14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKÎ CUMHURtYET 4 Nisan 1959 1 c Sehir alt üsttü! «Heyeti vükelânın istifası padişah hazretlerince kabul buyurularak yeni kabine kurulmak üzere bulunduğundan ve memleket ve vatanra saadetini ve âsayişini sağbyacak her türlii tedbirlerin alınmasına gayret sarf olunarağından bugünkü içtimada hulunan d»akın şâhânenin ve birlikte bulunanların bu işden dolayı hiç bu surctk mesul olmıvarak hakİHrınta affı şalıa'ne şayan buyurulduğu gibi dcvlttimiz hamden lillâh devleıi islâtnive olup kıyamete kadar baki ve âlî olan ahkâmı şer'iyycnin üundarı böyle her taraiça aîıkâmı celîlesine bir kat daha dıkkat olunnıası te'kiden emrii 'erman buyurulduğundan, biiyiik halifemu, padişahımız, kumandanı âzamımız efendimra hazretleri asakiri şahânelerinin kemali etnmyet ve rahalla kışlalarına ve ahalinın dahi işlerine ve giiçlerine dönme'erı hususunun kendilerine bildirümesine ve riimlesinin selâmı şahâne ile taltif buyurulduklarının tebliğine Şeyhülislâm efendi hazretleri memur buyurulmuş ve işbu emriifermanı hümayunı hazreti padişahî Mtbıısanda okanduktan sonra tabettiriierek neşir ilân ettirilmesi şerefsü dur buyurulan iradei seniyei cenabı hilâfetpenahi iktizayı âlisinden bulunmu; olmakla emrülferaıa yazarak ilâve suretinde neşrertirmişti. «Ömrümü şimdive kadar valanımın saadetine vakfettiğim gibı madem ki aleyhimde bir fikir hâsıl olmuştur. Meclisi Mebusan riyasetinden istifa etmek sure'üe valanıma hizmet etmeği maktezayı lıamiyyet ve vatanperveri addederim. Ahmet Rıza» Sonradan Ahmet Rıza oeyın, bazılarına göre Atinaya gittiği ha?ılarma göre de Selâniğe, çıkmış olduğu rivayet ediliyordu. Gece saat ikiye (akşam sekıze) doğru Harbiye Nezaretindeki asker de Ayasofya meydanına ^e'ip orada toplanmış askere katıldı. Gece saat dört (on) sularında yeni Harbiye Nâzırı Ethem Paşa Meclisi Mebusan önüne gelerek asker tarafından selâmlanmıştır. Hamdi paşa çavuşun askerlerin kumandanı oluşu o zamana kadar devam ediyordu. Ethem Paşa arzularının padişah tarafından kabul edildiğini askere bildirm'si üzerine Padişahım çok yaşa âvâzeleri göklere çıkmlştı. . Harbiye Nezaretinden ,jelen askerler yolda silâh atarak "ıalkı beyecana düşürmüş olduğu ibi saat beşten itibaren yerlerine dönmeye başhyan askerler de durmadan silâh attıkları için İstanbul âdeta bir muharebe havası yaşamıya başlamıstı Hele gündüzün, Selânik ve Edirneden askerler geleceği, Harbiye Nezaretindeki askerlerin Ayasofyadakilere muhalif olduğu hakkmda dolaşan rivayetlerden sonra gecenin sükutu içinde patlıyan bu silâhlar, ikiye ayrdmış olan askerin müsademe etmekte olduğu zannını uyandırarak halkın huzur ve rahatını kaçırmıştı. Geç kalan bahriyeliler, topçular akşama doğru, daha gecikenier sabaha doğru Ayasofya toplantısma katılmıya koşmuşlar ve hemen avdete mecbur olmuşlar idi. Bu yiizden sabahleyin bile Köprüde, Boğazlarda mütemadiyen «izharı şâdımânî> için silâh boşaltılıvor ve en az tahmine göre bir buçuk milyon fişek yakılmış bulunuyordu. Ertesi sabah (1 nisan günü) balk geceki silâh patırdılarının mahiyetini anlamak için gazetelere sarılmışlar ve bunun maksatlanna varmış olan askerlerin sevinç numayişlerinden ibaret olduğunu öğrenerek biraz sükun bulmuşlarca da neşe ve emniyet hiç bir zaman avdet etmemîşti. Bire doğru Galata ve İstanbul taraflarında bazı dukkânlar açıldı; fakat klşlalarma nerken silâhlannı havaya boşaltan askerlerin bu hallerinden ktMkukf dükkân sahipleri de hemen kapamaya hazır, tetik üstünde bekliyorlardı. Nitekim saat yedide (öğleden sonra birde) Yenicamide bir yankesicinin kovalanması Bâbıâli taraflarma dehşetli bir hoğuşma olduğu şeklinde aksederek açık dük kânlar hemen kapanmıştı. Saat sekizde sadaret alayı vapılarak Abdülhamidin ahkâmı şenate bir kat daha dikkat olunması ilâvesini hâvi fermanından sonra yeni kabine âzasının isimleri padişaha sunulup tasvibi ahnmıstı. Halk zaman geçtikte daha salim düşünüyor, zabitlerini koğan bu askerlerle nasıl başa çıkılacağım her türlü ihtimallerile göz önüne alarak hayret ve dehşet içinda yaşıyordu. (Arkası var) =haberleri Istimlâk borçları ödeniyor Dün 33 kişiye yarısı nakid, yarısı tahvil olmak üzere 1.100.000 lira ödendi İstanbul Belediyesi istimlâk borçlarını yeni:'en tediyeye başlamıştır. Dün 35 kişiye yarısı tahvil yarısı nakid olmak üzere 1.100.000 ilra ödenmiştir. Belediye riyaseti alacaklıların izdihammı önlemek üzere müracaat sahipelrinin sırasmı tesbit eden listeler tanzim ettirtmiştir. Aynca istimlâk alacakhlarile ilgi ki büro bugünden itibaren faaliyete geçecektir. Alâkahlar borçların Belediyenin temin edeceği aelirlerle ödenmssine aralıksız devam edilecğini ifade etmektedirelr. M E V Z V L A R I f SABAH Hasta psikolojisi bilmek anatoryumda hasta yatan bir okuruındiı haıin bir şika. yet mektubu ge'.di. Sanatoryumda geçen üzücü bir olay dan bahsediyor. Gerçi tek bir olay. Fakat suva düşüp halka halka yayılarak büyüyen bir ze>tin>ağı damlası gibi. hem tesiri yaygın, hem b.r anlayışsızlığı. dirayetsizliği gostermesi bakımından gayet oııemlı. Zaten okuıum. bu bir tek olayı sade:e örnek olarak haber verdiğini soyluyor; benzerleri de varmış. Okurum şo>le diyon Bilijor.unuz. bugün. hemşire yohlupınu gıdermek için, yardımcı hemsire okul. ları var. Ükoktıl mezıuu olan taiebeler, bir buçuk senelik bir eğitiındeıı sonra. yardımcı hemşire olarak vazifeye başlıyorlar. «Hasta olmam ve hâlen saııatoryumda bulunmam dolayısile, yardım cı talebelerin eğitim ve çalışma du. rumunu yakından gördüm. inceledim. Her yönde oldukca başarılılar. Tek başlarına ser\is idare edebiliyorlar da. Ancak, noksan bir >önleri var ki bi'ce çok muhını. H 'S. ta psikolojisi nedir bilmiyorlar. Talebeieıin çoğu orta halli ailedeıı. i>k okul mezunları. Eğitim ve görguleri de ona göre oiuyor. Ükudukları, anatomi. nıikrobiyoloji. hasta bakıım, tatbikat. Şoyle bir soıu aklıma ge!iyor. Neden. yabancı memleketlerde tuberkıılozun ilerlemesi durdurnlırıış da hhde daha da artıyor? Sebcbıııi bâia/ da ps.koloiik jönde a.amak do^ru olmaz mı?» Okurum, hemsireleriıı gerçekten muhim olan psikoloijk eğitim noksar ı ı ı boylece belirttikteıı sonra, içlerinde, anlajıslı, şcfkatli, kültürlü olanları bulunduğunu, fakat bun. ların azınlık teşkil ettiğini. çoğunluğun bu meziyetlerde.ı yoksun olduğunu söjlüyor, asıl hâdiseji sb>!e aıılatı\or: Hastanı.ı biri, kür saatinde gurultü etmiş. Hemşire, hastayı tutunca bir odaya kilitlemiş. İki s.aat, aç, susuz. a.\dkta bııalunış. Ondan sonra, bu hasta, tam iki gün ağlanuş. Okurum devam ediyor: •Hastanın un beş gunluk tedavisi bo$a gitti. Gene de ilgilenen olmadı. hemşire hastaıun durumunu bilmediği (ibi, iızerinde de durmadı. Aıılayış kabiliyeti yoklu ki! Örnek çok. Anlatsum, kuyruğa girmeleri gerekir olayların. Acaba, dijorum, yardımcı hem şire okullarında. ders proğramıııa, hasta psikolojisi moral eğitimi, ek ders olarak konulamaz mı? llaftada bir gun, salâhiyetli şahıslar ders verselerl Bu, yerinde bir davranış olur bence. Hastalan bir robot insan olmaktan kurtaralnr». On Vıl Sonra HÂ<C Ikinci Cihan Harbinden büyük ümidle sıyrılan dünyada bolşeviklerle saırimi bir işbirliği yapılabileceğine, Moskovah liderlere itimad edılmesı gerektiğine inananlar çoktu. Hatta o günlerde Lngilterede •Atom sırrını Sovyetlere açalım» tek lifini dahi resmen yapanlar vardı. 1945 yılmda Atom sırrı yalnız Bir. leşik Amerikanın elinde bulunuyordu. Yalta konferansında başlayan tâviz verme politikasmın böylesine genişletılmesı talep edilmişti. Muhakkak ki bu tehlikeli gidişe ilk mar.id Winston Churchill'in Fulton nutku olmuştur. 1946 yılının 5 mart gunü ihtiyar diplomat diyordu ki; « Stcttin'ten Trieste'ye kadar bir demirperde Avrupa kıt'ası üzerine çöktü!» Derhal terhise gitmiş, hiç bir bir. hğe sahib bulunrr.ıyan demokrasiler karşısında bütün askerî kuvvetini ayakta tutmuş olan Sovyetler Birliği o sene, harb sırasmda demokrasilerin kendisıne tâviz olarak verdikleri bölgeler dışına çıkmak için te. şebbüslerde bulunuyordu. Yunanistanda dahili harb patlak vermiş, komünistlerin buradan da Akdenize inerek Boğazlan, Türkiyeyi çevirme plânl?n ta'bik mevkıine konmuş tu. Erte=i yıl batılılar Moskova ile bir konferans aktediyorlar, «Görüşe. rek Rusya ile anlaşılabilır» diyenlerin sozü üzerine Sovyet Başkentindf Almanya meselesini ele alıyorlardı. General Marshall, Bevin, Bıdault ve Molotorun katıldıkları konferans ne Alman ve ne de Avusturya barış andlaşmalarını hazırlıyor, tam bir fiyasko ile son buluyordu. Marshall Plânının doğuj sebebleri ı I YAZAN: SAMIH mühim rolü oynıyacaktı. Nato kuruluvor Kuzey AOlanlık PakWnm kurulması için ilk temaslar, Rusiarın Berlin etrafmda yarattıkları tehlikeli buhranla birlikte başlamıştır. Batı, ablokayı tanımamı?, hav» köpıüsünü kurmuş, Ruslarm bazı uçakları düşürmelerine, sılâhlı mevzii çatıynalar yaratmalarına rağmen Batı Berlin'in Prag gibi bolşevik ellerır.e düşmesine mâni olmuştu. Gösterilen bu azım, müspet iş görecek bir müdafaa teçkilâtınm da kurulabileceği hususundaki itimadı arttumış ve nihayet 4 ııisan 1949 da da NATO vücud bul muştu. O zaman bu paktın âzâsı olan devletler şunlardı. Birleşik Amerika. Kanada. îngıltere, Fransa, Italya, Belçika, Holanda, Lüksemburg, I^landa, Norveç, Danimarka, Portekiz. Askerî olduğu kadar diğer sahalarda da işbirliğinin sağianacağını, kuvvetli bir müşterek cephe kurulacağını ilân eden bu andlaşmanm en mühim vssfnı «otomatik yardım» keyfiyeti teşkil ediyordu. Bu devlet lerin her hangi birine vuku bulacak tecavüzü def içm diğer bütün devletler derhal harekete geçmeyi teahhud eylemişlerdi. Staiin, NATO ile Avrupa cephe SAMI smde mevzii tecavüzlerin kendisi için tehhke arzettiğini gorünce doğuya dönrrüş ve 1950 yılmda da Koreye tecavüz eylemişti. Bu hareketi ile bir taraftan Uzakdoğu'da ken dısine üstün bir stratejık durum sağ lamak istemiş ve aynı zamanda NATO'yu da imtihan etmek istemişti. Atlantik Paktı içindeki birlik havası. bu tecavüz karşısında. andlaşmaya dahil olmıyan diğer devletlere de yayılmış. Kore tecavüzünün Rusyanın bekledığı neticeleri vermesı imkânsız hale getirilmişti. Bunun üzerinedir ki. Rusyanın, NATO dışında kalan ve Batı için hayati ör.emi haiz stratejık yönlere el atması ihtimali üzerinde önemle durulmuş ve bunun bir neticesi olarak da 1952 yı lında Türkıye ile Yunanistan pakta dahil edilmişler, bu iki devletin bölgeleri de •otomatik olarak müdafaa edilecek topraklar. sınırları içine almmıstı. Nato'nun sulha hizmetl ve zaafı Nihayet Rusyanın Almanya ihtilâ fını bir türlü halletmek istememesi ve orada yeni hâdiseler yaratmak için hazırlıklar yapması, Avrupanın ır.erkezinde ikinci bir Kore hâdisesi nin patUk vermesi ihtimallerinin bü yümesi üzerine de 1955 yılında Batı Almanya devleti NATO'nun 15 inci âzâsı olmuştu. 1949 üe 1959 arasında yeni bır Cihaji Harbmin çıkıramış veya mevzii j yeni sılâhlı çatışmalara gıdilmemış olmasında bu müdafaa teşkilâtjnın oinadığı büyük rol ınkâr edilemez. Fakat aynı zamanda şu hakikat de teslim edı'melidir ki NATO, doğma sında iktisadî işbirliğinin ve dayanış manm ana rolü oynadığım bılmesıne rağmen. doğup büyüdükten sonıa bunu unutur gibi davranmış, bü tun dikkatini askeri cepheye çevirmistir. Bugün eğer NATO arzu edil dığı şekıide kuvvetli buîanmuyorsa bunun tek sebebi, âzâları arasında iktisadî dayanışrranm hemen hemen mevcud bulunmamasıdır. ; Tedavüldeki para 43 milyon eksildî Merkez Bankasmın son bültenine göre tedavüldeki para miktarı 3.371.116.127 liradır. Geçen haftaya nısbetle emisyonda 43 milyon lira ekpilme vardır. Hemen hemen her NATO Bakanlar Konseyi toplantısında bu jaraya parmak basanlar olmuş, boşluğun dol duruuı,«S4 tavsı^re edilmıştir. NATO içinde iktisadî bakımdan az gelişmiş olmakla beıaber ağır askerî fedakâr lıklara katlanan devletlerin şikâyetlerı, gelışnıış olan âzâların ilgisizliği ile karşıanmıstır. Son 3 yıl zarfında Sovyetlerin, Batı âlemini y.pratrrak ve NATO içindeki işbirliğini zayıflatnıak için bütün teşebbuslerini iktisadî cephede yspması da, orada bı rakılmış olan boşluktan ileri gelmiştır. n. 31 mart sene 1325 8er kâtibi hazreti seyriyâri Oevat Bu irade okununca, labahtanberi •öylenen: Padişahım çok yaşa! Duası bir kere daha tekrarlanmakla beraber o zamana kadar Harbiye Nezaretine Ethem Paşarun tayin olunduğu şayi olmuş, biraz sonra da sadrâzamlığa Tevfik Paşanın getirildiği işitilmiş olduğundan askerler yeni sadrâzamla harbiye nâzırının da Ayasofya meydanına gelmelerini ıstemişlerdir. Şurası dikkate şayandır ki askerlerin, Hüseyin Hihni Paşanın azlile yerine Kâmil veya Sait Paşalardan birinin getirilmesini istemis olthiklan riv'ayeö dolaşıyordu. Fırka münazaaları ile meşbu hâle gelmiş olan umumî efkâr isyan hâdisesini o kadar vah;m görmiyerek ayaklanmayı yetıştırmak için isteklerinin her dakika kabul edilmesine intizarda iken Kâmil Paşanın saraya çağırı'.arak teklif edilen sadareti kabul etmediği, sonradan harbiye nâzırımn da sarayca tayin edilmesi, arkasmdan sadaretin Tevfik Paşaya verildiği haberinin çıkması herkesin aSdını biraz başma getirmiş ve işe Yıldızın parmağı karıştığı şüphel<jrini •uyandırmış, köprü üzerinde pıektepli bir zabitin guya asKtre karşı silâh kullanması üzerine dldürüldüğü, süvari zabiti İspatari cfendinin guya hakaret ettiği için vuruldıığu haberleri de mektepli zabitlere karşı olan şikâyetlerin mânâsmı yavaş yavaş ortaya koyarak bu şüp heyi kuvvetlendirmişti. Ika edilen cinayetler ise azıcık viedanı olan herkeste o kadar hoşnutsuzJuk uyandırmıştı ki İstanbulun o gün akşama doğru hîli âdetâ bir mezaristana benzemekte idi. D inmiyen silâh sesleri Mübarek Kadir Gecesi Yeni kabine Son bir hafta zarfında limanımızdan 4 buçuk milyon Iiralık ihracat yanılmıştır. Sevkedilen mallnr arasında tify, fmdık, tütün' dsri. konserve ve r a * var* c"ır. ' ' ~? 5; 6 Nisan 1959 ve 26 27 Ramazanı Şerif 1378 tarihine müsadif Pazar akşamı (Pazartesi gecesi) Mübarek Kadir Gecesi olduğu ilân olunur. Batı âlemi yavaş yavaş aıüamaya İstanbul Müftüsü Ömer Nssuh' Bümen başlamıştı ki, kuvvetli bir birlik ku ramadığı, işbirliğinin geniş ölçüde Fakirlere erzak D.P. Beyoğlu ilçesi kadınlar kolu, sağlayamadığı takdirde Bolşevik dal bayram münasebetile fakirlere şe galarına mukavemet etmesi imkânsız Birleşik ker de dahil 7 parça erzak dağll hâle gelecektir. Bilhassa Amerika Dif İşleri Bakanı Marshall, mıştır. harbden çöküntülerle çıkmış olan Yardımcı Ankaraya avdet etti ve henüz komünist ağına düçmemiş Milli Eğitim Bakam Celâl Yar bulunan devletlere iktisaden yardımdımcı dün saat 14 de uçakla Anka da bulunulmadığı takdirde demirper denin Stettin Trieste hattmın çok ra v sitmistir. daha batısına kayacağını da görrr.üş, 280 Alman turisti geldi meşhur «Marshall plânı. teklifi orta. ve gitti ya atılmıştı. 1947 yılının haıiran 280 Alman turistini evvelki gece ayında açıklanan Marshall plânının, limanımıza getiren 3115 eros ton iki yıl sonra aktedılecek olan Kuluk Yunan bandıralı «Aegaeon» zey Atlantik Paktının temelini teşkil vapuru, dün saat 20 de limanımız ettiği muhakkak, Bidayette bu iktisadî işbirliği sağlanamamış oUaydı, dan aynbruştır Bir haffada 4 buçuk milyon ileride ne NATO teşkilâtı, ne Avrupa Konseyi vücud bulurdu. Iiralık ihracat yapıldı Belediye İktisadî Murakabe Müdürlüğü teşkilâtı bir ay zarfınc'a sehir dahilinde 4944 esngf ve müesseseyi kontrola tâbi tutmuştur. Bu kontrollar neticesinde 14 bakkal. 2 manav. 18 kasap. 9 ciğerci, 1 balıkçı. 3 fırıncı, 8 lokantacı 1 pastscı. 4 mezeci. 6 zahireci. 3 o<?uncu ve 6 muhtelif esnf Millî Korunma sucu is!^ikleri"den dolayı mphkeme"p veriİTiislerc'ir. Avnca 224 e=nsh da Belediye ce» » zaotı tanzim olunmusrur. • NGfil Korunmaya verifl^ı'er Ahmed Rıza Bey de çekiliyor Eski kabine sabahleyjn BabıâJide toplandığı sırada MecliSİ Mebusan Reisi Ahmet Rıza bey de Babıâliye gelmiş, şahsı hakkmdaki' :stek''eri öğrenince selâmeti millet ve memleket namına o gün şu ıstifanameyi NISAN 4 RAMAZAN f • • c ç 5 X s V. E. ] 5.18 '217 15 K>, 18 36 20 10 S.53 j i ı . o r | 5.421 9.18 12 00 1 31 9.13 Batı Sleminde samimî işbirliğine doğru gidilirken atılan bu ilk aciım, demirperde gerisinde ilk ciddi sarsıntıları husule getirmişti. Tam mânâsile bolşeviklerin eline düşmemiş olan Çekoslovakya, bu plândan faydalan. mak, batı ile işbirliğine yönelmek isterriişfi. 1947 yılmda Varşova'da Koıiünfonrı"u kurarak batmın birleşme faaliyetine karşı tedbirler almak istemiş olan Sovyetler Birliği de 1948 yılmda Çekoslovakyada darbe yapıyor ve iktidarı ele geçıren kızılordu bunu Sovyet Rusjanın adamlarına devrediyordu! Çekoslovakyada vuku bulan (Prag darbesiK hâlâ b>:lşeviklere itimad edıunesi gerektiğj görüşünü müdafaa eder.lerin mühim bır kısmını ha kikatlerle karşı karşıya bırakmıştı. Bu darbeden bir ay sonra Ingiltere, Fıansa. Bclçıka, Holanda ve Lüksem burg bırleşmek lüzumunu ciddiyetle hissediyor ve (Batı Avrupa Birliği andlaşmasmı» aktediyorlardı. Fakat gelmekte olan hâdıseler, bolşevik tehdıdlerine karşı böyle bir toplulukla, böyle bir hazırhkla karşı konulamıyacağmı açık bir şekilde gösterecekti. Bilhassa 1948 yılının ilkbaharmda başhyan Berlin ablokssı bu hakikatin anlaşılmasında en 5 Pekâlâ! İki atlı çıkar>nız çoğ cuklar.. Yüzbaşı Yahva bey koıu, M Kilimli, Yerdelen "ızer'ndeT Tu'aŞ sanın altmdaki dereye insin. Ça£ fakla beraber orada buluşahm. En Ş iyisi bir pusula yazınız. Yuz"' sşı ğ= Zskiye de bir pusula.. Onun ko= lu, daha cenuptan, Keçımuhsine v= zerinden ilerliyecek. Aynı ncktaıîa, = aynı saatte buluşmağa ç?lışa!un. Ş Bir miilâzım. cebinden cüzdan:nı H çıkardı. Küçücük bir rot defterinin = iki yaprağmı kopardı. Yere çömeîip = cüzdanuı üstünde kumandsmin eŞ mrrlerini not etti. Sonra t'.şaııja = fırladı, seslendi: = Ragıp Çavuş! Ragıp Çavus! j| Binbaşı: s Dur. dedi, kesin netioe alma= cak. O hususu belirttin mi? •ş Mülâzım şaşaladı, geri ?eldi, ışıH ğın önünde teVrar çıkardı kurşjn şkaîemini, çömeldi.. 5 Yol boyunca rastlanacak t ü g t ü n köylerde. çiftliklerde ıcçsin ııe= 're alınacak! = Beş dakika sonra iki atın ial ses= leri köy sokaklarmda cat'adı. Ş Hazırlamn. dedi Sami bey. isE tirahatimiz kâfi! Yu=ııf « n de gel = bizim'e! Hayvanın var mı? = Var beyim.. = Çabuk hazırlanın! Ş Yol boyu. kum^ndan hiç konuşEmadı. Şnse üzerin^en s§ır ?âır ilerŞlivorlardı. Ay, Keldağm yüksek, HSİVTİ tepesinin arkasmda kaybolŞmuş, ovadan akseden insan sesleri = kesil"vsti. Şimdi, cırcır böcekleri= nin biteviye süriip giden cızıltısı Şi işitiliyordu. Cumhuriyet'in edebî tefrikası: 55 İAZAN: OJ1AN TARUS Uyudu! Diye düşündü. Terliklerinin ucuna basarak odadan çıfctı, kar>!Vi usulca örttü. Merdivenleri rıtır pıtır indi. Dursun'un uyuduğu mırdiven altına girdi: Kalk çocuk! Şşşşşştttt.. Sana divorum Dursun! Kalk oğlum.. Çocuk telâsla doğruldu: Ne var be? Kalk, aç kendini.. 'îiyin rubalarını.. Yanasma çocuk "dapduru yekindi. Acele şalvarını çekti Kunduralarını kerevetin altından aldı. Ayşe hanım. yüziinü soksk kapısına donmüş. elleri kalçasında. beklivordu. Vakit, geceyarımndan çok sonra. Hemen hemen ortalık ısıvacak . Kadın duvardaki raftan fitili sön mek ü^ere o'an idare kand''ini ka^tı. O önden. Dursun arkarlan, bahceyi gectî'er. Y°mlık tarafına santılar. küçi'k kaoif'"'n ah'ra gird"'er. Kadm her peçtiği kapıyı sıkı sıVı kanatıyor, sonra vi'riiyordu. Abırda iki at vardı. Biri donı, biri Vula renginde.. Kulanın yanına var dı Şu eğer takımını ver! Eğeri havvana vurdu. Kolan Vayışlarını sıktı. Cocnk: P<>n vapayım bacı.. DeHikçe: r°''il miskin.. Senin yiyeceğin ha't değil.. Diye cıkışıyordu.. Sen şimdi vereeegim fşi becer de. yeter! Kantarmavı takıp havvanı verlegine a'dı, arVa soVstajıçt^n kaoının öni'ne cıktı. Av 'ırtmıstı. SoVsV'qr ö'ü bir dumına gomii'rruştv. Cocufu be'inden t" f up bindirdi Ki'ik se?'e komıshı: Tulasa köyünü bilivorsun.. Dursun başını salladı: Heye! Doğru Tulasa'ya ?ideceksın. Ne İcadar hızlı gidersen o kadar iyi olur. Orada askerler varmış. Askerlerin büyüğünü sora'îa.tsın. Köy de değil iseler nerede olduklarını etraftan anlıyacaksın. Uz?kta değillerdir herhalde... Büyük askeri buldun mu, diyeceksin ki.. Ayşe hanım durdu, yutkundu: Diyeceksin ki, Yunus ağa evindedir! Bu kadar! Tekrarla bakayım! Tulasa'da büyük askeri bulacağım. Ona diyeceğim ki, Yunus Ağam evde! Tamam! Başka brine, başka bir şey söylersen, lilini koparırım. Sonra da dönüp geleceksi.ı. Bu kapıyı açık bırakırırn '.ırn . Sepsirce girersin. Pek gündüze kılmamağa bak! Olur! Kövün içinde nal şaklatma! Dışan cıkınca sür! Peki.. Yallah! Çocuk köşeyi dönünceye kadar arkasmdan baktı. Sonra girdi içeriye.. Belli belirsiz çekti kapıvı.. Bahceyi eeçti. Yine kapıları bir bir örtl'yordu. Sessizce odasına çıkıp yattı. Le§en ibriei ka'yoiasımn yanı fcasma getirmiçti. İkide bir kalkıyor, yiizüne su vuruvordı. Pir ara. içi geçpr gibi oldu. Yine kalkıp r\ı çaldı alnına sma, yatmarıın tphlikeli olduihınu J'isündü. Sedirin köse tarafına oturdu. Tanyeri ağarmaŞa basiam's. mtiska perd»1ler morarmıştı. H?fif^e araladı per devi.. Bpklemeğe başladı.. Yine dumanlanmjstı kafası.. G"zkapaklarının ici seğirip duruvorîu. Ayağmı sedirden sarkıtayım <îer ken kulağjna bir ses geldi. D'Jrdu. Kulak verdi. Öteki ayağmı da indirdi yere.. Daha büyük bir EPS.. Nal sesi.. Derin derin ötüyo 4 du toprak.. Gecenin sağırlığı içindp.. Geriye döndü, aralıktan baktı. Sokağın öbür başında gölgeler vardı sanki.. Sığır, bu kadar erken cık mazdı yazıva.. Tamam.. Birkaç tüfekli belirdi ilerde.. Bir iki dakika sonra iyice seçilir oldıı'ar. Tüfeklerini omuzlarından mdiııp ellerine aldılar. Arka arkiva yürümeğe başladılar.. Dört kişiydiler.. Öndeki şeldi. geldi.. Evlerinin tüyük kapısı önünde durdu. Dördü bir araya gelince uzaktan dört «işi diha göründü. Onların da gerisır.den. dört kişi daha... İ, vın = Yunus ağa geniş karyolasmm : = ç nde, mavi çizpili te'temiz dokuE ma çarsafların arasında, jTarı bavğgm, yatıyordu. Az evvel çıkıkçı = hâfız yaralı bacağı açmış. temizleŞmiş, güzelce sarmıştı. Ağa, küçük = bir çocuk gibi çırpınıp bağırmıştı S b u işler olurken.. Yara. günlerdenSberi bakımsız kaldığından azmıştı. S Şimdi yaralı, sunturlu bir vuruş= •^irlan çıkmış gibi halsiz, UkatsizS Büyük karısı Ayşe hanım, ona = baktı. Yanına yaklaşıp 'jir daha = baktı: ğjlllllllllllllllllltimil'ltlllllUIHllll Kapmın önünde toplaştüar Bi"isi sesini kısarak konuştu. Beş aitı kadarı dağıldılar. evin 't'afını sardılar. Ötekiler yüklendiler kapıya . Kapı mühkemdi. Gjrtıltıi yayıld: İBAY OSCAR: mahalleye.. Koşuştular, bir iki tanesi bahce duvarından stlamayı sınadı. Yapamadılar. Fakat sokağın başmda beliriveren .itlıları ftUünce duraladılar. Sokak ossaat güıültülerle doldu. Nallar öttti. nağralar kcptu Bir ses, yeri göğü oynattı : İndirin kapıyı.. Tutun sokak başlarını.. Çabuk.. Aşağı kattan, gırthğını yırtarak. biri bağırıyordu: Ne oluyor? Neredesinız"' İmdat! Diri yakalamağa çalışın! Tutun! At kaçıvor, tut be! İmdat! Canımı kurtaran yok İ PROF. NÎMBÜS'ün MACERALARI: mu? İmdat! Bağıran kim be! Domuzlar! Alçakiarl Tamam.. Burada.. Kandill.. Kandili.. Çekilin! Kıpırdama! Dur ulan! Bre deyyus bre., Topal bacakla.. İtler! Hayınlar! Yunus ağa duvarda asıh mavzeri kapmış, yıkıla yıkıla, hücuma geçmişti. Yakalay.p bastırtlıtar. Kırık bacağının tahtasma >apısıo dışarıya sürükleji'.pr. Ama b.rinin alnına yapıştırmıştı kur^unu adam.. (Arkası var) Batılılar arasındaki ihtilâtlar Dığuı taraftan bu müdafaa teşkilâ tının onuncu yıldönümünü kutlamakta olduğumuz şu sırada goze çar pan bir durum daha mevcud! On vıl önce, Berlin etrafmda kurulan abloka, bu şehiri ele geçirmek için Moskovanın savurduğu tehdidler, NATO'nun suratle vücud bulmasında rol oynamış iken, şimdi aynı şehir etrafmda aynı Sovyet tehdidleri NATO"yu zayıflatır görünmektedır. 1949 yılında henüz NATO doğmamif ve bugünkü askert işbirliğinin eser görülmez iken Rusiarın .Berlin'e giden yolları keseriz. tehdidine göğüs geren ve bu şekilde ihtilâfı Batı lehinde halledenler, on yıldır devam Baştan gona Kadar tcKrar gozden geçirümek, dil ve üslup eden bir işbirliği devresinden tonra özellikleri dıizeltilmek, Kur'an tarihini de ihtiva eden ve a>Tiı ihtilâfla tekrar karşı karşıya bir tefsir mahiyetinde bulunan «Açıklama» sına gerekli kalıyor ve tereddüde düşüyor, ne bir çok maddeler eklenrnek suretile yayınlanan II basışekilde Kremline mukabele edilmesi mı, âdetâ yeniden meydana getirilmiştir. Metln, Kıble hususunda aralarındaki görüş ayrıtülHattâin Şeyh HamduJlah'ın Topkapı Sarayı Müzelıklarını halletmekte zorluk çekiyorsindeki Kur'ânı Kerim'in tıpkı basınıdır. Meâl, Şarkilar. yatta bir otorite olan Kuzey Atlantik Paktı, muvaffakiyetle ve ilerisi için ümid verici bir şekilde ikinci bir on yıllık devTeye tarafından hazırlanmıştır: İki büyük valdızlı cilt bir girmek için evvelâ Berlin meselesinde acele olarak birüğini kurmak kutu içinde. hediyesi 50 lira HasU okurumun parmak bastığı ve sonra da düne kadar ihmal ettiği REMZİ KİTABEVİ iktisadî cephedeki işbirliğini sağla nokta, gerçekttıı ıon dereee önemli. mak, yürütmek mecburiyetindedir. Yalnız sanatoryumlar için değil, bütün hastahaneler için, hasta psikolo. jisini bilen hemşlreler yetiştirmck zorundayız. Bir möddet hastahanede yatıp da hasta baknılarumzın bu noksan tarafından şikiyet etmeycn Nüshası 25 Kıırustıır hasta parmakla göftterilebUecek kaABON'E ŞARTLARI dar az. Türkije Harlcl Hastayı sifaya kavyjturnMk , içiı Ankara Anonim Türk Sîgörta Şirketi Hissedarlar alelâde Umuv • ; • Lira KT. Lira Kr. ilâç ne kadar lüzumfu ist. hasta ile mi Heyeti 26 mârt 1959"tâıiHînde îdare merkezi olan Ankaradâ ış meşgul olacak kimsenin göstereceği Senclık 7S 00 150 00 Bankası Umum Müdürlüğü binasmda toplanarsk 1958 hesab yılı şefkat, ilgi, ihtimam, insanlık da o f ajlık 40.00 80 00 muamelitını tetkik, İdare Meclisi raporlaıile bilânço, kâr ve zakadar lüzumJudur. Bu hakikat bu3 avhk 22 00 44.00 rar hesablarını tasvip ve aynen kabul etmiştir. Basan ve yayan gün bğrenümsf bir sey değildir. Bu münasebetle 1958 devresi sonunda rauhtelif ihtiyat ve karşı. Cumhurıyet Matb^acllık ve Hele veren hastannm nanert pdalıklarının onbeş milyon lirayı aştığı anlaşılan ve bilhassa son seneGazetecılık Türk Anımım Şirketi u olan bu ruhî ihtiyaf, denllebilir lerde gerek teşkilâtlandurma ve sâfi kâr durumu ve gerekse urruCağaloglu Ralkevı snkak Nn 3941 ki, maddi gida ihtiyacıtıdan d« önde mî muamelât hacmi itibarile mühim gelişmeler kaydeden Şirketin Sahıbı gelir. bu müsbet mesaisi hissedarlar tarafından memnuniyet ve şükranla NÂZİME NADİ Hasta bakıcılannuzın içiıde, oku. karşılanmış ve 1958 Jesüyonu zarfında tahassül eden sâfı kârdan Yan Işltrını fı'k'n ıdare eden runıun da belirttiği (ibi, mesleki âdi ve fevkalâde ihtiyatların tefrikinden sonra hifsedarla'a 15 niMesul Müdür bilgilerine psikolojik anlajnşlaruu san 1959 tarihinden itibaren tevzi ediîmek üzere % 12 ölçüsünde ÖMER SAMİ terrettü tahsisine karar verilmiştir. Gazetemıze göndenlen «vrak ve yaıt da katarak çalışanlan elbette çok. lat ntşifdılüin edilmesln lade edilmet Ama, hiç yokrouş farzedip hasta ders IlânUrdan mesulıyet kabul edilmes psikolojiçinin gerektirdlklerinl olarak proğramlara sokmak başta \ gelen şartlardan biri. Unutmıyalım ki, bizde hemşireliğe rağbet son dereee azdır. Böyle olunca, hemşire kadrolan dar kalmağa mahkum. Neticede, hemşirele. re yüklenen çalışma saatleri haddi.ıden çok fazla. Bu bir zararlı faktor. YayınlâTindan Öte yandan, gene bu rağbetsizlik neticesinde, bu mesleğe intisap edenler, tahsili lat, görgüsü az, manevî dağarcığı hemen hemen boş o. lanlar. Hastanın vücudü İle beraber ruhu da hasta olduğunu. bedene şifa verebilmenn. ruhu da teda^ i ile mümkÜD olabileceğini onlara anl?tmak elbet zor oluyor. ikinci zararlı faktor de bu. < Ş I I r I e r> Doktor Sepherd'i hatırhyorum. Senelerce üzerinde durdu^u. fakat bir türlü, gerçekleştiremediği bir emeli vardı. Konferanglar tertip etmek, 6 NİSAN PAZARTESt GÜNÜ Ç i m O R hasta bakıcılığın ulvi mânâsmı yn\. mak, bu işin. para değil her şeydcn önce, şeref kazaıdıran bir metnleMerkez Satı? yerleri : Ankara : Ajans Türk. P.K. 1091 ket işi, bir insanlık isi olduğunu, rııh (Tanesi : 2.5 lira) tstanbul : Ahmet H»Jtt Kitabevi lara girerek telkin etmek. feragatli ve bilhassa bilgili 1)ir hem«.ireler ordusu yetiştirmek istiyordu. Evıt, hem biljili. hem feragatli. Bu iki \asıf bir arada olmadıkça. bu işi >ü riitmek imkânsız. Hamdi VAROGLU KUR'ANI KERİM M E A L İ A i GÖLPINARLI Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi Umumi Heyet Toplantısı CÜMHURİYET SITKI YIRCALI ÜÇÜNCÜ KATIN INSANLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear