Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DOK1 £UWtUBÎTMl 21 Mayıs .CUMHÜK1YET» ın letrikası 135 1IYÂ T R Q Ankarada "Hurrem Sultan,, Yazan: Lutfi AY Devlet Tiyatrosu, Büyük Tiyatroda, seyircisine yalnız klâsik, ya da klâsik yapıda, büyük dekor ve mizansenli piyesler sunmak amacına. bu mevsim bağlı kaldı. Yabancı e?er olarak Cadı Kazanı ile Kral Lear"den sonra. telif eser olarak da Orhan Asena'nın yeni ve tanhî piyesini. Hurrem Suitan'ı sahneye koydu. Haftalardanbetı «Kapılı gı se» oynanan bu son esprle, artık o sahnede mevsimi rn^at rahat kapayacağı da anlaşılıyor. Orhan Asena Hurrem Sultan'la, D. Tiyatrosu sahnelerine çıkan üçüncü eserini vermis. oldu. Gılgameş destanmdan çıkardığı ilk eseri Tanrılar ve Insanlar, aynı sahnede. 1954 de oynanmıştı. Bunu. 1956 da Korku takib etti. Onu da bu yü Hurrem Sultan. Arada. kabul »dilip oynanmıyan Garip Dede vikmazı'nı. kabul edilemiyen Koca Oçlania Ke lebek Rüyası'nı. ayrıca büyük bir kalem payı olan Van Gogh libretto'sunu hesaba katarsak bes yılda yedi eser yazmış demektir. Buna bakarak kendisini yeni kuş^ğın en verimli tiyatro yazarlartndan biri sayabiliriz. Orhan Asena'nın piyeslerini görmüş, ya da okumuş olanlar oının sadece verimli bir yazar olmakla kalmadığını farketmiş olmahdırlar. Orhan Asena, yeni tiyatro varfrlanmız içinde. «tiyatro duyusu» nelki en kuvvetli. en sağlam olanı. Egerlerinin şekli kadar özü de bunu açıkça gösteriyor. Bir kere e!e aldığı konularda «dram» unsurunun nerelere gizlendiğini keşfetmekte onu dsima en «beşerî» ifadesiyle kavrayıp meydana oıkarmnkta derin bir seziş ve duvuş kabiliyeti var. Eserlerinin biri öbüründen daha ku sursuz bir şekil •ılmava başlavan yapısı da dram tekniği bakımınAan. edindiği tecrübelprden. okuduklarından ve gördiiklerinden fay dalanmayı bildiğini. rievarolı bir gelişme halinde oludtıaur.u an'atıyor. Bütün bunlara işin So'ayından, alelâdesinden kaçman bir mizacın daima en çetin konuları. duyguiarı, ruh hallerini islemrkten. p?erlerinde fikir ve mânı a§;rliğma finem vermekten duyduğu zevki. konuşturmalanna lüzumsuz ve canaız bir tek replik, sişirme ve doldurma bir tek uzunluk katmanakta jröfterdiği titizliği ilAvp edersek, kendisini tiyatromuzun parlak ümitler bae'adığı eerc=k bir değer olarak selâmlaypHliriz. larak veriyor. Bu hükmü verirken baba yüreğinin nasıl sizladıgını da gene 3 perdedeki. şu sözleri açıkça anlatıyor: « Bu adam yok mu kadınım, bu adam bana çok büyük hizmet etti... Devletim aley'iindeki suikasdi meydana çıkardı. ffsadı yakaladı... Sağ eliyle bize siper olurken sol eliyle yüreğimizi söküp aldı... Ama Devletim adına, adaletim adına mükemmel bir iş gördü doğrusu. . O kadar inandırıcı d lerle döndü ki aleyhimize, biz Süleyman olarak susamazdık... Yapabileceğimiz bir tek h*eket kalrrıstı: Kendi ipimizi kendimiz geçirdik boynumuza. ona verdik. o da tutup çekti Paşa! Vazifenizi tamamlayınız. Bu dâvanm hâkimliğini sız yap tınız, cellâthğını da siz yapınız... Sonra da sadaret mührünü ikinci vezir Ahmet Paşaya teslim edersiniz. Biraz da başkalarınm sadakatini deneyelim. bakalım..» Kanunî'nin büyük taraflarını be» lirten sahnelerden birini de, .«on tabloda. suçsuz yere öldürülen Mus tafanın vasmı tutan, ona ağlayanlarla ağlayan, bu haksızlığa karşı kuvvetli kalemi ve nahif bedeniyle isyan eden şair Yahya'yı Rüstem Paşa vurmağa kalktığı zaman yaptığı müdahalede buluyoruz : « Dur Rüstem. . Şair taifesi hep böyledir. Küçük kelirhelerden hoşlanmazlar. Tahtımm etrafında senin gibi uyanık, senin gibi müdebbir vezirler ne kadar lâzımsa, tebaamla benim aramda da böyle «özünü sakınmaz, uyanık kafalı insanlara ihtiyacım vardır. Bırakın bu adamlar yazsmlar. Onlar yazsmlar, sonra biz onların yazdıklarını alıp okuyalım.. Bakalım bu yaptıklarımız dışarıdan iyi mi görünür, kötü mü? gerbest bırakın onu!.. Onlar bize ayna tutarlar. Rüstem. Yüzür. temizse bak. değilse kaçın..» * Hurrem Sultan( Cadı Kazanı'ndan Kml Iy«ır'den geri kalmıyan bir dpkor ve kostüm zenginliği iein de, ihtişamla sahneye konuldu. Bu htişama lâylk, yaratıcı gayretlerle güzel de oynsrdı. Yalniz bir noktaya işaret etmeden geçemiyeceğim. Yazar eserini 5 tablo halinde tasavvur etmiş ve bunlardan (Amasyada geçen) 3. tablo hariç, dör dünü de (günümüzün yeni «mekân» ve dekor anlayışına uygun olarak) vak'anuı ikiz mihveri olan Kanunî'nin arz odası ile Hurrem'in has odasım da içine alan. merdivenli ve geniş bir salonda geçirmeyi düşünmüştü. Çok modern bir reji ve ısık imkânlan verebilecek bu «simultane» dekor tasavvuru temsilde, bırakılmış 5 tablo, 3 perdeye indirilmiş, bu perdeler içinde kalan değişik sahneler de dekorun ana çerçevest içine yerleşttrüeh küçük bir döner sahne vasıtasiyle pratik bir şekilde kol?\ca gerçekle^ tirilmiş. Bu klâsik mizansen anlavışı içinde Refik Eren de, muazzam panolar üzerine eski çinilerimizin göz alıcı renklerini ve güzel motiflerini çizerek Topkapı sarayını âdeta sahneye çıkarmakta güçlük cekmemiş. Ama öyle sanıvorum ki, yazarm düşünmüş olduğu dekor gprcekleştirilseydi. eserin "heşcrî» havasına ve modern dram anlayışına daha uygun düşerdi, tarihî bir konu içinde yepyeni bir «stylisation»a varmak fırsatını da dekoratöre kazandtrmış olurdu. Yalnız erkeklerin değil, kadınlann da sacı döknlür. Neden ve ne yapntah? Saç dökülmesı erkeklere mahsus bir şey değildir. 10 kadında 4 ü seneden seneye saçlarının azaldı • ğınaan şikâyetçidir. Neden? Tıb bize şu cevabları veriyor: ^Î Kadınlann çoğu zayıflamal" istediklerinden saçları dökülür. Tec riibpler. bilhassa kısa bir zamanda zavıflamak için ahnan ilâçiarm bı neticeyi verdiğini göstermiştir * Saç dökülmesinin bir suçlus'J duha var: Asabiyet. Hev^can saçlarm dökülmesine sebeb olabi'ir Devanılı olarak sinirlenmeler yü zünden de saçlar gitgide azahr. Çüıı lü büyüktür. Genç kızlarm, çocukÜltra viyolenin iyi •geldiği söy ların ai kuyruğu» yapmalan iyi leniyor. Fakat bu, zor bir iş. Saçınızı güzelleştirecek ilâcı tabağınızda bulabilirsiniz: Yağlı balıklar, meselâ sardalya. uskumru, bahk yağı, tereyağı, dana ciğeri, engi nar, lâhana, havuç çok yeyiniz. Terkiplerindeki A ve D vitaminleri saçlarmızı gürleştîrir. Sebzelerkü. saç diblerinden pek çok sinirle: deki madenî tuzlar da çok yarar. geçeı. Heyecanın veya daimî su * Amerikalıların, saçlarmı gur rette asabî olmanrai tesirile bu sinir leştirmek için, bir metodları var. ağ> s=^ diblerindeki damariarı sı Çok memnun olduklarını ıddia e kıştırır Saçlarm köküne yetecek dıyorlar. İsterseniz deniyebilirsi kadar kan gitmez. Beslenemezler niz. Kolay: Başınız, ayaklarınızdan İncehr. kırılır, dökülürler. daha aşağıda duracak şekilde sırtj: Saçlara verilen şeklin de ro üstü yatınız. Kan, saç diblerinizi âbir şey değildir. Kachnlşr da hangi deta sular. Onların büyümesıne yar biçimde olursa olsun devamtı to dım edcr. puz şinyon yapmamahdırlar. Bu tarz kuvafürler, şakaklarda ve tepedeki saçların dökülmesine yol açabilir. Saç çekilince kan iyi dolaşamaz. kökler zayıf düşer. Saç dökülmesine karşı oilâç>> değil «ilâçlar» aramak lâzımdır. Çünkü, sebebler çeşidlidir. Zayıflamaktan ileri geliyorsa zayıflama ilâç larını bırakmah, viicudu kuvvet lendirmeğe çahşmalıdır. Moda kadın şapkaları 1 Bu saadeti yaratan şey, Kra'.içe leşince zafer onundu. ' Elizabeth, deki değişiklikiir. Elizabeth uzun Pren=e reddettiği her şeyde oğluzaman kadınlık saadetini an'aneye na razı oldu. Zaten Charles bütün Londra hava aianında mühım biı feda etti. Fakat son zamanlarda heı ruhu ile babasının modeli idi. İşte o zaman saray ananelerinde konferans toplanmıştır. Konferansa şey değişti. Bunu Prens Filip'in iki büyük çözülme başladı. Elizabeth için son mütehassıslar, hava yolcuları, petseyahati arasındaki farkta açıkça derece çetin bir devre idi bu. Bü rol sanayii eksperleri iştirak etgörmek mümkün İlk seyshat 1956 yük babası V. Georges'a, Victoriaya mişlerdir. Gaye: Jet uçaklarının arkalarında idi Prens uzun bir yolculuğa karşı mücadele açmış gibi idi. Cahr çıkacağını. Noeli uzaklarda geçire les, babasının her yaptığına hayran da bıraktıkları bunaltıcı kokuyu def ceğini söylediği gün en kötü ihti kalıyordu. Kraliçe evvelce Filip'in etmektir. Kongreye katıl^nlardan bin hamaller akıllardan geçmişti Prens oğlunu helikopterle dolaştırmasınj Charles bahasından hıçkırıklarla men etmişken Charles bir gün iste va alarumn ve yakın >r.uhitırJn üyince razı oldu. «Filip'i yalnızken zerinde bir nevi «kokulu havadan ayrılmış. Kraliçe sapsarı. otomobiliTuvalet şapkalar: Ufak bir şemreddediyordum ama Charles'le be tavan» kurmak ve bunu ıcab ettiknin bir köşesine çekilmişti. Saray raber olunca yapamıyorum.» diyoı çe tazelemek fikrini ileri sürmüşsiye iriliğinde. Süs: Pırıltılı taşlar. Noelde bayram edememişti. Kraüçe ' Spor şapka: Alelâde hasır. Süs: kibir ve acı dolu bir yalnızlışja gö du Kraliçe. tür Daha iyi bir hal çaresi bulunaGrogren kordelâ. Filip, hemen hemen jynı yoldan madığı takdirde bu fikrin getçekmülmüştü. 120 gün Buckingham'ın, Windsor'un boş salonlarını ağır gidip. Amerikalı komik Bob Hope' lesmesine çahşılacaktır. Londra hava alanını mahvoimakbir hava ezdi. Koridorlarda hizmet la film çevirme iznini kopardı. Hasılât spor sahalarına harcandı. Nikurtarmak fciı 64XİP. MK*T ffEKÇFK çiler. matem günlerindeki gibi. a hayet bir kaç ay evvel Kraliçe tan önce yoluna için bu mesele Her an konulacaktır. yaklarının ucunda gölgeler gibi dolaşıyorlardı. Hiç kimse uzaktaki yol nin 20 yıldır elbiselerini seçen. da gün alan müdürlüğüne yığırlarla fikirleı protesto mektupları yağmaktadır. cunun sözünü edemiyordu. Matbuat vetlerde, at yarışlarında veren mürebbiyesi bir kenara rtı Meydandaki bar ve lokantaların Tanrtlar ve İnsanlar bize. üç bin bile Prensin yalnız uğraklarını billınca saray an'anesi tam sarsıldı müşterileri bu kokunun iet uçakBurt Lancaster ile Kirk Doug dirip susuyordu. yıllık o primitif Gılıfames destanmverine, larmdan çıkan gürültüden hpter oldan. fikri ve beşerî bir sentez içinlas'uı bir Utrillo tabloları varmış. Oysa bu seferki aynlık hambaş Filip. eski mürebbiyenin Paris modasını takip eden Ber duğunu iddia etmektedirler. (Güde, ırnadir doğan ve dünyaya gel'si Resim. altı ay birinin, altı ay ö ka oldu. Her şey apaçıktı. .Filip leydı secti. Çünkü karısını İngil rültü altı ay evve! hafifletildi.) bir hâdise olan, insanlann kadprini bir denizci idi. elbette büyük yolbürünün evinde duruyormuş. terenin en zarif kadmı görmek is «Meydandaki lokanta. barlardaki defiştiren bir üst insanm hikâyesi» culuklar yapacaktı.» Giderken İn• tiyordu. Kraliçe de bunu yavaş yani yaşarmıstı. Korku. can kaypusuNev York tablo tüccarları Utril giltereyi de beraber götürüyordu. vaş benimsiyor. Geçenlerde sarav yiyeceklerle içkiler her yerden dans düsen bir kahrnmanı. bir lideri Elizabeth'in 33 üncü yaş gününe da bir ekonomi bahsi olunca E ha ucuz. daha nefis oldukları halde lo'nun dul karısı Lucia Valore'ye jet'.erin kokusu midemizi bulandıriflâs ettiren «korku psikozu» nu normal bir mektub zarfınm içine yetişmek için seyahatini kendiliğin lizabeth ayda 15.000.000 fıanklık dığı için bütün keyfimiz kaçıyor. canlandırmıştı. Hurrem Sultan da, sığabilen bir cüce köpek hediye et den kısaîttı. Hattâ bir kaç kere u kendi giyim masrafının kısılmasmı Şikâyetlerimize ehemmiyet uerilrnez tarihimizin en parlak devirlerini çakla gelip hafta sonlarını yanmda istemişti. Anaa Kraliçe bir elbiseyi mişler. 5e bu lokanta ve barlara nir daha göleefiyen kanlı saray entrikalan ügeçirmeyi istedi de Kraliçe: «Ben 6 ay giyiyor. 20 sene model değiş*** adırr> atmıyacağız.» demektedirler. zerine zamanımızın ısıcını tutuyor, beklemesini bilirim» dedi. Böyle biı tirmiyordu. Fakat Filip derhal itiBir Belçikalı aktörün yerd^n bit Kanunî gibi «bir devre adını verme bir köpeği varmış. Hoşuna gi sözü. Elizabeth'in ağzından duy raz etti: «Benim uçuş masraflarımi? bir **yük insan» ı Mze 'neııdenlere arka ayağını. hoşlanmadıkla mak, şaşılacak şeydi. Bambaşka bir mı yarıya indiririz. Olur biter.» zeyen, alelâde taraflarivlo. ihtiyörElizabeth'ti bu. Daha hiç kimsenin Suçları teşhiste rına ön ayağını uzatıyormuş. Daha saraya perhiz mütehassısı lık, yalnızhk ve terkedilmek komtanımadığı bir Elizabeth. Prens ayyenilik pleksinin yarattığı vehimler içinde rılırken ona «dostlarımızı unutma girmeden Prens ağır an'ane"î çorFransız komiai Fernandel. keneanlandırıyor. Bu vehimler Huryın» demi.şti. Kraliçe yalnız dost bayı, pudingi kaldırtmıştı. Bütün Amerikan gizli polis teşkilâtı suç di Siyam kedisinin canı sıkıldığı rem'in. Rüstem Paşanın elele verip Iarı değil her gün vücudünün in bu tedbirlerle Kralçe gözlerni a lularm teşhisinde parmak izini kâzaman «Fa» acıktığı zaman da «Si» sırların. üstüne kapamaktan syrıâinsice yürüttükleri Hâniarın gercelmesi için perhiz mütehassısını, fi görmediğinden yeni bir projeyi notası üzerinde miyavladığına ye çekleşmesine. Kanunî gibi bir hüjimnastik profesörünü. güzellik mü lıyor, modern bir kraliçe oluyordu. incelemektedir: Suçluyu şyözlerden min ediyor. kümdarın Mustafa gibi, tartı icin tehassısmı da unutmadı. Çünkü Fi Filip saraya ilim adamlarını. ar tanımak projesi. Çünkü gözlerde, *** Bellibaslı rolleden Kanunî'de sporculan •n çok ümid bağladığı, merd ve lip oldum olasıya ince kadmlar tistleri, mühendisleri, Ne\v York'ta her yol işaretinin dan hoslanıyordu. Ve Kraliçe ev davete başlamıştı. Elizabeth babası yanılmıvacak ve değişmiyecek şeIUÇEUZ bir şehzadeyi kıırban cfme Şahap Akalın. çok değişik ve haykilde insanm bütün hususiyetleri sine beşerî bir zemin hazırlayacak ranhğa değer bir kompozisyonla ta altında bir hoparlör şu ihtferı tek leneli aldığı bir kaç kiloyu verme nın sıkı «yasak» lariyle büyümüş vardır. rihimizin bu en büyük simaların rarlamakta im's: «Pikkat!. Kırmızı ye. daha eençlesmeye karar ver tü. Tabiîliğe, insanlarla temasa atır. lışması lâzımdı. Filip onu televizdan birini, yazann tuttuğu ışık al yanarken geçi'mez.> mişti. Hurrem Sultan'da Kanunî, yal tında. beşerî taraflariyle, ama hüFilip'in onu mazinin ecdad ga yona çıkardı. Her sahnenin pro çılmamış olan saray pencerelerini BIZ ihtiyarlık günlerinin vehimleri, yüklüğünden ona bir şey kaybet92 yaşındaki Andereina Michele lerisinden çekip çıkarmağa, aldığı vasında bulundu. İlk seyahatten Filip ardına kadar açıyor. Artık yahuz ihanet korkusu içinde. yal tirmeden. canlandırmasını bildi. Şabu yşna, iki yılda, İngiltere fiidinız beşerî ve kendisini bize yaklas hap'ın bazı sahnelerde, her aktöre in on üç evlâdından 197 torun ve sert terbiyeden uzaklaştırmaya ah şi sarayına kapanmış Kraliçeden Kraliçe ile yatak odalarıru hlizüntorunlarının çocuğu varmış. di vardı. Kraliçe. Kraliçe olah telü bir akşam güneşi yalayıp geçmitıran küçük taraflarıyla mı belirti nasib olmayan, on yılda, yirmi yılBuckhingham Leydi'sinin doğuşu*^: * baasmdan kendini ayıran «buzdan yor.Onlerini kapıyan kısım yıkıldığı livnr? H'.yır! Kanuni'nin büyük ta da bir uçulan zirvelere vükseldiği nu seyrediyor« Filip. Prens Albert Amerikan Havayolları başhekimi, duvar» ı yıkmak için hiç bir şey hayaletini bir kraliçeden «kendi ka için oda güneş içinde. Elizabeth arrafları da. eserin bir çok vjrle'in oldu. Her halde Kanun} rolü sanat «Je, ihtişamla beüriyor. Uzun ve de hayatının büyük ve şerefli merha aya gidip dönen insanm hafızasını yapmış değildi. Aksine hep sarayın dını> nı yarattı. Onu böyle çağıra tık gülerek: «Filip aklına koyduKral.'çe rin bir gönül bağlıhğının Hurrem'e lelefinden biri olarak hatırlanacak tamamile kaybedeceğini söylemiş ananevî ihtiyarlarile sohbet ediyor, biliyor. Kan koca dostlarmın yanın ğunu yapar» diyor. Bir için ne itiraf... Ve artık Kraliçeyi tir. Bütün unutulan sevgililer bu onlara açılıyordu. Bütün hâdiseler da problemlerini açabiliyorlar. gerek hükümdar üzerinde. getek sa tır. sabahları kapısına an'anevî iki vuyolculuğa talib mi olacak dersiniz? etiket ve an'ane aynasında şekil rayda kazandırdığı bütün kudret Hurrem Sultan'da Nermin Akadeğiştirerek ona geüyordu. İngilPrens Filip eski sarayda ne var ruşla uyandırmıyoriar. Onu Malezve nüfuza rağmen. Kanunf orıun *** gündüz de iyiydi. Muhakka ki en tere Kraliçesi telefonda konuşa sa modernize etmek azminde. Har yadan. Borneo'dan. Pakistandan vekarşısında zaafını ıçığa vurmadığı New York'ta moda meraklısı kaİyi rollerinden birindeydi. ATia Kamazdı. Hele televizyon teknisyen dal kokulu koridorlar sçık, iç açan ya sadece İngiltereden te'rfcnla ko gibi. içine düfen •jüphrleri. yer yer, nunî'nin ulaştığı yükseklere ka rısından boşanmak istiyen Fred belli etmekten de şeri kalmıyor dar kanat, açmadı. Oysaki Hurrem, White, mahkemeye aşağıdaki ve lerinin emrine hiç uyamazdı. dul renklere boyanıyor. Kurulalıberi a cası uyandırıyor. arkadaşın' tjçüncü pe'rlpdeki şu sözlerine ba esere adını vermesinden de anlaşı sikaları göstermiştir. Bu vesikalara olduğu için Filip'in kınız: « K='l< avaja, korkm=! HP lacağı gibi. Kanunî'den geri p'ânda göre. karısı bir kaç sene içinde 153 saraya getirmesini en soğuk bir dilnür senin hakkında hükmümüzü düşünülmüş bir rol değildi. (Yazar elbise. 108 çift pabuç. 100 çanta ve le reddetmişti. Kendine örnek olavermedik.» Sonra. («Omın icine ka diyor ki: « ... İster sahnede sörün onlarca şapka yaptırmış. Mahktme, rak Kraüçe Victoriayı almıştı. O na sıl Prens Albert'i gölgede tutmuşdar isleven bir hakış!a»> söyled'ği sün, ister görünmesin... Her sah boşanma kararını vermiştir. sa kendi de Filip'in tesirlerini hiçe şu sözler: <r Otuz yıldır koynu neyi onun soluğu doldurur. Tıpkı sayıyordu. Fakat böyle bir denizci muza srirer çıka>sın. Hev Al'ıahım, bir dişi Yago gibi eseri o çekip çeDanimarkada bir çiftlik .'•cihibi boyun eğmek için yaradılmamıştı. ne kadar az, ne kadar az tanıyorum virir.») hkumetten tazminat alrmştır. Sebeb: İşte bunun için o ilk ayrılık öyser;i! Nesin? Neyin nesisin? Nerden bir lesine endişe ve matem havası yaDiğer rollerden şehzade Mustafa Domuzlarından biri uyurken çıkm WPHİTI? Dost mıı«un? Di.i«=man da Haluk Kurdoğlu. Cihan&irde de manga er, oradan geçmiî, başların ratmıştı. Filip döndüğü. zaman heı Ejder Akışık. uzun uzun övülme daki subay chazırol!» emri verin şeyi bıraktığı gibi gergin, bunaltıcı öliime mphkum ederken. bu VıiJ ğe değen zeki ve şuurlu oyunlariy ce sesinden ürken hayvan ölnıüş hava içinde buldu. Vaktiyle WindTIÜ rJ=T'=titi vüksek nenfaatleri u£ le, Kanunî'den sonra, temsilin en sor Dükünün «koridorları hardal runa adaletin ve «Hikrnpti hiiku başarılı tipleri olarak dikkati çekkokar» dediği Buckingham hep ayImet» in kaçınılmaz pir zarureti o tiler. Bir milyar dolar. Ne faz nı kasvet içinde idi. Windsor daha da soğuktu. Hizmetçileri bile 70 yala, ne eksik şında saraylı. Değişen yalnız bir şey vardı: KüAmerikan milli müdafaa hassısları «Amerikan Hava Komu çük Prens Charles. Çocuk bir kaç tanlığı» hda bir umumi alârm sis ayda yanmış, sanki bir küçük atemi kurulduğu takdirrle neve mal dam olmuştu. Ve bilmeden anneolacağını hesaplamıslardır: Tam hir siyle babasiyle sitem eder gibi idi. Filip ona bütün sevgisiyle sarıldı. milyar dolar. Ne fazla, ne eksik. Bu sefer. ayrıhğın pek ağır geldiği Dünyaca meşhur Hereke hah ve seccadelerimizin sianlaşüan, Kraliçenin karşısmda diRusyaya çağırılan pariş üzerine imalâtına başlanılmıştır. rendi, oğlunu kendi yetiştirecekti. Ne dersin, joksa paketleri le beraber ekilmiyecek miydi bu Sipariş vermek istjvenlerin İstanbulda Bahçekapıria Hindliler Charles gibi bir küçük dostla bir tohumlar? Kraliçe Elîzabeth ile kocası Prens Philip yeni Londra hava bir balayı yasıyorlar alanmm üstünde kokulu tavan Kadınlann süselennıeye, hele mücevhere düşkünlükîori malum. Hani hakları da yok deği' Bıle^ek süslenen kadın muhakkatt ki cüzelleşir. Pırıltılarsa güzelliğe gençlik ve neşe katar. Ama kim deıdi ki erkekler. yalnız kadın'arda &>vmekten hoşlandıkları bu pırıltılara imreneceklcr Hsm fJ? geli^i füzfel muhitlerdeki, «zarafetı iciıJİHSında olan yerlerde. erkek zarifl'ğine öncü olduğuna inananlar arasında. * Meselâ: İngiliz «yüksek trkek modası» nın son paro'ası şu: •,I»lücevhersiz erkek iarif sayılama^ » sfc Son erkek moda.sı cîefilelerinden birinde. bir akşam elV.isesinde. kravat yerine takılan göz alıcı çenk te bir taşlı iğne (rengini öğrene medik. Kim bilir "akut mu. zümrüd mü idi.) Son derece beğenildi * Meşhur bir •nodacı. yeleklere düğme yerine pırlanta tskmaic veniüğini ortaya attı. * Ve yıllardanberi İngiHerenın en zarif adamı diye tanılan. sadece bir kaç ay evvel bu unvanı büyük bir erkek moda dereisi direktörüne kaptırmış olan. Mac Millan kravat iğnesinin üstüne nefis bi> inci koydurmustur. Acaba aile bütçesi yeni bir salgına mı •utulacak? Mücevher iakmak erkekler arasmda moda oîuyor VAIANî bULUCALI BALIK?ISI İki sahibli tablo Kırlangıcın kıç kasarasında ge 'olan Akça Durmuş'u yeni savaş minin kaptanı olacak adam, elir.de gemisine reis tâyin ettirdi. Kendi dürbünü, onlara bakmakta idi. İki baş yelkencisi Kırlangıç Veysel'i odabaşı tâyin etti. genç birbirinden ayrıldılar. Uluç berkendeye Ali. gemiyi. güya bir meslekî göz Kırîargıç Veysel harita ve pusl? le süzüyordu Hatça ise. elinde bir kullanmasını büen, gün görmüş, çop kumlara daireler ;\nyax&\ı. okur yazar bir korsandı. Uluç Aaynlmazdan önce Kaptan. uzun dürbününü göz.erin li, Cezairden den ayırarak koltuk altına sıkıştır Zehranın mezarını ziyaret etti: fadı. ve bir elini gençlere îrfllaya kat teyze'erin tenbihlerine boyun rak: «Yaşayın!» diye bağırdıktan eğerek Hatçayı gidip göımeui. İki sonra gençieri kendi hallerinde bı gemi kuzey batıya dümen tutturakmak üzere başını denizden ta lar. Uluç Ali. Cezairden ayrıldığınm rafs döndürdü. Gemi uzaklasinca, Hatça. kaşları hafifçe çatık olarak ] üçüncü günü. Sicüya adasinm ku; zeyinde bulunuyordu. O güne kaUluç Aliye: Hani ya. u benim uzakları gö dar hiç bir dü^mana ra?tgelmerür denizci gözlerim var* diyor ı mişti. Cezairden demir kaldırdık'adun? dedi Durdu ve sonra «kap | rınm dördüncü gccesi. Uluç Ali, tan dürbünde gördüğünü gidip aıı siyinmiş olarak yatağına uzandt; reme söyler mi acaba? O herif iki saat kadar uyku kestirdikten dürbünle bakarken sen beni hâlâ sonra uyanarak kalktı ve gemiyi öpüyor muydun» diye sordu. Uluç eezdi. Herkes yerindevdi: topçular öıtülerine sarılmışlar, toplannın yaAli: da «Hayır, gidip söyleı'nez! Bu, bir nıbaşmda; savaşçı mangaları yabancı kayık. Sen, bu kıyılarda kürekçücrin arssında ıvuvcrlardı; donamın direğin böylesini hiç gör nöbetçiler ise gözleri falta'i'an cibi dün mü? Bu gemi, Anadohıd^n açık habire karanhk'arı vokluvorlar siftah buraya lîeliyordur. Cez^iı dı. Uluç Ali, uzanmak arzusuyla hayatına ait olmak üzere ouraâa eene kamarasına döndü. 'îykuya ilk gördüğü şey, biz "iduk Ksp d?lmak üze'e idi ki eözcünün citan. bu ilk görüşünü uğurlu say rek basmdan «bir .gemi!.. iki gfmi! mazsa haltediyor demektir. Fflkat Bütün bir füo!» diye çaSırdığmı selâm verişine bakarsan. adam illc duydu. Hemen sıçrayıp yjverteye olarak seninle beni, o dcminki ha fır'adı. Sicilya diglan. gece losIuŞunda limizle görüşünü hayra yoruyorgüney batı u r V u n u n lirerinrlen dur.» diye cevabladı. Ali, kızı şehir kıyısında bırakt' kapkara yükseliyordu. Kalarıriya Daha doğrusu kız. Aliyi şehir kı kıyışıntn şahikaları ise doğu ufkunyısında bıraktı. Çünkü Uluç Aliyi da diziliyorlardı. Rüzeâr vıldız kao heyecanh halinde. değil geçen kü rayeldi Uluc A'i. Akça Durmus'a çük bir kırlangıç, fakat bir büyük hemen Stromboli yanardağınm arfilo bile Hatca'nın dudaklarından kasır.a gizlermesi haberini eönderayıramazdı. Bir çahnın rüzgârı al di; kendisi de rerkenc^eye svıvaşa tında scn öpüş verişildikten sonra hazırlanma emrini verdi. Göz kırpacak kadar kısa bir zakız. Aliden kopup kaçtı. Uluç Ali. sanki havayı ve bulutları adımlı manda güvertede ne kadar eşya yordu. sevincinden göklerde uçu varsa hepsi kaldınldı. Güvartelere yordu Ali, ne taraı'a yürüdüğünü kum saçıldı. Tonların etrafında yaumursamıyordu. O kara kasırga maklar, ucları süngerli ızun ton.ar gibi büklüm büklüm uçan saçlar larını ellerine aldıîar. Başk ılan top dan. takılan dudaklardan, ve ok ların yalpa kösteklerini çözdüler. (Arkası var) şayıcı parmaklardan ibaret bir hava içinde sarhoş. başını almış gidiyordu. Uluç Ali, eğer çift süren bir çift öküze çarpmadıvsa, veya bir hurma ağacı gövdesini, alnıyla .giim!» diye toslamadıysa, bu, iyi taîihsizliğin, muhakkak âsıklann koruyucusu olan Tanrıya borçluvdu. 1 O gün Uluç Ali, hiç bir iş göremedi. Yalnız olup bitenleri gidip sıcağı sıcağına teyzelere anlattı Teyzeler. iki gencin kendilerine hâkim olmalarmı ve şimdilik fcırbiriyle bir daha görüşmeme erini; cünkü kızın annesi duyarsa, kai dın, «kızımı vermem de. vermem!» diye tutturacağını söylediler. Ne var ki kendileri yavaş yavaş ibtiSOLDAN SAĞA: var kadının fikrini çeleceklerine, 1 Dünyanın büyük toprak pariki genç sabrederlerse bu işin patırtısız ve gürültüsüz olup fcitrce çaları (iki kelime). 2 Kalitesi sine emin olduklarını i'âve etti düşük muharrem ayı tatlısl (iki ler. işte o günden sonra tıîvzelerin kelime). 3 Hafızası zayıf olaniaher biri sanki ötekilerin hiç ha nn sık sık yaptıkları hareket (eski heri yokmuş gibi Ümmüşan Ba terim). 4 Tersini Tanrı kimseye cıya misafir gidiyor, ve Hatcayla verip derman aratmasın demeliyiz, f'skos ediyordu. Teyzelerin hepsi bir edat. 5 Çevrilince «polis sode cönçatanhkta ne kadar usts pası> sahasl karşıiığı iki kelime olduk'arım gösteriyorlardı. Fakat belirir. 6 Tersi gazetecilerin her tevzeler Uluç Aliye: «Ne kadar gün alıp verdikleridir, eskicilerin •sta olursak olalım. bu işi ancak çalışma konularırun yarısı. 7 ki, üc ay içinde görebiliriz» di Leb denmeden soylenilmek İsteniyorlardı. len şeyin leblebi olduğunu sezen 1T1 'ic Ali. teyzelere: kimse. 8 Bir çeşid su yolu, çaHem iki, üç ay kadar uzun zamanı Cezairde geçireyun, hem yat cukiarın dalkavuğu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: tığım yerden iki üç yüz adım ö1 Marmara denizi kıyısmdakJ tedeki Hatçayı gidip görmiyeyim; işte bunu yapamam.» dedi. Ve bun önemli kasabalarımızdan. 2 Bir dan dolayı iki, üç ayı denizde. u vilâyetimiz. 3 Tersi «nazik olrnı' zakta ve seferde geçirmeğe karaı yan rüzgâr hareketi» mânasma iki verdi. Berkendenin baş ve kıçm kelimedir. 4 Resmî dairelerda daki topları çıkarttırdı. Onların ye en çok evrak kalemlerinde yapırine basa ve kıca on ikişer okka lanlar (çoğul). 5 ^ Çevrilince bazı lık gülleler atan, on beşer kanşlık hastalıkları önlemek için yspılanüç top koydurdu. Beş ticaret ge lardan biri misinin en yörük ve sağlamını da dana çıkar, yesavaş gemisine kalbettikten sonra minle verilen °id;ı Hızır Rei.si ziyaret etti. Hı söz. 6 Tersi zır Reis onu: «Gel bakalım oğlu«on defa yüz muz!» diye gülerek kabul etti. U tane ırterhum luç Ali ondan sefere çıkmak mü Şerif İçlinin saade=ini rica etti. Hızır Reis (Bar caldığı musiki.. . . . . . barosi izni, güle güle verdi ve «in... . Dunku bulmacanın şalîah. galip olarak kısa zamanda aletı. manası h a l l e d i l m i ş ^ k l i dönersin de düğün şenliğini yaptına iki^ kelimerırız.» dedi. dir. nota. 7 Güzel sanat, sop ve tTluç Ali, • düğün» sözünü du.vunca şaşaladı. Hızır Reis, genç kor sülâle. 8 «Batl Anadolu kıyısı anın şaşkınlığjnı gördü ve daha bölgemizin modem dans orkestrası» mânasma iki kelime. da gür güldü. Uluç Aliye: BULMACA •r • • • • I i «Biz, dürbünle yalnız deniz ufuklarmı mı arayıp tarıyoruz ramS ATILIK yorsun?» dedi. Uluç Ali, içincen: Matbsa Bıçak Makinesi «Vay anasını. demek ki CezairAlraan Malı de çıt olsa koca Hızır'm hemen kulağına gidiyor: Sakın gemide b;re dürbünle bakan kantan 'lızır î;ejs olmasın? • diye düşünüyordu. > Kürekçiler Cad. No: 23 Galata Uluç Ali, berkendede odabaşısı ! V . Perfekta 83 cm. İSTANBUL 7.27 Açılış ve Program 7.30 K;ırışık sabah müziği 8.00 HalMr'er 8.15 Sarkllar 8.30 Raisner Trio. sndan melodiler 8.45 Türkü'.er ve oyun havaları 9.00 Kapanış. 7.45 HaiKrler * IH» ^r, L u ; ı lezileri 8.30 Çesitli müzik 9.00 ProgrsTn ve k a p a n ş . : Herek« Halısı Siparişi Ahnacaktır • 11.57 Açıiış ve Program 12 00 Hafif Viyana ıpuz ; si 12 30 S«v ra Çaölayandan ??r l ;ılar '2.55 Ssrbest sa^t 13 00 Haber'er I " 1 5 1 1 İtalva? vıldi7İar;rd3n n~e''idi er 13.30 Telden t?le 11,30 Ce'.vr,:ş günlerlp sevîîen melodiîeri 15 00 Mu.«ett« O r V e ' r t a r ı çaUvor ıg.ı*5 15 3(1 Me'odilçr 16.00 Program ve kapamş. • 16.57 Acıl's ve Pr""rim 17 no Köyün Sarti 17.20 İncoarri n N!r>?v?r)t F^sll i7,5fl Radvo ile ingin<f ıs.on ç^yltli m'j7ik 18 15 B M Mecl"=inde öün 18.30 r Neriman Tüfekçiden tli küîer 18.55 Serbpst saat İP 00 H a b e r l T 19.15 Tarihler b'r vsnrak İP "n Serbes! snat 10 25 Er'«''«r T^.ilulu^undan sarkılat lfl.sn Diri Ahlâkî musahabe ?.n 00 Kıbrı» saati 20.15 Rariyo r.a?ef=' 20,30 Serbest saat 20.35 Ordu saa| ti 21.00 Serbest saat 21 15 C e . • şitli mÜ7İk 21 "0 Nese O n i i n | çarkilar ve saz eserleri 22.00 O i a i müıiği 22.45 Haherler 2.~ oo ' Gece konseri 23.30 Dan* müiiği i 24,00 Program ve kapanij. • Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğü ile Bevoğlu İstiklâl carlrlesi Sümerhanda (Beyoğlu Mağazasi ü?tünde) Sümerbank Yünlü Sanayii Müessesesi Mtidürlüğüne veya Hereke Fabrikası Müdürlüğüne müracaatleri rica olunur. SÜMERBANK Alım ve Satım Müessesesi Sovyet otoriteleri Bombay'dan bir kaç yogi ve hekimi Rus>*aya davet etmişlerdir. Onlardan, nıefeslerini nasıl kontrol ettiklerini öğrenecek ve feza yolculuğunda tatbik edeceklerdir. TÜRKtYFDE İLK MODERN 12.27 Açılış ve Program 12.30 Hafif melodiler. dans müziği 12.55 Küçük Stüdyodan fceş dakika 13.00 Şarkılar: Perihan Altındağ Söztri 13,30 Haberler 13,45 Saz eserleri (İler: Ti'rk Mıısi. kisi Topiuluğul 14.00 Öğle kon. seri 14.3C Şrkılar: Türkân Dizer 15.00 Kapamş + Sablık ffortfortu Aoartıman Daireleri Vali Konağı caddesine 25 metre mesafede 5 büyüloda 1 hol kaloriferli pai'ke 155 bin lira Şişli tramvay caddesine 25 metre mesafede 6 şar oda kaloriferli, parkeli asansörlü boş teslim 230 bin lira Lütfi Kurt Karaköy Bankalar Han No: 60 Tel: 44 83 69 I L I I Ü f l U t J U M I ' l l l l ı.iı TURISTIK Kilyosta YONCA Otel ve gazinosu. Gazino ;ısmı açılmıştır. Otelimiz de pek yakında saym müşterilerimizin emrine âmade olacaktır. Avrupadan getirilen damızhklarla ördekçilik en kârlı bir iştir. Bir Kaki Ördeği senede ortalama 300 beyaz yumurta Pekin et ördeği senede 180 yumurta, 2 aylıkken 2 kilo. bir yaşında 4 kilo et verir Broşür isteyiniz. Bin ördek senede en basit hesabla sahibine 30.000 ,ira kâr bırakır. » a n * A İ r T I İÖİ Bomonti Havariyun Sok. 15 Ç A P A MİPTLlUİ: Tel: 48 73 54 Balerin Fabrikası ÖRDEK ÇİFTLIGI 16,57 Açılış ve Program 17.00 Ak^am konseri 17,30 Hafif şarkılar 17,45 Şarkılar: Serı Doğan 18.00 Dans mtiziğl 18.20 Ziraat Saati 18.30 Memleket Hsvrları Ses ve Saz Birliği 19.00 Karışık hafif müzik 19.30 Haberler 19.45 $ a r k ı l a r : Feriha Tunceli 2P.0O K ı b r : s saati 20.15 Radyo Gazelesl 20.30 Kücük Stüdyodan beş dakika 20.35 Şarkı'.ar: Afife Ediboğiu 21.00 Rddyo Tiyatrosu 22.00 Şarkılar: Radife Erten 2230 Günümüzün bestecileri 2S.00 İki ünlü şarVıcj 23.15 Haberler ANKARA 6 57 Açılış ve Program 7.0O Gur.4>du> 7,30 Hafif melodller