. Tekrar edlyorum, Ivan yantı «abah gldecek. Dokuzda hatır olun, yetlşirsiniı. Kont Dozla, önce, gayet tlel1de bir kararından bahgedertesine takin, tabii kono?mu?tu, Adeta neteil fibi Idi. Fakat söıe devam ettikçe, kendini tutamaz olmuj, sesi alaycı bir ahenk almış, git^ide daha sert, daha arimil. daha zalim iüadeli olmustu. Zamos bunun manasını anla makta gecikmedı. Wiesdorf'a avdet ,edebilecet> manasını taşıyan baıı ktlimelere rafmen, Kontttn ba sdzleri, kendisine yol verildifini, ebediven vol verildistini gösterivordu. Ama, bu adam kendine o derece hâkimdi ki, gülumsemege muvaffak oldu. Çok âlâ. Othon. dedi. Gitmcden evvel slıi gBrebilirim, degil mi? Tabfi. Ne de olsa blrbirimlte «Syli.vecefimiı baıı seyler olacak. Bu sörleri takib eden «essizllk içinde Milan'ın sesi duyuldu: Delikanlı, yemegin başındanberi ilk defa konuıuyordu. Her laman bu kadar erken gitmiyordunuz, Nicklas? Kont, önflndeki tabağı itmişti. Peçetesini masanın ttatüne bıraktı, sofradan kalktı. Varı müstehzî, yarı cidtâî. DüşUnün ki, Milan, nornıai zamanda değillz, diye eevab verdi. Sonra ona ve mttrebbUlne hitab etti Allah rahatlık vertin, dedi. Arkadsn, Loraine'e döndü, genç kızın da onlara veda etmesini bekler gibi durdu. Ikisi birlikte yemek salonundan çıkar çıkmaz, Othon'un iradesi gevşer gibi oldu. tüıttnün acı ve sert ifadelı çiiflleri yurnu»»dı, dudaklarının kenariarı «arktı, alnı kırıştı. Loraine'in, bir saat evvel yemek salonurıa dogru ilerlerken, Kontta gördüğü halin şimdi tam tersi olmustu. Oenç kızla Dozta, hiç konnşmadan, büyük dehlitden geçtiler, merdivenin başında durdular. fiu merdivenin solunda, Kontun dairesine giden galerinin kapısı bulunuyordu. Kont, genç kızın elini tuttu, uzun uzun, avucunda muhafaza etti. Geceniz hayırlı olsun, Loraine, dedi. Bu söz, onun dudaklannda. biraz evveiki avnı söıün ahengini taşımıyordu. Sonra, sanki genç kızın sorduğu bir suale cevab veriyormus gibi ilâve etti: Siıin, bu adamdan evvel Wiesdorf'tan gitmeniıe imkân yoktU. Olan oldu bir kere, ya rın gidecek değilsinit. Loraine ktndisinde cevab verecek kudret bulamadı. Kaderin, bir sadakaya benzeyen bu lutfu, ona pek cılız gibi gözüküyordu. Tavaş sesle. Geceniz hayırlı olsun, Otho'i, dedi. Sonra, ansızın, elini avueun da tutan eli yukarı kaldırdı dudaklarına bastırdı, Kontun hayret nidasını duymamış gtbi. Reri£ Char'ın «Le poeme polv* rl»c» (Toz haline çflmls şiir) isimli kitabında gene materyallst metafiKİkçiyi buluroz «J'hablte unc douleur» (Bir ırtırahın içlnde oturuvorum) adlı şlirinde söyle n>y kırır: «Kalbinin idaresint sakın şcfkat hıslerıne bırakma o hisler ki »onbahara akrabadırlar ve onun Sâkirt tavrını neıaketle can çekişmesint kendilerıne orıırk alırlar Uünahsu tek iskemte yok.» Ve daha sonra: «Kemerim mevlimlerle dolu sizi bekliyorum.» Char'ın şiirlnde fondamental birim aıılamı kolaylaştırmakta ise de, batan da bilhasıa ba birlm bizi kbrleştırmış oluyor. Çunkü yazarın hissiyatı girlfttir. Fakat düşüncesı ile bayali araıındaki zımnt anlaşma şüphe götürmivecek kadar larihtir. Bu kapalı anlamlı san'atçı her şeyden evel bize ftıuvazeneli, sıhhatli bir şiir ftrnegt veriyor. Eğer Baudelaire'i saran jjkâbusiar Onu da sarıyorsa, kendi' •inl çıl|ınllga kaptırtmıyor. Mucize veya deha diyelim, her fikrinin, her hissinln Imajından bir hakikat fl$kırıyor. Akdenit manzaralarından 61üm fikrlni konkre mânâsını okuyalım. mevsımının mınicık ölümü Koçumdan çoz beni lAydınlatan blüm Artık vaşamasını biliyorutn Maamafth bu muvatene arayıcıgayet iyi biliyor kl insanların tsteti hudutsuıdur. «Once Imkânsız şeyleri tabayyül ettim. Onlara kavuşunca, mümkttn olan imkinsız oldu, kudrttlm kay boldu,» Bahsimiti «Marthe» lıimli bir aşk şiiri ile kapayalım Hâtıranızı daraltmamak için kalbınıze gırmıyeceğım Havanın mavılığıne Uzaklara gitmek arzunuza Mani olmamak için Dudaklarının dudaklarımda hapsetmiyeıeüim Sızin için Gün kaybolmadan önce Ebediyetin eşiğınden çıkan Hayatın hürrıyeti ve rüzgarı olmak istiyorum. sklden tertip sehvi, mttrettip hatesı gibi isimler verdliimie, simdi dl«gi yanüşı dedigimU şey, Umdığım mutlplcrin en atacanıdır. Ya«ı yaıanlann en buyük dcrdini teşkil eden bu mutip afacamn bazı şakalan vardır, insanı güldürür. Ho ^a giden «hay maskara hay'.» dedirten cinsten şeylerdir. Bazı şakaları da, sakanın ba$ harfi bir tertip sehvi yüzündert defişnıls. yerine başka bir harf oturmuş zannım verecek ka 4ar kötu olur. Bir fıkra yazarı arkadaşimız. iki seferdir, tertip yanlışlarına dair ya. z> yazıyor. Dikkat ediyorum, tertip sehvi. intikam alırcasına bu yazılara musallat oldu. İki defadır. muharrire ojuıı oynuvor. Varılanndaki dl»«i yanlıslarmdan s l k â y ' yollu yaıdığı makalenin lw*lığı korkunç bir dizgi janlışı ile beıbad hale geldiği için haklı olarak çileden çıkan Fraıısız muharririııi hatırlıyorum. Bentm bafima da neler gelmi^tir. bu dizgl yanlışından duluyı. Kimi. durup dururken asıl mâııası n, kaydedip tehlikeii, bazan da ayıp (ıluveren kellmclerl blt tarafa bırakı.\urum. Haiırımda kalan, maskara plmuş iki tanesini soylejeceğım. Bu iavallılar yulnız maskara değil auk lı da olmuşlardı. Uante'nin «llâhi komtdu tercüme sıni bilirmiş. matbaaya vernüstinı. Kserln muhtellf yerlerinde, Unnte ile Virgile arasında geçen koııuşnı.ı lardn «F.y Toskanalı» diye bir hiİHp vardı. Musveddeleri maltxıa>a aıalı harflerile verdiğlm iviıı, mürtltip. Toskaba'ıiaki <N> harfini «(• ye ben tclnıı,. Tashih için elime verileıı pro valarda, Tı>skanalı. hep «To*k.<falı» diye geçly»rdu. Provalarda. bu >an lı^ı mütemadlyen teshih ettim, mürct lip arkada^ı her defasında ikaz etlım, ııafile. KİMbın sunuıla kadar bi/.iııı •Tuskanall». Toskafah. oldu. rscr baskıdan çıktıktan sonra, bildiğim kadnr, bu yanlı^tan eser kalmaııılş. tı. Ama bütün dikkatime ragmen bu dizgi yanliîi gen* yerinde kaimi'5sa, okuyanlar belki de gulmu^lerUir. llnt ta bclki de «Hay Toskafah hay. diyeııler olnıu}tur. Ama bana ttıı dedıler, baskasına mı bilmtm! Ikiııci dizgi yanüşı gazctede oldu. Bir hikayeve «Mahalleli» baılığı koymustum. Düşündüm: «Buııu suttin mahallacbl okumasınlar!» dediııı. I>edi|im d« oldu. ya! Içinte gircn bu kurdu çıkaımak için, hikâyenin adını aynı zamanda Arab harflerile de yazdım. Artık haln yapılmasına imkân yoktıı. Ertesi gün, gazcteyl elime aldığım zaman, koskoca «mahallebu, tabak flbl kftrşımda İdi. Aksi |IW, htkftyede, mahallebi ile yakından, UMİttan ılgili tek cümle •eçmiyordu. Okuyanlar (ene fafnıış Urdır, tabii. Fıkra muharriri arkadasırmza mu. tallat olan bu seferkl dizgi yanlı^tan, bütün isrâra ragmen düzelemlyeteğe benztyor. Muharrir. ilk fıkrasında. bir bliyuk şairlmUin. yanlı; yazılardan ;ikayttinl bcltrten kltasnıdaki mısrala rın ikisini örnek diye alnııştı. Bu urııekte bir yanlışlık oldu. Onu du. zrltmfk trtn bu defa, kılayı tam ola r*k vtrmlı. Aksllige bakın ki, o, kıfanın bir yerini düzeltirken, bir yanı bozulmuf. Kıt'anın İklncl mısraı «kl fesad'ı rakamı surtlmutu şür eyler» şeklinde dizilmiş. Halbuki aslı sevad'ı rakamiodır. Sevad karalama dentcktir. Aynı za manda kalabalık mânâsma gelir. Şair, sevad. kelimesile, kâtibin ya «smı kuru katabftlıfa benteterek kuv vetll blr kcllme oyunu yapmı*. Zaten o tâbirl Ukip eden «surumutu şur ejler şikâyeli de kuru kalabalıktaıı ibaret yazının ortalığı alt üst elmesi mânâsını bellrtlyor. Sevad yerine f«sad kullanmakta ger çı büyük bir hata yoktur. Ama bu becayiş, pek şirin bir ke. lime oyununun frsnrta karı«ıp gitnıe sine Mbeb olmuyor mu7 Eğer ben de. bir diıtgi hntası deİilse bile bir hâfıza halası ynpmıyor»am. benlm bildiğim bb.vledir. Hâsıll. fıkra yaıarı arkada^mızm >a«sı. pek talihsiz bir yagı oldu. Yal nız. kendisinin de büyıik bir hak^inasllk ve tevazula bcllrtti|i gtbi. binnci yazıdaki tertip .vanlı^larını dü zeltmeyl bu sefer mÜMhhih arkadaş lar üzerlerlne almı^lar. Demek oluyor ki bu dtfa da va «ya. bir tertip hatası yerlne bir las nıh hatası karışmıs. Mamdi VAROĞLU î | g | j= Y I L DI Z T A NAR ile ' Y. Müh. Mimar V E D A T Ö Z S A N E v I e n d i ler, İstanbu! = 16 7,1959 MEVLİDİ ŞERİF Turan LokaıHaf «(hıhı OSMAN SENCER'in vefatmm 40 ıncl gtınune tos;.'!tsJ. eden 18.7 959 cum^rtepı gi'nj 1 azis ruhuna ıthaf rdlltnpk f'ü' re Hacı Bayram Canıli Şerifıpde Iklndl namazım mütn.tkij, Mevlidt Şcrif oknnatnŞındn m«rhumun butun akr^ha ve dostlan ile arzu fdrn din kardnlerimfzin teçriflerl rica olunur" C)flTfi9) Ren< Char (1) Plerre Berger ed, Seghers. (2) Ren« Char. (3) Pterre berger nyni eser. (4) Leon Gabriel Gros Rene \l\ Char et la primaute du po^me. CUMHüRİYET Nüshası 25 Kurustur ABONE SARTLAR1 Turktvr HaMcl uıra Kı Lita Kr. t<nfltlt » aylık t aylık 18 00 40iHi S! w Ifmnn so<* M OO T E Ş E K K Ü R Vaptıgı muvaflakı.vetli ameli y=itla hfni Ittltsptsn kurt»r«n Cerrahpaça ha»tanp«l üröloji KlmlBi SBMII Prnff>*örU ttanan Cumhurıyct vc GIYAS KORKUT (Stalıılhl flalkev! «t.ktth Nl> 1H 41 SHhıht NA/.IMK NAIlt ".!• Htıl •' ' I' Ituıı Mı . ıı \1 ı • ı 1 , 1 ıjp dıc;* r doktm. hom<=jrr VF lı.iFtHno prrHnnolınf POHPUZ tşckkOrU ıımi biltlirırim. Vıktor lzolabeüa ı^p^ OtVlEH SAMl tîrtii tı ıiıüı gnrııı» ı n» :. ^ v ı HH V» v»*zılar mşrvdtlKln fflllmfiın ladtîlânlardan mPsulıyet kabul • • '»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear