Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DÖRT CUMHURÎYET 8 A*afek 1953 | | | (Entiişe ile ımicadele Endişe insanın Yaradılışında vardır. Ancak onu kabul edersek ağırlığından sıyrılınz. Yapılacak ilk iş şudur : «Gerçek lasalannıza hayalinizdekileri eklemeyinî» bize soyumuzn mırasıdır. lnsanoğlunun macera elemanlarından birı de odur. «Kendinizi ümitsizlige kaptırmayınız. Şayet kaptınrsanız ümitsizlığm enerjisi ıle mücadele ediniz.» XVIII. yiiz yil tngiliz devlet adamı ve yazarlarından Edmorıd Burke'ün bu FÖZÜ ne kadar güzeldir Büyük müzisyen «Haendel» hir gün ümitsiz denebılecek bir duruma düşer. Sağ tarafına inme inmiştir. tflâs etmiştir. Alacaklılar ceza evi ile okrkutmaktadırlar onu. Fakat çektiklerinden kuvvet bulur. Yepyeni bir hızla çalışmıya atılır. Ve meşhur «Aleluia» sını yazar. Eğer büyük sanatçı kendini kapıp koyverseydi insanlık da çok şey kayhederdi. kendi de. Çoğumuz güçtüklere karşı koymaktan yılarız ama hâdise geçince anlarız ki peşimize endise düşmese mücadeleyi gnze alamazdık Mücadele bizi mânpn de yük«eltir Filozof ne güzel söylemiş: «Insan, insanlaşmak için, korkunun. endisenın potasından geçmelıdir> Fakat bu iyilığıne karşı endişe. aklı başında hiç bir insanın inkâr edemiyeceği, tuzaklar da kurar. Hayatımızm duzenini altüst edecek kadar bizi avuçlarınm içine alabılir. Gözümüzde öylesıne büyüyebi lir ki ondan kaçmak için «gerçek» lerden kaçarız. Endişe, insanın yaratılışında vardır. Onu ancak kabul edersek ağırlığından sıyrıhrız. Yapılacak ilk şey şudur: «Gerçek tasalarınıza hayallerinizinkini eklemeyiniz.» Önemsiz bir şey gözümüzde ölçüsüz bir ehemmiyet kazanabilir. muhakememizi yanıltabilir Çok defa asıl problem değil gelip ona yapışan kuçuk şüpheler. korkular bizi kaplar. Onu ağırlaş tırır. Tıpkı mıdye saran gemi gibi Geçmişin, geleceğın tasalarını yüklenmeden. bize günün. tasası yeter. Ovsa kaç gece kimbıhr onların ugruna gozumüze uyku gir JJllIltlllllllIllllfllIlJIIlllIftllllltlltlIlllll^lllllIIMJfllllfllllllllilIlllltllIIIIIIllllııııııııııılllllllıııllllllllltllllllllllIllirillliIIIIIIIMIIIItlI•1f•I•I••!tII •<IffII11111= RUHİ BAHİSLER 19591960 Psikanaliz ve bazı karakter özellikleri Yazan : Halis ÖZGÜ Psikanaliz önceleri sadece bir kimseleri çok istedikleri jeyleri tedavi metodu idi Sinir hastahk yapmaktan bile alıkoyar. ' larında uygulanıyordu. Sonralan Gerçekten bazı kimseler, |U veve yavaş vavaş bütün ruh hayatı ya bu işi vapmak hususnda büüzerinde durmıya başladı Insan yük bir arzu duyarlar Gece gündavranışlarını incelerii Bu davra duz bu i$i düsünürler Plânlar nışları vepyeni bir görüşle değer hazırlarlar Hayaller kurarlar. Ni lendirdı Çeşitli insan faalıyetleri hayet bir gün gelir Dileklerıni ile meşgu! oldu Sosyolo.ü, biyo perçpkîçstirmek imkânını bulurloii. din, tarih. ilh ... alanlarında lar Bulurlar ama. bundan favdaaraştırmalar yaptı. Eskiden bır lanamazlar Ya bu isden vazgebirleriyle. uzaktan vakından ilgi çerler. va da. bu işi vapmak için leri bulunmadığı sanılan olavlar gereken işleri vapmaktan kacararasında münasebetler kurdu Bpy lar Hastalanırlar leükle. evrensel bir izah şekli. cisBurada görülen ha'talığı başka temi haline geldi Psikanaliz save | »ebeplere voranlar vardır. Ulaşıl«inde zamanımızda. geçmişte çözü ı mak istenen gayenin eercekleşlemiven savısız probleml^rin an mesi ümidinin bu riurumu yaratalasılmaları mümkün olmaktadır bılecejini söyliyenler bulunmakta Bazı kimseler vardır. Sözlerin | dır. Duvulan fazla sevincın insanı vapmaktan alıkoyabileceğini den caymazlar. Aşırı derecede iş inatçı olurlar. Başkalarının bevaz iddia edenler mevcuttur Bu halin rirrUk'pri şevlere sivah. sivah de gerçekliğini aşağıdaki misaller d'kleri şevlero de hevaz derler. daha ivi anlatacaklardır îyi bir aıleve mensup ve ivi veKaüfornia Üniversitesinde vaoıdilediâi lan bir anket. bu tİDe giren in«an tıştıirlmıj bir genç kız ların ıstıra^lı bir gecmije sahip gibi yasamak için evıni terk ediolfiuklannı. sert. Kizumundan fa'la yor. Bu ki7 eünü birinde bir saha«kılı eeitim Kİ^temİPrivle dcser natkâr ile tanışıyor Kendısıni her lenen sosval çevrelerde vpfjctikle bakımdan takdtr eden sanatkârla arkadaş oluyor. tkisinın de isterini mevdana çıkarmışlardır. diği tek şev evlenmektir, yuva Soz knnusu anketi vapan ve bir kurmaktır Bununla beraber yıltahlili ruhivatcı olan Frenkel larca evlenmiyorlar. Nihavet saBnınsuiche'e gor». D'ikoloük k^ natkâr anr.esini. babasını arkadatılık. bir şevde sonıına kadar Hi şı genç kı?la evlenmıve razı edirenme. kesin knnıı^ma. ^övî^rıpn yor. Bunun üzenne genç kı?da «^rHe sonnna kad^r ı«rar ^tTr»p H^ bir evlenme ıstekci7İi£ı kendini !i. «sanıMıJi fibi. kııvvetin. ir»W«; gösterıyor. Genç kız. mdstakhel •"'ıcun'in bir ifade«i. eseri HeSil kaymvaldesınin ve babasının ken Hir Bu hal dsh» zivadp bir mx<v diKİn* karşı ivi davranmadıklar:nk^^ir bir perHed'r. ArlamakO'ı dan «ikâyet edıyor. Sanatkârdan HaSılmıs s«r«ılnnış. ver yer civ | avnlıyor. Sonunda hastalanıyor. küntüler go«teren, âhensihi kav I Bir öğretmen. yüksek okullarbetmiş. düzensiz ve V»"«ık. boruk dan bırınde çalışmaktadır. Yıllarbir sah«ivetin öreHiSidir. danberı onun en fazla istedıfii bir vetiştiren •P^iVoloiik katıhk, donukluk. jey vardır. Kendısıni Freud okuluna mensıiD hulu"an hocasının yerine geçmek arzusunu hocası tahlili rııtiivatcıların U'Dkiü fnr duymaktartır. öğretmenin masvon ad'nı verdikleri meka^iz nihayet emekliyc ayrılıyor ÖSret madan ba^ka bir sev deŞildir. Bıı men hocasının yerine tayin ediliraHa. vani. dpdi'inin dedik. ol yor. Tayin edilivor aroa bu işi yamacını istivpn. daima kendininin pamıyor.. Bu işi beceremiyeceğini mni olarak kalmıva calıçan, »an. söylüyor. Sinir rahat<;ızlı5ına tutulıs olduSıınu hildiei hir spvi her luyor. Bu yüzden uzun zaman çaösretmenlık yapamıne paha«ına olursa olsun «JoSru o hşamıyor. l arak gostermiye ve kabul ettir yor. mive u^raşan. kı^arası. psikoloBir kısım tahlilî ruhiyatçılara lik katılık eö'teren in^an. iç eergiire. insanda başarı korkusu karekliği, varlik eerceV'iŞi i!e icinbahatlilık duygusundan meydana de vasad'gi çevreİT.. haşkaları agelmektedir. Kabahatlilik duygurasinrta kalın hir perde e^rm've, sunu duyan kimseler sevinmek*>ir Huvar örmiv» eavrPt eder. T)aten korkarlar. kenriüerini cezalanha do*ru«.u. O1HM»M fihi görünedırmak arzusunu duvarlar. Daha mpdif icîn olm»dı*ı S'bi ortava do*rusu, kendılerine sevinmek çıkmak ar7iı«ıınu riuvar. hakkını tanımazlar, tanıyamazlar Yîne bazı inianlar vardır. Ku Sevinmek onlara ıstırap verir. surhı olarak dünvaya gelirler veGeçmişte. bazı büyük yazarlar va dn§ıı:tan «onra kıısurlu olur insan d»nen varlıkta ver alan bu lar. Kusurluiuk duveusu onlarda psikoloiık vaşavışın mevcudivetını mars'l bir mahivpt Vazanabilir ve »ezmişierdir. Scakespear»? bunu ^#fl*ılı«â kâc'ân'hîr fl«>nninv duv Ladv Macbeth'te belirtmtştir Laeusunu yaratahilir Bu ffihi hal'er dv Macbeth. varmak için çırpın dp insan. kPndisini olaŞanü'tü bir dıfiı gayesine ulaşır ulaşmız büvarlıft baHf^dp enrm>*k' '»rzusiyle yük bir perişanlık duyuyor. dee*rlenph'lir. ShaVpcpeare bu^u Freud bu konu ıle ilg'li olarak. tah'ili ru^Matcı1ar'1an ö'nce £(ir Ipsen'in Rosmersholn'ü psaslı hir müş ve Ün'inrii Eirh^rd'da cok incelemive tâhi tutrauştur. Reheivi bir şekilr'e anlatmıştır. B'c ca Gamvik'ı kuvvetli bir tahlıl ile hard bir yerHe şövle divor: «Ta deSerlejvdirmiye çalışmıştır. hiat bana karsi coV bü v 'ik bir Rebeca rahip Rosmar ile münahak>M7İıHa bıılundu. Buhındu: sebet kuruvor ve rahibin karısıçünVü. in'anlarda «evgi varatan nın ölümüne sebep oluyor RahİD. eürel «*vl>ri benHen «tireedi. Bu karısının ölümunden sonra Reb*haksızlıîa karşılık olarak, havat, ca ile evlenmek ıttivor. Rebeca bnna hu haksırlıeı gidermek. te buna çok sevıniyor. Seviniyor al'fi etmek hakkını vermoliH'r. ma. aradan bir süre eeçtikten sonHerke^ten üst\in olmaiıvım. Bu ra rahiple evlenmekten vazEeoıbenim hakkımHır Baskaiarını dü yor. Geçmişinin bövle bir evlen«ünHıirPn. alıkovan enH'^pIerden miye ımkân vermedigini bildırıuzak kalabilme'ivim. Haksi7İ'k yor. Rebeca geri mâ7İsinden dovanabi'mpüvim Çünkü. bpn hak ğan kabahatliük. günahkarlık duy «i7İıSa uğradım.» gusunun teiirivl* böve hareket Tahlili ruhivatçılara EÖrp insan. e^misti Kendiune sadece ıstırap bu sÖ7leri duvunca Rirhard'a hak vertcek sevıncinden. baska hir deverivor. Onu dinlerkpn kendini yi"ile ıstırap kavnağı haline geledin'ivormus eihi olnvor. Onun ei ctk sevinçten uzak kalmak için >>i konıi'mak jar7usurnı duyuyor. rahinle evlenmekten kaçınmıştı. Daha do»njsu. onun RÖTVH karsıAdlara göre. başarı korkusg güsında ona kar*ı bir vakınbk h'B vensizlik duypusunun, yetereiz seHivor H«>r ikisin'n arasınHa ken görünme korkusunun bir eseridir. »);iiftjnr(Br, hir vakınlık mevdana K°ndisine güvefiemiven in&an yapeeiivor. tn^sn az cok Pirhsrd'a tıgı isde ba«arı elde edebileceğine ben7er Onun varlıŞında kendi«ini inanamaz. Başarısızlıpın yaratabulur. riinkü, hor insanın ruh'i cağı tepkilerden ürkerler Bu yüznun derinliklerindp. suun<Hın(4a rien baslariısı işi sona erdireroez. Wirhard'iTikine benzivpn bir sev Başarısızhgın yaratacüâı acıları ler «aklıdir. H'kıtızlık dnv?u«u basansız görünme ıstırabına terbarınmakt.îdır Cocuk'nk çaSmHa cih eder. ugradıgı, ya da ngradıPını sand'&ı haV^ızlık duvgu^tı insamn çuu*"altmda knvvptii bir şekiTd f AI.TIN FİATLARI mis+ir. tn>=an, baskalarına f ki ben7Prli&ivle vakiaşır. Bir eHe7 12 1#5İ> 10775HP88O bî p"=erin kahramanına veva kah 4 Cuifhurivet 147«e1475O ramanlarına karşı duvdu&umuz t Reşat f A Hamit 11450115*0 yaVınhkta. bir tivatro eserini sey»3509875 Gulden rederken karşılaştıg'mız heyecan ğ Ingiliz 1260012650 da ve diger çesitli duvgularda bu 16301635 Degussi benzerlik, beraberlik geniş ölçüdc 16301635 f Yerii rol ovnamaktadır. 0 A YUNUS Yazan: DİL PAVAMIZ NADI Türkçemizde gelişme çobası EŞREF KlLlNÇ sak, Cumhuriyetin ilânına kadar dilimizin arınması için köklü ve kurallı çalışmalar gorülroez. Genel anlamivle dilimizin üzerme ilk e c ı l e n , Ziya Gökalptır. Aneak Gökalpın çalışmaları da zamanına gore ileri sayılabilir. Büyük Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türk Dil Kurumunun ç a h ş m a l a r i v le bı?de de. batıdaki anlamivle dil tutumu belirdi. Kuruluşu çok veni olan hu Kurum çeşitli güçüiklerle karşılaştı Kurumsal çalışmaları benim=;evemivenler, bu gerekli etkinlikleri baltaljvorlar. Dil üzerine söz etmevi kolay sanan bir çokları, kendılerine o>gü imge ovunlarivlp dili çıkmaza sürüklüvorlar. Dilimizi bilimsel v e kandırıcı çalışmalar yerine uydurma salgınları vürütüvor. Dil sorumnna inanmış, yetkili kişilerin califmaları etkin olamamaktadir. Bir çok avdınlarımi7 da yurttaş vü 7evine inmenin, ona ken^i diliv'p söz s ö y l e m e n i n aereksİ7İiîine inan mıslar. Hprkes gibi konuşmak güç gplivor onlara. Yavın araçları belirli bir kuraln dayanmıyor. Bu riaîmıklığın ör nrk'erini. okul kitaplarında bi'e pörüvoru7 Avnı tümcpdp Arapça M"'7İerİp Tiirkfp karşıtları vanvanü kullanılmis. ö^rpnci ha^si SÖ71İ kullanaoaŞını şasırıyor. ÖSrenci'pr ıijerinde .S»rptmenin tutumu P ' H "ırakıvor Bıı karışıkbVlar içeri^'n dp oVuPar hitivor. Dp*isik s s r i ' T aHında. ara^'rı okuryazar yeti*:*!rivnrıi7 B u n ' = r haslıvor hirbirinj kotiiTpmivP Bir oVuln h i t i r e n ^ r Arapça Farsça sÖ7İeri hiç çpk'nmprîpn ku'lanırkpn. baska bir okul riiin çıkanlar en yeni sÖ7İPrle tümCf'pr kuruyorlar. Rnr^vo VP bnsının rîiMp hirlik nlTipriıŞını gnn'ivoruz Dil eplişn^»Ipıini en uzak vıırt kfi«»lprinp kadar v a v i c a k olan bıı iki ö g e k » n şıklıklar içerisinde yüzüvor. P'r gazptenin savıları arasında en kovu yabancı sör'prle karsılaşırkPi, hir başka^ında dile vararlı olaMlm°nin çabası anacik görülüyor Işlek ve duru bir dile kavuşmak icin birlikte çalısmalıyız. Taramalar. d e r l e m e l e r v e türetmeV''e r)ilimİ7İ 7 e n c i n l e ş t i r m i y e çal"'rken isin önpminp inanmalıvız P"> 7iık ve çarnık verel agızlarm süu ı p gitmesine seyirci kalmamalıyi7. nilimize ulusal »ınırlar lçin^e gerekli ilffiyi gö«terdi*imiz gün, \urt rtı=ında H ileivle kar«ılanaa cak ve dünva dilleri arasındaki yeri ni alacaktır. Dil çalışmaiarı. gündelik dedikodu sınmnı astı»ı. usta dilciler tarafmdan yürütülrli>Kvi ve ürünlerinin ulusa aktarıldığı ,pranda yararlı olacaktır. Bir dil sorumu ile karşı karşıyayız Bu, aydın geçinenlere, ya 4a gerçek aydınlara düşünme payı verecektir Böylece çeşitli tasarımlara ver verilecek, düşünülen ler ortava konacaktır. Konuları tartışmak, enineboyuna dıdiklemek yararhdır. Tartısmava katllanlar, yetkili kişilerse varar daha çok artacaktır. Günümüzün ortava çıkardiğı çeşıtlı konular var. Dil bunlardan birisidir Ama. dile gereken önem verilmıvor {Jer avdın gecinen dil tartışmalarına katılıyor. Bazıları, konuşacak söz. yazacak konu bulamadıkları anda dile sarılıvorlar Bazıları da baskalarının çalışmalarını kötülemek va da tersini savunmak icin rlil iizerinp pŞilivorlar. Dilin ulus geli«imipdeki yeri unutuluvor Bir vanda dilimizi durulaştırmıva çalışırken. öte yanda en koyu yabancı «(İ7İerle tümcp l p r kurmaktan cpkınmiyoruz. Bazı aydınlarımi7 dilimizin veter«İ7İi?ini «avunuvorlar «Türkçe düşüncelerimizi anlatmamı?a vetişmıvor. Arapça • Farsça kelimeleri atarken batı dillerinden vararlanmak znrunda kalıvoruz Arapca Farsca kelimeler dilimize yerleşmi». halkın malı olmustur ö^'lpvse. dilde avıklama gpreksİ7dir» divorlar Bu sav ilk bakısta akla vakın görünüvor Bir vıgın taraftartarivİP yenicilerın boşıına ıığraşiıgmı yavıp dııruyorlar Dünyadnki bü%ük dillprle karşılastırırsak Türkçe yoksuldur Ceşitlı bılim fen terimlerini karşıhyamamaktadır Yeni yeni terimlerir» ve hatı sÖ7İerinin dilimize g'rdiğı \alanlanama7 Ama. bu «til ii'erine eğılmpmemizi gprektirmez. Osmanlıca yaşıvan bir dil deEİldır Hplkın mrlı olmamıştır. Yurttaş, Arapça Farsça sözrer yerine TurkceİTİni kullanmaktadır. Su dunıma göre dit üîerine eSilmelı. onu kendi gidişine bırakmamalıyız. Dilin arınması, durulaşm»«ı irin çalışms'ıyız. Bellibaşlr dilleri incelersek. büyük emeklerın ürünii olduklarını göruıüz Tanınmış dilciler ve btınlann ortava kovduâu kıırumlar. ı>un vıllar d'"prinin gelişmesi için çalışmışlardır. Turkrp vpni^ağ baslarında dün><n.ır belübaşlı dilleri arasında ver zlı\ordu. Nlâmivetin tesiri art I'kı... riiliroiz Arapça ve Farsçanın ^al^ıiıina ugradı Gelişmesi yavasladı. Ulusca Islâmlığın ortak dıüne von*ldık. Türkçe uzun yıllar, valni7 kovlulerin konuştuğu geri hir dil olarak kaldı. FuzuH: «Ol sebepten Farişt.Hfzivle çoktur nazm kim» • Nazm nazik Türk lâfziyle iken düşvar olur.» diyerek, Türkçe şiirlerın az olduŞunu ve Türkçe yaz" manın güçlüîünü belırtiyor. Türkçe zarnanla b'itıin bütün boşlanıvor. Ovsa çağıiaş diller. öz benliklerine kavuşmak ıcın d«?v adımlarivle İİPrliyorlar. XVI yazyılria Luther. Almancavı Lâtince ve Fransızcanın tesirlprinden kurtarmak amaciyle; fnci'ı tpmız hir H^lle kaİPme alıvor. 1582 vılında Floransada, Accademia della Cursca 'Kepek Akademisi) kuruluyor. Bu akademinin amacı. ttalyancavı yabancı dillerin etkilerinden kurtarmaktır. Aynı alandaki ça'ışmaları: Fransa. MaranMrn. Rusya ve tngiltere gibi ci"er Avrupa uluşlarında da göliivüiuz Bu dıller çeşitli çatışmalaı sonunda durulmuş. bugünkü çeklini almıştır. Bu diller (genel g ırünümde olmasa da) bugün bile geHsmiye devam etmektedirler. «.'r gilizcedeki: Önsöz anlamına geUn (Preface) yerine şimdi (Forevord) sozünün kullanlması böyle bir akımın sonucudur. Kısisel çabaları bir yana koyar S Sosyal konuları anketlerın süzSsecinaen geçirerek istatistik sonuç ğjlara bağhyan buyük «Gallup» muSessesesi son zamanlarda «insan ve Şendişe» üstüne bir araştırma yapStı. Netice: Ankete cevap verenleSrin %9 u boş yere çözmiye çaba~ladıkları problemlerin pençesmde Skayguya, hatâ suçluluk düşüncesi~ne yakasını kaptırmıya hazırdır. ~Oysa nieeleri: «Üzüntüyu bırakın. •^Rahatlayın. Unutun.» der dururSlar. Sanki güçluklerle boğuşmak Sinsanhğın gereği değilmiş gıbi. S Tam tersine. en tabii bir tepkiEîdir bu. Işini kaybedeceğini fark Hedip de, sevdiğmin kendini sevE;mediğini bilip de. ha^talığa yenilSdigini sezip de, ihtiyarhğın beş Sparasızken yakanıza sarıldığını Sdüşünüp de üzulmemek olur mu? Bu devirde bir realite, bir sorumSluluk şuuruna sahip olanın korku Sduymaması imkânsızdır. Hem taSsalardan, endişelerden bütün bü. ~tün sıyrılmak zararlı şeydir de. SYaklaşan tehjikeye karşı koymak memıştir. Kaç kereler «keske yaps masaydım». «ys şöyle olursa» l a r l a j kendimizi yiyip bitirmişizdir YaS rın dunyayı başka gözle göreceği2 mizi. o problemi baska türlü düS şüneceğimizı unutmuşuzdur Prob^ lemlerinizın boyle dev aynasında büyümemesi, çı&ırından çıkmamaS sı icin basit bir çare vardır. Ken2 di kendinize bir tek soru sorunuz:!; • Ben bu meseleye bir yıl, biı a y ^ bir hafta. üç gün sonra bu kadar^ değer verecek miyim?» S İkinci çare: Içinizi kurt gibi ke^ mıren şeyi bir başkasına. güveneX ceğiniz bir insan açmaktır O z a ^ man üstünüzden bir yük atmış gi2 bi ohırsunuz. S Ve nihayet her problem, herx güçlük, her çıkmaz karşısında şuSnu dusünmeli. şunu kahul etmeli^S siniz. însanın kaderi kendi kuşku ları. korkuları. kendi endişeleriy5 le yasamaktır. Fakat yine o insanS da bütün bunlara karşı koyacakS kuvvetler vardır Cesaıet. ve sağ duyu. PORTRELER Marlen'i gerçekten tanır mısımz? «Marlene'i tanıyor musunuz?» Belki biraz garip soru. Ama zamana baş eğmiyen bu kadının her zaraan oğrenmiye değen yönleri «lacaktır. «Yaş» denen zebanive nasıl kafa tutuyor, ya da oyalıyor. Bir kere bu yeter meraka. Kimdir Marlene? •^ Büinen tarafmı bırakaiım. Pek bilinmiyeni ele alalım: 1924 te Rudolph Sieber'in kansı. Karı kocanın arasında tam bir anlaşma var;" Birbirlerinin yüzünü görme»ek. •jr Annesi Fransız asılh. Babası Alman. Ama doğdugu yılı ke«in elarak bulraak imkânsız. 51 ?8 yajlar ırasında bir yaşta. Hangi•i7 Brlinemiyor. c Kalbinde her zaman çifte aşk. jf Hollywond «Skandalcı» adını knvBiu». Sözde kalbinin daha bir bölmMİ bir erkege titrerken öbürü bir bajka erkege acılırmı?. Ask li=tesi eşsiz: Tyron Power, Noel Co•ward, Kirk Douglas. Jean Gab'n. Michel Wilding. havranlarının sayısı bilinmiyen bütün bu erkekler gelip geçmişler oradan. G«nç amatör In^ilu muharriri + Meşhur sesinin bazı bacaklar pbi bir cazibesi. baraklarında ba Ronald P»arson, Msnş denizini zı sesler gibi bir cazibe olduğu geçıp Fransaya gitmiye karar ver miştir. Ama bu yolculuk asırlardır yapılmış Manş yolculukların•jf Sahnede bir «yapma çıclakdan hiçbirine beriz'emiyecek. Rolık» içinde görünüyor. Lâstek donald ya baTirie sırtına binecek, ya kulu bir «kılıf elbise» içinde. Oda bir cins yunus bahğı tarafınturması y»sak. Çünkü " oturursa " dan çekilerek o kıyılara varacak. darlıktan pathyacak elbise. Oturatnsana çok garip görunen s bu karr.adığı için de lük* vergİFİ alınrar için mütehassısların «pekalâ mıvor. Sahne elbisesi »ayıhyor. olur» dediklerini söylersek şaşmaz «I >'iks» değil. mısınız? Mes«]â Kensington tabiat + Pariste. Etoile'de. ruldiSiniz tarihi müz«si direktörü ile doktor çarkıları söyliyecek: tkinci Dünya Kenneth Back bu fikirdedirler. Hat Harbinin «Lili Marlene»i. «La vie tâ doktor Kenneth: «Böyle bir tecen ro*e», «Warum», «Mavi Melek.» rube yapmak benim de akhmdan Yarım saatte bir buçuk milyon geçmişti» demiştir. friTik alacak. Genç muhar.rir mali yardım buBir buçuk milyon... Ama değlabilirse kendini Fransaya götümez nai? Yanyana çıkan serimlerine' ba recek garip yarış hayvanjnı Flokiralıyacakkanlar, onlan yanyana gdrenler rida akvaryumundan Marlene'in kızmdan daha genç ol tır. Orada ehlileştirilmiş 3 metre duğunu söylemekte ağız birliği et 60 santimetre uzunluğunda bir ba mişe benziyorlar. 58 (hayır, yanıl lina ve ki domuz bahğı vardır. dık, kendisi 51 yaşımdayım. Mavi Pearson bunlardan birini ele geMeleSi 22 yaşımda çevirdim. Çev çirince üstünde dalgıç elbisesi, arşiçesi balinanın rildiği tarihe bakın diye delil gbs kasmda oksijen teriyormuş) yaçında ve 33 yaşın sırtına binecek ya da yunus balık 1 Amerikada ordunun konserve tokları mahvoldu Birleşık Amerikada heyecanlı bir hâdise var: Plâstık torbalara konutup BetaGamma ışmlarından geçi'ilen yumurta. bif'ek ve daha başka yıyecek konserveleri teh likeli hale gırmişlerdır. Ordu. uzun zaman riayanacak bu stoklarla oğünüvordu. Kimsenin onların kalitesinden şüphesi yoktu. Yiyecekleri şualarla konserveleştirme işine 1953 de girişilmişti. Kaliforniada. Stockton'de, bir fabrika satın alınmıştı. Bilginler, bu usulle, yiyeceklerdeki bütün mikroorganizmi yok etmiye muvaffak olmuşlardı. Şualardan geçirilen her bir yiyecesin tad'arı, gorünüşü bozulmamıştı. Artık onlan soğuk hava dfpolarına bırakmaktan başka iş kalmıyordu. Keşiflerinden gurur duyan Stockton âlimleri bu şuadan geçjnış yıyeceklerden gazetecilere, i? adamlarına ve Washington kongresinin 20 üvesine tattırdılar. Hepsı son derec rjeğendi. övdü. Fakat geçen haftalarda, Stockton lâboratuvarları araştırmaları sivil direktörü Rıchard Morse fabrikada çalışmaları birden durdurdu ve stok ların kullanılmasını yssak etti. Tecrube olarak aylarca bu irradie yiyeceklerle beslenen hayvanlarm sonu bir facia olmuştu. Gazetecüer, mebuslaT. İ5 adamlart onlann sadece tadma baktıkları için işi ucuz atlatmışlardı. Onlara "bir şey olmarnıştı 'ama lavaHr hiy vanların haii harap'tı. 'Gözleri evlerinden fırlamıe, kör olmuştu. Fareler çabucak ölmüşlerdı. Köpekler korkunç barsak bozukluklarına tutulmuşlardı. Farelerin kalblerinın sol kulakcığı büyümüş tü. Kiminin kalbi birdenbire duruvermişti. Fakat bu yiyeccklerden hiç biri radyoaktif değildi. Terkiplermde zarar veren bir madde de yoktu. Direktör «Morse» şuaların onlardaki, tabii. hayatî vitamini yok ettiği kanısındadır. Gerçekten hayvanlarda vitamin yokluğu ârıazları görülmüştür. Şimdi 3 buçuk milyar franktan fazla masrafla açılmış olan Stockton fabrikası yakında satılığa çıkarılacaktır. Araştırmalara sıiırdan başlanması istenmektedir. daki kızından daha genç, daha cazip. Kadmlığa böylesine bir gençIik umidı reren kadının yarım §aatte 5 6 şarkısı milyonlar değmez mi dersiniz? Sesi, zaten, başlı başına bir harika. Hemingway onun için: «Başka hıç bir şey olmasa sesi kalbi kırıp geçirmeye yeterdi. Üstleık hem vücudu guzel, hem zeki.» demişti. Ya bacaklan... «Dünyanın en mâ nalı bacaklan» diye anılan bu nefis bacaklar bir kere Amerikan er lerine şarkı sbylerken sahneye üfleyen ruzgârdan açılmış diye çimdi sun'i bir rüzgârla &ahnede eteklerinin açılması âdet oldu. Ya rım asra meydan okuyan kadın bacaklan... Balinanın sırtında seyahat edecek romancı larının dizginlerine sarılacaktır. • Belki de, diye anlatıyor kendisi, onümuzde bir vapur bulunması gerekecek. Yunus balığını doğru yolda yürütmek için. Tıpkı eşek arabası gibi, anlıyorsunuz ya.» Pearson Florida akvaryumuna şimdiden müracat etmiçtir. Ve yunus bahklarının şempanze raaymunları kadar akıllı oldukları. ko layca idare edildikleri cevabını almıştır. Genç muharir bu yolculuğu neden yapmak istediğıni soranlara şu izahı yapıyor: «Bir kitap yazacağım, bu seyahati anlatacağım. Yunus bahklari ile ileili ı'fsaneleri aydınlatacağım. Fakat daha ziyade insanlara büvük, memeli deniz hayvanlarını tanıtacağım.» «Zeki, uysal, sevimli. insan oğ'.una aslâ hak etmediği bir güven duyan» bu zavallı hayvanları.» Muharrir daha evvel «Bir fok uçarak geçivor.» adında bir kitap yazmı?tır ve iki foku nasıl ehlileştirdigini, onlarla nasıl denize, banyoya gittiğıni anlatmıştır. tstanbul Belediyesi REIITR TİYATROLAR1 DRAM KISM1 HAMLET Saat 21 de . Yazan: Çetin Altan Salı akşamlan temsll yoktur. Pazar günleri 15 30 da matin* Telefon: 44 04 09 YENİ TİYATRO'da Tahtaravalli Yazan: Shakespeare Pürkçpst: Orhan Buriau Pazartesi akşamlan temsll yokiur Saat 21 de Yazan: C Goldoni TOrkcesl: Mahmut Abae Temsil gilnleri: Perçembe, curoa, cumartesi pazar tstanbul Biiliimünde FETTAN KIZ LÂLE TİYATROSUNDA (Lale Sineması) K O R U Y U C U M E L E K L E R r ŞATONUN KlRALİÇESİ 2 JMDAT ^X 6İBİYAKOIM EDEM6IMİV0İMİZ K A N ) L I u Ü l E L BıR, VİIZIM HAVATINI KUR 1 Caraamba aksamlan tpmril yoktur Her üç tiyatroda pazar günlPrt saat 15 30 da matine Paat 21 (İP KADIKÖT B)LrMÜNDB Yazan" Loııis Verneuil Türkçesi Bedla Akknyunln Pf"~=embe günle*i tpmsil yoktur. P<azar günleri 15.30 da matine Te'efon: 3fi 06 82 Küçük Sahne SÖZDE MELEKLER Pazartesi. Salı. Çarşamba 21 de, Salı talebeye 17 de BES PARMAK Perşembe, Cuma, Cumartesi. Pazar 21 de; Cumartesi, Pazar matine 17 de; Cuma talebeye. MUAMMEP) v j KARACA TtVATRO Pazartesi hanç Her gece Suvare 21 de TAHT* ÇANAKLAR Her gün matine 18 de Salıncakta iki kişi Tel: 44 66 66 AKİF BEY Devlet İşleri ^ » BU L MA< : A 1 «a M * 2 3 4 5 6 7 8 * c İ^S < AOIM PADaA.TE.7 ÇHARLE5 PADâATE. YÜZMU7 SUDAN : r ar •a 1 1 1 1 1 m 1 1 1, 1 m 1B!I 1 1 1 • 1. • 1 »! BAY OSCAIfc KROF N'ÎMKtTS'iin MACbKALARl: • SOLDAN SAĞA: 1 Hafif ekşimtrak lezzette. İnsan hayatmda rastlanılan v« Z A Y İ Te'.Ukoz köyü îlkokulundan '1ÜİC4 ald;4ı« dipl«ma>nı kavbetttm. 2 Ayakta duranların aksi şekli üzerinde önemle durulması gereHükümsüzdür. olan hareketi yapma. 3 Ses, her ken diger bir nokta da başansizŞafaan Küçokalev haugi bir şeyin en derin yerindelık korkusudur. Bu korku, duyan tSTANBHL Tİ¥atr«so ki kısıra. 4 Tersi «katı ve zaHPT akçam 21 de Elhamrada limce sevgı* mânasına iki kelimePazartesi Salı dir. 5 Her gün etrafımızda ceÇarş'mt» . Persembe reyan edenin yarısı, Orta Avrupa Cuma giinleri : nehirlerinden biri. 6 Her han»i ACABA HANGISİ bir is veya hareketi yapmak için Koırıedi 3 perde selıep teşkii eden sey. 7 Emelier i Pazar günlerj : ISTANBUL ANK.ARA r« tatlı arrular (eski usul çoîul), BULl'NMAZ P.4NSIYON 7.27 Açılış ve program 7.30 Giin eskı hartlerdrn birinin okunnşu. I Çarşamba 6.57 Günaydın ve günün programları tenzllâtlı halk matineM. 7.00 Bugun 8.00 Haber bülteni »ydın sevgill dinleyiciler 8,00 Ha8 Eçede Meryem Ananın ikamet ] Cumartesi Pazar 16 da matine. per8.17 Bugun 8.17 Bu günün progra. berler 8.15 Sarkılardan bir demet yerine en jakın kasabamız, bir Sembe suare, cumartesi giinrtüz ünıver. mının devamı 9,00 İkinci prograno 8 35 Müzikli sabah gezintisi 9.00 edat. sitelilere tenzilât. Tel: 44 22 36 12 00 Öp1< yayını ve programları "rogram ve kepanıs. İ'UKARIDAN AŞAĞIYA: İKtNCİ PROGRAM 12.65 Bir plak albümü 12.30 $arkıUr t Bütün solcu müzevirlikleri9.05 Vslsler ve marşlar »30 Müzik 13.00 Haber bulteni 13.15 Meteorolojlden hal»er 13.17 Frstık Sinarra »45 Saz eseriert 10.00 Muzik niıı hazırlandığı merkez. 2 Bir soy'üypr 13 30 Saratkârlar geçidi •OiO Sevilen melodller 11.15 Müzik seyin yanıp alev almasını sa&lı14.00 George Shearing Kentetl 14.30 11.35 Dans mürtğl 12J0 İkinci yaeak hareketi yapma. 3 lsa Ppyçamberin çarmıha gerilmesini Türküler 14.45 Hafif »arkılsr iroT»mın kapaoısı. 12.27 Acılıs ve program 12.30 Sar önlfmek elinde iken bunn yapmı15.90 Akşam programları ve tki saat •cılar 13 00 Haberler 13.15 Yerrek yan havvari, Labkuz ve tcrte«nız. (KONYA GEZİSİ) ara. •^'izlii 13 45 Saz eserlcrl 14,00 Ka. 16 57 Akşnm yayını ve programları *tr ve ev saııtl 14 10 Küçirk konser i Tersi büyük sayıdan küçük Yol, yemek. otel, ihtıfale giriş j! işi ıç^n eskiden 17 00 Şarkjlar 17.15 Halk Sazları 14.30 $arkıl«r 15.00 Program ve sa>ivı çıkartma kulianılan terimdi. bir edat. 5 İN. CO. SER TURİZM j TopluhıSu 17.25 Kbvlü karcieşlerimiz! le başha«ı 17.30 Şartılar 17.45 1K57 Acılıj ve vrmtram 17.00 Ak Vücndumuznn Tel: 44 30 74 | Radvo Ile İngilizce 18.00 Orkestra = < mıız'ğl 17.15 Türkü'er 17.30 köse!erinden bı =m jj Bankalar C. Bankalar Sarayı 9 'j 18.3» B i » gelenler 1« 00 Haber ^arok O t ı n ViMSi 17.50 Efertim rinin yansı. sai' bulteni 19 15 Mpt?orolojlden haber aat; 18.00 Kııtne Fasll 1S.25 Be!e. ne sanatkârının 4 19.17 Tariht*r. krir yaprak 19.201 •î ye «aati 18 35 Vnrik 19 0(1 Ha. vazifesi. 6 T Molod.lçr 18..W Ş»rkılar 19.50 Di b*T'er 19.15 SarVıl=ır 19.45 € ç S3z Sevindiren (iki |E|L W Kirahk İş Yeri ri . AhlSki rıu=?habe 20 00 Kıbrı» dan mplndl'er 20 00 Kıhns ^aati kelime). 7 Sü = ti 2<U5 Rarivo Ga7eteçi 20.30 T) 15 Ratfvo Gazete«l 20 *•; Pat BooBeyoğlunda, Istıklâl caddeRir edat. «her Klftsik Turk Muzlğl 21.00 Silâhll •w'den sarkılar 20 50 S">il>etler sinde şırketler, müesseseler ve bir fikre KtıvTet'er S=ıti 21.15 Hafif m«Jodl 21.00 Sarkılar 21.30 Ortiu saatl Dunku hıılmacanın ış adamları için asansor, ka ı muhale h a , l P r i n m , ş Ş P k l 1 ler 21.30 Fil'tn dünyaü 22,00 Kon. 21 « Ssrkılar 22 00 Kısa hsb?rl»r karşı lorifer ve parkeli müstakil ,' ferto 22 40 Devamı yarın aksam 22 05 Miirik 22.45 Vivo'or^] «olnlarl fet etme!» mâiki kat, müracaat: "' 23 00 H=berler 23 15 Pivano ?oii aasına bir emir. 8 Avrupanın 23.00 Hab?r bültenl 23.15 Sonat Telefon: 44 76 61 Un n,30 Sall saıt 23.30 24,00 rn Miksek sıra dağları, çok ho»! 13 45 M«lodiler 24,00 Yarmın progKapanış. ve güzel. i ranüan. •I 1, 1 • 1, ÂİYOJBUGÜNKUPROGRAM Hz. MEVLÂNA I