25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 Hariran 1959 CL'MHL'RIYET Londıa, 23 (Radyo> Cenevr»! ter'e Sovyetler 13 temmuzda devam Konferansının ne nisbette başarüıj edecek Cenevre Konferansında maolduğu etrafında. Amerika ile pı kul bir şekilde hareket etmedikçe, giliere arasında elle tutulur bir gö zirve müzakerelerine muhalefet ederüş eyrılığmm mevcudiyeti dikkati ceğini söylediği de kaydedilmektedir. çekmektedir Ingiltere Basbakanı McMillan. buÖte yand^n, Br tı Almanya Basbagün Avam Karr.arasına, «Cenevre kanı Adenauer'in, bir Amerikalı çaKonferansının kaydettiği terakkilcri zeteci grubu ile görüsürken. Mcküçıımsemek. büyük bir hâtâ olur. Millana Batının menfaatine olarak Ben. Cenevre Konferansının Doğu bazı fikirlerinden vazgeçmesi tavsiBatı zirve müz, kereleri ile neticele yesinde bulundueu Bonndaki Ingiliz neeeğinden ümitliyim» demiştir. H» muhabirlerinin dikka*ini çekmistir. len Londrayı ziyaret etmekte oten Adenauer'in Amerikalı eazetecilerle Avusturalya Basbakanı Menzieste konusurken kullandiğı bir cümlevi. McMillan'ı desteklemiştir. Menzies, bütün İngiliz muhabirWi ovb'rliği «Cenevre Konferansının sulha hizmet ettiğine inanıyorum» şeklinde î İIP aynı şekilde yorumlami'lardır. Amerikanın Mo<=kov9 BüyüV Elkonusmuştur. H lbuki. Amerika Dış İşleri Ba çisi Thompson. Herter ile Cenevre k nı Herterin. Cumhurbaşkanı Ei Konfennsına katıldıktan sonra busenhowere. Cenevıe Konferansının gün vazifesi baeına dönmü'tür. Hrut ölü bir noktaya gelişinin zirve mü çefin yakında Tbompson ile görüse« Uslerin kurulması için ayn ümitlerini kararttığını, ceâi taHmin edilmektedir. Bunu, Ce bir andlaşmaya ihtiyaç vardır. Ay zskereleri nevre Konferan«ınm ikinci kısım <> • ; nı zamanda hükumet. böyle bir dün Beyaz Saravda vaptığı görüsme lısnr'lanndan önce daha bir çok dip aniasmavı parlâmentonun tasdiki sır<=sında söylediği bildirilmektedir. ne de arzetmek mechuriyetinde Ilâve edildieine göıe Herter, aynı z« lomatik tenvîin takio edeceei anlaSefi sılmaktadır. Hrutçef bugün. Rusvadegildir. Çönkü bu anlasma, 1953 manda Eisenhowere. Sovyet de parlâmentonun tasdik ettiŞi Hrutçefin Almanyanın geleceği için Ha bir tetkik seyahatine çıkmıs olan NATO müdafaa paktı çerçevesin remin hazırlıyaoeğına, Batılıları zir. New Yorkun e*ki Valisi Harrirrrnı ve müzakerelerine zorl m"k isredi kabul etmiştir. Harriman. d ha önce de olabilir.» ğini söylemistir. Sözü geçen gö Sovvet Dı« f^leri Bakanı Gromyko Karamanlis hükumeti, bu sekil • rüşme sırasında Eisenhower'in Her ile eörüsmüstür. de bir ön acıklama ile, ileride A ı.um.ımııllllıımiH!lllll!l|||lt!llll|IIM" merika ile üslere dair bir anlaşma akdettiği takdirde bunu Meclise *etirmeie pek niyetli olmadıçını cös termiştir. Bueün icin böyle bir anlasmanın imzalanması ihtimalleri de oldukça zayıftır. Tunan Basbakanı Amerikadan ancak çok Deni7iı li 'Telefuıud1 Honaz mühim tâvizler elde ettifi takdirbucağına bağlı aşağı Dağdere köyün dedir ki, bu yolda adım atacaktır. Denizli. 23 ıTelefonla) Denizli den Ahmed Ali Nayirin evi ayr.ı Karamanlia, belki de Tunan mn de elektrik fiatlarına yapılan yüzde köyden Ömer Kaya, Mustafa Bozhalefetinin bu hareket tarzından 123 nispetmdeki zam çeşi'li protesto kurt. M. Ali Acar ve Hüseyin Kaya istifade ederek bu tâvizleri de ko lara sebeb olmuştur Bu arada 350 sa isimlerindeki 4 kişi tarafından ateşe paracaktır! nayiei Belediyeye müracaatle zam verılmiştir. Ev. içinde bulunan iki 1958 yılıns kadar Tunan siyasî rtiin kaldırılmasını istemiş. diğer bir çocuk ile birlıkte tamamen yanıp hayatında mühim rol oynamış. hat vatandaş da tenviratı çıra ile yapaea kül olmuştur. Sanıklar tevkif ediL tâ memlei/eti idare etmiş, Batı ile ğını bildirerek cereyanınm kesilme n.ıstir. işbirligi yapmış liderlerin idare Sını talep etmiştir. En ucuz et Konyada: sindeki iki millî parti jtüdümlü mermi rampalarının kurulmasına Kadifekaleden düşen iki Kuzu 600 kuruş karşı cephe almıslardır. Geçen yıl kaya ile iki ev çöktii Konya. 23 (Telefonla) Şehrıyapılan genel geçimlerde ağır heIzmır. 23 (Telefonla) Kadife mızde Beledıye Encumem yeni et zimete ngramıg ve küçük partiler arasına karışmış olan Mankezinis kaleden dun gece yan«ına doğru fıatlarını tesbit etmış'ır. Şehrimizde et fıatlanndaki ar«Terakkiperver» leri ile Venizelos kopan tahmınen onar ton ağırlıun «Liberalleri» Balkanlarda atom ğındaki 2 kaya, Gürçe?me semtın» tış yuzde 2025 arasındadır. Budan tecrid edilmiş bir böleenin ih yuvarlanmıştır. Bu hâdıse sonun na gore de halen yurdumuzda en dasına dair Hrutçef plânını kabul da 3556 ncı sokaktakı 11 13 nu ucuz et 'iatı Konvadadadır. Şehrilfnmislerdir. Bunlar, çeçenlerde maralı evler tamamen çokmuştur. mizde kovun eti 600. sığır 400. keMoskovaya vaptıkları bir «eıivi mü Ev sâkınlen sınemada olduğundan mıksız sığır 500, kuzu etı ise 800 kuruş olarak tesbit edılmiştir. teakıp verdikleri demeclerde, bu insanca bir zayıat olmamıştır. rampaların kurulmasına müsaade rdildifi takdirde bütün Elen ırkı ınn yeryüzünden silinebileceîinl de iövli\erek efkârı umumiye ü lerinde tesir yapmaŞa çalısıyorlar. Bunlar ise, Tunan parlâmentosunda ana mubalefet partisi durumu na gelm.ş bulunan komnnist taraftarı (EDA) eılar da şiddetle destekliyorlar. unanistanda halen iktidarla mnhalefet arasındaki en mühim meseleyi, çüdtimlii mermi öslerinin Tunan topraklartnda knrulması teşkil edivor. Oldukça kuvvetli bir muhalefet grupu, haftalardanberi kampanya yapmakta ve Birleşik Amerikaya güdümlü mermi rara paları tesis müsaadesinin kat'iyen verilmemesini istemektedir. Bu mevzuda henüz YVashington ile Atina arasında bir anlaşma yapılmış defildir ve hattâ müzakerelere dahi başlanmadıih bildiriliyor. Geçen avın ilk haftasında bn iki deviet arasında aktedilen andlaşma ise üslerle ilsili dejildir ve yalnız Tunan suhav ve erlerinin atom silâhları sahasında yetiştirilmesi ile alâkalıdır. Tunan Dıs Işleri Bakanlı^ı, muhalefetin şiddetli tenkidleri karsısında vaptığı bir acıklama ile bu hususu belirtmiş ve avnı zamanda şunları da ( ilâve etmiştir Y H A 13 Po/itika Ânglosaksonlar arasında Bağdad Yunanistanda iisler. görüş aynlığı belirdi Paktının İnçiltere Cenevre konferansının terakki kaydettiğini ileri sürerken, Amerika aksi tezi savunuvor O ör.F talıliyo edildi EvTe gün Londrada hapishaneden cıkan atom casusu, dün ucakla Doğu Berline hareket etti Londra 23 tRadyo» Atom casusu Kîaus Fushs, dün gece tahliye edilnuştir. Dunyanın en büyük casusu olarak bilinen Alman asıllı fizikçi. 1950 de. Amerika ile İngiltereye aid atom sırlarım Rusyaya aktarmak su çundan 14 yıl hapis cezasına çarptırılrrıştır. Hâlen 47 yaşında olan Dr. Fuchs, hapıshanede iyi hal gösterdiğinden eezası indırilmistir. Atom âlimi, bugün bir Polonya u çağile Londradan Doğu Berline git rraştir. Hava Alanında. Ingiltere Dış Işleri Bakanlığı memurları ve sivil polîslerinin nezareti altında diğer yoicuların uçağa binmelerini beklemış ve bilâhare merdivenlere yaklaş mıştır. Polısler kendisine. gazeteci ve basm fotoğrafçıları arasından yol eçmışlardır. Dr. Fuchs'un, bir paleon loloji profesörü olan ve Doğu Alman yada ikâmet eden babasınm yanına gıtmekte olduğu anlaşılmaktadır. Başka meml eke 11 er de Kuzey GecelerL... Yaıan: Aydemir BALKAN Aalborg, Haziran Vakit gece yarısına yaklaşıyordu. Güneş batalı bir saatten fazla olmuştu. Fakat tam kuzey istikametinde kırmızılığı, parlaklığı hâlâ devam ediyordu. Lind Fiyor'un suları hâlâ rengârenk ışıklarla yanmakıaydı. Kuzeyden semaya, dalga dalga renkler yayılmakta, gerıye, giineye doğru mavi geceyle birleşmekteydiler. İsk*ındinav rnemleketlerine has bu sihirli, bamba^ka gece, bambaşka renkler, göğü pırıl pırıl ve mavi olarak ikiye ayıran bu bu yukarı kuzey iklimi, hele bu mevsimde, yabancılar üzerinde şaşırtıcı etkiler yapmahydı... *** Danimarkanın kuzeyinde, Jutland yarımadasının Skagerak ve Norvece uzanan ucu üzerindeyim. Bir haziran gecesinin tam ortasmdaydık. Danimarkanın ikinc; şehrı ve limanı Aalborg, Lind Fiyor'un üzerinde renkli gecesine dalmıştı. Sâkinlerinin çoğu, hele çocuklar güneş batmadan çok evvel uykuya yatmışlardı. Ortalık hâlâ aydınlıktı. Aalborg'un kuleleri, kıueye doğ ru, sandan elma yeşıline doğru değişen parlak bir sema içinden. parlamaktaydılar. Hasseris tepelerinden, kuzeydeki pastel renkler. fiyora ve limana yankuanan ışıklar, daha iyi görünüyordu. Güneş batmıştı. Fakat bir iki saat sonra gene kuzeyden, bu defa biraz doğudan olmak üzere. tekrar grirunecekti. Ufuk altındaki hareketini takip etmek kabildi. parlaklık tam kuzeyden geçerek doğuya doğru kavmaktaydı. Nörresundby istikametine doğru yürüdüm. Fiyor şimdi tam karşıma. kuzeye gelmışh. Kuvvetli bir rüzgâr çamlarda ıslıklar çaiıyordu. Gerimde, güneyde. mavi hir gece vardı. Yıldızlar vardı. Ay vardı. Bu tatlı maviliğin içinden. daha yoğun. daha ışıklı parlamaktaydılar. Fakat bu mavilik, gecenin ortasında. gök kubbenin varısını bile kaplayamıyordu. Ondan sonra, garip sihirli bir yeşillik başlamaktaydı. Koyu yeşil. zümrüt yeşilı oîan yerlerde yıldızlar hâlâ ısıldıyorlardı. Fakat. ufka 'loğvu yaklaştıkça renkler filiz yeşili, cjm yeşili oluyor, süzülüyor, berraklaşıyordu. Yıldızlar bu acık, parlak yeşilin ortasında eriyor. kayboluyoıîardı. Daha ufka doğru ton biraz daha değişiyor, duru bir elma yvşıli oluyordu. Burada, ancak bir lek koeaman bir yıldız. seher yüdaı, parhyordu. Tam ufuk ^ çizgisinde ise ğri, kızıl. sırma, gümüşi, pernbe renkler birbiriyle kaynaşıyor, gerimdeki yeşıl mavi goğe ve parhyan aya karşı geliyorlardı. Bu Hece, böyle bir gece, insanı deli eden bir güzellikteydi. Gayrı ıhtiyarî Chagal'in tablolarını düşündüm. Jutland gecesinin bu sihirli güzelliğinde, bütün kuzey mitolojisinin, bütün İskandinav efsanelerınin, renkleri, nefesi, büyüsü ve buğusu vardı... mişlerdi. Bu koyu gri kütlenin altinoaki yeşil sema parçası daha da parlak, daha da göz alıcı duruyordu.. Nörholm'a doğru yürüdüm Rüzgâr hâlâ saçlarımd* ısljkiar çahyordu. Bir yağmur sfirpeledi geçti. Toprağın. keskin. hayat dolu rayihasını birden duydum. Aalborg alaca karanlıkta uyuyordu. Sâkinleri, bu eşsiz gecenm güzelliğine alışkın ve ılgisiz, uykuya varmışlardı. Güneş birazdan çıkacaktı. Lind Fiyor un suları başka bır renkle yanmağa başlamıştı bile .. Uyuyamıyacağın.ı bıliyordum. Böyle bir gecede uyku yazıktı .. Ağır ağır geriye döndüm . *** Alman ovalan, Bat.da. Elbe'nın denize döküldüğü kıyılarda sona erer Buradan, kara parçası Knzeye İskandinavyaya bir ham'e yapar. Baltık ve Atlantik arasında Schles vig bir sed gibi ıleri ı zanır. Jutland yarımadası buradan itibaren başlar. Norvece. KUZP/ Denizin*. Skagerak'a doğru, dalga dalga, yem yeşil, renk ve bereket dolu, rüzgârlı ve sağnakh, bir ülke gözünüzün önüne serilir. Jutland burasıdu. Danimarkalılar, bu yanmadada ve diğer dört büyük pdada yaşarlar. Jutland'm batı sahillt'ini Atlantiğin gri ve yesil dalgalan döver durur. Göz alabildiğme giden bu kum plâjlaıı, sâkin bir gün görmüşler midir, bilmem. Aflantik tchditkâr ve homurtulu, kabara kabara âdeta kararan yüksek bu kıyılara gürültüyle gelir çarpar... Fakat. doğuda Baltık. munis ve sessiz fiyorlar şeklinde Jutland vadilerinin arasma süzülür İnişli, yokuşlu, yemyeşil Jutland pcyzajının en güzel nümunelerini bu f;vorlarda görürsünüz. Ormanlar, mer'alar arasından. Horsens fiyor, Vejle fiyor, Randers fiyor, Baltık sularım içerlere getirir. Göllere, nehirlere karıştırır. Zaten neresi deniz, neresi göl. neresi nehir kolayca kestiremezsiniz. Hele Mariager fiyor, eşsiz guzelliği, Boğaziçine çok renzeyen renk ve şekiüeriyle, yerli yabancı. hemen herkesin hayranlığını çeker... Jutland hemen daımn rüzgârbdır. Bulutlar, parça parça, bu dalgalanan ovalann iizerindeıi. hızla ve hışımla geçerler. Kuzeyden Nor veç'ten gelen rüzeârlar. doöudan Rus steplerinden kopup gelen soğuk sağnaklar, batıdan At)an*ijh'n bütün hiddetini taşıvîn esint'ler, buralarda sanki randevn vermişlerdir. Yağmur Jurland'ın yeşüini yıkar. yıkar... Rüzpâr ise cilâsını verir. Sonra gelir, bir güneş vurur, bu ormanlar, meralar, fiyorlar, parça parça. kımıl kımü ve y«nyeşil ışıldarlar... So^etleri Baltığa tıkayan, Ru* filosuna ve Rus denizaltılarına da Atlantik yolunu kapayan, Jutland ve Danimarkadır. Geniş ve muntazam. bir kara, demir ve deniz yolu şebekesi, memlekeün firunlerinl ve her tarafa yayşm 5&nayi merkezlerini birbirine bağlar. Danimarka'nın istihsal gücünden. ekonomik kuvvetinden ilerde bahsedeceğim. Şimdilik şu kadar söyleyeyim ki bu yemyeşil kuzey ülkesinde yasavan 4.5 milyon Pammaikalının istihsal gücü ve millî geliri, biz 25 milyon Türkten. dört defa daha fazladır . Bu kuzev gecesinin eşsiz ve eerçek ötesi gibi görünen güzelliğinde, şu basit gerçekleri de hatırlamak belki faydalıdır... İş merakı elki geçmişe nazaran birçok sahalarda ilerlemişizdir; bei ki ihtisas kollarında maziye nazaran daha yüksek nispette elemanlarımız yeti^miştir: lâ^ kin bir vasfımızı, hir mezij etiıuir kavbetiğimizi her gün acı acı mü şahede etmektevu. Halhuki bu me denı ve lüzumlu vasıf dünyada gitgide üstüne titrenen bir kıymet olmuştur. Neden eskiden: Asdırsan da. İnsiliz sicimiyle asıl! derlerdi? Şövle bir düşüııürsek. sicimi iyi yapan bir İngiliz fab. rikası Türkiye için bir darbımesel tesis edecek derecede itimad telkin etmiş. Hâlâ bu propagand? yürür, gider. Yedi s«kiz aydanberi Kî>d<köy iskelesi tamir ediliyor. Hâlâ bitmedi. Biteceğe de benzemez. Çiınkü sıkı çalışıldığını görmüyorum Tahsisat mı yetmedi? Sanmam . Müteahhit mi gevşedi? Onu da zan netmem. Biz işi sıkı tutmayız. Yani işin meraklısı değiliz. Hani, <Her gün buradan binlerce adam geciyor. Zahmet çekiyorlar» diye ta«alanmasak bile çünkü böyle bir tasa hiçbirimizde kalmadı oisimi çabuk yapayım» diye merak eden kimse yok. Daha 15 gün evvel Romi'da bfa kapalı salon gezdirdilrr. l%0 ağustos sonunda vani 14 av gonra yapılacak 17 nci olimpiyad oyunlart. boks ve eskrim müsabakalan için hazırlanmış. İcinde ;izli riya. havalanma ve ısıtıp soğutma tertibatından başka. duşlar, lokantalar. dükkânlar.. türlıı müstemilât da var. Biliyor musunuz? İki ayda yapmışlar. Evet rakam yanlıs deçij.. iki ayda... EvveUlen nazırlanmış beton parcalan (çetirip yer. lerine takmıslar. Biz sekiz avda «u Kaddiöy iskelesi denilen zahmet abidesini bir tiirlü bitiremedik. E canım insan icerliyor doçrusu. Nedir bu ağırlık? Güzel yrllar yapıvonız. Btınlardan biri de yazın oturduüumu7 e\"in önünden geçiyor. Yapılı^ken taze asfalt hozulmasın dive fahrl bekrilik ettik. Sivri topukhı hanımlan yava kaldırımına çıkarHık. Koyun sürülerini bağıra cağıta başka yollara kışkırttık. Asfalt dökümiinün ikinci günü Sular İHaresj şube borularının musluklar>nı bulmak için yeni yolıı deiik rİPMk etti. Bağırdık rağırdık. Sular İHarpsi iscileri dik dik yüzümüze haktı, Ağzımıza ve aklımıza geleni söv ledik. Bereket henüz yol mütcahhidinin takım tezgâhı «ritmemisri. Yamadılar.. ama yamad'lar. Ru volun biz yazlıktan kıvlıca )riıle<pğimize kadar ancak asfalt kısrnnı birirebildıler, sonra da civar«mi7daki yollara Keçtilerdi. Aradan seHz buçuk ay gecti. Tekrar döndiik. O giizeKm asfaltta yer yer çukur'ar peyda olmuş. Bazı yol kavsaklannı yaparken su ızgaralan ve sııKe musluk delikleri altta iistte kalmif. Çukurlu. ânzalı bir hal almış. Yaya kaldırımlarınrn bir kısmı perişan. Yapılanlar boznhnns, bozulmıyanlar zaten bozuk yapılmış. Pin lerce, onbinlerce, yüzbinlerce lira sarf ediyoruz. Neden bütün bu emekleri sıfıra indirecek kusurlar bırakırız. Hâlâ daha evvelki veya daha sonraki müteahhidin bir kaç parça kayası ve molozn kaldınm. lar üstünde durur. Kimsenin go7iine de barmıyor. Ne acaib şey Yarabbi? Derken bir zenjrin adam bir ev yaptırmış. Allah baiışlasuı. Su mu? elektrik mi, gaz mı bir şey almak lâzım pelmiş. Asfaltı enli enine yarmış.. işini vapmış... Yarığa taş kırıklan doldurmuş.. bırakmış.. beklivor Id kanatsmlar diye. En asağı bir kaç yüz bin lira sarf ettikten ve önündeki asfaltın daha yarım sene evvel döküldiiçünü pör diikten sonra ben olsam, beklempm. Yolu bir kaç lira ile tamir de ettiririm. Yapmamış. Ne diyebiliriz? Aramızda vüz metreden fazla meşafe varken bizim ırözünıüze bat tı. Sokaeımızın yaralı kalmasını istemiyonız. Bü\ük himmetlerle yapılmış olan yollarımızın delik deşik olmasma acıyoruz. Beledivenio dikkatini çektik. Yaprılar. Ama çi faide.. yama.. bu asfalt yol. yamamak da bir hüner.. bunu herkes, her işci yapamıyor. Düşünüyorıım. Yol açıyoruz. Asfalt yapıyoruz. F'velâ isei, tasaron veya müteahhit dört başı mamur iş yapmıyor. Neden? Mukavele meselesi. fiat meselesi, tediye meselesi mi bilmem: ama görüyorum ki bütün bu yolların yaya kaldırımları ancak üç aylık ömrü olan şeyler. Yani işi tam yapamıyoruz. Ve biz. hepimiz yolumunı. sok a ğımızı muhafaza değil daima ve her vesile ile harap etmeyi kendimize iş ediniyoruz. Bizhn dedelerimiz boyle değillerdi. B. FELEK gayeîerî o • Genel Sekreter Baig, «Bağdat Paktı her şeyden evvel âzaların millî bütünlüsfünü muhafaza maksadına mütveccih bir ittifaktır» dedi Tahran, 23 (a.a.) Pakistanlı diplomat ve Baedad Paktı Genel Sekreterı O A Baıe. dun bir konuşma yaparak, «Bağdad Paktı her şeyden evvel, teşkılâta uye olan devletlerın milli bütünluğunü muhafaza maksadına muteveccıh bir ittıfaktır» demiştir Tahran Unıversıtesı Fen Fakultesinde bir nüklear etüd enstitüsunun aç>nası munasebetıle Irana gelmış bulunan Genel Sekreter, sozlenne şoyle devam etmıştir: « Pakta üye memleketler mu$ terek kurmay heyetleri ile müdafaa guçlerini arttıracak muşterek tedbirler almaktadırlar. Son hava manevral. rı. hazırhk devresinde ne kadar bir yuksek sevıyeye erişıldığini ispat etmiş ve bu manevralardan gavet kıvmeth malumat elde edılmiştir. Bununla beraber, pakt uyelerı. bir tecavüzun. silâhlı bir harekât > erıne. sefalete dayanan gizli yıkıcı faalıyetler şeklınde kendıni gosterebüecegıne ınanmaktadırlar Bu sebebden Bağ dad Paktı, dunyanın asırlarca ıktısadi karıjıklıklara sahne olmuş bir bolgesınde yenı bır ıktisadî kalkınma çığırı açmıştır.» Zorlu, Amerikada fahrî doktoriuk pâvesi alacak NewYork 23 fA.P1 Türkiye Dıs İşleri Bakanı Zorlu önümüzdeki ay içirCe Amerikada birçok sepf oayeleri alacaktır. Ne^'York'ta, Hamiltondaki Col?*e Üniversitesi, 13 temmuzdaki 1P59 dıs sivaset konferansına katltcak olan Zorluva fahrî doktoriuk ünvarını vereceeini açıkUmıştır. ?'i1'etlerarası ve millî meselelerc>ki !iderl«"in vaptığı vıllık konfer?ı>sta. Zorlu konıi'srna vaDması t>'pp edilen tek D's İsleri Bakamc !>• Denizlide elektrik Yakflan evde 2 ücretlerine yiizde 125 çocuk öldü zam yapıldı Barlas, iktisadî politikayı tenkid etti C H.P. ocak kongrelerıne devam edilmektedir. Dun de Beyoğlu ilçesının Koloclu ocağı ile Samatya bucağının Sancaktar Hayrettın ocağı kongreleri yapılmıçtır. Koloğlu ocağı kon?resinde C.H. Partı Meclısı uyelerınden Cemil Saıd Barlas ile Ferıdun Ergın bulunmuşlar ve bırer konuşma yapmışlardır Cemıl Saıd Barlas yaptığı konuş mada. ıktısadi buhranın sebebleri uzerınde durmuş ve hayatın çok pahalılandığı, memurlara yapılan zamların da son zamanlarda yapılan zamlaı netıcesinde değenni kaybettığıni soylemiştır. Daha sonra hukumetın dış memleketlerden aldığı borçlar uzerınde duran Barlas, bu borçların ferahlık ypnne sıkıntı yarattığını ve hukumetın borç anlaşmalarını, sanayı memleketlerının kabul edecej[ı sartlarla yaptığını. bunun hatalı bir yol olduğunu. emısyonun asıl sebebinin ıktısadi deviet teşekkullenndekı idaresızlık ve israf oldugunu scylemıştır. Cemil Saıd Barlas muteakıben Ankarada yapılan toplantılara da temas ederek ş«nları söylemistir: «Ankarada muzakereler yapıldıgı soyleniyor. Bızce yapılacak iş, prım lâzım olan mahsullerin karsılığını butçeden karşılamak, kredı muslugunu açmaktır Bunun ya nında iktısadi deviet teşekkullerının bılhassa eskiyen tesıslerini yenılemek ve yeni ıstıhsal kaynakları bulmaktır. Bunlar yapılmadığı takdirde alınan borç favda getırmez.» Samatsa bucagı Sancaktar Hayreddın ocağı kongresınde ı=e. avukat OSuz Oran. avukat Fehmi Atanç, avukat Sevda Guley ve avukat Orhan Bırgit knnusmuşlar dır. ^^^^^^^m^ Zorlunun konuşma vapması için vski talebe sebeb olarak Menderes hükumetinin Akdeniz VP Ortsrtocnı bölgelerinde Batı dostluğuna ve is. tikrarına yaptığı yardımlar «öste. rilmekte^ir. Colgate'deki konferanstin sonra, Zorlu San FrancLsco sphrinin recmî bir davetine icabet etmek üzere oraya Eİdecpktir. Zorlu oradayken. entellektiiel liderler ve "« ^Ham'annın dahil bulundu&u Commonwealth Kulübünde bir 4emeç "erecektir. Kansını gazocağı üzerine oturttu Strasbourg 23 'a.a.ı Burada şim dıye kariar işitilvnemiş bir aile dramı vııku bulmuştur. Uıne gıderken oele yemeğinı unu tsn Jean . Pierre Dullm adında bir şıför, almak üzere tekrar evine geL fi.gı sırada karısını bir delıkanh île zina halind egörmüş, erkeği döğmüs. s.nra da gazocağını yakarak karıanı zorla üzerine oturtmuştur. Ağır yanıklar alan genç kadın ha« taneye kaldırılmıştır. BU CUMA NECNUASINDA Venizelos ve Mankezinis gibi, tktidarlan sırasında Batı ve bilhassa Birleşik Amerika ile her sahada işbirlifcine gitmis ve Rusyamn samimivetsiz oldugunn her vesile ile beyan etmiş olan liderler bugün Hrutçef'in samimi oldugnna hakikaten. inanıyorlar mı? Gizlenmtvor ki. 195« seçimlerinde yenilgiye ufrayan bu parti şefleri, bo şekilde hareket ederek, son seçimlerde komünist (EDA) partisine gitmis olan revlerin bir kıstnını kendilerine çekmek ümidinde dirler. Bu muhalefet grupn, Tunan Mec lısinde Karamanlis bükumetini » ıınlıga düşürebilecek rey miktarms sahip değildir. Fakat gene [ de iktidar için ciddi bir tehlike ; teşkil ettigi de asikâr. Bir taraftan bu tehdid ve dıger taraftan da Yunanistanda güdümlü mermi rampalarının kurulmasuıı kat'iyen istemıyen Tugoslavya ile dostlu|un bozulması ihtimalleri Karamanlis'i kararsızlıga sevketmektedir. Mnhtemeldir ki Tunan taükümet reisi, bütün bunlan telâfi ed^bileeek bir anlaşma ile üslerin tesisıne nza eösterebileceğini Amerikah dostlarına iletmiştir. Ömer Sanri COŞAB VEFAT Fatih Kâtıp Celehı I tlkokulu F^^ocr^tmoni büyük bir röportaj: MARKARANİN DERİNLİKLERİNDE Marmaranın dağlanrı, uçurumlarını, ışıklı ve karanhk bölgelerini ve içinde yaşayan garib mahlukları gösteren 3 sahifelik büyük röportaj Gazeterruz munaseberı yardımcısı Akın Uıten ile Ayla tşıtenrn bir er. kek evlâdı olmus ve yavruya Oğuz adı verıbnıs'ır. Anne vt babayı tebrık eder. nevzjaa uıun omurler dilenz. Arkadasımıı Akın İşiten baba oldu Orta sahifelerinde şahane tarihî tablo Son 24 sa.it M.ımaa limanımızdan 837 bin lıralık ihracat yapılmıştır. Limanımızdan yapılan ihracat *** 23 VI 1959 eıınü vefat <tmi?tir Cen.nzeji 24 VI 1959 çarşamba gür.O Bundan beş yıl evvel, gene bu ıkindi namazını muteakıp Şiçli Ca mevsimde. Kuzey Norvece giderek miinden kaMırılacaktır iki ay kalımştım. Narvik, Bodö, Tromsö, Harstad gibi çehirlerde. lcuzey kutup çemberinirı üstünde guneş haftalarca hiç batmamış. âVEFAT deta gök kubbeye asılı kalmıştı. Bay ve Bayan Katina PnFakat, bu aylarla devam eden gunlıhrnnidif ailesi. Bay ve Bayan Evğonıa Yuvanidi» (Doktorl düziın, şimdi Jutland'da olduğu giailesi. Bav ve Bavan îstavrl b\ yarı gece yarı gündüz renkleHacı Stavridt» ve ailesi. sevglli rlndeki, bu mavideki, bu filiz yepederleri (Cocuk Esirgemc Kuşilındeki guzelliği yoktu. Güneyrumu vr Türk Hava Kunımu den itibaren goğü sankı mavi bır tülle kaphyan bu esatirî yaratık YOVAN Hacı Istavridis'in yoktu. Guneşin batMğı yere, kuıPevnir tüccan) zey" kadar, semayı, gok kuşağ;nın j TEŞEKKÜR vefat ettigi derin teessürle bil biıtün renklerıy'e tutusturan bu H Y'iTomuı OfiUZ'un dünva^a dırılır Cenazp merasimi bugün 24 Hariran 1°59 çarsamb» günü sihirli el yoktu. I gelışinde. zamanında müdahale14 dı> Kadıkoy Bahiriyp cad', «ıl». koîar bir d"pum «ağlıyan / Saat bir olmal'yo'ı Batıdan d"6l ^ya Trıada P,um kilisesinkıvmetli vr tfcrüheii ehe de lcra r'k'nacakhr esen kuvvetli rüzgâr devam ediHacı NACİYE YÜKSEL C*T\:<ze İşleri Sprvisı Pı«tof yoıdu. Bu rüzgârda. Atlantığın ko(inıma «onsuz teçekkürlerimı Tel' 44 42 35 kusu ve nemi vardı. F.gholm sdssı^ildıririm. run çamları sağnak altında büküAkın tsıten lüvorlardı. Daha bat'.di. Bredning istikametinde ise bulutUr küınelen SAFFET ARSLAN E V L E N M E HANS KOCH EDİTH BLÜMEL 28 * 1959 günü «aat 16 30 da ) Aynalıçeşme, Emin Camii Sok No. 42 deki Alman Protestan kilisesinde evleneceklerin; bürir, akraba ve dostlannın teşrifini rica ederler. Aynra Davetiye gondPnlmiyecektir. VARNA MEYDAN MUHAREBESİ Bu Cuma Sayın Doktor GR APHO ENGLISH sayesınde Türkiyenin her yerinde yazarak, konuşarak İNGİLİZCE FRANSIZCA ALMANCA Öğrenmek için parasız broşür isteyiniz. GRAPHO KNCLTSH. İ<=tiklâl caddesi 297 Beyoğlu BAYRAMOÖLU SAHİL MAHALLESİni GÖRDÜNÜZ MÜ? Otobiisler Kadıkoy Iskele meydanından kalkar. Kadıköyden 9.30 14. Mecmuasınrfa ve Eczacılara İNGİIİZCE KONUŞMA KAMPI Yerlerimiz dolm&k üzeredir. Acele ediniz.' kalkış 18.30 Mahalleden kalkış 8. 12. 17. ÖLÜM Eskı Istanbul Ağır Ceza mnhkeme si Reısi Aziz Beşkeseli eşı. Ikbal Karaça>Tn annesi. Yasar Karaç3yın knyınvalidesi, 'Temyiz MahkemesJ âzalıgmdan emekli Faik Urasın baloızı. Nernütı Urasın hemşiresi ve Mute=ıhhıd Saim Be=kesenın halaza dfsı salihatı risvandan KORTİSETİN Hydrocortisone r Chloramphenicol Göz vf deri pomadı Piyasaya arzedilmiştir. ŞERİFE HATİCE Beşkeseli Akbaba B U G Ü N K Ü S A Y I S I N D A : ı MEVLİDİ ŞERİF Akyazı Şube Reisi iken ebediyete intikal eden Piyade Albayl 23.6 959 tarihındP Hakkın rahmetmf kavuşmuştur Cfr.azesi bugünkü 24 6.959 çarşamba o|!e namazını mü»eakıp KadıUoy Osminağa Camıinden kEİdırılara* Karacaahmetteki ali» makberesınp drtnenı'ecektır. Çelenk gondeıılmemesi nca olunur Bilim Tıbbî Müstahzarat Lâboratuarı M.HAKKI PEKÇE'nin AZÎMETİN NE TARAFA? YUSUF ZİYA ORTAC Siyasî Mizahın En Güzel Başyazısı Akbaba Evinizin Neşesidir! •••••••••••••••••••••••»»•••••••••••••••••••»'• J Umumî İstanbul Bayii: ^ Umumi taşra Bayü: * İRFAN BİLGİÇ * SABRİ ÖZAKAR • ••••••»••••••••••••••••••••••»••••»•*•••••«• f°n vef^tmın kıı kmcı gününe te«?düf eden 24 .371Z ruhuna itha Yorli ve ecnabi cmzalınden DAHA SAĞLAM • DAHA UCUZ • DAHA ZARI, Fabrik* Satı^ Merken: % Garanti Han, Bafacekapı Tel: 22 4X 90/53 /ftnfLI PLAK SANAYU ELKA SUN'I TAHT/ LEVHALARI ba günü öğle n^ıistirakil okunacak Mpvlidi $erifi. de Hacı Rafız Hasan Akkus. H^hz Kr'ni Karaca. Hafız Kerim Özbıkınn iftirakile okunacak Mpvlidi Senfe bütün akraba. arkadas. dost vf ahbabları ile arzu eden din kardesle rinın te«rif!erinl rica pderiz Ppkçe sil<">i Muayenehane nakli Dr. Nacive KnrnpTn VP rtr Cahit Koçoğlu hastalarını Taksim Talimhane yeni Tarlabaşı caddesinde No. 20 kat 3 de (Güzel İzmir Ap. da) kabule başlamışlardır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear