25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎKİ CUMHUEtYET 18 Mart 185» t SaniıMaccra =haberleri Yeni 25 (Düşman Cöziyle 18 tHart Ölüıtı kovalamacası kurusluklar .1. 1 1 DÜNYANIN ÎLK KÜRSAN KKUVAZÖKL G Ü ÜN M E V Z U L A R I f fSABAH İki meselo Iribirlne pek bağlı belki maz ama, ara "a, de lkisl arasında ha7) münasebetler bulunabiMr. gazeteler iki tane kotü ha. Haberin biri. ya'lan rn yirmi araaında değişen seluz birliğile Şis" ve Eeyog.u goymak icin bir hırsız kurduklanna dairdi. öteki haberde, bir lise öğretmeninin, öğrcıcisi terahndan tebaıua üe tehdid edüdiğini okuduk. Dönüo dolaşıp gene, bizde .uc!u çocuklar diye bir derd var mı, yok mu meselesine geliyoruz. evvel, muBu mcvzu. birkaç Bu oldu. ama nakaşa saha.na çıkar bir göıüküp bir k bi kayboldu. Hiç şüphesiz, batılılann, suçlu çocuklar diye adlandırdıklan rmi7ir bir kalabahğımız yok. Oralarda. bu isml alan çocuklar. toplumun duzeninl, rahatnı tehdid edetek Vn. dar büyük tehllke arzediyor. Bunlar, o yerlerde, zabıta lcin önemli bir gaile. Ama su delikanlılann kurdukları hırsız çetesl. ban korkunç temaynlIere işaret sayılmaı mı? Çetenln isml bana. hâdisenln ken disinden daha mânâlı gözüktü. Bu isim. Arizuıa Imls, Galiba, «inema erkânı vasıtasile. doğrudan doğru>a Amerika film studyolanndan gelme. Öfrretmenine silâh çeken öğreiı inin kalbinde de sakın bir Teksıs arslanı yatmasm! Birinri mesele, bn. İkinciyfc eelince, o bir okunınuu bana nıekfubU «orduğu bir sualden çıkıyor. Bu zat, bir ticari müessesede küciık bir memur olduğunu soylüyor. Eline geçen ufacık para ile, şu »alı. lanrmş piyana karşısında nasıl şaşınp kaldığını anlatıyor, bğiit istiyor. Aîdıfı aylık iteret Hdyüz llrsdan daha azmış. Çoluk çocuk, yan aç yan tok yasamak pek guçleşti diyor. Mesele olarak orMya attığı, benden cevap belüedİKİ *ual su: Bu pa. hahlık neden oldu? Pahalılı^ıı neden «Idutu (aallrs bu kıaacık sütnnda cevab vermek imkânsiz. Çiinkü sebeb bir değil. on değiL Ama bir tanct'nl sö> l?sem, oteki sebebler de ona bağh olduğu icin. dâva kendiHHnden çortiiür sanınm. Bunu bir fıkra II* «nlatmajrı terediyorum. Efendinin pek »«vdi#i bir Mrk«bl varmıs. Yer» föge koyan>dığı bir merkep. Yer, içer, gezer, tor^r, yaıı gellr yatar, hiç is görmezmi;. Pek rözde bir ha>vanmış. cih Günlerdrn bir gun, usak. merkebi her ramanki gihi gezmeğe (ötörmüs. Bir orman kenarında dolasırlarkeıı, ağaçlaruı arasmdan bir *ç knrt çıkmıs, merkebi paralamıs, yemls. Ortada, kala kala bir kruyruk kalmış. L'şak. kuyrntn elme almış, konafa dönmiiş. Fakat faciayı efendislne laud haber vereceğirü bUMnediJt İçin kötu kötü düsünürmüa. . r ^Ihayet «klına bir çare gelmis. Çıknof efendfaiin hu zuruna. başlaıms Mr knrt maaah anla tmağa. Guya mtıkebi ormam etefinde dolaşiiiriken, ağaçlarm arasından bir arsîiii çıkmış. Merkep, arslanı Hbrünce sabUnmıs, başlatmş ipini çekistirmeğe Bre aman! Uşak, ipin ucunu bıraksa, merkeb, arslanın iis tüne atılaeak, onu çıtır çıtır yiye. rek, Ipl merkep ceker, aşak birfık. maz. ortalık toz duman, arslan »Idu ğn yerde böğürür, merkep a a acı anınr, ufuklar ba fürülrü tto çın çın öter, bir hengâme ki mi»U gftriil memiş! Ef.ııdi, ba merkeb ecUdetfaıht hikâyesini dinlerken eo^mus: Bıraksaydın ipln ocnna be herif diye bafirmış. Usafın yüregi hemen frrnhlamıs. Zavallı, o «ne kadar. koHrurian, hep arkannda rfzledlgl kvrrujn efetidinin bıırnunı» doifrnı uTJirmıj: Bıraktım, efendim, bn^le »Idu, demiş. Biz de ucuna bıraktik, böyle oldo, dostum. Hamdi VAROĞLU f 76 Derıeygn: CgMAl.EppiH «Türk donanmasına katıldığı gün den, çağ dışı edilinciye kadar hemen hemen yanm asırlık hayab, baştan sonuna kadar, yurt uğruna hizmette geçen bu uğurlu tekne ilk iş olarak Sisam adasındaki ayaklanmayı bastırdı. Balkan harbinde, Varna önlerinde bir torpito isabetile baş tarafı, baş üstündeki büyük topa kadar, sulara gömüldüğü haîde batmıyarak, yedeğe alınmak suretile, İstanbula kadar gelebüdi (1). «Tamirden sonra akıncı krüvazör olarak aylarca Akdenizde, Kızıldenizde, Adriyatikte dolaştı. Birinci ve İkinei Dünya Savaşlarında AlmanlariB, az çok başan ile, sağladıklan akıncılığın kuruculuğu h«men hemen «Hamidiye» ye aittir. «Kahraman «Hamidiye» nin, memleketinin bu çok karanlık gün lerind», her tarafı kaplıyan yeit havasını ailen v» milletimizin ölmez ruhunu dünyaya ilân eden e^surfin* seferlerini, bugünlerdt or t« yafinın ton yıllannı yasamakta olan her Türk iftiharla hatırlar.» Bfrind Dfinya Savaşında «Hamidiy*» nin bir macerası Yukarıdald aatırlan «Dünya» gatetesinin 14 mayıs 1953 tarihli sayısında «Hamidiye'nin şerefli tarihmden yaprakları bashğı altında yayınlanmif sayın Refik Özgener'in bir yacıauKİan aynen aldım. Kaiemi kadar denizcilik v» gemicilik •lanındaki bilglsi de pek kuvvetli olaa bu kadlrbilir yaaar, yiğit «Hamidiy»» nin birinci, yani 191418 dünya savaşındaki faaliyeJerin<Jen de föyht bahaediyor: cBirtnei Cihan Savaşında, aflâhlan Krup mamulatı toplarla değijtirilerek, daha kuvvetli bir hAle giren «Hamidiye» 19141918 «ra•ında «Yavuz» ve «Midilli» ile b%raber Karadenizd* bir çok hartketler. istirâk etti, Zonguldak, İatanbul araamda çalısan kömür gemileri kafilelerin* arkadaslık ettiği gibi, «Yavuz» un yüksek kömür •arfiyatmdan dolayı, ekseriya «Midilli» krüvazörü ile birliktc asker nakliyatını da himaye isinde kullanıidı. Bürün bu çalısmalar esnasmda bu küçük gemimizin baIindan bir çok macera ı»eçmistlr. Bunların içinde en tehlikeli, en heyecanlı olanı fudur: Ölüm kovalaiMCM «Sâkin bir ocak ayı sabahı «Hamidiye», «Midilli» krüvazörile birlikte Karadenizin kuzey doğu bölgesinde kesif yaparlarken,. bivdea» . bire haberleri olmadan, düşman fllosunun arasına düştület. Bu bek,? lenmedik durum karıısuıda fırsafa kaçırmak istemcyen Rualar «Pamyat» «Merkürya» ve «Kagul» lamin deki (2) iki büyük ve süratU harb gemisi ile küçük krüvarörlerimlri takib» başladılar. Düşman gemileri, aaatte (28) milden fazla süratle hareket eden «Midilli» yi yakalıyamıyacaklannı iyice bildiklerinden, (22) millik «Hamidiye» üzerine yüklendiler. «Midilli» nin bun dan evvelki karşjlasmalarda yük* «ek sürati sayesinde her vakit Rus donanmaaı önünden alay edercesine, basıp gittiğinl unutmamışlardı. Sırf talihsizliğin önlerine çıkardığı bu fırsatı kaçırmıyarak silâh bakımından kendilerinden çok za,yıf olan «Hamidiye» mizi olanca süratlerile takip etmeğe basladı•İar.» o Düşman gemilerinin bacalanndan çıkan kapkara duman bulutlan, makinelerin, kazanların zorlan: ."dığını ve kovalamaca işinin biraz aıkı olacağını gösteriyordu. «Hai^midiye» muharebeyi kabul ettiği takdirde, düşman krüvazörlerinin kendisininkinden daha uzun menzilli olan toplarına karşı mukabele edemeden batma tehlikesine düşeceğini anladığından batıya, Karadeniz boğazına doğru yol verdi. Bu suretle Rus krüvazörlerini ana filodan uzaklaştıracak ve «Yavuz» a yaklaştıraeaktı.» «Midilli», bu tehlikeli durum kar şısmda yükü arkadaşının sırtından almâk, onunla düşman gemileri arasmdaki mesafeyi açmak için takip eden düşman krüvazörlerine fli> '"'i'i nnı«" Kansmı 36 yerinden bıçaJdayan fenin top atışma elverişli olmadıkatilin durusması ğını, fakat Rusların ateş menziline girmek için gemilerinl son derecede Eyüb Savaklar köyünde karısı sıkışbrdıklan, bacalardan fışkı* Lemaru kıskançlıkU öldüren Ali ran kuvvetli duman bulutlanndan Rıza Topçunun duruşmasın» dün 3. anlaşıldıği bildiriüyordu.» Ağırceza mahkemesinde devam e«Harp manevl kuvvetlere dayan dilmlstir. makla bera^pr. silâh üstünlüğüne Durustnada 6 tanık dinlenmiştir. de bağlıdır. Gelen te\sk mesajların Tanıklardan birisi, öldürülen Ledan. «Hamidiye» personeline. şe manı mahalle bakkall Mehmedin refli olmasına rağmen, uzun men evine duvardan atlayarak girdiğini zilli toplarına güvenerek savaşı u soylemiştir. Duruşma, diğer tanıkzaktan tehljJcesJ7ce. yapacftk. jdüş lann . çağınsı için başka güne. bımana, kuvvetli bir sille vurmadan ölmenin ağır geldiği de anlasıh720 turist geliyor ,. yordu.» , ı Buay sonuna doğru şehrimiaa iki (Arkasi v « ) ayrı gemi ile 720 turistin geleceği bildirilmektedir. Bunlardan Agame(1) «Hamidiye» nln yedeğe alın mun gemisi 27 martta, Kairouan geması. ancak tstanbul boğazı önüne misi ise 29 ırartta limanımıza gele. geldikten sonra olmuştur ki, bunu cekler ve bir gün kaldıktan sonra gideceklerdir. da Şakir Tuneçapa'nın hâtıra def«Erzurum» vapuru 2 gün terinden vuzuhla ögrenmlş bulurötarla geliyor nuyoruz.. Yiğit krüvazörim kıçtan Iskenderun aralık sefermden d3nyedeŞe almtp çekilmesi ise, Vrüvazör Kandilli önlerine kadar kelip mekte olan (Erzurum) vapuru hava romorköre bağlı yedek halatı ke muhalefeti sebebile 2 gün rötarlı ola rak, yarın limanımıza polpbilecektir. sildikten gonra olmuştur ki, bunu Yanan barakada bir da etraflıca izah etmiştik. (2) Çarlık Rusyasmm Karadeniz donanmasına mensup bu iki krüvazörü 6800 ton hacminde, yani «Ha midiye» nin iki misli büyüklügiinde idiler. Beherinde on ikiser tane 45 çapında 15 santimetrelik, gerie on Dciser tane 1JS sekizer tane 4,7 lik, ikiser tane de 3.7 santimetrelik top vardı ki, silâh bakımından da «Hamidiye» ye nispetle ezid b;r üstünlükte idiler. Süratleri de 23 mildi. Vakıft «Midilli» nin sürat üstünlüğü pek bftriz idiyse de silâh bakımından «MidilH* tHamidiye» den de zayıftı. Zira bu modern krüvazör, Almanlann korsan harbi proğramlanna göre inşa edilmis olduğundan, taşıdığı silâh sadece on tane, 40 çapında, 105 san timetrelik toptan ibaretti ki. «Hamidiye» nin hftmfl oldugu iki tane 15, sekiı tane de 12 santimetrelik topa rağmen Moskof krüvazörlerine karşı zayıf sayıldığına göre «Midilli» nin iki düşman krüvazöriine karsı ne derece eelimsiz kaldığı kendiliğinden ar.vşılmış olur. C. S. 38 sokularak dikkatlerini kendl üzerine çekmek isiedi. Karsı taraf bu manevrayı sezdiğinden, batıya doğ Darphanenin şimdiye kadar ru olan rotaya devam ediyor, e 350 bin liralık yeni 25 kuruşmektar «aHmidiye» nin peşini bıluk baştığı bildiriliyor rakmıyordu; arkadaşma yardım edememek zorunda kalan «Midilli» j Darphaneden aidığımız habere gö bu ölüm, dirim mücadelesini *çık re yeni 25 kuruşluklarm basılmasma tan seyretmek durumuna düşmüş başlanmıştır. Şimdıye kadar bunlar tü.» dan 350 bın liralık basılmıştır. Hep. si 20 milyonu bulacaktır. Yeni 25 Vaziyet «Yavuz»» bildiriliyor bkler peyderpey piyasaya çıkarıla«Krüvazörlerimiz tehlikeli duru caktır. mu telsizle, boğazda İstinyede yatan Yavuz'a bildirdiler. Arada yüzlerce mll mesafe bulunmasma rağmen bu büyük v« kuvvetli harp gemimizde de personel, tıpkı savas. meydarunda imiı gibi, heyecanlı dakikalar yasamıya başîadı. En son durumu bildiren telsiz haberleri Bundan 6 ay kadar önce Beyoğbüyük bir endise ile bekleniypr, kahraman denizcilerimiz tehlikeye lunda Madam Pam'nın eviT.de hizdüşen arkadaşlarına yardım edeme metçilik yaparken gayrimeşru doğan menin aczi İçinde kıvTanıyorlardı> çoçuğunu boğarak, ışıklık peııceresinden aşağıya atmaktan sanık Zeh «Hamidiyt», düşman gemilerinin ra Uçaklının duruşmasma, dün 1. ateş sahalarına düşmemek için sonAğırceza mahkemesinde başlanmışsuı bir gayret sarf ediyordu. Makine peraoneli kazan önlerinde insan tır. Sanığın resmini çeken ofto mutâkatinin üzerinde bir enerji ile habirine gülmesi ve daha sonra baçalıaıyor... Tonlarca kömür, kuv şındaki sarı ipekli eşarpla yüzünü vetli atesçi erlerinin küreklerile, yan yanya kapatması üzerine hâcehennem gibi ateş saçan ocaklara kim kendisir.e ağır cezalı bir suç savruluyor... Düşman eline dtişme iddiasile mahkemede bulunduğunu, mesi mukadder olan bu fedakar evdeymiş gibi gülmemesi icab ettikrtivazSrün maMneleri blle vaziye ğini soylemiştir. Sanık, duruşma tin ciddiyetini anlamış gJbi... Takip sonuna kadar dâvsnın önemini hiseden düşman gemileri az bir farkla, setmemiştir. Mahkeme, çocuğun doğ fakat devamlı bir fekilde, aradakl duğu âna aid 2 raporda ayn ay'n gösterilen ay durumunun tesbitine mesafeyi kapatmadalar...» karar vermiştir. «Güvertede herkc* büyük bir •©Suçunu inkâr eden Zehra, çocu ğukkanlılık ilc vaziyeti takip ediyor. Toplar, atif menzilin* girildiği ğun Hüseyin isimli bir tahıstan olzaman faallyete girecek bir şekilde duğunu, doğduğu zaman aesl çıkhazır. Personel savaf yerlerinde e madığı için ölü olduğunu anladığınl ve beze sarıp çamasır makinesi mir bekliyor.» üstüne koyduğunu, roadamın ken«Bu sırada «Yavuz» un telsiı kamarasmda, hareketi savas mey disine düşman olduğu için cesedi danından gelen mesajlarla takip e pencereden atmış olduğunu soyleden donanma yüksek komuta he miştir. Adlî tıb raporuna göre, çoyetinin isabı kopacak derecede «e cuk sağ doğup boğularak öldürülrilmişti. «Hamidiye» aradakl mesa müştür. basılıyor Çoçuğunu boğmaktan sanık kadın mahkemede giildii ugün 18 Mart... Bu tarihl günun. şehamet sayfalarıle dolu Türk askerlik tarihinde, hususî bir önevardır. 1915 yılı martının 18 inci lakkale Boğazını zorlamak amacile, dünyanın en buyük iki denizci devleti, o zamana kadar misli gorülrnemış derecede kuvvetli, aza. metlı bir donanma ile ve vargücile Boğazlara yüklenmış, fakat silâhl nisbet kabul eüniyecek derecede az, cepanesı kıt mubartk Mehmedcik, iman dolu çıplak göğsünü, gökten, denizden yağan kızgın çelik sağnağına siper etmış, fedakâr subaylarüe elele verip canını disine takmıs: 1 Geçemezsinız'... diye gurlemiş, düşmanı j uzgeri etmek zorunda bı| rakmıştı. Caulois adlı safhharb zırhlısı subaylarından birinin anlattıkları iois» adlı 11,000 tonluk Fransız saffıharb zırhlısının batrr.asına ramak kalmış, pek ağır bir şekilde yaralanan bu düşman zırhlısı «Eşek adası» na baştan kara, oturtmak suretile, arkadaşlan gibi batıp gitmekten güçbelâ kurtulabilmişti. Işte 18 mart savaşmı bu zırhlmın subaylarından Doktor yüzbaşı «Laurent Moreau» şöyle anlatır: Aradan kırk yıldan fazla bir müddet geçmiş olmasına rağmen bugün dahi bütün dünya denizcilik bahisleri yazarlarının hayretle, trkdirle an. dıkları bu «Turu mucizesı» defalarca yazıldı, en küçuk teferruatına kadar incelendi, tekrarlandı. Bu yüzdendir ki, bu süîunlarda, bu mubarek yıldonumu münasebetıle. sız okurlarıma hücum eden gemilerin sayısından, tonajından, silâh üstünlüğünden bahsetmıyeceğim. Bunlar bugüne ka. d^r pek çok defalar'yazıldı. Sadec* Türkun, düfiyada ikinci bir eşi bulunmıyan, bu kahramanlığinı, fedakârlığmı. başarısını, o zamanlar bu savaşta düşmanlarımız olarak karşımızda bulunrr.uş bır subayın kale. minden, parçalar alarak, dinleteceğ''m. Bilindiği gibi, bu gibi konularda en kesın delil. en su götürmez şahadet, dostun dcğıl, duşmanm soyledikleri. itiraflarıdır. *** O savaşta batıp giden Ingilizlerin «Oceans», «Irresistıble», Fransuların «Bouvet» zırhklarından, Ingilizlerin «înflexıble» dritnotları basla gelmek şartile, altıdan fazla düşman zırhlısı aâr hasara uğramış. bu arada «Gau. kâye ediyor, sonra gördüklenni nakle devam ediyor: «Düşman obüs bataryalarının açtıkları şiddetli ateşin girdibadlan ara sında, sanki başı dönüyormuş gibi. blok havzımız adeta sendeliyor. Ki. lâlin salibe karşı asırlık kin ve nefreti, bu kızgın çelik sağnağında yeniden canlanmış gibi mermiler, eski çsğların mızraklarmdan, yatağaniarın dan daha korkunç, daha öldürücj *** bir saldınşla, dolu gibi yseıyor \e «Sabahın saat dokuzunda, Franstr koskocs «Gauioi!» zırhlısı, sintineden harb gemileri demır alıp bütün ge direklerinin şapkasına kadar titrimilerin direklerine harb bandıraları yor.» toka edildi ve Boğaz yolunu tuttuk.» «Yukanda rüjvet gü\erteden, yıl. «Amiral gemimiz <Suffren> zırhlısj dırım gibi sıynlıp geçen her obüs en önden, kıdem sırasil» «Bouvet», mermisi aşağıda sadmesini hissettiri«Gaullois», «Charlemagne» zırhlıları, yor ve bizim otuz buçuk santimetrebir hat halinde, Boğaza do^tu ıleı' lik toplar kadar haşin, yakıcı ve sert liyorlar, uzaklarda Boğazın saruntrak nefeslerini yüzlerimize püskürüyortopraklanna yakın bir me^afede, bir lar Zırh kuşağa çarpan mermiler, birinden aynı uzak.ık'ta yükselen beı serpintiler bazan boğuk, bazan da tiz duman sütunu • yükseliyor, zaten bi madeni çığlık'ar koparıyorlar. Bu raz lisli olan ufku büsbütün kararü mermileri biz mi savuruyoruz, yoksa yorlardı. Bu dumanlar, bizden evvel bunları biz mi sineye çekiyoruz? anla vola çıkmış bulunan müttefikimiz mak kabil değil. Bu soruların cevsoIngilizlerin beş zırhlısımn bacalann. larını, susan ağızlardan ziyade endidan çıkıyordu ve bu beş gemi ara jeli gözlerde okumak isüyoruz.» sında dünyanın en büyük, en yeni, «Birdenbire su geçmez bölmenin en korkunç harb vahidi olan cQueen Elizabeth» sıiper dritnotu da var kapısı açılıyor, eşikte kollan kan revan içinde bır dev belıriyor. Sırtında, bir meşale gibi tüten bir fani. *** lâ var. Dev, sarhoş bır adam gibi Müşahede kudreti kadar kaleminm sendeliyor, yalpalıyor ve solak bir kuvveti de engin olan bu kıymet bi tebcssümle nerede yaralandığını snlir, hak tanır Fransız deniz yüzoa. laüjor: Kıç güvertede otuz buçukluk şısı bundan sonra Boğazda başlayan taretin yakınında büyük çaplı bir savaşı tasvir ediyor, yurdunun <a Türk mermisi patlamış, serpin*ileri pılarını cansiperane koruyan Türk taretin tarassud mazgalından lçeri subay ve erinin kahramanlığinı, fe sızarak top başındaki nişancılan, .ıudakârlığını, cesaretini övü\'o''. "• ı mara erlerıni öldürmüş veya. yarade bulunduğu zırhlmın önüsıra ıler. lamış. Zavallının etlfrine saplanan liyen «Bouvet» nin bır dakika içm çelik parçalan yaranın etrafını çade, bütün mürettebatile, bstısını *ıi bucak şisirmiş ve morartmış... Çıp insan vücudlerinden terbunlara karışan mermi yüzünden kötü kötü kokan bu acayib operasyon salonunun çelik du. varları o kadar kızgın ki, mikrobların dahi bu miyazma içinde yasıyabilmelerıni rnıkân dahilinde göremiyorum. Kulakları sağır eden top gürültüleri ve açılıp kapanan elektrik ışığı altında parlak nikel neşterler, kızıl şimşekler savurarak yaraU.n tehdid ediyorlar. Arasıra, yaraların etrafını aravan parmaklann tazykı altında yaradan bir çelik parçası fırlıyor ve sert bir ıttırab çığlığı işiiılıyor. Burada yanağa saplanmış bir obüs parçası, öteâe dizı paramparça etmiş bir serpinti, beri tarafta göğsiin alt kısmındtn gırio k.'rna KTlar nüfuz etmiş kızgın çelik... Yaralılann hepsinde de müşterek bir alâm^t var: Yemyeşıl olmuş benizler. renkleri kaçmış dudaklar. şaşkın şaşkın bakan gözler. Bazılarında da biz gemi doktor ve cerrahlarının pek iyı bildijimiz boğulma alâmetleri mevcud: Barutun yanması yüzünden kanın kır. mızı yuvarlaciklarının alâmetleri...» zehirlenm'îsi lak Mevduat Sahipleri iş Bankasını neden terclh ediyor (35) *** İşte Fransız «Gaulois» zırhlısımn doktoru rüşvet güvertedeki hastanesinde, yaralılfrlf mcsgul olurken gelen yarah'ardan «Bouvet» nin bir dakika içinde batıp gittieini. bir çok In^ilız zırhlısınm isahet nT ı?ını cğreniyor. biraz sonra da içinde bulunduğu gemipin vurıılup, hüstaneyl suldrn ıstilâ ettiğini haşyetle gör'ayor. Düşman ağzmflan Türkun va*anınl savunmada gdstermiş olduğu sehameti. k?hramanlı,5ı. feragat destanlarını sız okurlarıma aynen dinlet. m"k h'pıdim ama, ne çare ki, yerimİ7 buna müsaid değil. Bu tanhi günde dünyanın en kuvvetli iki büvük devletinin azanrîtli, ihtiFamlı filolnn kavı^lir vererek tos geri ettikleri vakit, yaŞan kızgın çplik vaemuruna iman dolu gös. ^ünü siper eden Mehmedcik bir kere daha: Ben size geçemezsinız dennedim mi! diye gürledi. *** Aradan yıllar geçti. Sahillerinde, Boğazm mor, hırçın sulannın bazan tatlı şırıltılar, bazan da gazablı, beyaz horgücü dalgalar ha'.inde dövü.. nüp duıduğu Türk oğlu Türk Çantkkalenin, her karışı mubarek bir sehi. dimizin temiz kanile yuğrulagelmij topraklarmda ya«an Türk vatanınm namusu, şerefi, Türk varlıjjırun ebediyen var olması uğruna tath eanlarını seve seve feda etmiş kara v« rieniz ?«keri evlâd!arımızın aziz ruhlannı fatihalarla anarken babalarının, dedelerinin yarattıklarj bu şeha,destanını\yeniden yarafmağa her zaman hazJr bpkleven genc Meh; medciklerimizi yüce Tanrının aavnl sampdânisine em^n^t edelim. Ute aziz okurum. bundan kırk dört y\\ evvel. kanlı fakalt o nisbette de şanh bir günde, 18 mart 1M5 te Tür. kün Ç?nakkalede kaz?ndığı zafer böyle yüce bir zaferdi. Bu çaDta başanları milli tarihinin şeref sayfalanna geçirmeğe muvaffak olm'JS bir mille*:n evlâdı nldu&un !çin de ne kadar övünsen yeridir. Bankasından ev kazanmış Adı ve Soyadı: ömeı Kuzu Bakıra Medeni hali: Evli 7 çocuk babası *7 çocuk babasıyım™ İş Bankasındaki küçük tasarruf hesabına bir bahçeli ev isabet etmiş bahtiyarlardanım. Bankanızın tevzi ettiği zengin ikramiyeler dolayısiyle tasarruflanmı İş Bankasında toplamaktayım. Türkiye İş Bankasının, paramın ve istikbalirnin emniyeti olduğuna inanıyorum.» çocuk bldü Dün öğle üzeri Fatihte bir yavrunun yanarak ölmesile neticelenen bir yangin olmuştur. , Fatihte îbadethane sokağında 32 numaralı evin arka tarpfmdaki tek odah barakalarda. dün saat 12 suUrmda sobadan yangm çıkmıştir. Yangin sırasında sedirde uvumakta olan baraka sahibi Celâl Tarlanın 3 yaşmdaki oğ!u Sabahaddin var.arak Blmüş. 1 yaşındaki Sa'âhsddin ise annesi «atice tarafmdan kurtanlmıştır. Yangm, ithaiye tarafndan baraka yandıkiin sonra eenişlemeden söndürülmüştür. Hâdise etrafmda Savcıbk tahkikat yapmaktadır. AYNUB DENİZ ile Elek. Y. Müh. A. FERİT KONAB Nikâh'.andüar. tsUnbul 173959 APARTMAN DAİRESl 5O + 2 <•'. , • : |tS» VILINOA MİLVON LIRA TEŞEKKÜR Aziz e<ıim ve kıvmet'l eniîtemlı Bankamızın büyük ikramiyelerinden birini karanmıs olan Bay ömer Kuzu'yu tebrik eder 50 Apartman Dairest ve 2 Milyon lira pafa ikramiyesini ihtiva eden 1959 lkramiye Plânı çekilişlerinin, kendisine ve bütün mevduat sahiplerine harırlı olmasını dileriz. MART 1 8 RAMAZAN 8 1 o E. ı a X < i 1 o T Ü R K İ Y E Hs B A N K A S I c^razepinde bulunr.n ve bııtün varlıklarile acırmzı ppylaşmak lftîyen zevata. haricl, dahiit teîgraf. mektup gönderen dostlanmıza, çelrnk ghndermek ıphmctinde bulunan derneklere ve çok sevditi arkadaşlanna acımız dolayiüile ayn ayn teşekktir etmek lmkânı olamadıgından gazeteniıln tavassutunu rlca ederlz. Ef=i ve Akrabalan MİRZA BALA KUTLUK (Mebmetzade) nin CUMHURİYET Nüshası 25 Kuruştur ABONE ŞARTLARI Ur» Senellk • ayl'k * »yuk Jüklye İJarlc! Kr. t» T a Kr. ÖLÜM V. j 6.07 12 22 15.45 18 1819.491 4 2S ]U 50 6.05 9.28[12.00[ 1.31, 10.03 Cumhuriyet'in edebî tefrikası: VAZAN: ILHAN l A f i U S Adam koca sarığını one doğru , eğerek özür dilemeğe ba^ladı ama, ' Yunus ağa'nm birdenbire patlı\iın kahkahaları karşısında ne vapacağını şaşırdı. Renei acmvstu ama, gülümsemeğe çalışıyordu. Yozgadlı bile, sabahtan beri için icin, bır kazan gibi kaynadığı ha'.de, dişıerini göstermekten kendini alamadı. Biri dinliyor; öteki öne arkaya sallanarak, sanki mevliddeymiş gibi, gür sesiyle okuyordu. Dinliyen, kapıdaki adamı gördü. Hemen ayaklandı.Yozgadlı ona: Biraz gel! Dedi. Beraber gittilar müftülük makamına.. Pencerenin önüne çekti ötekini.. Bak, dedi, su gazete okuyanı Oturdular kaymakam'.ık odasma. tanıyor musun? Sokaklar tenhalaşmağa başlamış Evet ağam! tı. Bir ara Yozgadlı'rın güzüne, kar Kimdir? şıda kitapçı Kerim efend'nin dük Attar İzzet efendi! kânı ilişti. .Kapalıydı kppenkler.. Baktı, baktı. Yunus ile Kıhar lâfa dalmışlardı. Ayağa kalktı. dışarı çıkıp müftülük odasma girdi Orası daha yakınca düşüyrrdu karşı tarafa.. Önünde ağaç falan da >ok tu. Kitapçı dükkânının yamlaşındaki attar açıktı. Sahihi ka.pi orüne bir iskemle atmış. g?zete okuyordu. Yozgadlı divanhaneye ç:ktı, maüye dairesme doerru çıtti. İki memurun karşılıklı oturup bir vesikayı mukabele ettiklerini gördü. nin kapısı aralanmış mı hiç? Gören olmuş mu? Anla, gel! Adam koşarak çıktı. Perde arkasına çekilip bekledi. Karşıdaki hep gazete okuyor, şadırvanda iki kişi abdest ahyordu. Tam bir hizaya dizilmiş olan sekiz tane darağacının direkleri akşamın gölgeleri içinde ak ak ağarıyordu. Birinin tepesine bir serçe kuşu kondu. Bir kaç saniye sonra uçtu. Memur dönrnüştü: Bilen, gören yok efendim.. Yozgadh'nın gözleri az jynaaı: Yanındaki kapalı yer Kerim'in Kimlere sordun? Say! dükkânıdır, öyle mi? Kadıhk başkâtibi ile zabıt ka Öyle ağam.. tibine... Umuru şer'iye kâtibine Açan, eden olmaz mı? sordum efendim. Nüfus memur.una Hayır efendim.. evkaf memuruna sordum. T.ıpuda kimse j'ok efendim. müsıkkafa Hiç mi? Ben görmedim efendim, hem memuruna sordum. Sonracığıma e fendim.. :im açacak? Nebleyim? Soruyorum yani.. Yeter! Git! Ben görmedim açıidığını.. O Adam iki büklüm oldu. çedik günden bu yana.. pabuçlarını tozlu tahtalara Git, dolaı konağı, Bu dflkkâ rek, hızlı hızlı, uzaklagtı. Bay NİKOLAKİ LOGOTETI paranızın,,. istikballnizin emniyeti (Avukat ve Sabık Iftinat ajansı) vefat etmiştir. Cenaze merasimi bugün çarşamba 18 Mart 1959 saat 13 te Taksimdeki Ay» Triyada Rum kiNÂZİME NADÎ lisesinde icra olunacagı tee?pürle bil Neredesin b« Yozgadlı? Bak kalım.. kat*! netice almak isterler. Şimdi dirilir. Yaıı ışierini ti'len idare eden Mes'nl MOdür .e der bizim müftü efendi?! Namazdan sonra, yine ikimiı, lik gözdağı veriyorlar. tşbu llân husust davetiye makamına kaimdir. kısa bir yolculuğa çıkacağız. Şayed Efendim, ağa.. Doğru mu ne? ÖMER SAMİ Cenaze Servisi tslerl Gazetemue gönderilen evrak ve yazı Tutulacak olursa o hayınlar, bu gece ele geçirmezsek bu piçleri, Yunus ağa Hâfız Kibar'a bakıYANl LUDAROS lar neçredtlsin edilmesin İade ediîmez. yarın sabaha, birkaç tetik haberi yordu. O, kekeledi, bir şey söylebu akşam asar mısmız der? Ben Tel: 44 97 06 I'âniardan mesuliypt kabuî ediımez. daha alacağımızdan hiç şüphen ol mek isterken, Yozgadlı bağırdı: de cevaben dedim ki.. Merak mı olmuş müftü efen masm. İyisi mi, seninle ikimiz, başı Orası besbelli bir şey.. diye.. mızın çaresine bakarız. Beni dinle! Dinle! Ben de dedim ki, Yoı Devrisi gün, bilemedin, Oç Yalnıı başımıza mı girişiyoruz :adlı biiir orasını... Ha? gün, bes gün sonra da, senin veya bu ife? Yine gülmeğe başlamıştı Yunus benim sakağıma bir oyun oynama İkimiı! İkinci üç aylık sanayici ithal kotalarmdan. kota sıra numarası ^ ığa.. Hâfız Kibar, kuskulu gözlerle lanndan korkarım. aşağıya kayıdlı bulunan madcle^rde. taleb mevcudu kotayı d^l| Korktuğumuz daha tezden 8bir ona. bir Yozgadh'ya bakıyor, O biraz zor işte.. durmadığmdan, bu madcle'.ere a ; d yeniden talebname 23,3 1959 İ nümüze çıkmasın da.. yüzlerinden bir mânâ çıkarmağa Sen beni dinle ağam.. Ne zatarihine kadar kabul edilecektir. | Evvel Allahın izniyle, çıkrnaz. çalışıyordu. AŞa'nm sinirinin biraz man yanıldın, beni dinledin de? İlgililerin, bilgi husulü rica olunur. | Ben o kadarını düşünürüm. Adamı :evşemesini bekledi Yozgadlı. son Yoo.. Yanlışsm demiyorum. kalabalıklaştırmak, her zaman için Mevcud kota hissesi doldurulamıyan maddelere aid kota sıra | ra: Ama bunca adam arasından geçip numaralan: | uygun değildir. Suası var. Şimdi sen onu bırak da, kala de.. Yunus ağa avucunu açtı, tıma11, 12, 15, 23, 25, 33, 36, 59, 66, 69, 75, 88, 91, 92, 161, 168. 176, | kafaya vereüm az buçuk.. Geçerler bunlar. Tek t«k vur177, 194, 203, 216, 225, 239, 255. § Ağa'nın suratı birdenbire durul makla bu sürünün bitmiyeceğini ğiyl» bir nasın torladı: II"! I1M ll:lMIHtffll IMWİHİ«Ht!l»l I l l ' m " ! ' * ! ' ^ I' 11 !«(IU1^ıWIW»IWJI IWWn!»!l1!li)(WniW!lI''!llfiWfinvnHf1t" n ' ^ (Arkası var) \ mNmmtNmmnm du. Dikkatle baktı karşısmdakine.. bilirler. Seni veya beni devirip Müftü efendi de şaşar gibi bir hareket yaptı istemeden.. Bu adam, PROF NtMBÜS'ün MACERALARL yavaş yavaş Yunus Ağaya söz geçirmeŞe başhyordu gaîiba.. Dur bakaUm. dedi içinden. Bak ağa. beni dir.le, kerem et beni dinle.. Kulağım sende Yozgadlı'm.. Canım. ciğerim.. Bu adamların boş gelecekleri şimdic'en relli oldu. Nacap? Nereden biliyorsun? Bunca zaman yola baktı'f Yola bakmakla av geımez adamın ayağına.. O şeref olacak geveze herife pek o kadar güvenme. İş yine bize düşüyor. Nidelim, yoldasımT Sfiyl* b« n «• 40.00 JCOO J2 00 «4 00 Basan ve yayarj Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazftpct'ik Türk Anonlm Şirketi Cagalnğlu Halkevl sokak No. 39/41 Sahlbl İSTAfİBUL SANHYİ f l
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear