23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKl CÜMHURİYET 24 Mart 195» Hamazan Manzaraları Dünkü fazetel«rd« okumuşsunuzdur: îki küçük Anadolu şehrindeki iftar topları bozulmuş. Birinde top yerine dinamit, ötekinde bando kullanmağa başlarnıslar. AyIU maksad uğrunda başvurulan bu deüşik vasıtalara Vaifilık bütün şehirlerde birbirinin tıpkısı olan davraruşlar da var: Oruclukrın orucsuzlara tecavüzleri. Bu, Anadolu şehirlerinde orucluların orucsuzları tokatlamaları (Bandırmadaki hâdiseV îstanbuHa i?e derece derece söylenme, azarlama. bağır. ma şeklinde tezahür ediyor. Bu halimizle bir asır evveline döndtiğümtizün farkında değil miyiz? Orucıuzların kadılar önüne sürüklendiği günlere doğru koşuyoruz. Bu gidişle yarın çoeuklarımızı pek çok şaşırtacağız. Bu dev. letin kuruluş kanunlarma güı gezdirirken: Aaa... NanJ olur* Biı din ve dünya işlerini birbirinden ayırmı5iz. Söz ve yazı hürriyetinden evvel vicdan hürriyetini tanımısız. Kimse kimsenin dinine kanşmıya. cakmıı, zerre kadar haberimiz yoktu! diye bağıracaklar! Rüzgâr ektik, inşaallah fırtına biçmeyiz! Sehir 1 İII A H haberleri Yeni bir cam fabrikası kurultıyor Amerikan sermayesinin iştiraki ile şehrimizde kurulacak pencere camı fabrikasının yıllık kapasitesi 2ü bin ton olacak Yenıden bir pencere camı fabrıkası kurmak uzere ecnem sermayeyi teşvık kanunundan istifade ile yapılan teşebbüs alâkalı komitece müspet karşılanmıştjr. Türk Amerikan Pencere Camı Sanayiı eliyle faaliyete geçecek olan firma sehrimİ2de kuracağı tesislerde 2.5 metre genişliğe kadar 2 8 milimlik mulıteliî eb'adda her türlü düz cam imâl edecektir. Senelik kapasitesi 20 bin. ton olacak olan fabrikaya 1 milyotı 479 bin dolar ve 5 milyon Türk lirası sermaye yatınlacaktır. Bu fabrikanın kurulmasile cam fiatlarında yüzde 60 ucuzlama olacağı tahmin edilmektedir. f L I E S E L E L E R t fSABAH Var mı, yok mu? afca bir adam ama zengin bir gün, bir altın tabaka satın almıs. Bir kuyumcuya götürmüş, demiş Şu tabakanın içine bir resim yapacaksın. Kapağın iç kısınına. Bir kulübe resmi. Köpek ku!ül*si. Kuyumcu. baş üstüne. demiş. Adam: Dur, bitmedi, demiş. Kuluhenin yanında. huynundan zincir'e bağlı bir de kccaman çobaı köpeği olacak. Kuyumcu ona da •dur, dem:^. Saf zengin devam etmiş: Acele etnıe. dalıası var. Tabaka açıldığı zaman ç.mıar, ku!übedcn dışarı çıkacak. Tabakayı k.ıpaymca da gene kıılübeye giretek. Kuyumcu önce şaşalamiş. Tabaka sahibinin cam istedijji raraan kuüıbeye giren, cam istedisji zaman kuüibeden çıkan, canlı «jıfoi. makineli gibi köpek resmi vapmak kol ty mı? Tam, bcyle sacma >•• «,lmjz, di;» « yecejfi zaman topar' | <j. Hay hay. paşam, ıırraiş, yaparız. Gayet koiay! Haftaya teşrif edin. Müşteri memnun. kaparovu \ermiş. Haflaya geldiği zaman. ha!;mış, resim sahiden hazır. KRP&^III iç tarafında, rmikemmel f.ir kulübe resmi, yanında da. istediğiıırien âlâ bir çomar. Sormuş: Şimdi ben tabakanın kapaâ nı kapayınca köpek kulübeye gire.ck av? Kuyumcu cevabı yapıştırnnş: Tabii. paşam. Tecrübesi bedava. Kapayın, bakm! Müşteri, tabakanın kapaimı kapamış. Kopek meydanda yok. Acmış, köpek, kulübenin yanında. Bir daha kapamış, khpekten eser yok; açmış. köpek gene orada. Tabaka kapalı iken kopek meydanda yok ama, kulübeye girip girmediğini Allaha billr. Şimdi, ortalıkta bir münakjşadır gidiyor. İrtica var mı, yok mu diye. İrtica, kimine göre var, kimine göre yok. Tıpkı kuyumcunun tabakaya yaptığı resimde olduğu fribi. Bu irtica denilen şey. zaten, oldu olasıya acaip bir nesnedir. Sakala pek benzer. Ak mıdır, kara mıdır, önüne diişmeden pek belli olmaz. lrtlcaı, bir nebze, Einteinin me$hur izafilik nazariyesine benzetebiliriz. Bir parça da, Pirandeilo'nun «Sana öyle geliyorst öyledlr» piyesini hatırlatır. Nedir, ne değildir <î1^e farifini yapmak bile pek kolay olmayan hu irtica dedikleri hal, bir bakıyorsunuz, hani, var gibi. Cüppc oluyor, sank oluyor, sakal oluyor, tesbih, bere, hacı yağı oluyor, karşınıza çıkıyor. Bazan da nlnorta konnsan râiz oluyor, sokakta içtiğiniz aigaraya kanşan fodul oluyor, giıli gkli atıstırm akfanlan komcak, aoafordan ift«r sofı*sı arayaa yabaz *iuyoT. Sonra bir de kakıror^mm, yok gibi. Ama aldanmağa greİBMc, • gene vardır. O zaman 4a, davul yeriiM a«kaklarda çahnan keman oluyor, bandomızıka olnyor. Zira devTİa kabına uymak da onun raarifetleri arasındadır. Bana kaluıa ne kernana tüvenrneli. ne bando mızıkaya; hattâ bun ların yanısıra, ramazanın sonuna kadar, lâterna. hulahup, Hİlan yııvarlan büe görebiliriı. Göriirsek şaşmıyalim. Döniıp dolaşıp mkal hikâyesine feliyoruz: Biz gene rarmış Hiyelim de, sakahmız ömimüze di'stüğu zaman yokmuş çıkarsa ne âlâ! Hamdi VAROĞLU Cevat Fehmi BAŞKUT Politika Dünyasında funçtan John Fo«t*r Dulles'in bir müddet daha, mahdud bir tekilde da olsa, varüe vc mes'uliyetlerini yüklennıesi ihtimali mucizevî bir te kilde artmt} bulunuyor. Tıbbın illc tahmini böyle bir lhtimalin tmda birden ibaret olduğu merkezinde idi. Şimdi ise bu ihtünal yüzde el liye, hattâ yüzde elliden de daha fazlaya yükseltilmistir. Bu inadcı yaşh adanun korkunç v* mühlik hastalığına, lanki ağrı dan, nzıdan müteeaair olan insan eti ve kemiğinden değil de tunçtBn yapdmış gibi kahramanca taham mül edtşinde hayret verici aynı zamanda tehyiç edlri bir özellik var. Bunun sımnı, »önmek bilmez bir yaşamak ve işlemek arzusunda aramak lâzffii herhald». Dıs İsleri Bakanı Dulles'in bu yatamak ve işlemek arzusuna sahib olusudur ki, onun aonunda Bakan lıktaki vazifesi başına dönmesi ih timalini arttınyor. Bu husuata ni hat kararın iki haitadan daha kıca bir zaman içinde, bu ayın tonuna doğru ahnması pek mümkündür. Bunun sebebi, Dif İşleri Bakanmın, NATO Konseyinin 2 Nisanda Washingtotı'da yapacağı onuncu yıldönümü toplantısına riyaset edebilip edemiyeceğini kendisi için sahsî bir mîyar kabul etmesindedir. NATO Konseyi toplantıaına i»tirak kudretini bulduğu takdird* DuHes, pek tabit olarak Bakanlık taki vazifesine de devam edecek tir. Buna karşılık, tedavisinin bu ilk safhaemda işlerin gerektir diği maddî tshammül ve takate sahib olmadığını hissettiği takdirde, Dış İşlerl Bakanı yakınlarından bir ikisine Cumhurbaskanmdan fstifasını kabul etmesini istiyeceğini bil dirmiştir. Dıs İşleri Bakanınm kendi ken disi için tayin eöniş olduğu bu ırıtih let tedavisinin de aüresile yakinen ilgilidir. Doktorlannın lüzumlu gör müş olduklan şiddetli radyoterapiye Dulles, pek çok kişinin becerebileceğinden daha üstün bir «aham mül göstermiştir. Fakat bu tedavi tarzı gene de hayli sarsıcıdır ve devamı müddetinde hastayı adamakılh yıpratmaktadır. Bu yıpratıcı tedavi bu hafta sona erecek, tedayinin sarsıcı tesirlerinden silk'nip sıyrılmak ise bir bafta, on RÜn kadar bir müddet gerektirecek. İşte o zaman John Foster Dulles, yeniden normal bir insan gibi işleyip işliyemiyeceğini kestirmek imkânma »a hi"> olacak. Bu arada, zaruret hâsıl olduğu ^ııııııııııı kahraman takdirde kendisinin yerini Dı» İfleri Bakanhğında Bakanlık Müstesan Christian HerteT'in almasıru Dul les'in Cumhurbafkamna tavıiyc etmiş olması da yeni öğrendiğimiz hayli ehemmiyetli bir vâkıadır. Bugünkü lartlar altında, hasaaten Cvm hurbafkanının Dullcs't karjı bes lediği mutlak itimad da gözdnünde tutuluraa, bu tavıiyenin kat*l te«ir icra edeceği âfikftrdtr. Herter'in Dif İsleri Bakanhgına getırilmesi ihtimaline kartı umumlyetle ileri türülen itiraz onun bu vazifer.in gerektirdiği maddî takate lahlb olmayıfi tdl. Bu l** tamamiır yersiz v» saçm* bır itirazdr. En nihayet Hcrter, tıpkı sabık Cum hurbajkanı Rooaevelt'fn çouk fel cinden alil olufu gibi, artritirma nın alilleatirdiği fevValâde rinde vt kuvvetli bir W3ny«ye «ıh'.bdir. Tıpkı Roosevelt için gibi, onun için de uzun müddet ayakta dur mak, ya da uzun yol yürthnek a tırab vericidir. Herter için, hattâ Foosevelt'ten de daha iyi durumdadır, demek mümkündür, zira hiç bir güçiük çekmeden ve yardıma ihtiyaç gös termeden gündelik hayatm her türlü normal icabını yerine getirebil mek imkânına »ahibdir. Yegâne eksikliği eğer buna cıddî bir ek giklik demek kabil ise kokteyl partilerde »aatlerce «yakta dııra mamaktan ibarettir. Dulles'in sadece BakanlıŞında kendisinden sonraki en yüksek mfv kii istml eden kiş^eye aynı Ajnerikan dıa siyasetlnde W» de vamlılık gağlamagı arzuladıSi1 iç'n Herter'i tavsiye etmij olduğu â'i kârdir. Fazla olarak, artık Dı? İşleri Bakanı o'arak vazife pörrrek imkânma sahib o!du*u DuHes. maddeten imkln buldujju mOddetçe Cumhurbaşkanının ve Dış tşleri Bakanımn müşaviri 11 fatile faaliyetine devam etmek ar zusundadır. Böyle bir durum v« münasebet ise ancak Bakanlığı Herter iseal ettiği takdirde kolayhkla mümkiln olacak. buna karşılık Cum hurbaşkanı Eisenhower, bu mevkie yepyeni ve Bakanlık dışından bırisini getirdigi takdirde DulleB'in rfifiz olabilmesi büyük bir lhtimalle püçleşecektir. Herter'in yan alll durumtmun verdiği yanlıs intlbadan dolayt Kon erenin D15 ts'eri Bakanlığı için «'mdiki îktisadi tsler Müsteşarı Douglas Dillon'u tercih etmesi muh Arkası Sa S. Sü. 1 de Yazan: Joseph Alsop Bir ayda 17 milyon 144 bin liralık hububat ihraç Aldıgımız malumata göre bir ay zarfmda memleketten ihraç edilen hububatın kıymeti 17 milyon 144 bin lirayl bulmuştur. Bu meyanda 12,3 milyotı liralık bugday, 3 milyon liralık arpa, 1,7 milyon liralık çavdar satılmıjtır. Bu hububatın 5.8 milyon lirabğı Batı Almanyaya sevkedilmistir. Dün de gene Tunusa 488 bin lira2 Serbest meslek erbabı kenlık 3150 ton bugday ihraç edilmlçdi aralarında ortnklık kurarsa ne tir. Yeni madenî 25 kuruşluklar şekilde mükellef tutulacaklar Maliyenin bir tebliğine göre. ger2 Nijan tarihinden itibsren peybest mpslek erbabı. kendi aralannderpey tedavüle çıkarılacak olan da koîlektif ı«irket kıırar'arca kfyeni 25 kuru?lukların evsafı aşağı zançları hakkında ticarî kazanç da ^österilmiştir : hükmü tatbik olunacaktır. Hususi tYeni 25 kuruşluklar 22.6 mm. şirket kurmaları halinde ise bu kakutrunda ve 5 gram ağırlığ.nda zanç'.ar hakkında gene serbest mes (aomonital) adındaki parlak beyaz lek kazançları gibi muamele yapıretıkle hususî bir halitadan imâl lacaktır. edilmiştir. Kenarlan T.C. rümuz3 Alfmış yaşıni dolduranların lan ile bu rümuzlar arasma serpiş başkaca mevcut gelirleri be; bin Hrilmis karanfıl ve lâleden mürek liradan az olduğu takdirde emekkep tezyinatl ihtiva etmekte oluü, lilik, malulltik. dul ve yetim aylıkistisnisı bir tarpfmda mermi tasıyan kadm larının »elir verjtisinden ve errafmda «Türkiye Cumhuriye ve 200 liralık faiz gelirinin müsti» ibaresi. diğer tarafında ise, spğ tesna tutulması meseleieri M,ljlıterem bir okuyucumuz, bir, defn« dslı, »ol eevrede başaklarından ibaret ve mek.tobunda. altmış yasını dolduralt uçları birleşen celenk ve dalla muş olan emeklilerin. başkaca germ blrl«şmiyer. üst uçlan arasında liri bulunup da bu gelirinin yıllık ayyıldız, orta tarafında 25 raka miktarının beş bin liradan az olmı, altında «Kuruş» kelimesi ve ması takdirinde emekli aylıklarmın bu kelimenin altında basıld:ğı yıl vergiden istisnası bahsinde bes bin üralık hadde dokunuyor ve hülâsa rakarrtı mevcuttur.» Tatbikatı 1951 yılında başhyan gelir vergisi, hemen dokuz senedenberi işleyen bir mükellefiyet olduğu için ıhtilâflı noktaları bir miktar azalmış buiunuyor. İçinde bulunduğumuz mart ayında verilecek gelir vergisi beyannameleri münasebetıle. bundan dolayı bahse değer fazla konu bulunmadığı için bir iki noktadan ve okvrucı mektuplarında ileri sürülen bir kaç noktadan bahis ile yetineceğiz. 1 Gelir \ergisi beyannamelerinin posta ile gönderilmesi halinde verginin ilk taksitinm ödenmesi tarzı Gelir vergisi beyannameleri mart aymda vergi daireler'iıe veriliiği zaman, beyanname üzerinde yapılan kısa bir tetkiki müteakıp vergi hesaplanıp tahakkuk nttİTİlır ve hemen bir tahakkuk fişi hazırianıp mükellefe verilir. Mükellef Je, bu fis üzerine verginin ilk laksitini ayni zamanda öder. Fakat boyannamelerin posta ile gönderı nesi halinde. tahakkuk fişi de posta ile gönderileceği ve fişin gecikerek mart nihayetinden sonra mükeüefin eline geçmesi muhtemel olduğu için bazan ilk taksitin mart içinde ödenememesi zarureti hâsıl oluyor, bundan ötürü d« bu gıbi mükelleflere kanunun verdifi müsaadeye dayanarak 15 nisana kadar mühlet veriliyor ve bu suretle ilk taksitin gecikme cezası ılmmadan ödenmesi miimkün oluyordu. Şimdiye kadarki tatbiknt bu mTk'îzde olmakla beraber. Maliye Vpkâletinin bu gecikme üzerinde durdufiu ve verginin mart sonuna tadar ödenmesini sağhyacak bir şckil teklif ettiği ileri sürülüyor. Tabii bu yeni şekil, bu martta verilecek beyannameler için tatbik edilamoyecektir. Vergi tatbikatı meseleieri I ESAT YAZAN TEKELI olarak diyor ki: (4 Ağustos 1958 kararlarından sonra fiatlar, para kıymetinin düşürülme nisbetine mü tenazır olarak üç misle doğru yükselmeğe yönelmiştir. Bu »ebepten beş bin liralık gelir haddi de eski kıymetini kaybetmiştir. Bundan do layı bu haddi arttırmah, hiç olmazsa on bin liraya çıkarmahdır. Hususile geliri beş bin lira haddini, bir kaç lira gibi cüz'î miktarda aşanlar. bu ge'.irle birlikte emekli aylığının toplamı üzerinden vergi vermek durumuna düştükleri için müterakki verei nisbeti kabarmakta ve ayni aylığı alan iki emek'.iden birinin aylığmdan başka gelirleri beş bin liranın açağıaında. ötekinin beş bin lirayı cüz'i miktarda aşkın olması halinde aralarında geliri. beş bin liralık haddi bir miktar a»anm aleyhine olmak üzerine mühim fark hâsıl olmaktadır. Bu, hakh olmıyan duruma son vermek için de bu arttırmava ihtiyaç vardır). Sayın okuyucu, mukadder bir suale de cevap vererek evet. gelir vergisi kanununda başka istisnalar da vardır. Fakat bu istisnalar teker teker gözönüne alınırsa heosinde lüzum gösterdiğimiz şekilde bir âyprlama yapmağa belki lüzum hâsıl olmaz. Meselâ mevduat ve hususi alacaklardan elde edilen faizin iki yüz lirası vergiden müstesnadır. Fakat faiz iki yüz lirayı aşsrsa bu miktardaki istjsna mahfuz olduğu için bu haddi aşanlar, ötekilerine nispetle zarara uğramamaktadırlar. Kaldı ki iki yüz liralık faiz istisnası sekiz bin liralık mevduata tekabül eder. Bu istisna her banka şubesinde bulunan mevduat için ayn ayrı tatbik ve kabul edildiğine göre mevduatı, banka şubeleri arasında dağıtmak suretile mühim nispette bir faizi vexgiden kurtarmak mümkündür demektedir. Okuyucumuzun. beş bin liralık hadde taailuk eden itirazında hakkı var. Şayet emekli aylıklarmın vergiden tamamile istisnası yolundaki tasavvurlar yürümezse bu had din arttırılmas! yerinde olur. Faizler hakkındaki mütalâaya gelince: Bu 200 liralık istisnanın her banka şubesi icin ayrı ayrı tatbiki. gelir vergisi kanununun kabulü »ırasında bir kolaylık olarak düşünülmüştü. Gerçekten istisna her banka şubesi için ayn ayrı tatbik edilmezse mevduat sahipleri yıl sonunda bevanr.ame vermek durumunda kalacaklardı. Bu da beyannameve tabi mükellenerin saysını arttıracaktı. Bununla beraber bu istisnanın tat K i k tarzı da, üzerinde durulmağa değer. MEVLİD Eşim ve babamız T.C. Merkez Bankası Meclisi İdare âzahğından emekli Mahtnut Nedim Sinaplı'nın vefatının kırkyedinci giinüne tesadüf eden 25/3/1959 çarsamba günü öğle nanıazını müteakıb Ayazpasa Camiinde okutulacak Mevlidf Şerifi akraba, dost ve din kardeşlerimizin tesriflerinl rica ederiz. EŞİ ve EVLÂDLARI Osmanlı 23 MART 1959 Çekiliş talihüleri KADIKOY'den 696 No. lu hesab sshibi kazanmıştır. A.Ş. Yeşilköydeki Apartman öairesini n Pedapoji Cemiyetinin konferansı Pedagoji Cemiyetinin tertib ettiği konferansl?rın 87 ncisi bugün saat 16.30 da Cağaloğlundaki Cemiyet merkezinde CMetod bak'mından ö5retimde bazı yenfliklerl mevzuunda verilecektir. SenclerdPnheri çekmekte oldujtum taçlı kolesi<!iit haRtaiiJimı yaptığı basarılı amrliyatla beni yeniden sıhhntlme kavuşturan Haydarpaşa NUrmıne hastanesi 3. Hariciye Serv'isi Şefi p*i«tanlnn Op. Dr. ömer Saml Akpulat. Op. Dr. Ahmet Hurşit Battal. Dr. Kerim Vardal. Dr. İh«an Uncuoftlu. Dr. Ruhi Kaleli. an*»tezl»t Dr. Evr*n"s Toptop. Başhcmçire Sabahat Baykal ameliyat hemjiresl Şeref Durusoy. Kadriye Kaya pan^umanci Muzaffer öztürk ve personeline alrnen tesekktlril bfr borç bilirim. Asuman Bekkan ve ailesl T E Ş E K K ÜR 20.090 Lİrallk İkramiye de BEYOĞLUndan 626022 No. lu sahibine isabet etmiştir. MART 2 4 RAMAZAN 14 Prof Agre. Op. Doktor HAYRİ SEYLAN 3 V. E. ]113" « o 5.3' | 5 57 12 2C 15 43 18 25119.56 4.14 9.2411200 131 9.50 Ikı s % >S Sı s .1 5 1 Ayrıca 237 Kişi 80.000 Lira .titııııııııııııııiftıııııııiHiıttııtfiııiıtııifiııınııtıııııifii'i'iiiiıiııiffitıiıifiifiıtınııııiftnııifrıııırmfiımtıınııunfiiMiıiirıiMiıififKt'iDtuttıı ıııiınıınıinıııiiiıııınnıiüiııııııııiüiüiMiııııııııiüinııııınıııınıııııııııııııııııııi! Osmaniı kaîan kaîanmışlardır. 4 Bir vergi sistemi şu üç prensibe da>anmalıdır: 1) Sadelik 2) Adalet 3) îktisadi gelişmeye engel obnamak Fransada De Gauüe hükumetı. bir vergi reformuna teşebbüs etmıstir. Bu memlekette şubat 1953 aymda dokuz âzadan mürekkep bir (vergi tetkiklerı) komisyonu kuruîmuştur. Bu komisyon 31 martd kadar bir vergi reformunun ana hatlannı çizecek. hükumet de bu esasların tatbik seklini tespit edecektir. Hükumet nisan haziran ayları arasında reformun esaslarını parlâmentoya arz edecek ve prlâmentonun kanaati belli olunca l.u reform, 1950 bütçe kanununa konulmak suretile kanunlaştırılacaktır. Fransız siyasi maliye müsteşarı, bu refcrm hakkında izahlarda bulunmuştur. Müsteşarın açıklaması enteresan olduğu için büyük bir kısmını buraya alıyoruz. Bu izahlara aörs komisyondaki mütebassıs i ların çalışmaları üç prensipe dryanacaktır: 1) Vergide sadeiik. Fıansız mükel'.eflerinin verdiği geür vergisi beyannameleri. Birleşik Amerika veya İsvec'e verilen beyannamelerden iki defa ve Itaiyjda verilenlerden de çok daha kısadır. İtalyada her sene mükeilef Ijeyanname dıve âdeta bir verni defteri doldurmak mecburiyetinde kalır. Fakat Fransız mükelleflerinin çoğu, buna rağmen Fransız rejimini karışık buldukları için usuller sadeleştirilecektir. Fransada son yıllarda, bueünkü müteaddid vergiieri ka'.dımrak bunlann yerine sadece enerji üzerinden veya ham maddel«r i'zeriiden tek bir ver»i almak yolunda fikirler meydana konmuştur Komisyon bu fikirleri de tetkik edecektir. 2) Adalet. Vergi alırken mükelleflerin bütün kaynaklarını ve külfetlerini hesaba katmak lâzımdır. Fakat bu lüzum ile sadelik temini maksadı arasında taanız vardır. Eksnerler. ikisinin ortasını bulmağa çalışacaklardır. 3) Eksperler, vergi reformunu ik»i<adl faaliyetin geüştirilmesi hedefine yöne!teceklerdir. 'Buı?ün Fransada miH! istihsalin üçte biri vergi diye ahnıyor. Venri bu seviyeye varınca, istihsal üzerinde zaruri olarak menfi tesirler yapar. Eksperler, Fransız mükelleflerinin sosyal ve psıko'ojik temayülle,rini göz önünde tutacaklardır. Fran sız mükellefinin vergi hususundaki telâkkisi. kab^ edi'ecek sistemde daha ziyade adajet ve sadelik teminini gerektirmektedir. Ayni zamanda bu psikolojiye göre, (beyana dayanan) vergüere geniş ölçüde müracaat edümivecek. fakat karineye dayanan vergi şekillerile götürü usullerin, iktisadî gelişmeyi körletmesine ve istihsal ve istihlâkin yeni şekillerini âdeta cezaya uğratmasına da müsaade edilmiyecektir. Vasıtall vergi'.er. fiatları yük lelttiği için bun'ara fazla baş vurulmıyacıktır. Reform sırasında vergi teşkilâtı üzerinde de durulacaktır. Vergi diire'eri mükeüefleri tazyik etmek yerine onlara (irphta, ve ikazdal bıılunacaklardır. Bu açıklamalarda bizim de favdalanacağımız n^ktalar çoktur. Maliyemizin bu gibi re'ormları takip ederek varılan nrtice'^rden fayda! " i m « ı cok ypnnde olur. TEŞEKKÜR Sevgill küçük kızımız | açtı, üfürür gibi bir soluk sahverdi. 1 Önüne getirilen esnaftan bir ta CumhuriyetTıı edeb! tefrikaaı: 44 Budur birisi.. Ekımı ile, her zaman olduğu gibi,, Çık oğlum sıradan. şuraya gel! 1 büyük bir nezaketle konuşuyordu: Gedikli yakasına yapıştı, geri ta= Bizlerin sizin öz askeriniz olrafa itti. = duğumuzu unutuyorsunuz efendim, Leman dört kişi daha atladı. U j = biz vatanın düşmandan kurtarılzun bıyıklı, beyaz derili bir ada: 1 maM için silâha sanldık. Bir takım mm önündeydi. Sordu: • IJhâdİEeler yüzünden dostu, düşmanı Adın ne? ' = ayırd edememek durumuna düşYAZAN: HJ1AN TARUS Karsısmdaki incecik, kadın gibi = müş iseniz, bunda bizim hiç bir «u Bir saat sonra handa bulun bir ses çıkardı: = cumuz yok. İstirham ederim, be sadar silâhlı ile o saatt» ÇM»I bomak lütfunu esirger misinız? Ragıp! fjdeli mukabilinde askerimize lâzım unda uğraşılıyordu. Diye sordu. Leman: Tamam! Yarım saat sonra ses kesilir. = olan maddeleri veriniz. Çok rica e Yoooo, dedi, fîürim. Nolacak Diyordu binbajı.. E derim.. Çık sıradan! Yarbay Mümtaz bey gece hiç yat efendim? Kadm, yürüyüşünü az hızlandırH Bir takımîarı homurdanarak ay Teşrif buyurunuz hanımefendi, mıştı. Yine durdu. Boylu, poslu, madı. Hattâ yakasımn iliğini bile Ş rılıyorlar, dükkânlarının yolunu memnun kalacaksınız! erkek güzeli bir deîikanhydı bu se= tutuyorlardl. Bazıları da dükkânla çözmedi. Binbaşı Sami bey'i asıl Ovada diri tutulup getiriıenlerle, ferki.. Kadın onun kocaman elini = rmın boş olduğunu ileri sürüyor karargâh olan Dede Mahmud'un hamn basılması sırasııd» içerde ya tuttu, avucuna baktı. Avuç, kuru = du. Şuradan buradan ihbarlar da hanına memur etmiş, kendisi bir kalananlar, sağda solda bastırüan bir işkembenin tersi gibi simsiyah, Hgelmeğe br.?ladı. Gecenin karanlı mülâzımı sani, iki başçavuş. elli neferle kışlada kalmıştı. E*rafı «ı ar, Ulucami'in önüne dizilmişlertH. pütür pütürdü. = ğında üç tane büyük mağazanm Süngülüler bunlann önünde ardın Avırın! HkepenVeri indirildi. İçerdeki taha kı bir şekilde çember altma a'.dırmıştı ama, ahalidefr girmek. görüş da dolaşıyorlar: ikid» bir, elini oyDelikanh, neredeyse dizîerinini; Ş*a. Bida mnrirle«!ine el kondu. natan veya başını kaşıysn olursa, üstüne cökecekti. Yalvardı, «utuki H Yarbay Mümtaz bey, Istanbul mek istiyenleri, kibarca ve yumudipcikle dürtüyorlardı. tutuk inledi = dan İnç^olu yoluyla kurtuluş sa akça. yanma getirmelerini tembih Mümtaz bey'le Leman. mescidin etmişti. s BAY OSCAR: = vaşma katılrnıs sü.tbesüt Büyüka Aman bacım, kıyma! arka kapısmdan çıktılar, diziye = d','ı eoeukluŞundîn beri h^"sta'ıkh, etmişti. Hesabında yanılmamıştı: Sen bana kıydın ama! H doğru ilerlediler. Arkalarında binşzayıf bünyeli bir zabitti. Son vazi Mülâzımı sani Cafer bey, İzzet aBöyle böyle. dokuz kisiyi ayırdıŞ başı Sami bey, Yüzbaşı Zeki bey, ; şfesi. İstanb'Jİda knru'u '~iera di dında bir yerlinin kendisini görmek Leman.. Sondan başa doğru bir da = Yüzbaşı Yahya bey. birkaç da ge= vanı harM reis'iğ'vdi. Daha evvol istediğini söyledi. Sabah ezanı ya ha gitti geldi. ş okunmustu, ya okunmak üzeroyrii. dikli vardı. = b:r çok savaşlara katı'mış, madal Lütfen bir daha tetkik btıyu§ Yarbay baktı: Attar İzzet efendı ile beş on daŞyalar almıştı. Ama iyi fransî'ca /e runuz efendim! = Kaç kişi? görüştükten sonra Cafer efen= oldukça da in"i':Tc° b;M:5i için, uBir daha gitti. Sondan sesîndi: ş Sami bey cevap verdi: = mum:vet'e ordu kararpâhlarmaa, di'yi çağırttı: Hayır, başka yok Mümtaz b c y ! l rrl 1 Şçokcası da hiiku et mor '^^? va Kırk yedi! Lütfen efenlinin söylediği adDemek ötekiler tepelenmiş! B = zife görmüştü Akşehir cephesinde lan yazınız! Buyurunuz hanımefendi, bir Siz bilirsiniz hanımefendi! E 3 kolorckı kum^ndanı Fahrettin heDedi. Öğleye doğru bir sarıklı 6a bir bakınız! Tanıdığınız çıkmca lütYürüdüler. Dokuz kişi hükumet§ = vin muavinliğine tayin edümısti ha geldi. Yemekten hemen sonra fen söyleyiniz bize!... konağınm bodrumuna Jfötürüîdü.i Leman iki adım attı, baş taraf= Ema. dn^ıa verini ısıtmadan, bu ış iki delikanh, ikindi üzeri bir genç Ayaklarmdan zincire vuruliu. = ; : takinin önünde durdu. Adam, göz= verilmişti kend ' ne.. İ'îi binba^ı kadm.. Mümtaz bey kışladaki odasmda,= lerini yere indirmişti. Bir adım daH nın kumsnr''sında tusayın fcîrer Cafer efendi Lemnn'ın sözlerini karşısında esas vaziyetinde duran| PROF. NİMBÜS'Üll Ş parçası. Kadınham'na ve Boz!<ır'a aynen not etmek emrini aldı. Yar ha attı bir daha.. Herbirinin önün binbaşı Sami beye emir v=rıyordu: = 3 gönderilmisti. Onlarla çabucak ır bay, içlerinde sanki birer mesale de duraklıyor, uzun uzadıya dik Mülâ'imı evvel Turgut, harpŞ H tibatı kurdu Gece varısından sz «enıyormuş gibi pırıH.yan Eözlere kat etmeden, ötekine geçiyordu. divanı reisi.. £ Sekizinci veya dokuzuncu'nun «= sonra her iki kumandanla da pö baktıkça dişlerini gıeırdatıyor; o f Evet kumandanım.. = Ş rüştü. Oralarda da hareket. ız ^rk an'at* kça: yağına bastı: Mülâzımı sani Osmpn bey.= = la, Coraklı'da^i pibi cereyan etmiş Hohla bakayım, dedi. Evet hanımefeııdi evet efer§ 3 ayaklananlar birkaç saat içinde te dim . Adam şaşaladı ilkten.. Yurbaym, âzâ.. Emredersiniz efendim.. ğ Diye tekrarliyoHiı. Cafer'in eli ötekilerin, çehrelerinde gezdirdi 2 pelenmişti. Ya'mr P'>~''ir'da. Başçavuş Kenan. âzâ . = sonlsra doftru. hafifçe titredi. Yîr gözlerini.. Bıyıkları hafifçe oynadı 3 madan varim saat evvel, camiin bi Emredersiniz kumandanım.. |j 3 rinm minavpsine bir yeşil ',avrsk bav'ın yüzüne bnkmsmaJSa çslısı gülümsemek istedi. Ama kırmızı o Yarın, alessabah faaiiyete geş yordu Bakarsa. bir h?ta. bi'.yıik bir dişlerin görünmesiyle cenenin kiMçekildiğini farketmi=' rrli. *îa^"a k'isur is'emiş saylicağındsrı kor litlenmesi bir oldu K^dm, topuğu çecektir harp divanı.. Rica e'lr.o1 Hğın üstünde altın sırma ile bir âye' rum. E nu yere vurarak haykırdı: 3 yazılıydı. Çabucak faıkına varumış Emredersiniz ku^'nHarım' || Hohla burnuma doğru! Kadın sustu. Miim'at bey saatne 3 bavrnk inHirilmişti ama, hemen o (Arkası var) Adam sallandı, kahn dudakUrını = ralıkta birikîveren yirmi, yirmıbes baktı: ^nıınıııınîiımııımnıııınnnmnfiımımmııııııınınmnıııniHiııtıınııınıımııınffiitıınımıı «ıınıntmmmnnııımıııımiHmmıııınıtıimiiHiııtiiıiHinınıııııııınıııiHiHinHiHiiHMiıııııııııtımınınıiHnHfiıriHiııııııiHHiıııııiHimMiıııiE A.Ş. I YİEMEKLiR vpfatı dolayiüile bizzat cenare merasimine iştirak buyuran. çelerk gönderpn veya mektub. ] telgraf vo zlyaret surrtile hlzleri taltıf vp toesoürümüzü tahfife çalısan ahbab ve dostlanmıza all»nin fükranını âncderiz. Ekşlnozlu ailcsi namına ciamadı: Nusret Pekçetin Ayşegül Eksinozlu'nun CUMHURİYET Niishası 25 Kur«ştur ABONE ŞARTLARI Türkije Harld Lira Kr. Lira Kr. SeneHk f aylık i aylık 75.00 ıso ( > X 40.00 80 "0 22.00 44 00 Basan ve yayan Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi Cağaloğlu Halkevi sokak No 39 41 Sahibi MUTFAK Arabeir eçrafmdan ve Birinri Cihan Harbi malüHerinden Güzide Ergenç'in eşi. Müfıde. ^Iebruke. Mübeccel ve Yurdagülün babalan. Bahaeddin Hasbutçu ve MustafR Canerlinln kayınpe23 Mart 959 pazartesi gilnü Hakı kın rahmetine ka .Tismu=tur. Cenazpsi 24 Mart 939 bugünkü salı günü ogle nampzından ponra Eyüpsultan Camiinden kaldırılacaktır. Mevlâ rahmet evlive. VE F AT NEBATİ MARGARİN YAKINDA ÇIKIYOR MEHMET ERGENÇ Yazı işlerini fi'len idare eden Mes'ul MUdiiT NÂZİME NADİ ÖMER SAMİ Gazetemlze gönderilen evrak ve v^zılar neçredilsin edümesin iade edıli" z. tlânlardan mesuliyet kabul edilnı z. MACEKALAR1:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear